Arama

Olimpiyatların Tarihçesi

Güncelleme: 13 Şubat 2019 Gösterim: 38.857 Cevap: 23
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Şubat 2010       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

OLİMPİYAT

Ad:  olimpiyat.JPG
Gösterim: 3325
Boyut:  26.0 KB

a. (fr olympiade; yun. olympias).
Sponsorlu Bağlantılar
1. Antikçağ’da Olympia’da, Yunanlılar arasında Zeus onuruna düzenlenen yarışmalar; her dört yılda bir yapılan uluslararası büyük spor gösterileri. (Olimpiyat oyunları da denir)
2. [Tamlayan olarak] çağdaş Olimpiyat oyunları'yla ilgili olan şeyi belirtir: Olimpiyat rekoru. Olimpiyat amblemi.

—ANSİKL. Pindaros Olimpiyat oyunları’nı Herakles'in kurduğunu ileri sürerken, Pausanias bu oyunların dört giritli arasında yapılan bir yarışmadan doğduğunu düşünür Ancak Olympia’da düzenlenen oyunların, Antikçağ'ın en ünlü oyunları oldukları ve Delphoi, Nemea ve Korinthos'ta düzenlenen oyunları çok gerilerde bıraktıkları kesindir.

İ.Ö. XI. yy.'da savaş, yunan devletlerini altüst etti. Ölympia’nın bulunduğu Eleia'nın kralı iphitos, Delphoi’deki Pythia'ya danışmaya gitti, Pythia da kendisine "tanrıların çok sevdiği oyunlar"; yeniden düzenlemesi öğüdünü verdi. İphitos, Sparta kralı Lykurgos ile görüştü, Lykurgos, Eleia’nın bütün yunan kentleri tarafından tarafsız devlet olarak kabul edilmesini kararlaştırdı. Bunun üzerine iphitos, her dört yılda bir Olympia'da yapılan atletik oyunları başlattı. Yunanlılar Ölimpiyat takvimini ancak 776'dan sonra benimsediler, oyunlar tarihine ancak bundan sonra girildi.

Bu tarih Olympia'daki ilk stadion yarışını kazanan Koroibos’un adının taşa yazıldığı tarihti. Başlangıçta oyunlar bir tek yarışmayı, 192, 27, m uzunluğundaki stadion yarışını (dromos) kapsıyor ve yalnız bir gün sürüyordu; sonra olimpiyatlar birbirini izledikçe ilgi büyüdü, bütün yunan devletleri bu oyunlara katıldılar, böylece birliklerinin bilincine vardılar. Oyunlar yapılırken bir ay süresince savaşlar ve çatışmalar duruyordu, seyirciler Ölympia’ya akın ediyor ve kaynaşma, stadion ve hipodromun atletlere, yargıçlara ve rahiplere ayrılan kutsal yer çevresinde doruğuna varıyordu. İ.Ö. 350’de kesin biçimlerini alan oyunlara yalnız özgür yunanlı yurttaşlar katılabiliyor, köleler, metoikoslar, mahkûmlar ve antlarını bozanlar katılamıyorlardı. Katılanlar, oyunlardan önce Olympioyunları’nın a ya yakın bir kent olan Elis'te on aylık bir açılış töreni alıştırmadan sonra bir aylık bir staj görüyorlardı. Oyun alanına alınmayan kadınları n kendilerine özgü oyunları vardı, genç kızlar oyunlara girebiliyordu.

Oyunların programı, olimpiyatlar boyunca zenginleşti. Yarışlar stadion'dan (192,27 m) çift stadion'a (diaulos), çift stadion'dan 24 stadion'a kadar uzadı. İ.Ö. 708’de beş dalda (koşu, uzun atlama, disk atma, cirit atma ve yumruk dövüşü) yapılan yarışmaları kapsayan pentatlonla birlikte araba yarışı ve pancratium da ortaya çıktı. İ.Ö. 472'de doruk noktalarına varan oyunlar 5 gün sürüyordu. Oyunlar hem Zeus onuruna, hem de öteki tanrı ve kahramanları kutsamak için bazı kurbanlar ve dinsel törenlerden sonra başlıyordu. Yarışmacılar Zeus sunağında, hile yapmayacaklarına ant içiyorlardı. Atletler çıplak olarak ortaya çıkıyor ve bir sunucu, onları adları ve yurtlarıyla tanıtıyordu. Geçiş sırası kurayla belirleniyor, hellanodikesler ya da hakemler galipleri saptıyor, galiplerin adları ilan ediliyor, kendilerine ödül olarak bir zeytin dalı ya da çelengi veriliyordu. Kentlerine dönüşlerinde de bir zafer töreniyle karşılanıyor, Altis alanına heykelleri dikiliyor, şairler onlar için odlar yazıyor ve yaşamları boyunca saygı görüyor, ayrıcalıklardan yararlanıyorlardı.

Oyunların başarısı hızla yozlaşmalarına yol açtı. İ.Ö. 393'te imparator Theodosius I, paganlığın simgesi oldukları gerekçesiyle olimpiyatları yasakladı.

Çağdaş Olimpiyat oyunları.


Olmypia sitini ortaya çıkarmak için ilk ciddi araştırmalar, 1825-1830 yılları arasında yapıldı. 1859-1870 arasında antik oyunları canlandırmak için bazı girişimlerde bulunulduysa da, bunlar tiyatro ve folklor parodilerinden öteye geçemedi. Olimpiyat oyunları’nı yenileştirme düşüncesini, Antik Yunanistan’dan olduğu kadar Thomas Arnold'un İngiltere'deki yeni pedagojik yöntemlerinden de etkilenen ve ülkeler arasında kültür alışverişinin aracı olarak spora uluslararası bir nitelik kazandırılmasını savunan baron Pierre de Courbertin gerçekleştirdi.

Bu yenileştirme 23 haziran 1894'te Sorbonne’un büyük anfisindeki törensel bir oturum sırasında ilan edildi. Yeni çağın ilk oyunları, 1894'te, on beş üyelik ilk Uluslararası olimpiyat komitesi kurulduktan sonra, 1896'da Yunanistan'da, Atina'da düzenlendi. Oyunlar her dört yılda bir yinelendi. Yaz Olimpiyat oyunları, Antikçağ'dakinin tersine, her seferinde bir başka kentte düzenleniyordu. Oyunlar 1896'dan sonra, iki dünya savaşına rastlayan 1916, 1940 ve 1944 tarihleri dışında düzenli bir biçimde gerçekleştirildi. İlk kez 1924'te Chamonix-Mont-Blanc'da düzenlenen Kış Olimpiyat oyunları, o tarihten beri yaz oyunlarıyla aynı yıl içinde düzenlenmektedir.

Oyunların örgütlenmesi, Uluslararası olimpiyat komitesi tarafından bir kente verilmekte ve spor karşılaşmalarının denetimi, uluslararası spor federasyonları tarafından sağlanmaktadır. Bununla birlikte Uluslararası olimpiyat komitesi, oyunların en üst hakemliğini de elinde tutmaktadır. 1896'dan sonra spor dallarının, yarışmaların ve yarışmacıların sayıları arttı. Günümüzde oyunların programında, Uluslararası olimpiyat komitesi tarafından kabul edilen 25 spor dalı yer almaktadır. Bu sayı değişmektedir.

Olimpiyat oyunları XIX. yy.'dan beri Pierre de Courbertin'in öngördüğü ve istediği bir tören ve protokol çerçevesinde düzenlenmektedir. iki hafta süren oyunlar, bir açılış töreniyle başlamakta, bu tören sırasında Olympia'da tutuşturulan olimpiyat ateşi yol boyunca birçok atlet tarafından elden ele taşındıktan sonra oyun alanına getirilirken (bu ateş bütün oyunlar boyunca oyun alanına egemen bir çanak içinde yanmayı sürdürür), beş halkalı olimpiyat bayrağı da en yüksek göndere çekilir, ardından olimpiyat marşı çalınır ve bütün yarışmacılar adına bir atlet ant içer. Oyunlar bir kapanış töreniyle sona erer.

Çeşitli yarışmaların birincileri altın, İkincileri gümüş ve üçüncüleri de bronz madalya alırlarken, birinci gelen atletin ülkesinin ulusal marşı çalınır ve ülkesinin bayrağı göndere çekilir. Oyunlara Ulusal olimpiyat komiteleri'nce temsil edilen 183 ülke katılabilir. Genellikle siyaset, ırk ve milliyet kökenli birtakım ağır sorunlar, zaman zaman oyunların gerçekleşmesine gölge düşürebilmektedir (özellikle Berlin, Münih ve Moskova'da olduğu gibi). örgütlemenin büyüklüğü, henüz gelişme yolundaki ülkelerin bu oyunları örgütleyebilmelerini engelleyen iktisadi ve mali yatırımlara yol açmaktadır.

Olimpiyat oyunları


yaz


1896 Atina (Yunanistan)
1900 Paris (Fransa)
1904 Saint Louis (ABD)
1908 Londra (Büyük Britanya)
1912 Stockholm (İsveç)
1920 Anvers (Belçika)
1924 Paris (Fransa)
1928 Amsterdam (Hollanda)
1932 Los Angeles (ABD)
1936 Berlin (Almanya)
1948 Londra (Büyük Britanya)
1952 Helsinki (Finlandiya)
1956 Melbourne (Avustralya)
1960 Roma (İtalya)
1964 Tokyo (Japonya)
1968 Mexico (Meksika)
1972 Münih (AFC)
1976 Montröal (Kanada)
1980 Moskova (SSCB)
1984 Los Angeles (ABD)
1988 Seul (Güney Kore)
1984 Los Angeles (ABD)
1988 Seul (Güney Kore)
1992 Barcelona (Isoanva)

kış


1924 Chamonix-Mont-Blanc (Fransa) 1928 Saint-Moritz (İsviçre)
1932 Lake Placid (ABD)
1936 Garmisch-Partenkirchen (Almanya) 1948 Saint-Moritz (İsviçre)
1952 Oslo (Norveç)
1956 Cortina d'Ampezzo (İtalya)
1960 Squaw Valley (ABD)
1964 innsbruck (Avusturya)
1968 Grenoble (Fransa)
1972 Sapporo (Japonya)
1976 innsbruck (Avusturya)
1980 Lake Placid (ABD)
1984 Saraybosna (Yugoslavya)
1988 Calgary (Kanada)
1984 Saraybosna (Yugoslavya)
1988 Calgary (Kanada)
1992 Albertville (Fransa)

Olimpiyat komita


(Uluslararası), 1894 yılında baron Pierre de Courbertin'in girişimiyle oluşan ve Olimpiyat oyunları'nın düzenlenmesini gerçekleştiren kuruluş. Komitenin günümüzde, 1992'de Uluslararası olimpiyat komitesi tarafından resmen tanınan 183 ülkeden seçilmiş 100'ü aşkın üyesi vardır. Bu üyeler ülkelerinden bağımsız olarak Komite ve oyunları temsil eder, kendi aralarından bir başkan seçerler. Komitenin merkezi Lozan kentidir. 1980 yılından bu yana Uluslararası olimpiyat komitesine Ispanyol J. A. Samaranch başkanlık etmektedir.

Olimpiyat komitesi


(Türkiye Milli), Türkiye'de Olimpiyat oyunları'yla ilgili etkinlikleri düzenleyen komite. Fransız baron ve Uluslararası olimpiyat komitesi (ICO) başkanı Pierre de Courbertin'in teşvikiyle, Selim Sırrı Tarcan tarafından OsmanlI MIHI olimpiyat komitesi adıyla kuruldu (eylül 1908). 1911 yılında resmi üyeliğe kabul edildi. Komitenin çalışmaları 1923-1936 arası Türkiye İdman cemiyetleri ittifakı’nca, 1936-1938 arası Türk spor kurumu’nca, 1938-1962 arası Beden terbiyesi genel müdürlüğü'nce yürütüldü. 2 mayıs 1962'de bağımsızlık kazandı. 1992'de, 2000 olimpiyatlarının İstanbul'da yapılması için Uluslararası Olimpiyat komitesi'ne başvurdu.
Kaynak: Büyük Larousse

Son düzenleyen Safi; 10 Şubat 2019 03:35
ilke ilke - avatarı
ilke ilke
Ziyaretçi
8 Mayıs 2011       Mesaj #2
ilke ilke - avatarı
Ziyaretçi

OLİMPİYATLARIN TARİHÇESİ


Ad:  Olimpiyat Oyunları-4.jpg
Gösterim: 4299
Boyut:  47.2 KB
Sponsorlu Bağlantılar
Günümüzde yapılan Modern Olimpiyat Oyunları’nın kökeni Antik Yunan’da yapılan şenliklere dayanır. İlk olimpiyatlar, Eski Yunan’da Tanrı Zeus adına yapılan şenliklerdi. M.Ö. 776 yılında Yunanistan’ın Olimpia bölgesinde, Isparta Kralı Likorgos’un da önerisiyle yapılan şenlikler, tarihteki ilk olimpiyat oyunlarını temsil eder. Önceleri 32 metre genişliğinde, 192 metre uzunluğunda bir pistte sadece 1 gün süren koşullardan oluşan oyunlara sonraları değişik mesafelerde yarışlar, disk ve cirit atma, uzun atlama, boks, güreş, atlı araba yarışları gibi branşlar eklenerek şenliklerin süresi de 5 güne çıkarıldı. İlk başlarda ölülerin ruhlarının 8 yılda bir dirileceği inancıyla 8 yılda bir düzenlenen oyunlar, daha sonra 4 yılda bir yapılmaya başlandı. Sadece Yunanlı erkeklerin katılabildikleri yarışlar, çıplak olarak yapılır ve kadınlar tarafından seyredilemezdi.
Oyunlara katılan yarışmacılar, 10 ay önceden çalışmalara başlar, şenliklerden 1 ay önce de Elius’a gelerek rakipleriyle birlikte sıkı bir çalışma içine girerlerdi.
Oyunlarda yarışmacılara ödül olarak zeytin dalından yapılmış çelenkler takılırdı.
M.Ö 146′da Yunanistan’ın Romalılar tarafından işgal edilmesi üzerine oyunlar Atina’ya alındı. M.S 392 yılında Bizans İmparatoru 2. Theodosius, Olimpiyat Oyunları’nın yapıldığı stadyum ve tapınarları yıkarak olimpiyat geleneğine son verdi.
Bir de M.S. 522 ve 551 yıllarında yaşanan iki deprem ve sel felaketi de bu tesislerde büyük hasar meydana getirerek Eski Olimpiyat Oyunları’nın izlerini büyük ölçüde ortadan kaldırdı.Modern Olimpiyatların kurucusu Baron Pierre de Coubertın’dir. İlk Modern Olimpiyatlar ise 1896 yılında Atina’da düzenlendi ve ardından her 4 yılda bir yapılmaya başladı.

1907: TÜRKLERİN OLİMPİYATLARA ÇAĞIRILMASI


Modern Olimpiyat Oyunları’nın kurucusu Baron Pierre de Coubertin, Uluslar arası Olimpiyat Komitesi’ne üye olacak yeni ülkeler bulmak üzere 1907 yılında dünya turuna çıktı. Bu uzun gezisinde gitmeyi planladığı ülkelerde önceden kendisine yardımcı olacak kimseler bulmak istedi. Bunlar arasında Osmanlı Devleti de vardı. Taht şehri İstanbul’da bulunan Mekteb-i Sultani’de (Galatasaray Lisesi) edebiyat öğretmenliği yapan Monsieur Juery’ye mektup yazıp, kendisini bir Türk spor adamıyla tanıştırmasını istedi. .
M.Juery’nin aklına gelen ilk isim; Mühendishane-i Hümayun’da (İstanbul Teknik Üniversitesi) cimnastik ve eskrim öğretmenliği yapan Selim Sırrı bey oldu. Her hafta Büyükada’da birlikte idman yaptıkları bir spor öğretmeni ve spor aşığıydı Selim Sırrı bey. İstanbul’a gelen Baron Pierre de Coubertin’i Beyoğlu’ndaki ünlü Tokatlıyan Oteli’nde Selim Sırrı bey ile bir akşam yemeği sofrasında buluşturdu. Baron bu buluşma sırasında hiç zaman kaybetmeden hemen konuya girdi:
-“Dostum M.Juery sizin spor meraklısı olduğunuzu bana söyledi. Ben de çocukluğumdan beri spora aşık bir insanım. Fransa ve İngiltere’de üniversite öğrenimimi tamamladıktan sonra kendimi, bütün servetimle birlikte spora vakfettim. Bir çok eserler yazdım, konferanslar verdim. Asırlardan beri unutulmuş olan Olimpiyat Oyunları’nı yeniden canlandırmak için girişimde bulundum. Oldukça büyük bir servetim var. Bunu bu idealimin gerçekleşmesi yolunda harcamaktayım. 1896’dan beri bu yolda büyük çaba göstermekteyim. Avrupa’nın bir çok ülkesine giderek, oranın saygın kişilerinden kendime temsilciler seçtim. Onlar benim, kendi ülkelerindeki elçilerimdir. Bu elçiler kendi olimpiyat komitelerini kurarak her dört yılda bir Avrupa veya Amerika şehirlerinden birinde yapılacak Olimpiyat Oyunları’na, amatör gençlere lisans vererek göndereceklerdi. Lütfen uygun görürseniz, Osmanlı Devleti’ndeki elçiliği kabul etmenizi rica edeceğim.”
Baron Pierre de Coubertin’in konuşmasını hayranlıkla dinleyen Selim Sırrı bey, kendisine yapılan teklif karşısında çok duygulandıı. Ancak, koyu bir baskı rejiminin hüküm sürdüğü ülkede değil bir cemiyet kurmak, iki kişinin baş başa verip konuşması dahi mümkün değildi. Böyle bir cemiyet kurma yolunda yapılacak en küçük bir girişim dahi insanın başına pek büyük işler açabilirdi. Selim Sırrı Bey derin bir üzüntü ve utanç duydu. Fakat yine de gerçeği anlatmaktan kendini alamadı. Ömür boyunca türlü engellerle karşılaşmış ve büyük mücadeleler vermiş olan Baron Pierre de Coubertin, ona hak verdi.
Fakat ayrılırlarken;
-“Siz yine de benim temsilcim olunuz Selim Sırrı bey” dedi ve sözlerini şöyle tamamladı:
-“İleride bir gün hükümetiniz cemiyet kurulmasına izin verirse, siz de Milli Olimpiyat Komitenizi kurarsınız…”
Ve dostça bir hava içinde ayrıldılar…
Tokatlıyan Oteli’ndeki bu konuşmanın üzerinden bir yıl geçmeden ülkemizde Meşrutiyet ilan edildi. Selim Sırrı bey, vatandaşlara dernek kurma serbestisi tanıyan Meşrutiyetin ilanını Baron Pierre de Coubertin’e bir mektupla müjdelerken, Milli Olimpiyat Komitesi’ni kurma girişimine geçtiğini de bildirdi. Nitekim çok geçmeden, Osmanlı Olimpiyat Cemiyeti adı altında geleceğin Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi kuruldu. Artık Türkiye, dünyanın bu en büyük spor şöleninde sporcuları tarafından temsil edilebilecekti. Bu önemli olay, Türk spor tarihinde bir dönüm noktasıydı.

OLİMPİYAT SEMBOLLERİ


Olimpiyatı simgeleyen sözcükler: citius, altius, fortius.Olimpiyat Oyunları’nın simgeleşmiş parolası latince bu üç sözcükten oluşmaktadır. Modern Olimpiyat Oyunları’nın kurucusu Baron Pierre de Coubertin, eski bir arkadaşı olan Rahip Didon’un öğretmenlik yaptığı okulun bayrağına yazdırdığı bu sözcükleri Olimpiyat Oyunları ruhuna uygun bulduğundan aynen almış ve simge yapmıştır. Bu üç latince sözcük, “Daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü” anlamına gelen “CITIUS-ALTIUS-FORTIUS”tur.

Olimpiyat bayrağı


Olimpiyat Oyunları’nın bayrağı; beyaz zemin üzerine iç içe geçmiş beş ayrı renkteki beş halkadan ibarettir. Dünyanın beş kıtasını dostluk ve sevgi duyguları içinde birbirine bağlamayı simgeleyen bu halkalardan üçü üstte, ikisi alttadır. Üstteki üç halka soldan sırasıyla mavi, siyah ve kırmızı; alttakiler ise sarı ve yeşildir. Bu renkler önceleri kıtalara göre değerlendirilip, daha sonra ise Uluslararası Olimpiyat Komitesi bu beş rengin Olimpiyat Oyunları’na katılan üye ülkelerin bayrak renklerini simgelediğini açıklamıştır. Olimpiyat Bayrağı, 1920 Anvers Oyunları’ndan bu yana dalgalanır. Bu bayrak 6-12 Mayıs 1913 günleri arasında yapılan toplantıda Uluslararası Olimpiyat Oyunları’nın kurucusu ve Başkanı Baron Pierre de Coubertin’in teklifiyle genel kurula sunulup, ittifakla kabul edildi.

Olimpiyat yemini


Olimpiyat Oyunları’nın açılış töreni sırasında oyunlara katılan bütün sporcular Olimpiyat Yemeni eder. Bu yemini, organizatör ülkenin ünlü bir sporcusu, bütün sporcular adına söyler. Yemin şöyledir:
- “Olimpiyat Oyunları’nda ülkemin şerefi ve sporun zaferi için kurallara uyarak dürüst yarışacağımıza ve gerçek sportmenlik ruhu içinde mücadele edeceğimize and içeriz.”
Bu yemin de 1920 Anvers Oyunları ile olimpiyat tarihinde yerini aldı. Yemini ilk kez Anvers’te Belçikalı ünlü eskrimci Victor Boin etti.

Olimpiyat meşalesi


Olimpiyat Meşalesi, Yunanistan’ın Olemp Dağı’nda, güneş ışığından dev mercekler vasıtasıyla tutuşturulur. Meşale, oyunların yapılacağı ülkeye kadar elden ele teslim edilmek suretiyle geçtiği ülkelerin atletleri tarafından taşınmakta ve olimpiyat yapılacak stadyumdaki dev meşale bu meşaleyle tutuşturulmaktadır. Ve açılış töreninde yanan meşale kapanış töreni sonuna kadar sönmez. Olimpiyat Meşalesi, 1936 Berlin Oyunları ile olimpiyat tarihine girdi.

Olimpiyat madalyası


Olimpiyat Oyunları’nda birinciliği kazanan sporculara altın, ikincilere gümüş, üçüncülere de bronz madalyalar verilir. Madalyaların altın ve gümüş olanları kaplamadır. 60 milimetre çapında ve üç milimetre kalınlığındaki bu madalyaların bir yüzünde, 1928 yılından beri İtalyan sanatçısı Gossoioli tarafından çizilen, elinde zafer çelengi tutan Zafer Tanrıçası Nike’ın kabartması yer alır. Madalyanın arka yüzünde ise, olimpiyatı düzenleyen ülkenin amblemi bulunur.
Olimpiyat tarihindeki Türkiye için dönüm noktası niteliğindeki ilklere imza atan sporcularımız;
  • İlk Madalya: Ahmet Kireççi Bronz, 1936
  • İlk Altın Madalya: Yaşar Erkan, 1936
  • İki Altın Madalya: Halil Mutlu, 1996, 2000 Hamza Yerlikaya, 1996, 2000
  • Üç Altın Madalya: Naim Süleymanoğlu, 1988, 1992, 1996
  • İki Altın Madalya: Mustafa Dağıstanlı, 1956/60 Mithat Bayrak, 1956/60
  • Üç Madalya: Hamit Kaplan, Altın/1956 Gümüş/1960 Bronz/1964 Serbest ve Greko-Romen: Ahmet Kireççi, Bronz/S, 1936 Altın/GR, 1948
  • İki Madalya: Hasan Güngör, Altın/1960 Gümüş/1964 İsmail Ongan, Gümüş/1960 Altın/1964 Ahmet Ayık, Gümüş/1964 Altın/1968 Hüseyin Akbaş, Bronz/1956 Gümüş/1964

YILIN MADALYA SIRALAMASI


1896 Atina’dan, 2000 Sydney’e süregelen Olimpiyat Oyunları’nın 104 yıllık tarihinde; eşiğinde olduğumuz oyunlar öncesi 128 ülkenin sporcuları şeref kürsüsüne çıktılar; altın, gümüş ve bronz madalyaları paylaştılar.
Spor dünyasının bu en büyük gösterisinde ABD’li sporcular 859 altın, 653 gümüş, 580 bronz olmak üzere toplam 2092 madalya ile birinci sırayı alırken, Türk sporcuları 33 altın, 16 gümüş, 15 bronz, toplam 64 madalya ile 34. sırada bulunuyor. Türkiye bu sonuçla 94 ülkenin sporcularını toplama göre olan madalya sıralamasında geride bırakmış durumda. Altın madalya sayısına göre yapılan sıralamada ise Türkiye’yi 29. sırada görüyoruz.
Toplam sayıya göre Yaz Olimpiyat Oyunları’ndaki ‘genel’ madalya dağılımı

Efsane Sporcular


Olimpiyat Oyunları bizlere sadece sportif bir eğlence sunan organizasyonlar değildir. Oyunların dünyaya kazandırdığı en önemli kazanımlardan biri de yarattığı kahramanlardır.
Bu kahramanlar Olimpiyat ruhunun somutlaştığı en iyi örneklerdir.
Şampiyon olan atletlerin arasında gerek şartlardan doğan, gerekse fiziksel engeller nedeniyle rakiplerine göre bir adım geriden yarışa başlayan bir çok sporcu vardı.
Bunlardan biri de Macar atıcı Karoly Takacs’dı.
Takacs, Macar ordusunda astsubaydı. Bir gün elinde tuttuğu el bombasını atmakta geç kalınca bomba elinde patladı ve sağ elini kopardı.
Ancak Takacs, hayata bağlı bir insandı. Zayıf olan sol eliyle ateş etme alıştırmaları yapmaya başladı.
1948 yılındaki Olimpiyatlarda tabanca ile atış müsabakalarında iki altın madalya kazandı; 580 puan topladı. Bu puanlarla mevcut dünya rekorunu da kırmış oluyordu.
4 sene sonraki Olimpiyatlarda ise 579 puan toplayarak iki altın daha kazandı.
ABD’li sprinter Wilma Rudolph 1960 Roma oyunlarında tüm izleyicilerin kalbini kazanmıştı. Rudolph, 100, 200 metrede ve 4×400 metre bayrak yarışında toplam 3 altın madalya kazanarak zor bir başarı elde etmişti. Ama Rudolph’un izleyenlerin kalbini kazanmasına asıl neden olan bu şampiyonluklar değildi.
Rudolp tam 22 kardeşin 20.siydi. Çocukluğunda çocuk felci geçirmişti ve sekiz yaşına kadar dayanaksız yürüyememişti. Bir bacağı neredeyse hiç tutmuyordu. Ama büyük bir direnç ve sebatla çocuk felcini yenmeyi başardı ve üç altın madalyanın sahibi oldu.
Üçüncü yaz olimpiyatlarında, Londra’da, İtalyan atlet Dorando Petri, bedenin ruhla mücadelesini en şiddetli şekilde yaşadı. Londra Olimpiyatı’nda maraton ilk defa bugünkü resmi 42195 metrelik uzunlukta koşuldu. Yarışın bu ölçüde olmasının nedeni tamamen Prenses Mary’nin yarışın başlangıcını yatak odasının penceresinden izlemek istemesiydi.
Petri, yarışın sonlarında stadyuma girdiğinde çok yorgun bir halde idi. Girince yanlış yöne döndü ve koşmaya devam etti. Hakemlerin uyarısı ile doğru yönde koşmaya devam etti. Ama öyle halsizdi ki piste yığıldı kaldı. Kaldırdılar.
Bitiş çizgisine yetkililer tarafından adeta taşınarak götürülünceye kadar 3 kez daha düştü.
Bitiş çizgisini bu şekilde birinci olarak geçti. İtalyan bayrağı derhal göndere çekildi. Ancak ikinci sırada gelen ABD’li Johnny Hayes, bu duruma itiraz etti. İtiraz haklıydı. Altın madalya Hayes’e verildi.
1984 Olimpiyatlarında ABD’li Greg Louganis, kule ve tramplen müsabakalarında iki altın madalya kazandı. Aynı başarıyı 4 sene sonra Seul’de yinelemek istiyordu.
Ancak elemelerde başını sıçrama tahtasına çarptı. Kafasına dikiş atılması gerekiyordu. Dikişler atıldı atılmasına ama Louganis müsabakadan çekilme niyetinde değildi. Ertesi gün havuza geri döndü. Ve o unutulmaz duble dublesini gösterdi.
1912′de Stockholm’de Jim Thorpe, dünyanın gördüğü en mükemmel atlet olduğunu kanıtladıktan sonra diskalifiye edildi.
Pentatlon ve dekatlonda altın madalya kazanması büyük bir sürpriz olarak karşılandı. Kral Gustav V kendisini bizzat kutladı; madalyasını kendi elleri ile Thorpe’un boynuna taktı ve takarken "Beyefendi, siz dünyanın en büyük atletisiniz" dedi.
Thorpe’un diskalifiye edilmesi bundan bir sene sonra gerçekleşti.
1909-1910 tarihlerinde yarı profesyonel beyzbol oynamıştı. Bu da amatör sporcu statüsüne aykırı bir durumdu. Madalyaları elinden alındı. Kendisinden sonra gelen sporculara verildi. Ama bu sporcular sonradan verilen madalyaları kabul etmediler. 1950′de yüzyılın ilk yarısının en iyi atleti seçildi. 1982 yılında ise madalyaları kendisine manevi olarak iade edildi. Çünkü Thorpe 1953′te ölmüştü.

OLİMPİK SPOR DALLARI

  • Yaz Sporları
  • Su Sporları (Yüzme, dalma, senkronize yüzme, sutopu)
  • Okçuluk, Atletizm. Badminton. Beyzbol. Basketbol. Boks. Kano. Bisiklet. Binicilik. Eskrim. Futbol
  • Jimnastik. Hentbol. Hokey. Judo. Modern Pentatlon. Kürek. Yelken. Atıcılık. Softball. Masa Tenisi
  • Taekwondo. Tenis. Triatlon. Voleybol. Halter. Güreş
  • Kış Sporları
  • Biatlon. Bobsleigh. Curling. Buz Hokeyi. Luge. Paten.Kayak

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen _Yağmur_; 5 Haziran 2016 16:02 Sebep: Ek yüklendi
nicely - avatarı
nicely
VIP VIP Üye
11 Mayıs 2011       Mesaj #3
nicely - avatarı
VIP VIP Üye
OLİMPİYAT NEDİR?
Olimpiyat Oyunları, veya kısaca Olimpiyatlar, dört yılda bir yapılan geniş kapsamlı bir spor organizasyonudur. Antik şekli Eski Yunan'da yapılan oyunlar Fransız soylusu Pierre Frèdy, Baron de Coubertin tarafından 19. yüzyıl'ın sonlarında modernize edilmiştir. Olimpiyat Oyunları'nın yaz sporlarını içeren ve daha iyi bilineni olan Yaz Olimpiyatları, 1896'dan beri Dünya Savaşları istisnaları hariç her dört yılda bir yapılagelmiştir. Kış Oyunları ise 1924'te yapılmaya başlanmıştır ve 1994'ten beri Yaz Oyunlarının yapıldığı yıllardan iki sene sonra yapılmaktadır.

Günümüzde Olimpiyat oyunlarını, yüksek teknolojiye sahip stadyumlardan, uydulardan, televizyonlardan ve bilgisayarlardan seyrederken, aslında bu oyunların binlerce yıl önce eski Yunan’da bir vadide başladığını düşünmek olduça zor. Sporcular, eski Yunan’da dini bayramların en önemli parçasıydı. Bu zamanlarda tarihin ilk yarışmaları düzenleniyordu. Batı Yunanistan’da bulunan Olimpiya şehrinin Yunanlılar için çok büyük önemi vardı. Oyunlar burada özel bir stadyumda ve bir yarış pistinde yapılıyordu.

OLİMPİYAT BAYRAĞI
Olimpiyat bayrağı beyaz zemin üzerine iç içe geçmiş beş ayrı renkteki beş halkadan ibarettir. Dünyanın beş kıtasını temsilen insanları dostluk ve sevgi bağları ile birbirine bağlamayı simgeleyen bayrağın üç halkası üstte, ikisi alttadır. Üstteki üç halka soldan sağa doğru mavi, siyah ve kırmızıdır. Alttaki halkalar ise soldan sağa sarı ve yeşildir.Bu renkler önceleri kıtalara göre belirlenmiş ardından Uluslararası Olimpiyat Komitesi bu renklerin üye ülkelerin bayraklarının renkleri olduğunu açıklamıştır. Olimpiyat Bayrağı 1920 Anvers Olimpiyatlarından beri dalgalanmaktadır. Bu bayrak 6-12 Mayıs 1913 tarihleri arasında yapılan toplantıda Baron Pierre de Coubertinin teklifi ile genel kurula sunulmuş ve ittifakla kabul edilmiştir.

OLİMPİYAT YEMİNİ

Olimpiyat Oyunlarının açılış töreninde katılan tüm sporcular bir olimpiyat yemini ederler. Bu yemini organizasyonu yapan ülkenin ünlü bir sporcusu tüm sporcular adına söyler. Bu yemin şöyledir:
“Olimpiyat Oyunlarında ülkemin şerefi ve sporun zaferi için kurallara uyarak dürüst yarışacağımıza ve gerçek sportmenlik ruhu içinde mücadele edeceğimize and içeriz.”
Yemin ilk olarak olimpiyat bayrağı gibi 1920 Anvers Oyunlarında yer aldı. Ve yemini Belçikanın ünlü eskrimcisi Victor Boin okudu.

OLİMPİYAT MEŞALESİ

Olimpiyat Meşalesi Yunanistanın Olimpos Dağında güneş ışığından dev mercekler vasıtasıyla tutuşturulur. Meşale oyunların yapılacağı ülkeye kadar, elden ele geçtiği ülkelerin atletleri tarafından taşınmakta ve olimpiyatın yapılacağı stadyumdaki dev meşale bu meşale ile tutuşturulmaktadır. Açılış töreninde yakılan meşale, kapanış törenine kadar sönmez. Olimpiyat meşalesi 1936 Berlin Olimpiyatında modern olimpiyat tarihine girmiştir.

OLİMPİYAT MADALYASI
Olimpiyat Oyunlarında bilindiği gibi birinciliği kazanan sporculara altın, ikinciliği kazanan sporculara gümüş ve üçüncülüğü kazanan sporculara bronz madalya verilmektedir. Altın ve gümüş olan madalyalar kaplamadır. 60 milimetre çapında ve üç milimetre kalınlığındaki bu madalyaların bir yüzünde 1928 yılından beri İtalyan sanatçı Gossoioli tarafından çizilen, elinde zafer çelengi tutan Zafer Tanrıçası Nikenin güzel bir kabartması yer alır. Arka yüzünde ise olimpiyatı düzenleyen ülkenin amblemi bulunur.

MODERN OLİMPİYATLARDA
YAZ OYUNLARI

1896 yılında başlayan modern olimpiyatlarda bugüne kadar 24 yaz oyunu gerçekleştirildi. Yaz oyunları ile ilgili daha detaylı bilgiyi IOC'nin kaynaklarda bulunan resmi internet sitesinden ulaşabilirsiniz. Bu oyunlar, yapıldığı tarihler, yapıldığı ülkeler ve oyunları kimin açtığı ile katılan erkek ve bayan sporcu sayıları şöyledir:

I.1896 Atina Olimpiyatı:

6-15 Nisan 1896 tarihleri arasında Yunanistanın başkenti Atinada ilk modern olimpiyatlar gerçekleştirildi.Bu oyunlara 14 ülkeden, 245 sporcu katıldı.Bu olimpiyatlarda bayan sporcular yoktu ve oyunları Yunanistan Karlı I.Georges açtı.

II.1900 Paris Olimpiyatı:


20 Mayıs-28 Ekim 1900 tarihleri arasında Fransanın başkenti Pariste yapılan bu olimpiyata 26 ülkeden, 19u bayan toplam 1206 sporcu katıldı.Oyunları Fransa Cumhurbaşkanı M.E.Loubet açtı.

III.1904 Saint Louis Olimpiyatı:


1 Temmuz-23 Kasım 1904 tarihleri arasında Amerika Birleşik Devletlerinin Saint Louis kentinde yapılan üçüncü olimpiyata 13 ülkeden 6sı bayan, 681 sporcu katıldı.Oyunların açılışını Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Theador Roosevelt yaptı.

Ara Olimpiyat.1906 Atina :


Olimpiyat Oyunlarının 10. yıldönümü anısına Yunanlılar tarafından özel olarak düzenlenen Ara Olimpiyat olarak nitelendirilen bu resmi program dışı oyunlar 22 Nisan-2 Mayıs 1906 tarihleri arasında Yunanistanın başkenti Atinada yapıldı.Oyunlarda 20 ülkeden, 7si bayan, 877 sporcu mücadele etti.

IV.1908 Londra Olimpiyatı:


27 Nisan-31 Ekim 1908 tarihlerinde İngilterenin başkenti Londrada yapıldı.22 ülkeden 36sı bayan, 1999 sporcu katıldı. Oyunlar İngiltere Kralı VII.Edward tarafından açıldı.

V.1912 Stokholm Olimpiyatı:


Beşinci olimpiyatlar 5 Mayıs-22 Temmuz 1912 tarihleri arasında İsveçin başkenti Stockholmde gerçekleştirildi. 28 ülkeden 57si bayan 2490 sporcu olimpiyat madalyası için mücadele ettiler. Oyunların açılışı İsveç Kralı V.Gustav tarafından yapıldı.

VI.1916 Berlin Olimpiyatı:


1914 yılında başlayan I.Dünya Savaşı nedeniyle bu olimpiyatlar yapılamadı.

VII.1920 Anvers Olimpiyatı:


20 Nisan-12 Eylül 1920 tarihleri arasında Belçikanın Anvers kentinde düzenlendi. Bu oyunlara 29 ülkeden 78i bayan, 2591 sporcu katıldı.Almanya ve Avusturya ile birlikte Osmanlı İmparatorluğu da bu oyunlara I.Dünya Savaşına neden olan ülkeler olarak alınmadılar. Oyunların açılışını Belçika Kralı I.Albert yaptı.

VIII.1924 Paris Olimpiyatı:


4 Mayıs-27 Temmuz 1924 tarihleri arasında Fransanın başkenti Pariste gerçekleştirildi. 446 ülkeden 136sı bayan, 2956 sporcu katıldı. Açılışı Fransa Cumhurbaşkanı M.Doumerque yaptı.

IX.1928 Amsterdam Olimpiyatı:


17 Mayıs-12 Ağustos 1928 tarihleri arasında Hollanda başkenti Amsterdamda düzenlendi.Bu oyunlara 46 ülkeden 290ı bayan, toplam 2724 sporcu katıldı.Oyunların açılışını Hollanda Kraliçesi Wilhelmine yaptı.

X.1932 Los Angeles Olimpiyatı:


30 Temmuz-14 Ağustos 1932 tarihleri arasında Amerika Birleşik Devletlerinin Los Angeles kentinde gerçekleşti. Bu olimpiyata 37 ülkeden 127si bayan toplam 1281 sporcu katıldı.Açılış Amerika Birleşik Devletleri Başkanı H.Hoover tarafından yapıldı.

XI.1936 Berlin Olimpiyatı:


1-16 Ağustos 1936 tarihleri arasında Almanyanın başkenti Berlinde yapılan oyunlara 49 ülkeden 328i bayan 3738 sporcu katıldı. Oyunların açılışını Almanyanın Führeri Adolf Hitler yaptı.

XII.1940 Tokyo Olimpiyatı:


İkinci Dünya Savaşı nedeniyle yapılamadı.

XIII.1944 Londra Olimpiyatı:


İkinci Dünya Savaşı nedeniyle yapılamadı.

XIV.1948 Londra Olimpiyatı:


27 Temmuz-14 Ağustos tarihleri arasında İngilterenin başkenti Londrada yapıldı.İkinci Dünya Savaşına yol açan Almanya, İtalya ve Japonya bu oyunlara alınmadı.59 ülkeden 385i bayan toplam 3714 sporcu mücadele etti.Oyunların açılışını İngiltere Kralı VI.George yaptı.

XV.1952 Helsinki Olimpiyatı:


17 Temmuz-3 Ağustos 1952 tarihleri arasında Finlandiyanın başkenti Helsinkide yapıldı. Bu olimpiyata 518i bayan, 4407 sporcu katıldı. Olimpiyatın açılışını Finlandiya Cumhurbaşkanı M.J.Paasikivi yaptı.

XVI.1956 Melburn-1956 Stockholm Olimpiyatı:


22 Kasım-8 Aralık 1956 günleri arasında 72 ülkeden 384ü bayan 2958 sporcu katıldı.Avustralya İngiltereye bağlı olduğu için oyunları İngiltere Kraliçesi II.Elizabeth açtı.
Avustralya yasaları ülkeye canlı hayvanın sokulmasını yasakladığı için binicilik yarışmaları 10 Haziran-17 Haziran 1956 tarihleri arasında İsveçin başkenti Stockholmde yapıldı.Oraya da 29 ülkeden 13ü bayan 158 sporcu katıldı. Oradaki olimpiyatın açılışını da İsveç Kralı VI.Gustav yaptı.

XVII.1960 Roma Olimpiyatı:


25 Ağustos-11 Eylül 1960 tarihleri arasında İtalyanın başkenti Romada yapıldı. Bu olimpiyata 83 ülkeden 610u bayan toplam 4783 sporcu katıldı. Oyunların açılışını ise İtalya Cumhurbaşkanı M.G.Granchi yaptı.

XVIII.1964 Tokyo Olimpiyatı:


10-24 Ekim 1964 tarihleri arasında Japonyanın başkenti Tokyoda yapıldı. 93 ülkeden 683ü bayan toplam 4457 sporcu mücadele etti. Oyunları Japon İmparatoru Hiro-Hito açtı.

XIX.1968 Meksiko Olimpiyatı:


12-27 Ekim 1968 tarihleri arasında Meksikanın başkenti Mexico Cityde düzenlendi. Oyunlara 112 ülkeden 78i bayan olmak üzere toplam 4750 sporcu katıldı. Açılışı Meksika Cumhurbaşkanı L.G.Diaz yaptı.

XX.1972 Münih Olimpiyatı:


26 Ağustos-10 Eylül 1972 tarihleri arasında Federal Almanyanın Münih kentinde yapıldı. 121 ülkeden 1058i bayan toplam 10088 sporcu katıldı. Açılış Federal Almanya Cumhurbaşkanı M.Heinemann tarafından yapıldı.

XXI.1976 Montreal Olimpiyatı:


17 Temmuz-1Ağustos 1976 tarihleri arasında Kanadanın Motreal kentinde yapıldı.Oyunlarda 92 ülkeden 1247si bayan, 4781 sporcu mücadele etti. Kanadanın İngiltereye bağlı olması nedeniyle oyunların açılışını İngiltere Kraliçesi II.Elizabeth Kanadanın resmi dilleri İngilizce ve Fransızca olduğu için iki ayrı dilde yaptı.

XXII.1980 Moskova Olimpiyatı:


19 Temmuz-3 Ağustos 1980 tarihleri arasında Sovyetler Birliğinin başkenti Moskovada gerçekleştirildi. 80 ülkeden 1125i bayan, 4092 sporcu mücadele etti.Sovyetlerin Afganistana müdahalesi olimpiyat ruhuna aykırı bulunduğu için birçok ülke bu olimpiyatı protesto etmişti.Açılış Sovyetler Birliği Başkanı L.Brejniev tarafından yapıldı.

XXIII.1984 Los Angeles Olimpiyatı:


28 Temmuz-12 Ağustos 1984 tarihlerinde Amerika Birleşik Devletlerinin Los Angeles kentinde yapıldı.Orada 140 ülkeden 1567si bayan 5230 sporcu mücadele etti.Bu olimpiyatı da Sovyetleri destekleyen bazı ülkeler protesto ettiler. Oyunların açılışını Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Ronald Reagen yaptı.

XXIV.1988 Seul Olimpiyatı:


17 Eylül-2 Ekim 1988 tarihleri arasında Güney Korenin başkenti Seulde düzenlendi. Bu oyunlara 159 ülkeden 2186sı bayan toplam 6279 sporcu katıldı.Oyunların açılışını Güney Kore Devlet Başkanı S.Mi-Chung yaptı.

XXV.1992 Barselona Olimpiyatı:


24 Temmuz-9Ağustos 1992 tarihlerinde İspanyanın Barselona kentinde yapıldı. 169 ülkeden 2708i bayan toplam 6659 sporcu altın madalya için mücadele etti. Açılış İspanya Kralı Juan Carlos tarafından yapıldı.

XXVI.1996 Atlanta Olimpiyatı:


19 Temmuz-4 Ağustos 1996 tarihlerinde Amerika Birleşik Devletlerinin Atlanta kentinde yapıldı. 197 ülkeden toplam 10.600 sporcu katıldı.Açılış ise Amerika Birleşik Devletleri Başkanı J.Carter tarafından yapıldı.

XXVII.2000 Sydney Olimpiyatı:


15 Eylül-1 Ekim 2000 tarihleri arasında Avustralyanın Sydney kentinde yapıldı.199 ülkeden 4069 bayan, 6582 erkek toplam 10.300 sporcu katıldı.Oyunların açılışı Avustralya Genel Valisi Sir William Deane tarafından yapıldı.

XXVIII.2004 Atina Olimpiyatı:


13 Agustos-29 Agustos 2004 tarihleri arasında Yunanistanın Atina kentinde gerçekleştirildi. 202 ülkeden 10500 sporcu ve 5500 takım yetkilisi katıldı. Olimpiyatın açılışını Yunanistan Cumhurbaşkanı Konstantin Stefanapulos yaptı.

MODERN OLİMPİYATLARDA
KIŞ OYUNLARI

Modern Kış Olimpiyatları yaz olimpiyatlarından 28 yıl sonra Fransada başlatıldı. Kış Oyunları ile ilgili detaylı bilgiyi kaynaklar bölümündeki IOC'nın resmi internet sitesinden alabilirsiniz. Bugüne kadar yapılan Kış Olimpiyatları, yapıldığı ülkeler, tarihler, katılan bayan ve erkek sporcu sayıları ile açılışlarını kimlerin yaptığı sırasıyla şöyledir:

I.1924 Chomonix:


25 Ocak-4 Şubat 1924 tarihleri arasında Fransanın kış spor merkezi olan Chamonixde yapıldı. İlk kış oyunlarında 16 ülkeden 13ü bayan toplam 258 sporcu mücadele etti. Oyunları Fransa Beden Eğitimi Genel Sekreteri M.Guston Vidal açtı.

II.1928 Saint Moritz Olimpiyatı:


11 Şubat-19 Şubat 1928 tarihleri arasında İsviçrenin ünlü kayak merkezi olan Saint Moritzde yapıldı.Bu ikinci kış oyunlarına 25 ülkeden 26sı bayan toplam 464 sporcu katıldı. Açılış ise İsviçre Cumhurbaşkanı Edmund Schultken tarafından yapıldı.

III.1932 Lake Placid Olimpiyatı:


4-15 Şubat 1932 günleri arasında Amerika Birleşik Devletlerinin Lake Placid kış sporları merkezinde gerçekleştirildi. Yarışmalara 17 ülkeden 21i bayan, toplam 252 sporcu katıldı.Açılış ise New York Belediye Başkanı Franklin D.Roosevelt tarafından yapıldı.

IV.Garmisch Parten-Kirchen Olimpiyatı:


6-16 Şubat 1936 tarihleri arasında Almanyanın Garmisch Parten Kirchen kış sporları merkezinde yapıldı. Olimpiyata 28 ülkeden 80i bayan 668 sporcu katıldı. Oyunları Almanyanın Führeri Adolf Hitler açtı.

V.1940 Kış Olimpiyatı:


Bu olimpiyat İkinci Dünya Savaşı nedeniyle yapılamadı.

VI.1944 Kış Olimpiyatı:


Bu olimpiyat İkinci Dünya Savaşı nedeniyle yapılamadı.

VII.1948 Saint Moritz Olimpiyatı:


30 Ocak-8 Şubat 1948 tarihleri arasında İsviçrenin Saint Moritz Merkezinde yapıldı. Bu oyunlara 26 ülkeden 77si bayan toplam 1182 sporcu katıldı. Oyunlar İsviçre Cumhurbaşkanı Enrico Celio tarafından açıldı.

VIII.1952 Oslo Olimpiyatı:


14-25 Şubat 1952 günleri arasında Norveçin başkenti Osloda yaıpldı. 30 ülkeden 109u bayan toplam 694 sporcu mücadele etti. Oyunları Norveç Prensi Ragnhild açtı.

IX.1956 Cortina dampezzo Olimpiyatı:


26 Ocak-5Şubat 1956 tarihleri arasında İtalyanın ünlü kış sporları mlerkezi Cortina dAmpezzoda yapıldı. Olimpiyatta 32 ülkeden gelen 132si bayan 8290 sporcu altın madalya için mücadele etti. Oyunları açılışı ise İtalya Cumhurbaşkanı Giovanni Gronchi tarafından açıldı.

X.1960 Squaw Valley Olimpiyatı:


18-28 Şubat tarihleri arasında Amerika Birleşik Devletlerinin Squaw Valley kış merkezinde yapıldı. 30 ülkeden 143ü bayan, toplam 665 sporcu katıldı.Açılış ise Amerika Birleşik Devletleri Başkan yardımcısı Richard Nixon tarafından yapıldı.

XI.1964 Innsbruck Olimpiyatı:


29 Ocak-9 Şubat 1964 günleri arasında Avusturya Innsbruckde yapıldı. 36 ülkeden 200ü bayan toplam 1091 sporcu yarıştı.Açılış ise Avusturya Cumhurbaşkanı Dr.Schart tarafından gerçekleşti.

XII.1968 Grenoble Olimpiyatı:


6-18 Şubat 1968 tarihleri arasında Fransanın Grenoble kış sporları merkezinde yapıldı. Bu kış olimpiyatına 37 ülkeden 211i bayan toplam 1158 sporcu katıldı. Oyunların açılışı ise Fransa Cumhurbaşkanı General Charles de Gaulle tarafından yapıldı.

XIII.1972 Sapporo Olimpiyatı:


3-13 Şubat 1972 günleri arasında Japonyada Sapporoda yapıldı. Olimpiyada 35 ülkeden 206sı bayan 1006 sporcu katıldı. Açılış ise Japon İmparatoru Hiro-Hito tarafından gerçekleştirildi.

XIV.1976 İnnsbruck Olimpiyatı:


4-15 Şubat 1976 tarihleri arasında Avusturyada İnnsbruck da yapıldı. Olimpiyata 39 ülkeden 231i bayan 1123 sporcu katıldı. Oyunların açılışını Avusturya Cumhurbaşkanı Dr.R.Kirchschlager yaptı.

XV.1980 Lake Placid Olimpiyatı:


13-24 Şubat 1980 günlerinde Amerika Birleşik Devletlerinin Leka Placid kayak merkezinde gerçekleştirildi. Olimpiyata 37 ülkeden 233ü bayan 1072 sporcu katıldı. Olimpiyatı Amerika Birleşik Devletleri Başkan Yardımcısı Walter Mir açtı.

XVI.1984 Sarajevo Olimpiyatı:


8-19 Şubat 1974 tarihleri arasında Yugoslavyanın Sarajevo Kış Sporları Merkezinde yapıldı. 49 ülkeden 274ü bayan toplam 1274 sporcu katıldı. Olimpiyat açılışı Yugoslavya Devlet başkanı Mika Spiljak tarafından yapıldı.

XVII.1988 Calgary Olimpiyatı:


13-28 Şubat 1988 tarihleri arasında Kanadanın kış spor merkezi olan Calgaryde düzenlendi.Bu olimpiyata 57 ülkeden 313ü bayan 1801 sporcu katıldı.Açılış ise Kanada Genel valisi Jeanne Sanve tarafından yapıldı.

XVIII.1992 Albertville Olimpiyatı:


8-23 Şubat 1992 tarihleri arasında Fransanın Albertville Kayak Merkezinde yapıldı. Bu oyunlara 64 ülkeden 313ü bayan toplam 1801 sporcu katıldı. Oyunları Genel vali Jeanne açtı.

XIX.1994 Lillehammer Olimpiyatı:


12-27 Şubat 1994 tarihleri arasında Norveçte Lillehammer ‘de yapıldı. Bu kış olimpiyatına 67 ülke katıldı. 522 bayan, 1217 erkek toplam 1739 sporcu yarıştı. Açılışı Norveç Kralı V.Harald yaptı.

XX.1998 Nagano Olimpiyatı:


07 Şubat-22 Şubat 1998 tarihleri arasında Japonya'nın Nagano kentinde yapıldı. 72 ülkeden 814 bayan, 1488 erkek toplam 2402 sporcu katıldı. Açılışı Japon İmparatoru Akihito yaptı.

XXI.2002 Salt Lake Olimpiyatı:


8-24 Şubat tarihleri arasında Amerika Birleşik Devletlerinin Utah Eyaletindeki Salt Lake City kentinde yapıldı. 77 ülkeden 886 bayan, 1513 erkek sporcu olmak üzere toplam 2399 sporcu katıldı. Açılışı ABD Devlet Başkanı George W. Bush yaptı.
Son düzenleyen Safi; 13 Şubat 2019 23:15
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
5 Mayıs 2012       Mesaj #4
Mira - avatarı
VIP VIP Üye

Olimpiyat Oyunları


Dört yılda bir yapılan uluslararası amatör spor yarışmaları. Uluslararası Olimpiyat Kurulu'nun düzenlediği olimpiyat oyunları, her seferinde başka bir ülkede yapılır. Olimpiyat oyunlarının oldukça eski bir tarihi vardır. Eski Yunanistan'da en büyük tanrı Zeus'un anısına her dört yılda bir haziran ayında kutsal kent Olimpia'da spor yarışmaları düzenlenirdi. İlk olarak İ.Ö. 776 - İ.S. 392 arasında 1168 yıl sürdü. Bu oyunlara kadınlar, köleler, hakları ellerinden alınmış kimseler katılamazdı. İ.Ö. 708'de pentatlon, 688'de boks, 680'de araba yarışı, 648'de pankreas, 632'de çocuk sporcular, 520'de silâhlı yarışmacıların katıldığı ayak oyunları olimpiyat yarışmalarına alındı.

19. yüzyılda ulusların birbirleriyle daha iyi kaynaşması amacıyla olimpiyat oyunlarının yeniden başlatılmasına karar verildi. En son yapılan olimpiyattan tam 1500 yıl sonra yeniden olimpiyat oyunlarının yapılması görüşü, Fransız Baron Pierre de Coubertin tarafından ortaya atıldı. Baronun çalışmaları sonucu 23 Haziran 1894 tarihinde Uluslararası Olimpiyat Komitesi kuruldu ve ilk oyunların 1896 yılında Atina'da yapılmasına karar verildi. Günümüzde olimpiyatlara katılan her ülkenin bir millî olimpiyat komitesi vardır. Uluslararası Olimpiyat Komitesi ise dokuz ülke üyesinden oluşur ve her dört yılda bir olimpiyat oyunlarından sonra seçilir. Olimpiyat oyunlarını temsil etmek üzere ilk kez 1920 yılında olimpiyat bayrağı kullanıldı. Olimpiyat bayrağı, beyaz zemin üzerine iç içe geçmiş beş ayrı renkte halkadan oluşmaktadır. Bu halkaların her biri beş kıtadan birini temsil eder: mavi Avrupa'yı, sarı Asya'yı, siyah Afrika'yı, yeşil Amerika'yı, kırmızı da Okyanusya'yı göstermektedir. Ayrıca bu renklerin hemen bütün ülke bayraklarında bulunan renkler olmasına da dikkat edilmiştir.

Olimpiyat bayrağında beş halkanın altında yer alan, Lâtince "Citus-Altus-Fortis" sözcükleri, "çabuk-yüksek-kuvvetli" anlamına gelir. Olimpiyat oyunlarına hepsi amatör olmak üzere kadın ve erkek sporcular katılır. Bir ülkenin, bütün spor dallarında ve her dalın her sıkletinde yarışmalara katılması şart değildir. Modern olimpiyat oyunlarında yer alan spor dalları şunlardır: Atletizm, jimnastik, halter, eskrim, bisiklet, grekoromen ve serbest güreş, boks, atıcılık, okçuluk, kürek, sutopu, yüzme, yelken, binicilik, futbol, rugbi, hokey, eltopu (hentbol), modern pentatlon, kano, basketbol, voleybol, kayak ve buz sporları. Olimpiyat oyunları içine 1924'te alınan buz sporları, ancak kışın yapılabileceğinden ayrıca "kış olimpiyatları" düzenlenmektedir. Kadın sporcuların olimpiyatlara katılması ilk kez, 1904 yılında mümkün oldu. 1896 yılından beri her dört yılda bir yapılan olimpiyat oyunlarına I. ve II. Dünya Savaşı nedeniyle 1916 ile 1940 ve 1944 yıllarında ara verildi. Türkiye olimpiyatlara ilk olarak 1906'da katıldı. Günümüze kadar madalya alan Türk sporcuları soldaki tablodadır.

YAZ OYUNLARI


Atıcılık


Atıcılık, yivli tüfek, tabanca ve av tüfeğiyle hedeflere ateş edilerek yapılan bir spordur. Atıcılık 1300’lerden bu yana özellikle askerler arasında yaygın bir etkinliktir. Belirli bir hedefe isabet düzeyi yüksek atışlar yapmak ancak gelişmiş silahlarla mümkün olduğu için, bir yarışma sporu olarak atıcılık yakın dönemlerde ortaya çıkmıştır.

Atletizm


Atletizm, bir pist ve alanda yapılan, dünyanın en eski sporlarından biridir. Bu oyunlarda atletler koşu, yürüyüş, atlama ve atma yeteneklerini gösterirler. Bu tür etkinlikler, çağlar boyunca tüm dünyada yaygın ilgi görmüştür. Atletizm, bir pist ve alanda yapılan, dünyanın en eski sporlarından biridir. Bu oyunlarda atletler koşu, yürüyüş, atlama ve atma yeteneklerini gösterirler. Bu tür etkinlikler, çağlar boyunca tüm dünyada yaygın ilgi görmüştür.

Badminton

Tenise benzer bir oyundur Kaz tüyünden yapılma bir top ve raketle oynanan bir oyun olan Badminton , topun file üzerinden rakip alana atılması ve geri dönmesini sağlamak amacına dayanan bir spor dalıdır.

Basketbol


Basketbol (İngilizce: basketball - sepet topu), beşer kişilik takımlar halinde elle oynanan ve topu, yüksekliği 3,05 m olan pota adı verilen çemberden geçirerek kazanmaya çalışılan takım oyunudur. Tüm dünyada popüler olan bir spor türüdür. İlk olarak 1891 yılında James Naismith tarafından oynatılmıştır.James Naismith'in basketbolu Mayas kabilesinin tlahiotenie oyunundan esinlediği düşünülmektedir.

Beyzbol


Amerikan kökenli, Amerika ve Uzakdoğu ülkelerinde (özellikle Kore ve Japonya'da) çok popüler bir spor türü.

Binicilik


Binicilik, kısaca ata binme becerisi olarak tanımlanabilir. Biniciliğin tarihi çok eski zamanlara kadar uzanır. Binicilik tarihine damgasını vuranlar, belki de savaşlarda önemli rol oynayan, süvari de denen atlı askerlerdir. İlk süvari birliklerini İÖ 2600'de Çinlilerin kurdukları bilinmektedir. Ama binicilikte asıl gelişme, 5. yüzyılda eyerin bulunmasından sonra gerçekleşti. Daha önceleri çıplak atın sırtına binilir ya da atın sırtına bir kilim ve battaniye atılarak oturulurdu. Günümüzde askeri amaçlı binicilik gerilerken, spor amaçlı binicilik önem kazanmıştır. Binicilikte başlıca iki biçim vardır: İngiliz ve Batı biniciliği. İngiliz biniciliği spor amacıyla yapılan biniciliktir. Batı biniciliği ise Amerika kıtalarında kovboy denen sığır çobanlarına özgü biniciliktir. Kovboylar, uzun üzengili ağır eyerler kullanır ve bacakları düz duracak biçimde ata binerler. İngiliz biniciliği ise, binicinin güvenliğini, binicinin atı denetimini ve atın rahatlığını dikkate alan bir anlayışa dayanır. Çocukların ata binmeyi öğrenmelerinin en iyi yolu, genellikle boylarına uygun, yere sağlam basan midillilere binmektir.

Bisiklet


İnsan gücünü ise çeviren, pedal veya benzeri bir mekanizma ile çalışan iki tekerlekli motorsuz taşıt aracıyla, özel pistte, yolda veya açık arazide ferdi ve takım halinde yapılan spor dalı.

Boks


Boks, iki kişinin belirli kurallar içinde, saldırı ve savunma amacıyla yumruklarını kullanarak yaptıkları bir spordur. Boks karşılaşmaları ringde yapılır. Ring, üç sıra halatla çevrili ve yerden yüksekte kare biçiminde bir alandır.

Eskrim


Eskrim, kılıçla yapılan bir spordur ve temelini kılıçla dövüş sanatı oluşturur. Eskrimin bir spor dalı olarak gelişmesi, ortaçağda kılıçla yapılan düellolarla yakından ilişkilidir.

Futbol


Futbol (İngilizce: football), dünyada en yaygın takım sporudur. Başta Avrupa ve Güney Amerika ülkeleri olmak üzere hemen hemen tüm ülkelerde çok sevilir ve geniş bir izleyici kitlesi tarafından izlenirFutbol (İngilizce: football), dünyada en yaygın takım sporudur. Başta Avrupa ve Güney Amerika ülkeleri olmak üzere hemen hemen tüm ülkelerde çok sevilir ve geniş bir izleyici kitlesi tarafından izlenir

Güreş


Güreş uygulayıcılarının birbirlerine vurmaksızın rakiplerini yenmeye çalıştıkları bir spor türü. Güreş tarihteki en eski sporlardan biridir ve zamanla farklı stil ve formları geliştirilmiştir. Güreş genellikle savaş sanatları arasında değerlendirilir.

Halter


Halter, iki tarafında ağırlıklar olan bir demir parçasının havaya kaldırılmasıyla yapılan spor dalıdır. Halter sporu müsabakaları koparma ve silkme olarak iki hareketten oluşur. Koparma'da sporcu halteri tek seferde kaldırır, hakem işaretine kadar başının üstünde dirseklerini kırmadan tutar. Silkme'de ise omuzları üzerinde ağırlığı kısa süre tartar ve daha sonra yukarı kaldırır. Bu spordaki en büyük sorun doping'tir.

Hentbol


Hentbol, bir takımın 6’sı saha, 1’i kalede olmak üzere 7’şer oyuncu ile iki takım halinde oynadığı bir spor oyunudur.oyun süresi 30'ar dakikalık iki devreden oluşur.İlk yıllarında büyük stadyumlarda 11 kişilik takımlar halinde oynanan hentbol, 1950'lerden sonra bir salon sporu olmuş ve açık alan hentbol giderek popülaritesini yitirerek kaybolmuştur

Hokey


Hokey, iki takım arasında bir ucu kıvrık sopalarla oynanan bir top oyunudur.

Jimnastik


Jimnastik, Atletizm ve gösteri niteliklerini taşıyan, vücudun esnekliğine, çevikliğine dayalı çeşitli ritmik-artistik hareketlerden oluşan, bayanlar ve erkeklerin yaptığı aletli-aletsiz spor dalı.

Judo


Japonya kaynaklı bir dövüş sanatı ve bir spor dalıdır.Judo Japon modern dövüş sanatlarının ilk örneği olmuştur

Kano Kayak


Modern bir kano KANO: Akarsularda zamanla olduğu gibi, güç doğa koşularıyla da mücadele etmeye dayanan ve küçük bir tekneyi tek kürek yardımıyla hedefe ulaştırma prensibi üzerine kurulu spor dalı. Kano, bir olimpiyat sporu olarak çok çeşitli teknelerle yapılır. Bu sınıflar kano ve kayak olmak üzere iki kategoriye ayrılmış olup, kanolara "Canadians" da denir. Kanolar Kızılderililerin teknelerinden doğmuştur.

Kürek


İnsanoğlunun denizler ve akarsularla basit araçlar kullanarak mücadelesini temel alan spor dalıdır. Kürek sporu, sporcuların birbirleri ile rekabet ederek göl,nehir ve denizde, kürekler vasıtası ile hareketin sağlandığı özel olarak üretilmiş tekneler ile gerçekleştirilen bir takım sporudur

Masa tenisi


Bu sporun salon tenisi adıyla bilinen en eski şekli 1880 li yıllarda Hindistan ve Güney Afrika'daki İngiliz ordu subayları tarafından oynanırdı. Puro kutularının kapaklarını raket, yuvarlatılmış şarap şişesi mantarlarını da top olarak kullanırlardı. File olarak da kitapları kullanıyorlardı.

Pentatlon


Beş ayrı daldaki yarışlardan oluşan atletizm yarışması.Ayrıca pentatlon terimi atletizmde bayanların kış sezonunda salonda yarıştıkları çoklu branş yarışması içinde kullanılır.

Okçuluk


Kökeni insanoğlunun avcılık günlerine dayanan, oku bir yay aracılığıyla hedefe göndermeyi amaçlayan spor dalı.Okçuluk ilk kez 1904 Yaz Olimpiyatları'nda olimpik programa alınmış, 1972'den beri aralıksız olarak programlarda yer almaktadır.Bu branşta ilk dönemlerde Fransa,Belçika ve Büyük Britanya söz sahibiyken, daha sonraki dönemlerde ABD,Rusya,İskandinav ülkeleri,İtalya ve Kore bu ülkeleri izlemiştir.1931'de kurulan ve halen 140 ülkenin üye olduğu Uluslararası Okçuluk Federasyonu okçuluk dalında en büyük otoritedir.

Softbol


Özellikle ABD'de popüler olan, beyzbola benzeyen ve bu spordan türetilmiş bir oyundur. Aralarında ufak farklılıklar vardır. 1996 Atlanta Olimpiyatları'nda olimpik spor ünvanını kazanmıştır. Saha ölçüleri ve ekipman boyutları beyzbola göre daha küçüktür. Top olarak ise sporun isminin yumuşak top anlamına gelen "softbol" olmasından da anlaşıldığı gibi sert top kullanılmamaktadır. Hatta bu yüzden beyzbola bazen "sert top" anlamına gelen "hardball" da denilir.

Su sporları


1.Dalma

, (Tramplen atlama), belirli bir yükseklikten atlayıp, havada estetik hareketler yaptıktan sonra suya dimdik girmeye dayanan spor dalı. Genellikle balıklama yapılan atlayış sırasında ayrıca çeşitli jimnastik ve akrobasi hareketleri gerçekleştirilir.

2.Rüzgâr sörfü

, genellikle iki ile beş metre arasında yüzer bir tahta ve hareketini tek bir yelken ile sağlayan su üzerinde yapılan bir yelken sporu dur

3.Su topu

, kaleci dahil 7'si oyun icinde, toplam 13 kişiden oluşan 2 takımla 2 yarı ve 4 periyot süresince yüzerek ve topu kaleye sokmaya çalışarak oynanan bir oyundur.

4.Yelken

, rüzgâr gücünden yararlanarak geniş yüzey oluşturacak biçimde yan yana dikilen ve teknenin direğine uygun biçimde takılarak onu hareket ettiren kumaş veya şeritlerin tümü.

5.Yüzme sporu

, uluslararası standartlarda boyutu olan (50 metre, 8 kulvar) havuzlarda bedenin kulaç ve ayak hareketlerinden başka bir yardım almadan, her yarışmacının kendi kulvarında, serbest, sırtüstü, kelebek ve kurbağa stillerinin her birinde veya dördü birden karışık olarak, 50, 100, 200, 400, 800, 1500 metrelerde bireysel veya ekip olarak yaptıkları yarışmaya denir.

6.Deniz kayağı

, Eskimo kayığı veya kano olarak da bilinir, ilk olarak Kuzey Denizi'ne ve Kuzey Kutbu'na kıyısı olan ülkelerde ulaşım aracı olarak kullanılan kayak, ağaçlara fok derisi gerilerek yapılıyordu, daha sonraları kanvas adı verilen bir çeşit kumaş kullanılmaya başlandı. Sonraki dönemlerde o bölgelerde yaygın olarak yetişen çam ve sedir ağacından çıta kaplama usulü yapılmaya başlandı.

7.Regatta

, İtalyanca kökenli bir sözcük olup, bir ya da bir dizi tekne yarışına verilen addır. Yarışlar motorlu ya da motorsuz tekneler arasında olabilir. Anlam olarak genellikle yarışın yanısıra, yarış öncesinde ve sonrasında yapılan şenlikleri de kapsar.

8.Su kayağı

, suyun üzerinde yapılan bir su sporudur. Bu aktivite ilk defa Ralph Samuelson tarafından 1922 yılında Lake City, Minnesota`da gerçekleştirilmiştir. Su kayağı dalgasız deniz, nehir, göl gibi çevre koşullarının uygun olduğu birçok ülkede popüler bir spor dalı haline gelmiştir. Sörf Sörf ekstrem bir su sporudur. Sörfçü sahile yaklaşan bir dalga tarafından bir sörf tahtası üzerinde taşınır. Paddleboarding ve sea kayaking gibi sörfle alakalı sporlar için dalgaya ihtiyaç yoktur.

Tekvando


Rakibe karşı silahsız olarak, çıplak el ve ayaklarla yapılan savunma tekniklerini içeren spor dalıdır. Tekvandonun kelime anlamı: Tae; ayak, Kwon; el, Do;yol-sanat olup, el ve ayakla savunma sanatı anlamına gelir. Fakat tekvando, sadece bir teknik ve yetenek olmayıp, aynı zamanda felsefi ve insancıl değerler toplamıdır.

Tenis


Küçük bir topun raketle vurularak oyun alanının orasına gerilmiş olan file üzerinden karşı sahaya atılmasıyla oynanan spor dalıdır.Tenisin kökeni kimilerine göre antik Roma döneminde, çıplak ya da eldivenli el ile oynanan "tringon" adı verilen oyuna dayanır. Diğer bir görüş ise benzer bir oyunun ilk kez Meksika'da Toltec yerlileri tarafından oynandığı ileri sürülmektedir. Mısır ve İspanya'da bulunan fresklerde ve Rönesans dönemi İtalya'sından kalma resimlerde, "giocco del pallone" ve "juego de pelota" isimleri altında, benzer esaslara dayanan oyunların duvarla çevrili alanlarda oynandığı görülmektedir.

Triatlon


"Triathlon" kelimesi eski Yunanca kökenlidir. 3 branş bir arada yapılan bir spor demektir. Bu branşlar sırasıyla yüzme, bisiklet ve koşunun peşi sıra yapılmasıdır. Ferdi bir spordur ve sporcu her bir branşa ait mesafeyi bitirir bitirmez kurallara uygun kıyafetlerini giymek için, belirli kuralara uymak şartı ile, değişim alanına girer ve diğer branşa başlar. Yani sporcu sadece bir branşta başarılı olması yetmez diğer branşlara da ait antrenman ve kas gruplarını çalıştırmak zorundadır. Ayrıca taktik ve teknik seviyesini en üst düzeyde tutarak hem enerjisini hem de dayanıklılığını korumak zorunludur.

Voleybol


Voleybol, ortadan bir file ile ayrılmış olan dikdörtgen sahada, topun pas, plase, smaç, manşet gibi vuruşlarla karşıya geçirilmesine dayanan olimpik oyun..

KIŞ OYUNLARI


Buz hokeyi


Buz Hokeyi adından da anlaşılacağı gibi buzun üzerinde iki takımla oynanan bir spor veya oyundur. Oyuncular hokey patenlerini giyip hokey sopalarıyla diski (pakı) kontrol etmeye çalışırlar. Oyuncular diski (pakı) kaleye sokarak sayı bulurlar.

Artistik Buz Pateni


Artistik Buz Pateni Müzik eşliğinde, yapılacak dansın ya da gösterinin konusuna uygun kostümlerle gerçekleştirilen yarışma sporu. Yarışma zorunlu hareketler ve serbest figürlerin bir kombinasyonundan oluşur.

Curling


Curling, 42 metre boyu, 4,3 metre eni olan buzdan bir pist (rink) üzerinde oynanan bir olimpik takım oyunudur. Buz üzerine disk şeklinde iç içe çizilmiş üç halka hedefi, evi oluşturur. Pistin iki ucunda olan 3,66 m çapındaki evin; oyun hattı, hogdan uzaklığı 6,4 m, birbirlerinde uzaklığı 34,7 m.'dir. Puan, ev'in merkezine karşı takımdan daha yakına taş atarak kazanılır.

Kayak


Kayak, insanların kar üzerinde batmadan kayarak ilerlemesine yarayan araç. kızağın spor aracı olarak kullanılması yenidir. Kızaklarla buz ve kar üzerinde Özellikle bayırdan aşağı doğru kayılır. Yarış kızaklarının yüksekliği 12-15, genişliği 45, boyu 125-150 santimetredir. Ağırlığı ise teklide 20, çiftlide ise 22 kilogramı geçmez. Sun’i olarak da yapılabilen yarış sahasının boyu 1000-1500 m, meyili ise % 9-11’dir. Yarışlar erkeklerde çiftli, bayanlarda tekli olur.
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 14 Şubat 2019 00:25
theMira
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
5 Haziran 2016       Mesaj #5
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Ad:  Olimpiyat Oyunları Tarihçesi.jpg
Gösterim: 4755
Boyut:  31.8 KB

Olimpiyat nedir?


Olimpiyat Oyunları, veya kısaca Olimpiyatlar, dört yılda bir yapılan geniş kapsamlı bir spor organizasyonudur. Antik şekli Eski Yunan'da yapılan oyunlar Fransız soylusu Pierre Frèdy, baron de Coubertin tarafından 19. yüzyıl'ın sonlarında modernize edilmiştir. Olimpiyat Oyunları'nın yaz sporlarını içeren ve daha iyi bilineni olan Yaz Olimpiyatları, 1896'dan beri Dünya Savaşları istisnaları hariç her dört yılda bir yapılagelmiştir. Kış Oyunları ise 1924'te yapılmaya başlanmıştır ve 1994'ten beri Yaz Oyunlarının yapıldığı yıllardan iki sene sonra yapılmaktadır.

Ad:  Olimpiyat bayrağı-2.jpg
Gösterim: 3312
Boyut:  5.9 KB

Olimpiyat bayrağı nedir?


Olimpiyat bayrağı beyaz zemin üzerine iç içe geçmiş beş ayrı renkteki beş halkadan ibarettir. Dünyanın beş kıtasını temsilen insanları dostluk ve sevgi bağları ile birbirine Bağlam ayı simgeleyen bayrağın üç halkası üstte, ikisi alttadır. Üstteki üç halka soldan sağa Doğru mavi, siyah ve kırmızıdır. Alttaki halkalar ise soldan sağa sarı ve yeşildir. Bu renkler önceleri kıtalara göre belirlenmiş ardından Uluslararası Olimpiyat Komitesi bu Renklerin üye ülkelerin bayraklarının renkleri olduğunu açıklamıştır. Olimpiyat Bayrağı 1920 Anvers Olimpiyatlarından beri dalgalanmaktadır. Bu bayrak 6-12 Mayıs 1913 tarihleri arasında yapılan toplantıda Baron Pierre de Coubertinin teklifi ile genel kurula sunulmuş ve ittifakla kabul edilmiştir.

Olimpiyat Oyunları’nın Özellikleri


Her etkinliğin kendine has bir sloganı ve amblemi vardır. Olimpiyat Oyunları’nın da üç kelimelik sloganı bulunmaktadır: Citius; daha hızlı. Altius; daha yüksek. Fortius; daha güçlü anlamına gelmektedir. Bu ifadeler; sporcuların birinci olmasını değil, elinden gelenin en iyisini yapmasını önerir. Sloganın bir diğer anlamı; “En önemlisi kazanmak değil, katılmaktır.” Bu slogan, Pierre de Coubertin’in önerisiyle 1894 yılında Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından kabul edilmiştir.
Ad:  Olimpiyat Bayrağı.jpg
Gösterim: 3790
Boyut:  22.8 KB

Olimpiyat Halkaları ve Anlamı (Olimpiyat Amblemi)


Olimpiyat Oyunları’nın sembolü; iç içe geçmiş çeşitli renklerden oluşan beş halkadır. Halkalar; Amerika, Afrika, Asya, Avustralya ve Avrupa’yı temsil etmektedir. Halkalardaki renkler, bu kıtalarda bulunan ülkelerin bayrak renklerini ve kültürel yapısını temsil etmektedir. Olimpiyat Bayrağı, 1914 yılında kabul edilmiş ve 1916 yılında yapılacak olan Olimpiyat Oyunları’nda kullanılmasına karar verilmiştir.

Olimpiyat ateşi neyi simgeliyor?


Olimpiyat Oyunları’nın ünlü meşalesi insanoğlunun ateşe atfettiği olumlu değerleri simgeler. Meşale aynı zamanda antik oyunlarla modern oyunlar arasındaki devamlılığı sağlayan bir köprü niteliğinde. Ateş ve oyunlarla ilgiliyse birçok efsane günümüze kadar ulaşmış durumda. Bunlardan bir tanesine göre Prometheus Zeus’tan ateş gücünü çalar. Ateş, hayatın, mantığın, özgürlüğün ve yaratıcılığın sembolüdür. İlahi dinlerde şeytana benzetilen Prometheus’un ateşi insanlara sunmak için eliyle taşıdığına inanılır. Sonsuza kadar yanacak bu ateş, bugünkü Yunanistan’ın Olimpia şehrinde bulunur. Günümüzde de Olimpiyat Oyunları’nın yapılacağı yere meşalenin yolculuğu da Olimpia’da yakılmasıyla başlar.
Ad:  Olimpiyat Oyunları-5.jpg
Gösterim: 4106
Boyut:  38.5 KB

MEŞALENİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ


Meşalenin dizaynı, olimpiyatlara evsahipliği yapan ülkenin özelliklerini yansıtmakta.Beijing meşalesi 72 cm. boyunda ve 985 gram. Alüminyumdan yapılma. Meşalenin yakıtı ise propan.

Meşalenin yapısı, 65 km hızda esen rüzgara ve saatte 50 mm yağıs hızına karşısında bile alevi koruyacak özelliklere sahip. Ama ateş sönecek olursa mutlaka fenerlerden birinden alınan ateşle yakılıyor.

2004 Atina olimpiyatları öncesinde, meşale dünya turuna çıkmadan hemen önce Panathinaiko Stadında söndüğünde aynen böyle yapıldı. 1976 Montreal olimpiyatları sırasında da meşale sönünce o anki kargaşa ve telaş esnasında çakmakla tutuşturulan meşale bilahare söndürülmüş ve özel fener ateşiyle tekrar yakılmıştı.

MEŞALE GELENEĞİNİN KÖKENİ


Ateşi canlı tutma geleneği, Antik Yunan'daki ilk olimpiyatlar sırasında başladı. Ateş, ilahi bir simgeydi çünkü onu Prometeus'un tanrılardan çalarak insanlara verdiğine inanılmaktaydı.

Oyunlar süresince tanrıça Hestia'nın sunağında bir ateş sürekli yanardı. Güneşin ilk ışınlarıyla yakılan bu ateş, tapınaktaki diğer sunaklardaki -mesela Zeus ve Hera'nın sunaklarındaki- ateşleri de tutuşturmakta kullanılırdı.

Bu geleneğin anısına, Olimpiyat meşalesi oyunlardan birkaç ay önce Atina'daki Hera tapınağında yakılarak dünya turuna çıkar. Meşale ilk olarak tören giysileri içindeki bir kadının ayna ve güneş ışığı kullanmasıyla tutuşturulur. Ateşe atfedilen bu saflık, olimpiyat açılış törenleri için meşalenin stadyuma getirildiği ana kadar korunur.

Antik Yunandaki ilk olimpiyatlarda meşalenin şehirde gezdirilmesi gibi gelenek yoktu ama lampadedromia denilen ateş yarışları yapılırdı. Prometeus başta olmak üzere Tanrıları onurlandırmak için yapılan bu yarışta sunağa ilk varan yarımacı ateşi yenileme onuruna sahip olurdu.

Günümüdeki modern olimpiyatlarda ise, meşaleyi getirip stadtaki olimpiyat ateşini yakacak sporcunun ismi en son ana kadar gizli tutulur. Açılış törenleri sırasında stada giren bu sporcu staddaki olimpiyat ateşini meşaleyle yakar ve bu ateş olipiyat oyunları bitene kadar yanmaya devam edecektir.

Olimpiyat ateşi, modern olimpiyatlara ilk defa 1928 Amsterdam olimpiyatlarıyla dahil edildi. İlk meşale dolaştırılması ise 1936'da Berlin olimpiyatlarında gerçekleştirildi. Meşalenin yolcululuğu globalleştikçe, geleneği yerine getirmek ve ateşi anlı tutmak da giderek zorlaşmakta.

Günümüz Olimpiyat Oyunları’nda Olimpiyat ateşi hep kullanıldı mı?


Bu soruya yanıtımız kısaca ‘hayır’. Modern Olimpiyat Oyunları’nın başladığı 1896 yılında ev sahibi Atina’da bu meşale yakılmamıştı. Ateş, oyunların sembolü haline sadece 1928’den itibaren Amsterdam’da geldi. Ama bu tarihte de Olimpia’da meşalenin yakılması için yapılan seremoni gerçekleştirilmedi. Olimpiyat meşalesinin yakılması ve ardından da atletler tarafından tüm dünyayı dolaşarak oyunların oynanacağı yere getirilmesi geleneği ise ilk defa 1936’da Berlin’de görüldü. Birçok tarihçi Adolf Hitler Almanya’sının meşaleyi bir propaganda aracı olarak kullanmayı hedeflediği için bu seremoniyi tarihin tozlu raflarından çıkardığı düşüncesinde hem fikir. Öte yandan meşalenin elden ele dolaşması gibi bir uygulamaya antik Olimpiyat Oyunları’nda rastlamak mümkün değil. Bununla birlikte Antik Yunan’ın diğer şehirlerinde olduğu gibi Atina da meşale yarışlarına ev sahipliği etmişti. Halk böylece Prometheus’un da aralarında bulunduğu tanrıları gururlandırmayı hedefliyordu.

Ad:  Olimpiyatlar Tarihçesi.jpg
Gösterim: 3671
Boyut:  55.0 KB

Tarihçe

Olimpiyat oyunları , antik çağda dört yılda bir düzenleniyordu. M.Ö. 776 yılından beri Yunan şehirlerinde düzenlenen olimpiyat oyunları, 393′te Roma Imparatoru Theodosius tarafından yasaklandı. Antik olimpiyatlarda kadınlar yarışa katılamadığı gibi, seyirci olarak stadyumlara girmelerine de izin verilmezdi. İlk olimpiyatlarda sürat yarışları yapılır, atletler zeytin dalından bir taçla ödüllendirilirdi. Daha sonra ödülün biçimi ve değeri değişti, arttı. Yarış programına boks ve güreş de katildi.

Modern olimpiyatların ve olimpizm düşüncesinin babası Fransız Baron de Coubertin oldu. Dünya gençliğinin ortak bir idealle barışa hizmetini amaçlayan Coubertin, 1892 yılında olimpizmin ilkelerini açıkladı ve olimpiyatların yeniden düzenlenmesi için çaba göstermeye başla di.

Uluslararası Olimpiyat Komitesi (CIO) 1894 yılında Coubertin’in çabalarıyla kuruldu ve ilk olimpiyatlara ev sahipliği yapacak olan Yunanistan’in temsilcisi Dimitrius Vekelas, kurulusun ilk başkanı oldu. Vekelas’in görevi 1896′da bitti. 1896-1925 yılları arasında Coubertin CIO baskanligi yaptı ve olimpik hareketin kökleşmesini sağladı. Coubertin’in ölümünden sonraki CIO başkanları şunlardır:

Kont Henri de Baillet - Latour (Belçika/1925-1942), M.J.Sigfrid Edström (Isveç/1946-1952), Avery Brundage (ABD/1952-1972), Lord Killanin (K.Irlanda/1972-1980), S.E.M. Juan Antonio Samaranch (Ispanya/1980-…)

Olimpiyat oyunlarını düzenleme onuru bir kente verilir. Kent seçim hakki sadece Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ne aittir. Komite, oyunların düzenleneceği yıldan 7 yıl önce toplanarak resmi adaylık başvurusunu alır, raporları inceler ve kent seçimini yapar.

MODERN OLİMPİATLARIN KURUCUSU


Modern Olimpiyat fikrinin özünü Modern Olimpiyatlarin kurucusu Baron De Coubertin’in çesitli kitap , yazili beyan ,deklarasyon ve diğer yazili belgelerinde bulmak mümkündür.

Olimpizm , beden gücü ve becerisi ile birlikte insan aklinin gelismesini hedef alan ve böylece insanin tüm niteliklerini simetrik bir biçimde ve bir uyum içinde gelisimini hedef alan bir felsefedir.

Amaçlarindan diger birisi de , insani egitmek ,karakterini ve ahlakini kuvvetlendirmek, eskilerin ideali olan " KALOS KAGATHOS" insani yaratmaktir.

Olimpizm , tam manasi ile egitsel ve pedagojik amaçlar güder.Olimpizm ne bir din , ne bir sosyal doktrin,ne de bir sosyal,ekonomik sistemdir.Olimpizm bir ruh halidir , hayat tarzidir,insanlik görüsüdür.Asalet ve tertemiz ahlak okuludur. Bir " çikarsiz ideal " inancidir.

Çagimizin en önde gelen sosyal olaylarindan olan Olimpizm,ayirtetmeden tüm dünyayi kucaklar,karsilikli saygiyi;isbirligini ve tüm insanlar arasinda arkadasligi , karsilikli anlayisi amaçlar. Esit kosullar altinda dürüst ve esit rekabeti hedefler. Baska sosyal sahalarda birbirleriyle rekabet eden insanlara elle tutulur örnekler verir. Uluslar , irklar , renkler , politik sistem ve siniflar arasinda hiç bir ayirim kabul etmez. Bu felsefe ile Ulusrararasi baris ve anlayisin gelismesine yardim eder. Gençlere hürriyet fikrinin dogru manasini ögretir ve böylece sosyal çevrede birlikte yasamanin ideal kosullarini yaratir.

Dört yilda bir tekrarlanan Olimpiyat Oyunlari , oyunlar sirasinda tüm katilanlarin birlikte Olimpiyat Köyünde Müsterek kurallar altinda ortak yasamalari, Olimpiyat ruh ve prensiplerine uygun olarak dünyanin en seçkin sporculari ile yarismak ve bu yarismalari idare eden tarafsiz hakemlerin kararlarina mutlak iteati temin etmek suretiyle Olimpizm bu konuda büyük hizmet görmektedir. Olimpizm uluslararasi bir kurumdur,tam manasi ile müstakildir. ve her türlü milli ,siyasi,ekonomik veya diger kisitlamalardan uzaktir. Bu özerk tutum çok önemlidir. Olimpik felsefenin hadef ve amaçlarina erisilmesini temin eder.
Ad:  Olimpiyat Oyunları-2.jpg
Gösterim: 4086
Boyut:  31.2 KB

Olimpiyatlarda Türkler


Türkler, Olimpiyatlar’a resmen 1908 Oyunları’nda katıldı.

Coubertin’in 1907 yılında İstanbul’u ziyareti sırasında ona tercümanlık yapan Galatsaray Lisesi’nden Aleko Mullos, 1908 Londra Olimpiyatları’nda Türkiye adına yarışan ilk ve tek sporcu oldu ve katıldığı jimnastik branşında başarı gösteremedi.

Selim Sırrı Bey, 1912 Olimpiyatları’na giderken, yanına, kendi paraları ile Stokholm’e gelen Robert Kolej öğrencisi iki Ermeni genci de götürdü.Mıgıryan ve Papazyan adlı bu gençler katıldıkları 800, 1500 koşular ile gülle ve disk atma yarışmalarında, seçmelerde elenerek finale kalamadılar.

Davet edilmediğimizden dolayı katılmadığımız 1920 Oyunları’ndan sonra yapılan 1924 Paris Olimpiyatları’na bazı branşlarda katılmamıza rağmen sesimizi duyuramadık.1928 Amsterdam Olimpiyatları’nda ise, katılan sporcularımız arasında sadece Greko Romen güreşçi Tayyar Yalaz 67,5 kg’da dördüncü oldu.

Los Angeles’in uzak olması ve Türk spor teşkilatındaki kargaşalık nedeniyle 1932′de katılmadığımız Olimpiyatlar’da, ilk başarımızı 1936′da Berlin’de kazandık.”Mersinli” diye tanınan Ahmet Kireççi, 79 kg serbestte Olimpiyat üçüncüsü olarak Türkiye’ye ilk madalyayı kazandırdı. Greko Romenci Yaşar Erkan da 61 kg’da birinci olarak, Türkiye’ye ilk altın madalyayı kazandıran sporcu oldu.II.Dünya Savaşı nedeniyle yapılmayan 1940 ve 1944 Oyunları’ndan sonra organize edilen 1948 Londra Olimpiyatları’nda sporcularımız büyük başarılar kazandılar.Serbest ve Greko Romen güreşte aldığımız altı altın, dört gümüş ve bir bronz madalyaya ilaveten, atletizmde kazandığımız bir bronz madalya ile Türkiye’nin sesini, dünya spor çevrelerine duyurduk.

Londra’da madalya kazanan sporcularımıza verilen parasal ödüller, dört yıl sonra Türk spor çevrelerinde büyük yaralar açtı ve bu şampiyon sporcularımız Helsinki’de mindere ve piste çıkamadılar.Buna rağmen güreşte iki altın ve bir bronz alabildik. Melbourne Olimpiyatları’nda, güreşte yeni bir kuşak mindere çıktı ve üç altın, iki gümüş ve iki bronz kazandık. Güreşte asıl patlama, yedi altın ve iki gümüş aldığımız 1960 Roma Olimpiyatları’nda oldu. Dört yıl sonra, Tokya’da iki altın, üç gümüş ve bir bronz madalya kazandık. Mexico City’de yapılan 1968 Olimpiyatları, güreşte kazandığımız son madalyaları getirdi ve Türkiye’ye iki altın madalya ile döndük. Bundan sonra, güreşte 1972′de ve 1988′de iki gümüş ve 1984 Olimpiyatları’nda da ancak bir bronz madalya kazandık. Altın madalyalara ancak Barcelona’da kavuştuk.

Diğer branşlarda ufak bir kıpırdanma oldu ve 1984′te iki boksörümüz bronz madalya kazandı. Dünya güreş minderlerinden silinmemiz yanında, 1988 Seul Olimpiyatları’nda dünya rekorları kırarak altın madalya kazanan halterci Naim Süleymanoğlu yüzümüzü güldürdü. Türkiye, Olimpiyatlar’a resmen katıldığı 1908 yılından beri geçen 88 yıl içinde, davet edilmediği 1920 ve uzaklığı dolayısı ile gitmediği 1932, 1980 Moskova hariç, tüm Oyunlar’a katıldı. Atıcılık, atletizm, basketbol, binicilik, bisiklet, boks, jimnastik, eksrim, futbol, güreş, halter, yelken ve yüzme branşlarına katılmamıza rağmen, sadece güreş ve halterde başarılı oldu. Güreşte altın için 24 yıl Barcelona’yı beklememiz gerekti.Diğer spor branşlarında, Naim Süleymanoğlu’nun halterdeki üç ve Halil Mutlu’nun bir altını yanında boksta alınan üç ve atletizm ve judoda kazanılan bir bronz madalya ile yetindik.Nüfusun yarısından fazlasının çocuk ve genç yaşta olduğu Türkiye’nin gelecek yıllarda, dünya sporunda layık olduğu yeri kazanması gerek. Kabiliyetli Türk genci, kendisine tesis, bilgili çalıştırıcı ve iç ve dış spor temaslarına daha geniş bir ölçüde sahip olduğu zaman, eski kuşakların minderde, pistte ve ringdeki başarılarına yenilerini de katacaktır.
Ad:  Olimpiyat Oyunları-3.jpg
Gösterim: 3747
Boyut:  38.2 KB
Türk milletini, Türk gençliğini ve Türk sporunu Olimpiyatlar’da temsil eden Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi olarak biz buna gönülden inanıyoruz.
MsXLabs.org
-derlemedir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen _Yağmur_; 9 Aralık 2016 12:49
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
13 Şubat 2019       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Olimpiyat Oyunları


Eski Yunan’da çeşitli spor karşılaşmalarının yer aldığı aynı adlı antik şenliğin uzantısı bir gelenek olarak 1896’dan bu yana dört yılda bir düzenlenen uluslararası amatör spor yarışması.

Spor aracılığıyla dünya halklarını birbirine yaklaştırma felsefesine dayanan Olimpiyat Oyunları, aynı zamanda spor dünyasının doruğu sayılır. Yaz ve Kış Olimpiyat Oyunları olarak iki bölümde yapılır.

Antik oyunların tarihi.


Eski Yunan’da köklü ve yaygın bir geleneğe dayanan spor şenliklerinin en ünlüsü, İÖ 776’dan başlayarak Elis kent devletindeki Olympia’da Tanrı Zeus’un onuruna dört yılda bir düzenlenen Olimpiyat Oyunları’ydı. Başlangıçta yalnızca bir gün süren oyunlar, 32 m genişliğinde ve 192 m uzunluğunda bir pistte yapılan tek bir koşu yarışını kapsıyordu. Ayrıca bu stadyumun güneyine düşen hipodromda at yarışları yapılıyordu. Sonraki yıllarda oyunlara değişik mesafelerde koşu yarışları, disk ve cirit atma, uzun atlama, boks, güreş, pentatlon ve atlı araba yarışı eklendi. Dinsel tören ve eğlencelerin de eşlik ettiği oyunların süresi İÖ 472’den sonra, kapanış töreni çerçevesinde ödüllerin ve şampiyonlar için bir şölenin verildiği son günle birlikte beş güne çıkarıldı. Ama bu süre bazı oyunlarda değişebiliyordu.

Yalnız özgür Yunanlılara açık olan Olimpiyat Oyunları’na iki yüzyıl boyunca başta Atina ve Sparta olmak üzere bir düzine dolayında Yunan kentinden gelen şampiyonlar katıldı. İzleyen dönemde bu ilgi en uzak Yunan kolonilerine kadar yayıldı. Kaynaklara göre kadınlar oyunlara ne yarışçı, ne de izleyici olarak (Demeter rahibeleri dışında) katılabiliyordu. Karşılaşmaların çoğunda oyuncular çıplak olarak yarışıyorlardı.

Kazanma hedefinin önde olduğu Olimpiyat Oyunları’nda oyunculara ödül olarak yalnızca zeytin dallarından çelenk takılırdı. Ama kentler şampiyonlarını büyük armağanlarla ödüllendirdiğinden, yarışçılar oyunlara sıkı biçimde hazırlanır ve genellikle bütün zamanlarını spora ayırırlardı. Kahraman düzeyine çıkarılan şampiyonlar için ozanlar övgü şiirleri okur, heykelciler güçlerini ve güzelliklerini mermerden heykellerle ölümsüzleştirirlerdi.

Yunanistan’ın İÖ 2. yüzyıl ortalarında Roma egemenliğine girmesinden sonra Olimpiyat Oyunları sönükleşmeye yüz tuttu. Önceleri yarışma havasının ağır bastığı spor şenlikleri, Romalılarla birlikte dövüş sporlarına dayalı seyirlik oyunlara dönüştü. Sonunda İmparator I. Theodosius, büyük olasılıkla pagan törenlerini yaşatan bir geleneğe son verme düşüncesiyle 393’te resmen Olimpiyat Oyunları’nı kaldırdı.

Modern oyunların tarihi.


Olimpiyat Oyunları’nı uluslararası nitelikte yeniden canlandırma düşüncesi ilk kez Kasım 1892’de Atletik Sporlar Birliği’nin bir toplantısında Fransız Pierre Coubertin tarafından ortaya atıldı. Coubertin’in yürüttüğü kamuoyu oluşturma çalışmaları, tasarının Haziran 1894’te Paris’te düzenlenen uluslararası bir spor konferansında benimsenmesini sağladı. Bu amaçla hemen Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) oluşturuldu. 1900’de Paris’te düzenlenmesi düşünülen ilk Olimpiyat Oyunları, daha sonra yeri de değiştirilerek öne alındı ve Nisan 1896’da Yunanistan kralı I. Georgios’un koruması altında Atina’daki ilk modern olimpik stadyumda yapıldı. Oyunlarda 13 ülkeden gelen yaklaşık 300 oyuncu 10 ayrı sporda ve 42 dalda yarıştı.

Olimpiyat Oyunları’nın kalıcı ve düzenli bir yapıya kavuşması belirli bir zaman aldı. Gelişigüzel bir yönetimin egemen olduğu 1896 Atina, 1900 Paris ve 1904 St. Louis (Missouri) Ölimpiyat Oyunları, spor dalları seçimindeki özensizlik ve yarışçıların temsil düzeyinin yetersizliği nedeniyle pek başanlı geçmedi. Bayanlar Paris Olimpiyat Oyunlarında golf ve çim tenisi, St. Louis Olimpiyat Oyunları’nda da okçuluk dalında yarıştılar. İlk kez spor kuruluşlarının denetiminde yapılan 1908 Londra Olimpiyat Oyunları’na 22 ülkeden yalnızca 36’sı bayan olmak üzere 2 binden fazla sporcu katıldı ve 17 ayn spor kapsamında 100’den fazla dalda yarışmalara yer verildi. 1912 Stockholm Olimpiyat Oyunları’nda katılan ülke sayısı 28’e, sporcu sayısı 2.500’ün üzerine çıktı ve bayanlar ilk kez üç yüzme dalında yarıştı. I. Dünya Savaşı nedeniyle 1916’da Olimpiyat Oyunları düzenlenemedi.

Özellikle atletizmin altın çağı sayılan ikinci dönemin ilk Olimpiyat Oyunları’na 1920’de Anvers ev sahipliği yaptı. Toplam 19 spor kapsamında 150’den fazla dalda yarışmaların yer aldığı bu oyunlara 29 ülkeden 2.500’ün üzerinde sporcu katıldı. 1924 Paris Olimpiyat Oyunları 44 ülkeden 3 bini aşkın sporcuyla açıldı. Buna karşılık atıcılık ve yelken sporlarındaki yeni düzenleme nedeniyle toplam yarışma dalı sayısı 137’ye indi. 1924’ten sonra çim tenisi Olimpiyat Öyunları’ndan çıkarıldı. 1928 Amsterdam Olimpiyat Oyunları’na bayanlar için beş atletizm, bir de jimnastik dalı kondu. Bayan sporcu sayısının Paris’e göre iki kattan fazla bir artışla 290’a ulaştığı bu oyunlarda 46 ülkeden 3 bin dolayında sporcu yer aldı. 1932 Los Angeles Olimpiyat Oyunları’na Büyük Bunalım’ın mali sıkıntıları ve uzun yolculuğun güçlükleri nedeniyle 31 ülkeden yalnızca 1.500 kadar sporcu katılabildi. 1936 Berlin Olimpiyat Oyunları yaklaşık 4 bin sporcuyu ağırladı. II. Dünya Savaşı’nda yeniden Olimpiyat Oyunları’na ara verildi.

Savaş sonrasındaki oyunlar bayan sporcu sayısında belirgin bir artışa ve atletizm dışında yüzme gibi sporların önem kazanmasına sahne oldu. Ote yandan televizyon yayınlarının başlamasıyla oyunlara ilgi de arttı. Savaş sonrasının sınırlı mali olanaklarıyla Londra’da düzenlenen 1948 Olimpiyat Oyunları’na 59 ülkeden 4 bin kadar sporcu katıldı. Altmış dokuz ülkenin temsil edildiği 1952 Helsinki Olimpiyat Oyunları’nda toplam sporcu sayısı 5 bine yaklaşırken, bayan sporcu sayısı 500 sınırını aştı. 1956 Melbourne Olimpiyat Oyunları, ilk kez Güney Yarıküre’de yapılması nedeniyle kasım-aralık (Kuzey Yarıküre’ye göre kış) aylarına rastladı. Avrupa’dan uzaklık sporcu sayısının 1.500’e düşmesine yol açtı. Öte yandan Avustralya’ya at girişinin yasak olması nedeniyle binicilik yarışmaları Stockholm’de yapıldı. 1960 Roma Olimpiyat Oyunları’na katılan ülke sayısı 80’i geçerken, sporcu sayısı da 5 binin üzerine çıktı. Olimpiyat meşalesini ilk kez Asya’ya taşıyan 1964 Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda 94 ülke, 162 vanşma dalı ve 5.500 sporcuyla yeni rekorlar kırıldı. Yüksek rakımın koşucular üzerinde yarattığı olumsuz etkiler nedeniyle eleştirilere uğrayan 1968 Mexico Olimpiyat Oyunlan’na 125 ülkeden 800’ü bayan olmak üzere 6.500 sporcu katıldı ve 172 dalda yanşmalar yapıldı.

1968 sonrası Olimpiyat Oyunları’nda sık sık spor dışı etkenler öne çıktı. Yanşma dallarının 200’e yaklaştığı ve 124 ülkeden toplam 8 bin dolayında sporcunun katıldığı 1972 Münih Olimpiyat Öyunlan, Filistinli eylemcilerin İsrailli sporculara karşı giriştiği baskınla kana bulandı. 1976 Montreal Olimpiyat Oyunları’nda ise Güney Afrika ile rugby maçı yapmış olan Yeni Zelanda’nın oyunlara katılmasını protesto eden bazı ülkeler son anda yanşmalardan çekildiler. Bunu Afganistan’daki Sovyet işgalini protesto eden 60 kadar ülkenin 1980 Moskova Olimpiyat Oyunlan’nı boykot etmesi izledi. Bu olimpiyatlarda Doğu Avrupalı hakemlerin taraf tuttuğu ve bazı sporculann doping ilacı kullandığı biçiminde iddialar da ortaya atıldı. 1984 Los Angeles Olimpiyat Oyunları kentin hava kirliliği, güvenliğe ilişkin tartışmalar, bayanların bazı atletizm dallarında yarışması için açılan davalar ve SSCB ile ona yakın ülkelerin boykotu şibi sorunlarla gölgelendi. 1988 Seul Olimpiyat Oyunlan öncesinde Güney Kore yaygın kitle gösterilerine sahne oldu. Bu oyunlarda doping yaptığı belirlenen Ben Johnşon’ın 9,79’luk 100 m rekoru iptal edildi. 1992’ deki Barselona Olimpiyat Oyunları, 1972 sonrasında siyasal nitelikte bir boykotun yapılmadığı ilk olimpiyat oldu.
Son düzenleyen Safi; 13 Şubat 2019 19:20
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
13 Şubat 2019       Mesaj #7
Safi - avatarı
SMD MiSiM
1908 ve 1920 oyunlannda bazı kayak dallarının yer almasından sonra yalnız kış sporlarına özgü olan ilk Kış Olimpiyat Oyunlan 1924’te Fransa’nın Chamonix kentinde düzenlendi. Bu oyunlarda 16 ülkeden 300’e yakın sporcu 16 dalda yarıştı. Bu rakamların daha da yükseldiği sonraki oyunlar sırasıyla St. Moritz (İsviçre, 1928), Lake Plaçid (ABD, 1932), Garmisch-Partenkirchen (Almanya, 1936), St. Moritz (1948), Oslo (Norveç, 1952), Cortina d’Ampezzo (İtalya, 1956), Squaw Valley (ABD, 1960), Innsbruck (Avusturya, 1964), Grenoble (Fransa, 1968), Sapporo (Japonya, 1972), Innsbruck (1976), Lake Placid (1980), Sarajevo (Yugoslavya, 1984), Calgary (Kanada, 1988) ve Albertville’de (Fransa, 1992) yapıldı.

Olimpiyat Oyunları’nda Türkiye.


1896’daki ilk Olimpiyat Oyunları’na katılmak üzere Atina’ya giden Türk güreşçi Koç Mehmet, Osmanlı Devleti’nin Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ne (IOC) üye olmaması nedeniyle yanşmalar a alınmadı. Olimpiyat düşüncesinin yayılması amacıyla 1906’da gene Atina’da düzenlenen ve IOC kurallarının uygulanmadığı Ara Olimpiyat Oyunları’na Osmanlı Devleti de sporcu gönderdi. Bu oyunlarda Galatasaray Lisesi’nden Yorgo Albirantis 10 m’lik ipe tırmanma yanşmasında 11,4 sn ile birinci oldu.

Eylül 1908’de kurulan Osmanlı Milli Olimpiyat Komitesi IOC’ye 1911’de kabul edildi. Bu arada IOC başkanı Cubertin’in çağnsıyla 1908 Londra Olimpiyat Oyunları’nda A. Moulos adlı bir sporcu jimnastik dalında yanştı. Osmanlı Devleti 1912 Stockholm Olimpiyat Oyunları’na ağırlık ve disk atma dallannda iki sporcuyla resmen katıldı. Ama I. Dünya Savaşı’ndan sorumlu tutularak öteki dört ülkeyle birlikte IOC’den çıkanldığından 1920 Anvers Olimpiyat Oyunları’na çağırılmadı.

Cumhuriyetin kuruluşundan sonra düzenlenen 1924 Paris Olimpiyat Oyunları’na geniş bir kadroyla katılan Türkiye hiç madalya kazanamadı. 1928 Amsterdam Olimpiyat Oyunlan’nda Türk güreşçilerinden Tayyar 67 kg’de dördüncü, Saim 62 kg’de, Çoban Mehmet de ağırda altıncı oldu. 1932 Los Angeles Olimpiyat Oyunları’na uzaklık nedeniyle hiçbir sporcu gönderilmedi. 1936 Berlin Olimpiyat Oyunlarında Yaşar Erkan grekoromende birinci, Ahmet Kireççi (Mersinli) serbestte üçüncü olarak ilk kez Türkiye’ye madalya getirdi.

1948 Londra Olimpiyat Oyunları Türk güreşçilerin büyük başarısına sahne oldu. Ayrıca Fenerbahçeli atlet Ruhi Sanalp üç adım atlamada bronz madalya aldı. Sonraki oyunlarda 1984’e değin Türk sporcular yalnızca güreşte madalya kazanabildi. 1984 Los Angeles Olimpiyat Oyunları’nda Eyüp Can ve Turgut Aytaç boksta bronz madalya alma başarısını gösterdi. 1988 Seul Olimpiyat Oyunları’nda Naim Süleymanoğlu halterde dünya ve olimpiyat rekoru kırarak birinciliği elde etti. 1992 Barselona Olimpiyat Oyunları’nda Naim Süleymanoğlu ikinci kez olimpiyat şampiyonu olurken, tekvandoda Ayşegül Ergin ve Ekrem Boyalı gümüş, Arzu Tan bronz madalya aldı. Aynı yıl Hülya Şenyurt da judoda bronz madalyanın sahioi oldu. 1992’de güreşte Mehmet Akif Pirim altın madalya kazandı.

Olimpiyat Oyunları’nda güreşte altın madalya alan Türk sporcular Mehmet Oktav ve Ahmet Kireççi (1948, grekoromen), Nasuh Akar, Gazanfer Bilge, Celal Atik ve Yaşar Doğu (1948, serbest), Haşan Gemici ve Bayram Şit (1952, serbest), Mithat Bayrak (1956, grekoromen), Mustafa Dağıstanlı ve Hamit Kaplan (1956, serbest), Müzahir Sille, Mithat Bayrak ve Tevfik Kış (1960, grekoromen), Ahmet Bilek, Mustafa Dağıstanlı, Haşan Güngör ve İsmet Atlı (1960, serbest), İsmail Oğan (1964, serbest), Mahmut Atalay ve Ahmet Ayık (1968, serbest), Mehmet Akif Pirim (1992, grekoromen); gümüş madalya alan Türk sporcular Muhlis Tayfur ve Kenan Olcay (1948, grekoromen), Halit Balamir ve Adil Candemir (1948, serbest), Rıza Doğan (1956, grekoromen), İbrahim Zengin (1956, serbest), İsmail Oğan ve Hamit Kaplan (1960, serbest), Kâzım Ayvaz (1964, grekoromen), Hüseyin Akbaş, Haşan Güngör ve Ahmet Ayık (1964, serbest), Vehbi Akdağ (1972, serbest), Necmi Gençalp (1988, serbest); bronz ıpadalya alan Türk sporcular ise Adil Atan (1952, serbest), Dursun Ali Erbaş (1956, grekoromen), Hüseyin Akbaş (1956, serbest), Hamit Kaplan (1964, serbest) ve Ayhan Taşkm’dır (1984, serbest).

Türk sporcular 1936’dan bu yana katıldıkları Kış Olimpiyat Oyunları’nda hiç madalya kazanamadılar.
Oyunların düzenlenişi. Olimpiyat Oyunları’nın yönetici organı olan ve merkezi İsviçre’nin Lozan kentinde bulunan Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC), bir kurul olarak kendisinin seçtiği 70 kadar üyeden oluşur. Üyelerin Fransızca ya da İngilizce bilmesi ve ulusal olimpiyat komitesi bulunan bir ülkenin yurttaşı olması gerekir. Bazı istisnalar dışında her ülke yalnız bir üyeyle temsil edilir. Önceden ömür boyu olan üyelik 1965’te 75 yaşla sınırlanmıştır. Yılda bir kez toplanan IOC, üyelerinin üçte biri tarafından da her an toplantıya çağrılabilir.

Toplam 11 üyeden oluşan IOC Yürütme Kurulu uluslararası federasyonlar ve ulusal olimpiyat komiteleriyle düzenli toplantılar yapar. Sekiz yıllık bir dönem için seçilen IOC başkanının görev süresi dörder yıl üzerinden seçimle uzatılabilir. Günümüze değin bu makamda bulunanlar Dimıtrios Vikelas (Yunanistan, 1894-96), Pierre Coubertin (Fransa, 1896-1925), Henri Baillet-Latour (Belçika, 1925-42), J. Sigfrid Edström (İsveç, 1946-52), Avery Brundage (ABD, 1952-72), Micnael Morris Killanin (İrlanda, 1972-80) ve Juan Antonio Samaranch’tır (İspanya, 1980).

IOC tarafından tanınan ulusal olimpiyat komiteleri kurmuş ülkelerin sayısı 1988'de 167’ydi. Ulusal olimpiyat komitelerinin ilgili uluslararası federasyonlara üye en az beş ulusal federasyondan oluşması gerekir. Oyunlara katılacak sporcuların donanım, ulaşım ve barınma işlerini bu komiteler düzenler. Komitelerin kazanç amacı gütmemesi ve bağımsız olması zorunludur. IOC kurallarına ve yönetmeliklerine uymayan komiteler Olimpiyat Oyunları’ndan çıkarılır.

Olimpiyat Oyunları’nın sahipliğini ülkeler değil, kentler yapar. Kent seçimi bütünüyle IOC’nin yetkisine girer. Ulusal hükümetlerin desteğiyle kent yöneticilerinin yaptığı başvurularda siyasal nitelikte gösteri ve toplantıların önleneceği ve hiçbir aynm yapılmadan bütün sporcuların ülkeye girebileceği konusunda güvence verilmesi gerekir. 1976 Montreal Olimpiyat Oyunları’nda TayvanlI sporculara vize verilmemesi IOC’ yi bu konuda daha sıkı önlemler almaya yöneltmiştir. Kent seçiminde göz önüne alınan bir koşul da tesis ve hizmet kapasitesinin yeterliliğidir. Oyunları örgütleyen komite ayrıca sporcuların ve görevlilerin topluca kalması için ana stadyumun ve öteki tesislerin yakınında bir olimpiyat köyü kurar.

Oyunlar boyunca ülke bayraklarıyla birlikte asılı kalan olimpiyat bayrağı, beyaz zemin üzerinde iç içe geçmiş beş halkadan oluşur. Kıtaları temsil eden bu halkalar, mavi halka solda ve direk tarafında olmak üzere sırasıyla mavi, sarı, siyah, yeşil ve kırmızı renktedir. Olimpiyat sloganı “Daha Hızlı-Daha Yüksek-Daha Güçlü”dür (Çitius-Altius-Fortius).

Oyunların açılış töreni ev sahibi ülke devlet başkanının yerini almasından ve ulusal marşın çalınmasından sonra sporculann geçit resmiyle başlar. Stadyuma her zaman önce Yunanistan ekibi en son da ev sahibi ülkenin ekibi girer. Öteki ekipler oyunları düzenleyen ülkenin dilindeki alfabetik sıraya göre birbirini izler. Sporculann stadyumu çepeçevre dolaşarak ortada toplanmasından sonra örgütleme komitesinin başkanı kısa bir hoşgeldin konuşması yapar. Ardından IOC başkanı konuşarak ev sahibi ülke devlet başkanını oyunları açmaya çağınr. Olimpiyat bayrağı yavaşça direğe çekilirken havaya güvercinler uçurulur. Daha sonra koşucuların Olympia’dan getirmiş olduğu meşaleyle Olimpiyat ateşi yakılır. Açılış töreninin son bölümünü renkli ve görkemli gösteriler oluşturur.

IOC’nin 1986’da aldığı karara bağlı olarak 1992 yılındaki 25. Olimpiyat Oyunların’dan sonra yaz ve kış oyunları farklı yıllarda düzenlenecektir. Bu uygulamaya bir sefere mahsus kış oyunlarına iki yıl arayla 1994’te yapılmasıyla geçilecek, yaz oyunlarının dört yıllık çevriminde bir değişiklik olmayacaktır. Olimpiyat Oyunları’nın süresi 15 günü geçemez. Yaramalar ülkeler arasında değil, sporcular arasındadır. Bireysel dallarda her ülkeden en çok üç sporcu yarışabilir. Bu sayı IOC tarafından genellikle bir olarak belirlenir. Sporculara karşı ırk, din ve siyasal görüş temelinde hiçbir ayrım yapılamaz. Oyunlara katılmak için, ilgili uluslararası federasyonca
Olimpos-Beydağları Milli Parkı 194 konmamışsa ayrıca bir yaş sınırı aranmaz. Son yıllarda sporcuların amatör olması zorunluluğunun kaldırılmasına yönelik bir eğilim ortaya çıkmış ve 1988 oyunlarında, bazı sınırlamalarla, profesyonel sporcular da yarışlara katılmıştır. Maddi yardım ve destekler ancak IOC kuralları çerçevesinde alınabilir. Bazı gözlemciler ülkeler arasındaki yarışın ve ticari reklamcılığın amatörlük ruhunu giderek ortadan kaldırdığı görüşündedir.

Olimpiyat Oyunları programı kapsamına alınmış sporlar at yarışı, atıcılık, atletizm, basketbol, bisiklet yarışı, boks, çim hokeyi, eskrim, futbol, güreş, halter, hentbol, jimnastik, judo, kano, kürek, masa tenisi, modern pentatlon, okçuluk, sutopu, tenis, tramplen atlama, voleybol, yelken ve yüzmedir. Bu programa ayrıca çeşitli gösteri sporlarıyla sanat sergileri ve gösterileri alınabilir. Kış Olimpiyat Oyunları programı ise biatlon, bobsled, buz hokeyi, kayak, kayak krosu, kayakla atlama ve kayakla iniş gibi sporları içerir.

Olimpiyat Oyunları’na katılan bütün sporcu ve görevlilere anı madalyası verilir. Her dalda birinci altın, ikinci gümüş, üçüncü de bronz madalya alır. Madalya töreni genellikle her yarıştan hemen sonra yapılır. IOC’nin yarışma dışı ödülleri amatör sporlara ve Olimpiyat davasına hizmet etmiş kurumlara verilen Olimpiyat Kupası ile aynı alanlarda seçkin katkılarda bulunmuş kişilere verilen Olimpiyat Nişanı’dır.

Son yarışma dalının ardından düzenlenen kapanış töreninde dostluğu simgeleyen bir geçit resmi yer alır. IOC başkanınm bütün dünya gençliğini bir sonraki oyunlara çağıran konuşmasından sonra Olimpiyat ateşinin söndürülmesi ve Olimpiyat bayrağının indirilmesiyle oyunlar kapanır.
kaynak: Ana Britannica
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
13 Şubat 2019       Mesaj #8
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  olimpiyat1.JPG
Gösterim: 1069
Boyut:  122.6 KB

Ad:  olimpiyat2.JPG
Gösterim: 943
Boyut:  176.9 KB
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
13 Şubat 2019       Mesaj #9
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  olimpiyat3.JPG
Gösterim: 897
Boyut:  173.6 KB

Ad:  olimpiyat4.JPG
Gösterim: 868
Boyut:  174.7 KB
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
13 Şubat 2019       Mesaj #10
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  olimpiyat5.JPG
Gösterim: 865
Boyut:  170.2 KB

Ad:  olimpiyat6.JPG
Gösterim: 893
Boyut:  193.7 KB
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

17 Aralık 2008 / Ziyaretçi Cevaplanmış
15 Şubat 2012 / Düşler_KIZI Cevaplanmış
19 Aralık 2008 / Ziyaretçi Cevaplanmış