Arama


Kral_Aslan - avatarı
Kral_Aslan
VIP MsXTeam
1 Ekim 2007       Mesaj #1
Kral_Aslan - avatarı
VIP MsXTeam

yazı makinesi-DAKTİLO

Ad:  Önemli İcatlar - Daktilo1.jpg
Gösterim: 1258
Boyut:  58.3 KB

baskı hurufatına benzer karakterlerle kâğıt üzerine yazı yazılmasını sağlayan makinelerin ortak adı. Tipik bir yazı makinesinde, klavye üzerindeki tuşlar yardımıyla hareket ettirilen çubukların ucuna takılmış karakterler mürekkepli bir şerit üzerinden kâğıda çarptırılır; kâğıt bir merdanenin üzerine sıkıştırılmış durumdadır; merdane her çarpmadan sonra bir karakter ileri gider ve satır sonunda kaç satır ara verilmesi isteniyorsa o kadar döndürülür.

İlk yazı makinesi örnekleri 19. yüzyılda ortaya çıktı. Çoğu buluşta olduğu gibi, çağdaş daktilonun da pek çok öncüsü olduğu için, daktilonun mucidi olarak tek bir kişinin ismini vermek zordur. "El yazısını matbaalardakine benzer usulde basılmış harflerle değiştirebilen makine", yani daktilo için ilk patent, İngiltere'de Kraliçe Anne tarafından 7 Ocak 1714'te İngiliz su mühendisi Henry Mill'e verildi, ama Mill bu buluşunu hayata geçirmedi. Böylece daktilonun icadı 1808'de Pellegrino Turri'ye (adı farklı biçimlerde kaydedilmiştir) kalmış oldu. Turri, bu daktiloyu görme engelli dostu Kontes Carolina Fantoni'nin kolay yazı yazabilmesi için icat etmişti. 1808 ile 1810 yılları arasında Kontes'in, Turri'nin daktilosuyla yazmış olduğu 16 mektup ve 1 deneme, bugün Reggio'da (İtalya) korunmaktadır.

Turri'nin makinesinde her harfin doğrudan kağıt üzerine basılmasını sağlayan minik tokaçlar olduğu anlaşılıyor. Hepsi aynı noktaya vuruş yapabilen harf çubuklarını da büyük olasılıkla ilk kez Xavier Progin icat etti, patentini 1833'te aldı. Çok sayıda üretilen ilk daktiloyu ise bir papaz olan Malling Hansen (Danimarka) 1865'te icat etti. Bu daktilo ilk kez 1870'te üretildi ve skrivekugle (yazar top) adıyla piyasaya sürüldü. Hansen'in skrivekugle'si büyük başarı sağladı ve tüm dünyada satıldı, ama tüm daktiloların standart tasarımına dönüşmedi.

Bunların çoğu büyük ve hantal makinelerdi, bazıları boyut ve biçim açısından piyanoyu andırıyordu. İlk kullanışlı yazı makinesini 1867’de ABD’li mucit Latham Sholes geliştirdi. Ertesi yıl patentini aldığı ikinci modeliyle, kalemle yazılandan da hızlı yazı yazmak olanaklı duruma geldi. Makine aslında oldukça yetersizdi, ama buluşunu izleyen beş yıl içinde Sholes aygıtını daha da geliştirdi ve 1873’te Iİion’daki (New York) E. Remington and Sons şirketiyle bir üretim anlaşması imzaladı. Piyasaya sürülen ilk yazı makinelerinin bazı özellikleri günümüze değin uygulanageldi. Bunlar, harf atlamalı ve geri çekme mekanizmalı merdane; geri çekilirken merdanenin satır aralığı verecek biçimde dönmesini sağlayan eşapman; harf çubuklarının ortak bir merkezde şeride çarpmasını olanaklı kılacak biçimde yerleştirilmesi sistemi; harf çubuklarının tuş kolları ve yaylar yardımıyla hareket ettirilmesi; karakterlerin kâğıda mürekkepli şerit aracılığıyla aktarılması; tuşların klavyeye standart bir düzende yerleştirilmesi uygulamalarıydı. Kitabının taslağını basımevine yazı makinesiyle yazılmış halde teslim eden ilk yazar Mark Twain oldu.

İlk yazı makinelerinde karakter çubuklarını kaldırma mekanizması yoktu ve yalnızca büyük harfler kullanılabiliyordu. Tuş sayısını artırmadan hem küçük hem büyük harfle yazabilme sorunu, harf çubuklarının ucuna, üste büyük harf, bunun altına da aynı harfin küçüğü eklenerek ve merdaneyi indirip kaldıran bir mekanizma geliştirerek çözüldü. Bir süre sonra da karakter çubuklarının kaldırılıp indirilmesine geçildi.

1880’lerde, harf çubukları yerine harf çarkları kullanılmaya başladı. Bu mekanizmada, karakterler belirli bir düzende yerleştirilmiş çubuklann ucuna değil, bir çemberin ya da bileziğin çevresine takılıyordu.

Tuşların yardımıyla ilgili karakterler kâğıdın karşısına getiriliyor ve bir tetik mekanizmasıyla çarptırılıyordu. Günümüzde, özellikle elektrikli yazı makinelerinde ve bilgiyazarlarda (printer) bu tür harf çarklarından yararlanılır. Harf çarklarının üstünlüğü, değişik karakterlerde harflerin yazılmasına olanak sağlamasıdır.

İlk yazı makinelerinin bir başka ortak özelliği de mürekkepli şerit kullanımıydı. Makaralara sanlı olarak makineye yerleştirilen şerit, her çubuğun çarpmasından sonra bir adım ilerliyor ve makaralardan biri tümüyle boşaldığında bu kez geri sararak karakterlerin önünden geçiyordu. Bazı makinelerde ise mürekkep stampalanndan yararlanılıyor, kullanımdan önce karakterler bu stampada mürekkepleniyordu.

Sessiz yazı makineleri.


Sessiz yazı makinelerinde çubukların merdaneye daha yavaş ama aynı momentumla çarpması sağlanır. Öbür makinelere oranla çok daha sessiz çalışmasına karşılık, bu makinelerle iyi baskı ve karbon kopya elde etme olanağı daha düşüktür.
Elektrikli yazı makineleri. Elektrikli yazı makineleri de temel olarak mekanik makinelere benzer, ama bunlarda karakterlerin çarpma etkisi bir elektrik motoru aracılığıyla elde edilir. Yazıcı ilgili tuşa bastığında, harfin kâğıda çarpması, merdanenin ilerlemesi gibi işlemler otomatik olarak gerçekleşir. Bu işlemler, elektrik motorunun miline bağlı kollardan oluşan bir mekanizma aracılığıyla yerine getirilir. Bu makinelerin üstünlükleri, daha hızlı ve düzgün yazma olanağı sağlaması, daha çok karbon kopya elde edilmesine elverişli olması ve yazıcıyı daha az yormasıdır.

İlk elektrikli yazı makinesini


1872’de Thomas A. Edison gerçekleştirdi. Baskı çarklı bu makine daha sonraları şeritli türe dönüştürüldü. 1920’de James Smather elektrikli yazı makinelerini bürolarda kullanıma uygun duruma getirdi. 1961’de International Business Machine Corporation (IBM), üzerinde karakter kabartmalarının bulunduğu küre biçimli baskı kafasıyla çalışan elektrikli yazı makinelerini piyasaya sürdü. Küresel baskı kafası merdaneye paralel bir ray üzerinde hızla hareket edebiliyor, dönerek ve yatarak istenen biçimdeki harflerin kâğıda çarpmasını sağlıyordu. Kafanın bu biçimde hareket etmesi, merdanenin sabit tutulmasını olanaklı kıldı.

kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Safi; 5 Ocak 2017 19:38
Hayatın ne anlamı var.. Yanımda sen olmayınca....