Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
24 Kasım 2015       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Seramik
Seramik bir veya birden fazla metalin, metal olmayan element ile birleşmesi ve sinterlenmesi sonucu oluşan inorganik bileşiktir. Günümüzde bu tanım, çömlek, tuğla ve porselenleri içeren klasik seramik tanımına göre daha geniş bir material grubunu içermektedir. Kelime kökeni olarak eski yunancada “yanık/yanmış madde” anlamındaki keramikos’tan gelir. Genellikle kayaların dış etkiler altında parçalanması ile oluşan kil, kaolen ve benzeri maddelerin yüksek sıcaklıkta pişirilmesi ile meydana gelirler. Bu açıdan halk arasında pişmiş toprak esaslı malzeme olarak bilinir. Örneğin, cam, tuğla, kiremit, taş, beton, çimento, aşındırıcı tozlar porselen ve refrakter malzemeler bu gruba girer.

Kil belirli bir üretim sürecini geçirdikten sonra, sert ve deforme olmayan, bazı özel etkenler dışında hiçbir dış etkiden kolayca etkilenmeyen bir malzeme haline gelir. Seramik malzeme üretiminde, kil hamuruna belirli maddeler katarak, değişik şekillendirme yöntemleriyle, kullanılan hamurun bünyesine uygun bir pişirme ile, seramik malzemeye istenilen niteliği kazandırma imkanı vardır.

Bileşiminde değişik türde silikatlar, alüminatlar, su ve bir miktar metal oksitler ile alkali ve toprak alkali bileşikler bulunan bir malzemedir. Seramik grubuna oksitler, nitritler, boridler, karbitler, silikatlar ve sülfidler girmektedir. Bazı seramiklerde iyonsal, kısmen kovalent bağ bulunabilir. Bazıları amorf, bazıları da kristal yapılıdırlar. Çok sert ve gevrektirler. Ergime sıcaklıkları yüksek (silisalüminat 2050ºC'de erir), ısı ve elektriksel yönden yalıtkandırlar. Silise %6 alüminat katılırsa ergime sıcaklığı 1550ºC'e düşer. Demir oksit ve alkali bileşikler ergime sıcaklığını daha da azaltarak 900ºC’ye kadar düşürebilir. 1750ºC'de

klasik dönemin en tipik özelliklerinden birisi de seramik kaplara ve bunların süslemelerine tüm diğer kültürlerde olduğundan daha fazla değer verilmesidir. güzel bir kap Yunan insanı için gündelik bir eşyadan öte bir sanat eseridir.
seramik kapların belli başlı dört kullanım alanı vardır:
  1. çeşitli katı ve sıvı maddeleri (yağ, su, şarap, tahıl, v.b.) depolamak ve taşımak için kullanılan ve genellikle büyük boylu kaplar (amphora, hydria, pelike, stamnos gibi)
  2. içki içilirken kullanılan ve boyutları ihtiyaca göre küçük ya da büyük olabilen kaplar (krater, oinochoe, kylix, skyphos, lebes, kantharos, psykter gibi)
  3. çeşitli kişisel eşyaları (ör: takılar) veya kokulu yağları koymak için kullanılan ve genellikle ufak ve kapaklı olan kaplar (leukythos, alabastron, aryballos, askos, pyxis gibi)
  4. birtakım özel törenlerde kullanılan kaplar (loutrophoros, leukythos ve lebes gamikos gibi) kapları bunca değerli kılan en büyük etken de şüphesiz üzerlerindeki bezemelerdir. tahta, kumaş, deri benzeri malzemeler üzerine yapılan resimler günümüze ulaşamamıştır ve bugün Yunan resim sanatı hakkında sahip olunan bilginin çoğu kapların süslemelerinden edinilenlerdir.
Genellikle mitolojik sahnelerin işlendiği bu süslemeler Yunan mitolojisi, resim sanatı ve günlük yaşamı konusunda da detaylı bilgiler vermektedir. öyle ki, arkeologlar klasik arkeoloji dönemlerinden bazılarını bu süslemelere göre yapmışlardır (ör: protogeometrik, geometrik, orientalizan gibi). bu dönemlerdeki süslemeler önce basit çizgiler, ardından basit geometrik süslemeler, sonra çok daha özen ve emekle hazırlanmış geometrik bezemeler ve çoğu zaman da stilize olmaktan öteye gidemeyen insan ve hayvan resimleri içerirler.

Daha sonraları ise m.ö. 6. ve 5. yüzyıllarda ortaya çıkıp yaygınlaşan iki teknik klasik dönem boyunca en etkin bezeme teknikleri olmuştur. bunlardan ilki siyah figür tekniği'dir. bu teknikte resim açık kırmızı kil yüzeyi üzerine siyah gölge olarak yapılmış ve detaylar kazıma çizgileri ile sağlanmıştır. doğal olarak bu kazıma süslemeye sert bir hava katmaktadır. yardımcı renkler olarak koyu kırmızı ve beyaz da kullanılmıştır. siyah figür tekniğinden en çok yüz yıl sonra bulunan kırmızı figür tekniği ise resmedilecek figürlerin kilin renginde bırakılması ve figürlerin dışındaki alanın siyah boyanması esasına dayanır. ardından, detaylar kırmızı figürün içine siyah fırça ile boyanmaktadır. bu şekilde sert kazıma izlerinin yerini daha yumuşak, üstelik derinlik ve üçüncü boyut hissi veren çizgilere bırakmıştır. ayrıca, bu teknik vişne kırmızısı, beyaz, altın sarısı gibi değişik renklerin kullanılmasına da izin vermiştir.
Son düzenleyen Safi; 9 Ocak 2017 01:27
SİLENTİUM EST AURUM