Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Şubat 2019       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Olimpiyat Oyunları
Eski Yunan’da çeşitli spor karşılaşmalarının yer aldığı aynı adlı antik şenliğin uzantısı bir gelenek olarak 1896’dan bu yana dört yılda bir düzenlenen uluslararası amatör spor yarışması.

Spor aracılığıyla dünya halklarını birbirine yaklaştırma felsefesine dayanan Olimpiyat Oyunları, aynı zamanda spor dünyasının doruğu sayılır. Yaz ve Kış Olimpiyat Oyunları olarak iki bölümde yapılır.

Antik oyunların tarihi.
Eski Yunan’da köklü ve yaygın bir geleneğe dayanan spor şenliklerinin en ünlüsü, İÖ 776’dan başlayarak Elis kent devletindeki Olympia’da Tanrı Zeus’un onuruna dört yılda bir düzenlenen Olimpiyat Oyunları’ydı. Başlangıçta yalnızca bir gün süren oyunlar, 32 m genişliğinde ve 192 m uzunluğunda bir pistte yapılan tek bir koşu yarışını kapsıyordu. Ayrıca bu stadyumun güneyine düşen hipodromda at yarışları yapılıyordu. Sonraki yıllarda oyunlara değişik mesafelerde koşu yarışları, disk ve cirit atma, uzun atlama, boks, güreş, pentatlon ve atlı araba yarışı eklendi. Dinsel tören ve eğlencelerin de eşlik ettiği oyunların süresi İÖ 472’den sonra, kapanış töreni çerçevesinde ödüllerin ve şampiyonlar için bir şölenin verildiği son günle birlikte beş güne çıkarıldı. Ama bu süre bazı oyunlarda değişebiliyordu.

Yalnız özgür Yunanlılara açık olan Olimpiyat Oyunları’na iki yüzyıl boyunca başta Atina ve Sparta olmak üzere bir düzine dolayında Yunan kentinden gelen şampiyonlar katıldı. İzleyen dönemde bu ilgi en uzak Yunan kolonilerine kadar yayıldı. Kaynaklara göre kadınlar oyunlara ne yarışçı, ne de izleyici olarak (Demeter rahibeleri dışında) katılabiliyordu. Karşılaşmaların çoğunda oyuncular çıplak olarak yarışıyorlardı.

Kazanma hedefinin önde olduğu Olimpiyat Oyunları’nda oyunculara ödül olarak yalnızca zeytin dallarından çelenk takılırdı. Ama kentler şampiyonlarını büyük armağanlarla ödüllendirdiğinden, yarışçılar oyunlara sıkı biçimde hazırlanır ve genellikle bütün zamanlarını spora ayırırlardı. Kahraman düzeyine çıkarılan şampiyonlar için ozanlar övgü şiirleri okur, heykelciler güçlerini ve güzelliklerini mermerden heykellerle ölümsüzleştirirlerdi.

Yunanistan’ın İÖ 2. yüzyıl ortalarında Roma egemenliğine girmesinden sonra Olimpiyat Oyunları sönükleşmeye yüz tuttu. Önceleri yarışma havasının ağır bastığı spor şenlikleri, Romalılarla birlikte dövüş sporlarına dayalı seyirlik oyunlara dönüştü. Sonunda İmparator I. Theodosius, büyük olasılıkla pagan törenlerini yaşatan bir geleneğe son verme düşüncesiyle 393’te resmen Olimpiyat Oyunları’nı kaldırdı.

Modern oyunların tarihi.
Olimpiyat Oyunları’nı uluslararası nitelikte yeniden canlandırma düşüncesi ilk kez Kasım 1892’de Atletik Sporlar Birliği’nin bir toplantısında Fransız Pierre Coubertin tarafından ortaya atıldı. Coubertin’in yürüttüğü kamuoyu oluşturma çalışmaları, tasarının Haziran 1894’te Paris’te düzenlenen uluslararası bir spor konferansında benimsenmesini sağladı. Bu amaçla hemen Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) oluşturuldu. 1900’de Paris’te düzenlenmesi düşünülen ilk Olimpiyat Oyunları, daha sonra yeri de değiştirilerek öne alındı ve Nisan 1896’da Yunanistan kralı I. Georgios’un koruması altında Atina’daki ilk modern olimpik stadyumda yapıldı. Oyunlarda 13 ülkeden gelen yaklaşık 300 oyuncu 10 ayrı sporda ve 42 dalda yarıştı.

Olimpiyat Oyunları’nın kalıcı ve düzenli bir yapıya kavuşması belirli bir zaman aldı. Gelişigüzel bir yönetimin egemen olduğu 1896 Atina, 1900 Paris ve 1904 St. Louis (Missouri) Ölimpiyat Oyunları, spor dalları seçimindeki özensizlik ve yarışçıların temsil düzeyinin yetersizliği nedeniyle pek başanlı geçmedi. Bayanlar Paris Olimpiyat Oyunlarında golf ve çim tenisi, St. Louis Olimpiyat Oyunları’nda da okçuluk dalında yarıştılar. İlk kez spor kuruluşlarının denetiminde yapılan 1908 Londra Olimpiyat Oyunları’na 22 ülkeden yalnızca 36’sı bayan olmak üzere 2 binden fazla sporcu katıldı ve 17 ayn spor kapsamında 100’den fazla dalda yarışmalara yer verildi. 1912 Stockholm Olimpiyat Oyunları’nda katılan ülke sayısı 28’e, sporcu sayısı 2.500’ün üzerine çıktı ve bayanlar ilk kez üç yüzme dalında yarıştı. I. Dünya Savaşı nedeniyle 1916’da Olimpiyat Oyunları düzenlenemedi.

Özellikle atletizmin altın çağı sayılan ikinci dönemin ilk Olimpiyat Oyunları’na 1920’de Anvers ev sahipliği yaptı. Toplam 19 spor kapsamında 150’den fazla dalda yarışmaların yer aldığı bu oyunlara 29 ülkeden 2.500’ün üzerinde sporcu katıldı. 1924 Paris Olimpiyat Oyunları 44 ülkeden 3 bini aşkın sporcuyla açıldı. Buna karşılık atıcılık ve yelken sporlarındaki yeni düzenleme nedeniyle toplam yarışma dalı sayısı 137’ye indi. 1924’ten sonra çim tenisi Olimpiyat Öyunları’ndan çıkarıldı. 1928 Amsterdam Olimpiyat Oyunları’na bayanlar için beş atletizm, bir de jimnastik dalı kondu. Bayan sporcu sayısının Paris’e göre iki kattan fazla bir artışla 290’a ulaştığı bu oyunlarda 46 ülkeden 3 bin dolayında sporcu yer aldı. 1932 Los Angeles Olimpiyat Oyunları’na Büyük Bunalım’ın mali sıkıntıları ve uzun yolculuğun güçlükleri nedeniyle 31 ülkeden yalnızca 1.500 kadar sporcu katılabildi. 1936 Berlin Olimpiyat Oyunları yaklaşık 4 bin sporcuyu ağırladı. II. Dünya Savaşı’nda yeniden Olimpiyat Oyunları’na ara verildi.

Savaş sonrasındaki oyunlar bayan sporcu sayısında belirgin bir artışa ve atletizm dışında yüzme gibi sporların önem kazanmasına sahne oldu. Ote yandan televizyon yayınlarının başlamasıyla oyunlara ilgi de arttı. Savaş sonrasının sınırlı mali olanaklarıyla Londra’da düzenlenen 1948 Olimpiyat Oyunları’na 59 ülkeden 4 bin kadar sporcu katıldı. Altmış dokuz ülkenin temsil edildiği 1952 Helsinki Olimpiyat Oyunları’nda toplam sporcu sayısı 5 bine yaklaşırken, bayan sporcu sayısı 500 sınırını aştı. 1956 Melbourne Olimpiyat Oyunları, ilk kez Güney Yarıküre’de yapılması nedeniyle kasım-aralık (Kuzey Yarıküre’ye göre kış) aylarına rastladı. Avrupa’dan uzaklık sporcu sayısının 1.500’e düşmesine yol açtı. Öte yandan Avustralya’ya at girişinin yasak olması nedeniyle binicilik yarışmaları Stockholm’de yapıldı. 1960 Roma Olimpiyat Oyunları’na katılan ülke sayısı 80’i geçerken, sporcu sayısı da 5 binin üzerine çıktı. Olimpiyat meşalesini ilk kez Asya’ya taşıyan 1964 Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda 94 ülke, 162 vanşma dalı ve 5.500 sporcuyla yeni rekorlar kırıldı. Yüksek rakımın koşucular üzerinde yarattığı olumsuz etkiler nedeniyle eleştirilere uğrayan 1968 Mexico Olimpiyat Oyunlan’na 125 ülkeden 800’ü bayan olmak üzere 6.500 sporcu katıldı ve 172 dalda yanşmalar yapıldı.

1968 sonrası Olimpiyat Oyunları’nda sık sık spor dışı etkenler öne çıktı. Yanşma dallarının 200’e yaklaştığı ve 124 ülkeden toplam 8 bin dolayında sporcunun katıldığı 1972 Münih Olimpiyat Öyunlan, Filistinli eylemcilerin İsrailli sporculara karşı giriştiği baskınla kana bulandı. 1976 Montreal Olimpiyat Oyunları’nda ise Güney Afrika ile rugby maçı yapmış olan Yeni Zelanda’nın oyunlara katılmasını protesto eden bazı ülkeler son anda yanşmalardan çekildiler. Bunu Afganistan’daki Sovyet işgalini protesto eden 60 kadar ülkenin 1980 Moskova Olimpiyat Oyunlan’nı boykot etmesi izledi. Bu olimpiyatlarda Doğu Avrupalı hakemlerin taraf tuttuğu ve bazı sporculann doping ilacı kullandığı biçiminde iddialar da ortaya atıldı. 1984 Los Angeles Olimpiyat Oyunları kentin hava kirliliği, güvenliğe ilişkin tartışmalar, bayanların bazı atletizm dallarında yarışması için açılan davalar ve SSCB ile ona yakın ülkelerin boykotu şibi sorunlarla gölgelendi. 1988 Seul Olimpiyat Oyunlan öncesinde Güney Kore yaygın kitle gösterilerine sahne oldu. Bu oyunlarda doping yaptığı belirlenen Ben Johnşon’ın 9,79’luk 100 m rekoru iptal edildi. 1992’ deki Barselona Olimpiyat Oyunları, 1972 sonrasında siyasal nitelikte bir boykotun yapılmadığı ilk olimpiyat oldu.

DEVAMI Olimpiyatların Tarihçesi
SİLENTİUM EST AURUM