Arama

Makale, deneme, sohbet ve köşe yazısı türlerine örnek verir misiniz? - Sayfa 4

En İyi Cevap Var Güncelleme: 9 Mayıs 2014 Gösterim: 119.128 Cevap: 65
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Nisan 2011       Mesaj #31
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
KÜÇÜKLÜĞÜME DÖNSEM

Sponsorlu Bağlantılar
Küçükken büyümek için can atardım.Büyüdüm de ne oldu ? Küçükken özgürdüm istediği yapıp her yere gidebiliyordum. Şimdi büyüdüm artık özgür değilim istediğimi yapamıyorum istediğim yere gidemiyorum. Keşke diyorum bazen keşke küçük kalsaydım olmaz mıydı? Geri küçüklüğüme dönsem diyorum bazen içimden bir ses ne olacak ki küçüklüğüne dönünce diyor. Küçüklüme dönsem sınav derdim olmayacaktı sınavlar için sitrese girmeyecektim.Arkadaşlarımla özgürce dolaşacaktım.Kimseye hesap vermeyecektim.Ama büyük olmayı da seviyorum. Ne kadar da küçüklüğüme dönmek istesem dönemeyeceğimi biliyorum ondan daha fazla bu konuyu uzatmak istemiyorum.Küçüklüğüme dönemeyeceğimi biliyorum.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Mayıs 2011       Mesaj #32
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yaa lütfen acil köşe yazısı yazın lütfen
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Temmuz 2011       Mesaj #33
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
arkaşlar bu miletin temeli artırmak için ugraşlım elinze ban gör proje ya ropor ver bilirsiz
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Kasım 2011       Mesaj #34
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
DENEME

Yazarın herhangi bir konudaki görüşlerini, kesin kurallara varmadan, kanıtlamaya kalkmadan, okuyucuyu inanmaya zorlamadan anlattığı yazı türüdür.

Deneme yazarı görüşlerini aktarırken samimi bir dil kullanır. Kendi içiyle konuşuyormuş gibi bir hava içindedir.

Deneme her konuda yazılabilir. Ancak daha çok tercih edilen konu her devrin, her ulusun insanını ilgilendiren, kalıcı, evrensel konulardır.

Ele alınan konu çoğu zaman derinleştirilerek anlatılır.

Denemenin ilk örneklerini Fransız yazar Montaigne vermiştir. Daha sonra İngiliz yazar Bacon türü geliştirmiştir.

Edebiyatımızda Cumhuriyet’ten sonra görülmeye başlanan bu türde Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin, Sebahattin Eyüboğlu, Ahmet Haşim güzel örnekler vermişlerdir.



FIKRA

Yazarın gündelik olayları özel bir görüşle, güzel bir üslupla, hiç kanıtlama gereği duymadan yazdığı kısa günübirlik yazılardır. Bu tür yazıları nükteli hikayecikler biçimindeki Nasrettin Hoca fıkralarıyla karıştırmayalım.

Fıkra, bir gazete yazı türüdür. Gazetenin belli bir köşesinde genel bir başlıkla yazılan fıkralarda mesele kısaca incelenir ve mutlaka bir sonuca varılır. Daha çok alaylı bir dille, bazen eleştiri bazen sohbet tarzında yazılır. Okuyucuyla sohbet ediyormuş gibi bir hava hakimdir yazılarda.

Edebiyatımızda özellikle Ahmet Rasim fıkralarıyla tanınır. Daha sonra Ahmet Haşim, Refik Halit, Peyami Safa sayılabilir.



MAKALE

Yazarın herhangi bir konudaki görüşlerini, belli kanıtlar, belgeler, inandırıcı veriler kullanarak kanıtlamaya çalıştığı ve böylece okuyucuyu bilgilendirmeyi amaçladığı yazı türüdür. Makalede temel unsur düşüncedir.

Makale, gazete ile birlikte ortaya çıkmış bir gazete yazı türüdür. Bizde de ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval gazetesinin çıkmasıyla görülür. İlk makale de aynı gazetede Şinasi tarafından yazılmıştır.

Makalede amaç bilgi aktarmak ya da görüşlerine okuyucuyu inandırmak olduğundan açık, anlaşılır, ciddi bir dil kullanılır. Seçilen konuya göre uzun da olabilir kısa da.

Makale her konuda yazılabilir. Bu konu günlük olabileceği gibi, felsefi, bilimsel, sanatsal da olabilir. Ama edebi makale elbette sanatla ilgili olanıdır.

Edebiyatımızda Tanzimat döneminden beri görülen makale türünde Namık Kemal, Hüseyin Cahit, Ziya Gökalp, Peyami Safa, Falih Rıfkı Atay, Halit Fahri Ozansoy, Yaşar Nabi ünlü birkaç isimdir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Kasım 2011       Mesaj #35
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ya tüm yazı türlerine örnek verebilir misiniz?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Kasım 2011       Mesaj #36
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bir tane daha deneme türünde yazı lazım bana ltfen yazınız
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Kasım 2011       Mesaj #37
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Arkadaşlıkla ilgili örnek istiyorum
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Aralık 2011       Mesaj #38
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
arkadaşlar bana acilen makalenın fişlenmesiyle ilgili örnek lazım elinde olan var mı?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Aralık 2011       Mesaj #39
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bir ikilidir ağlamak ve gülmek. Ağlamak, sanılanın aksine çaresizlik, zayıflık, güçsüzlük demek değildir bence. Gariptir belki… Ama ben ne zaman ağlayan birini görsem, içim gerçekten acısa dahi bir miktar da sevinirim. Çünkü üzülmeyi becerebilen bir kişi, sevmeyi de bir o kadar iyi becerebilir. Çünkü, ağlayabilen bir insan gülmenin o mükemmel kıymetini belki de daha iyi anlıyabilir.
Bilirim ki, ağlayan bir kişinin kalbi henüz nasır tutmamıştır. Yüreği katılaşmamış, duyguları bitmemiştir. Hani derler ya, “Kalp ağlamazsa göz yaşı da akmaz…” İşte böyle bir şey… Sevindiğinizde, mutluluktan uçacak olduğunuzda nasıl kahkahalar atarsınız ya! Üzüldüğünüzde de dökülen gözyaşları bir o kadar değerlidir. Sinirli ve kibirli olduğumuzda, öfke ve intikam duygusu dolacağımıza, kalbimizi nasırlaştıracağımıza, gözlerimizle ağlama olgusu yerine getirmek belki de en iyisidir. Belki hakikati değiştirmez, ama… Kalbinizin doğru ateşi bularak yumuşamasına vesile olur.
Ağlayan bir kişi gördüğünüzde, ona samimi birkaç söz, birkaç dokunuş ya da uzatılan bir mendil ona yapılacak en büyük destektir. Bunlar, bin türlü sözcük, davranıştan belki de daha önemli, daha kıymetlidir..
Bence, ağlamak insanın insan olmasını gerektirdiklerinden biridir.
Ve… Ağlamakla gülmek olmazsa olmaz bir ikilidir. Tıpkı evrende bulunan diğer zıtlıklar gibi.

Şule
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Aralık 2011       Mesaj #40
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
azim ile ilgili deneme yazısı ilen yok mu?

Benzer Konular

8 Kasım 2011 / Misafir Soru-Cevap
2 Aralık 2009 / Misafir Soru-Cevap
1 Nisan 2014 / Misafir Soru-Cevap
9 Mart 2015 / Misafir Soru-Cevap