Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
12 Mart 2018       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Tedavi seçenekleri:
Varis tedavisinde 2 ayrı sorun birlikte giderilmelidir. Dıştan görülebilen varisler tedavi edilmeli, ancak belki bundan daha önemli olan altta yatan ve toplardamar içindeki basıncın artmasına yol açan sorunun giderilmesidir. Böylece hastanın görüntü sorunu giderildiği gibi ağrı ve bacakta şişme yakınlaraı düzelecektir. Belki de en önemlisi hastaların temel kuşkusu olan varislerin tekrarlama olasılığı en aza indirilecektir.

Skleroterapi (iğne tedavisi):
Bacaktaki varislerin içine çok ince iğneler ile bir madde verilerek toplardamarın tıkanmasıdır. Orta ve büyük çaplı damarlarda başarı şansı düşük olduğundan önerilmemektedir. Çapı 1-3 mm civarında olan varislerde kullanılabilir . Uygulanan venin çapı arttıkça yöntemin başarısı azalmaktadır. Köpükle yapılan skleroterapi son 10-15 yıl içinde İspanya dan popüler hale gelmiş ve son zamanlarda bazı Batı Avrupa ülkelerinde de uygulanmaya başlanmıştır. Bu girişim muayenehane veya poliklinik koşullarında yapılmaktadır. Her seansta belli bir alan yapılmakta ve belirli aralıklarla hasta çağırılarak tedavi tamamlanmaktadır. Hasta girişim sonrası yürüyerek evine gidebilmekte, araba kullanabilmektedir. Girişim sonrası 3-5 gün arasında varis çorabı giyilmesi önerilmektedir. Başarı oranı yüksektir. Yan etkiler nadir olsa da görülebilir. Allerjik reaksiyon son derece nadirdir. Verilen ilacın damar dışına sızması renk değişikliğine yol açabilir. Tedavi sonrası bu bölgede oluşan morluklar ve şişlikler geçicidir.

Lazer tedavisi
Lazer teknolojisi varis tedavisinde son 5 yıldır gittikçe artan yaygınlıkta kullanılmaktadır. Cildin dışından verilen lazer ışınları ile çapı 1 mm altında olan toplardamar genişlemeleri yok edilebilir . Ancak daha geniş çaplı damarlar cilt dışından lazer ile tedavi edilmemelidir. Damarı kapatmak için gereken yüksek enerji ciltte yanıklara, renk değişikliğine ve parşömen gibi değişikliklere yol açabilir.

Günümüzde tüm dünyada en popüler tedavi büyük varislerin içten lazer ile kapatılmasıdır . Bu girişim eskiden hemen daima cerrahi tedavi gerektiren hastalarda rahatlıkla kullanılabilmektedir. İşlem sırasında öncelikle bir iğne ile damarın içine girilmektedir. Ardından Doppler ultrason denen bir cihaz kılavuzluğunda öncü tel damarda uygun yere yerleştirilmektedir (resim 8). Ardından lazer ışığını damar duvarına verecek olan ince tüp damar içinde ilerletilmektedir. Son olarak lazer kaynağı çalıştırılarak kontrollü olarak damarın içten tıkanması sağlanmaktadır . Bu yöntem önemli avantajlara sahiptir. Öncelikle lokal anestezi altında yapılabilmektedir. İşlem ortalama 30 dakika-1 saat sürmekte, hasta 1-2 saat dinlendikten sonra yürüyerek evine gönderilmektedir. İşlem sonrası hareketlerinde herhangi bir kısıtlama gerekmemektedir. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ülkelerinde heryıl onbinlerce hasta bu yöntem ile tedavi edilmektedir. Girişimin başarı oranı %98 civarındadır. Bu yöntem varis yakınması olan olguların % 70’ine uygulanabilmektedir. Başarı için iyi hasta seçimi çok önemlidir.

İşlemin komplikasyonları nadirdir. Olguların %20’sinde bacakta geçici morluk oluşabilir. Yöntemin önemli dezavantajı maliyettir. Kullanılan lazer tüpleri tek kullanımlık olup herbiri 400 dolar civarındadır. Günümüzde bu teknoloji ülkemizde tarafımızdan yaygın olarak uygulanmaktadır.

Lazere benzer şekilde damarın içten kapatılmasını sağlayan diğer bir yöntem ses dalgalarının kullanılmasıdır. Bu girişimin uygulanması lazer ile aynıdır. Tek fark lazer enerjisi yerine ses dalgaları kullanılarak tıkanma sağlanmasıdır. Bu yöntemde lokal anestezi altında yapılmakta ve hasta girişim sonrası evine gönderilebilmektedir.

Cerrahi tedavi
Burada amaç dıştan görülen varislerin çıkartılmasının yanısıra toplardamarların içinde yüksek basınca yol açan, ve hemen daima kasık bölgesindeki kapakçıkların yol açtığı yetersizliğin giderilmesidir. Bu yetersizlik giderilmezse hastaların yakınmaları süregelecek ve varisler kısa zamanda tekrarlayacaktır. Hastaların ameliyat öncesinde Doppler ultrason ile incelenmesi bu nedenle çok önemlidir. Eskiden ayak bileğinden kasığa kadar tüm toplardamar bir tel yardımı ile soyulmakta idi. Bu girişim artık son derece nadiren kullanılmaktadır. Çünkü diz altındaki ana yüzeysel toplardamarın kendisinde varis gelişme olasılığı azdır . Bu damar ileride yapılabilecek kalpte bir bypass operasyonu için gereklidir ve olabildiğince korunmalıdır. İdeal tedavi lazer veya ses dalgası enerjisi kullanarak kasık-diz arasındaki sorunu gidermek ve kalan yan dal varislerini bölgesel olarak çıkartmaktadır.

BAKINIZ
Varis Hastalığı
SİLENTİUM EST AURUM