Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı, son aylarda artan MSN üzerinden kontör hırsızlığı konusunda internet kullanıcılarını uyardı. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı, resmi internet sitesi ''www.kom.gov.tr'' adresinde, ''MSN üzerinden kontör hırsızlığı'' başlığıyla MSN kullanıcılarına uyarıda bulunuyor. Son günlerde MSN şifrelerinin çalınmasının yaygınlaşmasıyla birlikte MSN mağduru vatandaşların sayısında da artış olduğunun belirtildiği sitede, internet kullanıcılarına ait Yahoo, Google, MSN Messenger gibi haberleşme programlarına ait şifrelerin ele geçirildiği kaydediliyor. Şifresi ele geçirilen kişinin iletişim listesinde bulunan irtibatlarına ulaşıldığının vurgulandığı sitede, şu bilgiler yer alıyor: ''Mağdurun konuşmaları taklit edilerek, mağdur adına konuşan hackerlar, karşılarındaki kişilerden kontör veya borç para talep edebilmektedir. Daha sonra ise bu kişileri bazı sitelere yönlendirerek ya da resim ve dosyalar göndererek bu kişilere ait şifre bilgilerini haksız kazanç elde edebilmek, şahsı yeni kurban haline getirmek ve aynı yöntemle kurban zincirini genişletmek için ele geçirmeye çalışmaktadırlar.'' ŞİFRELER NASIL ELE GEÇİRİLİYOR?
MSN şifrelerinin genelde bir yazılım aracılığıyla çalındığı gibi çoğu zaman da kullanıcının hataları nedeniyle şifrelerin hackerların eline geçtiğinin bildirildiği sitede, şunlar kaydediliyor: ''MSN kullanıcıları bir şekilde listelerine ekledikleri kurbanın önce MSN şifresini çalmaktadır. MSN şifreleri, gönderilen bir dosyanın (cv, resim gibi) açılması veya trojan, keylogger gibi zararlı yazılımlarla ele geçirilebilir. Diğer bir yöntem de ise 'Haberi gördün mü, girip okusana' veya 'senin için bak ne hazırladım' tarzı ilgi çekici söylemlerle kurbanların hazırlanan sahte web sayfasına yönlendirilip MSN şifrelerini yazmaları sağlanır. Bu işlemin gerçek bir hizmet olduğunu düşünen kurbanlar, şifrelerini şüphelenmeden yönlendirilen sayfaya girmekte ve bilgiler hackerların eline geçmektedir.'' Bu şekilde MSN şifresi elde edilen kurbanın hesabına girilerek irtibat listesindeki diğer kişilerin de benzer yöntemlerle şifrelerinin çalındığının belirtildiği sitede, bu yüzden MSN ve internet kullanıcılarının çok dikkatli olmaları gerektiği bildiriliyor. ALINACAK ÖNLEMLER
İnternet dünyasında yüzde 100 güvenliğin hiçbir zaman sağlanamayacağının unutulmaması gerektiğinin vurgulandığı sitede, MSN kullanıcılarına şu önerilerde bulunuluyor: ''MSN kullanıcılarının şifrelerini ve bilgilerini sürekli güncellemeleri gerekmektedir. MSN şifresi, en az 10-12 haneli olarak belirlenmeli ve rakamların yanında harfler ve semboller de kullanılmalıdır. MSN adresleri için seçilen gizli soru MSN hırsızlarının cevabını bulamayacağı zor bir soru olmalı ve soruya verilen cevap unutulmamalıdır. Gerekirse soru ve cevap bilgisayar dışında farklı bir ortama kaydedilmelidir. Kontör, şifre istekleri ile kredi kartı numarası ve internet hesap bilgisi veya banka hesap bilgisi gibi taleplere şüpheyle yaklaşmalıdır. Chat ortamında tanışılan kişilere şahsınız, aileniz, adres, telefon, işiniz gibi konularda şahsi bilgilerinizi vermekten sakınınız. Mail adreslerinize gelen spam ve trojan içerebilecek şüpheli mailler, en yakın arkadaşınızdan gelmiş olsa bile kesinlikle açılmamalı ve silinmelidir. MSN yoluyla gönderilen web adreslerine girilirken dikkatli olunmalı, e-posta adresi ve şifre ile giriş yapılmamalıdır.'' Sitede ayrıca, çalınan MSN adresi ve şifresinin mail hesabının iyi tanınması şartıyla ''passport@css.one.microsoft.com'' adresi aracılığıyla tekrar elde edilebileceği bildiriliyor Star Gazetesi ÇOCUKLARINIZI WİRELESTEN UZAK TUTUN Araştırmalar Kablosuz internet erişiminin (wireless) şehirlerde kanser riski oluşturduğu öne sürerken, Türk uzmanlar da çocukların bu sistemden uzak tutulmasını öneriyor..
İngiliz Independent gazetesinde yer alan habere göre kablosuz internet (wi-fi) bağlantıları yüzünden şehirlerin üzerinde manyetik bulutlar oluşuyor. Doğal manyetik alandan 1 milyar kat daha güçlü olan bu dalgalar beyin hücrelerini öldürme, sinir sistemi rahatsızlıkları hatta kanserojen etki gibi pek çok soruna yol açabiliyor. Uzmanlar özellikle çocukların risk altında olduğuna dikkat çekiyor. Evde yapılan bağlantıların da tehdit oluşturacağı üzerinde duruluyor. İngiltere'de Başbakan Tony Blair'den bu konuda çalışma yapması istenirken, Avusturya okullarda kablosuz ağ bağlantılarını yasakladı.
'GEREKSİZSE KULLANMAYIN'
Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer, "Yeni ürünler her ne kadar manyetik açıdan korunmalı olsa da cep telefonu ve bilgisayara mesafeli yaklaşmakta fayda var. Özellikle küçük çocukları cep telefonundan kesinlikte uzak tutun. Israrcı gençleri 20 yaşına kadar kulaklıkla konuşmaya ikna edin" diyor. Gereksiz yere evlerde kablosuz internet kullanımının yaygınlaşmasının doğru olmadığına dikkat çeken İstanbul Onkoloji Merkezi Uzman doktoru Yavuz Dizdar, "Kanada'da geçen yıl bu konuda iki araştırma yayınlandı. Araştırmalardan biri okulda yapıldı. Manyetik alan filtrelendi. Bu okulda bulunan astımlı çocukların ilaç kullanımları azaldı, diyabet hastalarında kan şekerinin kontrolü kolaylaştı, kronik yorgunluk hastalığında da ciddi bir azalma belirlendi. Wireless'in kronik hastalıkları tetikleyici etkisi de yine Kanada'da bir araştırmayla kanıtlandı" dedi.
Riski artırdığı için özellikle kronik hastalara kablosuz internet ya da cep telefonu kullanmaktan kaçınmalarını önerdiklerini söyleyen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Aydın, "Bu manyetik alanlardan ilk etkilenen çocuklar oluyor. Bu nedenle çocuklu evlerde de kablosuz internet önermiyorum" diyor. Sağlık Bakanlığı'nın önleyici tedbirler alması gerektiğini savunan Prof. Dr. Aydın, "Firmalar geliştirdikleri teknolojilerin insan sağlığına zarar vermediğine yönelik çalışmaları raporlarla devlet kurumlarına ibraz etmeli. Evinizde olmasa, yanınızdaki evde bile olsa bundan etkilenilebilirsiniz" dedi.
SABATAraştırmalar Kablosuz internet erişiminin (wireless) şehirlerde kanser riski oluşturduğu öne sürerken, Türk uzmanlar da çocukların bu sistemden uzak tutulmasını öneriyor..
İngiliz Independent gazetesinde yer alan habere göre kablosuz internet (wi-fi) bağlantıları yüzünden şehirlerin üzerinde manyetik bulutlar oluşuyor. Doğal manyetik alandan 1 milyar kat daha güçlü olan bu dalgalar beyin hücrelerini öldürme, sinir sistemi rahatsızlıkları hatta kanserojen etki gibi pek çok soruna yol açabiliyor. Uzmanlar özellikle çocukların risk altında olduğuna dikkat çekiyor. Evde yapılan bağlantıların da tehdit oluşturacağı üzerinde duruluyor. İngiltere'de Başbakan Tony Blair'den bu konuda çalışma yapması istenirken, Avusturya okullarda kablosuz ağ bağlantılarını yasakladı.
'GEREKSİZSE KULLANMAYIN'
Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer, "Yeni ürünler her ne kadar manyetik açıdan korunmalı olsa da cep telefonu ve bilgisayara mesafeli yaklaşmakta fayda var. Özellikle küçük çocukları cep telefonundan kesinlikte uzak tutun. Israrcı gençleri 20 yaşına kadar kulaklıkla konuşmaya ikna edin" diyor. Gereksiz yere evlerde kablosuz internet kullanımının yaygınlaşmasının doğru olmadığına dikkat çeken İstanbul Onkoloji Merkezi Uzman doktoru Yavuz Dizdar, "Kanada'da geçen yıl bu konuda iki araştırma yayınlandı. Araştırmalardan biri okulda yapıldı. Manyetik alan filtrelendi. Bu okulda bulunan astımlı çocukların ilaç kullanımları azaldı, diyabet hastalarında kan şekerinin kontrolü kolaylaştı, kronik yorgunluk hastalığında da ciddi bir azalma belirlendi. Wireless'in kronik hastalıkları tetikleyici etkisi de yine Kanada'da bir araştırmayla kanıtlandı" dedi.
Riski artırdığı için özellikle kronik hastalara kablosuz internet ya da cep telefonu kullanmaktan kaçınmalarını önerdiklerini söyleyen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Aydın, "Bu manyetik alanlardan ilk etkilenen çocuklar oluyor. Bu nedenle çocuklu evlerde de kablosuz internet önermiyorum" diyor. Sağlık Bakanlığı'nın önleyici tedbirler alması gerektiğini savunan Prof. Dr. Aydın, "Firmalar geliştirdikleri teknolojilerin insan sağlığına zarar vermediğine yönelik çalışmaları raporlarla devlet kurumlarına ibraz etmeli. Evinizde olmasa, yanınızdaki evde bile olsa bundan etkilenilebilirsiniz" dedi.
SABAT Araştırmalar Kablosuz internet erişiminin (wireless) şehirlerde kanser riski oluşturduğu öne sürerken, Türk uzmanlar da çocukların bu sistemden uzak tutulmasını öneriyor..
İngiliz Independent gazetesinde yer alan habere göre kablosuz internet (wi-fi) bağlantıları yüzünden şehirlerin üzerinde manyetik bulutlar oluşuyor. Doğal manyetik alandan 1 milyar kat daha güçlü olan bu dalgalar beyin hücrelerini öldürme, sinir sistemi rahatsızlıkları hatta kanserojen etki gibi pek çok soruna yol açabiliyor. Uzmanlar özellikle çocukların risk altında olduğuna dikkat çekiyor. Evde yapılan bağlantıların da tehdit oluşturacağı üzerinde duruluyor. İngiltere'de Başbakan Tony Blair'den bu konuda çalışma yapması istenirken, Avusturya okullarda kablosuz ağ bağlantılarını yasakladı.
'GEREKSİZSE KULLANMAYIN'
Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer, "Yeni ürünler her ne kadar manyetik açıdan korunmalı olsa da cep telefonu ve bilgisayara mesafeli yaklaşmakta fayda var. Özellikle küçük çocukları cep telefonundan kesinlikte uzak tutun. Israrcı gençleri 20 yaşına kadar kulaklıkla konuşmaya ikna edin" diyor. Gereksiz yere evlerde kablosuz internet kullanımının yaygınlaşmasının doğru olmadığına dikkat çeken İstanbul Onkoloji Merkezi Uzman doktoru Yavuz Dizdar, "Kanada'da geçen yıl bu konuda iki araştırma yayınlandı. Araştırmalardan biri okulda yapıldı. Manyetik alan filtrelendi. Bu okulda bulunan astımlı çocukların ilaç kullanımları azaldı, diyabet hastalarında kan şekerinin kontrolü kolaylaştı, kronik yorgunluk hastalığında da ciddi bir azalma belirlendi. Wireless'in kronik hastalıkları tetikleyici etkisi de yine Kanada'da bir araştırmayla kanıtlandı" dedi.
Riski artırdığı için özellikle kronik hastalara kablosuz internet ya da cep telefonu kullanmaktan kaçınmalarını önerdiklerini söyleyen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Aydın, "Bu manyetik alanlardan ilk etkilenen çocuklar oluyor. Bu nedenle çocuklu evlerde de kablosuz internet önermiyorum" diyor. Sağlık Bakanlığı'nın önleyici tedbirler alması gerektiğini savunan Prof. Dr. Aydın, "Firmalar geliştirdikleri teknolojilerin insan sağlığına zarar vermediğine yönelik çalışmaları raporlarla devlet kurumlarına ibraz etmeli. Evinizde olmasa, yanınızdaki evde bile olsa bundan etkilenilebilirsiniz" dedi.
SABATWİRELESSi çocuklarınızdan uzak tutun Kredi kartları kasalara kopyalanıyor!.
ARALARINDA dev zincirlerin de bulunduğu birçok mağaza, müşteri odaklı projelerinde kullanmak amacıyla kredi kartı bilgilerini manyetik okuyuculardan geçirerek, yazar kasalarına kopyalıyor.. Kredi kartları kasalara kopyalanıyor, sahtekárlığa zemin hazırlanıyor
Bu yolla kredi kartlarıyla gerçekleştirilen toplu sahtekarlıklara zemin hazırlıyor. Ingenico POS cihazlarının Türkiye Temsilcisi Planet’in Genel Müdürü Alpay Sidan, uygulamanın yasal dayanağı bulunmadığına dikkat çekti.
54 milyon banka, 32 milyon da kredi kartının bulunduğu Türkiye’de, kayıp, çalıntı ve sahte kart kullanımını önlemek için 30 Haziran 2007 tarihinden itibaren chip and PIN uygulaması zorunlu olarak başlatılacak. Ancak, tüm bu çalışmalar yapılırken, aralarında dev zincirlerin de bulunduğu bir çok mağaza, müşteri odaklı projelerinde kullanmak amacıyla müşterilerinin kredi kartı bilgilerini yazar kasalarına kopyalıyor ve kredi kartlarıyla gerçekleştirilen sahtekarlıklara zemin hazırlamaya devam ediyor. Bu uygulama, yasal olmamasına, müşteriden izin alınmamasına rağmen, kredi kartlarının POS cihazlarının ardından bir de yazar kasaların magnetik okuyucularından geçirilmesiyle yapılıyor. Böylece, kart üzerinde yer alan tüm bilgiler, yazar kasaların hafızalarına aktarılıyor. Zincir mağazalar, tüm bu bilgileri daha sonra bir araya toplayarak, bir bilgi bankası oluşturuyor ve CRM adı verilen Costomer Relationship Management (Müşteri İlişkileri Yönetimi) uygulamalarında kullanma yoluna gidiyor.
İZİN VERİLMEMELİ: Ancak, Fransız Ingenico POS cihazlarınının Türkiye Temsilcisi olan Planet’in Genel Müdürü Alpay Sidan, bu uygulamanın kredi kartlarının birebir kopyalanmasına yol açabildiğine dikkat çekerek, POS cihazı dışında kredi kartını yazar kasaların magnetik okuyucularından geçirmek isteyen firmalara izin vermemeleri için kart kullanıcılarını uyarıyor. Bu uygulamanın kart üzerinde yer alan tüm bilgilerin yazar kasa hafızalarına aktarılmasını sağladığını söyleyen Sidan, "Oysa, mağazaların CRM kayıtları için bu bilgilerin tamamı yerine, sadece bir kısmı yeterli olabiliyor. Bu da POS cihazlarına eklenen bir yazılımla kolayca sağlanabiliyor. Bu yazılım, kredi kartı pos cihazından geçirilirken, firma için gerekli olan banka kodu, kart sahibinin adı gibi kısıtlı bilgilerin yazar kasalara kolayca aktarımını sağlayabiliyor. Böylece, kartın yazar kasanın manyetik okuyucu haznesinden geçirilerek tüm bilgilerin aktarılmasına gerek kalmıyor. Ancak, bazı mağazalar yazılım için ayrıca bir bedel ödemek istemiyor. Kredi kartlarının kolayca kopyalanmasını sağlayan ve tüm bilgilerin yazar kasa hafızasına aktarılmasına yol açan bu uygulamayı yasal olmamasına rağmen sürdürmekte direniyor. Toplu kart kopyalama işlemlerinin büyük bölümü de bu yolla gerçekleşiyor" dedi. Yazar kasalardan kolayca elde edilen bu bilgilerle, kredi kartlarının toplu olarak bastırıldığına da değinen Alpay Sidan, "Kart kullanıcılarının mağdur olmasına yol açan bu uygulamaya kesinlikle izin verilmemesi gerekiyor. Kredi kartının sadece yazar kasalardan değil, POS cihazı dışındaki hiç bir cihazdan geçirilmesine de imkan sağlanmamalı"dedi.
BAĞLANTI KURMAYANA DİKKAT: Son dönemlerde yaygın olarak kullanılan bir diğer kart kopyalama uygulamasının da POS makinelerinin içi sökülerek, kopyalama işlemi gerçekleştiren bazı cihazların kunulmasıyla oluşturduğunu söyleyen Sidan, "Kredi kartları bu makinelere takıldığında kopyalama cihazı devreye giriyor ve şifre dahil karttaki tüm bilgilerin cihaza aktarılmasını sağlanıyor. Ardından cihazda ’bankayla bağlantı kurulamadı’ diye bir uyarı metni görülüyor. Kopyalanmak üzere müşteriden ya yeni bir kart talep ediliyor ya da aynı işlem başka bir POS makinesinde yapılarak tahsilatın gerçekleştirilmesi sağlanıyor. Bu tür durumlarda mutlaka, bağlantı kurulmasa dahi cihazın verdiği slipin kontrol edilmesi gerekiyor. Bu slipte mutlaka bankanın logosunun olup olmadığına dikkat edilmeli. Şayet logo yer almıyorsa, bu kartın kopyalandığı anlamına geliyor" diye konuştu. Yeni nesil POS cihazlarıyla artık tek bir bankanın değil, 8 bankanın birden kredi kartı işlemini gerçekleştirmesinin sağlandığını da söyleyen Sidan, "Kredi kartlarında yer alan çiplerdeki bilgiler şifrelendiği için kopyalanması artık mümkün değil" dedi. HÜRRİYET Son düzenleyen vain; 29 Nisan 2007 11:17
Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi