Arama

Çalışmanın önemi ile ilgili hadis var mı? - Sayfa 3

En İyi Cevap Var Güncelleme: 12 Nisan 2014 Gösterim: 116.091 Cevap: 50
misafir - avatarı
misafir
Ziyaretçi
8 Ekim 2009       Mesaj #21
misafir - avatarı
Ziyaretçi
lütfen çalışmanın hadis meali öğretmen kızarsa be ne yaparım koyun şunu lütfen!!!!!
Sponsorlu Bağlantılar
Hasirsapka - avatarı
Hasirsapka
Ziyaretçi
10 Ekim 2009       Mesaj #22
Hasirsapka - avatarı
Ziyaretçi
lütfen ya benim de var ödev koyun şuna bir şeyler...
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Ekim 2009       Mesaj #23
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Hasirsapka adlı kullanıcıdan alıntı

lütfen ya benim de var ödev koyun şuna bir şeyler...


insan için kendi çalıştığından başkası yoktur.(necm_39)

Yaratan Rabbinin adıyla oku!(alak-1)

Hiç kimse el emeğiyle kazandığından daha hayırlı bir lokma yememiştir.(Hadis-i Şerif)

Çalışanlar kötülük etmeye vakit bulamazlar.Çalışmayanlar ise,kendilerini kötülükten kurtaramazlar.(Hz.Ali)r.a.

Hikmet ve ilim müminin kaybolmuş malıdır , onu nerede bulursa hemen alsın..(hadis-i şerif)

ilim Çin'de de olsa alınız..(Hadis-i şerif)

çalışınız, kendinizi bırakmayınız. çünkü herkes ne iş için yaratılmısa, o iş kendisine kolay hale getirilir. (hadis-i şerif)

alıntıdır.
* ÇALIŞMAKLA İLGİLİ HADİSLER *


Geçimini sağlamak için çalışıp helâlinden kazanma farzdır. Hz. Peygamber

* Geçim için çalışıp helâlinden kazanma farzdır *

* Kişi kendi elinin emeğinden daha temiz bir kazanç elde etmemiştir *

* Hiç kimse elinin erneğinden daha hayırlı bir şey yememiştir. Allahın peygamberi Davut da elinin emeğinden yerdi *

* Hz. Peygamber çalışmayı ve bununla kişiye muhtaç olanları geçindirmeyi, Allah yolunda cihat etmek veya gündüzün oruç tutmak, geceleyin de namaz kılmak ile eşdeğer tutmuştur *

İslâmda çalışmadan, dilenerek geçinmek yasaktır. Çalışabilecek durumda olan kimsenin dilenmesi haramdır. En kötü şartlar altında dahi çalışma, başkalarına yük olmaktan üstündür:

* Kişinin sırtında odun taşıyarak geçimini sağlaması, versin veya vermesin birisinden bir şey istemekten daha hayırlıdır *

Kaynak :
* Riyasüz Salihin
* Buharî, Büyu 15 Nefekât, 1
* Keşful Hafa, II, 46
* İbni Mâce, Ticârât, I
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Ekim 2009       Mesaj #24
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
insan için kendi çalıştığından başkası yoktur.(necm_39)

Yaratan Rabbinin adıyla oku!(alak-1)

Hiç kimse el emeğiyle kazandığından daha hayırlı bir lokma yememiştir.(Hadis-i Şerif)

Çalışanlar kötülük etmeye vakit bulamazlar.Çalışmayanlar ise,kendilerini kötülükten kurtaramazlar.(Hz.Ali)r.a.

Hikmet ve ilim müminin kaybolmuş malıdır , onu nerede bulursa hemen alsın..(hadis-i şerif)

ilim Çin'de de olsa alınız..(Hadis-i şerif)

çalışınız, kendinizi bırakmayınız. çünkü herkes ne iş için yaratılmısa, o iş kendisine kolay hale getirilir. (hadis-i şerif)

alıntıdır.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Ekim 2009       Mesaj #25
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
işçinin ücretini anının teri kurumadan veriniz
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Ocak 2010       Mesaj #26
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
insan için ancak çalıştığının karşılığı vardır necm suresi 39. ayet
hiç kimse elinin emeğiyle kazandığından daha hayırlı bir şey yememiştir. buhari büyu 15. hadis
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Ocak 2010       Mesaj #27
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
islamda çalışmanın önemi

--------------------------------------------------------------------------------
Yüce Allah, insanı diğer varlıklar arasında üstün bir derecede yaratmış ve başka hiçbir varlığa nasip etmediği bazı nimetleri, insana vermiştir. İnsanın bu şekilde üstün bir derecede yaratıldığını haber veren ayetlerden birinin meali şöyledir:

"Rabbin meleklere: "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" dediği vakit, onlar: "A! Oradaki nizamı bozacak ve yeryüzünü kana bulayacak bir mahluk mu yaratacaksın? Oysa biz sana devamlı hamd, ibadet ve tenzih etmekteyiz" dediler. Allah: "Ben, sizin bilmediğiniz pek çok şey bilirim" buyurdu."(1)

Yeryüzünde bir halife olarak yaratılan insanın, diğer varlıklar arasında şerefli olan bir dereceye ulaşmak, kendisine verilen görevleri Kur'an ve sünnet ölçüleri dahilinde yerine getirmek için, büyük bir gayret içerisinde bulunması gerekir.

Yüce Allah'ın insana yüklediği çalışmayı, üç kısım halinde mütalaa etmemiz mümkündür:

1- İnsanın, Allah'a karşı olan vazifelerini yerine getirmesi alanında yapacağı çalışma

2- İnsanın, insana karşı, insan hakları ile ilgili olarak yerine getirmesi icap eden vazifeleri alanında yapacağı çalışma

3- İnsanın, dünya hayatına yönelik, dünyanın imarı açısından yapacağı çalışma.

Allah'a karşı olan vazifelerimiz alanındaki çalışma, Allah'ın varlığına ve birliğine inanma, O'nu tanıma, O'na ibadet etme, genel olarak O'nun emir ve yasaklarına riayet etme şeklinde olmaktadır. Bu hususta bilgi veren bir ayetin meali şöyledir:

"Ben cinleri ve insanları, sırf Beni tanıyıp yalnız Bana ibadet etsinler diye yarattım."(2)

Bu ayette, insanlarla cinlerin, Allah'ı tanımaları ve her türlü şirkten uzak bir şekilde O'na kulluk etmeleri için yaratıldıkları haber verilmektedir. Aslında bütün varlıklar, Allah'a itaat ve ibadet içerisinde bulunmaktadırlar. Bu ayette yalnız insanlarla cinlerin ismen zikredilmeleri, onların, bu görevi iradelerini kullanarak yapmaları münasebetiyle olabilir.

Bir de bu ayette geçen, "Allah'ı tanıyıp O'na ibadet etme" olayı, insanın, akil baliğ olduğu andan itibaren ölünceye kadar, Allah'ın emir ve yasaklarına, kısacası Kur'an'a uygun bir hayat sürdürme gayret ve çabası içerisinde bulunma diye değerlendirilebilir.

Kur'an'da anne-babaya(3) ve diğer çeşitli insanlara(4) iyilikte bulunma emredilince, ayetlerin başında önce Allah'a ibadet etme gündemde tutulmaktadır.

Hz. Muhammed (s.a.v.), her konuda olduğu gibi, Allah'a karşı olan vazifeleri yerine getirme hususunda da, inanan insanlar için örnektir. O, hiçbir zaman kalbim temizdir, imanım vardır deyip Allah'a karşı olan görevlerini yerine getirmede ihmalkâr davranmamış ve Allah'ın rızasına muhalefet olacak herhangi bir hareketi işlemeye yeltenmemiştir.

İnsanın insana karşı, kul hakkı, bu günün deyimiyle insan hakları açısından yapacağı çalışmaya gelince, Allah'a iman ve O'na ibadet etmekten hemen sonra, anne-babaya iyilikte bulunmak, onlara karşı olan görevleri yerine getirme istikametinde çalışma gayreti içerisinde olmak, Kur' an ve sünnetin emirlerinin gereğidir.

Ayrıca, çocuklarımıza, eşimize, yakınlarımıza, komşularımıza ve ilgimizin bulunduğu tüm kişilere karşı olan görevlerimiz vardır. İnsan olarak bu görevlerimizi Kur'an ve sünnet çerçevesi dahilinde yerine getirme çabası içerisinde bulunmamız icap eder.

İslam dininin bu konuda önemle üzerinde durduğu husus, genel olarak insan haklarına saygılı davranmaktır. Bu gün için, Batı dediğimiz Amerika, İngiltere ve Avrupa Birliğini oluşturan devletler, İslam alemini insan hakları konusunda sık sık uyarmaktadırlar. Aslında Müslümanlar, cehalet ve gaflet uykusundan uyanarak, bu konudaki ayet ve hadisleri ortaya koyarak kendi aralarında uygulasalar, bunlarla dünyaya insan hakları derslerini verebilme gücüne kavuşacaklardır. Kur'an baştan sona insan hakları mesajlarıyla doludur. İmamların, Cuma hutbelerinin sonunda, hutbeye son verirken, yüksek sesle okudukları bir ayet vardır. Aslında bu ayet, insan hakları konusunda, özet mahiyetinde bir mesajdır. Bu ayetin meali şöyledir:

"Mutlaka Allah, adaleti, ihsanı, en güzel davranışı ve muhtaç oldukları şeyleri yakınlara vermeyi emreder; hayasızlığı, çirkin işleri, zulüm ve tecavüzü yasaklar. Düşünüp tutasınız diye size öğüt verir." (5)

Çok acıdır, Cuma hutbelerinin sonunda bu ayeti okuyan birçok imamımız ve onu dinleyen cemaatimiz, bu ayetin anlamını bilmemekte ve farkında olmamaktadır.

Kur'an'da, bu şekilde adalet, hürriyet ve eşitlik prensiplerini işleyen daha nice ayetler vardır.

Hz. Muhammed (s.a.v.) de, ömür boyu insan haklarına saygılı bir şekilde hayat sürdürmüş ve bu konuda kendisinden pek çok hadis-i şerif vârit olmuştur. Bu konu ile ilgili söylediği hadislerden bazılarının anlamı şöyledir:

"Sizden biri, kendi nefsi için istediğini kardeşi için istemedikçe, iman etmiş olmaz." Msn Demon

"Kendi nefsin için istediğini, bütün insanlar için iste. İşte o zaman müslüman olmuş olursun." (7)

Hz. Muhammed (s.a.v.) bu açıklamalarıyla, bir nevi imanı da İslam'ı da insan haklarına bağlamıştır.

Buna göre insan olarak, maddi ve manevi alanda, kendimize tanıdığımız her türlü tabii hakları, diğer bütün insanlar için tanımalıyız; kendimize arzu ettiğimiz güzellikleri, herkes için arzu etmeli, kendimiz için istemediğimiz kötülükleri, hiç kimse için istememeliyiz. Müslümanların, bu konuda ciddi bir çalışma içerisinde bulunmaları, son derece zorunludur.

Ayrıca Hz. Muhammed (s.a.v)'in Veda hutbesi, özelde kadın hakları ve genelde insan hakları açısından bir inkılap niteliğindedir.

Kur'an'ın insana yönelttiği diğer bir çalışma alanının dünyaya, hatta kainata yönelik olduğunu ifade edebiliriz. Çünkü insan, dünyayı imar etmek, hem dünya hem de uzayda çeşitli varlıklardan faydalanmak üzere yaratılmıştır. Kur'an'ın çeşitli ayetlerinde, yerin ve göğün insanın emrine verildiği haber verilmektedir. Msn Note

Ayrıca Kur'an'da müslümanların, kapsamlı bir şekilde çalışmalarının, daima düşmanlarından önde olmalarının gerektiği(9) ve kim olursa olsun insana ancak çalıştığının karşılığının verileceği, kendisine çalışmasından başka herhangi bir şeyin verilmeyeceği(10) haber verilmektedir.

Fert, aile, toplum ve İslam âlemi olarak, ayakta durabilmek, sağlıklı bir hayatı sürdürebilmek, diğer insanlar ve milletler arasında şerefli bir makama kavuşabilmek, kısacası dünya ve ahiretin huzur ve saadetine kavuşabilmek için, Kur'an'ın yönelttiği bu vazifeleri yerine getirme istikametinde ciddi bir şekilde çalışmak gerekir.

Ayrıca çalışmada, dünya ve ahiret dengesini tutturmanın önemi çok büyüktür. Yalnız ahiret veya yalnız dünya için çalışmak, dengeyi bozar. Kur'an'da bu dengeyi sağlamanın gereğine dikkat çekilmektedir:

"Yoldan sapanlardan biri olan Karun da, Musa'nın ümmetinden olup onlara karşı böbürlenerek zulmetmişti.

Ona hazineler dolusu öyle bir servet vermiştik ki, o hazinelerin anahtarlarını bile güçlü kuvvetli bir bölük zor taşırdı.

Halkı ona: "Servetine güvenip şımarma, böbürlenme. Zira Allah, böbürlenenleri sevmez" demişti.

Allah'ın sana ihsan ettiği bu servetle ebedî ahiret yurdunu mamur etmeye gayret göster, ama dünyadan da nasibini unutma, ihtiyacına yetecek kadar sakla. Allah sana ihsan ettiği gibi sen de insanlara iyilik et, sakın ülkede nizamı bozma peşinde olma. Çünkü Allah, bozguncuları sevmez." (11)

Dikkat edilirse bu ayetlerde Yüce Allah, dünya serveti içinde ahiret yurdunu aramayı, ahiret hayatı için çalışmayı, dünyadaki nasibi de unutmamayı emretmektedir.

Buna göre insan, dünya hayatındaki nasibini unutmayacak, meşru ölçüler dahilinde çalışarak elde edecek. Aynı zamanda, bu hayatta iken, ahiret hayatına hazırlanacak, bu hayattaki imkanları, ahiret hayatı için kullanacak. (12)

Peygamber, sahabe ve velilerin hayatını incelediğimiz zaman, dünya ve ahiret dengesine önem verdiklerini, meşrû ölçülerde çalışmaktan kaçınmadıklarını ve hiçbir zaman çalışmayı ayıp saymadıklarını görmekteyiz. İnsanın, insanlığının bilincine varabilmesi ve insanca bir hayatı sürdürebilmesi için, bu görevlerini yerine getirme istikametinde çalışması, çalışmaktan utanmaması ve özellikle ilmî alandaki çalışmayı ön planda tutması icap eder.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Şubat 2010       Mesaj #28
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Nisâ Sûresi 32

Bir de Allahın kiminize kiminizden daha fazla verdigi seyleri
temenni etmeyin. Erkeklere çalısmalarından nasipleri oldugu
gibi kadınlara da çalısmalarından nasipleri vardır. Çalısın da
siz daha hayırlı seyleri Allah’ın fazlından isteyin. Allah her
seyi hakkıyla bilir.

1-geçim sağlamak için helalinden para kazanmak farzdır
2-kişi kendi elinin emeğinden daha temiz bir kazanç elde etmemiştir
3-İSLAM'da çalışmadan ,dilenerek geçinmek yasaktır çalışabilcek durumda olan bir kişinin dilenmesi haramdır.En kötü şartlar altında dahi çalışma
başkalarına yük olmaktan üstündür.
Hiç kimse el emeğiyle kazandığından daha hayırlı bir lokma yememiştir.
Çalışanlar kötülük etmeye vakit bulamazlar.Çalışmayanlar ise,kendilerini kötülükten kurtaramazlar.(Hz.Ali)r.a.
Hikmet ve ilim müminin kaybolmuş malıdır , onu nerede bulursa hemen alsın..(hadis-i şerif)
Doğru sözlü ve her konuda güvenilen bir ticaret adamı ahirette peygamberler, sıddîkler ve şehitlerle beraber olacaktır
ÇALIŞINIZ"ÇALIŞAN HERKESE ALLAH YARDIM EDER..
İŞİNİ DOĞRU GÜZEL YAPANI ALLAH SEVER
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Nisan 2010       Mesaj #29
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ÇALIŞMANIN ÖNEMİ
Başarının hazzını insan daima yaşamak ister. Tabi ki başarabilmek için evvala gönül vermek, fedakarlık yapmak en önemlisi de çalışmaktır.
Çalışmadan başarılı olan herhangi biri yoktur. Başarı varsa çalışma ve gayret de vardır. İnsan çalıştıkca yücelir. Büyük insanlar yatarak, makam ve mevkilere gelmediler. Başarının ön şartı çalışmaktır.
Ali Fuat Başgil “Zihinle çalışmak, bedenle çalışmaktan zordur” der. Ne kadar haklı. Bedenen çalışan insanların ürünü somuttur. Elle tutulur, gözle görülür. Usta bedenle çalışır. Ev yapmaya başlasa, evi yapınca herkes tarafından görülür.
Evet, zihnen çalışma derken beynimizi zorlayarak çalışmayı kasteddim. Zihnen çalışma da sabır isteyen, mücadeleci ruh gerekentiren çalışma türüdür. Birinci olan gençle ropörtaj yapan spikerin sorularına, öğrenci “Çalışmak, azim ve hırs” olarak belirtti.
Zekamızın türüne göre yönelirsek daha başarılı oluruz. Beynimizin sağ-sol lobunu dengeli kullanır, ikisini de ihmal etmeden çalışırsak başarımızın kalitesi artar. Önemli olan dengeli çalıştırmak. Şuna benzetebiliriz:
Kuşlar çift kanatlıdır. Kuş uçmak istediği zaman iki kanadını da kullanırsa mükemmel uçar. Ama kanadının birini kullanırsa o zaman uçamaz. Bunun gibi kaliteli çalışmak, çalışarak başarı hedefleyenler beyinimizin her iki lobunuda etkin kullanmalıdır.
İnsanlar varlığını, yaşadığını çalışarak hisseddirir. Yaşayan ölü olmamaksa amacımız çalışmalıyız. Bazen hayvanların çalışmalarından bile ibret alanlar olmuştur. Karıcanın çalışmasından.
Suyun damlamasından da ibret alanlar oldu tarihte. Yeter ki zihnimizi çalıştıralım. Beyin nimetimizi etkin kullanalım.
O zaman başarı, takdir kendiliğinden gelir. Başarmak için bol bol okumalıyız. Kültürümüzü geliştirici, bakış açımızı genişletici, kitaplarla dost olmak ne güzeldir.
Gayretli, çalışkan olursak, başarı o kadar yakındır.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Eylül 2010       Mesaj #30
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
hadis meal bulurmusunz Msn Happy

Benzer Konular

25 Kasım 2010 / Eyüp kaya Müslümanlık/İslamiyet
21 Aralık 2011 / Ziyaretçi Cevaplanmış
8 Kasım 2008 / Ziyaretçi Cevaplanmış
23 Mart 2016 / Misafir Müslümanlık/İslamiyet