Arama

Güvercin (Columbidae) - Tek Mesaj #7

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
11 Kasım 2017       Mesaj #7
Safi - avatarı
SMD MiSiM

GÜVERCİN VE KUMRU

Ad:  güvercin.JPG
Gösterim: 2551
Boyut:  74.3 KB

güvercingiller (Columbidae) adıyla anılan ve 300'den çok kuş türünü içeren aynı familyanın üyeleridir. Kutup bölgeleri ile ılıman iklim kuşağının en soğuk yerleri dışında dünyanın hemen her yanında birkaç güvercin ve kumru türü bulunur. Aslında biyolojik özellikleri açısından bu kuşlar arasında hiçbir fark yoktur. Yalnız geleneksel olarak biraz daha iri türlere güvercin, öbürlerine kumru denmiştir. Hatta kumrularla aynı cinsten olan bir tür üveyik adıyla bilinir. Familyanın en küçük üyesi 15 cm uzunluğundaki elmas kumru (Geopelia curnata), en irisi de Yeni Gine'de yaşayan ve uzunluğu 80 santimetreyi bulan taçlı güvercindir (Goura cristata).

Güvercinlerin gövdesi yumuşak ve sık tüylerle kaplıdır. Bildiğimiz evcil güvercinlerde boz, kurşuni ya da pas rengi gibi donuk renklerde olan bu tüyler, bazı tropik türlerde yeşil, sarı, mavi, mor gibi parlak ve canlı renklere bürünür. Türlerden birçoğu da değişik renklerden oluşan desenlerle bezenmiştir.

Bütün güvercin ve kumrularda üst gaganın dibinde çıkıntı yapan bir et parçası bulunur. Bu kuşların başları gövdelerine oranla küçük, boyunları da oldukça kısadır. Bacaklarının, kuyruklarının ve kanatlarının uzunluğu türlere göre değişir. Öbür kuşların çoğunda rastlanan eşeysel ikibiçimlilik güvercin ve kumrularda görülmez; yani dişi ile erkek ayırt edilemeyecek kadar birbirine benzer. Bazı türler böcek, solucan ve salyangoz yerse de büyük bölümü tohum yemeye uyarlanmıştır. Treron cinsinden yeşil güvercinler ile bazı başka türler de yalnızca meyveyle beslenir. Hemen hepsi, gırtlaktan gelen yumuşak "huu" sesleri çıkararak "dem çekme" denen özel ötüşleriyle tanınır.

Yalnız yaşamaktan hoşlanan bazı türler dışında, güvercinler ve kumrular her zaman sürüler halinde bulunur. Taçlı güvercin gibi iri türler daha çok yerde yaşayan, toprağı eşeleyerek yiyecek arayan ve yerde yuva kuran kuşlardır. Aynı yaşama ve beslenme alışkanlığı, Türkiye'nin ve bütün Avrupa'nın yerli kuşlarından olan üveyik (Streptopelia turtur) ile gökçe güvercinde (Columba oenas) de görülür. Buna karşılık türlerin çoğu ormanlık bölgelerdeki ağaçlarda yaşar ve yuvasını dalların arasına kurar. Eskidünya'da çok yaygın olan ve Türkiye'nin Toroslar, Kuzey Anadolu Dağlan gibi yüksek kesimlerinde kuluçkaya yatan tahtalı (Columba palumbus) da bir orman güvercinidir. Ama ekili tarlalara, bahçelere, hatta insanların bulunduğu parklara kadar sokulur. Bayağı kumru ya da küçük kumru (Streptopelia senegalensis) ve gülen kumru (Streptopelia decaocto) adıyla anılan türler de yerleşme yerlerine kadar sokulan ve insandan ürkmeyen kuşlardır.

Güvercinler ve kumrular yuvalarını genellikle ağaçların alt dallarına, kaya çıkıntılarına ya da ağaç oyuklarına taşıdıkları ince dal ve çalı parçalarıyla yaparlar. Dişi kuş yuvaya genellikle iki, bazen de bir ya da üç yumurta bırakır. Birçok türün yumurtaları beyaz, bazılarınınki sarımsıdır. Kuluçkaya yatma, yumurtaları gözetme ve yavruları besleme görevini dişi ile erkek birlikte üstlenir.
Güvercin ve kumruların başka hiçbir kuşta örneğine rastlanmayan en ilginç özelliği yavrularını beslemek için sütümsü bir sıvı salgılamalarıdır. "Güvercin sütü" denen bu madde erişkin güvercinlerin kursaklarından (yemek borusunda, besinlerin geçici olarak depolandığı keseden) salgılanır ve memelilerin sütü kadar besleyici bir sıvıdır. Ana baba bu sıvıyı kendi gagasından yavrunun ağzına akıtır ve yumurtadan yeni çıkmış yavrusunu tohum yiyecek duruma gelinceye kadar böyle besler. Çok ender bulunan değerli yiyecek anlamındaki "kuşsütü" sözcüğü de bu yüzden deyimlere geçmiştir. Güvercinler ile kumruları öbür kuşlardan ayıran başka bir özellik de su içme biçimleridir. Bütün kuşlar gagalarına bir yudum su alıp başlarını geriye atarak yuttukları halde, güvercin ve kumrular tıpkı memeliler gibi suyu emerek içerler.

Evcil Güvercinler
Günümüzde, süs kuşu olarak kafeste beslenen ya da çeşitli becerilerinden yararlanılan yüzlerce evcil güvercin soyu vardır. Bunların hemen hepsi, Avrupa ve Asya'da yaşayan kaya güvercininden (Columba livia) türetilmiştir. Bu kuşun İÖ 4500'lerde ilk kez Irak'ta evcilleştirildiği ve eti için kafeste beslendiği sanılıyor. Sonradan İslam dininde, Musevilik ve Hıristiyanlık'ta kutsal sayılan, barışın ve sevginin simgesi olarak görülen güvercinler için camilerde, büyük konaklarda, Avrupa'daki malikânelerde küçük yuvalar ya da güvercinlikler yapılmaya başlandı. Zamanla evcil güvercinden pek çok süs güvercini türetildi. Kabarık göğüs tüyleriyle tanınan soylar, yeleli ve perçemli güvercinler, kuyruğunu kaldırarak yelpaze gibi açan tavus güvercinleri ve uçarken havada taklalar atan taklacı güvercinler en sevilen süs güvercinlerindendir.

Bu soylar arasında insana en yararlısı ise, hiç yere konmadan çok uzun süre uçabilen posta güvercinidir. Yavruyken eğitilen posta güvercinleri kilometrelerce uçtuktan sonra bile yönünü bularak evine dönebilir. Yavru posta güvercinleri yaklaşık bir aylık olduklarında eğitime alınır. Eğitici, yavruyu yuvadan biraz uzaklaştırdıktan sonra salıverir. Eğer yolunu bulup güvercinlikteki kapaklı delikten içeri girebilirse biraz daha uzağa götürür ve bazen 800 kilometreden geri dönebileceğine inanıncaya kadar bu eğitimi sürdürür.

Posta güvercinleri eskiden bir yerden bir yere haber iletmek için kullanılırdı. Bunun için, haberin yazılı olduğu kâğıt sıkıca sarılarak metal bir silindirin içine yerleştirilir ve lastik bir bantla kuşun ayağına tutturulurdu. Roma İmparatorluğu'ndan başlayarak yüzyıllarca savaşlarda haberleşmek için hep posta güvercinleri kullanıldı.

Bugün birçok ülkede, özellikle güvercin sevgisinin çok yaygın olduğu Belçika'da posta güvercinleri arasında yarışlar düzenlenir. Yarıştan önce bütün güvercinlerin ayağına, üzerinde numara olan birer halka takılır ve aynı anda, aynı noktadan salıverilen kuşlardan hangisi en önce yuvasına ulaşarak kapaktan içeri girerse yarışı kazanmış olur.

Bir zamanlar Amerika'da yaşayan göçmen güvercin (Ectopistes migratorius) bugün soyu tükenmiş türlerden biridir. 1880'den önce sayıları milyarları bulan bu kuşlar eti için öyle çok avlandı ki, sonunda Ohio'daki Cincinnati Hayvanat Bahçesi'nde korumaya alınan bir tek göçmen güvercinden başka örnek kalmadı. 1914'te türün bu son temsilcisi de ölünce göçmen güvercinlerin soyu tükendi. Ama doğadaki türleri korumak için önlem alma gereği ilk kez o zaman duyuldu ve soyu tükenen bu kuş öbür türlerin geleceğini kurtaran ilk uyarı oldu.
kaynak: Temel Britannica
SİLENTİUM EST AURUM