Arama

Deniz Nedir? - Tek Mesaj #1

nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
10 Ocak 2008       Mesaj #1
nünü - avatarı
Ziyaretçi

DENİZ

Ad:  deniz1.JPG
Gösterim: 267
Boyut:  18.2 KB

1. Bırbirleriyle bağlantın ve düzeyleri aynı olan okyanus suları bütünü.
2. Dünyadaki okyanusların, hidrografya (kıta ya da ada sınırları) ve hidroloji (sıcaklık, tuzluluk, akıntılar) açısından belirlenmiş bölümleri.
3. Denizle ilgili eğlence ve etkinlikler açısından ele alındığında deniz kıyısı, kıyı bölgesi, kıyı kenti, plajlar vb.: Tatilde denize gitmek.
4. Deniz suyu: Deniz sıcaklığı.
5. Bir şeyin çok ve yaygın bulunduğu geniş alan: Çiçek denizi. Kum denizi.
6. Yayılmış, bol miktarda sıvı: Kan denizi.
7. Ed. Bir tamlayanla, sınırsız çokluk, yaygınlık, yoğunluk belirtir: Ülke umutsuzluk denizine düşmüştü. Tragedyalarda kahramanlar çoğu kez tutku denizinde yüzerler. Uçak kazasından sonra havaalanı gözyaşı denizine döndü.
8. Denizin dalgalı durumu: Bugün balığa gidemeyiz, deniz var.
9.
  • Deniz derya ayaklar altında, bir yerin deniz manzaralı olduğunu belirtmek için söylenir.
  • Deniz bindirmek, birden denizde fırtına çıkmak.
  • Deniz çıkmak, denizde fırtına başlamak.
  • Deniz durmak, düşmek, denizde fırtına dinmek, deniz yatışmak.
  • Deniz hamamı, plaj (halk).
  • Deniz kurdu, güçlükler içinde pişmiş, deneyimli eski denızci.
  • Deniz tutmak, geminin sallanması' yüzünden midesi bulanarak hastalanmak.
  • Denizde balık, ele geçirilip geçirilemeyeceği önceden belli olmayan şeyler için söylenir.
  • Denizde kum, onda para, bir kimsenin çok paralı olduğunu anlatmak için şaka yollu kullanılır.
  • Denizden bir Lauros-Giraudon avuç su, bir şeyin çokluğuna oranla oldukça küçük bölümü.
  • Denizden, sudan çıkmış balığa dönmek, yeni girdiği bir ortamda çok sıkıntı çekmek.
  • Denizden geçip çayda, derede boğulmak, büyük güçlüklerin üstesinden gelmişken küçük bir engele takılarak başarısızlığa uğramak.
  • (Düşmanı) denize dökmek, düşmanı denize kadar kovalayıp, denizde yok etmek.
  • Denize girse kurutur, bir kimsenin en elverişli koşulları, en verimli bir ortamı bile tersine çevirebilecek yeteneksizlikte olduğunu vurgulamak için söylenir.
  • Denize su götürmek, taşımak, zengin bir kimseye küçük hediye vermek.
—Anorg. kim. Deniz tuzu, deniz suyunun buharlaştmlmasıyla elde edilen sodyum klorür.

—Ask. denize.
  • Deniz hava eri, uçakların ve deniz uçaklarının ayarlanması ve bakımıyla görevli er.
  • Deniz inzibatı ya da polisi, gemide eratın disiplinini sağlamakla, karada ordu mallarını korumak ve askeri suçları önlemekle görevli deniz askeri.
  • Deniz komutanlığı bölgesi, deniz saha komutanlığı sınırları içinde kalan daha küçük deniz bölgesi.
  • Deniz kuvvetleri, bir ülkenin silahlı kuvvetlerine bağlı gemilerin, uçakların ve kara birliklerininin tümü.
  • Deniz piyadesi, çıkarma harekâtlarında kıyıya ilk varan, plajları tutarak arkadan gelen vurucu gücü üstün piyade birliklerine kolaylık sağlayan deniz kuvvetlerine bağlı sınıf.
  • Denizden denize güdümlü füze, bir savaş gemisinden bir deniz hedefine fırlatılan taktik güdümlü füzesi.
—Bot. Deniz yumağı, denizin kıyıya attığı denizhasırı (posidonıa) yapraklarının liflerinden oluşan yumak.

—Denizbil. Deniz hidrolojisi, DENİZBİLİM’ in eşanlamlısı.
  • Deniz kolu, ince uzun deniz alanı.
  • iç deniz, ancak başka bir deniz aracılığıyla okyanusa bağlanabilen deniz. (iç denizlerin, temel özellikleri hidroloji bilançolarının sık sık artı olması (tuzsuzlaşma havzası) ve derinlerdeki suların göreceli olarak durallaşmasıyla sonuçianabilen su tabakalanmasıdır.) [Örneğin Karadeniz, Baltık denizi.]
  • Kapalı deniz, büyük boyutlu göl (Hazar denizi).
  • Kıtasal ya da kıtalararası deniz, eşikler ya da boğazlarla okyanustan ayrılan derin deniz. (Öbür denizlerden kopuk olması, eşiklerle bölümlenmesi, özerk çevrimlerinin olması, hidroloji bilançosunun çeşitliliği ve dip sıcaklığının yüksek olması temel özellikleridir.)
  • rüzgâr denizi, yerel rüzgârla çalkalanan deniz bölgesi. (Uygulamada dalgaların doğuş alanıyla karıştırılır. Rüzgâr denizi, düzensiz küçük sırtların aştığı kesintili iri dalgalardan oluşur.)
—Denize.
  • Deniz almanağı, içinde denizcilikle ilgili gökbilim hesapları için gerekli öğelerin bulunduğu hesap çizelgeleri kitabı. (Güneş, gezegenler, yıldızlar için almanağın girişinde yükseklik düzeltim cetvelleri bulunur. Ay için almanağın sonunda yükseklik düzeltim cetvelleri ayrıca verilmiştir. Yine almanağın son bölümünde, kutup yıldızından alınacak yükseklik ile enlem bulunmasında kullanılan düzeltim cetvelleri yer alır. Güneş'in, Ay'ın doğuş ve batış zamanları ile alacakaranlık süreçleri de almanakta belirtilir.)
  • Deniz çukuru, LONGOZ’un eşanlamlısı.
  • Deniz dibi doğası, gemilerin demirlemesi bakımından bir deniz çökelinin jeoteknik niteliği.
  • Deniz kurdu, deneyimli ve usta denizci.
  • Deniz raporu, bir sefer sırasındaki olayların, kaza ya da hasarın kaptan tarafından yazılı olarak belirtilmesi.
  • Deniz var, denizin fırtınalı olduğunu belirtir deyim.
  • Denizde çatışmayı önleme kuralları, demirli ya da seyir halinde olan gemilerin uyması gereken ve deniz trafiğini düzenleyen kurallar.
  • Kaba deniz, büyük dalgalı deniz.
Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 20 Eylül 2018 17:59