Arama

Internet / Bilgisayar / Teknoloji Dünyası'ndan Haberler - Sayfa 24

Güncelleme: 8 Ekim 2017 Gösterim: 264.489 Cevap: 665
vain - avatarı
vain
Ziyaretçi
22 Nisan 2007       Mesaj #231
vain - avatarı
Ziyaretçi
Internet tehlike altinda

Sponsorlu Bağlantılar
TÜBIDER'in (Türkiye Bilisim Dernegi) Internet sitesinde yer alan habere göre, bu tehlikeye ragmen telekom sirketleri veya Internet servis saglayicilari bu sorunun asilmasi için gereken yatirimi yapmak konusunda istekli degiller.
Kullanici sayisi artaca
Uluslararasi danismanlik ve denetim sirketi Deloitte Tohmatsu Touche'nin (DTT) raporuna dayandirilan habere göre, 2006'da 1 milyar rakamini asan internet kullanicilarinin toplam nüfusunun 2007 boyunca artmaya devam etmesi bekleniyor.
Bilgisayar gerektirmeden Internet'e dogrudan giren e-posta cihazlari ve medya oynaticilari gibi küçük, basit ve ucuz cihazlarin Internet kullaniminda önemli bir büyüme baslatacagi tahmin ediliyor.
Sirketler için yeni firsatlar
Raporda, teknoloji sirketlerinin, Internet radyo alicilari, alisveris terminalleri, el ansiklopedileri ve dijital mesajlasma cihazlari gibi, PC'lerin maliyet ve karmasikligindan uzak araçlarda firsatlar yakalayabilecegi de ifade ediliyor.
Rapora göre, 2007'de pek çok ülkede Internet üzerinden TV hizmeti (IPTV) baslayacak.

1704 plazma
Boyu geçen Full HD plazma Türkiye'de

Geçen eylülde tanıtılan Panasonic 103 inç plazma, Türkiye'deki kullanıcılarla buluşuyor. Tekofaks Panasonic, tam HD devasa modelini mart ayından itibaren Türkiye'de satmakta olduğunu açıkladı. Dünyanın en büyük Full HD plazması unvanına sahip olan 103 inç (262 cm) ekran plazma, dev ekran tutkunlarını kuşkuya yer bırakmadan tatmin ediyor.

103 inç ve 65 inç gibi büyük ekran plazmalar daha çok otel, spor salonu, alışveriş merkezi, restoran ve barlar gibi ticari kuruluşlar tarafından tercih edilirken, ev kullanımı için düz ekran panel tercihleri genelde 50 inç ve 42 inç plazma TV'lerden yana oluyor.


Google Earth darfur krizine zum yapıyor
Ankara/Washington (AA) - Tüm dünyanın uydudan çekilmiş çeşitli çözünürlükteki fotoğraflarını gösteren Google Earth, Sudan'ın sorunlu bölgesi Darfur'daki durumla ilgili kullanıcılarını aydınlatıyor.

Amerikan Holokost Müzesi ile ortaklaşa yürütülen projede, çatışmalardan etkilenen bin 600 köy, fotoğraflar, bilgiler ve görgü tanıklarının anlatımlarıyla gösteriliyor.

İnternette Google Earth programını bedava indirerek yararlanabilen kullanıcılar, imleçlerini Afrika üzerinde "uçurduktan" veya arama bölümüne Sudan yazdıktan sonra "Crisis in Darfur" (Darfur Krizi) uygulamasını izleyebilirler.

Google Earth'ün uygulamasında, acı çeken sıkıntılı insanları, bombalanmış köyleri, evleri, konutları, camileri ve okulları fotoğraflar, haritalar ve görgü tanıklıklarıyla incelemek mümkün.

Öte yandan, ABD'nin Sudan özel temsilcisi Andrew Natsios, Senato Dış İlişkiler Komisyonu'nda yaptığı konuşmada, ABD'nin, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun'a Sudan yönetimini Darfur bölgesine BM askerleri yerleştirilmesine ikna etmesi için zaman tanımak amacıyla, bu ülkeye yönelik tek yanlı yaptırımları erteleme kararı aldıklarını belirtti.


1604 toshiba
Harici sabit diskte çıta 200 GB'ye çıktı

Toshiba, taşınabilir sabit disk satışına başlıyor. Türkiye'de özellikle dizüstü bilgisayarları ile tanınan firma, bu hareketiyle bilgisayar kullanıcılarının dizüstü bilgisayarları yerine sadece içeriği yanlarında taşıma taleplerine yanıt verecek. Bilgisayar yaygınlığının artması ve farklı ürünlerin multimedya ihtiyacını karşılamaya başlaması, taşınabilir disklerin yıldızını parlatıyor.

Toshiba'nın USB 2.0 harici sabit disk serisi, bugünden (16 Nisan 2007) itibaren 100 GB ile 200 GB arasındaki kapasitelerle piyasada boy gösterecek. 200 GB ile taşınabilir kompakt disk kategorisindeki en yüksek kapasiteye sahip olacak harici sabit diskler, 10x16'lık bir fotoğraftan daha küçük ve kalınlığı da 1 inçin (2.56 cm) altında.

Özellikle video içeriğinin yaygınlaşmasıyla birlikte ilgi görmeyebaşlayan sabit diskler, belge ve dijital fotoğraflarını yanında taşımak isteyenlerin de işine yarıyor. Sorunsuzca taşınabilecek kadar sağlam olan ürünlerin bu yeni örneğinin yurtdışı fiyatları, 100 GB için 130 dolar ve 200 GB için de 230 dolar olarak belirlendi.

Şu ana kadar piyasada bu kategoride 160 GB üst kapasite olarak ortaya çıkıyordu. 200 GB ile bu düzey aşılırken bu yıl içinde 250 GB'lik modelin de piyasaya çıkmış olması bekleniyor. Bu gelişmede, harici sabit disklerin GB başına maliyetlerinin düşmesine paralel olarak satın alınmalarının kolaylaşması etkili oluyor.





1604 otomat
Bellek kartı ihtiyacına 7/24 çözüm

Bağımsız bellek üreticisi Kingston, Dünya'nın ilk bellek kartı otomatını Londra'daki Gatwick hava alanının kuzey terminalinde hizmete sundu. Bu otomat ile yolcular; SD kartlar, CompactFlash kartlar ile DataTraveler USB bellekler ve diğer yan ürünleri satın alabilecekler.

Otomatları MyMemory adlı bir firma kontrol edecekken Kingston, otomatlar için gerekli olan içeriği sağlayacak. Kullanıcıların, SD kartlara ve Flash belleklere 7/24 ihtiyaç duydukları için böyle bir hizmet sunduklarını belirten Kingston satış müdürü Ann Keefe, yöntemin başarılı olması durumunda bu tip otomatların, trafiğin yoğun olduğu başka yerlere de yerleştirileceğini söyledi.

Makinalarda ödeme, ülkemizde yeni kullanılmaya başlanan chip&pin özellikli kartlarla yapılıyor. Daha önce Sony, Apple ve Motorola'nın da uyguladığıotomat hizmeti, dünya'da pek çok kullanıcıya sahip.



1804 wimax
Dizüstü WiMax ile 2008'de tanışacak

Intel, Centrino platformlarına WiMAX özelliğini önümüzdeki sene eklemenin hazırlığını yapıyor. WiMax özelliği, 2008 yılında Montevina adı ile sunulacak Centrino platformunda bulunacak. Dizüstü bilgisayarlara gelecek bu özelliğin, WiMax hizmeti için talebi artırması bekleniyor.

Intel, WiMAX'in dizüstü bilgisayarlarda kullanılabilir hale gelmesinin bu teknoloji için yapılacak olan girişimleri de hızlandırmasını bekliyor. Böylece Wi-Fi'da olduğu gibi ürünün servisi geliştirdiği bir süreç yaşanacak.

Wi-Fi özelliğine sahip olmayı sürdürecek olan yeni nesil Centrino platformları, WiMax özelliğinin eklenmesi ile bu servisin verildiği bölgelerde kullanıcıları kablosuz modeme bağımlı olmaktan kurtaracak.

2008 yılının ikinci yarısındatüketici ile buluşması planlanan Montevina, 45-nanometre işlemci teknolojisi ve tümleşik video kod çözücüsüne sahip olacak. Intel, Montevina ile ilgili ayrıntılı açıklamalarda bulunmasa da yeni platformda yüzde 40 daha az yer kaplayan parçaların kullanılacağı ve bunun da daha küçük dizüstü bilgisayar üretiminin önünü açacağı belirtiliyor.

WiMAX'in kapsama alanının daha geniş olması, daha uzun süre aynı bağlantı noktasına bağlı kalarak kesintisiz servis almayı sağlayacak. Wi-Fi bağlantının kapsama alanının daha dar olması, bu geçişleri sıklaştırarak mobil kullanımın önünü tıkıyordu. Wi-Fi bu yüzden, sadece bulunulan bir noktada kablosuz bağlantı aracı olarak ortaya çıkıyor.



Son düzenleyen vain; 22 Nisan 2007 12:23 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
vain - avatarı
vain
Ziyaretçi
22 Nisan 2007       Mesaj #232
vain - avatarı
Ziyaretçi
Korsanın Gündemi Çetrefilli

Sponsorlu Bağlantılar
Müzik şirketleri internet üstünden yasadışı kopyaların sektörü çökertmek üzere olduğunu savunuyor. Rakamlarsa yasal satışların patladığını söylüyor. Esas mesele `yeni neslin seçimi`. Geçtiğimiz hafta Finlandiya, aldığı bir kararla eğer kopya koruması varsa, satın aldığınız CD ve DVD`lerin kişisel amaçla yedek almasını da yasadışı ilan etti. Böylece eğer satın aldığınız müzik albümü son dönemlerde sıkça göründüğü gibi kopya korumalıysa PC`nizde ya da taşınabilir müzikçalarınızda dinlemek için yapacağınız her şey suç teşkil edecek. v Dava trafiği Bunungerekçesiyse yaklaşık beş yıldır artan bir yoğunlukta korsan kopyalamaya karşı savaş veren film ve müzik sektörü. İddialaırına göre her sene milyarlarca dolarlık film ve müzik geliri kaybı yaşanıyor ve bunun sebebi internet ve benzeri ortamlardaki yasadışı kopyacılık. Sadece ABD`de internetten yasadışı şarkı çektiği için temsilci kuruluş RIAA tarafından mahkemeye verilen kişi sayısı 14 bin 800`e ulaştı. Ancak rakamlar başka bir şeye işaret ediyor. Müzik yapım şirketlerinin uluslararası örgütü IFPI (ifpi.org) tarafından geçen hafta açıklanan rapora göre internetten yasal müzik satışı bir önceki yıla oranla yüzde 300 artış gösterdi ve yarattığı 790 milyon dolarlık pazarla toplam gelirin yüzde 6`sına ulaştı. Buna rağmen CD`ye basılı albüm satışları yüzde 6.3 düştü. Fiziksel mecralardaki düşüşse toplamda yüzde 2`ye yaklaşıyor. Yani yeni nesil şarkıları dükkânlardan CD, kaset ya da plaklarda almayı değil, yasal ya da yasadışı olarak internetten çekmeyi tercih ediyor. Bu eğilimin en fazla gözlendiği ülkeler ABD, Japonya, Almanya, Fransa ve Britanya. Öte yandan ya- sal sayısal müzik satışınınyüzde 80`ini elinde bulunduran Apple`ın iTunes hizmeti de müzik şirketlerinden dertli. Şarkılarını bu ağ üstünden pazarlayan yapımcılar iTunes`un tanesi 1 dolardan sattığı şarkılardan kendilerine ayrılan yüzde 4`lük komisyon bedelini az bularak `fiyat artışı` talep ediyor. Apple`ın Başkanı Steve Jobs ise bu tür taleplerde bulunan şirketleri açgözlülükle suçluyor ve satış fiyatının artmasının canlanmaya başlayan pazarı gerileteceğini ve kullanıcıların yeniden korsana döneceğini iddia ediyor.

vain - avatarı
vain
Ziyaretçi
23 Nisan 2007       Mesaj #233
vain - avatarı
Ziyaretçi
2004 barby
Barbie bebeklere sanal topluluk sitesi

Barbie bebeklerini üreten Mattel, BarbieGirls.com adındaki sanal topluluk sitesini hayata geçirdi. Test aşamasında olan sitede, çoçuklar bebeklerini giydirebiliyor ve diğer kullanıcılar ile karşılıklı iletişime geçebiliyor.

Barbiegirls.com adlı sitenin önümüzdeki dönemde, oyuncak bebeklere olan ilgiyi artırması ve çocukların bu site aracılığı ile yanyana gelip bebeklerini birbirleri ile karşılaştırması hedefleniyor.

Yeni hayata geçirilen site, Barbie'nin oyuncak bebek giydirme yöntemlerinde bir ilk olurken, Bratz ile olan rekabetinde ise en son atak olarak değerlendiriliyor.

Kullanıcılar siteye bağlanarak, seçtikleri oyuncak bebeğin görünümünü ve tarzını kişiselleştirebiliyor. Kullanıcılar bunun yanısıra alışveriş merkezine giderek kıyafet,aksesuar, online odadekoru için mobilya satın alabilyor. Sitede, evcil hayvan seçimi de gerçekleştirilebiliyor.






2004 hdtv
HDTV'de 15000:1 kontrast rekoru

Samsung, üç LCD ve iki plazma serisini bu sene içinde Türkiye'de piyasaya sürecek. Yeni Samsung Flat Panel TV 2007 dijital televizyon ailesi, zengin renkleri, görüntü kalitesi ve geliştirilmiş özellikleri ile dikkat çekiyor. Ailenin içinde 15000:1 dinamik kontrast oranına sahip ilk televizyonlar da yer alıyor.

Samsung'un ödüllü 2006 serisinden ilham alarak geliştirilmiş Samsung Flat Panel TV 2007 serisinde, Full HD 1080p çözünürlük, Ultra FilterBright, yeni Super Clear Panel ile yeni Wide Color Enhancer özellikleri bulunuyor.

LCD HDTV kategorisinde bulunan üç model arasında; en nadide parça olarak nitelenen M8 Serisi (Tulip), mekanlara dekoratif bir nesne olarak da katkı sağlamayı amaçlayanR8 Serisi (Bordeaux Plus) ve uygun fiyatı ile öne çıkan S8 serisi (Jasmine) bulunuyor.

Serideki plazma modelleri arasında ise; oyunseverlere dost C9 Serisi (Lilly) ile bu kategorinin yıldızı olarak nitelenen Q9 Serisi (Calla) bulunuyor.



2004 tel
Televizyon, radyo ve PC tek ekranda

Bang&Olufsen'in yeni ve şık LCD televizyonu BeoCenter 6-23, radyo ve televizyonu birleştiren bir ürün olarak televizyonun ötesine geçerken günümüzün çok konuşulan tam yüksek tanımlılık (Full High Definition-Full HD) özelliğine yer vermiyor. 23 inçlik televizyon, 1366x768 (piksel) çözünürlüğe sahip.

BeoCenter 6-23, gümüş, siyah, koyu gri, kırmızı, mavi ve sarı renklerde sunuluyor. Ekran büyüklüğüne bağlı olarak evin ancak ikinci televizyon adayı olan ürün, PC bağlantısı sayesinde işyerinde kullanıma da uygun. BeoCenter 6-23, PC, radyo ve TV'nin ana ekranı olarak kullanılabiliyor.

Televizyonun kaliteli LCD ekranı, Bang&Olufsen'in televizyon çözümlerinde uygulanan VisionClear konseptine dahil olan resim optimizasyonu özellikleri ile destekleniyor. Yeni teknoloji ürünü yüksek parlaklıklı ekranıyla kontrastı dikkat çekici biçimde yükseltilen ürün, daha parlak görüntü sağlayabilmesi sayesinde gün içinde izlemeyi daha rahat hale getiriyor. Televizyonun sunduğu geniş izleme açısı, özellikle mutfak ya da koridor gibi yerlerde kullanıldığında avantaj sağlıyor. Fiyatı 5069 euro.





Son düzenleyen vain; 23 Nisan 2007 19:36 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
vain - avatarı
vain
Ziyaretçi
23 Nisan 2007       Mesaj #234
vain - avatarı
Ziyaretçi
Gelir rakamları dudak uçuklatıyor

Tüm dünyaya ücretsiz ve kaliteli hizmetler sunan Google'ın ne kadar kazandığını duydunuz mu? Internet / Bilgisayar / Teknoloji Dünyası'ndan Haberler
Yılın ilk çeyreği sonunda şirketlerin gelir gider tabloları ve borsadaki dengeleri değerlendirilip kazançları da ortaya konmaya başlandı. İnternet üzerinde kullanıcılara ücretsiz ve kaliteli hizmetler sunan Google ise %69'luk bir büyüme göstererek yılın sadece ilk çeyreği içerisinde "geçen seneye oranla" 1 milyar dolar daha fazla gelir elde etti. Şirket yeni reklam projeleri ve süregelen temel işlerine yapmayı düşündüğü katkı planlarıyla yılın geri kalan kesiminde gelirini katlayarak artıracak gibi görünüyor.

Başkan Eric Schmidt, ilk çeyrekteki bu gelir tablosunun şirketin finansal açıdan kararlı bir seviyede ilerlemesini sağladığını ve önümüzdeki dönem uygulamaya sokulacak işler veya alınacak riskler için iyi bir kaynak olduğunu dile getirirken "Rakamlar bizi daha iyisini yapmak adına zorluyor" diye konuştu.

Özellikle YouTube'un satın alınmasının ardından çok hızlı yükselişe geçen Google, Clear Channel Communications ile yaptığı radyo reklamları anlaşması, Microsoft'a rakip olarak çıkaracağı PowerPoint benzeri yazılımı, DoubleClick'i satın alması ile internet reklamcılığı üzerine yaptığı girişimler gibi pek çok atılımın içerisine girdi. Tüm bu adımlar da borsadaki kararlı duruş ve yükselişleri için önemli kilometre taşları olarak geri döndü.

Google'ın yılın ilk çeyreğinde elde ettiği gelir ise dudak uçuklatacak cinsten; tam tamına 3.66 milyar dolar olarak açıklandı.

Robot giysi 2008'de üretilecek

Japon Tsukuba üniversitesi profesörü Yoshiyuki Sankai'nin geliştirdiği robot giysi üretilecek.

21 Nisan 2007 Cumartesi 16:30 Internet / Bilgisayar / Teknoloji Dünyası'ndan Haberler

Japonya'nın Ibaraki bölgesinde bulunan Tsukuba Üniversitesinden profesör Yoshiyuki Sankai, insanların üzerlerine giyerek kullanabileceği bir robot giysi geliştirerek, yaşlı ve engelli kişilerin hareket edebilmelerini sağlayan bir buluşa imza atmıştı. 10 yılda geliştirilen bu özel giysi bir dış iskelet vazifesi görerek kişiye hareket yeteneği kazandırıyor.

Engelli veya yaşlı bir insanın, üretilen bu robot giysi desteğiyle hareket edebileceğini deklare eden profesör, elbiseyi giyen kişinin, hareket etmek istemesi durumunda, kaslardan gelen elektrik sinyallerine duyarlı olan giysinin devreye girerek, kişinin kol ve bacaklarının, mekanizmayla beraber uyum içersinde hareket etmesini sağladığını belirtti. Profesor Sankai ayrıca, robot giysi buluşunun en önemli özelliğinin, kişinin isteği dışında, herhangi bir şekilde harekete geçmemesi olduğunu ve ancak istek durumunda aksiyonun gerçekleşebileceğini söyledi.

Internet / Bilgisayar / Teknoloji Dünyası'ndan Haberler


Üretim başlangıcı 2008

Özellikle fizik rehabitiasyon merkezleri için de büyük bir ilgi patlamasının beklendiği bu giysi için, Yoshiyuki Sankai, Daiwa House Industry Co. şirketiyle anlaştı. Şirketin, 2008 yılında başlayacak üretim için, yıllık 400-500 arası robot giysisi üretebilecek kapasitede tesisleri inşa etmeye başladığı ifade edildi.

Üretilen robot giysilerin bir bireyin kullanımı için aylık 70.000 yen bakım ücretiyle beraber kiralanabileceği belirtildi. Bu rakam 590 dolara karşılık geliyor.

Yeni Visual Studio'da 200 yeni özellik

.Net 3.5 Framework ve 200'den fazla yeni özelliğiyle Visual Studio'nun yeni beta sürümü yayınlandı.

Microsoft'un programcılar ve web geliştiriciler için sunduğu geliştirme platformu Visual Studio'nun yeni sürümü Orcas ve .Net 3.5 Framework, beta sürümleriyle kullanıcıların huzuruna çıktı. Orcas'ta 200'den fazla yenilik getirildiği ve özellikle de Microsoft'un yeni nesil programlarına desteğin arttığı, üretim ve takım çalışmasına da önem verildiği ifade edildi.

"Cider" kod adı verilen yeni grafik arayüzüyle birlikte gelen Orcas, Vista'ya yakınlığıyla da dikkat çekiyor. Açıklamada geriye doğru uyumluluk konusunda da tam desteğin verileceği ve geçmiş tüm sürümlerle tam iletişim içerisinde olacağı ifade ediliyor.

AJAX'a tam destek

.Net 3.5 Framework ise Orcas'a nazaran daha az sayıda değişikliğe gitmesine rağmen Vista ile birlikte piyasaya sürülen 3.0 sürümüne göre önemli yenilemeler içeriyor. Tümleşik dil sorgulaması LINQ ve programcılara veri tabanı ile XML verilerin birbiriyle ilişkisinde daha kapsamlı kod yaratabilme imkanı sağlanması ön plana çıkan yeniliklerden. Yeni sürüm aynı zamanda AJAX uygulamalarına da bir takım yeni araçlar ve kütüphaneye yapılan çeşitli eklemelerle destek veriyor.

Final sürümlerin ne zaman çıkacağı ise şu an için belli değil. Microsoft şimdilik beta kullanıcılarından alacağı geri bildirimleri toplayıp rotasını bu bilgiler ışığında çizecek.
Son düzenleyen vain; 23 Nisan 2007 21:51 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
vain - avatarı
vain
Ziyaretçi
23 Nisan 2007       Mesaj #235
vain - avatarı
Ziyaretçi
3 dolara Windows ve Office

Microsoft, yoksul ve gelişmekte olan ülkelerde Windows ve Office yazılımlarını 3 dolardan satacak.

New York Times'da yer alan habere göre yazılım devi Microsoft, korsan kullanımını azaltmak ve pazar payını artırmak amacıyla yoksul ve gelişmekte olan bazı ülkelerde, hükümet kontrolünde gerçekleştirilecek projeyle, Windows ve Office yazılımlarının 3 dolardan satılacağını açıkladı.

"Microsoft Unlimited Potential" olarak adlandırılan proje çerçevesinde Microsoft, ilgili hükümetlere, Windows XP Starter Edition ve Office 2007'den oluşan yazılım paketini 3 dolardan satacak ve devlette bunu, hedef kitle okul ve öğrenciler olmak üzere kendi inisiyatifince değerlendirecek. Ayrıca projenin, Microsoft'un ürettiği diğer yazılımları da kapsayacağı belirtiliyor.

Microsoft attığı bu adımla, Linux gibi özgür ve ücretsiz alternatiflerin yerine, kendi ürünlerinin kullanılmasını sağlamayı amaçlayarak potansiyel pazar payını ileriye dönük bir biçimde büyütmeyi düşündüğünü açıkça ortaya koyuyor.
Internet / Bilgisayar / Teknoloji Dünyası'ndan Haberler
vain - avatarı
vain
Ziyaretçi
26 Nisan 2007       Mesaj #236
vain - avatarı
Ziyaretçi
Bilişim Teknolojilerinin Entegrasyon Sorunları
Programlama aşamasındaki sorunlar ve çözüm önerileri

Bu aşamadaki en kritik sorun, programlama yaparken sadece ihale dokümanlarından yararlanılıp, ihale sürecine kadarki üretilen (analiz ve tasarım) dokümanlardan yararlanılmaması/yararlanılamamasıdır. Diğer önemli bir sorun ise, firma/firmaların bu süreçte kullanacağı uzmanlarının yeterliliğidir. Programlamadaki uzmanların yeterliliğine ihale aşamasında bakılması ve her zaman yedeğinin olması bu sorunu çözebilir.

Test aşamasındaki sorunlar ve çözüm önerileri

Bu aşamadaki sorunlar, programlama işini alan firma/firmaların örgütü/işi iyi analiz edememeleri, bunun sonucunda da ürettiğinin testte başarısız kalması, örgütün teste katılım sağlamaması/sağlayamaması olabilir. Bu da ilk aşama olan istek ve amacın örgüt üyelerince ortaya konulmamasından kaynaklanıyor olabilir. Bu sürece katılan uzmanların yeterliliği, test sırasında/sonucunda çıkan hataların kısa zamanda giderilememesi diğer karşılaşılabilen sorunlardır. Testin pilot ve gerçek ortamda yapılması, işinde yeterli uzmanların çalıştırılması bu sorunların giderilmesine katkıda bulunabilir.

Eğitim aşamasındaki sorunlar ve çözüm önerileri

Bir önceki yazımda eğitim dönüşüm bölümünden sonra idi (Turkoglu, 2006). Ancak gerçekleşen deneyimler sonucu bu aşamanın önce olması daha yerinde olacaktır. Örgütün dönüşüm sergilemesinden önce, bunu bir eğitim ile daha kolay hale getirilmesi gerekmektedir. Bu aşamada yer alacak firma/firmaların eğitmenleri de yine ihale aşamasında yedekli olarak belirlenmesi ve işinde yeterli olmaları bu süreci kolay geçilebilmesine katkı sağlayabilir. Eğitimlerin ise klasik bir şekilde değil, her eğitimin örgüt için işe yarayan bir çıktı sağlaması şeklinde yapılması dönüşüm sürecine katkı sağlayabilir.

Dönüşüm aşamasındaki sorunlar ve çözüm önerileri

Bir örgütün olduğundan başka bir biçime girmesi, başka bir durum alması oldukça zor ama imkansız değildir. Bu dönüşüm, örgütün mevcut alışkanlıklarından kurtulup, yeni alışkanlıklar edinmesi ve bu alışkanlıklarını bir davranış haline getirebilmesi ile mümkün olabilir. Örneğin, BY’nin her sürecini BT ile kullanacağını bilmek bu dönüşümün gerçekleştiği anlamına gelmez. Bilmenin yanında örgütün bunu alışkanlık, davranış, hatta bir yaşam biçimi haline getirmesi gerekir. İlk aşamada tüm örgütün BY’nin tüm süreçlerini kullanmaya başlamasını ve bunları BT ile bütünleştirmesini beklemek yanlış olacaktır. Örgütünde insanlardan oluştuğu ve yaşayan bir sistem olması nedeniyle, bunun zamana yayılan, bir süreç isteyen bir olgu olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Hatta bunu adım adım, yavaş yavaş yapılması bunun bir davranış haline gelmesini kolaylaştırabilir. Dönüşümde örgüt bireylerinin istek ve amacının hep üst seviyede tutulması, sistemi kullanmalarının kendilerinin iş hayatını kolaylaştıracaklarına inanmalarının sağlanması bu dönüşümü kolaylaştırabilir. Örgüt üyeleri sistemi keşfettikçe, işlerini daha da kolaylaştırdığını gördükçe bu dönüşümü kolaylaştıracaktır. Sonuçta dönüşen örgüt, zeki ve öğrenen bir örgüt olma yoluna girecektir.

Üretim ve bakım aşamasındaki sorunlar ve çözüm önerileri

Aslında üretim bu sürecin ilk aşamasından başlamaktadır. Ancak örgüt üyeleri bunu eğitim aşamasında hissetmeye başlamaktadır. Bu aşamada işlerini yavaş yavaş BT ile yapmaya başlayan bireyler farkındalıkları artmaya başlamaktadır. Bunu bir fabrikanın yeni bir ürünü test aşamasında üretmesine benzetebiliriz. Bu aşamada ise, artık örgüt işlerinin bir çoğunu BT ile yapar hale gelmiş, “daha başka neler yapabiliriz?” sorusunu kendisine sorar hale gelmiştir. Bu soruyu kendine sorduğu an sürecin başına dönülmesi gerekir. Bu üretim aşamasında sistemin her yönünü iyi bilen ve bakımını sağlayan teknik bir ekibin kurulması üretim esnasındaki sorunların giderilmesini kolaylaştırabilir. Aynı zamanda bu ekip bakım işlemini de gerçekleştirmelidir.

SONUÇ

Örgütün BT ile bir bütün haline gelmesi ve parçaları arasında uyum sağlaması zor, sıkıntılı ama imkansız olmayan bir süreçtir. Bu entegrasyon sürecinin yönetilmesi gerekir. Dolayısıyle bu sürecin amacı örgütün BY’de BT’yi kullanmasını sağlaması ve BY’yi daha kolay yapabilir hale getirilmesidir. Hatta bir adım ötesi, bunu bir davranış biçimi haline getirebilmesidir. Sonuç olarak gelecek, bilgiyi daha çabuk ve kolay yönetebilen, zeki ve öğrenen örgütlerin olacaktır.



Microsoft ve Teradata İş Zekasında Ortak Çalışıyor
Bu çalışmanın bir parçası olarak Microsoft ve Teradata, Teradata Kurumsal Veri Ambarı ve Microsoft SQL Server™ Analiz Servisleri arasındaki işbirliğini, 2007’nin ilk çeyreğinin sonunda sunuma hazır hale getirmeyi hedefliyor. Ayrıca, Teradata ile Microsfot arasındaki işbirliği SQL Server 2005 Raporlama Hizmetleri; SQL Server 2005 Entegrasyon Hizmetleri; Microsoft Office Excel® 2007, Windows® SharePoint Hizmetleri ve Microsoft Office PerformancePoint Server 2007’yi içeren 2007 Microsoft Office uygulamalarını kapsamaktadır. Dünya çapında gerçekleştirilen bu birliktelikte perakende sektörü ilk hedef olmak üzere diğer endüstrilerdeki satış ve pazarlama aktivite planlarını da içeriyor. Teradata Ürün ve Hizmet Başkan Yardımcısı Randy Lea şöyle dedi :

  • Microsoft ve Teradata teknolojilerinin bu güçlü birlikteliği müşterilerimizin ön cephe işlemlerinde ve uzun dönemdeki stratejik planlarında gerçek zamanlı zekayı kullanarak daha iyi ve hızlı karar almalarını sağlayacaktır.

    Kurumsal zeka şirketlere rekabetçi bir avantaj sağlar, çünkü bu sayede, kendi işleri hakkında, kurumsal veri ambarına dayanan, bütünlüklü bir bakış açısına sahip olurlar.

Microsoft SQL Server Genel Müdürü Tom Casey :

  • amacımız iş zekasını ve performans yönetimini tüm kuruma yayabilmeyi mümkün kılmaktır. SQL Server 2005, kritik iş görevleri gerçekleştirmeye yarayan, Microsoft’un ayrılmaz bir bölümü olup uçtan uca çözüm sağlamaya odaklı bir iş zekası platformudur. Microsoft’un İş Zekası çözümü ve Teradata teknolojisinin sorunsuz birlikteliği müşterilerimize görünür bir kazanç sağlayacaktır.

Microsoft SQL Server 2005 Analiz Servisleri pazardaki lider bir OLAP (On Line Analytical Processing) sunucu olup diğer Microsoft analitik ve raporlama birimlerine veriyi sağlayan temel bir mekanizmadır. Microsoft uygulamaları, Teradata Veri Ambarından aldığı veriyi bu analitik mekanizma ile bilgi çalışanlarına, her gün kullandıkları hızlı ve interaktif raporlama ve analiz araçlarıyla sunar.

Teradata Veri Ambarı teknolojisi yüksek performanslı ve güvenilir bir veri ambarı ortamı olarak dünyada en başarılı kurumlar tarafından kullanılmaktadır. Teradata müşterileri, kendi işlerini geliştirmek amacıyla en iyi kararları vermek ve iş alanındaki eğilimleri analiz etmek için yüzlerce terabyte’lık veriyi rutin olarak elden geçirmektedirler. Meijer Inc. Sorumlu Genel Müdürü ve Bilgi Departmanı Başkanı Bill Noakes :

  • Microsoft ve Teradata bizim endüstri alanında iki stratejik ortağımızdır ve biz bu iki şirketin teknolojileri arasındaki iş birliğinin artışından dolayı çok heyecanlıyız” dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “Verilerden daha çok bilgi edinmek için her bit’i mümkün olduğu en hızlı biçimde analiz etmemiz gerekiyor. Microsoft ve Teradata arasında gerçek zamanlı birliktelik çevresinde bize, süreçlerimizi geliştirmek ve müşterilerimize daha iyi hizmet etmek bir çözüm bulma imkanı sunuyor.

Planlanmış yazılım ve ortak pazarlama etkinliklerine ek olarak Teradata, Microsoft’un dünya çapındaki Teknoloji Merkezleri ile beraber, her iki kuruluşun ortak müşterilerinin, kavram kanıtlama (proof of concept) etkinliklerine katılmaları ve en iyi uygulamaları öğrenmeleri için çalışacak.


Boyutlu Güneş!
NASA'nın STEREO uydusunun dün gönderdiği 3-boyutlu güneş görüntülerini, özel gözlük kullanarak izleyebilirsiniz...
3-Boyutlu gözlük
Son düzenleyen vain; 26 Nisan 2007 11:42 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
vain - avatarı
vain
Ziyaretçi
27 Nisan 2007       Mesaj #237
vain - avatarı
Ziyaretçi
Katı Yakıt Oksit Pili Enerji Sorununu Çözebilecek Mi?
VESTEL, iki yılda yaklaşık 20 milyon dolar harcadığı ve hidrojen kullanarak enerji ürettiği yakıt pili teknolojisinin ürünlerini vitrine çıkarıyor. Yıl sonundan önce piyasaya çıkarılacak 'katı oksit yakıt pili' ile evlerin ısınma ve aydınlanma ihtiyaçları ilk aşamada doğalgaz-elektrik faturalarının yüzde 85'i, 2008 sonundan itibaren de yüzde 10'u kadar bir harcamayla karşılanabilecek.
Yenilenebilir enerji teknolojileri üzerinde çalışan Vestel, geliştirdiği yakıt pili ürünlerini piyasaya sürme aşamasına geldi. Vestel İş Geliştirme ve Stratejik Planlamadan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Cengiz Ultav tarafından dün bir basın toplantısıyla tanıtılan yakıt pilleri arasında bulunan 'katı oksit yakıt pili' 2007 yılı sonlarına doğru satışa sunulacak.

Ultav'ın verdiği bilgiye göre yakıt pillerinin sertifikasyon işlemi üç ayda tamamlanacak. Ardından üç ay süreyle tüketiciler tarafından test edilip piyasaya çıkartılacak. İlk versiyonu doğalgazlı olacak piller evlerde toplam elektrik ve doğalgaz harcamasını yüzde 15 düşürecek miktarda enerji üretecek. Ultav, 2008 sonlarına doğru katı oksit yakıt pillerinde bir küçük parça değişimiyle doğalgaz yerine su kullanılacağını söyledi. Böylece Vestel'in bu yakıt pilini satın alanlar, 2008 sonunda küçük bir parça değişikliğiyle pillerini doğalgaz yerine suyla çalışır hale getirecek. Suyun devreye girmesiyle bir ev mevcut elektrik ve doğalgaz faturasının yüzde 10'u kadarlık bir harcamayla ısı ve elektrik ihtiyacını karşılayabilecek.

Geleceğin ofisleri

Bilgisayar ve internetteki gelişmeler ofislerde değişim rüzgârı estiriyor. Yeni nesil ofislerde trend, ilginç tasarımlı mobilyalar, ayaküstü bilgisayarlar ve mobil ekranlar.


ABD kökenli Future@work firması, daha rahat çalışma ortamının sağlanması ve verimliliğin artırılması amacıyla birçok tasarımcının görüş ve önerilerini alarak 'geleceğin ofisleri'ni oluşturdu.

Gelecekte kullanılacak ofislerdeki şık tasarımlı eşyalar ve yüksek teknoloji hayli dikkat çekici. Birbirinden ilginç ve kullanışlı tasarımlara sahip eşyalarla ilginç tasarımların yer aldığı konseptte, özellikle masalara ve duvarlara entegre edilmiş çalışma ekranları ve ayakta bile rahatlıkla çalışabilmeyi sağlayan bilgisayarlar ön plana çıkıyor.

Amaç verimliliği artırmak

Future@work firması, bilgisayar ve internetin iş yapış şekillerini değiştirmesiyle birlikte ofis tasarımlarının da yakın zamanda değişikliğe uğrayacağını düşünerek, bu tasarımları geliştirdi. Firmaya göre yeni tasarımlarla birlikte, ofislerde insanların birbirleriyle daha sıcak ilişki kurması sağlanacak. Ayrıca iş ortamının rahatlaması ve teknolojinin verimli kullanılması da hedefleniyor.
tekno131
Ayaküstü bilgisayar devri
Yeni nesil ofislerde kullanılan ve 'ayaküstü bilgisayar' olarak adlandırılan cihazlar, taşınabilir özelliği sayesinde ofis içerisinde kolaylıkla yer değiştirebiliyor. Masa şeklinde görünüme sahip olan bilgisayarın kasası ise masanın ayağına entegre. Bu tasarım ile bilgisayar kasasının ofis görüntüsünü değiştirmemesi ve fazla yer kaplamaması düşünülmüş. Ayaküstü bilgisayarların ekranları ise farklı yönlere dönerek çeşitli açılarda kullanılabiliyor. Ofislerdeki çalışma sandalyeleri ve çalışma masalarında ise, yine aynı teknoloji kullanıldı. Geliştirilen bilgisayarların tümü kablosuz ağ üzerinden çalışıyor.

DİJİTAL OYUNCAKLAR
tekno132
El yazısını tanıyan cep
Nokia tarafından geliştirilen 6108 modeli cep telefonu, el yazısı tanıma teknolojisine sahip. Yine firma tarafından geliştirilen özel kalem ile kullanılabilen telefon, GSM 900/1800/1900 MHz şebeke sistemlerini destekliyor. Renkli ekrana sahip 6108'in içerisinde multimedya mesaj (MMS) ve java teknolojileri var. Uzakdoğu pazarı için özel olarak üretilen nokia 6108'de Çince - İngilizce ve İngilizce - Çince çeviri yapabilen sözlük bulunuyor. Nokia'nın ilk el yazısı tanıma teknolojisini destekleyen ve değişik bir tasarıma sahip telefonu, Çin'deki ürün geliştirme merkezi tarafından geliştirildi. Nokia - Nokia on the Web
tekno133
Sony'den iki yeni kamera
Sony firması ilk 2 megapiksel Mini DV kamerası DCR - TRV 60 ve DCR - TRV75'i Türkiye'de piyasaya çıkardı. Sony Eurasia tarafından Türkiye'ye getirilen DCR - TRV 60 ve DCR - TRV75 modeli kameralar, 2 megapiksel ile durgun ve hareketli görüntülerin resim kalitesinde yeni bir dönem başlatıyor. Kameralardaki ilgi çekici bir diğer özellik ise, ürünle verilen 'Pixela Image Mixerö yazılımını kullanarak, çoğu DVD oynatıcıda oynatım için kullanıcıların video CD'lerin kaydetmesini sağlaması. Sony : HoÅŸ geldiniz : Türkiye
tekno134
Minik ama teknolojik
Siemens Mobile'ın tanıtımına başladığı ancak Türkiye piyasasında önümüzdeki aylarda çıkarmaya hazırlandığı SL55 modeli, 4096 renk destekli ekranı, boyutları ve tasarımıyla hayli dikkat çekici. Dahili flaşlı dijital kameraya sahip olan SL55 ile multimedya mesaj (MMS) gönderilebiliyor. SL55 şık tasarımının yanı sıra, Bluetooth hariç son mobil teknolojileri de içerisinde bulunduruyor. Hızlı internet bağlantısı sağlayan GPRS, Java teknolojilerini içerisinde bulunduran SL55'de polifonik zil tonları da var. Minik boyuta sahip SL55'in diğer özellikleri ise şöyle: Aşağı doğru kayarak açılan tuş takımı, üç bant şebeke sistemi, 79 gram ağırlık. www.my - siemens.com/turkey
Son düzenleyen vain; 27 Nisan 2007 11:23 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
vain - avatarı
vain
Ziyaretçi
27 Nisan 2007       Mesaj #238
vain - avatarı
Ziyaretçi
KOBİ'ler Teknolojiden Daha Çok Yararlanıyor
Bu yazı "Sektörün Liderlerinin Kendi Kalemlerinden; 2005 Nasıl Geçti" Dosyası kapsamında sunulmaktadır.


Son dönemlerde yurtdışı pazarlara da yoğun bir şekilde nüfuz etmeye çalışan KOBİ’lerimizin 2006 yılı içerisinde bu konuya daha fazla ağırlık vereceklerini düşünüyoruz.

2006 yılında yürürlüğe girmesi beklenen Yeni Türk Ticaret Kanun Taslağı her kurumun bir web sitesi olmasını zorunlu hale getiriyor. Eğer kanun taslağı bugünkü şekliyle yasalaşırsa, şimdiye dek web sitesi yapmaya gerek görmeyen ya da internetin kendilerine sunduğu fırsatları yeterince kavrayamayan KOBİ’ler de ister istemez bu konuda adım atmak zorunda kalacaklar. İnternetin dünya ticaretindeki ağırlığı giderek daha fazla hissedildiği için, bu gelişmenin özellikle KOBİ’lerimiz açısından önemli fırsatlar içerdiğinin altını çizmeliyiz. Ülkemiz şirketleri, özellikle de KOBİ’lerimiz, internetin sunduğu bu fırsatları değerlendirebildikleri ölçüde uluslararası alanda ve yerel pazarlarda daha başarılı olacaklardır.

Aynı zamanda, yeni yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte, Türkiye’de ticaretin tekrar ve daha sağlıklı bir biçimde şekilleneceğini söyleyebiliriz. Bu bağlamda, Türk ticaret hayatının yeni bir boyut kazanacağını ifade etmek hiç de yanlış olmaz. Özellikle her sermaye şirketinin kurum bilgileri, belgeler, raporlar, tablolar ve çağrıların yer aldığı bir web sitesi kuracak olması ve sanal genel kurulların geçerlilik kazanması konuları son derece önemli gelişmeler. Ayrıca, AB’ye uyum süreci ve e-devlet oluşumunun gelişmesi açısından bu yasa taslağı ayrı bir önem taşıyor.

Bugün itibariyle Türkiye’de yaklaşık 70-80 bin şirketin web sitesi var. Oysa TOBB’un verilerine göre Türkiye genelinde 1,3 milyonun üzerinde şirket bulunuyor. Yeni yasayla birlikte artık çok daha fazla firma internetle tanışacak, internetin sunduğu avantajlardan yararlanmak için çaba harcayacaktır. Kısa süre içinde ülkemizdeki firmaların teknolojiyle daha barışık olacağını, e-ticareti çok daha yoğun bir şekilde kullanmaya başlayacaklarını söyleyebiliriz bu nedenle. 2005 yılında %20 büyüyen bilişim pazarının, yeni yasanın yaratacağı rüzgarı da arkasına alarak büyüme ivmesini daha da geliştireceğini ve yalnızca hosting pazarımızın 2 milyon müşterinin üzerine çıkabileceğini söyleyebiliriz.

Aynı zamanda, büyümekte olan internet sektörümüz giderek daha fazla yabancı firmanın ilgi odağı haline geliyor. Örneğin, dünya internet endüstrisinin devlerinden Google ülkemizdeki faaliyetlerini hızlandırmış bulunuyor ve internet üzerinde tanıtım anlamında büyük avantaj sunan AdWords reklam programına ilişkin çalışmalarına büyük önem veriyor. Özellikle KOBİ’lere çok büyük tanıtım ve pazarlama avantajı sunan bu programa ilişkin yoğun ve geniş kapsamlı tanıtım faaliyetleri gerçekleştiriyorlar. Tüm bunlar ülkemizdeki internet sektörünün önemli bir gelişme içerisinde olduğunun kanıtı olarak görülebilir.

KOBİ’lerimiz özellikle internet alanındaki çalışmalarına vakit geçirmeden başlamalılar. Çünkü internet, artık ticaret hayatının vazgeçilmez bir parçası haline gelmiş bulunuyor. Bu nedenle internet konusunda bugüne dek çalışma yapmamış olan şirketler, bu alana yönelik faaliyetlerine acilen yeni bir yön vermek zorundalar. Ancak bunu yasadan kaynaklanan bir zorunluluk değil, bir gereklilik olarak görmeli ve en doğru şekilde hareket etmeye gayret göstermeliler. KOBİ’ler, oluşturacakları web siteleri aracılığıyla hem yurtiçi hem de yurtdışındaki yeni pazar ve müşterilere kolaylıkla ulaşabilirler. Bu nedenle, oluşturulacak olan web sitesinin mutlak surette işlevsel ve fonksiyonel olması gerekiyor. KOBİ’ler ürünlerini, hizmetlerini, kurumsal bilgilerini web siteleri üzerinde yayınlayarak kendilerini tüm dünyaya tanıtabilirler. Dahası internet vasıtasıyla çeşitli e-iş süreçleri uygulayarak ticareti kendileri için kolaylaştırabileceklerini unutmamalılar. Bildiğimiz gibi KOBİ’ler son dönemlerde yurtdışı pazarlardaki etkinliklerin artırmaya çalışıyorlar. Bu faaliyetlerini internet üzerinden de kapsamlı ve bilgilendirici web siteleri oluşturarak destekleyebilirler.
vain - avatarı
vain
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #239
vain - avatarı
Ziyaretçi
z8z16z1z12z15z0z3z6z20z0z24z6z15z6z7z18z17z25z17z5z1

Internet / Bilgisayar / Teknoloji Dünyası'ndan Haberler
Google, Türk mobil telefon kullanıcılarının telefonlarına yükleyebilecekleri Gmail mobil uygulamasını başlattı.
Gmail cep telefonua girdi


Türkiye’de bu özelliklere sahip telefonu olan kullanıcılar, telefonlarından Gmail adresine girerek, uygulamayı yükleyebilirler.

Google’den yapılan açıklamaya göre, Gmail’in mobil uygulaması, Gmail kullanıcılarının e-postalarına istedikleri zamanda ve yerde ulaşabilmelerini tamamen yeni bir yolla sağlıyor.

2005 yılında kullanıma sunulan mobil web tarayıcısıyla bağlanılabilen mevcut servisle kıyaslandığında geliştirilmiş yeni sürüm ile çok daha hızlı ve rahat şekilde e-postalara ulaşılabiliyor ve kullanıcılara Gmail’in masaüstü arayüzüne yakın bir ortam sunuluyor.

Mobil telefonlardan ulaşılabilen Gmail, kullanıcının web tabanlı Gmail hesabı ile tamamen uyumlu. E-postaları okumak, cevaplamak, arşivlemek ve aramak son derece basit.

Fotoğraflar, PDF ve metin dosyaları gibi eklentileri görüntülemek mümkün. Kullanıcılar arama menüsüne girip, arama konusunu yazarak saniyeler içinde Gmail arşivlerine erişebilecek.

Gmail’in mobil uygulamasının bütün özelliklerinden faydalanabilmek için Java yüklü bir telefonla data servislerine erişim gerekiyor.

Türkiye’de bu özelliklere sahip telefonu olan kullanıcılar, telefonlarından Gmail adresine girerek, uygulamayı yükleyebilirler.
İNTERNET HABERDEN ALINTIDIR




z20z12z15z15z6z0z2z25z29z5z18z15z1z2z11
Internet / Bilgisayar / Teknoloji Dünyası'ndan Haberler
Vestel pilleri evdeki tüm elektrikli cihazları çalıştıracak. İster buzdolabı isterseniz laptop için kullanabilirsiniz.
ki yıldır hidrojen enerjisi alanında çalışmalarını sürdüren ve bunun için 20 milyon dolarlık kaynak ayıran Vestel'in ürettiği ev yakıt pilleri yıl sonunda raflardaki yerini alacak.

Doğalgazla çalışacak yakıt pili doğalgaz faturasında yüzde 15 maliyet avantajı sağlayacak. Vestel 2008 sonunda piyasaya verilmesi planlanan suyla çalışan yakıt pilinin ise konutlardaki enerji harcamalarını onda bire düşüreceğini iddia ediyor.

Avcılar'daki Zorlu Plaza'da düzenlenen basın toplantısında konuşan Vestel İcra Kurulu Üyesi Cengiz Ultav, hidrojen enerjisi alanında yürütülen laboratuvar çalışmalarının sonlandığını belirterek, söz konusu ürün ve teknolojilerde sertifikasyon sürecinin yakında başlayacağını bildirdi.

Ultav, dünyada yaygın olarak kullanılan fosil yakıtların artık tükenme noktasına geldiğini ve dev enerji şirketlerinin artık bu yakıtlara yatırım yapmamasının bunun bir göstergesi olduğunu anlatarak, Zorlu Grubu'nun da alternatif enerjiler konusundaki Ar-Ge çalışmalarına yaklaşık 20 milyon dolar harcadığını aktardı.

Ultav, hidrojen enerjisi alanında yaklaşık iki yıldır uzman bilim adamlarından oluşan bir ekiple sürdürdükleri çalışmalardan başarılı sonuçlar elde ettiklerini kaydetti.

Ultav, "Bugün vardığımız noktada Türkiye'nin deterjan ham maddesi olarak bir tonunu 300 dolardan ihraç ettiği borakstan hareketle sodyum bor hidrür bazlı, tonu 50 bin dolarlık 'hidrojen süngeri' ileri malzemesini elde ettik" dedi.

Ultav, "Bu malzeme ile telsizden dizüstü bilgisayara, radyodan buzdolabına çeşitli kapasitelerde sayısız gereci çalıştıracak PEM (Proton Exchange Membrane) yakıt pillerini, evlerin her türlü enerji gereksinimini karşılayacak katı oksit yakıt pillerini, yüzde yüz çevre dostu kuru pilleri ve yüksek verimlilikteki özgün elektroliz metodumuzla sudan hidrojen elde etme sistemini geliştirdik. Sertifikasyon ve deneme süreçlerinin ardından üretime hazır olacağız" diye konuştu.

"Hedef, temiz enerji"

Hedeflerinin Türkiye'yi temiz enerji kaynaklarını en yoğun kullanan, bu konudaki sistemlerin en ileri versiyonlarını geliştiren, temiz enerji alanında dünyadaki üç lider ülkeden biri durumuna getirmek olduğunu ifade eden eden Cengiz Ultav, Türkiye'nin en büyük rekabet avantajının mühendislik gücü olduğunu vurguladı.

Ultav, ileri malzemeler ve alternatif enerji gibi gelişmiş alanlarda yapılacak çalışmalarla büyük katma değerler yaratılabileceğini ve bunun Türk insanının refah seviyesinin artırılmasına büyük katkılar sağlayabileceğini dile getirdi.

Hidrojenin bütün dünyada enerji krizini çözmeye en uygun enerji kaynaklarından biri olarak değerlendirildiğini söyleyen Ultav, "Türkiye'nin de sahip olduğu doğal kaynaklarla tam bir hidrojen cenneti olduğunu biliyoruz. Ayrıca, hidrojenin depolanması, emniyetli kullanımı ve ekonomik bir şekilde nakledilebilir hale gelmesinde çok önemli bir fonksiyonu yerine getiren bor türevleri konusunda da dünya rezervlerinin yüzde 60'ına sahip bir ülkeyiz" dedi.

Yeni teknolojilerin avantajları

Ultav, geliştirdikleri pillerle enerji ihtiyacının önemli bir kısmının daha ucuz maliyetle ve daha çevreci bir yöntemle karşılanmasının mümkün olduğunu, yapılacak üç aylık sertifikasyon ve üç aylık test çalışmalarının ardından, bu pillerin aşamalı olarak vitrindeki yerlerini alacağını bildirdi.

Ultav, yakıt pillerinin evde kullanımının mümkün olduğunu, ilk aşama doğalgaz ile çalışacak olan cihazın, daha sonra ilave edecekleri başka bir parça ile tamamen su ile enerji üretecek duruma getirileceğini ve bu sayede bugünkü enerji maliyetinin yüzde 10'u ile aynı enerji ihtiyacının karşılanmış olacağını söyledi



z12z23z0z10z1z28z1z24z11z17z1z0z16z6z21z10z1z2z1
Microsoft, Students to Business (S2B) Programı kapsamında öğrencilere Microsoft iş ortaklarında staj imkanları sunuyor. Aktif olarak 62 iş ortağının bulunduğu programda şimdiye kadar 36 öğrenci staja yerleştirildi. Temmuz sonuna kadar toplamda 200 öğrencinin staja yerleştirileceği programa başvurular devam ediyor.

Microsoft Students to Business (S2B) Program Yöneticisi Mehmet Nuri Çankaya; “Kasım ayında Türkiye’de başlattığımız S2B programı yoğun ilgi gördü ve pilot olarak uygulanan ülkeler arasında Türkiye yaratılan iş fırsatları konusunda öncü ülke oldu. Özellikle yaz döneminde staj yapacak öğrencilerin programa 15 Mayıs’a kadar başvurularını yapmalarını bekliyoruz.” dedi.

Microsoft Başkanı Bill Gates tarafından 9 Kasım’da Brüksel’de duyurulan program Türkiye’nin de dahil olduğu 10 ülkede yürütülüyor, 2008 yılında tüm dünyada uygulanması hedefleniyor.
S2B programı, öğrencilere gerçek iş deneyimi sağlamak, yaratıcılığı desteklemek için gereken beceri ve yetenekleri kazandırmak, işe alma süreçlerini geliştirmek ve yeni nesil öğrencilerin iş bulmalarını kolaylaştıracak niteliklere sahip olmalarını sağlamak üzere üniversitelerle Microsoft iş ortaklarını bir araya getiriyor.

S2B programının amacı, yerel işletmelerin yeni yeteneklerden neler beklediklerini ifade etmelerini, gereken becerileri sağlamak için Microsoft ve üniversitelerin olanaklarından yararlanmalarını ve yerel bölgelerde öğrencilerin gerçek projelerde çalışmasını sağlamak. Program Yöneticisi Mehmet Nuri Çankaya; S2B Programı sayesinde öğrencilerin “İşe Hazır” olarak yetiştiklerini belirtiyor.

Yaz dönemi için staj yapmayı isteyen öğrencilerin S2B - Students to Business adresine girerek kayıt olmaları ve detaylı olarak kendileri hakkında bilgileri doldurmaları gerekiyor.
Son düzenleyen vain; 28 Nisan 2007 15:01 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
vain - avatarı
vain
Ziyaretçi
29 Nisan 2007       Mesaj #240
vain - avatarı
Ziyaretçi
Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı, son aylarda artan MSN üzerinden kontör hırsızlığı konusunda internet kullanıcılarını uyardı.
Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı, resmi internet sitesi ''www.kom.gov.tr'' adresinde, ''MSN üzerinden kontör hırsızlığı'' başlığıyla MSN kullanıcılarına uyarıda bulunuyor.
Son günlerde MSN şifrelerinin çalınmasının yaygınlaşmasıyla birlikte MSN mağduru vatandaşların sayısında da artış olduğunun belirtildiği sitede, internet kullanıcılarına ait Yahoo, Google, MSN Messenger gibi haberleşme programlarına ait şifrelerin ele geçirildiği kaydediliyor.
Şifresi ele geçirilen kişinin iletişim listesinde bulunan irtibatlarına ulaşıldığının vurgulandığı sitede, şu bilgiler yer alıyor:
''Mağdurun konuşmaları taklit edilerek, mağdur adına konuşan hackerlar, karşılarındaki kişilerden kontör veya borç para talep edebilmektedir. Daha sonra ise bu kişileri bazı sitelere yönlendirerek ya da resim ve dosyalar göndererek bu kişilere ait şifre bilgilerini haksız kazanç elde edebilmek, şahsı yeni kurban haline getirmek ve aynı yöntemle kurban zincirini genişletmek için ele geçirmeye çalışmaktadırlar.''

ŞİFRELER NASIL ELE GEÇİRİLİYOR?
MSN şifrelerinin genelde bir yazılım aracılığıyla çalındığı gibi çoğu zaman da kullanıcının hataları nedeniyle şifrelerin hackerların eline geçtiğinin bildirildiği sitede, şunlar kaydediliyor:

''MSN kullanıcıları bir şekilde listelerine ekledikleri kurbanın önce MSN şifresini çalmaktadır. MSN şifreleri, gönderilen bir dosyanın (cv, resim gibi) açılması veya trojan, keylogger gibi zararlı yazılımlarla ele geçirilebilir. Diğer bir yöntem de ise 'Haberi gördün mü, girip okusana' veya 'senin için bak ne hazırladım' tarzı ilgi çekici söylemlerle kurbanların hazırlanan sahte web sayfasına yönlendirilip MSN şifrelerini yazmaları sağlanır. Bu işlemin gerçek bir hizmet olduğunu düşünen kurbanlar, şifrelerini şüphelenmeden yönlendirilen sayfaya girmekte ve bilgiler hackerların eline geçmektedir.''
Bu şekilde MSN şifresi elde edilen kurbanın hesabına girilerek irtibat listesindeki diğer kişilerin de benzer yöntemlerle şifrelerinin çalındığının belirtildiği sitede, bu yüzden MSN ve internet kullanıcılarının çok dikkatli olmaları gerektiği bildiriliyor.

ALINACAK ÖNLEMLER
İnternet dünyasında yüzde 100 güvenliğin hiçbir zaman sağlanamayacağının unutulmaması gerektiğinin vurgulandığı sitede, MSN kullanıcılarına şu önerilerde bulunuluyor:

''MSN kullanıcılarının şifrelerini ve bilgilerini sürekli güncellemeleri gerekmektedir. MSN şifresi, en az 10-12 haneli olarak belirlenmeli ve rakamların yanında harfler ve semboller de kullanılmalıdır.
MSN adresleri için seçilen gizli soru MSN hırsızlarının cevabını bulamayacağı zor bir soru olmalı ve soruya verilen cevap unutulmamalıdır. Gerekirse soru ve cevap bilgisayar dışında farklı bir ortama kaydedilmelidir.
Kontör, şifre istekleri ile kredi kartı numarası ve internet hesap bilgisi veya banka hesap bilgisi gibi taleplere şüpheyle yaklaşmalıdır.
Chat ortamında tanışılan kişilere şahsınız, aileniz, adres, telefon, işiniz gibi konularda şahsi bilgilerinizi vermekten sakınınız.
Mail adreslerinize gelen spam ve trojan içerebilecek şüpheli mailler, en yakın arkadaşınızdan gelmiş olsa bile kesinlikle açılmamalı ve silinmelidir.
MSN yoluyla gönderilen web adreslerine girilirken dikkatli olunmalı, e-posta adresi ve şifre ile giriş yapılmamalıdır.''
Sitede ayrıca, çalınan MSN adresi ve şifresinin mail hesabının iyi tanınması şartıyla ''passport@css.one.microsoft.com'' adresi aracılığıyla tekrar elde edilebileceği bildiriliyor
Star Gazetesi
ÇOCUKLARINIZI WİRELESTEN UZAK TUTUN
Araştırmalar Kablosuz internet erişiminin (wireless) şehirlerde kanser riski oluşturduğu öne sürerken, Türk uzmanlar da çocukların bu sistemden uzak tutulmasını öneriyor..

İngiliz Independent gazetesinde yer alan habere göre kablosuz internet (wi-fi) bağlantıları yüzünden şehirlerin üzerinde manyetik bulutlar oluşuyor. Doğal manyetik alandan 1 milyar kat daha güçlü olan bu dalgalar beyin hücrelerini öldürme, sinir sistemi rahatsızlıkları hatta kanserojen etki gibi pek çok soruna yol açabiliyor. Uzmanlar özellikle çocukların risk altında olduğuna dikkat çekiyor. Evde yapılan bağlantıların da tehdit oluşturacağı üzerinde duruluyor. İngiltere'de Başbakan Tony Blair'den bu konuda çalışma yapması istenirken, Avusturya okullarda kablosuz ağ bağlantılarını yasakladı.

'GEREKSİZSE KULLANMAYIN'
Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer, "Yeni ürünler her ne kadar manyetik açıdan korunmalı olsa da cep telefonu ve bilgisayara mesafeli yaklaşmakta fayda var. Özellikle küçük çocukları cep telefonundan kesinlikte uzak tutun. Israrcı gençleri 20 yaşına kadar kulaklıkla konuşmaya ikna edin" diyor. Gereksiz yere evlerde kablosuz internet kullanımının yaygınlaşmasının doğru olmadığına dikkat çeken İstanbul Onkoloji Merkezi Uzman doktoru Yavuz Dizdar, "Kanada'da geçen yıl bu konuda iki araştırma yayınlandı. Araştırmalardan biri okulda yapıldı. Manyetik alan filtrelendi. Bu okulda bulunan astımlı çocukların ilaç kullanımları azaldı, diyabet hastalarında kan şekerinin kontrolü kolaylaştı, kronik yorgunluk hastalığında da ciddi bir azalma belirlendi. Wireless'in kronik hastalıkları tetikleyici etkisi de yine Kanada'da bir araştırmayla kanıtlandı" dedi.

Riski artırdığı için özellikle kronik hastalara kablosuz internet ya da cep telefonu kullanmaktan kaçınmalarını önerdiklerini söyleyen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Aydın, "Bu manyetik alanlardan ilk etkilenen çocuklar oluyor. Bu nedenle çocuklu evlerde de kablosuz internet önermiyorum" diyor. Sağlık Bakanlığı'nın önleyici tedbirler alması gerektiğini savunan Prof. Dr. Aydın, "Firmalar geliştirdikleri teknolojilerin insan sağlığına zarar vermediğine yönelik çalışmaları raporlarla devlet kurumlarına ibraz etmeli. Evinizde olmasa, yanınızdaki evde bile olsa bundan etkilenilebilirsiniz" dedi.

SABA
T
Araştırmalar Kablosuz internet erişiminin (wireless) şehirlerde kanser riski oluşturduğu öne sürerken, Türk uzmanlar da çocukların bu sistemden uzak tutulmasını öneriyor..

İngiliz Independent gazetesinde yer alan habere göre kablosuz internet (wi-fi) bağlantıları yüzünden şehirlerin üzerinde manyetik bulutlar oluşuyor. Doğal manyetik alandan 1 milyar kat daha güçlü olan bu dalgalar beyin hücrelerini öldürme, sinir sistemi rahatsızlıkları hatta kanserojen etki gibi pek çok soruna yol açabiliyor. Uzmanlar özellikle çocukların risk altında olduğuna dikkat çekiyor. Evde yapılan bağlantıların da tehdit oluşturacağı üzerinde duruluyor. İngiltere'de Başbakan Tony Blair'den bu konuda çalışma yapması istenirken, Avusturya okullarda kablosuz ağ bağlantılarını yasakladı.

'GEREKSİZSE KULLANMAYIN'
Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer, "Yeni ürünler her ne kadar manyetik açıdan korunmalı olsa da cep telefonu ve bilgisayara mesafeli yaklaşmakta fayda var. Özellikle küçük çocukları cep telefonundan kesinlikte uzak tutun. Israrcı gençleri 20 yaşına kadar kulaklıkla konuşmaya ikna edin" diyor. Gereksiz yere evlerde kablosuz internet kullanımının yaygınlaşmasının doğru olmadığına dikkat çeken İstanbul Onkoloji Merkezi Uzman doktoru Yavuz Dizdar, "Kanada'da geçen yıl bu konuda iki araştırma yayınlandı. Araştırmalardan biri okulda yapıldı. Manyetik alan filtrelendi. Bu okulda bulunan astımlı çocukların ilaç kullanımları azaldı, diyabet hastalarında kan şekerinin kontrolü kolaylaştı, kronik yorgunluk hastalığında da ciddi bir azalma belirlendi. Wireless'in kronik hastalıkları tetikleyici etkisi de yine Kanada'da bir araştırmayla kanıtlandı" dedi.

Riski artırdığı için özellikle kronik hastalara kablosuz internet ya da cep telefonu kullanmaktan kaçınmalarını önerdiklerini söyleyen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Aydın, "Bu manyetik alanlardan ilk etkilenen çocuklar oluyor. Bu nedenle çocuklu evlerde de kablosuz internet önermiyorum" diyor. Sağlık Bakanlığı'nın önleyici tedbirler alması gerektiğini savunan Prof. Dr. Aydın, "Firmalar geliştirdikleri teknolojilerin insan sağlığına zarar vermediğine yönelik çalışmaları raporlarla devlet kurumlarına ibraz etmeli. Evinizde olmasa, yanınızdaki evde bile olsa bundan etkilenilebilirsiniz" dedi.

SABA
T


Araştırmalar Kablosuz internet erişiminin (wireless) şehirlerde kanser riski oluşturduğu öne sürerken, Türk uzmanlar da çocukların bu sistemden uzak tutulmasını öneriyor..

İngiliz Independent gazetesinde yer alan habere göre kablosuz internet (wi-fi) bağlantıları yüzünden şehirlerin üzerinde manyetik bulutlar oluşuyor. Doğal manyetik alandan 1 milyar kat daha güçlü olan bu dalgalar beyin hücrelerini öldürme, sinir sistemi rahatsızlıkları hatta kanserojen etki gibi pek çok soruna yol açabiliyor. Uzmanlar özellikle çocukların risk altında olduğuna dikkat çekiyor. Evde yapılan bağlantıların da tehdit oluşturacağı üzerinde duruluyor. İngiltere'de Başbakan Tony Blair'den bu konuda çalışma yapması istenirken, Avusturya okullarda kablosuz ağ bağlantılarını yasakladı.

'GEREKSİZSE KULLANMAYIN'
Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer, "Yeni ürünler her ne kadar manyetik açıdan korunmalı olsa da cep telefonu ve bilgisayara mesafeli yaklaşmakta fayda var. Özellikle küçük çocukları cep telefonundan kesinlikte uzak tutun. Israrcı gençleri 20 yaşına kadar kulaklıkla konuşmaya ikna edin" diyor. Gereksiz yere evlerde kablosuz internet kullanımının yaygınlaşmasının doğru olmadığına dikkat çeken İstanbul Onkoloji Merkezi Uzman doktoru Yavuz Dizdar, "Kanada'da geçen yıl bu konuda iki araştırma yayınlandı. Araştırmalardan biri okulda yapıldı. Manyetik alan filtrelendi. Bu okulda bulunan astımlı çocukların ilaç kullanımları azaldı, diyabet hastalarında kan şekerinin kontrolü kolaylaştı, kronik yorgunluk hastalığında da ciddi bir azalma belirlendi. Wireless'in kronik hastalıkları tetikleyici etkisi de yine Kanada'da bir araştırmayla kanıtlandı" dedi.

Riski artırdığı için özellikle kronik hastalara kablosuz internet ya da cep telefonu kullanmaktan kaçınmalarını önerdiklerini söyleyen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Aydın, "Bu manyetik alanlardan ilk etkilenen çocuklar oluyor. Bu nedenle çocuklu evlerde de kablosuz internet önermiyorum" diyor. Sağlık Bakanlığı'nın önleyici tedbirler alması gerektiğini savunan Prof. Dr. Aydın, "Firmalar geliştirdikleri teknolojilerin insan sağlığına zarar vermediğine yönelik çalışmaları raporlarla devlet kurumlarına ibraz etmeli. Evinizde olmasa, yanınızdaki evde bile olsa bundan etkilenilebilirsiniz" dedi.

SABA
T

WİRELESSi çocuklarınızdan uzak tutun


Kredi kartları kasalara kopyalanıyor!.



ARALARINDA dev zincirlerin de bulunduğu birçok mağaza, müşteri odaklı projelerinde kullanmak amacıyla kredi kartı bilgilerini manyetik okuyuculardan geçirerek, yazar kasalarına kopyalıyor..
Kredi kartları kasalara kopyalanıyor, sahtekárlığa zemin hazırlanıyor


Bu yolla kredi kartlarıyla gerçekleştirilen toplu sahtekarlıklara zemin hazırlıyor. Ingenico POS cihazlarının Türkiye Temsilcisi Planet’in Genel Müdürü Alpay Sidan, uygulamanın yasal dayanağı bulunmadığına dikkat çekti.

54 milyon banka, 32 milyon da kredi kartının bulunduğu Türkiye’de, kayıp, çalıntı ve sahte kart kullanımını önlemek için 30 Haziran 2007 tarihinden itibaren chip and PIN uygulaması zorunlu olarak başlatılacak. Ancak, tüm bu çalışmalar yapılırken, aralarında dev zincirlerin de bulunduğu bir çok mağaza, müşteri odaklı projelerinde kullanmak amacıyla müşterilerinin kredi kartı bilgilerini yazar kasalarına kopyalıyor ve kredi kartlarıyla gerçekleştirilen sahtekarlıklara zemin hazırlamaya devam ediyor. Bu uygulama, yasal olmamasına, müşteriden izin alınmamasına rağmen, kredi kartlarının POS cihazlarının ardından bir de yazar kasaların magnetik okuyucularından geçirilmesiyle yapılıyor. Böylece, kart üzerinde yer alan tüm bilgiler, yazar kasaların hafızalarına aktarılıyor. Zincir mağazalar, tüm bu bilgileri daha sonra bir araya toplayarak, bir bilgi bankası oluşturuyor ve CRM adı verilen Costomer Relationship Management (Müşteri İlişkileri Yönetimi) uygulamalarında kullanma yoluna gidiyor.

İZİN VERİLMEMELİ: Ancak, Fransız Ingenico POS cihazlarınının Türkiye Temsilcisi olan Planet’in Genel Müdürü Alpay Sidan, bu uygulamanın kredi kartlarının birebir kopyalanmasına yol açabildiğine dikkat çekerek, POS cihazı dışında kredi kartını yazar kasaların magnetik okuyucularından geçirmek isteyen firmalara izin vermemeleri için kart kullanıcılarını uyarıyor. Bu uygulamanın kart üzerinde yer alan tüm bilgilerin yazar kasa hafızalarına aktarılmasını sağladığını söyleyen Sidan, "Oysa, mağazaların CRM kayıtları için bu bilgilerin tamamı yerine, sadece bir kısmı yeterli olabiliyor. Bu da POS cihazlarına eklenen bir yazılımla kolayca sağlanabiliyor. Bu yazılım, kredi kartı pos cihazından geçirilirken, firma için gerekli olan banka kodu, kart sahibinin adı gibi kısıtlı bilgilerin yazar kasalara kolayca aktarımını sağlayabiliyor. Böylece, kartın yazar kasanın manyetik okuyucu haznesinden geçirilerek tüm bilgilerin aktarılmasına gerek kalmıyor. Ancak, bazı mağazalar yazılım için ayrıca bir bedel ödemek istemiyor. Kredi kartlarının kolayca kopyalanmasını sağlayan ve tüm bilgilerin yazar kasa hafızasına aktarılmasına yol açan bu uygulamayı yasal olmamasına rağmen sürdürmekte direniyor. Toplu kart kopyalama işlemlerinin büyük bölümü de bu yolla gerçekleşiyor" dedi. Yazar kasalardan kolayca elde edilen bu bilgilerle, kredi kartlarının toplu olarak bastırıldığına da değinen Alpay Sidan, "Kart kullanıcılarının mağdur olmasına yol açan bu uygulamaya kesinlikle izin verilmemesi gerekiyor. Kredi kartının sadece yazar kasalardan değil, POS cihazı dışındaki hiç bir cihazdan geçirilmesine de imkan sağlanmamalı"dedi.

BAĞLANTI KURMAYANA DİKKAT: Son dönemlerde yaygın olarak kullanılan bir diğer kart kopyalama uygulamasının da POS makinelerinin içi sökülerek, kopyalama işlemi gerçekleştiren bazı cihazların kunulmasıyla oluşturduğunu söyleyen Sidan, "Kredi kartları bu makinelere takıldığında kopyalama cihazı devreye giriyor ve şifre dahil karttaki tüm bilgilerin cihaza aktarılmasını sağlanıyor. Ardından cihazda ’bankayla bağlantı kurulamadı’ diye bir uyarı metni görülüyor. Kopyalanmak üzere müşteriden ya yeni bir kart talep ediliyor ya da aynı işlem başka bir POS makinesinde yapılarak tahsilatın gerçekleştirilmesi sağlanıyor. Bu tür durumlarda mutlaka, bağlantı kurulmasa dahi cihazın verdiği slipin kontrol edilmesi gerekiyor. Bu slipte mutlaka bankanın logosunun olup olmadığına dikkat edilmeli. Şayet logo yer almıyorsa, bu kartın kopyalandığı anlamına geliyor" diye konuştu. Yeni nesil POS cihazlarıyla artık tek bir bankanın değil, 8 bankanın birden kredi kartı işlemini gerçekleştirmesinin sağlandığını da söyleyen Sidan, "Kredi kartlarında yer alan çiplerdeki bilgiler şifrelendiği için kopyalanması artık mümkün değil" dedi.

HÜRRİYET
Son düzenleyen vain; 29 Nisan 2007 11:17 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi

Benzer Konular

4 Aralık 2016 / gokhan404 Akademik
15 Mayıs 2019 / c0lin Oyunlar
1 Ekim 2013 / Ziyaretçi Soru-Cevap