Arama

Kozmik olaylar nedir? Dünyayı nasıl etkiler?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 15 Mayıs 2012 Gösterim: 12.093 Cevap: 7
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
15 Kasım 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
kozmik olaylar dünyayı nasıl etkiler?
EN İYİ CEVABI Keten Prenses verdi
Kozmik bilim, bio enerji, saglikli yasam gibi konular üzerinde uluslararasi alanda çalismalar yapan Azerbaycan Kozmik Arastirmalar Enstitüsü'nden Kozmik Bilim Uzmani Prof. Dr. Ahmet Maranki, hayatin sirlari, saglikli yasam ve dünyada gizli kalmis çalismalarla ilgili sok edici bilgiler verdi. Maranki, Türkiye'de açilan kuyularin hepsinde petrol oldugunu ifade etti.

Sponsorlu Bağlantılar
Samsun'da Ilkadim Belediyesi tarafindan verilen "Kozmik Bilim ve Kozmik Bilinç" konulu konferansa konusmaci olarak katilan Prof. Dr. Ahmet Maranki, kozmik bilimin akil sahiplerine, yani aklini kullananlara ve düsünenlere hitap ettigini, kozmik bilincin ise kainat kitabini ilim ve fen noktasinda okumak oldugunu söyledi. Konferansinda izleyenleri sasirtan ve ilgisini çeken konulara deginen Ahmet Maranki, dünyanin büyük bir patlamayla olustugunu ve bu patlamayla devamli bir enerjinin yayilip genisledigini, genislemeyle birlikte ise yeni bir enerji ortaya çiktigini dile getirerek, "Kainatin bu hareketlilikle beslenmesi kozmik bilime göre bu enerjiyle baglantilidir. Bu gördügümüz genisleme ve yayilan enerji bütün kozmosu etkiledigi gibi dünyamizi da etkiliyor. Yaratici diyor ki; 'Sizin göremediginiz ama her zaman bedeninizde ve çevrenizde enerji ve canlilar var. Bizim görünmez vazifeli yaratiklarimiz var' diyor. Bu çok önemli. O canlilar bizim etrafimizdaki enerjidir. Bu enerji topraklanmadigi takdirde birçok hastaliklar bizi beklemektedir. Etrafimizda olusan enerjiler canlidir ve yaratiktir. Dinin emri de bunu gösteriyor. Bu çok önemlidir" dedi.

Ilk defa dünyada bir elin yaydigi enerjileri tespit ettiklerini, vazifeli yaratiklarin su anda boyutta, her seyin etrafinda oldugunu, bilimsel olarak yüz milyon katrilyon canlili 10 üzeri 16 milyon kalindiginda etrafi koruyan canlilar bulundugunu, bunlarin bilimsel olarak görüntülendigini, enerji diye bilinen bu canlilardan koruma alani olustugunu kaydeden Maranki, "Düsüncelerimize göre, etrafimizdaki enerji sekil degistirmektedir. Kötü bakarsaniz enerji alaniniz kötü olur. Bunlari iyi düsünün, etrafimizdaki canlilar tüm yaptiklarimizi kontrol merkezine iletiyor. Orada bir eksi veya arti veriliyor. Mesela 100 eksiniz oldugunda bir yere çarpabilir, bin tane oldugu zaman baska bir sey olabilir" uyarisinda bulundu.


"RENKLERiN HEPSiNiN TEDAVi EDiCi ÖZELLiGi VAR"
Dünyadaki 124 bin hayvanin ve bitkinin hepsinin rengarenk olmasinin tesadüf olamayacagina da dikkat çeken Maranki, bunlarin esref-i mahlukat olan insanlar için yaratildigini vurgulayarak, "Bilimsel olarak bazen kabul edilmese de, 'biz topraktan yaratilmisiz' diyoruz. Topragiz. Toprak ve suyun çekilmis fotograflarina bakildiginda bunlarin hiç birinin tesadüf olamayacagi görülecektir. Demek ki; gören onun ötesinde bir güç. Biz yaraticinin boyasiyla boyaniyoruz. Mor, lacivert, mavi, yesil, sari, turuncu ve kirmizi. Bu renklerden istifade edin. Renklerin hepsinin tedavi edici özelligi vardir. Osmanli döneminde renk, ses, müzik odalari vardi. Biz bunlari unuttuk.


Bütün noktalar bedenimizde var. 8 ayri noktada renkler var. Tesadüf müdür? Hepsi canli hepsi enerji saçiyor. Ama bizim insanlarimiz televoleler, maçlarla ugrasiyor. Konusanlar günah keçisi kabul ediliyor ama bunlar gerçektir. Kainatin kitabini okuyarak, sagligimizi korumaya devam edebiliriz. Tabii ki tip da olacak" diye konustu.

"NiKAHLI ESE DOKUNUNCA RENKLER NORMAL"
Insanlarin etrafindaki canlilarin (enerjinin) düsüncelere göre degistigini, bunun hizinin ise isik hizini astigini dile getiren Maranki, bunlarin hepsinin belgeli oldugunu vurguladi. Krilyan teknigiyle ilginç bir deney yapildigina isaret eden Maranki, sözlerini söyle sürdürdü:

"Nikahli ve nikahsiz yasadiginiz kisiye dokunmayla gelisen olaylara bakalim. Erkek nikahli esine dokundugu zaman renkler normal seyrediyor. Ama kendisine yabanci bir kadin dokununca kapkara oluyor. Yaraticinin emirleri disinda olan kareler kapkara. ilk defa bunlar bilimsel olarak kanitlandi. Düsünceye göre çevremizdeki renklerde degismeler oluyor. Sag elle aldigimiz elmanin rengi bile degisik. Bunun gibi örnekler çok. Gida konusuna bakildiginda meyveler enerjilerini disa dogru veriyor. Sagligimiz için de gidalari zamaninda yemeliyiz. Enerji durumlari degisik olur. Mantarin müthis bir enerjisi vardir.

Agaçlarin etrafindaki zehir sifadir, yilan zehri sifadir. Ama bizim enerjimiz ona yetmedigi için zehir etkisi yapiyor. Simdi bunlar silah sanayiinde kullanilmaktadir. Hücrenizi çalistirin, havuçta da yogun bir enerji vardir. Sabahlari bir elma, havuç, kirmizi pancar suyu içine bir kasik bal koyup için. Hayatinizda çok sey degisecek. Bir elmanin çekirdeginde bir elma agaci varsa, onun çekirdegini atmak akil isi degildir. Bu enerji çesitleri krilyan teknigiyle tespit edilmistir."

"DÜNYANIN BELLi MERKEZLERi VAR, HEPiMiZ iZLENiYORUZ"

Dünyanin belli merkezleri bulundugunu, örnegin ABD'nin Nevada 51. bölge denilen merkezinden radyo dalgalariyla Güney Kore'deki bir çocugun gözündeki iltihabin yok edildigini gözleriyle gördügünü ifade eden Maranki, "Bu radyo dalgalari bize göre faydali veya zararli hale getirilebir. En çarpici örnekte Apaçi helikopterlerinin Irak'taki 400 bin devrim muhafizini inlerinden çikarip evlerine göndermesidir. Sonradan akillari baslarina geldi. Ayni sistem Bosna'da uygulandi.

Su an TV'lerdeki 24. kareden sonra bizim göremedigimiz 25. kareler var. Bunlar bilinçaltini yönetmektedir. 'AB'ye giren haindir veya girmeyen haindir' diye düsünürken bugün baska bir sey düsünebiliriz. Beyin kontrolü, zihin kontrolü vardir. 25. kareler beyin alt modunda, sekil ve ritm dalga boyutlariyla beyin merkezlerini uyarir. Böyle inanirken baska türlü inanmaya baslarsiniz" açiklamasini yapti.

Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
15 Kasım 2008       Mesaj #2
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
KOZMİK OLAYLAR DÜNYAYI NASIL ETKİLER?
Sponsorlu Bağlantılar
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
15 Kasım 2008       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Kozmik bilim, bio enerji, saglikli yasam gibi konular üzerinde uluslararasi alanda çalismalar yapan Azerbaycan Kozmik Arastirmalar Enstitüsü'nden Kozmik Bilim Uzmani Prof. Dr. Ahmet Maranki, hayatin sirlari, saglikli yasam ve dünyada gizli kalmis çalismalarla ilgili sok edici bilgiler verdi. Maranki, Türkiye'de açilan kuyularin hepsinde petrol oldugunu ifade etti.

Samsun'da Ilkadim Belediyesi tarafindan verilen "Kozmik Bilim ve Kozmik Bilinç" konulu konferansa konusmaci olarak katilan Prof. Dr. Ahmet Maranki, kozmik bilimin akil sahiplerine, yani aklini kullananlara ve düsünenlere hitap ettigini, kozmik bilincin ise kainat kitabini ilim ve fen noktasinda okumak oldugunu söyledi. Konferansinda izleyenleri sasirtan ve ilgisini çeken konulara deginen Ahmet Maranki, dünyanin büyük bir patlamayla olustugunu ve bu patlamayla devamli bir enerjinin yayilip genisledigini, genislemeyle birlikte ise yeni bir enerji ortaya çiktigini dile getirerek, "Kainatin bu hareketlilikle beslenmesi kozmik bilime göre bu enerjiyle baglantilidir. Bu gördügümüz genisleme ve yayilan enerji bütün kozmosu etkiledigi gibi dünyamizi da etkiliyor. Yaratici diyor ki; 'Sizin göremediginiz ama her zaman bedeninizde ve çevrenizde enerji ve canlilar var. Bizim görünmez vazifeli yaratiklarimiz var' diyor. Bu çok önemli. O canlilar bizim etrafimizdaki enerjidir. Bu enerji topraklanmadigi takdirde birçok hastaliklar bizi beklemektedir. Etrafimizda olusan enerjiler canlidir ve yaratiktir. Dinin emri de bunu gösteriyor. Bu çok önemlidir" dedi.

Ilk defa dünyada bir elin yaydigi enerjileri tespit ettiklerini, vazifeli yaratiklarin su anda boyutta, her seyin etrafinda oldugunu, bilimsel olarak yüz milyon katrilyon canlili 10 üzeri 16 milyon kalindiginda etrafi koruyan canlilar bulundugunu, bunlarin bilimsel olarak görüntülendigini, enerji diye bilinen bu canlilardan koruma alani olustugunu kaydeden Maranki, "Düsüncelerimize göre, etrafimizdaki enerji sekil degistirmektedir. Kötü bakarsaniz enerji alaniniz kötü olur. Bunlari iyi düsünün, etrafimizdaki canlilar tüm yaptiklarimizi kontrol merkezine iletiyor. Orada bir eksi veya arti veriliyor. Mesela 100 eksiniz oldugunda bir yere çarpabilir, bin tane oldugu zaman baska bir sey olabilir" uyarisinda bulundu.


"RENKLERiN HEPSiNiN TEDAVi EDiCi ÖZELLiGi VAR"
Dünyadaki 124 bin hayvanin ve bitkinin hepsinin rengarenk olmasinin tesadüf olamayacagina da dikkat çeken Maranki, bunlarin esref-i mahlukat olan insanlar için yaratildigini vurgulayarak, "Bilimsel olarak bazen kabul edilmese de, 'biz topraktan yaratilmisiz' diyoruz. Topragiz. Toprak ve suyun çekilmis fotograflarina bakildiginda bunlarin hiç birinin tesadüf olamayacagi görülecektir. Demek ki; gören onun ötesinde bir güç. Biz yaraticinin boyasiyla boyaniyoruz. Mor, lacivert, mavi, yesil, sari, turuncu ve kirmizi. Bu renklerden istifade edin. Renklerin hepsinin tedavi edici özelligi vardir. Osmanli döneminde renk, ses, müzik odalari vardi. Biz bunlari unuttuk.


Bütün noktalar bedenimizde var. 8 ayri noktada renkler var. Tesadüf müdür? Hepsi canli hepsi enerji saçiyor. Ama bizim insanlarimiz televoleler, maçlarla ugrasiyor. Konusanlar günah keçisi kabul ediliyor ama bunlar gerçektir. Kainatin kitabini okuyarak, sagligimizi korumaya devam edebiliriz. Tabii ki tip da olacak" diye konustu.

"NiKAHLI ESE DOKUNUNCA RENKLER NORMAL"
Insanlarin etrafindaki canlilarin (enerjinin) düsüncelere göre degistigini, bunun hizinin ise isik hizini astigini dile getiren Maranki, bunlarin hepsinin belgeli oldugunu vurguladi. Krilyan teknigiyle ilginç bir deney yapildigina isaret eden Maranki, sözlerini söyle sürdürdü:

"Nikahli ve nikahsiz yasadiginiz kisiye dokunmayla gelisen olaylara bakalim. Erkek nikahli esine dokundugu zaman renkler normal seyrediyor. Ama kendisine yabanci bir kadin dokununca kapkara oluyor. Yaraticinin emirleri disinda olan kareler kapkara. ilk defa bunlar bilimsel olarak kanitlandi. Düsünceye göre çevremizdeki renklerde degismeler oluyor. Sag elle aldigimiz elmanin rengi bile degisik. Bunun gibi örnekler çok. Gida konusuna bakildiginda meyveler enerjilerini disa dogru veriyor. Sagligimiz için de gidalari zamaninda yemeliyiz. Enerji durumlari degisik olur. Mantarin müthis bir enerjisi vardir.

Agaçlarin etrafindaki zehir sifadir, yilan zehri sifadir. Ama bizim enerjimiz ona yetmedigi için zehir etkisi yapiyor. Simdi bunlar silah sanayiinde kullanilmaktadir. Hücrenizi çalistirin, havuçta da yogun bir enerji vardir. Sabahlari bir elma, havuç, kirmizi pancar suyu içine bir kasik bal koyup için. Hayatinizda çok sey degisecek. Bir elmanin çekirdeginde bir elma agaci varsa, onun çekirdegini atmak akil isi degildir. Bu enerji çesitleri krilyan teknigiyle tespit edilmistir."

"DÜNYANIN BELLi MERKEZLERi VAR, HEPiMiZ iZLENiYORUZ"

Dünyanin belli merkezleri bulundugunu, örnegin ABD'nin Nevada 51. bölge denilen merkezinden radyo dalgalariyla Güney Kore'deki bir çocugun gözündeki iltihabin yok edildigini gözleriyle gördügünü ifade eden Maranki, "Bu radyo dalgalari bize göre faydali veya zararli hale getirilebir. En çarpici örnekte Apaçi helikopterlerinin Irak'taki 400 bin devrim muhafizini inlerinden çikarip evlerine göndermesidir. Sonradan akillari baslarina geldi. Ayni sistem Bosna'da uygulandi.

Su an TV'lerdeki 24. kareden sonra bizim göremedigimiz 25. kareler var. Bunlar bilinçaltini yönetmektedir. 'AB'ye giren haindir veya girmeyen haindir' diye düsünürken bugün baska bir sey düsünebiliriz. Beyin kontrolü, zihin kontrolü vardir. 25. kareler beyin alt modunda, sekil ve ritm dalga boyutlariyla beyin merkezlerini uyarir. Böyle inanirken baska türlü inanmaya baslarsiniz" açiklamasini yapti.
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
15 Kasım 2008       Mesaj #4
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
etkileri ve sonuçları bu yazıda daha iyi göreceksiniz

Kozmik bilim akıl sahiplerine yeni aklını kullananlara ve düşünenlere hitap ediyor.

"Kozmik Bilinç" kainat kitabını ilim ve fen noktasında okumaktır.

"Kozmik Bilim" ise "Kozmik Bilinç" gözüyle bu gezegenleri güneşe,
cazibe kuvvetiyle bağlayan ve onları yüzyıllardır belli bir plan, nizam, intizam içinde döndüreni, "İdare Edeni" hatırlatmak ve O'nu dikkate veren bir "Bilinç" ortaya koymaktır.

Asrımızın, hem insanımız hem dünyamız için çözülemeyecek hiç bir problemi yoktur.

Kozmik Bilinç

"Kozmik bilinç" ve "felsefik görüş"ün birbirinden farkı: "Felsefeciler" kâinata bakarken hedefleri; güneşi ve ona bağlı cazibe kuvvetiyle dönen gezegenleri en ince detayına kadar incelemek, araştırmak ve yazmaktır. "Kozmik bilim" ise "kozmik bilinç" gözüyle bu gezegenleri güneşe cazibe kuvvetiyle bağlayanı ve onları yüzyıllardır belli bir plan, nizam ve intizam içinde döndüreni, "İdare Edeni" hatırlatmak, O'nu dikkate ve nazarlara veren bir "bilinç" ortaya koymaktır. O’da tektir, Vahit’tir. Herşey O’nun gücü sınırları içindedir.

Bugün birtakım aletler ve teknik uygulamalarla, Yaratıcı'nın ilmî sıfatlarının merhalelerini görme imkanı mevcuttur.

İlim adamları, kozmosun sırlarından çoğuna ulaştıklarında gördüler ki, İlahi kitaplar kozmik evrenle uyum halinde ve içinde yazılanlar ölçülerek, deneyler yapılarak ispatlanabilmektedir.

Bilim adamları dünyadaki ilahi kitaplarda bildirilen emir ve yasakları makine ile ölçmüşler ve bir seviyeye gelmişler.

Bütün burada anlatılanlar uzun araştırmalar sonucunda, 30-40 bin kişinin çalıştığı, 1960'lı yıllarda kurulan kozmik araştırma merkezlerinde yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkarılmıştır.

Cihan hakimiyetine sahip olabilmek için dünya devletlerinin gizli teşkilatlarındaki -CIA, FBI, Mossad, MI6, FSB, NSA, KGB vb.- araştırmaya yönelik örgütler ve Bilimler Akademilerine bağlı olarak çalışan dünyanın pek çok yerindeki ve özellikle Kafkasya'daki, şahsımın da bizatihi bulunduğu Kozmik ve Stratejik Araştırma Merkezleri ve "think tank" düşünce kulüpleri-beyin fırtınaları kuruluşları mevcuttur.

Azerbaycan'daki Petrol Üniversitesi’nde bile 21 adet araştırma enstitüsü bulunmaktadır.

Bizim de içinde bulunduğumuz kozmik araştırma merkezinin 11 tane bölümü vardır. Örnek olarak, nöron bölümünde nöronun 3 ayrı bilim dalı vardır. Bunlardan sadece biri olan davranış bilimleri dalında onlarca bilim adamı çalışır.

Ne yazık ki bu ilimler Türkiye'de planlı ve amaçlı olarak anlatılmamış, bu gibi bilimlerden ve araştırmalardan her ne sebepse insanlar ve üniversitelerimiz uzak tutulmuşlardır.

İnsanın yaradılış amacına uygun ulvî ve manevî bir hayat yaşamasını sağlamak ve insanları malayani, boş şeylerden kurtarıp ciddi olanı gözle görülemeyeni mana gözüyle görebilmesini sağlamak gerekmektedir.

Bizim bu "ilmî gelişme ve keşifleri" dünya insanlığıyla paylaşmamız, proje sahibi yetkili hocamızın dünya insanlığının bu bilime ve bilgiye ihtiyacının vaktinin geldiğini bizce de karanlıkların ardından güneşin doğmasının zorunluluğunun hissedilmesini bildirmesi ile olmuştur.

16 adet teknoloji patenti, halen proje başkanı hocamızın elindedir. Bunlar "know-how" teknolojisi olup bu karanlık asrımızın yüzünü maddî ve manevî aydınlılığa çıkarabilecek ve belki de kıyamete kadar insanlık; reçeteleri elimizde olan bu "know-how" teknolojisi ile gerçek insanlığına kavuşacaktır.

Bu konuda yazılan ilk eserimiz YAİAM ENERJİSİ'nde yazılanlar bu know-how teknolojilerden sadece bir kaçının dünya insanlığı ile paylaşılmasıdır. Zamanı geldikçe de bu paylaşım artacaktır.

Bu konuda yazılmış olan kitapların bazıları insanları çok olumsuz sonuçlara; reenkarnasyon, vahye ters ilişki, dinsizlik vs. gibi çıkmazlara götürüyor. Çünkü, menfi güçler kainat kitabının tanınmamasına çalışmakta, böylece ekolojik denge bozulması ve hastalıklar ortaya çıkmaktadır.

"Kozmik bilinç" kainat kitabını ilim ve fen noktasında okumaktır.

O'nu anlamak, O'nu anlatmak çok zor. Yaratıcı'nın bugüne kadar fazla anlatılmayan ve anlatılamayan yönlerini ilim ve fen noktasında akılları gözlerine inmiş insanlığa anlatmaya çalışıyor.

İlahi anlamda emirlere, emredildiği için inanmak gerekli ama nedenlerini ve niçinlerini ilmî açıdan bilmenin mahzuru olmasa gerek.

Bu ilmin manevî yönü de var. O'nunla, zerrelerin sahibi ile bağlantıyı koparmamak gerekir. O'na yaklaştıkça, O'nun sırları, tecelliyatları insana açılmaya başlar. Bu da bir ilimdir.

Havas ilmini incelemek ve bilmek gerekir.

Bu bilimde virüs, bakteri, cin, şeytan gibi tanımlar yerine enerji boyutları ile müspet-menfi enerji tanımları kullanılır. Kozmostaki her şeyde ikilik, yani müspet - menfi yönler vardır. İnsanların da her şey gibi bir enerji boyutu vardır. Her canlı enerji boyutunda, dalga boyunda farklı işleve sahiptir. Örneğin, yağmuru getiren ile güneş ışığını bize getiren de canlıdır ama bunların cisimleri, cinsleri, boyutları ve enerjileri farklıdır.

Kozmosu, arşı -semaların dışındadır-, âlemi kaplayan "esir maddesi" başlı başına araştırılması gereken bir ilimdir. Esir maddesi ile seyyaratın, denizlerin, uzayın ve diğer ilimlerin izah edilebilme imkanı var. Hatta, diyebiliriz ki, Amerika'yla yapılan telefon konuşması ve canlı yayınlar esir maddesi üzerinden bir canlının "sesler"in ve "ışık"ın taşıması ile yapılabildiği gibi uzayda yürüyen kozmonotlar ve gök taşları da onun taşıyıcılığındaki ve akıcılığındaki özelliği ve diğer özellikleri ile hareket edebilir.

Yıldızları, gezegenleri ve diğer bütün yaratılanları hareket ettiren, bir merkezdir. Güneş, ay, tek hücreliler, bütün görülebilenler, belli uzaklıkta gibi görünse de aslında onlar çok ama çok yakınımızdadır, hatta bize şah damarımızdan daha yakındadır.

Göz görmez, beyindeki göz merkezi de göremez, çünkü protein, fosfor ve karbonhidrat vs.’nin görme yeteneği olamaz. Demek ki gören, onun ötesinde bir şeydir. O da Yaratıcı ile bağlantılıdır. Göz ve beyin aslında bir aracıdır. İnsanlık bunun farkına vardığı zaman, insan olduğunu anlayacak, belki de işte o zaman ölçü ve boyutlar değişecek, bir anda arşta veya arzda olunabilecektir.

Aslında görünenler, beyin ve gözün ötesinde bir şey olup gören de öte bir şeydir veya ötenin O'nunla bağlantısı sonucunda görülenlerdir derken zaten mevcut olan bir şeyden bahsederiz. Çünkü her şey O'nunla bağlı olarak planlı bir programın parçasının o anki tecellisinin ortaya çıkışıdır.

Onlar ruh dünyamızda, bizimle iç içedirler. Semavat denen şeyler bizim ruh dünyamızdadır.

Madde asıl değil, belki manadır. Fakat bize hakim değildir. Belki bize mahkum edilmiş bir ruhtur, şuurdur.

Uzaklık, yakınlık izafidir. Uzaktaki yıldızlarla bile ruhsal noktada beraber olabiliriz, rüyalarımızdaki gibi…

Gerçekte, Levhi Mahfuz’da kader noktasında her şey yazılmış. Bizler yaşamış ve ölmüşüz ama bilmiyor olabilir miyiz? Kaderi iyi anlamak lazım. Verilen cüzi irade ve istidatla, emirler ve yasaklar doğrultusunda hayat çizgimiz devam eder.

Hz. İsa'nın başında müspet enerji hâleleri görüntülenmiş ve hâle olarak resmedilmiştir. Aynı hâle günümüzde bazı kişilerde de vardır ve görünebilir. Bakmak ve görmek ayrı bir sanattır. İstidat ister.

Gösterilen nimetler için "Rabbim bunların asıllarını ve menbalarını göster." diye dua ederiz. Nimetler gölge veya numune olabilir mi? Yoksa, hepsi birer enerji boyutu mu? Kainata ibret nazariyle bakmak, yani tefekkür büyük bir ibadettir. İnsana istidat kazandırır. Enerji boyutlarını müspetleştirir, güçlendirir ve derece kazandırır.
Quo vadis?
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
15 Kasım 2008       Mesaj #5
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
kozmik olayların dünyayı nasıl etkilediğine örnekler verir misiniz
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
16 Kasım 2008       Mesaj #6
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
lütfeennn bu benim için çok önemli örnek istiyorum gelgitler gibi mesela kozmik olaylar(uzaysal olaylar) insanları değil DÜNYAYI NASIL ETKİLER?lütfen
furkan78 - avatarı
furkan78
Ziyaretçi
20 Aralık 2008       Mesaj #7
furkan78 - avatarı
Ziyaretçi
DOĞ OLAYLARI NELERDİR
Sagopa Kajmer - avatarı
Sagopa Kajmer
Ziyaretçi
15 Mayıs 2012       Mesaj #8
Sagopa Kajmer - avatarı
Ziyaretçi
Kozmik bilim, bio enerji, saglikli yasam gibi konular üzerinde uluslararasi alanda çalismalar yapan Azerbaycan Kozmik Arastirmalar Enstitüsü'nden Kozmik Bilim Uzmani Prof. Dr. Ahmet Maranki, hayatin sirlari, saglikli yasam ve dünyada gizli kalmis çalismalarla ilgili sok edici bilgiler verdi. Maranki, Türkiye'de açilan kuyularin hepsinde petrol oldugunu ifade etti.

Samsun'da Ilkadim Belediyesi tarafindan verilen "Kozmik Bilim ve Kozmik Bilinç" konulu konferansa konusmaci olarak katilan Prof. Dr. Ahmet Maranki, kozmik bilimin akil sahiplerine, yani aklini kullananlara ve düsünenlere hitap ettigini, kozmik bilincin ise kainat kitabini ilim ve fen noktasinda okumak oldugunu söyledi. Konferansinda izleyenleri sasirtan ve ilgisini çeken konulara deginen Ahmet Maranki, dünyanin büyük bir patlamayla olustugunu ve bu patlamayla devamli bir enerjinin yayilip genisledigini, genislemeyle birlikte ise yeni bir enerji ortaya çiktigini dile getirerek, "Kainatin bu hareketlilikle beslenmesi kozmik bilime göre bu enerjiyle baglantilidir. Bu gördügümüz genisleme ve yayilan enerji bütün kozmosu etkiledigi gibi dünyamizi da etkiliyor. Yaratici diyor ki; 'Sizin göremediginiz ama her zaman bedeninizde ve çevrenizde enerji ve canlilar var. Bizim görünmez vazifeli yaratiklarimiz var' diyor. Bu çok önemli. O canlilar bizim etrafimizdaki enerjidir. Bu enerji topraklanmadigi takdirde birçok hastaliklar bizi beklemektedir. Etrafimizda olusan enerjiler canlidir ve yaratiktir. Dinin emri de bunu gösteriyor. Bu çok önemlidir" dedi.

Ilk defa dünyada bir elin yaydigi enerjileri tespit ettiklerini, vazifeli yaratiklarin su anda boyutta, her seyin etrafinda oldugunu, bilimsel olarak yüz milyon katrilyon canlili 10 üzeri 16 milyon kalindiginda etrafi koruyan canlilar bulundugunu, bunlarin bilimsel olarak görüntülendigini, enerji diye bilinen bu canlilardan koruma alani olustugunu kaydeden Maranki, "Düsüncelerimize göre, etrafimizdaki enerji sekil degistirmektedir. Kötü bakarsaniz enerji alaniniz kötü olur. Bunlari iyi düsünün, etrafimizdaki canlilar tüm yaptiklarimizi kontrol merkezine iletiyor. Orada bir eksi veya arti veriliyor. Mesela 100 eksiniz oldugunda bir yere çarpabilir, bin tane oldugu zaman baska bir sey olabilir" uyarisinda bulundu.


"RENKLERiN HEPSiNiN TEDAVi EDiCi ÖZELLiGi VAR"
Dünyadaki 124 bin hayvanin ve bitkinin hepsinin rengarenk olmasinin tesadüf olamayacagina da dikkat çeken Maranki, bunlarin esref-i mahlukat olan insanlar için yaratildigini vurgulayarak, "Bilimsel olarak bazen kabul edilmese de, 'biz topraktan yaratilmisiz' diyoruz. Topragiz. Toprak ve suyun çekilmis fotograflarina bakildiginda bunlarin hiç birinin tesadüf olamayacagi görülecektir. Demek ki; gören onun ötesinde bir güç. Biz yaraticinin boyasiyla boyaniyoruz. Mor, lacivert, mavi, yesil, sari, turuncu ve kirmizi. Bu renklerden istifade edin. Renklerin hepsinin tedavi edici özelligi vardir. Osmanli döneminde renk, ses, müzik odalari vardi. Biz bunlari unuttuk.


Bütün noktalar bedenimizde var. 8 ayri noktada renkler var. Tesadüf müdür? Hepsi canli hepsi enerji saçiyor. Ama bizim insanlarimiz televoleler, maçlarla ugrasiyor. Konusanlar günah keçisi kabul ediliyor ama bunlar gerçektir. Kainatin kitabini okuyarak, sagligimizi korumaya devam edebiliriz. Tabii ki tip da olacak" diye konustu.

"NiKAHLI ESE DOKUNUNCA RENKLER NORMAL"
Insanlarin etrafindaki canlilarin (enerjinin) düsüncelere göre degistigini, bunun hizinin ise isik hizini astigini dile getiren Maranki, bunlarin hepsinin belgeli oldugunu vurguladi. Krilyan teknigiyle ilginç bir deney yapildigina isaret eden Maranki, sözlerini söyle sürdürdü:

"Nikahli ve nikahsiz yasadiginiz kisiye dokunmayla gelisen olaylara bakalim. Erkek nikahli esine dokundugu zaman renkler normal seyrediyor. Ama kendisine yabanci bir kadin dokununca kapkara oluyor. Yaraticinin emirleri disinda olan kareler kapkara. ilk defa bunlar bilimsel olarak kanitlandi. Düsünceye göre çevremizdeki renklerde degismeler oluyor. Sag elle aldigimiz elmanin rengi bile degisik. Bunun gibi örnekler çok. Gida konusuna bakildiginda meyveler enerjilerini disa dogru veriyor. Sagligimiz için de gidalari zamaninda yemeliyiz. Enerji durumlari degisik olur. Mantarin müthis bir enerjisi vardir.

Agaçlarin etrafindaki zehir sifadir, yilan zehri sifadir. Ama bizim enerjimiz ona yetmedigi için zehir etkisi yapiyor. Simdi bunlar silah sanayiinde kullanilmaktadir. Hücrenizi çalistirin, havuçta da yogun bir enerji vardir. Sabahlari bir elma, havuç, kirmizi pancar suyu içine bir kasik bal koyup için. Hayatinizda çok sey degisecek. Bir elmanin çekirdeginde bir elma agaci varsa, onun çekirdegini atmak akil isi degildir. Bu enerji çesitleri krilyan teknigiyle tespit edilmistir."

"DÜNYANIN BELLi MERKEZLERi VAR, HEPiMiZ iZLENiYORUZ"

Dünyanin belli merkezleri bulundugunu, örnegin ABD'nin Nevada 51. bölge denilen merkezinden radyo dalgalariyla Güney Kore'deki bir çocugun gözündeki iltihabin yok edildigini gözleriyle gördügünü ifade eden Maranki, "Bu radyo dalgalari bize göre faydali veya zararli hale getirilebir. En çarpici örnekte Apaçi helikopterlerinin Irak'taki 400 bin devrim muhafizini inlerinden çikarip evlerine göndermesidir. Sonradan akillari baslarina geldi. Ayni sistem Bosna'da uygulandi.

Su an TV'lerdeki 24. kareden sonra bizim göremedigimiz 25. kareler var. Bunlar bilinçaltini yönetmektedir. 'AB'ye giren haindir veya girmeyen haindir' diye düsünürken bugün baska bir sey düsünebiliriz. Beyin kontrolü, zihin kontrolü vardir. 25. kareler beyin alt modunda, sekil ve ritm dalga boyutlariyla beyin merkezlerini uyarir. Böyle inanirken baska türlü inanmaya baslarsiniz" açiklamasini yapti.


Benzer Konular

20 Aralık 2010 / Ziyaretçi Soru-Cevap
5 Eylül 2013 / virtuecat Uzay Bilimleri
28 Temmuz 2011 / hazal558 Arşive Kaldırılan Konular