Arama

Edirne - Tek Mesaj #3

Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
12 Nisan 2007       Mesaj #3
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi

Tarihsel yapılar.


Edirne 15. ve 16. yüzyıl Osmanlı mimarlığının görkemli yapılarıyla donanmıştır. Roma ve Bizans dönemlerine ait yapılar ise büyük ölçüde yok olmuştur. Roma imparatoru Hadrianus’un yaptırdığı sanılan kaleden bugüne yalnızca Saat Kulesi ile Top Kapısı ve Kafes Kapı yakınındaki birkaç kalıntı ulaşmıştır. Tunca Irmağı üzerindeki Gazi Mihal Köprüsü de Bizans döneminde yapılıp 1420’de Gazi Mihal Bey tarafından onartılmış bir yapıdır. Edirne’nin en eski camisi, eski bir Bizans kilisesinden 15. yüzyıl başında camiye dönüştürüldüğü ya da bir kilise kalıntısının üstüne yapıldığı sanılan Yıldırım Bayezid Camisi’dir.
Ad:  edirne1.JPG
Gösterim: 656
Boyut:  40.7 KB

Öteki önemli yapılar Eski Cami, Edirne Bedesteni, Gazi Mihal Cami ve Hamamı, Beylerbeyi Camisi, Tahtakale Hamamı, Muradiye Camisi, Üç Şerefeli Cami, II. Bayezid Külliyesi’dir. Topkapı Sarayı’ndan sonra en büyük Ösmanlı sarayı olan Yeni Saray’ın kalıntıları Tunca Irmağının kıyısındadır. Kentin en görkemli tarihsel yapıları kuşkusuz Mimar Sinan’ın yaptıklarıdır. Bakınız Mimar Sinan
Bunların en önemlisi Osmanlı klasik dönem mimarlığının başyapıtlarından olan Selimiye Camisi’dir. Sinan’ın Edirne’deki başka yapıları Tunca Irmağı üzerindeki Saray ve Yalnız Göz köprüleri, Ali Paşa Çarşısı, Çifte Hamam olarak da bilinen Sokollu Mehmed Paşa Hamamı ve Rüstem Paşa Kervansarayı’dır. Şehabettin Paşa Köprüsü olarak da bilinen Saraçhane Köprüsü, Fatih Köprüsü, Bayezid Köprüsü, Yeni Köprü de denen Meriç Köprüsü, Saatli Medrese, Peykler Medresesi, Beylerbeyi Hamamı, Mezit Bey Hamamı, Ayşe Kadın Camisi ve Ekmekçioğlu Kervansarayı kentteki başka önemli yapılardır.
1925’te Selimiye avlusundaki iki medrese yapısından Darülkurra’da kurulan Edirne Müzesi, 1936’da öbür medreseye taşındı. 1972’de de müzenin Arkeoloji ve Etnografya Bölümü Selimiye’nin yanında yapılan yeni yapıya aktarıldı; Türk ve İslam Eserleri Bölümü ise medresede kaldı.
Edirne Belediyesi 1854’te kurulmuştur. Nüfus (1990) il, 404.599; kent, 102.345.

Edirne Bedesteni


Edirne’de, I.Mehmed’ in (Çelebi) Eski Cami’ye vakıf olarak (bu caminin karşısında) yaptırdığı Osmanh erken dönem çarşı yapısı. 1418’de bitirilmiştir. Yaklaşık 41 m x 78 m boyutlarında bir dikdörtgen biçimindedir. Dört cephesi de dükkânlarla (54 tane) çevrilidir. Basık sivri tonozla örtülü dükkânların alın kemeri hizasından geçen ahşap bir saçak bütün yapıyı dolanır. Her cephenin ortasında bir tane olmak üzere, dört büyük kapısı vardır. Çepeçevre dört yüzünde 36 mahzenin (hücre) sıralandığı iç mekân yaklaşık 20 m x 56 m boyutlarındadır. Mahzenler beşik tonozla örtülüdür. îç mekânın uzunlamasına ekseni üzerinde altı tane dikdörtgen kesitli ayak yer alır. Bu ayaklara ve beden duvarlarına basan kemerlerin üstüne iki sıra halinde yaklaşık 6,5 m çapında 14 kubbe oturur. Tepe noktalarında yükseklikleri 16 m’yi bulan kubbelere geçiş pandantiflerle sağlanmıştır. Bu kubbeli iç mekân kütlesi, yapıyı çepeçevre saran dükkân ve mahzen sırasından daha yüksek tutulmuştur. Dolayısıyla beden duvarlarının, dükkânların çatı tonozları hizasından yukarıdaki yüzlerinde, her kubbe hizasında bir tane olmak üzere, pencereler açılarak iç mekân aydınlatılmıştır. Yapının dış cephesinde dükkân tonozlarının ayakları ve beden duvarları kefeki taşı ve tuğla sıralarıyla almaşık olarak örülmüştür. Kemer ve tonozlar tuğladan, iç mekândaki büyük ayaklar kefeki taşından yapılmıştır. Bütün çatı örtüsü kurşundur.
Çok harap halde olan Edirne Bedesteni’ nin kubbeli orta kütlesi 1948’de onarılmış, daha sonra dükkân tonozları tamamlanmıştır. Bugün çarşı olarak kullanılan yapı Bursa’daki daha eski tarihli Yıldırım Bayezid Bedesteni(*) ile büyük benzerlik gösterdiği gibi, kendinden sonraki İstanbul bedestenlerinin de öncüsü sayılır.

Edirne Çarpışması


HADRÎANOPOLÎS ÇAR- PİŞMASİ olarak da bilinir, İmparator Valens komutasındaki Roma ordusunun, Hadria- nopolis’te (bugün Edirne), Ostrogotlar ve öteki bazı kuvvetlerle takviye edilmiş Friti- gern komutasındaki Vizigotlar karşısında yenilgiye uğramasıyla sonuçlanan çarpışma (9 Ağustos 378). Barbar süvarilerin Roma piyadelerine üstün gelmesi açısından önem taşıyan bu çarpışma, Germen kökenli halkların Roma topraklarına sızmalarının yolunu da açmıştır.

Edirne Olayı


II. Mustafa’nın tahttan indirilmesi ile sonuçlanan asker-sivil ayaklanması (18 Temmuz - 22 Ağustos 1703).
1699 Karlofça Antlaşması ve 1700 İstanbul Antlaşmasıyla Osmanlı Devleti Balkanlar ve Kırım’da toprak yitirirken, 17. yüzyılın sonlarındaki savaşlar da toplumsal ve ekonomik alanda çalkantılar yarattı. Büyüyen bütçe açığını kapatmak için konan ağır vergiler, fiyat artışları ve ulûfelerin zamanında verilmemesi, halkın ve askerlerin hoşnutsuzluğuna yol açtı. Öte yandan Şeyhülislam Feyzullah Efendi’nin yönetim üzerinde de etkili olması devlet ileri gelenlerini rahatsız ediyordu. Bu sorunlarla ilgilenmeyerek Edirne’de oturan II. Mustafa, yakınmaların artması üzerine 1703’te Reisülküttab Rami Mehmed Paşa’yı sadrazamlığa atadı. Yeni sadrazam, ülke genelinde güvenliğin sağlanması, göçebelerin iskânı, Yeniçeri Ocağı’nm denetim altına alınması gibi birtakım reformlara yönelince, Feyzullah Efendi önderliğindeki muhalifler halkı ve ocaklıyı tahrik etmeye başladı. Gürcistan seferine gitmeleri gereken cebecilerin ulûfe alamadıkları gerekçesiyle yola çıkmayıp eyleme geçmeleri yeniçerileri de ayaklandırdı. 18 Temmuz 1703’teki ilk kanlı eylemle yeni sadrazamdan yana olan ocak ağaları öldürüldü.

Giderek yoğunlaşan eylemleri, Karakaş Mustafa adında tımarı elinden alınmış eski bir sipahi yönetmekteydi. Yaklaşık 20 bin ocaklı ya da tımar askeri ile 50 bin dolayında sivil halk, zulmün ve haksızlığın kaldırılmasını isteyerek İstanbul’daki At Meydam’nda eylemlerini sürdürdüler. Bir sonuç alabilmek için de Edirne’de bulunan padişaha bir ariza göndererek İstanbul’a dönmesini, Feyzullah Efendi ile oğullarını ve damatlarını görevlerinden uzaklaştırmasını istediler. Olumlu bir karşılık alamayınca 9 Ağustos’ta hapishaneleri boşaltarak Edirne’ye hareket ettiler ve Kavanoz Ahmed Paşa’yı sadrazam seçerek başlarına geçirdiler. Gelişmeleri Havsa’da izleyen II. Mustafa, ayaklanmacıların taşkınlıklarını ve daha kötü eylemlerde bulunmalarını önlemek için 22 Ağustos’ta tahttan çekilerek, kardeşi III. Ahmed’in padişah ilan edilmesine olanak tanıdı. Aynı gün Edirne’ye giren ayaklanmacılar Feyzullah Efendi ile bir oğlunu öldürdüler. Rami Mehmed Paşa da sadrazamlıktan uzaklaştırıldı. Ayaklanmacılara ödün vermiş gözükerek ilk günlerini Edirne’de geçiren III. Ahmed, İstanbul’a döndükten sonra, paşalık elde eden ayaklanmanın önderlerinden Çalık Ahmed Ağa ile Şeyhülislam İmam Mehmed Efendi’yi görevlerinden aldı. Elli dolayında ayaklanmacı ile Karakaş Mustafa ve Küçük Ali’yi de Ocak 1704’te idam ettirdi.

kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Safi; 20 Temmuz 2016 21:13