Arama

Refik Saydam

Güncelleme: 22 Eylül 2015 Gösterim: 20.708 Cevap: 2
Kral_Aslan - avatarı
Kral_Aslan
VIP MsXTeam
2 Mayıs 2009       Mesaj #1
Kral_Aslan - avatarı
VIP MsXTeam
Refik Saydam
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar


Görevde kalış süresi

25 Ocak 1939 – 8 Temmuz 1942

Önce gelen Celâl Bayar
Sonra gelen Şükrü Saraçoğlu
Doğum 1881 İstanbul, Osmanlı Devleti
Ölüm 8 Temmuz 1942 İstanbul, Türkiye
Siyasi parti Cumhuriyet Halk Partisi (1935)

İbrahim Refik Saydam
, (d. 8 Eylül 1881, İstanbul – ö. 8 Temmuz 1942, İstanbul). Türk hekim, siyasetçi. Türkiye Cumhuriyeti'nin 4. başbakanıdır.

Yaşamı

8 Eylül 1881 günü İstanbul'un Fatih ilçesinde, Çırçır Mahallesi'nde dünyaya geldi[1]. Mahalle mektebinin ardından Fatih Askeri Rüştiyesi'ne (1892) ve İstanbul Kuleli Askeri İdadisi'ne (1896) girdi.
Askeri Tıbbiyeyi Doktor Yüzbaşı olarak 22 Ekim 1905 günü bitiren Refik Bey, üç yıl Gülhane Askerî Tıp Akademisi'nde Embriyoloji ve Histoloji bölümlerinde çalıştı. 1910 yılında eğitim için yurt dışına gitti. Almanya'da Berlin askeri tıp akademisinde Brandenburg, Danzig, Spandou ve Scharite'te eğitim gördü. Balkan Savaşı'nın çıkacağı belli olunca İstanbul'a döndü (1912).

Balkan Savaşı yılları

enstitüsünü örgütleyerek serumlarının burada üretilmesini ve Balkan Savaşı'nda Antalya'da ve Çatalca cephesinde Kolera hastalığını önleyici çalışmalar yaptı. 1914'te atandığı sahra genel sağlık müfettiş muavinliği sırasında bakteriyolojitifo, dizanteri, veba ve kolera aşılarının, tetanos ve dizanteriI. Dünya Savaşı boyunca ordu ihtiyacının karşılanmasını sağladı. Salgın hastalıklarla mücadelesini Hasankale'de cephe hizmetinde sürdürdü.
Tifüse karşı hazırladığı aşı tıp literatürüne geçti ve I. Dünya Savaşı'nda Alman ordusunda ve Kurtuluş Savaşı'nda kullanıldı.

Milli Mücadeleye katılması

1919'da 9. Kolordu sağlık müfettişi muavinliği görevi ile Mustafa Kemal'in yanında Samsun'a çıkan Refik Bey Erzurum'da Mustafa Kemal'in karargâhı dağıtıldıktan sonra Erzurum askeri hastanesi bulaşıcı hastalıklar servisi şefliğine atandı. Fakat bu görevi kabul etmeyerek ordudan ayrıldı. Erzurum ve Sivas kongrelerinin çalışmalarına katıldı.

Siyaset yaşamı

Enstitüsünü ve Mektebini, 1920'de TBMM'ye Doğubeyazit milletvekili ve Milli Savunma Vekaletine bağlı Sıhhiye Dairesi Başkanı olarak girdi. İkinci dönemden başlayarak üyeliğini İstanbul milletvekili olarak sürdürdü. Aynı yıl Sağlık ve Sosyal Yardım (Sıhhat ve İçtimai Muavenet) bakanı seçildi. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk sağlık bakanı olan Refik Bey 14 yıl sürecek olan bu görevinde sağlık hizmetlerinin temellerini attı. 1924'de Ankara'da ve daha sonra Erzurum, Diyarbakır, Sivas ve diğer birçok ilde memleket hastaneleri, doğum ve çocuk bakımevleri açtı. Ayrıca bu konuda eleman yetiştirilmesine önem vererek sağlık kursları, tıp öğrenci yurtları 1928'de Hıfzısıhhaİstanbul ve Ankara'da verem savaş dispanserlerini kurdu.
Medeni Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra Atatürk kendisine Saydam soyadını verdi. 1931- 1938 yıllarında zaman zaman Eğitim ve Maliye Bakanlıklarına vekaleten bakan Refik Saydam, Atatürk'ün ölümünden sonra içişleri bakanlığı, CHP genel sekreterliği ve 15 yıl Kızılay başkanlığı yaptı.
1939-1942 yılları arasında başbakan iken, sağlık konusuna ayrıca önem verem Refik Saydam "Devlet idaresi A'dan Z'ye bozuktur, düzeltmek ister" diyerek devlet yönetiminde köklü bir reform taraftarı olduğunu dile getirmişti. 8 Temmuz 1942'de İstanbul'un besin sorununun düzenlenmesi için yaptığı inceleme gezisinde hayatını kaybetti
Son düzenleyen Safi; 22 Eylül 2015 23:05
Biyografi Konusu: Refik Saydam nereli hayatı kimdir.
Hayatın ne anlamı var.. Yanımda sen olmayınca....
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
30 Ağustos 2012       Mesaj #2
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Refik Saydam (1881 İstanbul-1942 İstanbul)
MsXLabs.Org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
Sponsorlu Bağlantılar

saydam

Devlet adamı. 1892'de Fatih Askerî Rüştiyesi'ni bitirdi. 1910-1912 yıllarında Berlin Askerî Tıp Akademisi'nde öğrenim gördü. Balkan Savaşı'na katıldı. I. Dünya Savaşı'nda Sahra Sıhhiye Genel Müfettişliği yardımcılığı yaptı. 19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal Paşa ile Samsun'a çıkanlar arasındaydı. İlk Büyük Millet Meclisi'ne Doğubeyazıt milletvekili olarak katıldı. 1925'te Askerî Tıbbiye'den yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu. Gülhane Askerî Hastanesi'nin Histoloji ve Embriyoloji Bölümü'nde çalıştı. Aralıklı olarak beş kez sağlık bakanlığı görevine getirildi. İçişleri bakanlığında bulundu. 25 Ocak 1939'da başbakan oldu. Ölümünden sonra kendisine "Cumhuriyet Tıp Ödülü" verildi (1982).

Dr. Refik SAYDAM, sadece ülkeyi vaktiyle yönetmiş kadroda yer alan bir siyasetçi değil, bu toprakların tarihte gördüğü en önemli hekimlerden biridir.
Önderi Mustafa Kemal gibi 1881’de doğmuştur. Askeri Ortaokulun ve Lise’nin ardından Askeri Tıbbiye’yi de Tabip Yüzbaşı olarak başarıyla bitirir.
Balkan Savaşı'nda yoksunlukların ve trajik bir tükenişin hüküm sürdüğü cephelerde bilhassa Kolera hastalığını önleyici çalışmalarıyla ünlenir.
İmparatorluğun çöküşünde savaşılan hemen tüm cepheler bir bir düşerken, Refik SAYDAM’ın askeri tıp alanında komuta ettiği karargâhlarda ise adeta destanlar yazılır.
Örneğin Bakteroloji Enstitüsü’nü teşkilatlandırarak tifo, veba, dizanteri ve kolera aşılarının, tetanos ve dizanteri serumlarının üretilmesini sağlar. I. Dünya Savaşı boyunca bu aşılar ve serumlara ilişkin ordunun tüm ihtiyacı sayesinde karşılanır. Hasankale’deki cephe hizmetinde salgın hastalıklarla savaşını sürdürür.
Tifüse karşı hazırladığı aşı tıp literatürüne geçmiştir ve I. Dünya Savaşı'nda hem Alman ordusunca hem askerlerimizce kullanılmıştır. Bu aşı Kurtuluş Savaşı'nda da tatbik edilir.
İşgal ve bozgun sonrasında kalpağını çekip Milli Mücadele için Mustafa Kemal’le birlikte ilk hareket edenler arasında yer alır. Artık Samsun'a Mustafa Kemal'le birlikte çıkan Cumhuriyet Devrimcisi bir tıp doktorudur Refik SAYDAM...
İstiklal Harbi’nin ardından Cumhuriyet’i kuran ve idare eden ekiptedir. Milletvekili ve Sağlık Bakanı olarak…
1. Dünya Savaşı ve İstiklal Harbi sonrası Anadolu'yu kasıp kavuran verem, trahom, sıtma ve frengi gibi hastalıklara karşı büyük bir mücadeleyi inşa eden, sonradan makamında Osman DURMUŞ gibi “Başhekim Azarlayıcılarının” oturmasından hicap duyulası bir Sağlık Bakanı’dır. Anadolu'yu karış karış dolaşarak dispanserler kurmuştur. Bulaşıcı ve ölümcül hastalıkların kitlesel yayılışını 30lu yıllarda tümüyle durduran Cumhuriyet’in ilk kuşak sağlık personeline başarıyla önderlik etmiştir.
Kırsaldaki bu çalışmalarının yanı sıra kentlerde belediyelere ve il idarelerine hastaneler yaptırdığı bilinmektedir.

Meclis'te ve Çankaya'da, raporları ve aktardığı gözlemleriyle kısıtlı cumhuriyet bütçesinden mümkün olan en büyük payın sağlığa ayrılmasını sağlamıştır. İkna kabiliyeti, örgütçülüğü ve eylemciliği çok güçlü bir politikacı olarak tanınır.
Bugün çeşitli alanlarda çok gerisinde kaldığımız Atatürk Devrimleri'nin "sağlık" alanındaki lideridir. 1927 yılında Türkiye'de 1.059 hekim (13.000 kişiye bir hekim), 139 hemşire, 347 diplomalı ebe ve 1.036 sağlık memuru vardır. 1927 yılında hükümetin bütçesi 42 milyon lira, sağlık harcaması 2.9 milyon lira yani tüm bütçenin yüzde 6.9'udur. Bugün Tayyip ERDOĞAN'ın "sağlık alanında devrim yapmakta" olduğunu iddia eden Türkiye'sinde ise sağlık bütçesi genel bütçenin yüzde 2.5'ini oluşturmaktadır.
Laboratuar hizmetlerini geliştirebilmek için Merkez Hıfzısıhha Enstitüsü'nü, hekimleri halk sağlığı ve sağlık yönetimi konusunda eğitmek için Hıfzısıhha Okulu’nu kurmuştur. Numune Hastaneleri ve Tıp Fakülteleri açan, Umumu Hıfzısıhha Kanunu başta olmak üzere bugüne değin önemli değişikliklere pek fazla uğramamış sağlık alanında pek çok temel yasayı çıkartan Refik SAYDAM; kaliteli bir sağlık hizmeti için hekim maaşlarının yeterli düzeyde belirlenmesine son derece önem vermiştir.
Örneğin 30lu yıllarda bir vali 60-70 lira aylık alırken, sıtma savaş hekimlerinin aylığı 100 liradan başlardı. Trahom savaş örgütünü kuran Dr.Nuri Fehmi AYBERK'i, göz salgısıyla bulaşan bu illeti yoketmek için bakanlığı zamanında Ayıntap'ta (Gaziantep) trahom savaşını yürütecek hastanenin başına görevlendirdiğinde İstanbul'un bu ünlü göz uzmanına Atatürk'ün 250 lira olan maaşının üç katı yani 750 lira maaş bağlatır. Çünkü Fehmi AYBERK ilk başlarda bu göreve pek sıcak bakmamıştır.
Refik SAYDAM, başbakanlığına giden süreçte CHP yönetimindeki dolayısıyla hükümetteki etkisini sağlık alanındaki başarıları nedeniyle arttırmıştır. Mustafa Kemal'in sağlığını büyük ölçüde kaybedip aktif politikadan uzaklaştığı (Köşk’te çakallarca tümüyle kuşatıldığı) 1935 sonrası başlayan CHP'nin hızla sağa savrulduğu süreçte önemli rol oynamıştır. Saydam, 40 karanlığında öncülü olduğu Saracoğlu Hükümeti ve 44 tevkifatıyla ayyuka çıkacak Bolşevik avı sürecinde de CHP'nin sol kanadını tasfiye eden grupta yer alarak kanaatimce tarihi kişiliğine ihanet ölçüsünde yanlış bir iktidar yürütmüştür.
Zira siyasi kudretin insanların algısını kapatabilen şeytani cazibesine karşı koyamamış; totaliter, izansız hattâ faşizan tek parti diktasını yeniden Aydınlanma Devrimi rotasına oturtmaya gayret etmemiştir.
9 Temmuz 1942'de vefat eden bu Kalpaklı Hipokrat’ın, memlekete ve insanımıza minnet duyulası katkılarının her şeye karşın taşıdığı vebalden çok daha büyük olduğu unutulmamalıdır.

Sen sadece aynasin...
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
22 Eylül 2015       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  refik saydam.jpg
Gösterim: 576
Boyut:  11.2 KB

SAYDAM
(Refik), tük doktor, siyaset adamı (İstanbul 1881 - ay. y. 1942). Fatih askeri rüştiyesi'ni bitirdikten (1892) sonra Askeri tıbbiye'den mezun oldu (1905). Bir süre Gülhane askeri hastanesi'nde görev yaptı. Berlin Askeri tıp akademisi’nde uzmanlık eğitimi gördü (1910-1912). Balkan ve Birinci Dünya savaşlarında askeri hekim olarak görevini sürdürdü. Mustafa Kemal Paşa’nın (Atatürk) karargâhında Sağlık dairesi reisi olarak Samsun’a çıkanlar arasında yer aldı (1919) ve Kurtuluş savaşı boyunca ülkenin sağlık sorunlarıyla ilgilendi. ilkTBMM’ye Doğubayazıt’tan milletvekili seçildi (1920-1942). Bir süre Milli savunma bakanlığı sağlık dairesi başkanlığı yaptı. 1921'den başlayarak Fevzi Paşa (Çakmak) ve ismet İnönü hükümetlerinde aralıklı olarak beş kez Sağlık ve sosyal yardım bakanlığına getirildi. Bu süre içinde sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması, yeni sağlık merkezlerinin kurulması, salgın hastalıkların önlenmesi, verem, cüzam ve sıtmayla savaş gibi temel sağlık sorunlarının çözümlenmesine önem verdi. Atatürk'ün ölümünden (1938) sonra ikinci Bayar hükümetinde üç ay kadar içişleri bakanlığında bulundu. CHP genel sekreterliği (1938-1939) yaptı ve 25 ocak 1939'da Başbakanlığa atandı. 3 nisan 1939’da on ikinci icra vekilleri heyetinde de Başbakan olarak yer aldı. İstanbul’da incelemeler yaptığı sırada öldü.


Kaynak: Büyük Larousse

Benzer Konular

14 Mart 2016 / Misafir Cevaplanmış
25 Nisan 2011 / Ziyaretçi Cevaplanmış
22 Eylül 2015 / ThinkerBeLL X-Sözlük
22 Eylül 2015 / Safi Müzik tr