Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Şubat 2007       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
TOPLUMSAL YAŞAYIŞIN DÜZENLENMESİ

1. Tekke , Zaviye ve Türbelerin Kapatılması


Sosyal alandaki inkılâblarımızı baltalayan safsata ve hurafeleri kafalardan çıkarmak , açık ve hür zihniyeti kafalara yerleştirmek bir mecburiyetti.

Memlekette , ölmüş bazı kimselerin sonradan yarı peygamber sayılmasından kuvvet alan inanışın doğurduğu türbeler , onlarla geçinenleri besleyen bir kaynak , bir vasıta idi. Türbeler çok yerlerde batıl inanışların tatmin yeri olmuştu. Halk türbelerden mucizeler bekleyen bir ruh haletine yönelmişti.

Tekkeler , tarikat mensuplarının oturdukları , tarikat ilke ve geleneklerinin öğretildiği dini ve kültürel merkezlerdi. Kuruluşunda özellikle din , dil ve felsefe gibi konularda halkı yetiştiren halk odaları niteliğinde kuruluşlardı. Tekkelerin küçüklerine de zaviye denilirdi. Zamanla soysuzlaşan ve amacından uzaklaşan bu kuruluşlar , zengin müslümanların fakirlere yardım edilsin diye vakfettiği servetlere dayanarak bedavadan yaşamak , tembellikle her türlü zevkten istifa etmek, başkalarının çalışması ile geçinmek ve din perdesi altında her türlü fenalığı yapmak gayesini güden müesseseler haline geldi.

Tarikatçılık ise , mensupları arasında dayanışma ve sevgi yaratmakla birlikte , başka tarikat mensuplarına karşıda kin ve husumete varan ayrılıklar yaratıyor ve bu sebeple de bir huzursuzluk kaynağı idi.

Medeni bir millet olma yolunda görülen bu engeller akılcı batı medeniyetine girmek isteyen toplumumuz için kaldırılması gerekli idi. Atatürk , Kastamonu’ da 30.8.1925 ‘ de söylediği bir nutukta türbelerin , tekkelerin ve zaviyelerin kapatılmasının ve tarikatların kaldırılmasının işaretini vermiştir:

“Ölülerden medet ummak , medeni bir cemiyet için şindir (lekedir).

Bugün ilmin , fennin bütün şumulile medeniyetin parlak ışıkları karşısında filân veya falan şeyhin irşadile , maddi ve manevi saadet arayacak kadar iptidai insanların , Türkiye medeni camiasında mevcudiyetini asla kabul etmiyorum.

Efendiler ve ey millet , biliniz ki , Türkiye Cumhuriyeti şeyhler , dervişler , müritler ve meczuplar memleketi olamaz. En doğru , en hakiki tarikat medeniyet tarikatıdır.”

30 Kasım 1925 tarihli bir kanunla Tekke , Zaviye ve Türbelerin kapatılması ve bir takım ünvanların kullanılması yasaklanmıştır. 30 Kasım 1925 tarihli kanun bütün tarikatlarla birlikte, şeyhlik, çelebilik, babalık, emirlik, halifelik, falcılık, büyücülük, üfürücülük ve gaipten haber vermek ve murada kavuşturmak maksadı ile muskacılık gibi unvan ve sıfatların kullanılması, bunlara ait hizmetlerin yapılması ve bu ünvanlarla ilgili elbise giyilmesini yasaklamıştır.