Arama

Seramik ve Kullanım Alanları

Güncelleme: 9 Ocak 2017 Gösterim: 17.127 Cevap: 2
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
16 Ekim 2007       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye

SERAMİK


a. (fr cöramique; yun. keramos, kil'den, kerameikos, kilden).
Sponsorlu Bağlantılar
1. Killerin, suyla kanştırıldıklarında, plastik özellikleri olan, kolayca biçimlendirilebilen bir hamura dönüşme, pişirildikten sonra da sert, sağlam ve değişmez bir yapı kazanma özelliklerine dayalı çömlek üretme sanatı. (Bk. ansiki. böl. Güz. sarıt.)
2. Çanak çömlek.
3. Seramik gereç.

—Seram. Seramik değirmeni, seramik yapımında kullanılacak hammaddeleri öğütme ve ufaltma işleminde kullanılan aygıt. (Dışı kalın sac, içi sileks ya da granit taş örgülü, silindirik bir gövdeden oluşur, iki bilyalı bir yatağa yatay bir eksende bağlanan bu gövdenin üzerinde, doldurma ve boşaltma işlemleri için küçük bir kapak vardır.)

sıf.
1. Seramik hamurundan yapılan: Seramik fayans, lavabo. Seramik takılar.
2. Ne metal ne de organik ürünler olan işlenmiş malzemeler için kullanılır.

—ANSİKL Seramik malzemelerin günümüzdeki bilimsel tanımlaması şöyledir: “Seramikler, çoğul olarak kullanıldığı zaman, metaller ve alaşımları hariç, kimyasal açıdan anorganik olan, genellikle yüksek ısıda işlemlerle elde edilen ürün ya da maddelerin tümüdür. 'Seramik' terimi tekil olarak da kullanılabilir; o zaman metalik olmayan anorganik bir katı maddeyi tanımlayan bir sıfat olur. Seramik-metal karışımı ya da az miktarda organik malzeme içeren bileşimler çok zaman seramik malzeme olarak değerlendirilir.”Geleneksel seramikler. Öncelikle camları, hidrolik bağlayıcıları (çimento, kireç) ve sac üstüne emaylan saymak gerekir. Eskiden beri bilinen diğer Seramikler pişmiş hamurun yapısına göre iki sınıfa ayrılır.

—Gözenekli seramik ürünlerin kırıkları topraksı, hamurları geçirgendir. Bu türde olanlar şöyle sıralanabilir:
  1. içindeki demir oksit oranına göre kırmızının çeşitli tonlarında görünen, geçirgen seramikler: pişmiş topraklar (terra cotta) ya da kurşunlu sırla örtülü seramikler, toprağın rengini gizleyen kalay oksitli opak emayla kaplı kalaylı fayanslar;
  2. yüksek ısıya dayanıklı refrakter ürünler;
  3. pişmiş topraklardan daha yüksek derecede pişen ve saydam bir emayla kaplı olan ince fayans gibi, ince ve beyaz geçi rgerr seramikler.
—Geçirimsiz seramikler. Bunların özellikleri daha yüksek derecede pişerek camlaşmalarından kaynaklanır. Bu türdekiler sıralanabilir:
  • masesi sert ve opak olan greseramlar;
  • masesi sert, beyaz ve yarı saydam olan porselenler. Bunlar kendi aralarında ikiye ayrılır: masesi ve sırı feldispattan ya da feldispat ile kireç karışımından oluşan sert porselenler ve masesinde yapay bir eritici (frit) ya da fosfat bulunan ve kurşunlu bir sırla kaplanan yumuşak porselenler;
  • sıhhi porselenler ("vitreous"), camsı ürünler serisinde greyle porselen arasında yer alırlar; pişim tarzları ve görünümleriyle ince fayansla porselen arası ürünlerdir.
Geleneksel seramik maselerinin ortak ana malzemesi ve plastikleştirici, özlüleştirici öğeleri kildir. Kilin başlıca türü olan kaolen beyaz seramiklerde, ince fayansta ve porselende kullanılır. Bu kile plastik olmayan malzemeler (kum, kuvars, şamot gibi sertleştiriciler) ve maseyi camlaştıran feldispat, tebeşir gibi eriticiler katılır.

Maseler, duruma göre, ıslatıcılar, karıştırıcılar ya da öğütücü değirmenlerde, malzemelerin sulu olarak karıştırılmasıyla elde edilir. Su fazlası, vakumlu preslerle, kimi zaman da kısmi kurutmayla giderilir.

Bu şekilde hazırlanan topraklar, ya dökümlerde sıvı ya da barbotin olarak işlenir ya da preste az nemlendirilerek basılır ya da plastik çamur kıvamında kullanılır. Bu son durumda başvurulan başlıca yöntemler şunlardır: çekim (çarkta), elde ya da kalibre makinesinde yapılan mulaj (biçim verme) ya da inşaat malzemeleri yapımında günden güne daha çok kullanılan haddeleme.
Biçimlendirilen ve kurutulan parçalar, süreksiz ya da sürekli fırınlarda pişirilir. Her parça, üzerindeki dekorda kullanılan boyaların türüne göre, bir, iki ya da birçok kere fırına girer, ilk pişimi alçak derecede yapılan porselen, fırından emayı kolayca tutabilecek kıvamda, gözenekli olarak çıkar. Porselen daha sonra, daha yüksek derecede pişirilir ve kesin özelliklerini bu pişimden sonra kazanır. Ama üzerinde yaldız ya da sırüstü boyalar varsa, üçüncü bir pişime girmesi gereklidir. Sırlanmamış fakat ilk pişiminde derecesini bulan parçalara “bisküvi" denir.

Sıradan çanak çömlekler ve seramik parçaları genellikle açıkta ve alevlerin etkisinde kalacak biçimde pişirilir. Buna karşılık ince çanak çömlekler, fayanslar ve porselenler, örtülü olarak, yani kasetler içinde fırına yerleştirilir. Bir seramiği pişirmek demek, gerekli sıcaklığa varmak değil, gerektiğinde pişim sırasında değiştirilebilecek belli bir atmosfer içinde, önceden saptanmış bir ısıl çevrime uymaktır.

Dekor, sırattı ya da sırüstü renkli oksitlerden, sırın kendisini ya da toprağı (astar, angob) renklendirerek yapılır. Sırlı seramikler genellikle ya sıraltıyla ya da renkli sırlarla bezenir; ince fayans ve fosfatlı İngiliz yumuşak porseleninde daha çok sırattı kullanılır; bununla birlikte, sırüstü ve renkli sırlarla (majolika) da çalışanlar çoktur. Sert porselen hemen her zaman sırüstüyle işlenir ve bu iş için de alçak derecede camlaşan renklerden yararlanılır; ama sırattı dekor, renkli topraklar, renkli sırlar, emaylar vb. de kullanılabilir.

Seramik boyalarında bileşikleri kullanılan başlıca metaller şunlardır, yeşiller, turkuvazlar, kırmızılar için bakır; koyu maviler için kobalt; morlar için manganez; yeşiller, pembeler, mercan kırmızıları için krom; sarılar için antimuan; kahverengiler ve kırmızılar için demir; sarılar için uranyum; beyazlar için kalay ya da zirkonoksit; erguvanlar, karmenler, pembeler ve leylaklar için metalik biçimiyle altın. Bu oksit ve karbonatları birbiriyle karıştırarak, sonsuz tonlar elde edilebilir.

Yeni seramikler


oksitler, karbürler, nitrürler, borürler, silisürler gibi birçok gruba ayrılabilir. Genelde bunlar kimyasal bakımdan ikili bileşikler olan, tozlardan sinterlenerek elde edilen ürünlerdir; oysa geleneksel silikattı seramikler değişik oranlardaki oksit karışımına denk düşerler.
  • Oksitler: bunlardan sert ve ateşe dayanıklı malzemeler (alümin Al203, silis SiO2, zirkon Zr02, gtusin BeO), dielektrikler (Ba Ti03), manyetik ferritler (Fe304), nükleer enerji yakıtları (U02) sayılabilir.
  • Karbürler: özellikle silisyum karbür SİC (ateşe dayanıklı ve aşındırıcı), tungsten karbür WC (kesme takımları) kullanılır.
  • Nilrürler: 1970'ten bu yana “termomekanik" seramiklerin (motorların ateşleme donanım parçaları), özellikle de silisyum nitrürün (Si3N4) ve SiAION bileşiklerinin, bor nitrürün (BN) [hepsi farklı allotropiler gösterir] gelişimine tanık olunmaktadır.
  • Borürler: bunlar çok sert ve aşındırıcıdır (B4C...).
  • Silisürler: korozyona karşı yüksek bir direnç gösteren malzemelerdir (MoSi2...).
Yeni seramikler arasında sermetleri ve yapısında seramik bir evrenin yer aldığı diğer karma malzemeleri de saymak gerekir. Yeni seramiklerin elektrik (iyonlara karşı yalıtkan ya da iletken), manyetik (ferrimanyetik), mekanik (sertlik, yüksek direnç), ısıl (ateşe dayanıklılık), kimyasal (düşük tepkinlik) özelliklerine bağlı olarak pek çok kullanım alanı vardır.

—Güz. sant. Seramik, ısıya ve kötü hava koşullarına dayanma özelliğiyle uygarlıkların en iyi tanıklarından biridir, ilk kez Ye- nitaş döneminde ortaya çıktı: Tuna bölgelerinde görülen şeritli seramik; kabartma bezekli, perdahlı siyak seramiklar, özellikle de Cortaillod seramiği); kazıma bezekli seramik (Chassey konaklama yeri). Boyalı seramikler IV. binyıl'da aynı anda, üsluplaştırılmış bezemelerle Mısır (Gerze seramikleri) ve Mezopotamya'da (Samerra, Sus) ortaya çıktı. Bu tür boyalı bezemeler Yunanistan'da, Mykenai’de geometrik bir üslup olarak, Girit'te de (ilk, orta ve son minos) daha natüralist bir nitelik kazanarak devam etti. Zaten Yunanlılar daha sonraları, seramik ressamlığında ustalaşarak, birçok kupa ve vazoyu, önce geometrik motiflerle, sonra da siyah ve kırmızı figürlerle süslediler. İtalya’da Etrüskler "bucchero nero" adıyla anılan derinliğine karartılmış ve madeni bir görünüm verilmiş bir seramik türü ürettiler; İ.Ö. III. yy.'da bunun yerini, "Arezzo çanak çömleği" adı verilen, mühür baskılarla bezeli, ince, kırmızı bir seramik aldı. Bu seramik türü daha sonra Roma döneminde perdahlı ıspanyol-mağrib fayansı (1428)
DEVAMI Seramik Sanatı (Keramik)
Son düzenleyen Safi; 9 Ocak 2017 02:30
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
24 Aralık 2007       Mesaj #2
nünü - avatarı
Ziyaretçi
Seramik
MsXLabs.Org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

Sponsorlu Bağlantılar

Kilden yapılmış çini, tabak, kâse, fincan, vazo, testi ve levha gibi şeylerin genel adı. Güzel sanatların bir koludur. Seramiğin hammaddesi kildir. Killer volkanik kütlelerin çeşitli doğa olayları sonucu ayrışarak, suların etkisiyle sürüklenip belirli yerlerde birikmesinden oluşur. Saf olanları beyazdır. Kaolin saf bir kil çeşididir.

Killere istenilen biçim verilebilir. En iyi cinsleri açık kurşunî, mavimtırak ve sarımtırak renkte olanlarıdır. Pişince renklerini kaybetmezler, ateşe dayanıklıdırlar. Kurutulmuş kil %20-40 oranında su ile karıştırılınca koyu bir hamur oluşur. Bu hamura istenilen biçim verilerek kurutulur. Havada kuruyan hamurun hacmi biraz küçülür buna "kuruma eksilmesi" denir. Fırında pişirilen seramik hamurlarında da küçülme görülür, buna "pişme eksilmesi" denir. Bu küçülmeler %25 oranındadır. Killere biçim verilirken hacimleri biraz büyük tutulur. Hamurların kurumaya bırakılmasıyla oluşan bu eksilmeler ve küçülmeler ayrıca yapılan eşyaların çatlayıp kırılmasına da neden olabilir. Bunları önlemek için kilden yapılan hamura, feldispat, kum, tebeşir, grafit, kuvars gibi maddeler katılır. Seramik eşya, kullanılan toprağın cinsine ve yapılışına göre üçe ayrılır: Pişmiş toprak eşya (çanak, çömlek, vazo, testi vb.); çini ve porselen. Seramik eşyalar, killerin işlenmesi bakımından da gözenekli ve gözeneksiz olmak üzere ikiye ayrılır. Gözenekli seramikle çanak-çömlek gibi eşyalar yapılır. Sıvıları, yağları geçirmemesi için, kurşunlu sırla kaplanır. Gözeneksiz seramik, çinilerle porselen eşya yapımında kullanılır. Çiniler, ikinci bir pişirmeyle, porselen eşyalar ise pişirildikten sonra sırlanır.

Seramik Genel Tanımıyla;


Organik olmayan (inorganik) malzemelerin oluşturduğu bileşimlerin, çeşitli yöntemler ile şekil verildikten sonra sırlanarak veya sırlanmayarak sıcaklık ile pişirilerek sertleştirilip dayanıklılık kazandırılması bilim ve teknolojisidir.
Günümüzde teknoloji seramiklerinin üretim süreçleri klasik tanımdan oldukça farklılık gösterir.
Teknoloji seramikleri spesifik (kimyasal, mekaniksel ve fiziksel) özelliklerin geliştirilmesi amaçlı süreçleri içerir.
Her iki üretimde de pişirim esastır.

Seramik Teknik Tanımıyla;


Seramik bir veya birden fazla metalin, metal olmayan element ile birleşmesi ve sinterlenmesi sonucu oluşan inorganik bileşiktir. Genellikle kayaların dış etkiler altında parçalanması ile oluşan kil, kaolen ve benzeri maddelerin yüksek sıcaklıkta pişirilmesi ile meydana gelirler. Bu açıdan halk arasında pişmiş toprak esaslı malzeme olarak bilinir. Örneğin, cam, tuğla, kiremit, taş, beton, çimento, aşındırıcı tozlar porselen ve refrakter malzemeler bu gruba girer. Kil belirli bir üretim sürecini geçirdikten sonra, sert ve deforme olmayan, bazı özel etkenler dışında hiçbir dış etkiden kolayca etkilenmeyen bir malzeme haline gelir. Seramik malzeme üretiminde, kil hamuruna belirli maddeler katarak, değişik şekillendirme yöntemleriyle, kullanılan hamurun bünyesine uygun bir pişirme ile, seramik malzemeye istenilen niteliği kazandırma imkanı vardır. Bileşiminde değişik türde silikatlar, alüminatlar, su ve bir miktar metal oksitler ile alkali ve toprak alkali bileşikler bulunan bir malzemedir. Bazı seramiklerde iyonsal, kısmen kovalent bağ bulunabilir. Bazıları amorf, bazıları da kristal yapılıdırlar. Çok sert ve gevrektirler. Ergime sıcaklıkları yüksek (silis 1750ºC'de alüminat 2050ºC'de ergir), ısı ve elektriksel yönden yalıtkandırlar. Silise %6 alüminat katılırsa ergime sıcaklığı 1550ºC'e düşer. Demir oksit ve alkali bileşikler ergime sıcaklığını daha da azaltarak 900ºC’ye kadar düşürebilir.

Son düzenleyen Safi; 9 Ocak 2017 01:25
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
24 Kasım 2015       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Seramik
Seramik bir veya birden fazla metalin, metal olmayan element ile birleşmesi ve sinterlenmesi sonucu oluşan inorganik bileşiktir. Günümüzde bu tanım, çömlek, tuğla ve porselenleri içeren klasik seramik tanımına göre daha geniş bir material grubunu içermektedir. Kelime kökeni olarak eski yunancada “yanık/yanmış madde” anlamındaki keramikos’tan gelir. Genellikle kayaların dış etkiler altında parçalanması ile oluşan kil, kaolen ve benzeri maddelerin yüksek sıcaklıkta pişirilmesi ile meydana gelirler. Bu açıdan halk arasında pişmiş toprak esaslı malzeme olarak bilinir. Örneğin, cam, tuğla, kiremit, taş, beton, çimento, aşındırıcı tozlar porselen ve refrakter malzemeler bu gruba girer.

Kil belirli bir üretim sürecini geçirdikten sonra, sert ve deforme olmayan, bazı özel etkenler dışında hiçbir dış etkiden kolayca etkilenmeyen bir malzeme haline gelir. Seramik malzeme üretiminde, kil hamuruna belirli maddeler katarak, değişik şekillendirme yöntemleriyle, kullanılan hamurun bünyesine uygun bir pişirme ile, seramik malzemeye istenilen niteliği kazandırma imkanı vardır.

Bileşiminde değişik türde silikatlar, alüminatlar, su ve bir miktar metal oksitler ile alkali ve toprak alkali bileşikler bulunan bir malzemedir. Seramik grubuna oksitler, nitritler, boridler, karbitler, silikatlar ve sülfidler girmektedir. Bazı seramiklerde iyonsal, kısmen kovalent bağ bulunabilir. Bazıları amorf, bazıları da kristal yapılıdırlar. Çok sert ve gevrektirler. Ergime sıcaklıkları yüksek (silisalüminat 2050ºC'de erir), ısı ve elektriksel yönden yalıtkandırlar. Silise %6 alüminat katılırsa ergime sıcaklığı 1550ºC'e düşer. Demir oksit ve alkali bileşikler ergime sıcaklığını daha da azaltarak 900ºC’ye kadar düşürebilir. 1750ºC'de

klasik dönemin en tipik özelliklerinden birisi de seramik kaplara ve bunların süslemelerine tüm diğer kültürlerde olduğundan daha fazla değer verilmesidir. güzel bir kap Yunan insanı için gündelik bir eşyadan öte bir sanat eseridir.
seramik kapların belli başlı dört kullanım alanı vardır:
  1. çeşitli katı ve sıvı maddeleri (yağ, su, şarap, tahıl, v.b.) depolamak ve taşımak için kullanılan ve genellikle büyük boylu kaplar (amphora, hydria, pelike, stamnos gibi)
  2. içki içilirken kullanılan ve boyutları ihtiyaca göre küçük ya da büyük olabilen kaplar (krater, oinochoe, kylix, skyphos, lebes, kantharos, psykter gibi)
  3. çeşitli kişisel eşyaları (ör: takılar) veya kokulu yağları koymak için kullanılan ve genellikle ufak ve kapaklı olan kaplar (leukythos, alabastron, aryballos, askos, pyxis gibi)
  4. birtakım özel törenlerde kullanılan kaplar (loutrophoros, leukythos ve lebes gamikos gibi) kapları bunca değerli kılan en büyük etken de şüphesiz üzerlerindeki bezemelerdir. tahta, kumaş, deri benzeri malzemeler üzerine yapılan resimler günümüze ulaşamamıştır ve bugün Yunan resim sanatı hakkında sahip olunan bilginin çoğu kapların süslemelerinden edinilenlerdir.
Genellikle mitolojik sahnelerin işlendiği bu süslemeler Yunan mitolojisi, resim sanatı ve günlük yaşamı konusunda da detaylı bilgiler vermektedir. öyle ki, arkeologlar klasik arkeoloji dönemlerinden bazılarını bu süslemelere göre yapmışlardır (ör: protogeometrik, geometrik, orientalizan gibi). bu dönemlerdeki süslemeler önce basit çizgiler, ardından basit geometrik süslemeler, sonra çok daha özen ve emekle hazırlanmış geometrik bezemeler ve çoğu zaman da stilize olmaktan öteye gidemeyen insan ve hayvan resimleri içerirler.

Daha sonraları ise m.ö. 6. ve 5. yüzyıllarda ortaya çıkıp yaygınlaşan iki teknik klasik dönem boyunca en etkin bezeme teknikleri olmuştur. bunlardan ilki siyah figür tekniği'dir. bu teknikte resim açık kırmızı kil yüzeyi üzerine siyah gölge olarak yapılmış ve detaylar kazıma çizgileri ile sağlanmıştır. doğal olarak bu kazıma süslemeye sert bir hava katmaktadır. yardımcı renkler olarak koyu kırmızı ve beyaz da kullanılmıştır. siyah figür tekniğinden en çok yüz yıl sonra bulunan kırmızı figür tekniği ise resmedilecek figürlerin kilin renginde bırakılması ve figürlerin dışındaki alanın siyah boyanması esasına dayanır. ardından, detaylar kırmızı figürün içine siyah fırça ile boyanmaktadır. bu şekilde sert kazıma izlerinin yerini daha yumuşak, üstelik derinlik ve üçüncü boyut hissi veren çizgilere bırakmıştır. ayrıca, bu teknik vişne kırmızısı, beyaz, altın sarısı gibi değişik renklerin kullanılmasına da izin vermiştir.
Son düzenleyen Safi; 9 Ocak 2017 01:27
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

3 Mayıs 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
29 Kasım 2015 / Misafir Cevaplanmış
29 Haziran 2017 / Mira Mühendislik Bilimleri
14 Eylül 2008 / CrasHofCinneT Mühendislik Bilimleri
14 Haziran 2013 / insomnia42 Mühendislik Bilimleri