Arama


Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
13 Ocak 2008       Mesaj #2
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi

'Aile Planlaması, Çocuk Yapmama ya da Nüfusu Azaltma Anlamına Gelmiyor'


Mardin Kadın Doğum Hastanesi ve Çocuk Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Adem Özden, aile planlamasının ailedeki kişi sayısını sınırlama, çocuk yapmama ya da nüfusu azaltma anlamına gelmediğini söyledi. Türkiye'de kadınlar arasında istenen çocuk sayısıyla ilgili olarak yapılan araştırma hakkında bilgi veren Dr. Adem Özden, Mardin'de ve bölgede yapılan araştırmalar sonucunda, istenen çocuk sayısıyla sahip olunan çocuk sayısı arasında belirgin bir fark olduğunun tespit edildiğini belirtti.

Özden, "Kadınlar arasında bölgemizde ortalama istenen çocuk sayısı 1-3 iken, sahip olunan çocuk sayısı ise ortalama 7 civarında. Ülkemizin batısında ise ortalama istenen çocuk sayısı 2-3 iken, ortalama sahip olunan çocuk sayısı 3 ile 4 arasında değişiyor. Bunun en önemli nedeni eğitimsizliktir. Bayanların eğitim seviyesi arttıkça 'aile planlaması' bilincinin arttığı görülmüştür. Ülkemizde üniversite mezunu bayanların sahip olduğu çocuk sayısı 1-2 iken, okur yazar olmayanlarda bu rakam 6-7'dir" dedi.

Nüfus artışının eğitimsizliği beraberinde getirdiğini savunan Dr. Özden, eğitimsizliğin de aşırı doğurganlığı beraberinde getirdiğine dikkat çekerek, bu kısır döngünün eğitimsizlik ayağında kırılması gerektiğini dile getirdi.
"Ailelerin istedikleri zaman, istedikleri sayıda ve bakabilecekleri kadar çocuk sahibi olmaları" olarak tanımlanan aile planlamasında amacın, anne ve doğacak bebeğin sağlıklı olması ve sağlıklı çocuklar yetiştirilmesi olduğunu kaydeden Dr. Özden, kontrolsüz olarak birbirini takip eden doğumlar ve düşüklerin anne ve çocuk sağlığını ciddi boyutlarda tehdit ettiğini ve planlamanın ailedeki kişi sayısını sınırlama, çocuk yapmama ya da nüfusu azaltma anlamına gelmediğini, hatta bir amacının da çocuk sahibi olmayan ailelere yardım ve yol göstermek olduğunu açıkladı.

Türkiye'deki nüfus artış oranının Avrupa'da ilk sıralarda olduğuna dikkat çeken Dr. Özden, "Yüksek oranlarda çocuk nüfusu, eğitimsizlik ve yoksulluk kıskacındadır. Aile planlaması yöntemlerine karşı 'toplumda kısırlık, kilo artışı, adet düzensizliği, tüylenme, cinsel isteksizlik, suni hormon içerdiği için zararlı' gibi önyargılar mevcuttur. Bunlar bilgi eksikliğinden kaynaklanmakta olup, bu önyargılar ciddi anlamda aile planlaması yöntemlerinin kullanılmasını engellemektedir. Bu nedenle aile planlamasının amaçlarından biri de, aileleri üreme sağlığıyla ilgili konularda bilgilendirmektir." şeklinde konuştu.
Dr. Adem Özden, aile planlamasının aile ve toplumsal açıdan yararları hakkında şu bilgileri verdi: "Doğum sayısının fazla olması anne-bebek sağlığını bozar. Özellikle 4. doğumdan sonra istenmeyen durum gelişme olasılığıyla anne ve bebeğin ölüm riski artar. Sık doğum, annenin sağlığını bozar. En sağlıklı annede bile iki doğum arasında en az 2-3 yıllık bir süre olmalıdır. Aile planlaması, iki doğum arasındaki süreyi ayarlamak için en iyi yöntemdir. Bir ailenin en büyük sorumluluğu; çocuklarını sağlıklı büyütmek, onların geleceklerini güvenceye almaktır. Aile, bakabileceği kadar çocuk sahibi olursa onların maddi manevi ihtiyaçlarını daha iyi bir şekilde karşılar. Aile planlaması yöntemiyle bedenen ve ruhen sağlıklı çocuklar yetişir. Hızlı nüfus artışının ekonomik gelişim üzerine olumsuz etkisi çok büyüktür. Aile planlamasıyla hızlı nüfus artışını yavaşlatarak toplumun eğitim, beslenme, konut ve çevre koşullarının iyileştirilmesi sağlanır. Bütün bunların sonucunda nüfusun niteliği iyileştirilerek sağlıklı bir toplum oluşturulur."
Son düzenleyen Safi; 2 Temmuz 2016 05:31