Arama

Tanburi Cemil Bey - Tek Mesaj #4

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
30 Ocak 2018       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM

CEMİL BEY Tanburi

Ad:  tamburi cemil.JPG
Gösterim: 4086
Boyut:  44.3 KB

türk tanbur ve kemençe virtüözü, besteci
(İstanbul 1871 ya da 1873- ay.y. 1916).

On yaşından başlayarak kendi kendine keman ve kanun öğrendi. Daha sonra tanburla ilgilendi. Kısa sürede bu çalgıda ustalaştı. Bir amatör olan ağabeyinden kuramsal müzik, Aleksan Efendi'den de nota öğrendi. Bilgisini daha sonra tanıştığı ünlü müzikçilerden yararlanarak zenginleştirdi. Yirmi yaşına gelmeden, geleneksel üslubu hiçe sayan bir tanburi olarak ünlendi. Bir yıl Mülkiye’de okuduktan sonra Hariciye nezareti'nde çalışmaya başladı. İşine çok seyrek gidip geldiği halde, hayranları arasındaki paşalar, şehzadeler tarafından korundu. 1890’larda, yalnız İstanbul'da değil, imparatorluğun en uzak yörelerinde, gelmiş geçmiş en büyük tanburi olarak ünü hızla yayıldı, ilerlemiş sayılabilecek bir yaşta kemençeye başladı, çok geçmeden hocası Vasil'i gölgede bıraktı. Plaklarını 1910'ların sonlarından başlayarak doldurdu.

Tanbur ve kemençe dışında büyük ustalıkla lavta ve çello da çalan Cemil Bey'i, virtüöz, doğaçlamacı ve besteci olarak ayrı ayrı değerlendirmek gerekir: önceleri çok az mızrapla çalınan tanburu, —ut ve lavta gibi— bol mızrapla çalma tekniğini geliştirdi; sapının çok uzun oluşu yüzünden kıvrak melodilerin icrasına elverişli olmayan tanburu —ut ve lavta kadar— kıvrak bir çalgı olarak kullandı. Genellikle bir buçuk oktavlık bir çalgı kabul edilen ke- mençeyi, tel eklemeksizin, iki buçuk oktavlık bir ses alanına kavuşturdu. Gerek kemençeden, gerek çellodan, üstün bir yay tekniğiyle, lirik taksimlerine uygun, pürüzsüz bir ton elde etti.

Cemil Bey'in virtüözlüğünü doğaçlamacılığından ayırmak güçtür; türk müzi ğinde öteden beri büyük önem verilen doğaçlama, onun taksimleriyle, sağlam cümlelerle kurulmuş üç bölümlü bir form durumuna geldi. Güçlü sağ ve sol el tekniğini sergilemekten kendini alamadığı taksimleri, coşkun lirizmleriyle, birer virtüözlük gösterisi olmaktan kurtulmuştur.
Verimli bir besteci değildi. Bu, genellikle, doğaçlamaya olan düşkünlüğüne bağlanır. 8 peşrev, 7 sazsemaisi, 16 şarkı, 3 oyunhavası ve 2 ninni olmak üzere toplam 36 yapıt besteledi. Ama bunlara 80 dolayındaki taksim plağı da eklenmelidir.

Başlıca yapıtları:


PEŞREVLER: Ferahfeza, Şedaraban, Mahur;
SAZSEMAİLERİ: Ferahfeza, Şedaraban, Muhayyer, Hicazkâr;
OYUNHAVALARI: Çeçen kızı (hüseyni), Nıhavend / Nikriz sirto;
ŞARKILAR: Feryat ki feryadıma imdat edecek yok (şehnaz), Görmek ister gözlerim her dem seni (hüseyni), Nazirin yok senin ey mâh yerde (evç);
TAKSİMLERİ: tanburla: Şedaraban, Gülizar, Müstear, Nihavend II, Suzidil; kemençeyle: Pesendide, Sultaniyegâh, Hüseyni, Ferahnâk, Evcârâ, Acemaşiran; çelloyla: Muhayyer, Bestenigâr, Hüseyni; lavtayla: Kürdilihicazkâr.
Kaynak: Büyük Larousse
SİLENTİUM EST AURUM