Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
08:53, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Çarşamba, 10 Aralık 2025 - 08:54
Arama
MaviKaranlık Forum
Ingmar Bergman
-
Tek Mesaj #1
Misafir
Ziyaretçi
31 Temmuz 2007
Mesaj
#1
Ziyaretçi
Ingmar Bergman
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Ingmar Bergman, (d. 14 Temmuz 1918 - ö. 30 Temmuz 2007) İsveçli oyun yazarı ve film yönetmeni.
Bir Protestan papazının oğlu olarak 1918'de İsveç Uppsala'da doğmuştur. Çok sayıda evlilik yapmıştır. Bunların sonuncusu, kült oyuncusu Liv Ullmann’dır. Diğer kült oyuncusu ise Max von Sydow'dur. 30 Temmuz 2007'de sabahın erken saatlerinde İsveç'te Farö adasındaki evinde 89 yaşında ölmüştür. Kızı Eva Bergman tarafından uykusunda öldüğü açıklanmıştır. Bergman 2005 yılında Time dergisi tarafından dünyanın yaşayan en büyük yönetmeni olarak nitelendirilmiştir. 9 defa en iyi yönetmen Oscar’ına aday gösterilen Bergman’ın eserleri, 1960, 1961 ve 1983 yıllarında en iyi yabancı film Oscar’ı ödülünün sahibi oldu.
Birçok filminde karakterleri, sanat çevreleri içine yerleştirmiştir. Kadınlardan yanadır. Filmlerinde tavrını daima kadınlardan yana koyar. Mizahi ve eğlenceli filmler de yapmıştır.
Papazlar, bir 'sorunsal' olarak dahil edilir filme.
Aşkımızın Üstüne Yağmur Yağıyordu
,
Yedinci Mühür
ve
Cehennemi Karanlıkta Müzik
filmlerinde açıkça iticidirler.
Bir Aşk Dersi
Bir Yaz Gecesi Gülümsemeleri'
nde mizahi bir dille hicvedilirler.
Genel teması
Genel olarak gerçek dünyadan ve toplumsal sorunlardan uzak, melankolik ve kapalı bir sinema yapmakla eleştirilir.
Avrupa'da tanınması
1956 Cannes Film Festivali’nde gösterilen
Bir Yaz Gecesi Gülümsemeleri
, tam bir olay yarattı. Jüri, çok iyi diğer filmlerin de varlığı nedeniyle, bu filme özgü bir ‘ödül yaratmak’ (
Şiirsel Hiciv Ödülü
) zorunda kaldı. Böylece Bergman, bu 18. filmiyle birlikte bir anda keşfedildi. Bergman’ın bütün filmleri, Avrupa sinemalarını sardı. 1957 Cannes Film Festivali’nde gösterilen baş yapıt (
Yedinci Mühür
) bu modanın katlanarak artmasında etkili olmuştu.
Daha önceki yıllardan yalnızca Bergman’ın
Monika
adlı filmi anımsanıyordu. Çünkü zaten o tarihlerde İsveç denince akla erotik filmler geliyordu. Monika (1952), 1958-1960'lı yıllarda Fransız Yeni Dalgası ile birlikte meydana çıkan büyük tarz değişikliğini daha o yıllarda önceliyordu.
1970’li yıllar Bergman’ın Avrupa’da bir efsane haline geldiği yıllardır.
Mali polisin gelip sahibi olduğu tiyatroyu basması ve gelir bildirimleri ile ilgili olarak Bergman’ı (biraz da hoş olmayan biçimde) sorgulaması üzerine ülkesine küsen sanatçı, 1976 yılında Almanya’nın Münih kentine taşınır. Böylece gönüllü sürgünlük dönemi başlar.
Filmografi
1. Dönem
İkinci Dünya Savaşı sonrasında İsveç’te yükselen bir intihar oranı ve dinsel geleneklere bağlılığın sarsılması söz konusudur. Bergman’ın ilk dönem filmleri de bu umutsuzluktan etkilenir. Filmlerin adları bile bunu kanıtlamaktadır.
Genel olarak kişiler varoluş sıkıntılarına gömülmekte, umutsuz bir yalnızlığın içinde debelenmekte ve kimi zaman da intihar girişimlerinde bulunmaktadırlar. Bu karanlık eğilimin doruk noktası,
Zindan
adlı filmdir.
1945 -
Kris
(
Bunalım
): Melodramatik bir tiyatro oyununun gerçekçi uyarlaması.
1946 -
Det regnar pa var Körlek
(
Aşkımızın Üstüne Yağmur Yağıyordu
)
1947 -
Skeep till Indialand
(
Hindistan’a Giden Gemi
ya da
Kaybolan Kızlar Limanı
)
Musik I mörker
(
Cehennemi Karanlıkta Müzik
)
1948 -
Hamnstad
(
Liman Kenti
)
Fangelse
(
Zindan
)
1949 -
Törst
(
Susuzluk
)
2. Dönem
Bu dönem, bu marazi eğilimden kopuşu ifade eder. Birbirini izleyen yenileme ve zenginleştirmelerden oluşan bir dönem başlar. Aşk, sevgi, ayrılık genel temalardır. Kadınlara yönelik eğilim bu dönem filmlerinde ağır basar. Kadınlara açıkça ayrıcalık tanınır; iyi roller verilir, galip gelmeleri sağlanır. Erkekler ise küçümsenir, alaya alınır, aşağılanır.
1949 -
Till gladje
(
Neşeye Doğru
)
1950 -
Sommarlek
(
Yaz Oyunları
)
Sant hander inte hër
(
Burada Yapılmayan Türden Bir Şey
)
1952 -
Kvinners väntan
(
Kadınların Bekleyişi
)
Sommaren med Monika
(
Monika
ya da
Monika’yla Bir Yaz
)
1953 -
Gycklarnas afton
(
Gezgincilerin Gecesi
): Bergman’ın deyişiyle bir ‘kurtuluş’ olan bu film, iç kapayıcılığı ile dönemin diğer filmlerinden ayrılır.
1954 -
En Lektion I Kärlet
(
Bir Aşk Dersi
)
1955 -
Kvinnodröm
(
Kadın Düşleri
)
Sommarnattes Leende
(
Bir Yaz Gecesi Gülümsemeleri
)
3. Dönem
İlk planlarından itibaren kameranın objektifinin gökyüzüne doğru çevrildiği
Yedinci Mühür
ile birlikte Bergman’ın
Dikey Sineması
başlar. (Bu kavram, metafizik simgelerden çok günlük gerçeklere ilgi duyan İsveçli genç sinemacıların Bergman’ın sinemasını küçümsemek için taktıkları addır. Lefevre, bu adı kullanarak bir dönemi adlandırıyor).
Yaban Çilekleri
’nden itibaren bu metafizik soruşturma varoluşsal bir hal alır ve dönemin daha sonraki filmlerinde giderek metafizik niteliğinden bütünüyle uzaklaşır. Son filmi iyiden iyiye ‘eğlendirici’ bir tarza saplanır.
1956 -
Det Sjunde inseglet
(
Yedinci Mühür
)
1957 -
Smultronstället
(
Yaban Çilekleri
)
Nära livet
(
Yaşamın Eşiğinde
)
1958 -
Ansiktet
(
Yüz
)
1959 -
Jungfrukällen
(
Kaynak
)
1960 -
Djävulens Öga
(
Şeytanın Gözü
): İkinci sınıf, eğlendirici bir film.
4. Dönem
Bu dönem,
Oda Sineması
üçlüsünden ibarettir. Ayrıca bu filmlerde yönetmen, tanrı sorununa son bir kez döner. Hatta
İbadet Edenler
filminde, tanrının ölümünü ilan eder.
1961 -
Säsom i en spegel
(
Aynadaki Gibi
)
1962 -
Nattvärdsgâterna
(
İbadet Edenler
)
1963 -
Tystnaden
(
Sessizlik
)
Dinlenme: Ara Dönem
1964 -
För att inte tala om alla dessa kvinnor
(
Bütün O Kadınlar
ya da
Bütün O Kadınlardan Söz Etmeden
): İkinci sınıf, eğlendirici bir film. İlk ‘renkli’ kaba güldürüsü.
1965 -
Daniel
(
Daniel
): Oğlu Daniel için yaptığı, bir ‘ilan-ı aşk’ niteliğinde, başka bir özellik taşımayan 'ara dönem' filmi.
5. Dönem
Yakın planların hayranlık verici biçimde kullanıldığı yeni bir üçleme ortaya çıkar. Bu filmlerle birlikte Bergman’ın ‘parçalama tekniklerini’ daha fazla kullandığı görülür. Persona’da seyirciye projeksiyon aletinin varlığı anımsatılır. Filmin başlangıcı, küçülen sayıların sıra ile ‘BAŞLA’ kelimesini izleyişini gösterir. Projektörün gürültüsü ses bandının müziğini bastırırken, kamera, cihazın kimi bölümlerinin ayrıntılarını verir. Filmin can alıcı yerinde Bergman filmin kaydığı ve koptuğu izlenimini yaratır. Aynı işlem filmin sonunda da tekrarlanır ve SON yazısı belirmez.
Kurtların Saati
f
ilminde, filmin adı hiç beklenmedik bir anda görüntüye geliverir.
Ayin
’de film dokuz parçaya ayrılmıştır.
Bir Tutku
’nun oyuncuları, görüşme sorularına cevap vermek ve yorumladıkları kişiler hakkındaki kişisel görüşlerini belirtmek üzere oyunun akışını anında keserler.
Çığlıklar ve Fısıltılar
’da ve
Fanny ve Alexandre
’da usdışının sınırlarına girilir; seyirci rahatsız edilir.
Sonbahar Sonatı
’nın papazı seyircilere dolaysız yoldan seslenir.
Kuklaların Yaşamından
’ın dosyasının aynı sayıdaki bölüme denk düşen piyesleri, hiçbir kronoloji kaygısı olmaksızın sunulur. Öte yandan son filmlerinde Bergman, ‘bilinçsiz güdülenmelere bağlı sorunlara’ giderek daha fazla eğilecektir .
1965 -
Persona
(
Persona
)
1967 -
Vargtimmen
(
Kurtların Saati
)
1968 -
Skammen
(
Utanç
)
Diğerleri
1968 -
Riten
(
Ayin
)
1969 -
En Passion
(
Bir Tutku
)
1970 -
The Touch
(
Temas
)
1972 -
Viskningar och rop
(
Çığlıklar ve Fısıltılar
)
1973 -
Scener ur ett äktenskap
(
Evlilik Yaşamından Sahneler
)
1974 -
Trollflöjten
(
Sihirli Flüt
)
1975 -
Ansikte mot ansikte
(
Yüz Yüze
)
1977 -
Das Schlangenei
(
Yılanın Yumurtası
)
1978 -
Son Bahar Sonatı
1979 -
Farö-Doküment 1979
(
Farö Adası
)
1980 -
Aus dem Leben der Marionetten
(
Kuklaların Yaşamından
)
1983 -
Fanny och Alexander
(
Fanny ve Alexandre
)
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Cevapla
Kapat
Saat: 08:54
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...