Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
05:01, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Cumartesi, 06 Aralık 2025 - 05:01
Arama
MaviKaranlık Forum
Biedermeier Üslubu
-
Tek Mesaj #1
Misafir
Ziyaretçi
16 Şubat 2007
Mesaj
#1
Ziyaretçi
Biedermeier Üslubu
Sanatta özellikle Almanya, Avusturya, Kuzey İtalya ve İskandinav ülkeleri burjuvazisinin beğenisini yansıtan yeni-klasikçilik ve romantizm arsında geçiş dönemi üslubu.
Napoléon Savaşları’nın ardından 1825-35 arasında Avrupa’da yaşanan yoksulluk döneminde gelişti. Adı, orta sınıfın lüks merakını hicveden “Papa Biedermeier” adlı karikatür kahramanından kaynaklandığından küçültücü bir anlam içermekteydi. Orta sınıf, aile yaşamına, özellikle mektup yazmak dolayısıyla yazı masası kullanmak ve boş zamanları değerlendirmek gibi kişisel etkinliklere önem veriyordu. Bu tür ailelerde yaygın olarak gece toplantıları düzenleniyor, gece toplantılarının vazgeçilmez ögesi piyano yoksa Biedermeier evi yeterince döşenmiş sayılmıyordu. Bu gece toplantıları, yükselmekte olan orta sınıfın kitap, dans ve şiir okuma gibi kültürel ilgilerinin pekiştirilmesine olanak veriyordu. Bu etkinlikler, ya tür resmi ya da tarihsel resim niteliği gösteren ve çoğunlukla duygusal bir yaklaşımla ele alınan Biedermeier resminin konularını teşkil ediyordu. Bu akımı temsil eden ressamlar arasında Almanya’da Fran Krüger, Georg Friedrich Kersting, Julius Oldach, Carl Spitzweg ve Ferdinand Georg Waldmüller sayılabilir.
Biedermeier mobilyası temelde ampir ve direktuvar üsluplarından kaynaklanıyordu. Hantal, naif ve grotesk örneklerinin de bulunmasına karşılık bu mobilyalar yalın, ince ve işlevsel nitelikteydi. Biedermeier mobilyaları ampir üslubunun katılığını yumuşatmış, direktuvar üslubunun ağırlığıyla zarafetini sürdürmüştü. Genellikle koyu renk ağaçlardan yapılan, yaldızlı pirinçten dekoratif bordürlerle süslenen görkemli ampir mobilyalara göre, Biedermeier mobilyalar direktuvar üslubuna daha yakındı; hafif, yerli ağaçlardan yapılıyor, metal bezemelere yer verilmiyordu. Karşıtlık etkisi yaratmak amacıyla ağacın damarlarından, budaklardan yararlanılarak, abanoz ağaçlardan kabartmalar kullanılarak yüzeylere hareketlilik kazandırılıyor, bazen de kakmalar yapılıyordu. Biedermeier mobilyaların, daha sonra
art nouveau
üslubunu ve modern İskandinav mobilya tasarımlarını etkileyecek olan belirleyici bir özelliği de bunlarda geometrik biçimlerin çok ölçülü kullanılmasıydı. Bazı eşyanın işlevi değişmişti; örneğin masa, odanın ortasında tek başına yer alan bir nesne olmaktan çıkmış, çevresine konan iskemlelerle akşamları bütün aileyi bir araya toplayan bir öge halini almıştı.
Genelde Biedermeier üslubu, 19. yüzyılın ilk yarısı boyunca klasikçilik ve romantizm arasında süregelen görüş ayrılıklarını ortaya koydu. Zamanla bu üslup romantikleşti; düz çizgiler bükülüp kıvrımlı bir biçim aldı; malzemenin doğal nitelikleri kaybolarak yalın yüzeyler gitgide daha süslü bir görünüm kazandı; insan ölçülerine uygun biçimler fantastik bir hale büründü. Ama hafiflik, işlevsellik ve özgünlük konusunda getirdiği yeni bakış, Biedermeier üslubunun 1960’ların ortalarında yeniden canlanmasına yol açtı.
AnaBritannica
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Cevapla
Kapat
Saat: 05:01
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...