Arama

İbn-i Haldun kimdir, hayatı ve çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 25 Mart 2013 Gösterim: 12.637 Cevap: 8
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
4 Aralık 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
ibni haldun un tüm eserleri ve künyeleri
EN İYİ CEVABI Keten Prenses verdi
İbn Haldun, (Arapça: ولي الدين عبد الرحمن ابن محمد بن محمد بن أبي بكر محمد بن الحسن‎ ; Walī ad-Dīn ʿAbd ar-Raḥmān ibn Muḥammad ibn Muḥammad ibn Abī Bakr Muḥammad ibn al-Ḥasan) 1332-1406 (Hicrî 732 / 808) yılları arasında yaşamış bir İslam bilginidir. Tam adı Abdurrahman b. Muhammed b. Ebu Bekr Muhammed b. Hasan’dır.
İbn Haldun, 1. Ramazan ayında 1332 yılında Tunus’ta, nesli sahabilerden Vâil b. Hacer’e uzanan, Arap bir ailede doğdu. Aslı Yemen kabilelerinden Hadramut’a kadar uzanır. Dedelerinden, ilk olarak Halid b. Osman, Endülüs’teki Karmuna’ya hicret etti. Endülüs halkının âdeti olarak Halid olan ismine u ve n harfleri eklenerek ismi Haldun’a dönüştü.
Sponsorlu Bağlantılar






Yaşam öyküsü

İbn Haldun'nun yaşamı çok iyi şekilde belgelenmiş ve özgeçmişini التعريف بابن خلدون ورحلته غربا وشرقا‎; at-taʿrīf bi-ʾbni Ḫaldūn wa-riḥlatu-hu ġarban wa-šarqan isminde anlatan bu kitab 1951 yılında Kahire'de Muħammad ibn-Tāwīt at-Tanjī tarafından yayınlanmıştır. İbn Haldun banū chaldūn isminde asil bir aileden, birkaç kuşak Carmona ve Sevilla, Endülüs (İspanyolca: Andalucía; Arapça: الأندلس‎ Al-Andalus)'de yaşamışlardır. Zaten Haldun aile ismi kökeni öncülleri Halid'ten gelir[1]. Özgeçmişinde İbn Haldun, kökeninin İslam Peygamberi Muhammed bin Abdullah zamanında arap-yemen kabilelerinden Hadramut’a kadar uzandığından ve ailesinin İslami fetih başlarında İspanya'ya geldiğinden bahseder.
Kendi deyimiyle;
“ "ve bizim ecdatımız, Hadramut'dan Yemen Araplarından Vail bin Hacer (Wa'il ibn Hajar), ünlü iyi tanınmış ve saygın Araplar." (sayfa 2429, Al-Waraq yayını). ”

Eğitim ve Öğrenim

Ailesi o zamanlar kuzey Afrika'da en iyi öğretmenlerden bir eğitim almasını sağlamıştır. Kaliteli bir Arap eğitimi olan, Kuran, Arap dilbilimi, Hadis ve İslam hukuk (Fıkıh) (Arapça: فقه) alır. Ayrıca tasavvuf, matematikçi ve filosof al-Ābilī'den Matematik, Mantık (Greek: λογική) ve Felsefe eğitimini alır, İbn Rüşt (Arapça: أبو الوليد محمد بن أحمد بن محمد بن رشد‎, Abū l-Walīd Muḥammad bin Aḥmad ibn Muḥammad bin Rušd), İbn Sina (Arapça: ابو علی الحسین ابن عبدالله ابن سینا‎, Abū ʿAlī al-Ḥusayn ibn ʿAbd Allāh ibn Sīnā), Fahreddin Razi (Arapça: أبو عبدالله محمد بن عمر بن الحسین فخرالدین الرازي, Abu Abdullah Muhammad ibn Umar ibn al-Husayn al-Taymi al-Bakri al-Tabaristani Fakhr al-Din al-Razi) ve Şerafeddin al-Tusi (Arapça: شرف الدين الطوسي, Sharaf al-Dīn al-Tūsī)'nin eserlerini öğrenir. İbn Haldun 17 yaşında iken üç kıtada tabiki Tunus şehirinide etkisi altına alan Büyük Veba Salgınında ailesini kaybeder.

Tunus, Fas ve Granada'da ilk yılları

Eğitimi bitince Tunus şehirinde Hafsid (Arapça: الحفصيّون) hanedanı Sultan Abu İshak İbrahim II. al-Mustansır'ın yazmanı olarak çalışır. Daha sonra Tunus'dan Fese taşınır, 20 yaşına gelince onun siyasal meslek hayatı başlar, Sultan Abu İshak emriyle İbn Tafrāgīn'nin yanında idari işler ( كاتب العلامة‎ ,Kātib al-'Alāmah) görevi verilir.

Kahire'deki son yılları


Yaklaşımları

Özellikle köy-kent farklılaşması hakkında toplumsal çözümlemeler getirmiştir. Ünlü eseri Mukaddime'nin 2. bölümünde, göçebe-köy toplumsal yaşamı ile yerleşik-kent toplumsal yaşamı arasında önemli saptamalar yapmıştır. Ona göre, göçebe-köy toplumsal yaşamı, yerleşik-kent toplumsal yaşamından önce başlamıştır. Köy halkı, kent halkından daha sağlam, mert, özgüveni daha fazla, özgür, köklü ve az bozulmuştur. Köy aile yaşamı, kent aile yaşamından daha dengeli, daha sağlam ve daha huzurludur. Toplumsal bilinç ve duyarlılık, karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma köy toplumsal yaşamında daha fazladır. Ayrıca yaşlılara ve kadınlara verilen saygı ve değer de çok daha fazladır.



Eserleri

180px Ibn Chaldun magnify clip
Yazarın kendi el yazması başsayfası: Lubab al-muhassal


  • Lubab al-muhassal fi usul ad-din ( لباب المحصل في أصول الدين‎ ; lubābu ʾl-muḥaṣṣal fī uṣūli ʾd-dīn)
  • Schifa' as-sa'il ( شفاء السائل‎ ; šifāʾu ʾs-sāʾil)
  • ʕallaqa li-l-Sultān
  • Kitāb al-ʿibar (كتاب العبر وديوان المبتدأ والخبر في أيام العرب والعجم والبربر ومن عاصرهم من ذوي السلطان الأكبر‎ ; kitābu ʾl-ʿibar wa-dīwānu ʾl-mubtadaʾ wa-ʾl-ḫabar fī ayyāmi ʾl-ʿarab wa-ʾl-ʿaǧ** wa-ʾl-barbar wa-man ʿāṣara-hum min ḏawī ʾs-sulṭāni ʾl-akbar)
  • التعريف بابن خلدون ورحلته غربا وشرقا‎; at-taʿrīf bi-ʾbni Ḫaldūn wa-riḥlatu-hu ġarban wa-šarqan
Kendi yaşam öyküsünü anlatan bu kitab 1951 yılında Kahire'de Muħammad ibn-Tāwīt at-Tanjī tarafından yayınlanmıştır.
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
4 Aralık 2008       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
İbn Haldun, (Arapça: ولي الدين عبد الرحمن ابن محمد بن محمد بن أبي بكر محمد بن الحسن‎ ; Walī ad-Dīn ʿAbd ar-Raḥmān ibn Muḥammad ibn Muḥammad ibn Abī Bakr Muḥammad ibn al-Ḥasan) 1332-1406 (Hicrî 732 / 808) yılları arasında yaşamış bir İslam bilginidir. Tam adı Abdurrahman b. Muhammed b. Ebu Bekr Muhammed b. Hasan’dır.
İbn Haldun, 1. Ramazan ayında 1332 yılında Tunus’ta, nesli sahabilerden Vâil b. Hacer’e uzanan, Arap bir ailede doğdu. Aslı Yemen kabilelerinden Hadramut’a kadar uzanır. Dedelerinden, ilk olarak Halid b. Osman, Endülüs’teki Karmuna’ya hicret etti. Endülüs halkının âdeti olarak Halid olan ismine u ve n harfleri eklenerek ismi Haldun’a dönüştü.
Sponsorlu Bağlantılar






Yaşam öyküsü

İbn Haldun'nun yaşamı çok iyi şekilde belgelenmiş ve özgeçmişini التعريف بابن خلدون ورحلته غربا وشرقا‎; at-taʿrīf bi-ʾbni Ḫaldūn wa-riḥlatu-hu ġarban wa-šarqan isminde anlatan bu kitab 1951 yılında Kahire'de Muħammad ibn-Tāwīt at-Tanjī tarafından yayınlanmıştır. İbn Haldun banū chaldūn isminde asil bir aileden, birkaç kuşak Carmona ve Sevilla, Endülüs (İspanyolca: Andalucía; Arapça: الأندلس‎ Al-Andalus)'de yaşamışlardır. Zaten Haldun aile ismi kökeni öncülleri Halid'ten gelir[1]. Özgeçmişinde İbn Haldun, kökeninin İslam Peygamberi Muhammed bin Abdullah zamanında arap-yemen kabilelerinden Hadramut’a kadar uzandığından ve ailesinin İslami fetih başlarında İspanya'ya geldiğinden bahseder.
Kendi deyimiyle;
“ "ve bizim ecdatımız, Hadramut'dan Yemen Araplarından Vail bin Hacer (Wa'il ibn Hajar), ünlü iyi tanınmış ve saygın Araplar." (sayfa 2429, Al-Waraq yayını). ”

Eğitim ve Öğrenim

Ailesi o zamanlar kuzey Afrika'da en iyi öğretmenlerden bir eğitim almasını sağlamıştır. Kaliteli bir Arap eğitimi olan, Kuran, Arap dilbilimi, Hadis ve İslam hukuk (Fıkıh) (Arapça: فقه) alır. Ayrıca tasavvuf, matematikçi ve filosof al-Ābilī'den Matematik, Mantık (Greek: λογική) ve Felsefe eğitimini alır, İbn Rüşt (Arapça: أبو الوليد محمد بن أحمد بن محمد بن رشد‎, Abū l-Walīd Muḥammad bin Aḥmad ibn Muḥammad bin Rušd), İbn Sina (Arapça: ابو علی الحسین ابن عبدالله ابن سینا‎, Abū ʿAlī al-Ḥusayn ibn ʿAbd Allāh ibn Sīnā), Fahreddin Razi (Arapça: أبو عبدالله محمد بن عمر بن الحسین فخرالدین الرازي, Abu Abdullah Muhammad ibn Umar ibn al-Husayn al-Taymi al-Bakri al-Tabaristani Fakhr al-Din al-Razi) ve Şerafeddin al-Tusi (Arapça: شرف الدين الطوسي, Sharaf al-Dīn al-Tūsī)'nin eserlerini öğrenir. İbn Haldun 17 yaşında iken üç kıtada tabiki Tunus şehirinide etkisi altına alan Büyük Veba Salgınında ailesini kaybeder.

Tunus, Fas ve Granada'da ilk yılları

Eğitimi bitince Tunus şehirinde Hafsid (Arapça: الحفصيّون) hanedanı Sultan Abu İshak İbrahim II. al-Mustansır'ın yazmanı olarak çalışır. Daha sonra Tunus'dan Fese taşınır, 20 yaşına gelince onun siyasal meslek hayatı başlar, Sultan Abu İshak emriyle İbn Tafrāgīn'nin yanında idari işler ( كاتب العلامة‎ ,Kātib al-'Alāmah) görevi verilir.

Kahire'deki son yılları


Yaklaşımları

Özellikle köy-kent farklılaşması hakkında toplumsal çözümlemeler getirmiştir. Ünlü eseri Mukaddime'nin 2. bölümünde, göçebe-köy toplumsal yaşamı ile yerleşik-kent toplumsal yaşamı arasında önemli saptamalar yapmıştır. Ona göre, göçebe-köy toplumsal yaşamı, yerleşik-kent toplumsal yaşamından önce başlamıştır. Köy halkı, kent halkından daha sağlam, mert, özgüveni daha fazla, özgür, köklü ve az bozulmuştur. Köy aile yaşamı, kent aile yaşamından daha dengeli, daha sağlam ve daha huzurludur. Toplumsal bilinç ve duyarlılık, karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma köy toplumsal yaşamında daha fazladır. Ayrıca yaşlılara ve kadınlara verilen saygı ve değer de çok daha fazladır.



Eserleri

180px Ibn Chaldun magnify clip
Yazarın kendi el yazması başsayfası: Lubab al-muhassal


  • Lubab al-muhassal fi usul ad-din ( لباب المحصل في أصول الدين‎ ; lubābu ʾl-muḥaṣṣal fī uṣūli ʾd-dīn)
  • Schifa' as-sa'il ( شفاء السائل‎ ; šifāʾu ʾs-sāʾil)
  • ʕallaqa li-l-Sultān
  • Kitāb al-ʿibar (كتاب العبر وديوان المبتدأ والخبر في أيام العرب والعجم والبربر ومن عاصرهم من ذوي السلطان الأكبر‎ ; kitābu ʾl-ʿibar wa-dīwānu ʾl-mubtadaʾ wa-ʾl-ḫabar fī ayyāmi ʾl-ʿarab wa-ʾl-ʿaǧ** wa-ʾl-barbar wa-man ʿāṣara-hum min ḏawī ʾs-sulṭāni ʾl-akbar)
  • التعريف بابن خلدون ورحلته غربا وشرقا‎; at-taʿrīf bi-ʾbni Ḫaldūn wa-riḥlatu-hu ġarban wa-šarqan
Kendi yaşam öyküsünü anlatan bu kitab 1951 yılında Kahire'de Muħammad ibn-Tāwīt at-Tanjī tarafından yayınlanmıştır.
Quo vadis?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Şubat 2010       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İslam'ın siyasal okunması yönündeki taleplerin tarihte rastlanmadık bir yoğunlukla yeniden canlandırıldığı günümüzde İbni Haldun'un dinle siyaset, dinle devlet arası ilişkiler konusundaki düşünmeleri davet edeceği şüphesizdir.

Bu eser genel olarak İbni Haldun'un ilmi ve fikir dünyası, daha özel olarak ise felsefe - din ilişkileri konusundaki düşüncelerinin bir tahlil ve değerlendirmesini yapmak amacını taşımaktadır
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Mart 2010       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ibni haldun eserleri
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Mayıs 2010       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
lütfen ibn-i haldunun hayatını koyun lütfen aradım bulamadım
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
14 Mayıs 2010       Mesaj #6
ener - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

lütfen ibn-i haldunun hayatını koyun lütfen aradım bulamadım


İbn Haldun, (Arapça: ولي الدين عبد الرحمن ابن محمد بن محمد بن أبي بكر محمد بن الحسن‎ ; Walī ad-Dīn ʿAbd ar-Raḥmān ibn Muḥammad ibn Muḥammad ibn Abī Bakr Muḥammad ibn al-Ḥasan) 1332-1406 (Hicrî 732 / 808) yılları arasında yaşamış bir İslam bilginidir. Tam adı Abdurrahman b. Muhammed b. Ebu Bekr Muhammed b. Hasan’dır.
İbn Haldun, 1. Ramazan ayında 1332 yılında Tunus’ta, nesli sahabilerden Vâil b. Hacer’e uzanan, Arap bir ailede doğdu. Aslı Yemen kabilelerinden Hadramut’a kadar uzanır. Dedelerinden, ilk olarak Halid b. Osman, Endülüs’teki Karmuna’ya hicret etti. Endülüs halkının âdeti olarak Halid olan ismine u ve n harfleri eklenerek ismi Haldun’a dönüştü.





Yaşam öyküsü

İbn Haldun'nun yaşamı çok iyi şekilde belgelenmiş ve özgeçmişini التعريف بابن خلدون ورحلته غربا وشرقا‎; at-taʿrīf bi-ʾbni Ḫaldūn wa-riḥlatu-hu ġarban wa-šarqan isminde anlatan bu kitab 1951 yılında Kahire'de Muħammad ibn-Tāwīt at-Tanjī tarafından yayınlanmıştır. İbn Haldun banū chaldūn isminde asil bir aileden, birkaç kuşak Carmona ve Sevilla, Endülüs (İspanyolca: Andalucía; Arapça: الأندلس‎ Al-Andalus)'de yaşamışlardır. Zaten Haldun aile ismi kökeni öncülleri Halid'ten gelir[1]. Özgeçmişinde İbn Haldun, kökeninin İslam Peygamberi Muhammed bin Abdullah zamanında arap-yemen kabilelerinden Hadramut’a kadar uzandığından ve ailesinin İslami fetih başlarında İspanya'ya geldiğinden bahseder.
Kendi deyimiyle;
“ "ve bizim ecdatımız, Hadramut'dan Yemen Araplarından Vail bin Hacer (Wa'il ibn Hajar), ünlü iyi tanınmış ve saygın Araplar." (sayfa 2429, Al-Waraq yayını). ”

Eğitim ve Öğrenim

Ailesi o zamanlar kuzey Afrika'da en iyi öğretmenlerden bir eğitim almasını sağlamıştır. Kaliteli bir Arap eğitimi olan, Kuran, Arap dilbilimi, Hadis ve İslam hukuk (Fıkıh) (Arapça: فقه) alır. Ayrıca tasavvuf, matematikçi ve filosof al-Ābilī'den Matematik, Mantık (Greek: λογική) ve Felsefe eğitimini alır, İbn Rüşt (Arapça: أبو الوليد محمد بن أحمد بن محمد بن رشد‎, Abū l-Walīd Muḥammad bin Aḥmad ibn Muḥammad bin Rušd), İbn Sina (Arapça: ابو علی الحسین ابن عبدالله ابن سینا‎, Abū ʿAlī al-Ḥusayn ibn ʿAbd Allāh ibn Sīnā), Fahreddin Razi (Arapça: أبو عبدالله محمد بن عمر بن الحسین فخرالدین الرازي, Abu Abdullah Muhammad ibn Umar ibn al-Husayn al-Taymi al-Bakri al-Tabaristani Fakhr al-Din al-Razi) ve Şerafeddin al-Tusi (Arapça: شرف الدين الطوسي, Sharaf al-Dīn al-Tūsī)'nin eserlerini öğrenir. İbn Haldun 17 yaşında iken üç kıtada tabiki Tunus şehirinide etkisi altına alan Büyük Veba Salgınında ailesini kaybeder.

Tunus, Fas ve Granada'da ilk yılları

Eğitimi bitince Tunus şehirinde Hafsid (Arapça: الحفصيّون) hanedanı Sultan Abu İshak İbrahim II. al-Mustansır'ın yazmanı olarak çalışır. Daha sonra Tunus'dan Fese taşınır, 20 yaşına gelince onun siyasal meslek hayatı başlar, Sultan Abu İshak emriyle İbn Tafrāgīn'nin yanında idari işler ( كاتب العلامة‎ ,Kātib al-'Alāmah) görevi verilir.

Kahire'deki son yılları


Yaklaşımları

Özellikle köy-kent farklılaşması hakkında toplumsal çözümlemeler getirmiştir. Ünlü eseri Mukaddime'nin 2. bölümünde, göçebe-köy toplumsal yaşamı ile yerleşik-kent toplumsal yaşamı arasında önemli saptamalar yapmıştır. Ona göre, göçebe-köy toplumsal yaşamı, yerleşik-kent toplumsal yaşamından önce başlamıştır. Köy halkı, kent halkından daha sağlam, mert, özgüveni daha fazla, özgür, köklü ve az bozulmuştur. Köy aile yaşamı, kent aile yaşamından daha dengeli, daha sağlam ve daha huzurludur. Toplumsal bilinç ve duyarlılık, karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma köy toplumsal yaşamında daha fazladır. Ayrıca yaşlılara ve kadınlara verilen saygı ve değer de çok daha fazladır.



Eserleri

180px Ibn Chaldun magnify clip
Yazarın kendi el yazması başsayfası: Lubab al-muhassal


  • Lubab al-muhassal fi usul ad-din ( لباب المحصل في أصول الدين‎ ; lubābu ʾl-muḥaṣṣal fī uṣūli ʾd-dīn)
  • Schifa' as-sa'il ( شفاء السائل‎ ; šifāʾu ʾs-sāʾil)
  • ʕallaqa li-l-Sultān
  • Kitāb al-ʿibar (كتاب العبر وديوان المبتدأ والخبر في أيام العرب والعجم والبربر ومن عاصرهم من ذوي السلطان الأكبر‎ ; kitābu ʾl-ʿibar wa-dīwānu ʾl-mubtadaʾ wa-ʾl-ḫabar fī ayyāmi ʾl-ʿarab wa-ʾl-ʿaǧ** wa-ʾl-barbar wa-man ʿāṣara-hum min ḏawī ʾs-sulṭāni ʾl-akbar)
  • التعريف بابن خلدون ورحلته غربا وشرقا‎; at-taʿrīf bi-ʾbni Ḫaldūn wa-riḥlatu-hu ġarban wa-šarqan
Kendi yaşam öyküsünü anlatan bu kitab 1951 yılında Kahire'de Muħammad ibn-Tāwīt at-Tanjī tarafından yayınlanmıştır.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Ocak 2012       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
lütfen ibn-i halduunun bilime olan katkılarını yazarmısınızzz ???
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
31 Mart 2012       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ibni hatunun eserlei nelelrdir .9 Msn Happy :8.(.:8:8
bekirr - avatarı
bekirr
VIP VIP Üye
25 Mart 2013       Mesaj #9
bekirr - avatarı
VIP VIP Üye
İbni Haldun (1332-1406)

îbni Haldun, ilk Müslüman tarih felsefecisi olmakla ifade edilebile¬cek bir tarihçi, filozof, sosyal bilimci ve fakihtir. Çalkantılı ve sıkça teh¬likeli bir politik kariyere karşın, İslam düşüncesinin en iyi eserlerinden biri olan ve insan doğasıyla toplumun karakteristiği hakkında tarihin ne söyleyebileceğine bakmak yoluyla, salt bir tarihi anlatımın ötesine geçen Tarih'ı ortaya koyabilmiştir. Bu eser, orijinalliği ve anlayışı ancak yakın zamanlarda tanınan abidevi bir eserdir.

Abdurrahman İbni Haldun, 1332'de Tunus'ta kökenleri 8. yyda Güney Arabistan'daki Hadramut'tan İspanyadaki Seville'e göç eden Haldun'a dayanan soylu bir kabilede dünyaya gelmiştir. Bu Haldun ka¬bilesi, özellikle entelektüel ve politik beceri bağlamında etkin olmuştur. Seville'nin 1248'de Hıristiyanlar'ın kontrolüne geçişinden kısa bir süre sonra, Haldunlar Kuzey Afrika'daki Ceuta'ya oradan da yönetimdeki hanedanla güçlü bağlantıları nedeniyle sıcak karşılandıkları Tunus'a göç etme sağgörüsüne sahip olmuşlardır. Haldunlar daha sonra yöne¬tici ve askeri lider olarak saray mensubu olurlar. Bununla birlikte İbni Haldun'un doğduğu dönemde ailesinin talihi, nispeten varsıl ve statü sahibi olmalarına karşın düşüşe geçmiştir. Ancak hem babası hem de dedesi zenginlik ve güç arayışına sırt çevirip bunun yerine ilme yönel¬mişlerdir.

Belirlenebildiği kadarıyla İbni Haldun'un Muhammed adlı bir ağa¬beyi ve Yahya adında bir kardeşi vardır. Anne ve babasını 1347-1348'de Tunus'u kasıp kavuran bir salgında kaybetmiş ve ailenin reisi Muham¬med olmuştur. Yahya, başarılı bir tarihçi ve yüksek mertebede bir poli¬tikacı olmuştur. İbni Haldun bir komutanın kızıyla evlenmiş ve ondan yedi çocuğu olmuştur. Başka bir eşinin olup olmadığı bilinmemektedir. İlk eğitimi, sınıfındakilerden farklı değildir. Medreseye gitmeden önce babasından evlerinde ders almış ve sonra çoğunluğu, dostları olan En¬dülüslü göçmen uzmanlardan ders almıştır. Geleneksel olduğu üzere, genç yaşta Kuranı hıfzetmiş ve Arapça çalışmıştır. İbni Haldun çocuk¬luğunun büyük bölümünü ve delikanlılığını geçirdiği Tunus'ta çalışmış ve eğitimini 1354'de Fez'de tamamlamıştır. Burada, matematik, mantık, kelam, felsefe, hukuk ve fıkıh alanlarında birçok hocadan ders almıştır. Genel olarak ailesinin statüsü ve ilmi bağlantıları nedeniyle iyi bir eği¬tim alsa da resmi okul eğitimi daha 17 yaşında sona ermiştir.

İbni Haldun döneminde, Kuzey Batı Afrika bölgeleri üç Sultanlı¬ğa ayrılmıştır: Meriniler (Benî Merin) Batı Mağrib'i (kabaca günümüz Fas'ı), Abdülvedidler (Benî Abdulved) Merkez Mağribi (yaklaşık olarak günümüz Cezayir'i) ve Hafsidler (Benî Hafs), Doğu Mağrib'i (günümüz Tunus ve Libya civarı) yönetmişlerdir. Bu üç Sultanlık arasındaki sınırlar belirlenmemiş ve her biri gücünü diğerinin bölgesinin içlerine yayma¬ya çalışmıştır. Bu nedenle bu dönem hanedanlar içi ve hanedanlararası sürekli savaş ve çatışmalarla karakterize edilmiştir. Aynı zamanda ha¬nedanlar, güçlü Berberi (Kuzey Afrika'nın geniş bölgelerinde yaşayan, kimi yerli Arap olmayan halklara ve dillerine verilen isim) kabilelerin desteği için rekabet halindedirler.

Yirmi yıldan fazla bir süre, İbni Haldun, tehlikeli siyasi oyunlar oy¬nayıp gerektiğinde müttefiklerini değiştirerek bu devletlerin karmaşık politikalarına etkin bir şekilde katılmıştır. 21 yaşında Hafsi Sarayında "Sultanın Kâtibi" olarak çalışmış ancak 1354'de Tunus'taki geleceğinin kısa olacağına karar vererek o dönemde güçlü bir Sultanlık olan Merini Sultanı Ebu İnanın filozof, kelamcı, müneccim, şair ve müşavir halkası¬na katılma davetini kabul etmiştir. 1359-1360'da Ebu İnanın halefi, Sul¬tan Ebu Salim'in sırkâtibi olarak tayin edilir. Sultanın 1361'deki ölümü üzerine sarayda bir elçi konumuna getirilir. Ancak 1365'te tekrar Doğu Cezayir'deki zengin Bicaye liman kentine gelir ve Hacip (başvezir) olur. Ancak gözden düşüp 9 yıl boyunca (1365-1374) ilkin Sultan Ebu Ham- mu, Tilemsen emiri Abdülvedid ve sonra Fez'deki Meriniler için kabile desteğini pekiştirip düzenleyerek bağımsız bir "siyasi uzman" görevinde bulunmuştur. İbni Haldun, Tunus'tan Fez'e (1352-1354) yolculuğu es-nasında bu bölgelerde geçirdiği iki yıl süresinde, kabile siyaseti ve çalış¬malarında birinci elden deneyim elde etmiştir.

İbni Haldun'un siyasetteki yıllarının tamamı, prestijli görev ve yük¬sek düzeydeki siyasi faaliyetler çevresinde geçmemiştir. Sürekli değişi¬me maruz kalmasının yanı sıra şu ya da bu emirin gözünden ne zaman düşse, kendini kimi zamanlar kritik ve tehlikeli konumlarda bulmuştur. 1356'da Sultan Ebu İnan tarafından 21 ay hapsedilmiş (ancak Sultanın ölümüyle serbest kalmıştır); 1369-1370'de Fas Sultanı Abdülaziz tara¬fından tutuklanmış; 1372-1373'de Buhara'dan Fez'e giderken Sultan Ebu Hammu'nun kışkırtmalarıyla Bedevilerin saldırıları ve yağmalarına maruz kalmış; 1373-1374'de Tunus Sultanı Sultan Ebu'l Abbas'ın veziri tarafından tutuklanmış ve aynı yıl İspanya Sultanı İbnu'l Ahmer tarafın¬dan ülkesine iade edilmiştir.

1375'de Mağrib'deki siyasi düşmanları tarafından kuşatılan İbni Hal¬dun, siyasi faaliyet ve maceralarından emekli olmaya karar vermiş ve kendini ilme adamıştır. Bir Arap kabilesi tarafından kendisine himaye sunulduğunda 40 yaşındadır ve ailesiyle birlikte Kalatu'l Beni Seleme olarak bilinen bir sufi hankahına yerleşmiştir. İbni Haldun, burada abi¬devi dünya tarihi eserine başlamıştır. İlk versiyonu 1377'de tamamlanan Mukaddimesi (Prolegomena) 3 ciltlik tarihindeki ilk kitabıdır ve ona en çok ün kazandıran eser de budur.

Eseri için daha fazla kaynağa başvurması gerektiğini fark ederek Hafsi Emiri Ebu'l Abbasdan izin aldıktan sonra 1378'de memleketi Tunus'a geri döner. Dört yıl Tunus'ta kalıp yazı ve araştırmaları yanında fıkıh dersleri verir. Bununla birlikte burada kalışı, Sultanla olan sıkıntılı ve güvensiz ilişkiye sahip olmanın yanı sıra hem âlimler hem de suç or¬tağı saray mensuplarıyla olan çekişmeler nedeniyle uzun soluklu olma¬mıştır. 1382'de hacca gitme izni aldıktan sonra, İbni Haldun Mısır'a gi¬der. Tesadüfen ya da planlı olarak yaşamının geri kalanını (1382-1406) Mısır'da geçirir. Mısır'a gelişinden kısa bir süre sonra İslam dünyasının en eski ve en prestijli üniversitesi olan el-Ezher'de hocalık önerilmiştir. Ancak 1383'de geçmişte birçok defa yaptığı gibi eşi ve ailesini ona katıl¬maları için çağırmıştır. Ancak eşi ve beş kişi, Tunus'tan Mısır'a giderken bir fırtına gemilerini batırınca kaybolurlar.

İbni Haldun, Mısır'da büyük eserini tamamlar. Tarih adlı eseri tam olarak Tarih'i Kitabü'l iber ve Divanu'l mubtede ve'l haber fi eyyamul arab ve'l acem ve'l berber vemen Asarahum min zavi el Sultanu'l ekber adını taşır. Üç kitaba ayrılan eserin ünlü ilk kitabı yani Mukaddime, in¬san toplumunun dinamiklerinin yanı sıra onun tarih bakışı ve meto¬dolojisinin ana hatlarını çizer. İkinci kitap Arapların tarihini ele alır ve üçüncüsü Berberiler'in tarihini inceler. Bu bölüm İbni Haldun'un otobi¬yografisi ve kendi içinde renkli bir okuma olan el-Tarifbi İbni Haldun'la. sona erer. Eğer kendi hatırı sayılır deneyim ve yolculukları olmasa, bu eser ortaya çıkmayacak olsa da, kaynak olarak geniş ölçüde selefleri¬ni kullanmıştır. Tarihin kurgusu hanedanların düşüş ve yükselişlerine odaklanarak siyasi olsa da, siyasetin bize insan doğasına ilişkin neleri anlattığının analizi konusunda daha fazlasını sunar. Ona ün kazandıran Mukaddime altı bölümden oluşur. Eserin başında tarihin diğer beyan¬lardan nasıl ayrıldığını gösterir:

Yüzeyde, tarih, siyasi olaylar, geçmişteki hanedanlar ve olayların zarif bir şekilde sunulup deyişlerle süslenmiş bilgisinden fazlası değildir. Geniş, ka¬labalık meclisleri eğlendirmeye hizmet eder ve bize insan ilişkilerinin bir anlayışını ulaştırır... Öte yandan tarihin deruni anlamı spekülasyon ve va¬rolan şeylerin kökenleriyle, nedenlerin ayrıntılı açıklamalarıyla hakikate ulaşma, olayların nasıl ve niçinine ilişkin derin bir bilgiye ulaşma teşebbü¬sünü içerir. Dolayısıyla tarih ciddi bir biçimde felsefeye dayanır. Felsefenin bir dalı olarak kabul edilmeyi hak eder.
İbni Haldun, felsefe, kelam ve tarih çalışmış olup felsefi kavramların ve aklın, tarihe değil kelama tatbik edildiğini belirtir. Bu nedenle İbni Haldun'a haklı olarak İslam dünyasındaki ilk tarih felsefecisi statüsü ve¬rilmiştir. Mukaddimedeki merkezi tema, onun ilmu'l ümran (medeniyet bilimi) olarak adlandırdığı insan toplumunun sosyolojisidir. Ona göre el-umran, tarihi olayların kaydedilmesinde doğruyu yanlıştan ayırt et¬meye yardım eden bir ilimdir. Diğer bir deyişle el-umran ı çalışmak, yeri geldiğinde tarihçinin tarihi kayıtları elemesine ve kurgulardan gerçek oluşturmasına olanak verecek toplum dinamiklerini ortaya çıkaracaktır. Bu nedenle tarihi gerçekler toplumların dinamikleri ve onların evrim kurallarının mantığıyla örtüşecek gerçeklerdir. Sosyal organizasyonun kalbinde, toplumsal bağlılık ve dayanışma (asabiye) yatar.

İbni Haldun'a göre her bir devletin güç temeli, onun genellikle gö¬çebe toplumlar ve "vahşi" uluslararasında bulunan aile bağları ve kö¬kenlere dayalı asabiyelerine ya da grup dayanışmalarına dayanır. îbni Haldun, her bir "asabiye"nin gücünün temelde dört nesle uzandığını öne sürer. Kabile yayılmacılığı ya da dini misyonla şartlanan ilk nesil, yerleşik ulusları fethedip güçlü bir devlet kurar. İkinci nesil, devleti güç¬lendirip genişletir ve kendi kurumlarını kurarak kabile kültürüyle yakın bağlantısı nedeniyle asabiyesiyle güçlü bağını devam ettirir. Üçüncü ne¬sil, devletin refahını gerçekleştirir ve sanat, bilim ve kültür için destek sağlar. Ancak kentsel yetişmenin bir sonucu olarak asabiyelerine daha az bağlı olmuşlardır. Dördüncü nesil, atalarının başarılarını heba ede¬cek nesildir. Saray entrikaları ve maddi zevklerle meşgul olan bir ya¬şamla sınırlı olarak bu nesil çoğunlukla gönençleri için para harcamak ve tahtlarının korunması için halk üzerinde vergi yükünün yoğunlaş- tırılmasına yol açacak para artırmayla meşguldürler. Ortaya çıkacak adaletsizlikler, devletin dağılmasına ve medeniyetinin yok olmasına yol açarak devletin diğer göçebe ya da vahşi gruplarca istila edilmeleri için savunmasız bırakacaktır.

Tarih'in abidevi başarısına karşın, İbni Haldun'un edebi ürünleri, örnekse, İbni Sina ya da el-Kindi'nin ansiklopedik ürünleriyle karşı¬laştırılamaz. Büyük eserinden başka yalnızca yedi küçük eseri sayıl¬mıştır: Üç tanesi mantık, matematik ve tasavvuf üzerine (sırasıyla) iki şiir yorumu ve iki kelam eseri özeti. Bununla birlikte sadece Tarih'i İbni Haldun'a ün kazandırmıştır. Ancak bir Haldunculuk ekolüne sevk ede¬cek bir Avrupalı çevirmen ya da bir halef sağlamada yanlış yer ve yan¬lış zamanda geldiği söylenir. Mukaddime'si Osmanlı Türkçesi'ne ancak 1830'da çevrilmiş ve bu dönemden sonra teorileri popüler hale gelmiş¬tir. Eserin Fransızca çevirisi 19. yy ortalarında gerçekleşmiş ve her ne kadar bu durumda Avrupa'da sosyal bilimler İbni Haldun'un gerçek bir etkisi olamayacak kadar oluşturulmuş olsa da saygı kazanmıştır. Ancak kendi memleketinde 1867'ye kadar kendi tarihinin hiçbir tam Arapça edisyonu yapılmamıştır. Onun üzerine ilk modern Arapça çalışma, İbni Haldun'u bir egoist olarak sunan Taha Huseyn (1939-1973) tarafından yapılmış olup diğer ilim adamları onun bir anti-Müslüman ve anti-Arap olduğunu belirten anti-Halduncu bir çoğunluğa katılmışlardır. Öyle ki 1939'da, Irak eğitim bakanı, türbesinin yıkılıp kitaplarının yakılmasını önerecek kadar ileri gider. Bununla birlikte o dönemden bu yana bir tür ihya olmuş ve tarih felsefesine katkılarıyla birlikte, dikkat çekici yaşamı¬na olan sevgi, gerektiği gibi tanınmaya başlamıştır.


kaynak: İslamda 50 Önemli isim

Benzer Konular

10 Mart 2016 / Misafir Cevaplanmış
8 Nisan 2016 / Misafir Cevaplanmış
3 Mart 2016 / Misafir Cevaplanmış
10 Nisan 2016 / burak_179 Cevaplanmış
14 Nisan 2016 / Misafir Cevaplanmış