HİPPOKRATES Antikçağ'ın en büyük hekimi
(İstanköy adası 460 - Larissa, Tesalya, İ.Ö. 377'ye doğr.).
Zamanının tıbbi bilgilerini tümüyle özümseyen ve en iyi biçimde uygulamaya koyan insandır. Klinik gözlemlerin öncüsü olan Hippokrates kendi adıyla bilinen ama kuşkusuz bazıları da kendisine ait olmayan birçok inceleme kitabında, çok ilginç ve tutarlı bir tedavi yöntemini ortaya koydu. Hippokrates'in tıp kuramı organizmanın yapısal bozukluklarına dayanır. Birtakım hayali etkenleri de işe karıştırmasına rağmen uygulamada sağlıklı ve mantıklı bir tedavi sanatına ulaşmıştı. Hippokrates'e ait olduğu söylenen yapıtlar içinde en otantik olanları: Peri aeron, hydaton, topon (Hava, sular ve ortamlar ders kitabı); Aphorismoi (Özdeyişler); Prognostika (Prognoz)'dır. Doktorların mesleğe başlamadan ettikleri ant ona aittir.
Hippokrates andı, tedavi sanatının ahlak kuralları. Hippokrates'in koyduğu bu kurallar, Fransa'da hemen hiç değiştirilmeden XV. ve XVI. yy.’da hekimlik andı kabul edildi. O zamandan beri uygulanan andın özgün metni şöyledir:
"Aşağıdaki sözlerimi ve andımı bütün gücüm ve kudretimle yerine getireceğime hekim Apollon, Hygieia, Panakeia ve bütün tanrı ve tanrıçalar üzerine and içer ve hepsinin tanıklığına başvururum: hekimlik hocamı annemle babam kadar seveceğim, mallarımı kendisiyle paylaşacağım ve gerekirse onun ihtiyacını karşılayacağım; çocuklarını kardeşlerim bilecek, isterlerse hekimliği onlara karşılıksız öğreteceğim. Kuralları, sözlü dersleri ve öğretimin geri kalan bütün inceliklerini, oğullarımdan, hocalarımın oğullarından ve tıp yasalarına göre ant içmiş ve söz vermiş öğrencilerimden başka kimseye öğretmeyeceğim.
Hastalarımın rejimini gücüme ve sağduyuma dayanarak onların yararına göre vereceğim; her çeşit kötülükten ve haksızlıktan kaçınacağım. Benden istense bile hiç kimseye zehir vermeyeceğim ya da bu konuda bir telkinde bulunmayacağım; aynı şekilde hiçbir kadına çocuğunu düşürmeyi sağlayacak bir nesne vermeyeceğim. Yaşamımı namus ve saflık içinde geçirecek, mesleğimi bu yönde uygulayacağım. idrar torbasından taş çıkarma ameliyatı yapmayacağım. Girdiğim her eve sadece hastaların yararı için gireceğim. Bozucu nitelikte olan ve isteyerek yapılan her çeşit kötülükten uzak duracağım, özellikle özgür ya da köle, kadınları ve erkek çocukları baştan çıkartmaktan kaçınacağım. Mesleğimi uyguladığım sırada ya da bunun dışında, toplum içinde gördüğüm ya da işittiğim, açıklanması gerekmeyen hiçbir şeyi açıklamayacak ve böyle durumlarda ağız sıkılığını bir görev sayacağım.
Bu andımı hiç bozmadan yerine getirebilirsem, yaşamımı ve mesleğimi mutluluk içinde geçireyim, insanlardan daima hıristiyan mahallesi saygı göreyim, eğer andımı bozar, yerine getirmezsem bütün bunların tersi olsun."
Türkiye'de Tıp fakültesi'ni bitirenlerin diploma andı şöyledir:
"Hekimlik mesleği üyeleri arasına katıldığım şu anda hayatımı insanlık hizmetine adıyacağıma açıkça söz veriyorum.
Beni eğitenlere karşı saygım ve minnettarlığım devam edecektir.
San'atımı vicdanıma uyarak vakarla uygulayacağım.
Hastalarımın sırrını her zaman için saklayacağım.
Hekimlik mesleğinin şerefini ve yüce geleneklerini sürdüreceğim. Meslektaşlarım kardeşlerim olacaktır.
Din, milliyet, ırk, parti ya da sosyal sınıf ayrılıklarının hastamla görevim arasına girmesine izin vermeyeceğim.
İnsan hayatına ana karnına düştüğü andan sonuna kadar mutlak bir saygı duyacağım.
Baskı altında bile olsam tıp bilgilerimi insanlık yasaları dışında kullanmayı kabul etmeyeceğim.
Tüm bunları yerine getireceğime namusum ve şerefim üzerine açıkça ant içerim.”
Kaynak: Büyük Larousse