meslek içi eğitim
çalışanlara meslekleri doğrultusunda verilen eğitim. Genellikle işverenler tarafından yürütülen programları kapsar.
II. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında işverenler yaygın bir uygulamayla meslek içi eğitime yöneldi. Barış döneminden savaş sanayisine geçiş yeni işlere kaydırılan işçilerle, yan kalifiye ve kadın işçilere yönelik eğitim programlannı gerektirdi. Daha sonra hızlı teknolojik gelişmenin getirdiği yeni teknikler, araçlar, malzeme, güç kaynakları ve hızla gelişen otomasyon, sanayide geniş çaplı değişimler yarattı. Benzer bir dönüşüm bilgisayarların yaygınlaşmasıyla büro işlerinde de görüldü. Bütün bu gelişmeler eğitimde de yeni bir yaklaşımı doğurdu.
Günümüzde daha işe başlarken meslek içi eğitime büyük önem verilmekte, bu eğitim yönlendirme programları ve tanıtıcı basılı malzemeyle desteklenmektedir. Çalışanın teknolojik gelişmelerin gerisinde kalmamasını sağlamak için de fabrika ve bürolarda bilgi tazeleyici programlar düzenlenmektedir. ABD’de, yüksek teknik beceri isteyen işlerde büyük işyerleri üniversitelerle anlaşarak özel kurslar düzenlemektedir. İngiltere’de ise çalışanlar daha çok çeşitli okullarda verilen dersleri izleyerek sertifika almaya özendirilmektedir. Bazen de çalışma ile bir teknik okulda eğitim dönemleri dönüşümlü olarak birbirini izlemektedir. Birçok işveren eğitim ücretlerini ödeyerek ya da işten izin vererek eğitimi özendirmekte, çok büyük şirketlerin de doğrudan meslek içi eğitimin yanında kendi teknik eğitim sistemlerini geliştirdiği görülmektedir.
Meslek içi eğitime verilen önem eğitim yöntemlerinde de birçok yeniliğe yol açtı. Ders anlatmanın yerini grup tartışması aldı; örnek olay inceleme yöntemi yaygınlaştı; canlandırılan bir işyeri ortamında eğitilenlerin belli roller üstlenerek ve yorumda bulunarak çözümler aramasına gidildi. Aynca görsel-işitsel yardımcı araçlardan yararlanılmaya başladı. Bu arada yeni sanayi kollan yeni gereksinimler doğurdu. Birçok büyük havayolu şirketinde uçuş personelinin eğitimi çok gelişmiş bir etkinlik haline geldi. Radyo ve televizyon kuruluşları program kalitesini yükseltmek için eğitim programları geliştirdiler.
Meslek içi eğitim sanayi kollarından çok, şirket yönetimlerinin kararlarına bağlı olarak gelişti. ABD’de ilk şirket okullan 1890’larda kuruldu; Ulusal Şirket Eğitimi Birliği 1919’da oluşturuldu. Uluslararası Kent Yöneticileri Birliği, Kamu Personeli Birliği ve Eyalet Hükümetleri Konseyi gibi meslek toplulukları da eğitim programlarını desteklediler. İngiltere’de 1964’te yürürlüğe giren Sanayi Eğitim Yasası bu konudaki en önemli devlet girişimlerinden birini oluşturdu. Yasanın her sanayi kolu için öngördüğü eğitim kurullarına, ilgili sanayi kolundaki firmalardan para toplayarak eğitim programlarını destekleme yetkisi verildi. Eğitim programlarına yön vermek için de Sanayi Eğitim ve İleri Öğrenim Merkez Kurulu oluşturuldu.
Teknolojideki hızlı ilerleme ve işletme yapılarındaki karmaşıklaşma hem kamu sektöründe, hem de özel sektörde yönetici eğitimini zorunlu hale getirdi. ABD’de iş idaresi yüksekokullarıyla üst yönetici eğitim programlan savaş sonrası dönemde büyük ölçüde kurumlaşmıştı. Harvard Lisansüstü İşletme Okulu bunun bir örneğiydi. İngiltere’de üst düzey yönetim sorunları üzerine kısa dönemli kurslar düzenleyen Yönetici Personel Yüksekokulu 1944’te Henley-on-Thames’de kuruldu. Bu örnek Avustralya’da Mount Eliza’da, Hindistan’da Haydarâbad’da, Pakistan’da Lahor’da ve Filipinler’ de Baguio’da da başanyla uygulandı. Aynca üst düzey yönetim tekniklerini geliştirmek amacıyla çeşitli şirketler kendi kurumlarını kurdular; Unilever ve Royal Dutch- Shell gibi büyük uluslararası şirketler de çeşitli ülkelerden gelen üst düzey yöneticileri için iş idaresi eğitim programları yürüttü.
Eski SSCB’de, sanayi ve ticaret etkinliklerinin devlet denetiminde olduğu dönemde yükseköğretim mesleki gelişmeyle doğrudan bağlantılıydı. Öğrenciler, edinmek istediği mesleğe ya da uzmanlık alanına uygun düşen bir enstitü ya da üniversitede uzmanlık dersleri görüyorlardı. Moskova Devlet Üniversitesi Sanayi Yönetimi Sorunları Laboratuvarı da yönetimin kurumsal temelini oluşturuyomu.
Ekonomik ilerlemeleri büyük ölçüde yeni tekniklerin kullanımına dayanan azgelişmiş ülkelerin kendilerine özgü eğitim sorunları vardır. Bu ülkeler gerek sanayide, gerekse büro işlerinde yeterli sayıda eğitilmiş teknisyen, denetçi ve uzman yönetici yetiştirecek eğitim örgütlerine gereksinim duyarlar. Bazısının ilk ve orta öğretim yapısı çağın gereklerini karşılamaz; okul sisteminde mesleki eğitime yer verilmemiştir; üniversitelerin bilim ve teknoloji programlan yetersizdir. Dolayısıyla kilit personelin bir bölümünü eğitim için yurtdışma göndermek ve teknik yardım programlan çerçevesinde yabancı uzmanlardan yararlanmak gibi yollara başvururlar. Birleşmiş Milletler ve bağlı kuruluşları bu ülkelerdeki kalkınma eğitim programlarına katkıda bulunurlar.
Bölgesel Ekonomi Komisyonları Afrika, Latin Amerika, Asya ve Uzakdoğu’da bölgesel ekonomik kalkınma kurumlarının oluşturulmasını sağlamış, kalkınma planlamasına sağlıklı bir temel kazandırabilmek için istatistik eğitimini özendirmiştir. Orta Amerika’da eşgüdümlü ekonomik kalkınmayı yürütecek personeli eğitmekle görevli Kosta Rika’daki Kamu Yönetimi Enstitüsü, özellikle başarılı bir girişimdir. Afrika’da 11 eski Fransız sömürgesinde kurulan ulusal yönetici okullarında ise Paris’teki okul örnek alınmıştır.
Meslek içi eğitimin belki de en zor yanı değerlendirme yapmayla ilgilidir. Eğitimin maliyeti masraflar ve ücretler açısından hesaplanabilir. Ama niteliği ve başarısı daha çok bir değer yargısıyla belirlenebilir. Bazı beceriler kabul görmüş standartlara dayalı testlerle ölçülebilir, ama büro işlerinin büyük bölümü istatistiksel açıdan çözümlenemez. Gözetim, yönetim ve yönetsel görevler bilgi ve deneyim kadar kişisel yeteneğe de dayanır. Bilgi verilebilir, deneyim kazanılabilir. Oysa kişilik gelişmesini yönlendirmek zordur. Meslek yaşamları içinde üst düzey yöneticilere sunulan eğitim olanaklarının onların mesleki gelişimine ne ölçüde katkıda bulunduğu matematiksel olarak değerlendirilemez.
kaynak: Ana Britannica