Arama

Hikayeler ve Öyküler -2- - Tek Mesaj #482

Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
25 Mart 2007       Mesaj #482
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Bütün kargaşasıyla devam ederken yaşam, biraz daha ağırlaşacak yüklerimiz yarın... Ve biraz daha yavaşlayınca adımlarımız, artık gitmek istemediğimizi farkedeceğiz o hep “ilerisi” dediğimiz yere... Durmak isteyeceğiz bir an’da, bir yer’de, biri’nde... Kendimizde kalmak isteyeceğiz belki bu sefer, kendimiz olarak... Yalnızca değişimlerle değişen “ben” olmaktansa, değiştiren “ben” olmayı da deneyeceğiz ve bunda ısrar edeceğiz, kim bilir herşeye rağmen...
Güler geçeriz pek çok şeye, oysa gülemediğimiz tarafında yaşarız hayatı. Seyrederken anlayamadığımız herşey, kendi başımıza yaşarken “zor” olur ve bunu ilk yaşayan kişi bizmişiz gibi davranırız. Yaşam bizi oradan oraya sürüklerken aklımıza getirmediğimiz nelerle karşılaşırız.. Kimimiz yenik düştüğünü düşünür olup bitenlere, kimimiz hala savaştığını zanneder… Oysa sonuç hep aynıdır! Galip gelen, akıp giden zamandır, evrenin bütün değişimlerini içine katarak, çoğalarak… Evet, çoğalır zaman, çoğalarak artar. Azalan olmamıştır hiç. Ömürlerimizi de çoğaltmış, bizi büyütmüştür. “Azalan ömrümüz” derken, yine bardağın boş kısmına bakmış olmaz mıyız? Yine olumsuz bir cümle kurmuş, yine hayatı daraltmış olmaz mıyız? (Soru cümleleri bazen cevap verilmek için kurulmazlar, hatta çoğu zaman cevapları kendi içlerindedir!)
“Kurduğumuz cümlelerin içinde yaşamak için mi geldik dünyaya? ” diyebilir, kelimeleri ve ait oldukları anlamları o kadar da önemsemek istemeyebiliriz. Belki de olması gereken buydu… Hayatı bütün etkilerden bağımsız anlamayı başarabilseydik, yazılan ve söylenenler yanıltamayacaktı hiçbirimizi ve yönlendiremeyecekti. Biz kendi doğrumuzu yaratıp yaşarken, yalnızca değişen değil, değiştiren olmayı başaracaktık.
Şimdi geldiğimiz noktada geriye bakmak, belki ömrümüzü nelerle çoğalttığımız konusunda fikirler verecek bize, ama o kadar. Sanırım durduğumuz an, durduğumuz yer böylece anlamlı kılacak değişimi… Ne kadarını, daha ne kadar sürükleyebilirdik, arkamızda kalanların/bıraktıklarımızın? Ne kadarını yarına taşıyabileceğiz ki, şu an bizde/bizimle olanların? Bir tek bugün burada “değiştirme” yetimiz var, tıpkı emin olduğumuz tek şeyin “bu an” olması gibi…
Lütfen bir kez daha düşünün....

*ALINTIDIR*