Arama

Denetleyici ve düzenleyici sistem rahatsızlıkları nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 16 Ekim 2014 Gösterim: 22.772 Cevap: 14
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
25 Kasım 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
benim sorum şu denetleyici ve düzenleyici sistemimizin nrahatsızlıkları nelerdi vede nasılı tedavi edilir lütfen bulun bana
EN İYİ CEVABI HerHangiBiri verdi
Sinir sisteminin hastalıkları

Sponsorlu Bağlantılar
Son derece çeşitli sebeplerden ortaya çıkabilir. Doğuştan olanlar, travmalardan, iltihaplardan, zehirlenmelerden olanlar bunlardan sâdece birkaçıdır. Fonksiyonel hastalıklar ise herhangi bir bozukluk olmaksızın ortaya çıkan durumlardır ki, vücudun herhangi bir bölümünü tutabilirler. Aşağıda sinir sistemiyle ilgili hastalıkların en önemli sebepleri ve bunların örnekleri verilmiştir.

1. İnfeksiyonlar: Menenjit, beyin absesi, ensefalit gibi.

2. Damar hastalıkları: Tıkanmaya bağlı felçler, beyin kanamaları.

3. Tümörler: Olduğu bölgeye göre görev aksaklığı, felçler, hâfıza ve idrak kusurları.

4. Travma: Beyin kanamaları, sinir kopmaları, zedelenmeler.

5. Gelişme bozuklukları: Mongolizm türü geri zekâlılık, omurilik gelişme bozukluğu (spina bifida).

6. Metabolik hastalıklar: Hormon bozuklukları, kan hastalıkları, karaciğer hastalıkları, metal metabolizması bozuklukları da, sinir sisteminde bozukluklara sebep olabilmektedir.

7. Myelin kılıfı (sinirleri saran kılıf) hastalıkları: Multipl skleroz bunlara en önemli örnektir.

8. Paroksismal (arada bir gelen bozukluklar): Migren, histamin baş ağrısı, epilepsi (sara), meniere hastalığı (tekrarlayıcı başdönmeleri) bunlardandır.

9. Zehirlere bağlı hastalıklar: Bakteri zehirlerine bağlı (tetanoz), metal zehirlerine bağlı (arsenik), organik bileşiklere bağlı ziherlenmeler (alkol, karbonmonoksit)



ENDOKRİN SİSTEM HASTALIKLARI

Hipofiz adenomu, yerleşim yeri itibariyle, baş ağrısı, kafa içi basınç artışı ve görme bozuklukları (bitemporal hemianopsi) ile kendisini gösterebilir. Eğer adenom büyüme hormonu sekrete ediyor ise (akromegali) hastada proksimal zaaf ile seyreden miyopati, tuzak nöropatileri (en sık karpal tünel sendromu) ve subklinik bir polinöropati olabilir.

Cushing hastalarında ise mental durum değişiklikleri (depresyon, öfori, anksiyete, ajitasyon ve hatta psikoz), alt ekstremite proksimal kaslarında hakim zaaf ve atrofi gelişebilir.

Hipopitüitarizm vakalarında ise, apati ve bilişsel işlevlerde azalma dikkat çekicidir.

Hipertiroidizm; anksiyete, huzursuzluk, iritabilite, emosyonel labilite, konsantrasyon güçlüğü, baş ağrısı ve uykusuzluğa yol açabilir. Hiperrefleksi ve fizyolojik tremorda belirginleşme izlenebilir. Hipertiroidzm kendisi nöbete yol açabileceği gibi epileptik hastalarda nöbeti tetikleyebilir. Tirotoksik kriz halinde ise eşlik eden sistemik bulguların yanı sıra, komaya dek varabilen konfüzyon, ajitasyon görülebilir. Distiroid orbitopati olarak tanımlanan oftalmik Graves hastalığında ekzoftalmi, oftalmopleji, konjonktival ödem izlenir. Hipertiroidizm ayrıca, bir takım nöromüsküler hastalıklarla da birlikte olablir. En sık görülen tablo proksimal miyopatidir. Serum CK düzeylerinin genellikle normal olduğu bu vakalarda miyopatinin derecesi tiroid hastalığının ağırlığı ile paralellik göstermeyebilir. Altta yatan tiroid hastalığının tedavisi ile zaaf düzelir. İmmün kökenli iki hastalık olan miyasthenia gravis ve hipertiroidizm birlikte görülebilir. Hipertiroidizm ile birlikte olan diğer bir tablo tirotoksik periyodik paralizidir. Karbonhidrat içeriği yüksek gıda alımını takiben gelişen zaaf atakları potasyum suplementasyonu ile düzelir.

Hipotiroidizm ise sıklıkla apati, konsantrasyon güçlüğü ile birliktedir. Bazen konfüsyon, deliryum ve hatta psikoz tabloya eşlik edebilir. Hipotiroidizm ile birlikte nöbet, ataksi, işitme kaybı ve kranyal nöropatiler görülebilir. Periferik komplikasyonlar arasında da proksimal miyopati ve karpal tünel sendromu sayılabilir.

Hashimoto tiroiditinin miystheni gravis ile birlikteliği bilinmektedir. İlaveten, konfüzyon, uyanıklık kusuru ve nöbet ile karakterize tekrarlayan bir ensefalopati görülebilir.

Hiperparatiroidizm, hiperkalsemi ile çeşitli nörolojik manifestasyonlara yol açar. Hafif şiddette bir miyopati tabloya eşlik edebilir.

Hipoparatiroidizm de hipokalsemi üzerinden etkilerini gösterir. Ayrıca, basal ganglia'da asemptomatik kalsifikasyonlara ve benign intrakranyal hipertansiyona yol açabilir.

Diabetes mellitus, hem periferik hem de sentral sinir sistemi üzerinde olumsuz etkisi olan ve sık görülen bir hastalıktır. Periferik sinir sisteminde sıklıkla aksonal dejenerasyon ve demiyelinizasyon ile seyreden saf duysal, yada duysal-motor polinöropati sendromu ile kendisini gösterir. Otonom sinir liflerinin etkilenmesi ile birlikte kardiovasküler, gastrointestinal sisteme ait bulgular belirir, daha da tehlikelisi hipoglisemi cevabı maskelenir. Diabetin seyri srasında daha nadiren, asimetrik, ağrılı zaaf ile karakterize, kilo kaybının da eşlik ettiği diabetik poliradikülopati (diabetik amiyotrofi); diabetik torakoabdominal poliradikülopati ve diabetik mononöropati multipleks görülebilir. Diabet, aynı zamanda tuzak nöropatilerinin ortaya çıkışını kolaylaştırıcı bir hastalıktır (karpal tünel sendromu gibi). Diabet kranyal nöropatilere de yol açabilir. Sıklıkla III, IV ve VI. sinirleri tutar. Okülomotor sinir tutulumu diabete bağlı geliştiğinde kompresif lezyonlardan farklı olarak pupilla ışık refleksi korunur.
Diabetin merkezi sinir sistemindeki etkilerine gelirsek; diabetik popülasyonda inme sıklığı daha yüksektir. Bu bulgu, diabetin aterosklerozu hızlandırıcı etkisi ile açıklanabilir. Diabetik ketoasidoz klinik olarak komaya dek değişebilen uyanıklık kusuru ile karakterizedir. Daha önce diabetik olduğu bilinmeyen hastalarda ilk prezantasyon bazen diabetik ketoasidoz koması ile olmakta ve bu da mortalite ve morbiditeyi arttırmaktadır. Diabetik ketoasidoz koması sırasında hastanın altta yatan başka bir nörolojik rahatsızlığı olmadıkça fokal yada lateralizan nörolojik bulgu saptanmaz. İleri yaşta olan diabetik hastalarda ise, daha subakut bir seyirle yerleşen nonketotik hiperozmalar koma görülebilir. Bu vakalarda temel bulgu uykuya eğilim ve bilişsel işlevlerde bozulmadır. Ancak tabloya nöbet ve fokal nörolojik defisitler de eşlik edebilir.

Hipoglisemi başlangıçta anksiyete, iritabilite; ilerleyen dönemde de konfüzyon, stupor ve koma ile karakterize bir akut ensefalopatiye yol açar. Bazen inmeyi taklit eder nitelikte fokal nörolojik defisit ve nöbet görülebilir. Glukoz perfüsyonu ile bulguların düzelmesi tipiktir.
Son düzenleyen Keten Prenses; 25 Kasım 2008 15:57
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
25 Kasım 2008       Mesaj #2
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi

Sponsorlu Bağlantılar
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
25 Kasım 2008       Mesaj #3
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Sinir sisteminin hastalıkları

Son derece çeşitli sebeplerden ortaya çıkabilir. Doğuştan olanlar, travmalardan, iltihaplardan, zehirlenmelerden olanlar bunlardan sâdece birkaçıdır. Fonksiyonel hastalıklar ise herhangi bir bozukluk olmaksızın ortaya çıkan durumlardır ki, vücudun herhangi bir bölümünü tutabilirler. Aşağıda sinir sistemiyle ilgili hastalıkların en önemli sebepleri ve bunların örnekleri verilmiştir.

1. İnfeksiyonlar: Menenjit, beyin absesi, ensefalit gibi.

2. Damar hastalıkları: Tıkanmaya bağlı felçler, beyin kanamaları.

3. Tümörler: Olduğu bölgeye göre görev aksaklığı, felçler, hâfıza ve idrak kusurları.

4. Travma: Beyin kanamaları, sinir kopmaları, zedelenmeler.

5. Gelişme bozuklukları: Mongolizm türü geri zekâlılık, omurilik gelişme bozukluğu (spina bifida).

6. Metabolik hastalıklar: Hormon bozuklukları, kan hastalıkları, karaciğer hastalıkları, metal metabolizması bozuklukları da, sinir sisteminde bozukluklara sebep olabilmektedir.

7. Myelin kılıfı (sinirleri saran kılıf) hastalıkları: Multipl skleroz bunlara en önemli örnektir.

8. Paroksismal (arada bir gelen bozukluklar): Migren, histamin baş ağrısı, epilepsi (sara), meniere hastalığı (tekrarlayıcı başdönmeleri) bunlardandır.

9. Zehirlere bağlı hastalıklar: Bakteri zehirlerine bağlı (tetanoz), metal zehirlerine bağlı (arsenik), organik bileşiklere bağlı ziherlenmeler (alkol, karbonmonoksit)



ENDOKRİN SİSTEM HASTALIKLARI

Hipofiz adenomu, yerleşim yeri itibariyle, baş ağrısı, kafa içi basınç artışı ve görme bozuklukları (bitemporal hemianopsi) ile kendisini gösterebilir. Eğer adenom büyüme hormonu sekrete ediyor ise (akromegali) hastada proksimal zaaf ile seyreden miyopati, tuzak nöropatileri (en sık karpal tünel sendromu) ve subklinik bir polinöropati olabilir.

Cushing hastalarında ise mental durum değişiklikleri (depresyon, öfori, anksiyete, ajitasyon ve hatta psikoz), alt ekstremite proksimal kaslarında hakim zaaf ve atrofi gelişebilir.

Hipopitüitarizm vakalarında ise, apati ve bilişsel işlevlerde azalma dikkat çekicidir.

Hipertiroidizm; anksiyete, huzursuzluk, iritabilite, emosyonel labilite, konsantrasyon güçlüğü, baş ağrısı ve uykusuzluğa yol açabilir. Hiperrefleksi ve fizyolojik tremorda belirginleşme izlenebilir. Hipertiroidzm kendisi nöbete yol açabileceği gibi epileptik hastalarda nöbeti tetikleyebilir. Tirotoksik kriz halinde ise eşlik eden sistemik bulguların yanı sıra, komaya dek varabilen konfüzyon, ajitasyon görülebilir. Distiroid orbitopati olarak tanımlanan oftalmik Graves hastalığında ekzoftalmi, oftalmopleji, konjonktival ödem izlenir. Hipertiroidizm ayrıca, bir takım nöromüsküler hastalıklarla da birlikte olablir. En sık görülen tablo proksimal miyopatidir. Serum CK düzeylerinin genellikle normal olduğu bu vakalarda miyopatinin derecesi tiroid hastalığının ağırlığı ile paralellik göstermeyebilir. Altta yatan tiroid hastalığının tedavisi ile zaaf düzelir. İmmün kökenli iki hastalık olan miyasthenia gravis ve hipertiroidizm birlikte görülebilir. Hipertiroidizm ile birlikte olan diğer bir tablo tirotoksik periyodik paralizidir. Karbonhidrat içeriği yüksek gıda alımını takiben gelişen zaaf atakları potasyum suplementasyonu ile düzelir.

Hipotiroidizm ise sıklıkla apati, konsantrasyon güçlüğü ile birliktedir. Bazen konfüsyon, deliryum ve hatta psikoz tabloya eşlik edebilir. Hipotiroidizm ile birlikte nöbet, ataksi, işitme kaybı ve kranyal nöropatiler görülebilir. Periferik komplikasyonlar arasında da proksimal miyopati ve karpal tünel sendromu sayılabilir.

Hashimoto tiroiditinin miystheni gravis ile birlikteliği bilinmektedir. İlaveten, konfüzyon, uyanıklık kusuru ve nöbet ile karakterize tekrarlayan bir ensefalopati görülebilir.

Hiperparatiroidizm, hiperkalsemi ile çeşitli nörolojik manifestasyonlara yol açar. Hafif şiddette bir miyopati tabloya eşlik edebilir.

Hipoparatiroidizm de hipokalsemi üzerinden etkilerini gösterir. Ayrıca, basal ganglia'da asemptomatik kalsifikasyonlara ve benign intrakranyal hipertansiyona yol açabilir.

Diabetes mellitus, hem periferik hem de sentral sinir sistemi üzerinde olumsuz etkisi olan ve sık görülen bir hastalıktır. Periferik sinir sisteminde sıklıkla aksonal dejenerasyon ve demiyelinizasyon ile seyreden saf duysal, yada duysal-motor polinöropati sendromu ile kendisini gösterir. Otonom sinir liflerinin etkilenmesi ile birlikte kardiovasküler, gastrointestinal sisteme ait bulgular belirir, daha da tehlikelisi hipoglisemi cevabı maskelenir. Diabetin seyri srasında daha nadiren, asimetrik, ağrılı zaaf ile karakterize, kilo kaybının da eşlik ettiği diabetik poliradikülopati (diabetik amiyotrofi); diabetik torakoabdominal poliradikülopati ve diabetik mononöropati multipleks görülebilir. Diabet, aynı zamanda tuzak nöropatilerinin ortaya çıkışını kolaylaştırıcı bir hastalıktır (karpal tünel sendromu gibi). Diabet kranyal nöropatilere de yol açabilir. Sıklıkla III, IV ve VI. sinirleri tutar. Okülomotor sinir tutulumu diabete bağlı geliştiğinde kompresif lezyonlardan farklı olarak pupilla ışık refleksi korunur.
Diabetin merkezi sinir sistemindeki etkilerine gelirsek; diabetik popülasyonda inme sıklığı daha yüksektir. Bu bulgu, diabetin aterosklerozu hızlandırıcı etkisi ile açıklanabilir. Diabetik ketoasidoz klinik olarak komaya dek değişebilen uyanıklık kusuru ile karakterizedir. Daha önce diabetik olduğu bilinmeyen hastalarda ilk prezantasyon bazen diabetik ketoasidoz koması ile olmakta ve bu da mortalite ve morbiditeyi arttırmaktadır. Diabetik ketoasidoz koması sırasında hastanın altta yatan başka bir nörolojik rahatsızlığı olmadıkça fokal yada lateralizan nörolojik bulgu saptanmaz. İleri yaşta olan diabetik hastalarda ise, daha subakut bir seyirle yerleşen nonketotik hiperozmalar koma görülebilir. Bu vakalarda temel bulgu uykuya eğilim ve bilişsel işlevlerde bozulmadır. Ancak tabloya nöbet ve fokal nörolojik defisitler de eşlik edebilir.

Hipoglisemi başlangıçta anksiyete, iritabilite; ilerleyen dönemde de konfüzyon, stupor ve koma ile karakterize bir akut ensefalopatiye yol açar. Bazen inmeyi taklit eder nitelikte fokal nörolojik defisit ve nöbet görülebilir. Glukoz perfüsyonu ile bulguların düzelmesi tipiktir.
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
29 Kasım 2008       Mesaj #4
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
slayt hazırlıyıcam fakat internette yeteri kadar resim veya görseller bulamadım yani buldum ama ilk sayfa yani kapak için bi resim bulamadım böyle denetleyici ve düzenleyici sistemler yazıp ikiye ayıran iç salgı bezleri ve sinir sistemimiz yazan renkli güzel bi kapak yok hatta renkli olması şart değil istediğim gibi konunun neler olduğunu anlatan bir görseller olsun yeter eğer gönderip bana yardımcı olursanız çok sevinirim teşekkürler
Son düzenleyen Keten Prenses; 29 Kasım 2008 17:28
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
29 Kasım 2008       Mesaj #5
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Denetleyici ve düzenleyici sistem rahatsızlıkları nedir?
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
29 Kasım 2008       Mesaj #6
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
duzenleyicikavram
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
29 Kasım 2008       Mesaj #7
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
hormonlar
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
29 Kasım 2008       Mesaj #8
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
eren insan modelini inceleyelim.
icsalgibezleri
Quo vadis?
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
25 Aralık 2008       Mesaj #9
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
denetleyici ve düzenleyici sistemin hastalıkları ve TEDAVİSİ
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Ekim 2010       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
sistemimizde görülebilecek rahatsızlıkların tedavisinde kullanılabilecek teklonojik gelişmeler nelerdir?

Benzer Konular

23 Ocak 2015 / GusinapsE Tıp Bilimleri
9 Mart 2016 / kompetankedi Biyoloji
1 Nisan 2008 / NihLe Taslak Konular
9 Mart 2016 / Misafir Cevaplanmış
22 Ağustos 2013 / _EKSELANS_ Bilgisayar