Arama

Antalya - Tek Mesaj #4

The_RepLaCeMeNT - avatarı
The_RepLaCeMeNT
Ziyaretçi
30 Ocak 2008       Mesaj #4
The_RepLaCeMeNT - avatarı
Ziyaretçi
Antalya'nın Şelaleleri

Kurşunlu Şelalesi Tabiat Parkı


Yöreye adını veren irili ufaklı şelalelerin bulunması maki formasyonlarının güzel örneklerini içermesi, flora, fauna ve özellikle nilüferli gölüyle üstün bir peyzaj güzelliği sergilemektedir. Kızılçam, Doğu Çınarı, Defne, Harnup, Yabani Zeytin, Sakız ağacı, Söğüt, İncir, Mersin, Böğürtlen, Yabani gül, Sütleğen, Laden, Tesbih, Kekik, Nane, Ada soğanı, Hayıt, Alıç Zakkum başlıca bitki örtüsünü oluşturur. Bunun yanında su bitkileri olarak, Topalak, Su nanesi, Kamış, Su aviyeleri, Nilüfer bulunur.
Fauna açısından, Siroz, Sazan, Yılan balığı, Alabalık, Kefal, Boz ördek, Yeşilbaş Ördek, Sakarmeke, Saz Tavuğu, Karabatak, İspinoz, Su Çulluğu, Domuz, Tilki, Tavşan, Sansar yörede yaşayan başlıca yaban hayvanlarıdır.
Ana şelale 12 m yükseklikten dökülmektedir. Döküldüğü yerde meydana gelen küçük gölcükte derinlik 5-6 m dir. Uzunluğu 36 m, genişliği 45 m ye yakındır. Ana şelale dışında daha küçük boyutlarda şelalelerde mevcuttur.

Manavgat Şelalesi

Kent gürültüsünden uzaklaşıp doğa ile başbaşa kalmak isteyenler için şelalenin çevresinde uygun piknik alanları vardır. Ayrıca çevredeki lokantalar, taze balık yeme imkanını sunarlar. Ulaşım, Manavgat'tan kalkan minibüslerle sağlanır.
Antalya'ya 80 km mesafededir. Manavgat ilçesinin 3 km kuzeyinde bulunan ve adını bu ilçeden alan şelale, ırmak sularının 4-5 m'lik bir falezden düşmesiyle meydana gelir. Az bir yükseklikten dökülmesine rağmen geniş bir alan üzerinde gürül gürül akışı görülmeye değer bir manzara oluşturur. Ayrıca Manavgat Irmağı1 m besleyen kaynaklardan en büyüğü olan karstik Dumanlı kaynağı, sol kıyıdaki dik bir kayanın yüzünde bulunan küçük mağaralardan fışkırarak çıkar. Duman ve köpük halinde 15 m kadar yükselir ve ırmağa karışır.

Yukarı Düden Şelalesi

"İskender Şelalesi" de denilen bu şelale, şehir merkezinin kuzeyinde olup merkeze 10 km uzaklıktadır. Şelalenin bulunduğu yer sık ağaçlı ve yemyeşil görünümü ile cenneti andırır. 20 m yükseklikten dökülen suyun kaynağı; şelaleye 22 km uzaklıkta olan "Kırkgöz Mevkii"dir. Mağaraya inilerek, arkadan da izlenebilen şelalede ayrıca görülmeye değer kaya mezarları da mevcuttur. Ayrıca şelalenin düştüğü yerdeki tabandan su kaynak halinde çıkmaktadır.
Piknik, restoran, kafeterya, otopark, hediyelik eşya, PTT imkanlarına sahip olan şelale; 1970-1972 yıllarında DSİ 13. Bölge Müdürlüğü tarafından "Mesire Yeri ve Piknik Alanı" haline getirilmiştir. Piknik yerlerinde masalar, su, wc bulunmaktadır. Belediye Halk otobüsü ve minibüslerle ulaşım mümkündür.


Kurşunlu Şelalesi


Kurşunlu Şelalesi, Antalya-Mersin karayolunun 24 kilometresinden sola dönülerek 7 km devam edildiğinde ulaşılan bir şelaledir.
Kurşunlu Şelalesi'ne su 18 metre yükseklikten dökülmekte ve küçük şelaleciklerle 7 adet küçük gölet birbirine bağlanmaktadır. Kurşunlu Şelalesi 2 kilometrelik bir kanyonun içnde kalmaktadır. Bu alan 1986 yılında park haline getirilerek ziyarete açılmıştır. Şelale ve piknik yeri 33 hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Piknik alanı içinde; manzara seyir teraslan, çocuk parkı, restoran, otopark, gezinti patikaları, içme suyu, tuvalet vardır. Ulaşım, belediye otobüsleri ve minibüslerle sağlanabilmektedir. 1991 yılında emekli cumhurbaskanı Kenan Evren'in tesvikleriyle milli parklar arasına girmiştir. "şelale çok yönlü olmakla beraber "bitki tüneli ve 200 yıllık su değirmeni "Antalya'da görülmeden geçilmemesi gereken yerler arasına Kurşunlu Şelalesi'ni de katıyor.Antalya'ya gelipte görmeden gitmeyin sakın.Pişman olursunuuz.Manzara mükemmel ,ortam mükemmel doğa sanatını konuşturmuş gerçektende.



*****
Antalya'nın Mağaraları


Karain Mağarasi

Antalya-Burdur karayolunun 13. km.”sinde Karain işaret levhasindan sola dönülerek Karain Mağarasi yoluna girilir. Antalya”ya uzakliği 27 km.”dir.1946 yilindan beri kazilar yapilmaktadir. Yapilan kazilardan, bölgenin günümüzden 50 000 yil kadar öncede yerleşim merkezi olarak kullanildiği sonucuna varilmiştir. Türkiye”nin içinde insan yaşamiş en büyük mağarasidir. Buluntular Karain”deki küçük bir müzede ve Antalya Müzesindeki Tarih Öncesi bölümünde sergilenmektedir .

Damlataş Mağarası

Damlataş Mağarası, 1948 yılında liman inşaatında kullanılacak taş için ocak açılması sırasında bulundu. Mağara, tarihi yarımadanın batı kıyısındadır. Mağaranın giriş kısmında 50 metrelik bir geçit vardır. Yüksekliği 15 metreyi bulan geçitten sonra silindirik bir boşluğa gelinir. Buradan mağaranın tabanına inilir. Yarı kriztalize kalker içinde bulunan mağaranın sarkıt ve dikitleri 15 bin yılda oluşmuştur. Mağaraya, sarkıtlardan damlamaya devam eden su damlaları nedeniyle Damlataş adı verilmiştir. Mağara, büyüleyici güzelliğinin yanı sıra astım hastalarına iyi gelen havasıyla da ünlüdür. Doktor kontrolünde mağarada belli bir süre oturarak 21 günlük tedavi kürü uygulayan hastalar vardır. Mağaranın havası yaz kış değişmez; sıcaklık 22 santigrat derece, rutubet yüzde 95, sabit basınç 760 mm’dir. Mağaranın havasında yüzde 71 azot, yüzde 20.5 oksijen, onbinde 2,5 karbondioksit ve bir miktar radyoaktivite ile iyonlar bulunmaktadır. Mağaraya giriş ücretlidir. Çevresinde küçük bir çarşı vardır, önü ise plajdır.
Damlataş Mağarası, Alanya'nın içinde ve deniz kıyısında bulunmaktadır. Merkeze 3 km. uzaklıktadır. Toplam uzunluğu 30 m. olan mağara; kuru ve yatay mağara tipindedir. 200 m'lik bir alanı kaplamaktadır. Çok sayıda sarkıt ve dikitin eşsiz bir görüntü verdiği mağara, 15 m. yüksekliktedir.
Birbirinden güzel binlerce sarkıt ve dikitlerle süslü bu mağara hemen koruma altına alınıp mağara hakkında araştırmalara başlanmıştır.
Damlataş Mağarası hakkında ilk araştırmalar, Galip Dere tarafından yapıldı. Galip Dere, gazetelerin birinde 2. Dünya Savaşı zamanında atılan gaz bombalarından korunmak için bir mağaraya sığınan Almanlar’ın içinde astımlı olanların şifa bulduklarına dair bir haber okur. Mağaranın sağlık açısından faydası konusunda resmi incelemeler başlar. Doktor ve kimyagerlerden oluşan ekibin incelemelerinden sonra mağaranın astıma iyi geldiği tespit edilir.
Damlataş Mağarası'nın kapısından içeri girince 45-50 m. uzunluğunda bir geçit, 13-14 m. çapında ve 15 m. yüksekliğinde silindirik bir boşluk, ayrıca 15000 senede oluşmuş sütunlar vardır. Mağaranın iki katlı olan boşluğu 2500 metreküp hava ihtiva etmektedir. İçindeki ısı yaz-kış 22.3 derecedir. Mutlak nem 19.6 derece nispi nem %98'dir. Mağara dış tesirlerden arınmış olup havasında bol miktarda asit karbonik vardır. Hava basıncı deniz seviyesinden biraz aşağıda olmasına rağmen 760 mm.'dir. Mağara boşluğunun tamamı 180-200 metrekaredir. Mağara etrafındaki kalınlık 10 m.'yi bulduğu için çökme ihtimali yoktur. Senenin 5-6 ayında devamlı damlar.
Damlataş Mağarası'nın Tıbbi Fonksiyonu: Mağaranın astıma iyi gelen dört vasfı olduğu tespit edilmiştir. Mağaranın ortamında bulunan normalden 8-10 misli fazla karbondioksit, yüksek oranda nem, alçak sühunet, radyoaktivite gibi unsurların ilk ikisinin astıma iyi geldiği, diğer ikisinin de yardımcı faktör olarak kabul edildiği bilinmektedir. Alanya'ya astım tedavisi için gelen hastaların, öncelikle bir doktordan mağaraya girmesinde bir sakınca olmadığına dair rapor alarak, mağaranın ilgili memuruna başvurması gerekmektedir. Tedavi süresince sembolik bir ücret ödenir.
Damlataş Mağarası turizme açıktır.

Altinbeşik Düdeni

Dünyanin en ilginç mağaralarindan birisidir. Ürünlü Köyü sinirlari içerisindedir. Altinbeşik Düdeni”ne ulaşilmasi için şu yolun izlenmesi gerekir: Antalya-Alanya yolunda Manavgat”tan sonra kuzeye Akseki yönüne dönülür. Bu yolun yaklaşik olarak 70. km.”sinden ibradi”ya yönelinir. 23 km. sonra varilan ibradi”dan Ürünlü Köyü 8 km.”dir. Ürünlü”den sonra yaklaşik 5 km.lik bir patika yolla Düden”e ulaşilir. Buraya ilk kez gelenlerin köyden bir rehber almalari ve mutlaka araziye uygun ayakkabi giymeleri gerekir.


*****

Toros Dağlarinin altindaki bu ilginç yeralti Dünya”sini görmek için özel hazirlik ve gereçler gereklidir. Yer altinda çok sayida mağara ve göl vardir. Bu göllerin su seviyeleri farkli olup aralarinda çağlayanlar oluştururlar. Mağaralarda dev boyutlarda sarkit ve dikitler mevcuttur. Bu mağara ve göllerin milyonlarca yillik bir sürecin sonucu oluştuğu bilinmektedir. Oluşum teorisi şöyledir: Kalkerli bir yapiya sahip olan bu dağlik yerde sular çatlaklardan içeriye sizmiş ve oluşan bazi kimyasal reaksiyonlarla yer yer erimeler ve böylece yer altinda küçük boşluklar oluşmuştur. Bu boşluklar suyun aşindirici ve sürükleyici etkisi ile zamanla büyüyüp mağara halini almiştir. Mağaralarda toplanan su da yer alti göllerini oluşturmuştur. Bu süreç günümüzde de devam etmektedir. Konu ile ilgilenenler ve cesur tirmanicilar için eşi bulunmaz bir doğa harikasidir.

Son düzenleyen ThinkerBeLL; 17 Ağustos 2012 14:34