Arama

Timurhan (Timur) - Tek Mesaj #1

KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
20 Aralık 2007       Mesaj #1
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!

Timur

Ad:  Timur1.jpg
Gösterim: 8124
Boyut:  59.1 KB

TİMURLENK ya da AKSAK TİMUR olarak da bilinir
(d. 11 Mart 1336, Hoca Ilgar, Keş, Semerkand yakınları - ö. 19 Mart 1405, Otrar, Çimkent yakınları),
Hindistan ve Rusya’dan Akdeniz’e kadar uzanan bir imparatorluk kurmuş Müslüman hükümdar.

Barlas kabilesinin reisi Taragay ile Çağatay emirlerinden birinin kızı Tekin (ya da Tekina) Hatun’un oğluydu. Gürgâniler ya da Gürcanlar olarak anılan ve Cengiz Han’a dayandığı öne sürülen bir aileden geliyordu. Çete kavgaları içinde başıboş bir gençlik dönemi yaşadı. Bir ağıl baskınında eli ve ayağı sakat kaldıktan sonra “lenk” (aksak) lakabıyla anılır oldu. 1350’lerin başlarında Çağatayların Semerkand emiri olan Kazgan Han’ın hizmetine girdi. Emirin güvenini kazanarak ordusunda subaylığa yükseldi ve kızıyla evlendi. Kazgan Han ölünce onun yerine geçen oğlu ile anlaşamadı ve öteki kayınbiraderi olan Herat emiri Hüseyin’in yanına gitti. 1363-69 arasında kabile savaşlarına katıldı. Bir süre sonra Hüseyin’le de arası açılınca bir ordu toplayarak kayınbiraderinin üzerine yürüdü. 1369’da Kunduz Savaşfnda Hüseyin öldürüldü ve Timur kısa zamanda Semerkand’ı ele geçirerek bağımsızlığını ilan etti.

Kısa zamanda güçlü bir ordu kurmayı başaran Timur, 1370’ten sonra Harezm’e bir dizi sefer düzenledi. Sultaniye, Tebriz ve Nahçıvan'ı da kapsayan Kuzeybatı İran’ı aldıktan sonra Gürcistan ve Şirvan hükümdarlarını kendisine bağladı. 1383’te Azerbaycan'ın fethini tamamladı. 1386-89 arasında Celayirlilerin kuzeydeki topraklannı ele geçirdi. Karakoyunlularm elindeki Ahlat ve Van gibi merkezleri aldıktan sonra İran'ın içlerine doğru ilerleyerek Meraga, Rey ve İsfahan’da binlerce insanı kılıçtan geçirdi. Sibirya'dan Kafkasya'ya uzanan Altın Orda Devleti’ni önceleri desteklediyse de, sonradan bu devlete karşı akmlara girişti ve kendisinin batıda bulunmasından yararlanarak Maveraünnehir’i işgal etmiş olan Altın Orda hanı Toktamış’ı yenilgiye uğrattı.

1398'de çıktığı Hindistan seferinden büyük bir servetle döndükten sonra yeni seferlere girişti. Batıya düzenlediği sefer sırasında Celayirli hükümdarı Ahmed ile Karakoyunlu hükümdarı Kara Yusuf Osmanlı padişahı I. Bavezid'e (Yıldırım) sığındılar. Bayezid’ den bu iki hükümdarın kendisine teslim edilmesini isteyen Timur, bu isteği geri çevrilince Anadolu'nun içlerine doğru ilerlemeye başladı. Erzincan’ı ele geçirdikten sonra Doğu Anadolu'daki kent ve kasabaları yakıp yıkarak Suriye’ye kadar ilerledi. 14Ö2'de ikinci kez Anadolu’ya girdi ve Ankara yakınlarında yapılan savaşta (Ankara Savaşı) I. Bayezid’i yenilgiye uğratarak tutsak aldı. Bursa’daki Osmanlı hâzinelerini ele geçirmesini sağlayan bu savaşın ardından İzmir'e değin ilerleyen Timur Anadolu Beylikleri’ne yarı bağımsız olma hakkı tanırken, daha önce OsmanlIların almış olduğu topraklannı geri verdi. 1403’te Bayezid'in ölümünden kısa bir süre sonra Anadolu'dan çekildi. I. Bayezid karşısında kazandığı zafer OsmanlIların Avrupa’ya yayılmasını ve Konstantinopolis’in (İstanbul) fethini yarım yüzyıl geciktirdi.

Timur 1404’te, oldukça hasta olmasına karşın Çin’deki Ming hanedanına karşı saldırı hazırlıklarına başladı. Steplerdeki bütün kuvvetlerini toplayıp, hazine ve ganimetlerini de alarak sefere çıktı. Ama Ot- rar’a ulaştıktan kısa bir süre sonra öldü. Cesedi mumyalanarak Semerkand’a getirildi ve sonradan Gûr-i Emir adlı türbeye gömüldü.

Çin seferi yarım kalınca, Timur’un oğullarıyla torunları kimin başa geçeceği konusunda savaşmaya başladılar. Ama Timur’un hanedanı bu iç çatışmalara karşın bir yüzyıl daha varlığını sürdürdü (Timurlular).

Bilime büyük ilgi duyan Timur gittiği her yerde bilginleri ve düşünürleri çevresine toplar ve onlarla uzun tartışmalara girerdi. Ama hepsinden önce, Cengiz Han’ın geliştirdiği savaş tekniklerinin ustasıydı. Düşmanlarının siyasal, ekonomik ve askeri zayıflıklarını kullanmayı iyi bilir, bir sefere girişmeden önce casus göndererek düşmanı içten zayıflatmaya çalışırdı. Bugün İngiltere’den Çin’e kadar birçok ülkenin diplomatik arşivlerinde yer alan kayıtlar onun rakipleriyle yürüttüğü görüşmelerdeki ustalığını ortaya koymaktadır. Savaşta hareketlilik ve şaşırtmaca taktiklerine başvuran Timur, ne zaman geri çekilip beklemesi gerektiğini de iyi bilirdi.
Günümüzde Timur hakkında çok az belge bulunmakla birlikte, bunlar son derece geniş bilgiler içermektedir. Seferlerine ilişkin kayıtlar Farsça düzyazı ve Türkçe şiirler halinde günümüze ulaşmıştır. Şerefeddin Ali Yezdî’nin Zafername (1957) adlı yapıtı da Timur’un kendi ağzından yazılmış ruznamelere dayanır.

Aynca Arap tarihçi İbn Haldun Suriye seferi sırasında Timur’la görüşmeleri içeren bir belge bırakmıştır. Ispanya elçisi ile papalık elçisinin Semerkand’da bulunduktan sırada kaleme alınmış anı ve izlenimleri ile birçok ülkenin arşivinde yer alan diplomatik yazışma belgeleri günümüze kalan başka kaynaklardır. Birçok müzede de üstünde Timur’un üçgen armasının yer aldığı paralardan oluşan koleksiyonlar vardır. Timur’un devlet yönetimi üzerine düşüncelerini aktardığı “Tüzük” adlı yapıtı eski harflerle Timur ve Tüzükâtı 1923 yeni harflerle de Benim Devletim 1974) adıyla yayımlanmıştır.

Timur’un Gûr-i Emir’deki mezarı 1941’de Sovyet arkeologlannca açılıp incelendi. Mezarda bulunan, bir Tatara göre uzun boylu sayılacak, iri, güçlü bir bedensel yapısı olduğu anlaşılan, sağ eli ve sağ bacağı sakat bir insanın iskeletiydi; yanında da kestane rengi bıyık kalıntılarına rastlandı. Sonradan bu kalıntılara dayanılarak Timur’un büstü yapıldı.

kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Safi; 23 Mart 2017 20:04
Gerçekçi ol imkansızı iste...