Arama

Cinlerin Kur'an'daki yeri nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 10 Ocak 2013 Gösterim: 14.821 Cevap: 2
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
9 Kasım 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
ben aradım ama bulamadım
EN İYİ CEVABI Keten Prenses verdi
Kuranda, cinlerin yaratılışları, insanlarla olan ilişkileri, nasıl yaşadıkları gibi pek çok konuda bilgi yer almaktadır.

Sponsorlu Bağlantılar
Kuranda cinlerin ateşten yaratıldıkları bildirilir. Konu ile ilgili ayetler şu şekildedir:

Cannı (cinni) da yalın-dumansız bir ateşten yarattı. (Rahman Suresi, 15)

Ve Cannı da daha önce nüfuz eden kavurucu ateşten yaratmıştık. (Hicr Suresi, 27)

Kuran ayetleri incelendiğinde, cinlerin de aynı insan toplulukları gibi bir hayatları olduğu anlaşılmaktadır. Ayetlerde cinlerin de gelmiş ve geçmiş ümmetleri olduğundan bahsedilmektedir. Onların da soyları, ataları bulunmaktadır. (Araf Suresi, 38; Kehf Suresi, 50) Ancak cinler insanlardan daha farklı bir boyutta yaşamakta, insanları görüp izleyebilmekte, konuşmalarını dinleyebilmektedirler.

Allah cinlerin yaratılış amacını ”Ben cinleri ve insanları yalnızca Bana ibadet etsinler diye yarattım. “(Zariyat Suresi, 56) ayetiyle bildirmiştir. Onlar da elçiler ve elçilere indirilen kitaplar vasıtasıyla uyarılıp korkutulmakta, dünya hayatında nasıl davranışlarda bulunacaklarıyla denenmekte, ibadet ve itaat etmekte, bunun sonucunda da Allah’tan bir karşılık bulmaktadırlar. Allah Kuranda şu şekilde bildirmektedir:

Ey cin ve insan topluluğu, içinizden size ayetlerimi aktarıp-okuyan ve bu karşı karşıya geldiğiniz gününüzle sizi uyarıp-korkutan elçiler gelmedi mi? Onlar: Nefislerimize karşı şahadet ederiz derler. Dünya hayatı, onları aldattı ve gerçekten kâfir olduklarına dair kendi nefislerine karşı şahadet ettiler. (Enam Suresi, 130)

Ayette de bildirildiği gibi cinlerle insanların imtihanları birbirine çok benzemektedir. Onların bazıları da dünya hayatının geçici süslerine aldanmakta, uyarıldıkları halde hidayet yolundan uzaklaşmaktadırlar. Yine ayetlerden, cinlerin peygamberlerin tebliğlerini dinledikleri, Kuran okunurken ona kulak verdikleri ve öğrendikleriyle kendi kavimlerini uyardıkları anlaşılmaktadır. Allah Ahkaf Suresinde cinlerin Hz. Muhammed (sav)in tebliğini dinlediklerini şöyle bildirir:

Hani cinlerden birkaçını, Kuran dinlemek üzere sana yöneltmiştik. Böylece onun huzuruna geldikleri zaman, dediler ki: Kulak verin; sonra bitirilince kendi kavimlerine uyarıcılar olarak döndüler. Dediler ki: Ey kavmimiz, gerçekten biz, Musa’dan sonra indirilen, kendinden öncekileri doğrulayan bir kitap dinledik; hakka ve doğru olan yola yöneltip-iletmektedir. (Ahkaf Suresi, 29-30)

Allah, birçok Kuran ayetinde cinlere ve insanlara birlikte hitap etmekte, çeşitli öğütlerde bulunmakta ve onları cehennem azabıyla korkutmaktadır. Araf Suresinin 38. ayetinde Allah ”Cinlerden ve insanlardan sizden önce geçmiş ümmetlerle birlikte ateşe girin...” şeklinde buyurmaktadır. Hz. Muhammed (sav)e bir hidayet rehberi olarak indirilen Kuranı yalanlayan cin ve insan topluluklarının durumu ise İsra Suresinde şöyle bildirilmektedir:

De ki: Eğer bütün ins ve cin (toplulukları,) bu Kuranın bir benzerini getirmek üzere toplansa, -onların bir kısmı bir kısmına destekçi olsa bile- onun bir benzerini getiremezler. (İsra Suresi, 88)

Allah’ın cinlere ve insanlara birlikte hitap ettiği ayetlerden bazıları şu şekildedir:

İşte bunlar, cinlerden ve insanlardan kendilerinden evvel gelip-geçmiş ümmetler içinde (azab) sözü üzerlerine hak olmuş kimselerdir. Gerçekten onlar ziyana uğrayanlardır. (Ahkaf Suresi, 18)

Andolsun, cehennem için cinlerden ve insanlardan çok sayıda kişi yarattık (hazırladık). Kalpleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler. Bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha aşağılıktırlar. İşte bunlar gafil olanlardır. (Araf Suresi, 179)

İman Eden Cinler

Ayetlerde cinlerden bir kısmının Allah’a iman edip, hidayet yoluna uyduklarından bahsedilirken, bir kısmının da iman etmediklerinden bahsedilir. Müslüman cinler Kuran okunurken dinlemektedirler:

De ki: Bana gerçekten şu vahyolundu: Cinlerden bir grup dinleyip de şöyle demişler: Doğrusu biz (büyük) hayranlık uyandıran bir Kuran dinledik. O (Kuran,) gerçeğe ve doğruya yöneltip-iletiyor. Bu yüzden ona iman ettik. Bundan böyle Rabbimiz'e hiç kimseyi ortak koşmayacağız. Elbette Rabbimiz'in Şanı Yücedir. O ne bir eş edinmiştir, ne de bir çocuk. (Cin Suresi, 1-3)

Cinlerin bir bölümü Allah’ı tesbih edip yücelten, Ona hiç kimseyi ortak koşmayan Müslüman varlıklardır. Kurana karşı büyük bir hayranlık duymakta, Allah’ın emir ve tavsiyelerine uymaktadırlar. Onlar kendi aralarında iman etmeyen cinler olduğunu bilmektedirler ve bu durumu şu şekilde ifade etmektedirler:

Doğrusu şu: Bizim beyinsizlerimiz Allah’a karşı bir sürü saçma şeyler söylemişler. Oysa biz, insanların ve cinlerin Allah’a karşı asla yalan söylemeyeceklerini sanmıştık. (Cin Suresi, 4-5)

Cinler kendi aralarında birçok farklı gruplardan oluşmuşlardır. Bazıları samimi Müslüman, bazıları müşrik, bazıları Allah’a karşı yalan söyleyenlerdir. Cin Suresinin devamında iman eden cinler, cinlerin genel durumu hakkında şu bilgileri vermektedirler:

Gerçek şu ki, bizden salih olanlar vardır ve bunun dışında (ya da aşağısında) olanlar da. Biz türlü türlü yolların fırkaları olmuşuz. Biz, şüphesiz Allah’ı yeryüzünde asla aciz bırakamayacağımızı, kaçmak suretiyle de Onu hiçbir şekilde aciz bırakamayacağımızı anladık. Elbette biz, o yol gösterici (Kuranı) işitince ona iman ettik... (Cin Suresi, 11-13)

Cinler de aynı insanlar gibi Allah’ın kitabıyla sorumlu kılınan varlıklardır. Onlar da tüm yapıp ettiklerinden Allah’a hesap verecek ve yaptıklarıyla hiçbir haksızlığa uğramadan karşılık bulacaklardır. İman eden cinler Allah’tan güzel bir karşılıkla müjdelenmişlerdir:

... Artık kim Rabbine iman ederse o ne (ecrinin) eksileceğinden korkar ve ne de haksızlığa uğrayacağından. Ve elbette, bizden Müslüman olanlar da var zulmedenler de. İşte ( Allah’a) teslim olanlar artık onlar gerçeği ve doğruyu araştırıp-bulanlardır. (Cin Suresi, 13-14)

Allah’ın varlığına iman etmeyip zulmedenlerin sonunu ise Allah ayetlerde şu şekilde bildirmektedir:

Zulmedenler ise, onlar da cehennem için odun olmuşlardır. (Cin Suresi, 15)

... Andolsun cehennemi cinlerden ve insanlardan (kafirlerin) tümüyle dolduracağım. (Hud Suresi, 119)

Hz. Süleyman'a Hizmet Eden Cinler

Ayetlerden Allah’ın dilemesiyle cinlerle insanların görüşebilecekleri, hatta cinlerin insanların emrine girebilecekleri anlaşılmaktadır. Allah Hz. Süleyman’ın emrine cinleri vermiş, Hz. Süleyman onları türlü işlerinde kullanmıştır.

... Artık o, yere yıkılıp- düşünce, açıkça ortaya çıktı ki, şayet cinler gaybı bilmiş olsalardı böylesine aşağılanıcı bir azab içinde kalıp-yaşamazlardı. (Sebe Suresi, 14)

Cinler hakkında Kuranda bildirilen başka önemli bir bilgi ise, cinlerin geleceğe dair haberleri bilmedikleridir. Bu yüzden cinlerin - Allah’ın dilemesi dışında- insanlara gaybtan haber vermeleri de mümkün değildir. Nitekim Sebe Suresi'nin 14. ayetinde haber verildiği gibi, Hz. Süleyman’ın ölümünden sonradan haberdar olmaları bunun bir delilidir. Ayrıca
Unutulmamalıdır ki, Neml Suresinin 65. ayetinde bildirildiği gibi;

Göklerde ve yerde gaybı Allah’tan başka kimse bilmez...

Ayrıca Kuranda cinlerden İfrit, Hz. Süleyman’a o daha makamından kalkmadan, Sebe Melikesinin tahtını getirebileceğini söylemiş ve ”... ben gerçekten buna karşı kesin olarak güvenilir bir güce sahibim.” (Neml Suresi, 39) şeklinde belirtmiştir. Bu ifadeyle, onun bir yerden diğer bir yere çok büyük bir hızla hareket ettiğine, bir maddeyi başka bir yere iletebildiğine işaret ediliyor olabilir. (En doğrusunu Allah bilir)

Cinleri Allah'a Ortak Koşanlar

Bazı insanlar cinlerin kendilerine ait bir güçleri olduğuna inanmaktadırlar. Oysa bu çok büyük bir yanılgıdır. Çünkü cinleri yaratan Allah’tır ve onların kendilerine ait hiçbir güçleri yoktur. Allah dilemedikçe onların herhangi bir kişiye zarar vermeleri ya da fayda sağlamaları mümkün değildir. Ancak buna rağmen insanların bir bölümü cinlerden medet umabilmektedirler:

Cinleri Allah’a ortak koştular. Oysa onları O yaratmıştır. Bir de hiçbir bilgiye dayanmaksızın Ona oğullar ve kızlar yakıştırıp-uydurdular. O, ise nitelendire geldikleri şeylerden Yücedir, uzaktır. (Enam Suresi, 100)

Allah Kuranda, insanların cinlerle temas kurmak suretiyle saptıklarını şu şekilde bildirir:

Bir de şu gerçek var: İnsanlardan bazı adamlar cinlerden bazı adamlara sığınırlardı. Öyle ki onların azgınlıklarını arttırırlardı. (Cin Suresi, 6)

Bir ayette meleklerin de, bazı insanların cinlere ibadet ettiklerini bildirdikleri şöyle belirtilmektedir:

(Melekler) Derler ki: Sen Yücesin, bizim Velimiz Sensin onlar değil. Hayır, onlar cinlere tapıyordu ve çoğu onlara iman etmişlerdi. (Sebe Suresi, 41)

İnsanların cinleri Allah’a şirk koşmalarının ve onlardan medet ummalarının en önemli sebeplerinden biri, yukarıda da belirttiğimiz gibi onların gaybı bildiklerini düşünmeleridir. Oysa bu çok büyük bir yanılgıdır. Çünkü Allah Kuran'da, cinlerin gayba dair bir bilgiye sahip olmadıklarını bildirmektedir. (Sebe Suresi, 14) Ayetlerde cinlerin insanlar için bir yol gösterici olmadıkları, hatta insanları doğru yoldan saptırmak için onlara süslü sözler fısıldadıkları bildirilir. Ancak unutulmamalıdır ki, cinlerin Allah dilemedikçe insanlar üzerinde bir etkisi olması mümkün değildir. Onları Allah yaratmıştır ve onlar da kâinattaki tüm canlılar gibi Allah’ın emriyle hareket etmektedirler:

Böylece her peygambere insan ve cin şeytanlarından bir düşman kıldık. Onlardan bazısı bazısını aldatmak için yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapmazlardı. Öyleyse onları yalan olarak düzmekte olduklarıyla baş başa bırak. (Enam Suresi, 112)

Hem insanları yoldan saptıran cinler, hem de cinleri Allah’a şirk koşanlar; bu yaptıklarına karşılık olarak Allah onları sonsuz cehennem azabıyla cezalandıracaktır. Dünya hayatlarında cinlerin yaldızlı sözlerine kananlar ahirette çok büyük bir yanılgıya düştüklerini anlayacaklardır. Çünkü o gün tüm şirk koştukları kimseler kendilerinden uzaklaşacak, Allah’ın karşısında yapayalnız, tek başlarına olduklarını kavrayacaklardır. Cehennem azabıyla karşılık bulacaklarını anladıklarında ise şu şekilde yalvaracaklardır:

İnkâr edenler dediler ki: Rabbimiz cinlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları bize göster ayaklarımızın altına alalım, en aşağılarda bulunanlardan olsunlar. (Fussilet Suresi, 29)

Bir diğer ayette ateşin onlar için süresiz bir konaklama yeri olduğunu Rabbimiz şu şekilde bildirmektedir:

Onların tümünü toplayacağı gün: Ey cin topluluğu insanlardan çoğunu (ayartıp kendinize kullar) edindiniz (diyecek). İnsanlardan onların dostları derler ki: Rabbimiz, kimimiz kimimizden yararlandı ve bizim için tespit ettiğin süreye ulaştık. (Allah) Diyecek ki: Allah’ın dilediği dışta olmak üzere ateş sizin içinde süresiz kalacağınız konaklama yerinizdir. Şüphesiz Rabbin hüküm ve hikmet sahibi olandır, bilendir. (Enam Suresi, 128)

Cinleri Yaratan Allah'tır

Unutulmamalıdır ki cinler tıpkı insanlar gibi Allah’a kulluk etmek için Allah’ın yarattığı varlıklardır. Kendilerine ait hiçbir güçleri yoktur, Allah’ın izni olmaksızın hiç kimseye zarar veremeyecekleri gibi yarar da sağlamaları mümkün değildir. Onlar da tüm insanlar gibi dünya hayatında imtihan olmaktadırlar ve yapıp ettikleriyle ahirette karşılık göreceklerdir. Cinleri farklı bir alemde yaratan, alemlerin, göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbi, alemlerden müstağni olan Yüce Allah’tır.
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
9 Kasım 2008       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Kuranda, cinlerin yaratılışları, insanlarla olan ilişkileri, nasıl yaşadıkları gibi pek çok konuda bilgi yer almaktadır.

Sponsorlu Bağlantılar
Kuranda cinlerin ateşten yaratıldıkları bildirilir. Konu ile ilgili ayetler şu şekildedir:

Cannı (cinni) da yalın-dumansız bir ateşten yarattı. (Rahman Suresi, 15)

Ve Cannı da daha önce nüfuz eden kavurucu ateşten yaratmıştık. (Hicr Suresi, 27)

Kuran ayetleri incelendiğinde, cinlerin de aynı insan toplulukları gibi bir hayatları olduğu anlaşılmaktadır. Ayetlerde cinlerin de gelmiş ve geçmiş ümmetleri olduğundan bahsedilmektedir. Onların da soyları, ataları bulunmaktadır. (Araf Suresi, 38; Kehf Suresi, 50) Ancak cinler insanlardan daha farklı bir boyutta yaşamakta, insanları görüp izleyebilmekte, konuşmalarını dinleyebilmektedirler.

Allah cinlerin yaratılış amacını ”Ben cinleri ve insanları yalnızca Bana ibadet etsinler diye yarattım. “(Zariyat Suresi, 56) ayetiyle bildirmiştir. Onlar da elçiler ve elçilere indirilen kitaplar vasıtasıyla uyarılıp korkutulmakta, dünya hayatında nasıl davranışlarda bulunacaklarıyla denenmekte, ibadet ve itaat etmekte, bunun sonucunda da Allah’tan bir karşılık bulmaktadırlar. Allah Kuranda şu şekilde bildirmektedir:

Ey cin ve insan topluluğu, içinizden size ayetlerimi aktarıp-okuyan ve bu karşı karşıya geldiğiniz gününüzle sizi uyarıp-korkutan elçiler gelmedi mi? Onlar: Nefislerimize karşı şahadet ederiz derler. Dünya hayatı, onları aldattı ve gerçekten kâfir olduklarına dair kendi nefislerine karşı şahadet ettiler. (Enam Suresi, 130)

Ayette de bildirildiği gibi cinlerle insanların imtihanları birbirine çok benzemektedir. Onların bazıları da dünya hayatının geçici süslerine aldanmakta, uyarıldıkları halde hidayet yolundan uzaklaşmaktadırlar. Yine ayetlerden, cinlerin peygamberlerin tebliğlerini dinledikleri, Kuran okunurken ona kulak verdikleri ve öğrendikleriyle kendi kavimlerini uyardıkları anlaşılmaktadır. Allah Ahkaf Suresinde cinlerin Hz. Muhammed (sav)in tebliğini dinlediklerini şöyle bildirir:

Hani cinlerden birkaçını, Kuran dinlemek üzere sana yöneltmiştik. Böylece onun huzuruna geldikleri zaman, dediler ki: Kulak verin; sonra bitirilince kendi kavimlerine uyarıcılar olarak döndüler. Dediler ki: Ey kavmimiz, gerçekten biz, Musa’dan sonra indirilen, kendinden öncekileri doğrulayan bir kitap dinledik; hakka ve doğru olan yola yöneltip-iletmektedir. (Ahkaf Suresi, 29-30)

Allah, birçok Kuran ayetinde cinlere ve insanlara birlikte hitap etmekte, çeşitli öğütlerde bulunmakta ve onları cehennem azabıyla korkutmaktadır. Araf Suresinin 38. ayetinde Allah ”Cinlerden ve insanlardan sizden önce geçmiş ümmetlerle birlikte ateşe girin...” şeklinde buyurmaktadır. Hz. Muhammed (sav)e bir hidayet rehberi olarak indirilen Kuranı yalanlayan cin ve insan topluluklarının durumu ise İsra Suresinde şöyle bildirilmektedir:

De ki: Eğer bütün ins ve cin (toplulukları,) bu Kuranın bir benzerini getirmek üzere toplansa, -onların bir kısmı bir kısmına destekçi olsa bile- onun bir benzerini getiremezler. (İsra Suresi, 88)

Allah’ın cinlere ve insanlara birlikte hitap ettiği ayetlerden bazıları şu şekildedir:

İşte bunlar, cinlerden ve insanlardan kendilerinden evvel gelip-geçmiş ümmetler içinde (azab) sözü üzerlerine hak olmuş kimselerdir. Gerçekten onlar ziyana uğrayanlardır. (Ahkaf Suresi, 18)

Andolsun, cehennem için cinlerden ve insanlardan çok sayıda kişi yarattık (hazırladık). Kalpleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler. Bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha aşağılıktırlar. İşte bunlar gafil olanlardır. (Araf Suresi, 179)

İman Eden Cinler

Ayetlerde cinlerden bir kısmının Allah’a iman edip, hidayet yoluna uyduklarından bahsedilirken, bir kısmının da iman etmediklerinden bahsedilir. Müslüman cinler Kuran okunurken dinlemektedirler:

De ki: Bana gerçekten şu vahyolundu: Cinlerden bir grup dinleyip de şöyle demişler: Doğrusu biz (büyük) hayranlık uyandıran bir Kuran dinledik. O (Kuran,) gerçeğe ve doğruya yöneltip-iletiyor. Bu yüzden ona iman ettik. Bundan böyle Rabbimiz'e hiç kimseyi ortak koşmayacağız. Elbette Rabbimiz'in Şanı Yücedir. O ne bir eş edinmiştir, ne de bir çocuk. (Cin Suresi, 1-3)

Cinlerin bir bölümü Allah’ı tesbih edip yücelten, Ona hiç kimseyi ortak koşmayan Müslüman varlıklardır. Kurana karşı büyük bir hayranlık duymakta, Allah’ın emir ve tavsiyelerine uymaktadırlar. Onlar kendi aralarında iman etmeyen cinler olduğunu bilmektedirler ve bu durumu şu şekilde ifade etmektedirler:

Doğrusu şu: Bizim beyinsizlerimiz Allah’a karşı bir sürü saçma şeyler söylemişler. Oysa biz, insanların ve cinlerin Allah’a karşı asla yalan söylemeyeceklerini sanmıştık. (Cin Suresi, 4-5)

Cinler kendi aralarında birçok farklı gruplardan oluşmuşlardır. Bazıları samimi Müslüman, bazıları müşrik, bazıları Allah’a karşı yalan söyleyenlerdir. Cin Suresinin devamında iman eden cinler, cinlerin genel durumu hakkında şu bilgileri vermektedirler:

Gerçek şu ki, bizden salih olanlar vardır ve bunun dışında (ya da aşağısında) olanlar da. Biz türlü türlü yolların fırkaları olmuşuz. Biz, şüphesiz Allah’ı yeryüzünde asla aciz bırakamayacağımızı, kaçmak suretiyle de Onu hiçbir şekilde aciz bırakamayacağımızı anladık. Elbette biz, o yol gösterici (Kuranı) işitince ona iman ettik... (Cin Suresi, 11-13)

Cinler de aynı insanlar gibi Allah’ın kitabıyla sorumlu kılınan varlıklardır. Onlar da tüm yapıp ettiklerinden Allah’a hesap verecek ve yaptıklarıyla hiçbir haksızlığa uğramadan karşılık bulacaklardır. İman eden cinler Allah’tan güzel bir karşılıkla müjdelenmişlerdir:

... Artık kim Rabbine iman ederse o ne (ecrinin) eksileceğinden korkar ve ne de haksızlığa uğrayacağından. Ve elbette, bizden Müslüman olanlar da var zulmedenler de. İşte ( Allah’a) teslim olanlar artık onlar gerçeği ve doğruyu araştırıp-bulanlardır. (Cin Suresi, 13-14)

Allah’ın varlığına iman etmeyip zulmedenlerin sonunu ise Allah ayetlerde şu şekilde bildirmektedir:

Zulmedenler ise, onlar da cehennem için odun olmuşlardır. (Cin Suresi, 15)

... Andolsun cehennemi cinlerden ve insanlardan (kafirlerin) tümüyle dolduracağım. (Hud Suresi, 119)

Hz. Süleyman'a Hizmet Eden Cinler

Ayetlerden Allah’ın dilemesiyle cinlerle insanların görüşebilecekleri, hatta cinlerin insanların emrine girebilecekleri anlaşılmaktadır. Allah Hz. Süleyman’ın emrine cinleri vermiş, Hz. Süleyman onları türlü işlerinde kullanmıştır.

... Artık o, yere yıkılıp- düşünce, açıkça ortaya çıktı ki, şayet cinler gaybı bilmiş olsalardı böylesine aşağılanıcı bir azab içinde kalıp-yaşamazlardı. (Sebe Suresi, 14)

Cinler hakkında Kuranda bildirilen başka önemli bir bilgi ise, cinlerin geleceğe dair haberleri bilmedikleridir. Bu yüzden cinlerin - Allah’ın dilemesi dışında- insanlara gaybtan haber vermeleri de mümkün değildir. Nitekim Sebe Suresi'nin 14. ayetinde haber verildiği gibi, Hz. Süleyman’ın ölümünden sonradan haberdar olmaları bunun bir delilidir. Ayrıca
Unutulmamalıdır ki, Neml Suresinin 65. ayetinde bildirildiği gibi;

Göklerde ve yerde gaybı Allah’tan başka kimse bilmez...

Ayrıca Kuranda cinlerden İfrit, Hz. Süleyman’a o daha makamından kalkmadan, Sebe Melikesinin tahtını getirebileceğini söylemiş ve ”... ben gerçekten buna karşı kesin olarak güvenilir bir güce sahibim.” (Neml Suresi, 39) şeklinde belirtmiştir. Bu ifadeyle, onun bir yerden diğer bir yere çok büyük bir hızla hareket ettiğine, bir maddeyi başka bir yere iletebildiğine işaret ediliyor olabilir. (En doğrusunu Allah bilir)

Cinleri Allah'a Ortak Koşanlar

Bazı insanlar cinlerin kendilerine ait bir güçleri olduğuna inanmaktadırlar. Oysa bu çok büyük bir yanılgıdır. Çünkü cinleri yaratan Allah’tır ve onların kendilerine ait hiçbir güçleri yoktur. Allah dilemedikçe onların herhangi bir kişiye zarar vermeleri ya da fayda sağlamaları mümkün değildir. Ancak buna rağmen insanların bir bölümü cinlerden medet umabilmektedirler:

Cinleri Allah’a ortak koştular. Oysa onları O yaratmıştır. Bir de hiçbir bilgiye dayanmaksızın Ona oğullar ve kızlar yakıştırıp-uydurdular. O, ise nitelendire geldikleri şeylerden Yücedir, uzaktır. (Enam Suresi, 100)

Allah Kuranda, insanların cinlerle temas kurmak suretiyle saptıklarını şu şekilde bildirir:

Bir de şu gerçek var: İnsanlardan bazı adamlar cinlerden bazı adamlara sığınırlardı. Öyle ki onların azgınlıklarını arttırırlardı. (Cin Suresi, 6)

Bir ayette meleklerin de, bazı insanların cinlere ibadet ettiklerini bildirdikleri şöyle belirtilmektedir:

(Melekler) Derler ki: Sen Yücesin, bizim Velimiz Sensin onlar değil. Hayır, onlar cinlere tapıyordu ve çoğu onlara iman etmişlerdi. (Sebe Suresi, 41)

İnsanların cinleri Allah’a şirk koşmalarının ve onlardan medet ummalarının en önemli sebeplerinden biri, yukarıda da belirttiğimiz gibi onların gaybı bildiklerini düşünmeleridir. Oysa bu çok büyük bir yanılgıdır. Çünkü Allah Kuran'da, cinlerin gayba dair bir bilgiye sahip olmadıklarını bildirmektedir. (Sebe Suresi, 14) Ayetlerde cinlerin insanlar için bir yol gösterici olmadıkları, hatta insanları doğru yoldan saptırmak için onlara süslü sözler fısıldadıkları bildirilir. Ancak unutulmamalıdır ki, cinlerin Allah dilemedikçe insanlar üzerinde bir etkisi olması mümkün değildir. Onları Allah yaratmıştır ve onlar da kâinattaki tüm canlılar gibi Allah’ın emriyle hareket etmektedirler:

Böylece her peygambere insan ve cin şeytanlarından bir düşman kıldık. Onlardan bazısı bazısını aldatmak için yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapmazlardı. Öyleyse onları yalan olarak düzmekte olduklarıyla baş başa bırak. (Enam Suresi, 112)

Hem insanları yoldan saptıran cinler, hem de cinleri Allah’a şirk koşanlar; bu yaptıklarına karşılık olarak Allah onları sonsuz cehennem azabıyla cezalandıracaktır. Dünya hayatlarında cinlerin yaldızlı sözlerine kananlar ahirette çok büyük bir yanılgıya düştüklerini anlayacaklardır. Çünkü o gün tüm şirk koştukları kimseler kendilerinden uzaklaşacak, Allah’ın karşısında yapayalnız, tek başlarına olduklarını kavrayacaklardır. Cehennem azabıyla karşılık bulacaklarını anladıklarında ise şu şekilde yalvaracaklardır:

İnkâr edenler dediler ki: Rabbimiz cinlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları bize göster ayaklarımızın altına alalım, en aşağılarda bulunanlardan olsunlar. (Fussilet Suresi, 29)

Bir diğer ayette ateşin onlar için süresiz bir konaklama yeri olduğunu Rabbimiz şu şekilde bildirmektedir:

Onların tümünü toplayacağı gün: Ey cin topluluğu insanlardan çoğunu (ayartıp kendinize kullar) edindiniz (diyecek). İnsanlardan onların dostları derler ki: Rabbimiz, kimimiz kimimizden yararlandı ve bizim için tespit ettiğin süreye ulaştık. (Allah) Diyecek ki: Allah’ın dilediği dışta olmak üzere ateş sizin içinde süresiz kalacağınız konaklama yerinizdir. Şüphesiz Rabbin hüküm ve hikmet sahibi olandır, bilendir. (Enam Suresi, 128)

Cinleri Yaratan Allah'tır

Unutulmamalıdır ki cinler tıpkı insanlar gibi Allah’a kulluk etmek için Allah’ın yarattığı varlıklardır. Kendilerine ait hiçbir güçleri yoktur, Allah’ın izni olmaksızın hiç kimseye zarar veremeyecekleri gibi yarar da sağlamaları mümkün değildir. Onlar da tüm insanlar gibi dünya hayatında imtihan olmaktadırlar ve yapıp ettikleriyle ahirette karşılık göreceklerdir. Cinleri farklı bir alemde yaratan, alemlerin, göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbi, alemlerden müstağni olan Yüce Allah’tır.
Quo vadis?
ismailz - avatarı
ismailz
Ziyaretçi
10 Ocak 2013       Mesaj #3
ismailz - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Ziyaretçi adlı kullanıcıdan alıntı

ben aradım ama bulamadım

Kur'an-ı Kerim, insanın yaratılışı çok net olarak anlattığı gibi onun hemen yanıbaşında cinler için de aynı açıklıkta beyanda bulunur. Bir yerde onları "şiddetli alevden"(Rahman. 55/15) yaratıldıkları ifade edilirken bir başka ayette "dumansız ateşten" (Hicr, 15/27) yaratıldıkları anlatılır. Birinci ayette cinlerin esas yapısı hakkında "mearic" tabiri kullanılır. Diğerinde ise "nar-i semum" tabiri geçer. Bu kelimelerin tefsirlerdeki karşılıklarına bakabiliriz.

İbn-i Abbas, "mearic" kelimesini "ateşin ozü" diye tefsir etmiştir.8 Karışık alev, dumansız ateş ya da kızıl, sarı ve yeşil tonları ile alevin tam ortası9 gibi manalar ifade eder.

Cinleri asıl mahiyet ve hüviyetleriyle görmek imkânsızdır. "Sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler" (A'raf, 7/27). Bazı müfessirler bu âyete dayanarak onların asla görülemeyeceği hükmünü çıkarmışlardır.16 Ancak cinler yapıları itibarıyla aynen melekler gibi lâtif olduklarından temessül edebilirler. Kaldı ki Resul-i Ekrem Efendimiz (sav) bir gece bir grup cinle bir arada bulunmuş, onlara Kur'ân okumuş, sabah olunca da durumu sahabe-i kirama anlatarak yaktıkları ateşin kalıntılarını kendilerine göstermiştir." Ayrıca yine Efendimiz'in cinlere vahyi tebliğ etmek maksadıyla muhtelif zamanlarda altı defa görüşmüştür.18 Bu durumun "Resuli's-Sakaleyn" sıfatı ile Peygamber Efendimiz'e has bir keyfiyet olduğu düşünülmelidir. Mi'racda Rabbi ile görüşen, Cebrail (as) ile sürekli beraber olan Zât (sav)'ın cinleri görmesi de gayet tabiîdir. Ne var ki, insanlar için durum farklıdır. Cenâb-ı Hak, insanları cinleri görebilecek keyfiyette yaratmamıştır. İnsanlar onları göremezler ama onlar bizi görebilirler.
Cin Sûresi
Cinler hakkında abartılmış bilgi ve inançların yanlışlığı ve asılsızlığı, dinledikleri Kur'ân'ın cinler üzerindeki tesiri ve âhiret hayatının kesin olduğu hakikati bu sûrede çok kesin ifadelerle gözler önüne serilir. Buna göre cinlerin de mü'mini, kâfiri, iyisi ve kötüsü vardır. inanmayan cinler de, tıpkı insanların kâfirleri gibi cehennemin yakıtı olacaklardır. İnanan insanların onlardan çekinmelerine, korkmalarına hiç gerek yoktur. Çünkü onlar Allah'a sığınanlara ve O'nun koruduklarına hiçbir zarar veremezler. Kendilerine sığınanlara da bir fayda sağlayamazlar.
Kur'ân'ın müstakil bir sûre ve yirmi küsur âyetle ortaya koyduğu prensiplerden anlıyoruz ki cinler, insanlardan pek farklı yaratıklar değillerdir. Onların bizler için hep ürküntü verici mahluklar olmaları, biraz görülmemelerinden biraz da onların bizden farklı yaratılmalarından kaynaklanmaktadır. Meselâ, kesif maddelerden geçebilme gibi özelliklerinden ileri gelmektedir. Bununla beraber kötülüğe daha meyilli oldukları da anlaşılmaktadır. Cinlerin tesirinden kurtulmak ve onlara maruz kalmamak için sihir veya büyü gibi yollar yerine, Kur'ân okumanın, Allah'la irtibatı daha sağ-lamlaştırıp ibadet ü taate devam etmenin dışında herhangi bir yola tevessül edilmesi doğru değildir.

Benzer Konular

27 Mayıs 2014 / Ziyaretçi Cevaplanmış
6 Mart 2012 / YarıMisafir Soru-Cevap
9 Ocak 2013 / halukgta Müslümanlık/İslamiyet
26 Ocak 2010 / Ziyaretçi Soru-Cevap
21 Mayıs 2011 / Misafir Cevaplanmış