Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Şubat 2008       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tesettür
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Tesettür, örtünmek anlamında İslam dini terimi. Arapça setr (s-t-r) "örtünmek/örtmek" kökünden gelir. İslam dünyasında kişilerin kıyafetleri ile ilgili hususları belirlemede kullanılan bir kavramdır. Sıklıkla kadınlar için kullanılsa da erkeklerin de vücutlarının belirli bir kısmı aynı şekilde örtülmek zorundadır. Bununla birlikte örtünme yerleri ve şekli kadın ile erkek arasında değişiklik gösterir. Genel anlamı ve örtünme bölgeleri pek değişiklik göstermese de, örtünme şekilleri kültürden kültüre ve mezhepten mezhebe farklılık gösterir. Nitekim tesettür "örtünmek" anlamına gelir ve belirli bir giysi türünü ifade etmez bunun yerine örtülmesi gerekilen yerleri ve örtünün şeklî bazı unsurlarını (örneğin transparan olup olmamasını) belirler.

Tesettür, Türban ve Başörtüsü
Tesettür kavramı sıklıkla türban kavramı ile karıştırılır. Oysa ki tesettür kavramı daha kapsamlı bir kavramdır. Türban doğrudan İslamî bir kavram değilken, tesettür bir İslam dini terimidir. Ayrıca türban farklı dinlerde de bulunan bir baş örtüsü çeşididir ve tarih boyunca bir erkek baş örtüsü olarak ön plana çıkmıştır; oysa tesettür genel anlamda İslam dinindeki örtüdür ve hem erkek hem de kadın için farklı şartlara sahip olan bir dinî giyimdir. Tesettür belirli bir giysiyi betimlemezken, türban belirli bir giysinin ismidir.
Tesettür zaman zaman baş örtüsü ile de karıştırılır. Baş örtüsü sadece başın örtülmesini kapsarken, tesettür daha genel bir terimdir ve Kur'an'da çeşitli ayetlerde belirtilen şekilde daha genel bir tür örtünmeyi tanımlar.

Hicab, Hımar ve Cilbab
Tesettür ile aynı anlamda kullanılan, Arapça ve Farsça yayınlarda tercih edilen bir başka terim de "hicab"dır. H-c-b yani "örtmek" kökünden gelen Arapça hicab terimi, salt fizikî örtünmeyi değil, daha genel bir şekilde tevazu, mahremiyet ve ahlâk gibi kavramları da kapsar.
"İslam ve Müslüman Dünya Ansiklopedisi"nde hicab şöyle tarif edilir:
Hicab terimi Kur'an'da kadınların veya erkeklerin giyinmesi ile ilgili bir anlamda kullanılmaz, bundan ziyade bölmeye yarayan veya mahremiyet sağlayan bir perde anlamında kulllanılır. Kur'an erkek inananların (Müslümanların) Muhammed'in eşleri ile perde arkasından konuşmaları gerektiğini belirtir. Bununla birlikte sonraki dönemlerde bu uygulama Müslüman toplumun geneline yayılmış, erkek ve kadın bölmelerinin ayrılması sonucunu doğurmuştur. Kur'an da "iffet" kavramı erkek ve kadınların bakışları, kıyafetleri, yürüyüşleri ve cinsel organları ile ilgili hususları kapsar. Kadınların kıyafetleri, halk arasındayken tanınıp incitilmemeleri için, boynu kapatacak şekilde "hımar" ve vücudu kapatacak şekilde "cilbab" giymeleri gerektiği şeklinde izah edilir. Eller, ayaklar ve yüz dışında tüm vücudun kapatılması gerektiğine dair hususlar sonradan kapsamlandırılmış olan fıkıh ve hadislerde yer alır.
Kur'an'da bazı ayetlerde geçen hımar, humur sözcüğünün çoğuludur ve çoğunlukla baş örtüsü olarak çevirilir. Kur'an'da Nur Suresi'nde tesettür ile ilgili ayette geçer.
Türkçe Kur'an çevirilerinde pek rastlanılmayan diğer bir İslami terim de cilbabdır. Bu kavram batılı dillere daha çok "pelerin ya da büyük şal" olarak tercüme edilirken Diyanet İşleri Başkanlığı'nın mealinde "bedeni örtecek elbise" olarak tercüme edilmiştir. Günümüzde cilbab kavramı İslam aleminde, eller, ayaklar ve baş dışında tüm bedeni saran uzun elbise anlamında kullanılır.
Kadınlar için tesettür genel olarak el ve yüz harici tüm vücudu kapsarken, erkekler için genellikle göbekten dizlere kadar olan kısmı kapsar.

Kur'an'da ve Hadiste Kadınlar için Tesettür

Kur'an'da Tesettür
Kur'an'da tesettür konusu ve bir emir olarak tesettür temel olarak Ahzab ve Nur surelerinde konu edilir. Bunun dışında tesettürün mahiyetine dair çeşitli ayetler de bulunur; örneğin kimin yanında tesettür edileceğine dair.
Nur Sûresi 31. ayette konuyla ilgili olarak şöyle denmektedir:
E. Hamdi Yazır tefsirinde, alimlerin çoğunluğunun bu ayetin zinet yerlerinin örtülmesi şeklinde anlaşılması gerektiğinde fikir birliği içinde olduklarını belirtir. Fakat ayrıntılardaki farklılıkları da belirtir. Örneğin mecazın durumu konusunda bazı alimler zinetlerin takıldığı yerlerin haricinde zinet eşyasına bakmanın caiz olduğunu vurguladığını savunurken, bazısı ise mecazın kadının ve belirtilen vücut kısımlarının güzelliğine atfen olduğunu belirtir; buna göre zinet zaten yapay süs olarak kadının güzelliğini süslemek amaçlıdır yani zinetten maksat bedendir - kadının gerçek zineti bedenidir. Zaruri ile ifade edilen yerlerinse el ve yüz olduğu çeşitli şekillerde ifade edilmiştir. Mevdudi tefsirinde ayetin bu kısmını açıklarken kasedilenin kadınların bilerek ve kasıtlı olarak süslerini açığa vurmamaları, kontrolleri dışında açığa çıkandan ise mesul olmadıklarını belirtir. El ve yüzün kasdedilen "vücudun genelde açıkta kalan ve örtülmeyen kısımları" olduğu fikrini de tefsirinde belirtir ve bunun Hanefi fakihlerin çoğunluğunun görüşü olduğunu da not düşer.
Ayetin kalanında kimlerin yanında örtünmenin gerekmediğine dair bilgi yer alır.
Müfessirlerin ve İslam tarihçilerinin geneline göre İslam öncesi dönemde Arap kadınları enselerine bağladıkları veya arkalarına sardıkları baş örtüsü tarzı bir örtüyü takarlardı. Bununla birlikte bu örtü gerdanlarını ve diğer taraflarını örtmezdi.
Örtünme konusu,aynı ayetin Yaşar Nuri Öztürk tarafından yapılan mealinde ise "örtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar" şeklinde yer alır.
Ahzab Suresi 59. ayette ise tesettür konusuna şöyle değinilir:
Yazır bu ayetin tefsirinde ayetin mümin yani hür kadının tesettür etmesinin emrini vurguladığını belirtir ve geçen cilbab sözcüğünü şöyle tanımlar:
"Cilbâb; Baştan aşağı örten çarşaf, ferace, car gibi dış örtüsünün, elbisesinin adıdır." Aynı ayet Yaşar Nuri Öztürk tarafından şu şekilde tercüme edilmiştir:
"Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, dış giysilerini üzerlerine alsınlar. Bu, onların tanınmaları ve incitilmemeleri için çok daha uygun bir yoldur. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir."

Hadislerde Örtünme
Altı temel hadis kitabının bir araya toplanmış hali olan Kütüb-i sitte'de farklı başlıklarda örtünmeyle ilgili hadislere yer verilmiştir. Ayşe bint Ebu Bekir'den rivayet edilen bir hadis şu şekildedir;
"Resûlüllah bileklerinin dört parmak yukarısını işaret ederek:“Allah’a ve ahiret gününe inanan bir kadına ergenlik çağına varınca yüzü ve şuraya kadar elleri dışında herhangi bir yerini açması helal değildir."
Yine Ayşe bint Ebu Bekir'den rivayet edilen bir hadise göre, Ebu Bekir'in kızı Esma ince bir elbise ile peygamberin huzuruna girmişti. Peygamber yüzünü başka yöne çevirdi ve, yüzünü ve avuçlarını göstererek şöyle dedi;
"Ey Esma! Şüphesiz kadın erginlik çagına ulaşınca, onun şurası ve burası dışında kalan yerlerinin görünmesi uygun değildir."
İlahiyatçılar, belirtilen bölgelerden başka ayakların da örtülmeyebileceğini ifade etmişlerdir.

Din Alimlerinin Yorumları
Diyanet işleri başkanı Ali Bardakoğlu, İslam inancında başı örtmenin dini bir gereklilik olduğunu ancak bir insanın Müslüman olması için başını örtmesinin şart olmadığını ifade etmiştir.

Aryıca bakınız: İslam Dininde Tesettür (Başörtüsü ve Kapanma)