Arama

Sanat Eğitimi - Tek Mesaj #3

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Şubat 2007       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
GİRİŞ

I. Problem

Sanat eğitimi salt beceriye, yeteneğe dayalı bir eğitim değildir; tarihsel gelişim içinde değişen eğitim politikasına paralel olarak önemini korumuş ve gelişmiştir. Türkiye’de bugüne kadar uygulanan programlar, bazı aksaklıklar nedeni ile “Sanat eğitiminin uygulama ağırlıklı mı yoksa kuramsal bilgi ağırlıklı mı olmalı?” tartışmalarının da etkisi ile tam olarak amacına ulaşamamıştır. Oluşan aksaklıklar, doğal olarak sanat eğitiminin uygulama biçimini de etkilemiştir. Günümüze değin, Türk ve yabancı birçok düşünürün sanat eğitiminin uygulama alanına yönelik farklı yöntemleri ve görüşleri, sanat eğitimi tarihinde yer almıştır.
Sanat eğitiminde kesin bir yöntemden söz edilmemekle birlikte, kişinin psikolojik yapısı, araç gereç yeterliği, donanımlı ortam, özgür düşünme gibi ifadeler önem kazanmıştır. En önemli görev ise sanat eğitimcisine düşmektedir. Onun tutum, davranış, deneyim ve alanında iyi yetişmiş olması eğitimi etkileyen faktörlerden sadece birkaçıdır.
Sanat eğitimcisi öğrenciye, hayata dönüştürebileceği bilgileri verirken, çevresine göre kendi yöntemlerini de saptayabilmelidir. Araştırmamızda, Sanat Eğitimi Nasıl Olmalıdır? sorusu ile geçmişten günümüze kadar kullanılan, günümüzde tercih edilen ve olması düşünülen ideal yöntemler saptanmaya çalışılmıştır.

II. Alt Problemler:

“Sanat eğitimi nasıl olmalıdır?” konulu araştırmamızda, sanat eğitimi tarihinde ve günümüzde uygulanan bazı sanat eğitimi yöntemlerinin belirlenmesi, sanat eğitimi yöntemleri konusundaki görüşlerin tespitine ulaşmak için aşağıda belirlenen alt problemler yanıtlanmaya çalışılmıştır.
1. Resim dersinde öğretme yöntemlerini içeren görüşme soruları nelerdir?
2. Günümüz sanat eğitiminde uygulanan öğretme yöntemleri nelerdir?
3. Sanat eğitiminde değerlendirme yöntemleri nelerdir?
4. Günümüz sanat eğitiminde uygulanan değerlendirme yöntemleri nelerdir?
5. İdeal yöntem nasıl olmalıdır?
III. Yöntem
Bu araştırmada: “Sanat eğitiminde hangi yöntemler kullanılmalıdır?” konusu kaynak tarama modelinin yanısıra, günümüz sanat eğitiminde uygulanan yöntemlerin ve sanat eğitiminde olması gereken ideal yöntemin tespitinde görüşme yöntemi kullanılmıştır.

IV. Varsayımlar

Öğretmenlerle yapılan görüşmelerde, öğretmenlerin doğru cevaplar verdikleri varsayılmıştır.

V. Kapsam ve Sınırlılıklar:

Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde yüksek lisans ve doktora yapmakta olan 10 İlköğretim okulu resim-iş dersi öğretmeni ile sınırlıdır.

VI. Kavramsal Çerçeve

Pek çok tanımı yapılmış olmakla birlikte sanatı, kısaca sanatçının kendisini anlatma çabası olarak düşünmek mümkündür. Nitekim San’a 1985 ,6-7) göre sanat; sanatçının duygu, düşünce ve izlenimlerini estetik düzeyde dışa vurmasıdır. Bu tanımda öz, sanatçıdır.
Bu anlatım ve yorumların örnekleri çoğaltılırsa, ünlü estetikçi Kant’a göre sanat bir “oyun”dur. O, sanatın kaynağı olarak “iş”i görmektedir. Hegel ise sanatı, “Ruhun madde içindeki görünümü” olarak nitelemektedir. Sanat insana özgü bir olgu, olaydır. Bunları bir bütünlük içinde düşünürsek, “tüm bu tanımlardaki ortak öz sanatçının anlatmak istediği olguyu, Biçim Verme Yöntemiyle gerçekleştirme çabasıdır.“ (Türkdoğan 1981,9-12)
Freud sanatı “içgüdü” teorileri ile, Kant ve Spencer, “oyun”, “iş” teorileri ile yorumlamaya çalışırlar. Evet, sanatın kaynağı aslında insandır. Ne var ki daha geniş anlamda sanat, ondan da öteye tüm sosyal ve estetik boyutları ile “Toplumsal bir olgudur ve toplumun kendinden kaynaklanır” denmesi halinde, sanatın toplumsal karakteri ve evrenselliği de gözden uzak tutulmamış olunur (San 1985,15-28).
Değişik kaynaklarca yapılan eğitim tanımları ise “İçerik” ve “Süreç” tanımları olarak iki grupta ele alınmaktadır. Fakat genel olarak eğitim, “bireyin davranışında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir” (Ertürk 1974,10). Bu süreç içinde, Sanat eğitiminin yalnızca insana özgü bir gereksinim olduğu varsayımından hareket edilirse, bireyin tüm ruhsal ve bedensel eğitim bütünlüğü içinde estetik duygularının geliştirilmesi, yetenek ve yaratıcılık gücünün olgunlaştırılması çabası, sanat eğitiminin anlamını açıklamaktadır.
21. Yüzyılda insanlık bir zihinler arası rekabetin içindedir. Bu yarışın içinde sanat eğitimi önemli bir rol üstlenmektedir. Sonucu etkileyecek olan kültür boyutu da yine sanat eğitimi ile bir bütün olarak düşünülmelidir. Çünkü yetkin bir eğitbilim, okulun tam anlamıyla toplumsallaşması sonucu gerçekleşecektir. Bu da çocuğun yararlı bir birey olarak topluma kazandırılmasını gerektirir.

Sanat Eğitiminde Öğretim Yöntemleri

Geçmişten günümüze sanat eğitimi tarihinde uygulanan yöntemler şu şekilde özetlenebilir; Çocuk Merkezci Yaklaşım; küçük çocuğun kendi kendini düzenleyen özgür bir ortamda dinamik bir sistem içinde sanat öğrenmesidir. Bunun için önce yaygın bir programla, bol araç ve gereç ile ve özgür ortamda yüreklendirilmesi gerekir. Görsel Algının Geliştirilmesi, görmeyi öğrenmeyi amaçlar. Algılamada Gelişme; uygulamalı Etkinliklerle Öğrenilmeli; Çocuğun doğal büyümesine bağlı olarak görsel algısı da gelişir. Algısal Gelişme öğretimle de gerçekleşir. Bilişsel, Duyuşsal ve Devinişsel boyutta amaçlanan davranışlar geliştirilmelidir. Disiplin Merkezci Yaklaşım; görsel sanat alanı ile bilgili her türlü bilgi, beceri, değer öğretim yolu ile öğrenciye kazandırılır. Bu görüşün ön gördüğü öğretim yolları ile sanat eğitiminde derinleşmeye gidilebilir. Deneysel Yaklaşım; çocukların kendi başlarına çeşitli gereçlerle deney yapmalarını, sanatsal süreci yaşamalarını estetik ve sanatsal gelişmede temel almaktadır. Bu yaklaşım “bırakınız yapsınlar” anlayışına dönüştürülmedikçe derslerde okullarda diğer yaklaşımlarla birlikte uygulanabilir (Kırışoğlu 1991, 250-253).
Bütün bu yöntemlerin uygulanabilmesi için; deneyimler, birikimler, donanımlı ortam ve özgür ortam diye belirlenen ön koşulların sağlanması gerekmektedir. Deneyimler, Birikimler: Sanat eğitimcinin alanında çok iyi yetişmiş olması başarıyı önemli ölçüde etkilemektedir. Donanımlı Ortam: Binanın elverişliği, araç, gereç, teknik ve teknolojik olanakların sağlanması sanatsal yaratmayı olumlu ölçüde etkileyen faktörlerdir. Özgür Ortam: Ancak her çeşit olasılığı araştırmaya imkan tanıyan, her çeşit düşünme biçimine olanak veren, eleştiriye açık özgür bir ortamda, özgür yaratma gerçekleşebilir (Etike 1995, 25-26).


Meltem DEMİRCİ KATIRANCI