Arama

İslamiyetten önceki Türk edebiyatında maniye ne ad verilirdi?

Güncelleme: 29 Temmuz 2009 Gösterim: 11.255 Cevap: 2
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
26 Kasım 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
islmiyetten önceki türk edebiyatındaki mani ye ne ad verilir
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
26 Kasım 2008       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
İslamiyetten önceki Türk edebiyatında koşuk adı verilen tarz mani tarzındaydı.. ayrıca inceleyiniz..


Bu bilgiler ışığında Türk edebiyatının devirlerini şöyle belirleyebiliriz

I. İSLÂMİYET ÖNCESİ TÜRK EDEBİYATI (?-11. yy.)


İslâmiyet’ten önceki Türk Edebiyatı, Türklerin Orta Asya’da yaşadıkları devirlerde bütün Türk boyları arasında müşterek ve büyük bölümü sözlü olan edebiyattır.
İslâm öncesi Türk edebiyatı ulusal bir edebiyattır; nazım şekil ve türleriyle kullanılan ölçü tamamen millîdir.
Bu dönem edebiyatı, İslâmiyet’in kabul edilmesinden sonra oluşmaya başlayan yeni edebiyat anlayışına kadar devam etmiş, hatta etkisi daha sonraki dönemde de görülmüştür.

İslâm öncesi Türk edebiyatı sözlü dönem ve yazılı dönem olmak üzere ikiye ayrılır.

A. Sözlü Dönem ( ?-8. yy.)


Türklerin henüz yazıyı kullanmadıkları dönemdir. Yani başlangıçtan 8. yüzyıla kadar olan dönemdir.
Bu dönem ürünleri tamamen sözlüdür ve genellikle şiir şeklindedir.
Bazı ürünlerin bazıları günümüze kadar gelmiştir.

Sözlü Dönemin Özellikleri

 Bu döneme ait yazılı eser yok denecek kadar azdır.
 Bu dönemde Türkler, göçebeliğe dayanan günlük hayatlarında ve özellikle düzenledikleri törenlerde (sığır: av töreni; şölen: ziyafetler; yuğ: ölüm töreni) bir araya geldiklerinde “ozan”, “kam” veya “baksı” denilen şairler “kopuz” denilen saz eşliğinde “koşuk”lar ve “sagu”lar söylerlerdi.
 Bu şiirler (sagu, koşuk, destan) hece ölçüsüyle söylenen ve yarım kafiye kullanılan şiirlerdir.
 Anlatım söze dayanır.
 Düşünce ve hayaller şiirle anlatılmıştır.
 Nazım biçimi dörtlük, vezin hece veznidir.
 Yarım kafiye kullanılmıştır.
 Dil sadedir.
 Bu ürünler düzenlenen törenlerde (sığır: av töreni; şölen: ziyafetler; yuğ: ölüm töreni) ortaya çıkmıştır.
 Şiirler kopuz denilen saz eşliğinde söylenir.
 Daha çok somut konular işlenmiştir.
 Kahramanlık, savaşlar, tabiat ve aşk konuları işlenir.
 Şairlere ozan, kam, baksı, oyun, şaman gibi adlar verilir.

Sözlü dönem ürünleri

1. Koşuk

 Hece vezni ve yarım kafiye ile söylenen şiirlerdir.
 Kopuz eşliğinde söylenir.
 Yiğitlik, aşk, tabiat konularını işler.
 Nazım birimi dörtlüktür.
 Bu şiirlerde düz kafiye kullanılır: aaaa, bbba, ccca… (aaab cccb dddb)
 Bu şiirlerin İslâm sonrası halk edebiyatındaki adı koşma’dır.
 Sığır denilen sürek avlarında söylenen lirik şiirlerdir.

2. Sagu

 Ölen bir kişinin arkasından söylenen ağıt şiirleridir.
 Ölen kişinin kahramanlıklarını, başarılarını, erdemlerini anlatır; ölümlerinden duyulan üzüntüyü dile getirir.
 Koşuk nazım şekliyle söylenir.
 Bu şiirlere İslâm sonrası halk edebiyatında “ağıt”, Divan edebiyatında “mersiye” denir
 “Yuğ” denilen ölüm törenlerinde söylenir.
 Divanu Lûgatit-türk’teki Alp Er Tunga sagusu bu türün önemli bir örneğidir.

3. Sav

 Türk toplumunun dünyaya bakışını, geleneklerini, varlık anlayışlarını ortaya koyan özlü sözlerdir.
 Bugünkü “ata sözü”nün karşılığıdır.
 Divanu Lûgatit-türk’te pek çok sav vardır.

4. Destan

Bütün dünya edebiyatlarının başlangıç eserleri olan destanlar, çeşitli konularda yaradılış hikâyeleri yanında, milletlerin hayatında büyük yankılar uyandırmış bir kahramanın veya tarih olayının millet muhayyilesinde ortak sembol ve ifadelerle zenginleştirilmiş uzun manzum hikâyeleridir.
Türk destanları, kâinatın, insanın, kadının ve erkeğin yaradılışı; Türk milletinin doğuşu, çeşitli Türk devletlerinin kuruluş gelişme, çöküşleri, zafer ve yenilgileri gibi konularla beraber pek çok sebep açıklayıcı efsaneyi de içinde barındırır.
Bütün dünya edebiyatlarında olduğu gibi Türk Edebiyatının da ilk örnekleri destanlardır.
Milletlerin toplumu derinden etkileyen, tarihî önem arz eden önemli olaylarını (doğal afetler, savaşlar, göç, yangın vb.) konu edinirler
Manzum hikâyelerdir.
Destanlarda olağan üstü olaylar ve olağan üstü özellikte kahramanlar vardır.
Destanlar anonim ve sözlü edebiyat ürünleridir.
Ağızdan ağıza dolaşmak suretiyle oluşmuşlardır.
Destanlarda anlatılan olayların geçtiği yer ve zaman bilinmez.
Kahramanlar lider ve kurtarıcı rolündedir.

İlk Türk Destanları

Altay-Yakut: Yaradılış Destanı
Sakalar Dönemi: Alp Er Tunga Destanı, Şu Destanı
Hun Dönemi: Oğuz Kağan Destanı
Köktürk Dönemi: Bozkurt Destanı, Ergenekon Destanı
Uygur Dönemi: Türeyiş Destanı, Göç Destanı

B. Yazılı Dönem ( 8-11. yy.)

Bu dönemde Göktürkler ve Uygurlar tarafından kendi alfabeleriyle eserler verilmiştir.
Türk dilinin tespit edilebilen en eski yazılı metinleri VII. asrın sonlarına ve VIII. asrın ilk yarısına ait olan dikili taşlar (Yenisey ve Orhun anıtları) ve Uygur dönemine ait olan dinî metinlerdir.
Anıtlar arasında yer alan, Kültigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk adına dikilen Orhun Anıtları, gerek muhtevaları, gerekse mükemmel dil ve üslûplarıyla Türk dilinin, edebiyatının ve tarihinin şaheserleri arasında yer almaktadır. Abidelerin yazarı Yolluğ Tigin’dir.
Maniler Ve Tarihçesi (Arapça ma’na, ma’ni’den) ...
Türk edebiyatının en yaygın bir şiir türü..Mani genellikle a a b a düzeninde kafiyeli
anonim şiir türüdür.
Halk arasında dil ve gelenek ortaklığı bakımından geniş bir coğrafi alana yayılan maniler çoğunlukla yedi heceli,birinci,ikinci ve dördüncü dizeler uyaklı,bağımsız dörtlükler biçimindedir.Uyak düzenleri değiştiği gibi,beş,altı,sekiz,on,on dört dizeli olanları da vardır.Dizelerdeki hece sayısı beş,sekiz ve on bir olan mani veya başka adlarla adlandırılan anonim dörtlükler varsa da,fazla yaygın değildir.Irak Türkmenleri arasında, Anadolu’nun her yerinde,İstanbul ve Rumeli’de Kırım Tatarlarında ve Azerbaycan’da mani türünün yaygın olarak bilindiği ve değişik adlarla kullanıldığı saptanmıştır.
Mani,Kırım Tatarlarında mane,Azerbaycan ve Doğu Anadolu’da bayatı, Irak Türkmenlerinde hoyrat,Denizli’de mana adını alır.Doğu Karadeniz bölgesinde iki dizelik manilerde vardır.Manilerde anlatılmak istenen tema son iki dizede yer alır.Maniler yazarları bilinmeyen folklor ürünleridir.Belli bir makamla okunur.yaygın temaları aşk ve özlemdir.
Çoğu yörede mani söylemek için ‘mani düzmek,’mani yakmak’ ve’ mani atmak’ deyimleri kullanılır.Mani düğün,ölüm,ayrılık.buluşma ve gurbet vb olaylar karşısında sevinç,üzüntü gibi duyguları en güzel yansıtma aracıdır.
Kafiyeleri cinassız dört mısralık manilere düz mani veya tam mani denir.ilk mısraın yerine bazen anlamsız da olan kelime öbeği geçen cinaslı manilere küçük mani adı verilir.
Mani,yedi hecelik ölçüyle söylenmiş dört mısralık bir nazımdır.Yalnız cinaslı manilerle artık mısralı manilerde bu şart bozulmaktadır.Birinci,ikinci ve dördüncü mısraları birbirleriyle kafiyeli,
Üçüncü mısra serbesttir.Manilerin ilk iki mısraı doldurmadır.Bunlarda pek anlam aranmaz.Asıl anlam son iki mısradadır.İlk iki mısra,son mısraların hazırlayıcısı durumundadır.Örnek:
Doğal Maniler:
Saçımda siyahım var
Bülbül gibi ahım var
Göz gördü gönül sevdi
Benim ne günahım var.

Güzellik boy bos sende
Seven yürek de bende
Vuslatın doruğunda
Şerbet akar gül tende...
Quo vadis?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Temmuz 2009       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tanımı: Mâni, başta aşk olmak üzere hemen her konuda yazılabilen bir halk edebiyatı nazım türüdür. Çoğunlukla 7 heceli dört dizelik bir bendden meydana gelir. Ama dizeleri 4-5-8-10-14 heceli kalıplarla söylenmiş maniler de vardır. Birinci, ikinci dördüncü dizeler birbirleriyle kafiyeli, üçüncü dize serbesttir. Yani kafiye dizilişi aaxadır. Aaaxa düzeninde maniler de var. İlk iki dize hazırlık dizeleridir. Son iki dize ile anlam bağlantısı yoktur. Asıl anlatılmak istenen son iki dizede verilir. Maniler çok çeşitlidir. En çok kullanılanlar düz ya da tam mani, kesik mani, cinaslı mani, yedekli mani, artık mani’dir.

İslamiyetten önceki Türk edebiyatında maniye ne ad verilirdi?


1. Sözlü edebiyat ürünlerindendir.
2. Genellikle bir dörtlükten oluşur. Ama mısra sayıları 5,6,7,8 hatta 14 olan maniler de vardır.
3. Kafiye düzeni aaxa şeklindedir.
4. Anonim halk edebiyatının en yaygın şeklidir. Özellikle yüzük oyunları ve mangal sohbetlerinde söylenirler.
5. Maninin birinci ve ikinci mısraları konuya giriş için hazırlık mısralarıdır. Asıl söylenilmek istenen 3. ve 4. mısralarda söylenir. 1. ve 2. mısralar tamamen de konu dışı değildir.
6. Üçüncü mısraın serbest oluşu söyleme kolaylığı sağlar.
7. Anlam bakımından bir bütünlük gösteren maninin başlıca karakteri kendi kendine yetmesidir.
8. Manilerde konu sınırı yoktur. Genelde aşk, toplum olayları, ölüm, iyilikler, hasret, evlat sevgisi vb. konuları işlenir.
9. Maniler, Divan Edebiyatı‘ndaki “tuyuğ“un karşılığıdır.
Maniler şekillerine göre 4’e ayrılırlar.
1. Düz (tam) mani:
- 7’li hece ölçüsüylesöylenir.
- Dört mısradan oluşur.
-aaxa şeklinde kafiyelenir.
- Maninin en yaygın şeklidir.
- Bu tarz manilere tam mani de denir.
Şu dağlar olmasaydı Kaşların ok dedikçe
Çiçeği solmasaydı Kirpiğin çok dedikçe
Ölüm Allah’ın emri Pek mi gönlün büyüdü
Ayrılık olmasaydı Sen gibi yok dedikçe

2. Kesik (cinaslı) mani:
-İlk dizesi cinaslı bir sözden oluşur.
-Bu ilk mısra hece sayısı bakımından diğerlerinden eksiktir.
-Kesik manilere, cinaslı mani, hoyrat da denir.
Güle naz Boğaza
Bülbül eyler güle naz Derdim çıktı boğaza
Girdim bir dost bağına Moskof gözün oyarım
Ağlayan çok gülen az Yan bakarsan boğaza

Bağ bana
Bahçe bana bağ bana
Değme zincir kâr etmez
Zülfün teli bağ bana

3. Yedekli (artık) mani:
-Düz maninin sonuna anlamı tamamlamak ya da pekiştirmek için iki dize daha eklemek suretiyle elde edilen manidir.
-Bu tarz manilere artık mani de denir.
Ağlarım çağlar gibi Derdim var beller gibi
Derdim var dağlar gibi Söylemem eller gibi
Ciğerden yaralıyım Kalbimin hüznü var
Gülerim sağlar gibi Yıkılmış eller gibi
Her gelen bir gül ister Gözlerimden yaş akar
Sahipsiz bağlar gibi Bulanmış seller gibi

4. Ayaklı Mani:
-Kesik manilerin birinci dizesinin doldurularak söylenen şeklidir. Bunlara doldurmalı kesik mani de denir.
Ah o beni o beni
Kakül örtmüş o beni
Ben yarimi unutmam
Unutsa da o beni

Düz Mani: Yedişer heceli dört dizeden oluşur. Kafiyeleri çokluk cinassızdır.
Kesik mani: Birinci dizesi 7 heceden az, anlamlı ya da anlamsız bir sözcük grubu olan maniler. Bu kesik dize sadece kafiyeyi hazırlar. Eğer meydan ve kahvehanelerde söylenen ve ilk dizeleri “aman aman” ünlemi ile doldurulan manilerse bunlara İstanbul manileri denir.
Örnek Kesik Maniler:
Karaca
Aldım aşkın tüfeğin
Vurdum bir kaç karaca
Dünyada bir yâr sevdim
Kaşı gözü karaca
Dağ bana
Bahçe sana bağ bana
Değme zincir kâr etmez
Zülfin teli bağ bana
Ayağı
Kuşlardan bir kuş gördüm
Var başında ayağı
Üstad manici isen
maniden ayağı
Cinaslı mani: Kesik manilerde eğer kafiye cinaslı ise bunlara cinaslı mani denir.
Yedekli (artık) mani: Düz maninin sonuna aynı kafiyede iki dize daha eklenerek söylenen maniler. Cinaslı kafiye kullanılmaz, birinci dizeleri anlamlıdır. Yedekli maniye artık mani de denir.
Örnek Yedekli Maniler:
Ağlarım çağlar gibi
Derdim var dağlar gibi
Ciğerden yaralıyım
Gülerim çağlar gibi
Her gelen bir gül ister
Sahipsiz bağlar gibi
Ne viran çeşme imiş
Su içecek tası yok
Yıkıldı viran gönlüm
Yapacak ustası yok
Şu vefasız dünyanın
Ucu var ortası yok
Deyiş: İki kişinin karşılıklı söylediği manilerdir. Soru yanıt şeklinde düzenlenir. Bir başka kişinin ağzındanmış gibi aktarıldığı şekilleri de vardır.
Adilem sen naçarsın
İnci mercan saçarsın
Dünya deniz olanda
Gönlüm nere kaçarsın
Ağam derim naçarım
İnci mercan saçarım
Dünya deniz olunca
Ben kuş olup kaçarım
Adilem sen naçarsın
La’l ü gevher saçarsın
Ben bir şahin olunca
Yavrum nere kaçarsın
Ağam derim naçarım
La’l ü gevher saçarım
Sen bir şahin olunca
Ben yerlere kaçarım
Adilem sen naçarsın
La’lü gevher saçarsın
Ben azrail olunca
Kuzum nere kaçarsın
Ağam derim naçarım
La’l ü gevher saçarım
Sen azrail olunca
Ben cennete kaçarım

alinti...

Benzer Konular

22 Mayıs 2012 / Misafir Soru-Cevap
19 Aralık 2009 / Ziyaretçi Soru-Cevap
1 Temmuz 2007 / kan-düserken topraga Taslak Konular