Arama

Ergenlikte görülen ortak fiziki değişiklikler nelerdir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 26 Eylül 2015 Gösterim: 69.992 Cevap: 19
ZİYARETÇİ - avatarı
ZİYARETÇİ
Ziyaretçi
11 Aralık 2008       Mesaj #1
ZİYARETÇİ - avatarı
Ziyaretçi
ERGENLİKTEKİ ORTAK FİZİKSEL DEĞİŞMELER NELERDİR?
EN İYİ CEVABI Keten Prenses verdi
Ergenlik döneminde vücutta meydana gelen değişiklikler spacer 2
search?hltr&ampsaX&ampoispell&ampresnum0&ampctresult&ampcd1&ampqergenlikde25C4259Fi25C5259Fiklikleri&ampspell1&ampcb8c922b7fcc
Sponsorlu Bağlantılar
adviewphp?whatzone72&ampna0dff961

Ergenlik kendi başına bir çağ değil çocukluktan erişkinliğe uzanan bir gelişme dönemidir. Herkes kendine özgü bir gelişim çizgisi gösterir. İnsan en hızlı fiziksel gelişimini anne rahminde yaşar. Bunu 0–2 yaşlar arsındaki bebeklik izler. Ardından bir yavaşlama dönemine girilir. Adeta ergenlik dönemi için güç toplamaktadır beden. Ergenlikle birlikte fiziksel gelişim birden hızlanır. Buna bir de psikolojik değişimler eklenir.

Ergenlik, kızlarda 8–13, erkelerde 10–15 yaşlarında başlar. Ergenlik sürecine girişi başlatan beyinde yer alan hipotalamustur. Vücut belirli bir olgunlaşma düzeyine geldiğinde beyinden, yine beyinin bir parçası olan "hipotalamus"a sinirsel iletiler gider ve hipotalamus, "hipofiz" adı verilen salgı bezini uyarıcı bir hormon salgılar.

Hipotalamus, tüm yaşam boyunca vücüttaki hormon üretimini yönetir. Kızlarda ve erkelerde farklı hormanlar farklı miktarlarda üretilir. Bu dönemde oluşan değişiklikler sonucunda insan vücudu üreme yeteneği kazanır. Ergenin bu yaşta gördüğü değişikliklerin doğal olduğu kendisine anlatılmalıdır.

İki ayrı cinsiyette olmanın ve dolayısıyla cinselliğin çok doğal bir gelişim olduğu, yaşamı anlamlandıran, haz veren ayrılmaz bir bütünün parçası olduğu açıklanmalıdır.

Kızlarda yaşanan vücut gelişim ve değişim süreci:

• Göğüslerde büyümenin başlaması
• Genital bölgede kıllanma
• Vücut ölçülerinde hızlı artış
• Koltuk altında kıllanma
• Reglin başlaması (Adet görme)
•Kalçaların genişlemesi (Belin incelmeye başlaması ve leğen kemiklerinin şekillenmesi ve yağ birikimi)

Memelerin büyümesi ergenliğin ilk belirtisidir. Genellikle 10 yaşlarında başlar. Seyrek olarak başlangıçta büyüme tek taraflı olabilir. Bazen memelerde ağrı hissedilebilir.

Memelerin büyümeye başladığı sıralarda cinsel bölgede ve bir süre sonra da koltuk altı bölgesinde kıllanma başlar. Memelerin büyümeye başlamasıyla boy büyümesi de hızlanır, bu hızlı büyüme bir yıl kadar sürer. On üç yaşında bir genç kızın memelerinde gelişme belirtisi görülmüyorsa bir hekime danışılmalıdır. Vajende oluşan beyaz bir akıntı da ilk belirtilerdendir. Bu yaşta kız çocuk külotunda beyaz lekeler görebilir. Genç kız, giderek belinin inceldiğini, kalçalarının biraz genişlediğini, saçlarının ve derisinin daha yağlı olduğunu fark edebilir. Sivilceler ve siyah noktalar oluşabilir. Cildini korumak için ergenlik yaşlarında cilt temizliği gence öğretilmelidir.

Adet Görme (Menstrüasyon, Regl olma)
Adet görme uterustan (rahim) belirli aralıklarla kanama olmasıdır. Adet, doğurganlık özelliğinin ilk belirtisi olarak kabul edilir. Bazı kız çocuklarında adet günleri yaklaştıkça karın ve sırt ağrıları olabilir.

Adet, göğüslerin büyümeye başlamasından 1,5-2 yıl sonra, 12-13 yaşlarda başlar.

Ancak 9 yaşında adet görenler olabildiği gibi, 15 yaşında hala adetleri başlamamış kızlar da vardır. Bu nedenle ergene arkadaşlarından daha erken yaşta adet görmeye başlamışsa ya da henüz adet görmemişse kaygılanmaması gerektiği söylenmelidir.

16 yaşını tamamladığı halde adet görmeyen genç kızlar için hekime danışılmalıdır.

Adet görme ve yumurtlamanın oluşması
Pek çok genç kızda ilk adetler, henüz yumurta hücreleri tam olgunlaşmadan ve yumurtlama (ovülasyon) olmadan başlar. Bu yumurtasız adet dönemi 1-2 yıl kadar sürebilir. Genellikle bu başlangıç döneminde adetler düzensizdir.

Adet döngüsü (siklusu)
Adet kanamasının süresi genellikle 4-5 gündür; 2 ile 7 gün arasında değişebilir. Bu kanama dönemine adet (menstrüasyon, regl) denir.
Bu döngünün süresi, adet görme aralıkları, kişiden kişiye değişiklik gösterir. Bazı kızlar 21 günde bir, bazıları ise 35 günde bir adet görebilirler.

Adet döngüsünde düzensizlik nedenleri
Başlangıçta ergenin menstrüasyon (yumurtlama)döngüsü düzenli değilse, endişelenmemesi söylenmelidir. Bu düzensizlik 1 yıl, hatta 2 yıl sürebilir. Daha sonra da zaman zaman düzensizlik olabilir.

Adetin başlama belirtileri
Bazı genç kızlar adet göreceğini önceden anlayabilir. Kendisini hasta ya da neşesiz hissedebilir. Göğüsleri şiş ve duyarlı olabilir. Kramp şeklinde alt karın ağrıları ya da sırt ağrıları olabilir. Bu ağrılar, kanama başladıktan sonra da bir süre devam edebilir ve bazen ilaç almayı gerektirecek kadar şiddetli olabilir.
Tüm adet döneminde atılan kan ve doku, birlikte yaklaşık bir çay bardağı kadardır (120 ml.). Bunun az bir kısmı kandır.

Kadın Üreme Sistemi
Dış Cinsel Organlar: Vajina girişi, klitoris, büyük ve küçük dudaklardan oluşur. Vajina ve klitoris arasında idrar deliği, vajinanın arkasında da anüs yer alır.

İç Cinsel Organlar: Vajina, Rahim (uterus), yumurtalıklar (overler), ve tüplerden (rahim kanalları) oluşmaktadır.

Vajina: Vajina, yukarı doğru uyanarak rahim ağzı ile birleşen yaklaşık 10 cm uzunluğunda bir kanaldır. Vajinanın ileri derecede esneyebilme özelliği mevcuttur.

Zar (Himen): Vajina girişinden hemen sonra bağ dokusu ve damarlardan oluşan ince bir zardır. Zarın ortası adet kanamasının dışarı atılmasını sağlayacak biçimde açıktır. İlk cinsel ilişki sırasında zarda zedelenme olur ve bir miktar kanama görülür. Ancak bazı zarlar ileri derecede esnek olur ve cinsel ilişkiye rağmen kanamayabilir.

Erkeklerde yaşanan vücut gelişim ve değişim süreci:
Erkeklerde ergenliğin ilk belirtisi testislerin büyümesidir. Bu değişiklik genellikle 11,5-12 yaşlarında başlar. Bundan yaklaşık 1 yıl sonra cinsel bölgede kıllanma, peniste büyüme farkedilir.
Yine 13-13,5 yaşlarında sesi kalınlaşır, gırtlağındaki kıkırdak dokuda bir çıkıntı oluşur.

Yine aynı yaşlarda dudakların üzerinde, daha sonra yüzde, vücutta kıllanma başlar.

Ayaklar büyür, bacaklar ve kollar uzar, 13-15 yaş arasında boy hızla uzar. Deri ve saçlar yağlanır, yüzünde sivilceler ve siyah noktalar oluşabilir. Kasları geliştiği için daha güçlü olduğunu hisseder.

Ergenliğin başlama yaşı, kızlarda olduğu gibi, erkeklerde de çok değişkendir. Ergenliğin gecikmesine erkeklerde oldukça sık rastlanır.

13-14 yaşlarına kadar hiçbir ergenlik belirtisi ortaya çıkmayan, bu nedenle boyu yaşdaşlarına göre küçük ve görünüşü de çocuksu ofan birçok sağlıklı erkek çocuk vardır.

Arkadaşlarında ergenlik belirtileri başlamış, kendi vücudunda henüz bir değişiklik olmayan erkek çocuğun kaygılanmaması için gecikmenin doğal olduğu kendisine anlatılmalıdır. O'na, her bireyin farklı olduğu, vücudunun kendine en uygun bir zamanda olgunlaşacağı söylenmelidir.

Peniste Sertleşme ve Boşalma
Penis içerisinde süngere benzeyen bir yapı vardır. Sünger nasıl suyu içine çekerek emerse, penisteki süngere benzer yapı da içinde bulunan damarlardan kan çekerek şişer, sertleşir. Ergenlik dönemine giren erkeklerde olmadık yerde ve beklenmedik durumlarda penis sertleşmesi yaşanabilir. Erkek tohum hücreleri (sperm) ergenlik dönemiyle çoğalmaya başlar. Sperm yumurtanın döllenmesi ve bebek oluşumu için gereklidir. Penis sertleşmesi sonrasında çok sayıda sperm boşaltılabilir. Sperm hücreleri meninin yalnızca küçük bir bölümünü oluşturduğu halde tek bir boşalmada 500 milyon kadar sperm hücresi bulunur. Cinsel ilişki sonucunda bu hücrelerden tek bir tanesi yumurtaya ulaşarak döllemeyi başarabilir. Genç yaşlarda sperm boşaltma işi sık yaşanır ancak yaş ilerledikçe azalır. Bu olayların gerçekleşmesi hormonlara bağlıdır.

Islak rüyalar
Bu yaştaki ergene, bazı sabahlar yatağını meni ile ıslanmış bulacağını anlatma zamanı gelmiştir. Bu ıslaklığın, cinsel ilişkide olduğu gibi herhangi bir uyarı ile oluşabilen ereksiyon sonucu görülen meni salgısı olduğu kendisine anlatılmalıdır.

Bu salgı canlı spermler içerir ve cinsel üretkenliğin başladığının göstergesidir. Bütün bunlar, üreme organlarının geliştiğini ve ergenin erişkin bir erkek olmaya başladığını gösteren belirtilerdir. Bu gelişme, genellikle 18-20 yaşlarına kadar belirginleşerek devam eder.

Ses Değişimi
Erkek çocuklarda ergenlikle birlikte seste de değişimler görülür. Gırtlak kıkırdağı öne doğru çıkar, ses kalınlaşır. Önce ses çatallanır ve çatlar. Ses telleri de bedenin diğer bölümleri gibi gelişmektedir. Sesin tonu ses tellerinin uzunluğuna ve gırtlak yapısına bağlıdır. Bu nedenle büyüme süresince seste çatallanma görülebilmektedir.

KıllanmaKoltuk altı, genital bölge, yüz, kol ve bacaklarda kıllanma başlar. Genellikle sakallar ergenliğin sonuna kadar belirmez. Başlangıçta tüy şeklinde olan sakallar zmanla ve traş edilmeyle sertleşir.

Erkek Üreme Sistemi
Penis: İdrarın ve spermlerin dışarı boşalmasını sağlar.
Strotum (torbalar): Penisin altında yer alan, testisleri saran ve koruyan torba şaklindeki deri parçasıdır.
Testis: Strotumun içinde yer alan, içinde erke tohum hücreleri bulunan iki organdır. Testesteron ve sperm üretir.
Prostat: Spermleri taşıyan sıvıyı salgılayan bir bezdir.
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
11 Aralık 2008       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Ergenlik Belirtileri (Püberte) ve Evreleri
aglayan kiz
Püberte ( Görünür ergenlik belirtileri ) kız çocuklarında 9 - 10 yaşlarında, erkeklerde ise 11 - 12 yaşlarında başlar. Biyolojik değişikliklerin tamamlanması ise 3- 5 yıl veya daha uzun sürer.
Ergenlik öncesi devrede erkek çocukta gelişmenin esas karakteri büyümedir. Bunu sağlayan faktör ise hormonaldir. Bu hormaonal sistemin organizatörü hipofizdir. Hipofiz beyin kaidesinde bir çukurun içine yerleşmiş fındık kadar bir organdır. 3 bölümdür. Her bölüm kendine özgü çeşitli salgılarla hem diğer salgı bezlerinin çalışmasını ayarlar, hem de organizmanın genel metabolizmasını düzenler. Ergenlik öncesi bu organın etkisi ile kemiklerde bir uzama ve kalınlaşma başlar . Çocuğun boyu uzar, omuzları ve göğüs kafesi genişler. Bu devrede testisler gelişir, testis volümü artar. Testislerin iki önemli görevi vardır. Birincisi yeni cinsin oluşmasını sağlayacak, cinsiyet hücresini yani sperm dediğimiz tohumu meydana getirmektedir. İkinci görevi ise erkeklik hormonu dediğimiz testosteronu salgılamaktır. Hormonun etkisi ile dış ve iç genital organlar ( penis, prostat ve sicula seminalisler ) gelişir, ses kalınlaşması, pubis, koltuk altı , yüz, kol ve bacaklarda kıllanma başlar. Bu hormon nedeniyle erkek çocuklarda boy uzaması ve adale gelişmesi kızlardan fazla olur. Erkeklerde genital gelişme ile beraber büyüme hızlanır. Androgenler kemik gelişmesini de hızlandırdığından bir süre sonra kemik uçlarındaki epifiz dediğimiz büyüme bölgeleri kapanır ve büyüme durur.
Sponsorlu Bağlantılar
Kızlarda püberte dediğimiz seksüel olgunlaşma erkeklere göre daha erken, 9 - 10 yaşlarında başlar. Overlerden östrojen yani dişilik hormonu salınmasıyla birlikte büyüme hızlanır, göğüsler büyür menstrüasyon dediğimiz aylık adet kanamalrı başler. ( Ortalama 12 - 13 yaş ) Pubis ve koltuk altında kıllanma oluşur. Bu hormonun etkisi ile kemik gelişmesi hızlanır, epifizler kapanır, büyüme tedricen durur. Adetler ilk oluştan sonraki 1 - 2 yılda düzensizlikler yaşanabilir. Kız çocuklarda daha erken olmak üzere seksüel olgunlaşmanın ilk işaretleriyle birlikte büyüme hızlanır. İlk adetten hemen evvel büyüme yavaşlamaya başlar, epifizlerin kapanmasıyla durur.
Uzun kemiklerde büyümenin durması kız çocuklarda 16 - 18, erkeklerde 18 - 20 yaşlarında tamamlanır. Bundan sonraki minimal boy uzamaları gövde büyümesine aittir. Bu arada da kilo gözle görünür bir biçimde artar. Kız çocuklarda kilo artması deri altı yağ dokusunun artmasına bağlıdır. Erkek çocuklarda ise adale kütlesi artar.
Pübertenin ortaya çıkışı ırk, genetik özellikler, sosya ekonomik düzey ve beslenme sistemiyle yakından ilişkilidir. Bu fizik değişiklikler yanında püberte çağı psikolojik gelişme çağıdır. Anne ve babasına dayanan, kendi benliğini daima en ön planda tutan çocuk, sosyal ödevlerini ve hayatını kendisi yürütecek bir kişilik haline geçmektedir. Bu dönemde anne ve babasından ayrışmaya başlayan çocuk, aile dışındaki karşı cinsten kişilerle olgun ilişkiler kurmayı öğrenmelidir. Bir kişilik araması içinde olan çocuklar bazen bu hızlı bedensel büyümeye ve değişimlere uymada zorluk çeker ve bocalar. Bu değişiklikler kendisine anlatılıp, bunların normal gelişmeler olduğu açıklanan bir çocuk, bu sıkıntıları daha kolay atlatacaktır. Daha inatçı, dik kafalı olan çocuklara bu dönemde anlayışlı olup , yol gösterici olmak gerekir.
Cinsel eğitimin amacı yalnızca çocuğu bazı gerekli sosyal kurallara uymaya götürmek değil, insanın sevgi içinde serbestçe gelişebilmesini ve kendinde bulunan cinsel güçleri olabildiğince düzenlemesini, bunları bilinçli olarak elde tutmasını, kendi ve başkalarının mutluluğu için bunlardan yararlanmasını sağlamaktır.
Ergenlik ( Adolesan ) çağı bir stres çağıdır. Büyüme ve gelişme ön plana çıkmış, bazı hastalıklara dayanıklılık artmıştır. Üst solunum yolu hastalıkları, tüberküloz gibi enfeksiyonlara dayanıklı olmak için uygun beslenme, düzenli uyku gereklidir. Bu devrede kifoz, skolyoz gibi iskelet sistemi bozuklukları daha sık görüleceğinden, oturma ve duruş bozuklukları olup olmadığına daha fazla dikkat edilmelidir. Tiroid bezinde büyüme, anemi, obesite ve zayıflık gibi beslenme ile ilgili bozukluklarda dikkatli olmak lazımdır.


ERGENLİK DÖNEMİNİN EVRELERİ ( HAZIRLAYAN PSİK.DAN.BEYHAN FESLİYEN )

Ergenlik dönemi 11 - 12 yaşlarında başlayıp yirmili yılların başlangıcına kadar süren, hızlı bedensel, ruhsal, sosyal değişiklikleri içeren dönemin genel adıdır. Dönem içinde çeşitli yaşlar farklı gelişim atakları içerir, bu nedenle bu uzun dönemin genel adıdır. Dönem içinde çeşitli yaşlar, farklı gelişim ataklarını içerir. Bu nedenle bu uzun dönemi çeşitli gelişim özelliklerini göz önünde bulundurarak üç alt evreye ayırmak mümkündür.
Bu sınıflamalara geçmeden önce şu noktayı ısrarla vutgulamakta fayda var. Bireysel farklılıklar Ergenliğin başlangıcından sonlanışına kadar gerçekleşecek tüm değişiklikler ve yaşanacak uyum sürecinde ortaya çıkacak duygusal tepkiler evrenseldir. Ancak her bireyde bu sürecin ne zaman başlayacağı, ne zaman sona ereceği, nasıl uyum problemleri ile karşılaşacağı, bunlarla nasıl başa çıkacağı, bu dönemden ne tür öğrenmelerle çıkacağı kişisel bir süreçtir. Bu kişisellik bireyin kalıtım yolu ile getirdiği mirasından, içinde yaşanılan toplumun kültürel değerlerinden, ikilemden, beslenme alışkanlıklarından, aile tutumlarından v.s. kaynaklanır. Ergenin dönem içinde karşılaştığı sıkıntılarda hissettiği başat duyguyalnızlık ve buna eşlik eden yabancılaşma hissidir. Ansızın ortaya çıkan bedensel değişme, genellikle ergeni hazırlıksız yakalar. Ya da değişimler yaşıtlarından daha geç başlayabilir. Bu nedenle bireysel farkların varlığını ve gelişme - değişmenin herkeste değişik düzeylerde olacağını bilmek gencin kaygılarını azaltacak önemli bir faktördür.
Bu hatırlatmadan sonra, ortalama yaş sınırlarını göz önünde tutarak dönemi açıklamaya devam edelim. Ergenlik döneminin kendi içinde kabaca üç farklı evreye ayrılabileceğinden söz etmiştik.
1- Buluğ ( erinlik- püberte ) Kızlarda ortalama 11 - 13, erkelerde 13 - 15
2- Orta dönem: Ortalama 13 - 15 yaşlarından 17 yaş civarına kadar.
3- Son dönem : Ortalama 18'den 20'li yaşların başlarına kadar olan dönem.

Buluğ dönemi fizyolojik değişikliklerin en yoğun olduğu dönemdir. Kızlar erkeklere göre ortalama iki yıl kadar önce bu döneme girerler. Boy hızlı bir biçimde uzar. Cinsiyet özellikleri belirginleşir. Üreme organlarının yapısında değişme ve olgunlaşma gerçekleşir. Kızlarda ilk adet görme, erkeklerde ilk boşalma toplum tarafından büyümenin dönüm noktası olarak algılanır. Gelişmeyi ek cinsiyet özelliklerinin oluşumu takip eder. Tüylenme, seste kalınlaşma, kadınsı ve erkeksi beden görünüşüne ulaşma. Bu fizyolojik değişiklikler sırasında ergenin ilgisi kendi bedenine yönelmiş durumdadır. Bedenine ve o güne kadar taşıdığı kişisel rolüne karşı yabancılaşma hisseder. Bu süreçte sebepsiz öfke patlamaları, durup dururken ağlamalar, sinirlilik halleri sık görülen durumlardır.
Ergenliğin orta döneminde bedence büyüme hız keserek devam etmektedir. Kişinin kendi bedenindeki değişikliklere uyumu artmış ve dolayısıyla cinsiyet rollerinden kaynak alan gerilimleri azalmaya başlamıştır. Bu süreçte artık anne - babadan bağımsız olma çabaları görülmektedir. Ergen yeni kimliği ile toplumdaki yerini aramaya başlamış, arkadaş gruplarının önemi artmıştır. Özerklik ihtiyacı üst seviyededir. Arkadaşlık ve grupla özdeşleşme artmıştır. Aileden bağımsız olma çabaları çelişkili duyguları da beraberinde getirir. Hem aileden uzaklaşma ve kendi bireyselliğini ispatlama, hem de onların sevgi ve desteğine büyük ihtiyaç duyma gibi. Bu yalnızlık ve güçsüzlük duygularını da beraberinde getirebilir, anne - baba ile çatışma artabilir. Bilişsel olarak soyut düşünme yeteneği olgunlaşır. Görev sorumluluğu ile eğlence arasında çelişkiler yaşanır. Akademik başarıda istikrarsızlıklar yaşanabilir. Bu durum aile ile çatışmayı arttırır.
Ergenliğin son dönemi, fiziksel gelişimin tamamlandığı, ilişkilerde çatışmaların azaldığı, karar vermede zorlukların azaldığı ve kişisel olgunluğun arttığı bir dönemdir. Bağımsızlık, kendi kararlarını verme, seçim yapma konusunda çelişkileri azalır. Karşılaşılan sorunlarla başa çıkmada daha gerçekçi ve amaca yönelik çözümler üretebilir. İş ve meslek seçimi ile ilgili kararlar, kaygıyı arttıran bir durum olarak gündemde olsa da, genç bununla başa çıkabilecek olgunluğa erişmiştir. Kendi ilgi ve yeteneklerini tanımakta, kendi yolunu seçmek konusunda daha kararlı ve cesur davranabilmektedir. Cinsel çatışmalar azalmıştır. Yaşam değerleri ile ilgili sorgulamalar artmış , toplumsal sorunlara bakış açısında gelişmeler olmuş , toplumsal konulara ilgi artmıştır. Bu dönem tanrı inancı ve dini değer ve öğretilerin de sorgulandığı bir dönemdir. Bütün bu sorgulamalar ( yaşam değerleri, gelecekten beklentiler, toplumsal değerler ) bireyin kendi kişiliğini sentez edişi ve birey olarak kendi tavır ve tutumlarını belirlemek için gayretlerdir. Kişi ben imajını kafasında netleştirdikçe ,ergenliğin de sancıları azalarak sona erer. Bu artık gençlik döneminin başlamasının işaretidir.

Dr.Tülay ARSU

Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
11 Aralık 2008       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Ergenlik döneminde vücutta meydana gelen değişiklikler spacer 2
search?hltr&ampsaX&ampoispell&ampresnum0&ampctresult&ampcd1&ampqergenlikde25C4259Fi25C5259Fiklikleri&ampspell1&ampcb8c922b7fcc
adviewphp?whatzone72&ampna0dff961

Ergenlik kendi başına bir çağ değil çocukluktan erişkinliğe uzanan bir gelişme dönemidir. Herkes kendine özgü bir gelişim çizgisi gösterir. İnsan en hızlı fiziksel gelişimini anne rahminde yaşar. Bunu 0–2 yaşlar arsındaki bebeklik izler. Ardından bir yavaşlama dönemine girilir. Adeta ergenlik dönemi için güç toplamaktadır beden. Ergenlikle birlikte fiziksel gelişim birden hızlanır. Buna bir de psikolojik değişimler eklenir.

Ergenlik, kızlarda 8–13, erkelerde 10–15 yaşlarında başlar. Ergenlik sürecine girişi başlatan beyinde yer alan hipotalamustur. Vücut belirli bir olgunlaşma düzeyine geldiğinde beyinden, yine beyinin bir parçası olan "hipotalamus"a sinirsel iletiler gider ve hipotalamus, "hipofiz" adı verilen salgı bezini uyarıcı bir hormon salgılar.

Hipotalamus, tüm yaşam boyunca vücüttaki hormon üretimini yönetir. Kızlarda ve erkelerde farklı hormanlar farklı miktarlarda üretilir. Bu dönemde oluşan değişiklikler sonucunda insan vücudu üreme yeteneği kazanır. Ergenin bu yaşta gördüğü değişikliklerin doğal olduğu kendisine anlatılmalıdır.

İki ayrı cinsiyette olmanın ve dolayısıyla cinselliğin çok doğal bir gelişim olduğu, yaşamı anlamlandıran, haz veren ayrılmaz bir bütünün parçası olduğu açıklanmalıdır.

Kızlarda yaşanan vücut gelişim ve değişim süreci:

• Göğüslerde büyümenin başlaması
• Genital bölgede kıllanma
• Vücut ölçülerinde hızlı artış
• Koltuk altında kıllanma
• Reglin başlaması (Adet görme)
•Kalçaların genişlemesi (Belin incelmeye başlaması ve leğen kemiklerinin şekillenmesi ve yağ birikimi)

Memelerin büyümesi ergenliğin ilk belirtisidir. Genellikle 10 yaşlarında başlar. Seyrek olarak başlangıçta büyüme tek taraflı olabilir. Bazen memelerde ağrı hissedilebilir.

Memelerin büyümeye başladığı sıralarda cinsel bölgede ve bir süre sonra da koltuk altı bölgesinde kıllanma başlar. Memelerin büyümeye başlamasıyla boy büyümesi de hızlanır, bu hızlı büyüme bir yıl kadar sürer. On üç yaşında bir genç kızın memelerinde gelişme belirtisi görülmüyorsa bir hekime danışılmalıdır. Vajende oluşan beyaz bir akıntı da ilk belirtilerdendir. Bu yaşta kız çocuk külotunda beyaz lekeler görebilir. Genç kız, giderek belinin inceldiğini, kalçalarının biraz genişlediğini, saçlarının ve derisinin daha yağlı olduğunu fark edebilir. Sivilceler ve siyah noktalar oluşabilir. Cildini korumak için ergenlik yaşlarında cilt temizliği gence öğretilmelidir.

Adet Görme (Menstrüasyon, Regl olma)
Adet görme uterustan (rahim) belirli aralıklarla kanama olmasıdır. Adet, doğurganlık özelliğinin ilk belirtisi olarak kabul edilir. Bazı kız çocuklarında adet günleri yaklaştıkça karın ve sırt ağrıları olabilir.

Adet, göğüslerin büyümeye başlamasından 1,5-2 yıl sonra, 12-13 yaşlarda başlar.

Ancak 9 yaşında adet görenler olabildiği gibi, 15 yaşında hala adetleri başlamamış kızlar da vardır. Bu nedenle ergene arkadaşlarından daha erken yaşta adet görmeye başlamışsa ya da henüz adet görmemişse kaygılanmaması gerektiği söylenmelidir.

16 yaşını tamamladığı halde adet görmeyen genç kızlar için hekime danışılmalıdır.

Adet görme ve yumurtlamanın oluşması
Pek çok genç kızda ilk adetler, henüz yumurta hücreleri tam olgunlaşmadan ve yumurtlama (ovülasyon) olmadan başlar. Bu yumurtasız adet dönemi 1-2 yıl kadar sürebilir. Genellikle bu başlangıç döneminde adetler düzensizdir.

Adet döngüsü (siklusu)
Adet kanamasının süresi genellikle 4-5 gündür; 2 ile 7 gün arasında değişebilir. Bu kanama dönemine adet (menstrüasyon, regl) denir.
Bu döngünün süresi, adet görme aralıkları, kişiden kişiye değişiklik gösterir. Bazı kızlar 21 günde bir, bazıları ise 35 günde bir adet görebilirler.

Adet döngüsünde düzensizlik nedenleri
Başlangıçta ergenin menstrüasyon (yumurtlama)döngüsü düzenli değilse, endişelenmemesi söylenmelidir. Bu düzensizlik 1 yıl, hatta 2 yıl sürebilir. Daha sonra da zaman zaman düzensizlik olabilir.

Adetin başlama belirtileri
Bazı genç kızlar adet göreceğini önceden anlayabilir. Kendisini hasta ya da neşesiz hissedebilir. Göğüsleri şiş ve duyarlı olabilir. Kramp şeklinde alt karın ağrıları ya da sırt ağrıları olabilir. Bu ağrılar, kanama başladıktan sonra da bir süre devam edebilir ve bazen ilaç almayı gerektirecek kadar şiddetli olabilir.
Tüm adet döneminde atılan kan ve doku, birlikte yaklaşık bir çay bardağı kadardır (120 ml.). Bunun az bir kısmı kandır.

Kadın Üreme Sistemi
Dış Cinsel Organlar: Vajina girişi, klitoris, büyük ve küçük dudaklardan oluşur. Vajina ve klitoris arasında idrar deliği, vajinanın arkasında da anüs yer alır.

İç Cinsel Organlar: Vajina, Rahim (uterus), yumurtalıklar (overler), ve tüplerden (rahim kanalları) oluşmaktadır.

Vajina: Vajina, yukarı doğru uyanarak rahim ağzı ile birleşen yaklaşık 10 cm uzunluğunda bir kanaldır. Vajinanın ileri derecede esneyebilme özelliği mevcuttur.

Zar (Himen): Vajina girişinden hemen sonra bağ dokusu ve damarlardan oluşan ince bir zardır. Zarın ortası adet kanamasının dışarı atılmasını sağlayacak biçimde açıktır. İlk cinsel ilişki sırasında zarda zedelenme olur ve bir miktar kanama görülür. Ancak bazı zarlar ileri derecede esnek olur ve cinsel ilişkiye rağmen kanamayabilir.

Erkeklerde yaşanan vücut gelişim ve değişim süreci:
Erkeklerde ergenliğin ilk belirtisi testislerin büyümesidir. Bu değişiklik genellikle 11,5-12 yaşlarında başlar. Bundan yaklaşık 1 yıl sonra cinsel bölgede kıllanma, peniste büyüme farkedilir.
Yine 13-13,5 yaşlarında sesi kalınlaşır, gırtlağındaki kıkırdak dokuda bir çıkıntı oluşur.

Yine aynı yaşlarda dudakların üzerinde, daha sonra yüzde, vücutta kıllanma başlar.

Ayaklar büyür, bacaklar ve kollar uzar, 13-15 yaş arasında boy hızla uzar. Deri ve saçlar yağlanır, yüzünde sivilceler ve siyah noktalar oluşabilir. Kasları geliştiği için daha güçlü olduğunu hisseder.

Ergenliğin başlama yaşı, kızlarda olduğu gibi, erkeklerde de çok değişkendir. Ergenliğin gecikmesine erkeklerde oldukça sık rastlanır.

13-14 yaşlarına kadar hiçbir ergenlik belirtisi ortaya çıkmayan, bu nedenle boyu yaşdaşlarına göre küçük ve görünüşü de çocuksu ofan birçok sağlıklı erkek çocuk vardır.

Arkadaşlarında ergenlik belirtileri başlamış, kendi vücudunda henüz bir değişiklik olmayan erkek çocuğun kaygılanmaması için gecikmenin doğal olduğu kendisine anlatılmalıdır. O'na, her bireyin farklı olduğu, vücudunun kendine en uygun bir zamanda olgunlaşacağı söylenmelidir.

Peniste Sertleşme ve Boşalma
Penis içerisinde süngere benzeyen bir yapı vardır. Sünger nasıl suyu içine çekerek emerse, penisteki süngere benzer yapı da içinde bulunan damarlardan kan çekerek şişer, sertleşir. Ergenlik dönemine giren erkeklerde olmadık yerde ve beklenmedik durumlarda penis sertleşmesi yaşanabilir. Erkek tohum hücreleri (sperm) ergenlik dönemiyle çoğalmaya başlar. Sperm yumurtanın döllenmesi ve bebek oluşumu için gereklidir. Penis sertleşmesi sonrasında çok sayıda sperm boşaltılabilir. Sperm hücreleri meninin yalnızca küçük bir bölümünü oluşturduğu halde tek bir boşalmada 500 milyon kadar sperm hücresi bulunur. Cinsel ilişki sonucunda bu hücrelerden tek bir tanesi yumurtaya ulaşarak döllemeyi başarabilir. Genç yaşlarda sperm boşaltma işi sık yaşanır ancak yaş ilerledikçe azalır. Bu olayların gerçekleşmesi hormonlara bağlıdır.

Islak rüyalar
Bu yaştaki ergene, bazı sabahlar yatağını meni ile ıslanmış bulacağını anlatma zamanı gelmiştir. Bu ıslaklığın, cinsel ilişkide olduğu gibi herhangi bir uyarı ile oluşabilen ereksiyon sonucu görülen meni salgısı olduğu kendisine anlatılmalıdır.

Bu salgı canlı spermler içerir ve cinsel üretkenliğin başladığının göstergesidir. Bütün bunlar, üreme organlarının geliştiğini ve ergenin erişkin bir erkek olmaya başladığını gösteren belirtilerdir. Bu gelişme, genellikle 18-20 yaşlarına kadar belirginleşerek devam eder.

Ses Değişimi
Erkek çocuklarda ergenlikle birlikte seste de değişimler görülür. Gırtlak kıkırdağı öne doğru çıkar, ses kalınlaşır. Önce ses çatallanır ve çatlar. Ses telleri de bedenin diğer bölümleri gibi gelişmektedir. Sesin tonu ses tellerinin uzunluğuna ve gırtlak yapısına bağlıdır. Bu nedenle büyüme süresince seste çatallanma görülebilmektedir.

KıllanmaKoltuk altı, genital bölge, yüz, kol ve bacaklarda kıllanma başlar. Genellikle sakallar ergenliğin sonuna kadar belirmez. Başlangıçta tüy şeklinde olan sakallar zmanla ve traş edilmeyle sertleşir.

Erkek Üreme Sistemi
Penis: İdrarın ve spermlerin dışarı boşalmasını sağlar.
Strotum (torbalar): Penisin altında yer alan, testisleri saran ve koruyan torba şaklindeki deri parçasıdır.
Testis: Strotumun içinde yer alan, içinde erke tohum hücreleri bulunan iki organdır. Testesteron ve sperm üretir.
Prostat: Spermleri taşıyan sıvıyı salgılayan bir bezdir.
Son düzenleyen NeutralizeR; 13 Mart 2017 20:49
Quo vadis?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Temmuz 2009       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ergenlik dönemi

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Git ve: kullan, ara
Ergenlik (puberte), insanlarda meydana gelen "yetişkinliğe ilk adım" evresidir. Ergenlik, çocukluk çağı ile yetişkinlik çağı arasındaki geçiş dönemidir. Ergenlik, bireyde çocuksu tutum ve davranışlarının yerini yetişkinlik tutum ve davranışlarının aldığı, cinsiyet yetilerinin kazanıldığı, bireyin erişkin rolüne psikolojik ve somatik olarak hazırlandığı dönemdir. Çocukluk çağı olarak adlandırılan yaşlarda, sosyal toplum bilinci (süperego) gelişmemişken, ergenlik dönemine giren gençlerde toplumsal kabullenilme, bir grubun parçası olma (süperego ve ego) kavramları gelişir. Vücut hormonlarınıdan cinsiyet ile ilgili olan (sekonder cinsiyet hormonları) östrojen veya androjenlerin üretimi bu dönemde pik yaptığından ergen adayının psikolojisi sebepsiz değişimler gösterir.
Genel olarak 11-20 yaş arası ergenlik dönemi olarak adlandırılır.
Ergenliğe giriş yaşı; genetik (ailesel), ırk, sosyoekonomik şartlar (çocuk yaşta evlendirme, ağır bedensel yük altında çalıştırılan çocuklar) ve iklim gibi faktörlerden etkilenir. Bazı Zenci kabileleri ve eski Araplarda ergenlik iklimin etkisiyle daha erken başlarken Kuzey yarım küredeki Norveç, Finlandiya gibi az güneş alan soğuk bölgelerde ergenlik yaşı daha geçtir.
Ergenliğe giriş için kesin bir zaman yoksa da genel olarak kızlar 9-13 yaş arasında ve erkeklerden daha erken ergenliğe girerler. Bu nedenle yaşamın bu döneminde kızlar -erkekler kendilerini yakalayıncaya kadar- birkaç yıl erkeklerden daha uzun ve daha olgundurlar
alinti
Son düzenleyen NeutralizeR; 13 Mart 2017 20:49
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Temmuz 2009       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ergenlikde Görülen Değişiklikler


Kadınlarda

Vücut ağırlığı 6-18 kg artar. Boyları 10-20 cm uzar. Göğüsler çıkar, adet kanaması başlar (menarj), kıllanma meydana gelir (pubarj). Hormonal salgılar arttığı için deri yağlanır ve sivilcelenme olur. Overler (yumurtalık), foliküllerde her ay bir ovumu (yumurta hücresi) geliştirir. Yumurta, Ovaryum folikülünden, fallop tüplerinden biri aracılığıyla uterus a(rahim)geçer. Eğer bu yumurta bir [[sperm]dol]le döllenirse rahme implante olur ve orada bir fetüs, plasenta ve fötal(fetal) membranlar gelişir. Yumurta döllenmezse "adet kanaması" (menarj) yolu ile vücuttan atılır.Cinsel organında kıllanmalar görülür

Erkeklerde

Vücut ağırlığı 7-20 kg artar. Boyları 10-30 cm uzar. Ses çatallaşmaya başlayarak erkeğe has biçimde kalınlaşır. Deri yağlanır ve sivilce çıkar. Pubertal atılım adı verilen boyca uzama, hacimce irileşme başlar. Kas dokusu artarak vücuda iri erkeksi görünüm verir. Yüz, kollar, corpus penis (penis cismi) hariç genital alan, göğüs ve bacaklar erkeğe has biçimde tüylenir. Androjen (erkeklik hormonu) salgısının zirve yapması nedeniyle penis ve testisler olgunlaşmaya başlar. Bu da peniste erektilite (ereksiyon) ve uyarılabilme (excitability) kabiliyeti artar, testisler erkek gamet (üreme hücresi) olan spermleri üretmeye başlar.Kızlara büyük ilgi duyar ve bu ilgisini onlara yansıtır.Kendi zihinlerinde duygusal çatışmalara girerler ve sıkıntıya düşerler.

Ergen ne hisseder, nasıl davranmak ister?

  1. Ergenin genel olarak duygularında istikrarsızlık olduğu görülür. Bir gün önce çok mutlu ve enerjik olan ergen ertesi gün kabuğuna çekilmiş ve bitkin olabilir. Duygular anlık olarak bile değişkenlik arz edebilir. Bu nedenle ebeveynin bunu kabul etmesi ve her defasında “Daha dün iyiydin, şimdi ne oldu?” türünde sorgulamalara ve baskıcı yaklaşımlara girmemesi gerekir.
  2. Bu dönemde ergen duygularını çok dolu ve coşkulu yaşar. Gerek ses tonu ve vurgulamaları ve gerekse mimikleri önceki döneme göre duygularını daha fazla ifade ediyor niteliktedir.
  3. Diğer dönemlere göre daha yoğun hayal kurar ve gerçekten zaman zaman uzaklaşır. Bu hayaller gelecek planlarını kapsayabileceği gibi genellikle karşı cinsle ilgili hayaller olabilmektedir.
  4. Ergen zaman zaman yalnız kalma isteği içinde olabilir. Odasına çekilen ve yalnız kalmak istediğini söyleyen bir ergenin ciddi bir sorunu olduğu düşünülüp kaygılanılmamalıdır. Ergen kendisi ile baş başa kalıp yaşadıklarının muhasebesini yapma ihtiyacı hissedebilir.
  5. Ergen kendini yorgun hissedebilir, buna bağlı olarak çalışmaya karşı isteksizdir. Vücut enerjisi âdeta büyümeye harcanıyor gibidir.
  6. Ergen yaşadığı bedensel değişimlere bağlı olarak çekinebilir ve kendini saklama ve bu değişimlerden çevreyi haberdar etmeme isteği içinde olabilir.
  7. Yeni şeyler deneme merakı artmıştır.
  8. Bu dönemde arkadaş çok önemli bir noktadadır. Bu nedenle arkadaş seçimi konusunda ergenin dikkatli olması ve ailenin hassas davranması gerekir.
  9. Bu dönemde ergenin fark edilme ve takdir edilme ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacını aile içinde gideremeyen ergen, farklı arkadaş gruplarında bu ihtiyacını giderebilir.

Ergenlik Dönemi Ruhsal Sıkıntıları

Bu dönemde depresyonlarda artış görülmez. Özgüven problemi, karşı cinsle ilgili yaşanan problemler, okul ve aile içi problemler buna sebebiyet verebilir. Genellikle kısa süreli yaşanır ve müdahale gerekmez. Ergen kendini üzgün ve kötü hissetmiyordur; ancak günlük hayatına devam edebilir. Gerçek depresyonlarda ise intihara kadar varan düşünceler geliştirmiş olabilir ergen. Kendini büsbütün değersiz hissediyordur. Bunun sebepleri arasında; yakınlarını üzmek, ölümü merak, yalnızlık duygusu, çocukluktan gelen sevgi yoksunluğu, ölüm-ayrılık vb. gibi travmatik süreçler vardır. Bunlar dışında ergen zaman zaman öfke patlamaları yaşayabilir. Bu esnada onunla konuşmaya çalışmak anlamsızdır. Sakinleşmesini beklemek gerekir. Yeme bozuklukları ise bir başka sorundur. Özellikle çok yemek yeme veya yemeği reddetme ve sürekli, kilolu olduğunu düşünme ergende aşılması gereken sorunlardandır.

Aileye Düşen Görevler

Ergen her şeyden önce anlaşılma ve değer görme duygusunu yaşamalıdır. Bu nedenle ebeveynin bu duyguları yaşatma adına söz ve davranışları konusunda hassas olması gerekir. Aksi takdirde ergen bu duygularını tatmin adına farklı çevrelere ihtiyaç duyacaktır.
Ergenle fikir alışverişleri yapılmalı; ergen, aile konuları dışında tutulmamalıdır.
Çeşitli sorun ve konularda ergen objektif bir biçimde saygıyla dinlenmeli ve ortak paydalar bulunmaya çalışılmalıdır.
Nasihatler genellikle işe yaramaz, sadece ergenin o an ebeveyni dinlemesini sağlar, uzun vadede çözüm değildir.
Ergenin arkadaşları eleştirilmemeli, ebeveyn bu konuda ergenin arkadaşlarını tanıma yoluna gitmeli ve bunu çocuğuna hissettirmelidir. Akabinde şayet hoş olmayan bir durum varsa bu, ergenle paylaşılabilir. Fakat tanımadan eleştirmek ergenin ebeveynini haksız bulmasından başka bir işe yaramaz.
Sevgi eksik edilmemelidir.
Ergenin odasına sık sık (ergen istemiyorsa hiç) girilmemelidir.
Evdeki genel ortamın gergin olmamasına dikkat edilmelidir.
Ergenlik dönemi çatışmalı ve gergin geçiyorsa bir uzmandan destek alınmalıdır
alinti...
Son düzenleyen NeutralizeR; 13 Mart 2017 20:50
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Kasım 2010       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yaşım 15.Sorunum göbek ve gögüs çevremde kıllanma.Geçen seneye kadar hiçbir şey yokken bu sene sakal,bıyık ve bu çıktı.bunun için erken olduğunu düşünüorm.bu normal midir?neler yapmalıyım?
aras66 - avatarı
aras66
Ziyaretçi
7 Aralık 2010       Mesaj #7
aras66 - avatarı
Ziyaretçi
lutfen insanda gelişim döneminin özelliklerini cevaplarmısnıız
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Ocak 2011       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ergenlik Belirtileri (Püberte) ve Evreleri

Püberte ( Görünür ergenlik belirtileri ) kız çocuklarında 9 - 10 yaşlarında, erkeklerde ise 11 - 12 yaşlarında başlar. Biyolojik değişikliklerin tamamlanması ise 3- 5 yıl veya daha uzun sürer.
Ergenlik öncesi devrede erkek çocukta gelişmenin esas karakteri büyümedir. Bunu sağlayan faktör ise hormonaldir. Bu hormaonal sistemin organizatörü hipofizdir. Hipofiz beyin kaidesinde bir çukurun içine yerleşmiş fındık kadar bir organdır. 3 bölümdür. Her bölüm kendine özgü çeşitli salgılarla hem diğer salgı bezlerinin çalışmasını ayarlar, hem de organizmanın genel metabolizmasını düzenler. Ergenlik öncesi bu organın etkisi ile kemiklerde bir uzama ve kalınlaşma başlar . Çocuğun boyu uzar, omuzları ve göğüs kafesi genişler. Bu devrede testisler gelişir, testis volümü artar. Testislerin iki önemli görevi vardır. Birincisi yeni cinsin oluşmasını sağlayacak, cinsiyet hücresini yani sperm dediğimiz tohumu meydana getirmektedir. İkinci görevi ise erkeklik hormonu dediğimiz testosteronu salgılamaktır. Hormonun etkisi ile dış ve iç genital organlar ( penis, prostat ve sicula seminalisler ) gelişir, ses kalınlaşması, pubis, koltuk altı , yüz, kol ve bacaklarda kıllanma başlar. Bu hormon nedeniyle erkek çocuklarda boy uzaması ve adale gelişmesi kızlardan fazla olur. Erkeklerde genital gelişme ile beraber büyüme hızlanır. Androgenler kemik gelişmesini de hızlandırdığından bir süre sonra kemik uçlarındaki epifiz dediğimiz büyüme bölgeleri kapanır ve büyüme durur.
Kızlarda püberte dediğimiz seksüel olgunlaşma erkeklere göre daha erken, 9 - 10 yaşlarında başlar. Overlerden östrojen yani dişilik hormonu salınmasıyla birlikte büyüme hızlanır, göğüsler büyür menstrüasyon dediğimiz aylık adet kanamalrı başler. ( Ortalama 12 - 13 yaş ) Pubis ve koltuk altında kıllanma oluşur. Bu hormonun etkisi ile kemik gelişmesi hızlanır, epifizler kapanır, büyüme tedricen durur. Adetler ilk oluştan sonraki 1 - 2 yılda düzensizlikler yaşanabilir. Kız çocuklarda daha erken olmak üzere seksüel olgunlaşmanın ilk işaretleriyle birlikte büyüme hızlanır. İlk adetten hemen evvel büyüme yavaşlamaya başlar, epifizlerin kapanmasıyla durur.
Uzun kemiklerde büyümenin durması kız çocuklarda 16 - 18, erkeklerde 18 - 20 yaşlarında tamamlanır. Bundan sonraki minimal boy uzamaları gövde büyümesine aittir. Bu arada da kilo gözle görünür bir biçimde artar. Kız çocuklarda kilo artması deri altı yağ dokusunun artmasına bağlıdır. Erkek çocuklarda ise adale kütlesi artar.
Pübertenin ortaya çıkışı ırk, genetik özellikler, sosya ekonomik düzey ve beslenme sistemiyle yakından ilişkilidir. Bu fizik değişiklikler yanında püberte çağı psikolojik gelişme çağıdır. Anne ve babasına dayanan, kendi benliğini daima en ön planda tutan çocuk, sosyal ödevlerini ve hayatını kendisi yürütecek bir kişilik haline geçmektedir. Bu dönemde anne ve babasından ayrışmaya başlayan çocuk, aile dışındaki karşı cinsten kişilerle olgun ilişkiler kurmayı öğrenmelidir. Bir kişilik araması içinde olan çocuklar bazen bu hızlı bedensel büyümeye ve değişimlere uymada zorluk çeker ve bocalar. Bu değişiklikler kendisine anlatılıp, bunların normal gelişmeler olduğu açıklanan bir çocuk, bu sıkıntıları daha kolay atlatacaktır. Daha inatçı, dik kafalı olan çocuklara bu dönemde anlayışlı olup , yol gösterici olmak gerekir.
Cinsel eğitimin amacı yalnızca çocuğu bazı gerekli sosyal kurallara uymaya götürmek değil, insanın sevgi içinde serbestçe gelişebilmesini ve kendinde bulunan cinsel güçleri olabildiğince düzenlemesini, bunları bilinçli olarak elde tutmasını, kendi ve başkalarının mutluluğu için bunlardan yararlanmasını sağlamaktır.
Ergenlik ( Adolesan ) çağı bir stres çağıdır. Büyüme ve gelişme ön plana çıkmış, bazı hastalıklara dayanıklılık artmıştır. Üst solunum yolu hastalıkları, tüberküloz gibi enfeksiyonlara dayanıklı olmak için uygun beslenme, düzenli uyku gereklidir. Bu devrede kifoz, skolyoz gibi iskelet sistemi bozuklukları daha sık görüleceğinden, oturma ve duruş bozuklukları olup olmadığına daha fazla dikkat edilmelidir. Tiroid bezinde büyüme, anemi, obesite ve zayıflık gibi beslenme ile ilgili bozukluklarda dikkatli olmak lazımdır.


ERGENLİK DÖNEMİNİN EVRELERİ ( HAZIRLAYAN PSİK.DAN.BEYHAN FESLİYEN )

Ergenlik dönemi 11 - 12 yaşlarında başlayıp yirmili yılların başlangıcına kadar süren, hızlı bedensel, ruhsal, sosyal değişiklikleri içeren dönemin genel adıdır. Dönem içinde çeşitli yaşlar farklı gelişim atakları içerir, bu nedenle bu uzun dönemin genel adıdır. Dönem içinde çeşitli yaşlar, farklı gelişim ataklarını içerir. Bu nedenle bu uzun dönemi çeşitli gelişim özelliklerini göz önünde bulundurarak üç alt evreye ayırmak mümkündür.
Bu sınıflamalara geçmeden önce şu noktayı ısrarla vutgulamakta fayda var. Bireysel farklılıklar Ergenliğin başlangıcından sonlanışına kadar gerçekleşecek tüm değişiklikler ve yaşanacak uyum sürecinde ortaya çıkacak duygusal tepkiler evrenseldir. Ancak her bireyde bu sürecin ne zaman başlayacağı, ne zaman sona ereceği, nasıl uyum problemleri ile karşılaşacağı, bunlarla nasıl başa çıkacağı, bu dönemden ne tür öğrenmelerle çıkacağı kişisel bir süreçtir. Bu kişisellik bireyin kalıtım yolu ile getirdiği mirasından, içinde yaşanılan toplumun kültürel değerlerinden, ikilemden, beslenme alışkanlıklarından, aile tutumlarından v.s. kaynaklanır. Ergenin dönem içinde karşılaştığı sıkıntılarda hissettiği başat duyguyalnızlık ve buna eşlik eden yabancılaşma hissidir. Ansızın ortaya çıkan bedensel değişme, genellikle ergeni hazırlıksız yakalar. Ya da değişimler yaşıtlarından daha geç başlayabilir. Bu nedenle bireysel farkların varlığını ve gelişme - değişmenin herkeste değişik düzeylerde olacağını bilmek gencin kaygılarını azaltacak önemli bir faktördür.
Bu hatırlatmadan sonra, ortalama yaş sınırlarını göz önünde tutarak dönemi açıklamaya devam edelim. Ergenlik döneminin kendi içinde kabaca üç farklı evreye ayrılabileceğinden söz etmiştik.
1- Buluğ ( erinlik- püberte ) Kızlarda ortalama 11 - 13, erkelerde 13 - 15
2- Orta dönem: Ortalama 13 - 15 yaşlarından 17 yaş civarına kadar.
3- Son dönem : Ortalama 18'den 20'li yaşların başlarına kadar olan dönem.

Buluğ dönemi fizyolojik değişikliklerin en yoğun olduğu dönemdir. Kızlar erkeklere göre ortalama iki yıl kadar önce bu döneme girerler. Boy hızlı bir biçimde uzar. Cinsiyet özellikleri belirginleşir. Üreme organlarının yapısında değişme ve olgunlaşma gerçekleşir. Kızlarda ilk adet görme, erkeklerde ilk boşalma toplum tarafından büyümenin dönüm noktası olarak algılanır. Gelişmeyi ek cinsiyet özelliklerinin oluşumu takip eder. Tüylenme, seste kalınlaşma, kadınsı ve erkeksi beden görünüşüne ulaşma. Bu fizyolojik değişiklikler sırasında ergenin ilgisi kendi bedenine yönelmiş durumdadır. Bedenine ve o güne kadar taşıdığı kişisel rolüne karşı yabancılaşma hisseder. Bu süreçte sebepsiz öfke patlamaları, durup dururken ağlamalar, sinirlilik halleri sık görülen durumlardır.
Ergenliğin orta döneminde bedence büyüme hız keserek devam etmektedir. Kişinin kendi bedenindeki değişikliklere uyumu artmış ve dolayısıyla cinsiyet rollerinden kaynak alan gerilimleri azalmaya başlamıştır. Bu süreçte artık anne - babadan bağımsız olma çabaları görülmektedir. Ergen yeni kimliği ile toplumdaki yerini aramaya başlamış, arkadaş gruplarının önemi artmıştır. Özerklik ihtiyacı üst seviyededir. Arkadaşlık ve grupla özdeşleşme artmıştır. Aileden bağımsız olma çabaları çelişkili duyguları da beraberinde getirir. Hem aileden uzaklaşma ve kendi bireyselliğini ispatlama, hem de onların sevgi ve desteğine büyük ihtiyaç duyma gibi. Bu yalnızlık ve güçsüzlük duygularını da beraberinde getirebilir, anne - baba ile çatışma artabilir. Bilişsel olarak soyut düşünme yeteneği olgunlaşır. Görev sorumluluğu ile eğlence arasında çelişkiler yaşanır. Akademik başarıda istikrarsızlıklar yaşanabilir. Bu durum aile ile çatışmayı arttırır.
Ergenliğin son dönemi, fiziksel gelişimin tamamlandığı, ilişkilerde çatışmaların azaldığı, karar vermede zorlukların azaldığı ve kişisel olgunluğun arttığı bir dönemdir. Bağımsızlık, kendi kararlarını verme, seçim yapma konusunda çelişkileri azalır. Karşılaşılan sorunlarla başa çıkmada daha gerçekçi ve amaca yönelik çözümler üretebilir. İş ve meslek seçimi ile ilgili kararlar, kaygıyı arttıran bir durum olarak gündemde olsa da, genç bununla başa çıkabilecek olgunluğa erişmiştir. Kendi ilgi ve yeteneklerini tanımakta, kendi yolunu seçmek konusunda daha kararlı ve cesur davranabilmektedir. Cinsel çatışmalar azalmıştır. Yaşam değerleri ile ilgili sorgulamalar artmış , toplumsal sorunlara bakış açısında gelişmeler olmuş , toplumsal konulara ilgi artmıştır. Bu dönem tanrı inancı ve dini değer ve öğretilerin de sorgulandığı bir dönemdir. Bütün bu sorgulamalar ( yaşam değerleri, gelecekten beklentiler, toplumsal değerler ) bireyin kendi kişiliğini sentez edişi ve birey olarak kendi tavır ve tutumlarını belirlemek için gayretlerdir. Kişi ben imajını kafasında netleştirdikçe ,ergenliğin de sancıları azalarak sona erer. Bu artık gençlik döneminin başlamasının işaretidir
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Ağustos 2011       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
erkeklerin ergenliğe girdiğini belirten en büyük özellik yani açık özellik hangisidir nolur bir cevap yazın
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Ekim 2011       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ergenlik kendi başına bir çağ değil çocukluktan erişkinliğe uzanan bir gelişme dönemidir. Herkes kendine özgü bir gelişim çizgisi gösterir. İnsan en hızlı fiziksel gelişimini anne rahminde yaşar. Bunu 0–2 yaşlar arsındaki bebeklik izler. Ardından bir yavaşlama dönemine girilir. Adeta ergenlik dönemi için güç toplamaktadır beden. Ergenlikle birlikte fiziksel gelişim birden hızlanır. Buna bir de psikolojik değişimler eklenir.

Ergenlik, kızlarda 8–13, erkelerde 10–15 yaşlarında başlar. Ergenlik sürecine girişi başlatan beyinde yer alan hipotalamustur. Vücut belirli bir olgunlaşma düzeyine geldiğinde beyinden, yine beyinin bir parçası olan "hipotalamus"a sinirsel iletiler gider ve hipotalamus, "hipofiz" adı verilen salgı bezini uyarıcı bir hormon salgılar.

Hipotalamus, tüm yaşam boyunca vücüttaki hormon üretimini yönetir. Kızlarda ve erkelerde farklı hormanlar farklı miktarlarda üretilir. Bu dönemde oluşan değişiklikler sonucunda insan vücudu üreme yeteneği kazanır. Ergenin bu yaşta gördüğü değişikliklerin doğal olduğu kendisine anlatılmalıdır.

İki ayrı cinsiyette olmanın ve dolayısıyla cinselliğin çok doğal bir gelişim olduğu, yaşamı anlamlandıran, haz veren ayrılmaz bir bütünün parçası olduğu açıklanmalıdır.

Kızlarda yaşanan vücut gelişim ve değişim süreci:

• Göğüslerde büyümenin başlaması
• Genital bölgede kıllanma
• Vücut ölçülerinde hızlı artış
• Koltuk altında kıllanma
• Reglin başlaması (Adet görme)
•Kalçaların genişlemesi (Belin incelmeye başlaması ve leğen kemiklerinin şekillenmesi ve yağ birikimi)

Memelerin büyümesi ergenliğin ilk belirtisidir. Genellikle 10 yaşlarında başlar. Seyrek olarak başlangıçta büyüme tek taraflı olabilir. Bazen memelerde ağrı hissedilebilir.

Memelerin büyümeye başladığı sıralarda cinsel bölgede ve bir süre sonra da koltuk altı bölgesinde kıllanma başlar. Memelerin büyümeye başlamasıyla boy büyümesi de hızlanır, bu hızlı büyüme bir yıl kadar sürer. On üç yaşında bir genç kızın memelerinde gelişme belirtisi görülmüyorsa bir hekime danışılmalıdır. Vajende oluşan beyaz bir akıntı da ilk belirtilerdendir. Bu yaşta kız çocuk külotunda beyaz lekeler görebilir. Genç kız, giderek belinin inceldiğini, kalçalarının biraz genişlediğini, saçlarının ve derisinin daha yağlı olduğunu fark edebilir. Sivilceler ve siyah noktalar oluşabilir. Cildini korumak için ergenlik yaşlarında cilt temizliği gence öğretilmelidir.

Adet Görme (Menstrüasyon, Regl olma)
Adet görme uterustan (rahim) belirli aralıklarla kanama olmasıdır. Adet, doğurganlık özelliğinin ilk belirtisi olarak kabul edilir. Bazı kız çocuklarında adet günleri yaklaştıkça karın ve sırt ağrıları olabilir.

Adet, göğüslerin büyümeye başlamasından 1,5-2 yıl sonra, 12-13 yaşlarda başlar.

Ancak 9 yaşında adet görenler olabildiği gibi, 15 yaşında hala adetleri başlamamış kızlar da vardır. Bu nedenle ergene arkadaşlarından daha erken yaşta adet görmeye başlamışsa ya da henüz adet görmemişse kaygılanmaması gerektiği söylenmelidir.

16 yaşını tamamladığı halde adet görmeyen genç kızlar için hekime danışılmalıdır.

Adet görme ve yumurtlamanın oluşması
Pek çok genç kızda ilk adetler, henüz yumurta hücreleri tam olgunlaşmadan ve yumurtlama (ovülasyon) olmadan başlar. Bu yumurtasız adet dönemi 1-2 yıl kadar sürebilir. Genellikle bu başlangıç döneminde adetler düzensizdir.

Adet döngüsü (siklusu)
Adet kanamasının süresi genellikle 4-5 gündür; 2 ile 7 gün arasında değişebilir. Bu kanama dönemine adet (menstrüasyon, regl) denir.
Bu döngünün süresi, adet görme aralıkları, kişiden kişiye değişiklik gösterir. Bazı kızlar 21 günde bir, bazıları ise 35 günde bir adet görebilirler.

Adet döngüsünde düzensizlik nedenleri
Başlangıçta ergenin menstrüasyon (yumurtlama)döngüsü düzenli değilse, endişelenmemesi söylenmelidir. Bu düzensizlik 1 yıl, hatta 2 yıl sürebilir. Daha sonra da zaman zaman düzensizlik olabilir.

Adetin başlama belirtileri
Bazı genç kızlar adet göreceğini önceden anlayabilir. Kendisini hasta ya da neşesiz hissedebilir. Göğüsleri şiş ve duyarlı olabilir. Kramp şeklinde alt karın ağrıları ya da sırt ağrıları olabilir. Bu ağrılar, kanama başladıktan sonra da bir süre devam edebilir ve bazen ilaç almayı gerektirecek kadar şiddetli olabilir.
Tüm adet döneminde atılan kan ve doku, birlikte yaklaşık bir çay bardağı kadardır (120 ml.). Bunun az bir kısmı kandır.

Kadın Üreme Sistemi
Dış Cinsel Organlar: Vajina girişi, klitoris, büyük ve küçük dudaklardan oluşur. Vajina ve klitoris arasında idrar deliği, vajinanın arkasında da anüs yer alır.

İç Cinsel Organlar: Vajina, Rahim (uterus), yumurtalıklar (overler), ve tüplerden (rahim kanalları) oluşmaktadır.

Vajina: Vajina, yukarı doğru uyanarak rahim ağzı ile birleşen yaklaşık 10 cm uzunluğunda bir kanaldır. Vajinanın ileri derecede esneyebilme özelliği mevcuttur.

Zar (Himen): Vajina girişinden hemen sonra bağ dokusu ve damarlardan oluşan ince bir zardır. Zarın ortası adet kanamasının dışarı atılmasını sağlayacak biçimde açıktır. İlk cinsel ilişki sırasında zarda zedelenme olur ve bir miktar kanama görülür. Ancak bazı zarlar ileri derecede esnek olur ve cinsel ilişkiye rağmen kanamayabilir.

Erkeklerde yaşanan vücut gelişim ve değişim süreci:
Erkeklerde ergenliğin ilk belirtisi testislerin büyümesidir. Bu değişiklik genellikle 11,5-12 yaşlarında başlar. Bundan yaklaşık 1 yıl sonra cinsel bölgede kıllanma, peniste büyüme farkedilir.
Yine 13-13,5 yaşlarında sesi kalınlaşır, gırtlağındaki kıkırdak dokuda bir çıkıntı oluşur.

Yine aynı yaşlarda dudakların üzerinde, daha sonra yüzde, vücutta kıllanma başlar.

Ayaklar büyür, bacaklar ve kollar uzar, 13-15 yaş arasında boy hızla uzar. Deri ve saçlar yağlanır, yüzünde sivilceler ve siyah noktalar oluşabilir. Kasları geliştiği için daha güçlü olduğunu hisseder.

Ergenliğin başlama yaşı, kızlarda olduğu gibi, erkeklerde de çok değişkendir. Ergenliğin gecikmesine erkeklerde oldukça sık rastlanır.

13-14 yaşlarına kadar hiçbir ergenlik belirtisi ortaya çıkmayan, bu nedenle boyu yaşdaşlarına göre küçük ve görünüşü de çocuksu ofan birçok sağlıklı erkek çocuk vardır.

Arkadaşlarında ergenlik belirtileri başlamış, kendi vücudunda henüz bir değişiklik olmayan erkek çocuğun kaygılanmaması için gecikmenin doğal olduğu kendisine anlatılmalıdır. O'na, her bireyin farklı olduğu, vücudunun kendine en uygun bir zamanda olgunlaşacağı söylenmelidir.

Peniste Sertleşme ve Boşalma
Penis içerisinde süngere benzeyen bir yapı vardır. Sünger nasıl suyu içine çekerek emerse, penisteki süngere benzer yapı da içinde bulunan damarlardan kan çekerek şişer, sertleşir. Ergenlik dönemine giren erkeklerde olmadık yerde ve beklenmedik durumlarda penis sertleşmesi yaşanabilir. Erkek tohum hücreleri (sperm) ergenlik dönemiyle çoğalmaya başlar. Sperm yumurtanın döllenmesi ve bebek oluşumu için gereklidir. Penis sertleşmesi sonrasında çok sayıda sperm boşaltılabilir. Sperm hücreleri meninin yalnızca küçük bir bölümünü oluşturduğu halde tek bir boşalmada 500 milyon kadar sperm hücresi bulunur. Cinsel ilişki sonucunda bu hücrelerden tek bir tanesi yumurtaya ulaşarak döllemeyi başarabilir. Genç yaşlarda sperm boşaltma işi sık yaşanır ancak yaş ilerledikçe azalır. Bu olayların gerçekleşmesi hormonlara bağlıdır.

Islak rüyalar
Bu yaştaki ergene, bazı sabahlar yatağını meni ile ıslanmış bulacağını anlatma zamanı gelmiştir. Bu ıslaklığın, cinsel ilişkide olduğu gibi herhangi bir uyarı ile oluşabilen ereksiyon sonucu görülen meni salgısı olduğu kendisine anlatılmalıdır.

Bu salgı canlı spermler içerir ve cinsel üretkenliğin başladığının göstergesidir. Bütün bunlar, üreme organlarının geliştiğini ve ergenin erişkin bir erkek olmaya başladığını gösteren belirtilerdir. Bu gelişme, genellikle 18-20 yaşlarına kadar belirginleşerek devam eder.

Ses Değişimi
Erkek çocuklarda ergenlikle birlikte seste de değişimler görülür. Gırtlak kıkırdağı öne doğru çıkar, ses kalınlaşır. Önce ses çatallanır ve çatlar. Ses telleri de bedenin diğer bölümleri gibi gelişmektedir. Sesin tonu ses tellerinin uzunluğuna ve gırtlak yapısına bağlıdır. Bu nedenle büyüme süresince seste çatallanma görülebilmektedir.

KıllanmaKoltuk altı, genital bölge, yüz, kol ve bacaklarda kıllanma başlar. Genellikle sakallar ergenliğin sonuna kadar belirmez. Başlangıçta tüy şeklinde olan sakallar zmanla ve traş edilmeyle sertleşir.

Erkek Üreme Sistemi
Penis: İdrarın ve spermlerin dışarı boşalmasını sağlar.
Strotum (torbalar): Penisin altında yer alan, testisleri saran ve koruyan torba şaklindeki deri parçasıdır.
Testis: Strotumun içinde yer alan, içinde erke tohum hücreleri bulunan iki organdır. Testesteron ve sperm üretir.
Prostat: Spermleri taşıyan sıvıyı salgılayan bir bezdir.
Ergenlik Belirtileri (Püberte) ve Evreleri
Püberte ( Görünür ergenlik belirtileri ) kız çocuklarında 9 - 10 yaşlarında, erkeklerde ise 11 - 12 yaşlarında başlar. Biyolojik değişikliklerin tamamlanması ise 3- 5 yıl veya daha uzun sürer.
Ergenlik öncesi devrede erkek çocukta gelişmenin esas karakteri büyümedir. Bunu sağlayan faktör ise hormonaldir. Bu hormaonal sistemin organizatörü hipofizdir. Hipofiz beyin kaidesinde bir çukurun içine yerleşmiş fındık kadar bir organdır. 3 bölümdür. Her bölüm kendine özgü çeşitli salgılarla hem diğer salgı bezlerinin çalışmasını ayarlar, hem de organizmanın genel metabolizmasını düzenler. Ergenlik öncesi bu organın etkisi ile kemiklerde bir uzama ve kalınlaşma başlar . Çocuğun boyu uzar, omuzları ve göğüs kafesi genişler. Bu devrede testisler gelişir, testis volümü artar. Testislerin iki önemli görevi vardır. Birincisi yeni cinsin oluşmasını sağlayacak, cinsiyet hücresini yani sperm dediğimiz tohumu meydana getirmektedir. İkinci görevi ise erkeklik hormonu dediğimiz testosteronu salgılamaktır. Hormonun etkisi ile dış ve iç genital organlar ( penis, prostat ve sicula seminalisler ) gelişir, ses kalınlaşması, pubis, koltuk altı , yüz, kol ve bacaklarda kıllanma başlar. Bu hormon nedeniyle erkek çocuklarda boy uzaması ve adale gelişmesi kızlardan fazla olur. Erkeklerde genital gelişme ile beraber büyüme hızlanır. Androgenler kemik gelişmesini de hızlandırdığından bir süre sonra kemik uçlarındaki epifiz dediğimiz büyüme bölgeleri kapanır ve büyüme durur.
Kızlarda püberte dediğimiz seksüel olgunlaşma erkeklere göre daha erken, 9 - 10 yaşlarında başlar. Overlerden östrojen yani dişilik hormonu salınmasıyla birlikte büyüme hızlanır, göğüsler büyür menstrüasyon dediğimiz aylık adet kanamalrı başler. ( Ortalama 12 - 13 yaş ) Pubis ve koltuk altında kıllanma oluşur. Bu hormonun etkisi ile kemik gelişmesi hızlanır, epifizler kapanır, büyüme tedricen durur. Adetler ilk oluştan sonraki 1 - 2 yılda düzensizlikler yaşanabilir. Kız çocuklarda daha erken olmak üzere seksüel olgunlaşmanın ilk işaretleriyle birlikte büyüme hızlanır. İlk adetten hemen evvel büyüme yavaşlamaya başlar, epifizlerin kapanmasıyla durur.
Uzun kemiklerde büyümenin durması kız çocuklarda 16 - 18, erkeklerde 18 - 20 yaşlarında tamamlanır. Bundan sonraki minimal boy uzamaları gövde büyümesine aittir. Bu arada da kilo gözle görünür bir biçimde artar. Kız çocuklarda kilo artması deri altı yağ dokusunun artmasına bağlıdır. Erkek çocuklarda ise adale kütlesi artar.
Pübertenin ortaya çıkışı ırk, genetik özellikler, sosya ekonomik düzey ve beslenme sistemiyle yakından ilişkilidir. Bu fizik değişiklikler yanında püberte çağı psikolojik gelişme çağıdır. Anne ve babasına dayanan, kendi benliğini daima en ön planda tutan çocuk, sosyal ödevlerini ve hayatını kendisi yürütecek bir kişilik haline geçmektedir. Bu dönemde anne ve babasından ayrışmaya başlayan çocuk, aile dışındaki karşı cinsten kişilerle olgun ilişkiler kurmayı öğrenmelidir. Bir kişilik araması içinde olan çocuklar bazen bu hızlı bedensel büyümeye ve değişimlere uymada zorluk çeker ve bocalar. Bu değişiklikler kendisine anlatılıp, bunların normal gelişmeler olduğu açıklanan bir çocuk, bu sıkıntıları daha kolay atlatacaktır. Daha inatçı, dik kafalı olan çocuklara bu dönemde anlayışlı olup , yol gösterici olmak gerekir.
Cinsel eğitimin amacı yalnızca çocuğu bazı gerekli sosyal kurallara uymaya götürmek değil, insanın sevgi içinde serbestçe gelişebilmesini ve kendinde bulunan cinsel güçleri olabildiğince düzenlemesini, bunları bilinçli olarak elde tutmasını, kendi ve başkalarının mutluluğu için bunlardan yararlanmasını sağlamaktır.
Ergenlik ( Adolesan ) çağı bir stres çağıdır. Büyüme ve gelişme ön plana çıkmış, bazı hastalıklara dayanıklılık artmıştır. Üst solunum yolu hastalıkları, tüberküloz gibi enfeksiyonlara dayanıklı olmak için uygun beslenme, düzenli uyku gereklidir. Bu devrede kifoz, skolyoz gibi iskelet sistemi bozuklukları daha sık görüleceğinden, oturma ve duruş bozuklukları olup olmadığına daha fazla dikkat edilmelidir. Tiroid bezinde büyüme, anemi, obesite ve zayıflık gibi beslenme ile ilgili bozukluklarda dikkatli olmak lazımdır.


ERGENLİK DÖNEMİNİN EVRELERİ ( HAZIRLAYAN PSİK.DAN.BEYHAN FESLİYEN )

Ergenlik dönemi 11 - 12 yaşlarında başlayıp yirmili yılların başlangıcına kadar süren, hızlı bedensel, ruhsal, sosyal değişiklikleri içeren dönemin genel adıdır. Dönem içinde çeşitli yaşlar farklı gelişim atakları içerir, bu nedenle bu uzun dönemin genel adıdır. Dönem içinde çeşitli yaşlar, farklı gelişim ataklarını içerir. Bu nedenle bu uzun dönemi çeşitli gelişim özelliklerini göz önünde bulundurarak üç alt evreye ayırmak mümkündür.
Bu sınıflamalara geçmeden önce şu noktayı ısrarla vutgulamakta fayda var. Bireysel farklılıklar Ergenliğin başlangıcından sonlanışına kadar gerçekleşecek tüm değişiklikler ve yaşanacak uyum sürecinde ortaya çıkacak duygusal tepkiler evrenseldir. Ancak her bireyde bu sürecin ne zaman başlayacağı, ne zaman sona ereceği, nasıl uyum problemleri ile karşılaşacağı, bunlarla nasıl başa çıkacağı, bu dönemden ne tür öğrenmelerle çıkacağı kişisel bir süreçtir. Bu kişisellik bireyin kalıtım yolu ile getirdiği mirasından, içinde yaşanılan toplumun kültürel değerlerinden, ikilemden, beslenme alışkanlıklarından, aile tutumlarından v.s. kaynaklanır. Ergenin dönem içinde karşılaştığı sıkıntılarda hissettiği başat duyguyalnızlık ve buna eşlik eden yabancılaşma hissidir. Ansızın ortaya çıkan bedensel değişme, genellikle ergeni hazırlıksız yakalar. Ya da değişimler yaşıtlarından daha geç başlayabilir. Bu nedenle bireysel farkların varlığını ve gelişme - değişmenin herkeste değişik düzeylerde olacağını bilmek gencin kaygılarını azaltacak önemli bir faktördür.
Bu hatırlatmadan sonra, ortalama yaş sınırlarını göz önünde tutarak dönemi açıklamaya devam edelim. Ergenlik döneminin kendi içinde kabaca üç farklı evreye ayrılabileceğinden söz etmiştik.
1- Buluğ ( erinlik- püberte ) Kızlarda ortalama 11 - 13, erkelerde 13 - 15
2- Orta dönem: Ortalama 13 - 15 yaşlarından 17 yaş civarına kadar.
3- Son dönem : Ortalama 18'den 20'li yaşların başlarına kadar olan dönem.

Buluğ dönemi fizyolojik değişikliklerin en yoğun olduğu dönemdir. Kızlar erkeklere göre ortalama iki yıl kadar önce bu döneme girerler. Boy hızlı bir biçimde uzar. Cinsiyet özellikleri belirginleşir. Üreme organlarının yapısında değişme ve olgunlaşma gerçekleşir. Kızlarda ilk adet görme, erkeklerde ilk boşalma toplum tarafından büyümenin dönüm noktası olarak algılanır. Gelişmeyi ek cinsiyet özelliklerinin oluşumu takip eder. Tüylenme, seste kalınlaşma, kadınsı ve erkeksi beden görünüşüne ulaşma. Bu fizyolojik değişiklikler sırasında ergenin ilgisi kendi bedenine yönelmiş durumdadır. Bedenine ve o güne kadar taşıdığı kişisel rolüne karşı yabancılaşma hisseder. Bu süreçte sebepsiz öfke patlamaları, durup dururken ağlamalar, sinirlilik halleri sık görülen durumlardır.
Ergenliğin orta döneminde bedence büyüme hız keserek devam etmektedir. Kişinin kendi bedenindeki değişikliklere uyumu artmış ve dolayısıyla cinsiyet rollerinden kaynak alan gerilimleri azalmaya başlamıştır. Bu süreçte artık anne - babadan bağımsız olma çabaları görülmektedir. Ergen yeni kimliği ile toplumdaki yerini aramaya başlamış, arkadaş gruplarının önemi artmıştır. Özerklik ihtiyacı üst seviyededir. Arkadaşlık ve grupla özdeşleşme artmıştır. Aileden bağımsız olma çabaları çelişkili duyguları da beraberinde getirir. Hem aileden uzaklaşma ve kendi bireyselliğini ispatlama, hem de onların sevgi ve desteğine büyük ihtiyaç duyma gibi. Bu yalnızlık ve güçsüzlük duygularını da beraberinde getirebilir, anne - baba ile çatışma artabilir. Bilişsel olarak soyut düşünme yeteneği olgunlaşır. Görev sorumluluğu ile eğlence arasında çelişkiler yaşanır. Akademik başarıda istikrarsızlıklar yaşanabilir. Bu durum aile ile çatışmayı arttırır.
Ergenliğin son dönemi, fiziksel gelişimin tamamlandığı, ilişkilerde çatışmaların azaldığı, karar vermede zorlukların azaldığı ve kişisel olgunluğun arttığı bir dönemdir. Bağımsızlık, kendi kararlarını verme, seçim yapma konusunda çelişkileri azalır. Karşılaşılan sorunlarla başa çıkmada daha gerçekçi ve amaca yönelik çözümler üretebilir. İş ve meslek seçimi ile ilgili kararlar, kaygıyı arttıran bir durum olarak gündemde olsa da, genç bununla başa çıkabilecek olgunluğa erişmiştir. Kendi ilgi ve yeteneklerini tanımakta, kendi yolunu seçmek konusunda daha kararlı ve cesur davranabilmektedir. Cinsel çatışmalar azalmıştır. Yaşam değerleri ile ilgili sorgulamalar artmış , toplumsal sorunlara bakış açısında gelişmeler olmuş , toplumsal konulara ilgi artmıştır. Bu dönem tanrı inancı ve dini değer ve öğretilerin de sorgulandığı bir dönemdir. Bütün bu sorgulamalar ( yaşam değerleri, gelecekten beklentiler, toplumsal değerler ) bireyin kendi kişiliğini sentez edişi ve birey olarak kendi tavır ve tutumlarını belirlemek için gayretlerdir. Kişi ben imajını kafasında netleştirdikçe ,ergenliğin de sancıları azalarak sona erer. Bu artık gençlik döneminin başlamasının işaretidir.

Dr.Tülay ARSU
Bu Mesajı Yetkililere Rapor Et Bu mesaja hızlı cevap gönder
Eski 11-12-2008 #3 (mesaj-linki)
Keten Prenses Bayan-F
Keten Prenses - avatarı

Ergenlik döneminde vücutta meydana gelen değişiklikler






Ergenlik kendi başına bir çağ değil çocukluktan erişkinliğe uzanan bir gelişme dönemidir. Herkes kendine özgü bir gelişim çizgisi gösterir. İnsan en hızlı fiziksel gelişimini anne rahminde yaşar. Bunu 0–2 yaşlar arsındaki bebeklik izler. Ardından bir yavaşlama dönemine girilir. Adeta ergenlik dönemi için güç toplamaktadır beden. Ergenlikle birlikte fiziksel gelişim birden hızlanır. Buna bir de psikolojik değişimler eklenir.

Ergenlik, kızlarda 8–13, erkelerde 10–15 yaşlarında başlar. Ergenlik sürecine girişi başlatan beyinde yer alan hipotalamustur. Vücut belirli bir olgunlaşma düzeyine geldiğinde beyinden, yine beyinin bir parçası olan "hipotalamus"a sinirsel iletiler gider ve hipotalamus, "hipofiz" adı verilen salgı bezini uyarıcı bir hormon salgılar.

Hipotalamus, tüm yaşam boyunca vücüttaki hormon üretimini yönetir. Kızlarda ve erkelerde farklı hormanlar farklı miktarlarda üretilir. Bu dönemde oluşan değişiklikler sonucunda insan vücudu üreme yeteneği kazanır. Ergenin bu yaşta gördüğü değişikliklerin doğal olduğu kendisine anlatılmalıdır.

İki ayrı cinsiyette olmanın ve dolayısıyla cinselliğin çok doğal bir gelişim olduğu, yaşamı anlamlandıran, haz veren ayrılmaz bir bütünün parçası olduğu açıklanmalıdır.

Kızlarda yaşanan vücut gelişim ve değişim süreci:

• Göğüslerde büyümenin başlaması
• Genital bölgede kıllanma
• Vücut ölçülerinde hızlı artış
• Koltuk altında kıllanma
• Reglin başlaması (Adet görme)
•Kalçaların genişlemesi (Belin incelmeye başlaması ve leğen kemiklerinin şekillenmesi ve yağ birikimi)

Memelerin büyümesi ergenliğin ilk belirtisidir. Genellikle 10 yaşlarında başlar. Seyrek olarak başlangıçta büyüme tek taraflı olabilir. Bazen memelerde ağrı hissedilebilir.

Memelerin büyümeye başladığı sıralarda cinsel bölgede ve bir süre sonra da koltuk altı bölgesinde kıllanma başlar. Memelerin büyümeye başlamasıyla boy büyümesi de hızlanır, bu hızlı büyüme bir yıl kadar sürer. On üç yaşında bir genç kızın memelerinde gelişme belirtisi görülmüyorsa bir hekime danışılmalıdır. Vajende oluşan beyaz bir akıntı da ilk belirtilerdendir. Bu yaşta kız çocuk külotunda beyaz lekeler görebilir. Genç kız, giderek belinin inceldiğini, kalçalarının biraz genişlediğini, saçlarının ve derisinin daha yağlı olduğunu fark edebilir. Sivilceler ve siyah noktalar oluşabilir. Cildini korumak için ergenlik yaşlarında cilt temizliği gence öğretilmelidir.

Adet Görme (Menstrüasyon, Regl olma)
Adet görme uterustan (rahim) belirli aralıklarla kanama olmasıdır. Adet, doğurganlık özelliğinin ilk belirtisi olarak kabul edilir. Bazı kız çocuklarında adet günleri yaklaştıkça karın ve sırt ağrıları olabilir.

Adet, göğüslerin büyümeye başlamasından 1,5-2 yıl sonra, 12-13 yaşlarda başlar.

Ancak 9 yaşında adet görenler olabildiği gibi, 15 yaşında hala adetleri başlamamış kızlar da vardır. Bu nedenle ergene arkadaşlarından daha erken yaşta adet görmeye başlamışsa ya da henüz adet görmemişse kaygılanmaması gerektiği söylenmelidir.

16 yaşını tamamladığı halde adet görmeyen genç kızlar için hekime danışılmalıdır.

Adet görme ve yumurtlamanın oluşması
Pek çok genç kızda ilk adetler, henüz yumurta hücreleri tam olgunlaşmadan ve yumurtlama (ovülasyon) olmadan başlar. Bu yumurtasız adet dönemi 1-2 yıl kadar sürebilir. Genellikle bu başlangıç döneminde adetler düzensizdir.

Adet döngüsü (siklusu)
Adet kanamasının süresi genellikle 4-5 gündür; 2 ile 7 gün arasında değişebilir. Bu kanama dönemine adet (menstrüasyon, regl) denir.
Bu döngünün süresi, adet görme aralıkları, kişiden kişiye değişiklik gösterir. Bazı kızlar 21 günde bir, bazıları ise 35 günde bir adet görebilirler.

Adet döngüsünde düzensizlik nedenleri
Başlangıçta ergenin menstrüasyon (yumurtlama)döngüsü düzenli değilse, endişelenmemesi söylenmelidir. Bu düzensizlik 1 yıl, hatta 2 yıl sürebilir. Daha sonra da zaman zaman düzensizlik olabilir.

Adetin başlama belirtileri
Bazı genç kızlar adet göreceğini önceden anlayabilir. Kendisini hasta ya da neşesiz hissedebilir. Göğüsleri şiş ve duyarlı olabilir. Kramp şeklinde alt karın ağrıları ya da sırt ağrıları olabilir. Bu ağrılar, kanama başladıktan sonra da bir süre devam edebilir ve bazen ilaç almayı gerektirecek kadar şiddetli olabilir.
Tüm adet döneminde atılan kan ve doku, birlikte yaklaşık bir çay bardağı kadardır (120 ml.). Bunun az bir kısmı kandır.

Kadın Üreme Sistemi
Dış Cinsel Organlar: Vajina girişi, klitoris, büyük ve küçük dudaklardan oluşur. Vajina ve klitoris arasında idrar deliği, vajinanın arkasında da anüs yer alır.

İç Cinsel Organlar: Vajina, Rahim (uterus), yumurtalıklar (overler), ve tüplerden (rahim kanalları) oluşmaktadır.

Vajina: Vajina, yukarı doğru uyanarak rahim ağzı ile birleşen yaklaşık 10 cm uzunluğunda bir kanaldır. Vajinanın ileri derecede esneyebilme özelliği mevcuttur.

Zar (Himen): Vajina girişinden hemen sonra bağ dokusu ve damarlardan oluşan ince bir zardır. Zarın ortası adet kanamasının dışarı atılmasını sağlayacak biçimde açıktır. İlk cinsel ilişki sırasında zarda zedelenme olur ve bir miktar kanama görülür. Ancak bazı zarlar ileri derecede esnek olur ve cinsel ilişkiye rağmen kanamayabilir.

Erkeklerde yaşanan vücut gelişim ve değişim süreci:
Erkeklerde ergenliğin ilk belirtisi testislerin büyümesidir. Bu değişiklik genellikle 11,5-12 yaşlarında başlar. Bundan yaklaşık 1 yıl sonra cinsel bölgede kıllanma, peniste büyüme farkedilir.
Yine 13-13,5 yaşlarında sesi kalınlaşır, gırtlağındaki kıkırdak dokuda bir çıkıntı oluşur.

Yine aynı yaşlarda dudakların üzerinde, daha sonra yüzde, vücutta kıllanma başlar.

Ayaklar büyür, bacaklar ve kollar uzar, 13-15 yaş arasında boy hızla uzar. Deri ve saçlar yağlanır, yüzünde sivilceler ve siyah noktalar oluşabilir. Kasları geliştiği için daha güçlü olduğunu hisseder.

Ergenliğin başlama yaşı, kızlarda olduğu gibi, erkeklerde de çok değişkendir. Ergenliğin gecikmesine erkeklerde oldukça sık rastlanır.

13-14 yaşlarına kadar hiçbir ergenlik belirtisi ortaya çıkmayan, bu nedenle boyu yaşdaşlarına göre küçük ve görünüşü de çocuksu ofan birçok sağlıklı erkek çocuk vardır.

Arkadaşlarında ergenlik belirtileri başlamış, kendi vücudunda henüz bir değişiklik olmayan erkek çocuğun kaygılanmaması için gecikmenin doğal olduğu kendisine anlatılmalıdır. O'na, her bireyin farklı olduğu, vücudunun kendine en uygun bir zamanda olgunlaşacağı söylenmelidir.

Peniste Sertleşme ve Boşalma
Penis içerisinde süngere benzeyen bir yapı vardır. Sünger nasıl suyu içine çekerek emerse, penisteki süngere benzer yapı da içinde bulunan damarlardan kan çekerek şişer, sertleşir. Ergenlik dönemine giren erkeklerde olmadık yerde ve beklenmedik durumlarda penis sertleşmesi yaşanabilir. Erkek tohum hücreleri (sperm) ergenlik dönemiyle çoğalmaya başlar. Sperm yumurtanın döllenmesi ve bebek oluşumu için gereklidir. Penis sertleşmesi sonrasında çok sayıda sperm boşaltılabilir. Sperm hücreleri meninin yalnızca küçük bir bölümünü oluşturduğu halde tek bir boşalmada 500 milyon kadar sperm hücresi bulunur. Cinsel ilişki sonucunda bu hücrelerden tek bir tanesi yumurtaya ulaşarak döllemeyi başarabilir. Genç yaşlarda sperm boşaltma işi sık yaşanır ancak yaş ilerledikçe azalır. Bu olayların gerçekleşmesi hormonlara bağlıdır.

Islak rüyalar
Bu yaştaki ergene, bazı sabahlar yatağını meni ile ıslanmış bulacağını anlatma zamanı gelmiştir. Bu ıslaklığın, cinsel ilişkide olduğu gibi herhangi bir uyarı ile oluşabilen ereksiyon sonucu görülen meni salgısı olduğu kendisine anlatılmalıdır.

Bu salgı canlı spermler içerir ve cinsel üretkenliğin başladığının göstergesidir. Bütün bunlar, üreme organlarının geliştiğini ve ergenin erişkin bir erkek olmaya başladığını gösteren belirtilerdir. Bu gelişme, genellikle 18-20 yaşlarına kadar belirginleşerek devam eder.

Ses Değişimi
Erkek çocuklarda ergenlikle birlikte seste de değişimler görülür. Gırtlak kıkırdağı öne doğru çıkar, ses kalınlaşır. Önce ses çatallanır ve çatlar. Ses telleri de bedenin diğer bölümleri gibi gelişmektedir. Sesin tonu ses tellerinin uzunluğuna ve gırtlak yapısına bağlıdır. Bu nedenle büyüme süresince seste çatallanma görülebilmektedir.

KıllanmaKoltuk altı, genital bölge, yüz, kol ve bacaklarda kıllanma başlar. Genellikle sakallar ergenliğin sonuna kadar belirmez. Başlangıçta tüy şeklinde olan sakallar zmanla ve traş edilmeyle sertleşir.

Erkek Üreme Sistemi
Penis: İdrarın ve spermlerin dışarı boşalmasını sağlar.
Strotum (torbalar): Penisin altında yer alan, testisleri saran ve koruyan torba şaklindeki deri parçasıdır.
Testis: Strotumun içinde yer alan, içinde erke tohum hücreleri bulunan iki organdır. Testesteron ve sperm üretir.
Prostat: Spermleri taşıyan sıvıyı salgılayan bir bezdir.






Ergenlik dönemi

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Git ve: kullan, ara
Ergenlik (puberte), insanlarda meydana gelen "yetişkinliğe ilk adım" evresidir. Ergenlik, çocukluk çağı ile yetişkinlik çağı arasındaki geçiş dönemidir. Ergenlik, bireyde çocuksu tutum ve davranışlarının yerini yetişkinlik tutum ve davranışlarının aldığı, cinsiyet yetilerinin kazanıldığı, bireyin erişkin rolüne psikolojik ve somatik olarak hazırlandığı dönemdir. Çocukluk çağı olarak adlandırılan yaşlarda, sosyal toplum bilinci (süperego) gelişmemişken, ergenlik dönemine giren gençlerde toplumsal kabullenilme, bir grubun parçası olma (süperego ve ego) kavramları gelişir. Vücut hormonlarınıdan cinsiyet ile ilgili olan (sekonder cinsiyet hormonları) östrojen veya androjenlerin üretimi bu dönemde pik yaptığından ergen adayının psikolojisi sebepsiz değişimler gösterir.
Genel olarak 11-20 yaş arası ergenlik dönemi olarak adlandırılır.
Ergenliğe giriş yaşı; genetik (ailesel), ırk, sosyoekonomik şartlar (çocuk yaşta evlendirme, ağır bedensel yük altında çalıştırılan çocuklar) ve iklim gibi faktörlerden etkilenir. Bazı Zenci kabileleri ve eski Araplarda ergenlik iklimin etkisiyle daha erken başlarken Kuzey yarım küredeki Norveç, Finlandiya gibi az güneş alan soğuk bölgelerde ergenlik yaşı daha geçtir.
Ergenliğe giriş için kesin bir zaman yoksa da genel olarak kızlar 9-13 yaş arasında ve erkeklerden daha erken ergenliğe girerler. Bu nedenle yaşamın bu döneminde kızlar -erkekler kendilerini yakalayıncaya kadar- birkaç yıl erkeklerden daha uzun ve daha olgundurlar
alinti

Ergenlikde Görülen Değişiklikler [değiştir]


Kadınlarda [değiştir]

Vücut ağırlığı 6-18 kg artar. Boyları 10-20 cm uzar. Göğüsler çıkar, adet kanaması başlar (menarj), kıllanma meydana gelir (pubarj). Hormonal salgılar arttığı için deri yağlanır ve sivilcelenme olur. Overler (yumurtalık), foliküllerde her ay bir ovumu (yumurta hücresi) geliştirir. Yumurta, Ovaryum folikülünden, fallop tüplerinden biri aracılığıyla uterus a(rahim)geçer. Eğer bu yumurta bir [[sperm]dol]le döllenirse rahme implante olur ve orada bir fetüs, plasenta ve fötal(fetal) membranlar gelişir. Yumurta döllenmezse "adet kanaması" (menarj) yolu ile vücuttan atılır.Cinsel organında kıllanmalar görülür

Erkeklerde [değiştir]

Vücut ağırlığı 7-20 kg artar. Boyları 10-30 cm uzar. Ses çatallaşmaya başlayarak erkeğe has biçimde kalınlaşır. Deri yağlanır ve sivilce çıkar. Pubertal atılım adı verilen boyca uzama, hacimce irileşme başlar. Kas dokusu artarak vücuda iri erkeksi görünüm verir. Yüz, kollar, corpus penis (penis cismi) hariç genital alan, göğüs ve bacaklar erkeğe has biçimde tüylenir. Androjen (erkeklik hormonu) salgısının zirve yapması nedeniyle penis ve testisler olgunlaşmaya başlar. Bu da peniste erektilite (ereksiyon) ve uyarılabilme (excitability) kabiliyeti artar, testisler erkek gamet (üreme hücresi) olan spermleri üretmeye başlar.Kızlara büyük ilgi duyar ve bu ilgisini onlara yansıtır.Kendi zihinlerinde duygusal çatışmalara girerler ve sıkıntıya düşerler.

Ergen ne hisseder, nasıl davranmak ister? [değiştir]

1. Ergenin genel olarak duygularında istikrarsızlık olduğu görülür. Bir gün önce çok mutlu ve enerjik olan ergen ertesi gün kabuğuna çekilmiş ve bitkin olabilir. Duygular anlık olarak bile değişkenlik arz edebilir. Bu nedenle ebeveynin bunu kabul etmesi ve her defasında “Daha dün iyiydin, şimdi ne oldu?” türünde sorgulamalara ve baskıcı yaklaşımlara girmemesi gerekir.
2. Bu dönemde ergen duygularını çok dolu ve coşkulu yaşar. Gerek ses tonu ve vurgulamaları ve gerekse mimikleri önceki döneme göre duygularını daha fazla ifade ediyor niteliktedir.
3. Diğer dönemlere göre daha yoğun hayal kurar ve gerçekten zaman zaman uzaklaşır. Bu hayaller gelecek planlarını kapsayabileceği gibi genellikle karşı cinsle ilgili hayaller olabilmektedir.
4. Ergen zaman zaman yalnız kalma isteği içinde olabilir. Odasına çekilen ve yalnız kalmak istediğini söyleyen bir ergenin ciddi bir sorunu olduğu düşünülüp kaygılanılmamalıdır. Ergen kendisi ile baş başa kalıp yaşadıklarının muhasebesini yapma ihtiyacı hissedebilir.
5. Ergen kendini yorgun hissedebilir, buna bağlı olarak çalışmaya karşı isteksizdir. Vücut enerjisi âdeta büyümeye harcanıyor gibidir.
6. Ergen yaşadığı bedensel değişimlere bağlı olarak çekinebilir ve kendini saklama ve bu değişimlerden çevreyi haberdar etmeme isteği içinde olabilir.
7. Yeni şeyler deneme merakı artmıştır.
8. Bu dönemde arkadaş çok önemli bir noktadadır. Bu nedenle arkadaş seçimi konusunda ergenin dikkatli olması ve ailenin hassas davranması gerekir.
9. Bu dönemde ergenin fark edilme ve takdir edilme ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacını aile içinde gideremeyen ergen, farklı arkadaş gruplarında bu ihtiyacını giderebilir.


Ergenlik Dönemi Ruhsal Sıkıntıları [değiştir]

Bu dönemde depresyonlarda artış görülmez. Özgüven problemi, karşı cinsle ilgili yaşanan problemler, okul ve aile içi problemler buna sebebiyet verebilir. Genellikle kısa süreli yaşanır ve müdahale gerekmez. Ergen kendini üzgün ve kötü hissetmiyordur; ancak günlük hayatına devam edebilir. Gerçek depresyonlarda ise intihara kadar varan düşünceler geliştirmiş olabilir ergen. Kendini büsbütün değersiz hissediyordur. Bunun sebepleri arasında; yakınlarını üzmek, ölümü merak, yalnızlık duygusu, çocukluktan gelen sevgi yoksunluğu, ölüm-ayrılık vb. gibi travmatik süreçler vardır. Bunlar dışında ergen zaman zaman öfke patlamaları yaşayabilir. Bu esnada onunla konuşmaya çalışmak anlamsızdır. Sakinleşmesini beklemek gerekir. Yeme bozuklukları ise bir başka sorundur. Özellikle çok yemek yeme veya yemeği reddetme ve sürekli, kilolu olduğunu düşünme ergende aşılması gereken sorunlardandır.

Aileye Düşen Görevler

Ergen her şeyden önce anlaşılma ve değer görme duygusunu yaşamalıdır. Bu nedenle ebeveynin bu duyguları yaşatma adına söz ve davranışları konusunda hassas olması gerekir. Aksi takdirde ergen bu duygularını tatmin adına farklı çevrelere ihtiyaç duyacaktır.
Ergenle fikir alışverişleri yapılmalı; ergen, aile konuları dışında tutulmamalıdır.
Çeşitli sorun ve konularda ergen objektif bir biçimde saygıyla dinlenmeli ve ortak paydalar bulunmaya çalışılmalıdır.
Nasihatler genellikle işe yaramaz, sadece ergenin o an ebeveyni dinlemesini sağlar, uzun vadede çözüm değildir.
Ergenin arkadaşları eleştirilmemeli, ebeveyn bu konuda ergenin arkadaşlarını tanıma yoluna gitmeli ve bunu çocuğuna hissettirmelidir. Akabinde şayet hoş olmayan bir durum varsa bu, ergenle paylaşılabilir. Fakat tanımadan eleştirmek ergenin ebeveynini haksız bulmasından başka bir işe yaramaz.
Sevgi eksik edilmemelidir.
Ergenin odasına sık sık (ergen istemiyorsa hiç) girilmemelidir.
Evdeki genel ortamın gergin olmamasına dikkat edilmelidir.
Ergenlik dönemi çatışmalı ve gergin geçiyorsa bir uzmandan destek alınmalıdır
alinti...


Ergenlikte kıllanma kaç yaşında başlar?
Yaşım 15.Sorunum göbek ve gögüs çevremde kıllanma.Geçen seneye kadar hiçbir şey yokken bu sene sakal,bıyık ve bu çıktı.bunun için erken olduğunu düşünüorm.bu normal midir?neler yapmalıyım?


İnsanda Gelişim Döneminin Özellikleri
lutfen insanda gelişim döneminin özelliklerini cevaplarmısnıız

Ergenlik Belirtileri (Püberte) ve Evreleri

Püberte ( Görünür ergenlik belirtileri ) kız çocuklarında 9 - 10 yaşlarında, erkeklerde ise 11 - 12 yaşlarında başlar. Biyolojik değişikliklerin tamamlanması ise 3- 5 yıl veya daha uzun sürer.
Ergenlik öncesi devrede erkek çocukta gelişmenin esas karakteri büyümedir. Bunu sağlayan faktör ise hormonaldir. Bu hormaonal sistemin organizatörü hipofizdir. Hipofiz beyin kaidesinde bir çukurun içine yerleşmiş fındık kadar bir organdır. 3 bölümdür. Her bölüm kendine özgü çeşitli salgılarla hem diğer salgı bezlerinin çalışmasını ayarlar, hem de organizmanın genel metabolizmasını düzenler. Ergenlik öncesi bu organın etkisi ile kemiklerde bir uzama ve kalınlaşma başlar . Çocuğun boyu uzar, omuzları ve göğüs kafesi genişler. Bu devrede testisler gelişir, testis volümü artar. Testislerin iki önemli görevi vardır. Birincisi yeni cinsin oluşmasını sağlayacak, cinsiyet hücresini yani sperm dediğimiz tohumu meydana getirmektedir. İkinci görevi ise erkeklik hormonu dediğimiz testosteronu salgılamaktır. Hormonun etkisi ile dış ve iç genital organlar ( penis, prostat ve sicula seminalisler ) gelişir, ses kalınlaşması, pubis, koltuk altı , yüz, kol ve bacaklarda kıllanma başlar. Bu hormon nedeniyle erkek çocuklarda boy uzaması ve adale gelişmesi kızlardan fazla olur. Erkeklerde genital gelişme ile beraber büyüme hızlanır. Androgenler kemik gelişmesini de hızlandırdığından bir süre sonra kemik uçlarındaki epifiz dediğimiz büyüme bölgeleri kapanır ve büyüme durur.
Kızlarda püberte dediğimiz seksüel olgunlaşma erkeklere göre daha erken, 9 - 10 yaşlarında başlar. Overlerden östrojen yani dişilik hormonu salınmasıyla birlikte büyüme hızlanır, göğüsler büyür menstrüasyon dediğimiz aylık adet kanamalrı başler. ( Ortalama 12 - 13 yaş ) Pubis ve koltuk altında kıllanma oluşur. Bu hormonun etkisi ile kemik gelişmesi hızlanır, epifizler kapanır, büyüme tedricen durur. Adetler ilk oluştan sonraki 1 - 2 yılda düzensizlikler yaşanabilir. Kız çocuklarda daha erken olmak üzere seksüel olgunlaşmanın ilk işaretleriyle birlikte büyüme hızlanır. İlk adetten hemen evvel büyüme yavaşlamaya başlar, epifizlerin kapanmasıyla durur.
Uzun kemiklerde büyümenin durması kız çocuklarda 16 - 18, erkeklerde 18 - 20 yaşlarında tamamlanır. Bundan sonraki minimal boy uzamaları gövde büyümesine aittir. Bu arada da kilo gözle görünür bir biçimde artar. Kız çocuklarda kilo artması deri altı yağ dokusunun artmasına bağlıdır. Erkek çocuklarda ise adale kütlesi artar.
Pübertenin ortaya çıkışı ırk, genetik özellikler, sosya ekonomik düzey ve beslenme sistemiyle yakından ilişkilidir. Bu fizik değişiklikler yanında püberte çağı psikolojik gelişme çağıdır. Anne ve babasına dayanan, kendi benliğini daima en ön planda tutan çocuk, sosyal ödevlerini ve hayatını kendisi yürütecek bir kişilik haline geçmektedir. Bu dönemde anne ve babasından ayrışmaya başlayan çocuk, aile dışındaki karşı cinsten kişilerle olgun ilişkiler kurmayı öğrenmelidir. Bir kişilik araması içinde olan çocuklar bazen bu hızlı bedensel büyümeye ve değişimlere uymada zorluk çeker ve bocalar. Bu değişiklikler kendisine anlatılıp, bunların normal gelişmeler olduğu açıklanan bir çocuk, bu sıkıntıları daha kolay atlatacaktır. Daha inatçı, dik kafalı olan çocuklara bu dönemde anlayışlı olup , yol gösterici olmak gerekir.
Cinsel eğitimin amacı yalnızca çocuğu bazı gerekli sosyal kurallara uymaya götürmek değil, insanın sevgi içinde serbestçe gelişebilmesini ve kendinde bulunan cinsel güçleri olabildiğince düzenlemesini, bunları bilinçli olarak elde tutmasını, kendi ve başkalarının mutluluğu için bunlardan yararlanmasını sağlamaktır.
Ergenlik ( Adolesan ) çağı bir stres çağıdır. Büyüme ve gelişme ön plana çıkmış, bazı hastalıklara dayanıklılık artmıştır. Üst solunum yolu hastalıkları, tüberküloz gibi enfeksiyonlara dayanıklı olmak için uygun beslenme, düzenli uyku gereklidir. Bu devrede kifoz, skolyoz gibi iskelet sistemi bozuklukları daha sık görüleceğinden, oturma ve duruş bozuklukları olup olmadığına daha fazla dikkat edilmelidir. Tiroid bezinde büyüme, anemi, obesite ve zayıflık gibi beslenme ile ilgili bozukluklarda dikkatli olmak lazımdır.


ERGENLİK DÖNEMİNİN EVRELERİ ( HAZIRLAYAN PSİK.DAN.BEYHAN FESLİYEN )

Ergenlik dönemi 11 - 12 yaşlarında başlayıp yirmili yılların başlangıcına kadar süren, hızlı bedensel, ruhsal, sosyal değişiklikleri içeren dönemin genel adıdır. Dönem içinde çeşitli yaşlar farklı gelişim atakları içerir, bu nedenle bu uzun dönemin genel adıdır. Dönem içinde çeşitli yaşlar, farklı gelişim ataklarını içerir. Bu nedenle bu uzun dönemi çeşitli gelişim özelliklerini göz önünde bulundurarak üç alt evreye ayırmak mümkündür.
Bu sınıflamalara geçmeden önce şu noktayı ısrarla vutgulamakta fayda var. Bireysel farklılıklar Ergenliğin başlangıcından sonlanışına kadar gerçekleşecek tüm değişiklikler ve yaşanacak uyum sürecinde ortaya çıkacak duygusal tepkiler evrenseldir. Ancak her bireyde bu sürecin ne zaman başlayacağı, ne zaman sona ereceği, nasıl uyum problemleri ile karşılaşacağı, bunlarla nasıl başa çıkacağı, bu dönemden ne tür öğrenmelerle çıkacağı kişisel bir süreçtir. Bu kişisellik bireyin kalıtım yolu ile getirdiği mirasından, içinde yaşanılan toplumun kültürel değerlerinden, ikilemden, beslenme alışkanlıklarından, aile tutumlarından v.s. kaynaklanır. Ergenin dönem içinde karşılaştığı sıkıntılarda hissettiği başat duyguyalnızlık ve buna eşlik eden yabancılaşma hissidir. Ansızın ortaya çıkan bedensel değişme, genellikle ergeni hazırlıksız yakalar. Ya da değişimler yaşıtlarından daha geç başlayabilir. Bu nedenle bireysel farkların varlığını ve gelişme - değişmenin herkeste değişik düzeylerde olacağını bilmek gencin kaygılarını azaltacak önemli bir faktördür.
Bu hatırlatmadan sonra, ortalama yaş sınırlarını göz önünde tutarak dönemi açıklamaya devam edelim. Ergenlik döneminin kendi içinde kabaca üç farklı evreye ayrılabileceğinden söz etmiştik.
1- Buluğ ( erinlik- püberte ) Kızlarda ortalama 11 - 13, erkelerde 13 - 15
2- Orta dönem: Ortalama 13 - 15 yaşlarından 17 yaş civarına kadar.
3- Son dönem : Ortalama 18'den 20'li yaşların başlarına kadar olan dönem.

Buluğ dönemi fizyolojik değişikliklerin en yoğun olduğu dönemdir. Kızlar erkeklere göre ortalama iki yıl kadar önce bu döneme girerler. Boy hızlı bir biçimde uzar. Cinsiyet özellikleri belirginleşir. Üreme organlarının yapısında değişme ve olgunlaşma gerçekleşir. Kızlarda ilk adet görme, erkeklerde ilk boşalma toplum tarafından büyümenin dönüm noktası olarak algılanır. Gelişmeyi ek cinsiyet özelliklerinin oluşumu takip eder. Tüylenme, seste kalınlaşma, kadınsı ve erkeksi beden görünüşüne ulaşma. Bu fizyolojik değişiklikler sırasında ergenin ilgisi kendi bedenine yönelmiş durumdadır. Bedenine ve o güne kadar taşıdığı kişisel rolüne karşı yabancılaşma hisseder. Bu süreçte sebepsiz öfke patlamaları, durup dururken ağlamalar, sinirlilik halleri sık görülen durumlardır.
Ergenliğin orta döneminde bedence büyüme hız keserek devam etmektedir. Kişinin kendi bedenindeki değişikliklere uyumu artmış ve dolayısıyla cinsiyet rollerinden kaynak alan gerilimleri azalmaya başlamıştır. Bu süreçte artık anne - babadan bağımsız olma çabaları görülmektedir. Ergen yeni kimliği ile toplumdaki yerini aramaya başlamış, arkadaş gruplarının önemi artmıştır. Özerklik ihtiyacı üst seviyededir. Arkadaşlık ve grupla özdeşleşme artmıştır. Aileden bağımsız olma çabaları çelişkili duyguları da beraberinde getirir. Hem aileden uzaklaşma ve kendi bireyselliğini ispatlama, hem de onların sevgi ve desteğine büyük ihtiyaç duyma gibi. Bu yalnızlık ve güçsüzlük duygularını da beraberinde getirebilir, anne - baba ile çatışma artabilir. Bilişsel olarak soyut düşünme yeteneği olgunlaşır. Görev sorumluluğu ile eğlence arasında çelişkiler yaşanır. Akademik başarıda istikrarsızlıklar yaşanabilir. Bu durum aile ile çatışmayı arttırır.
Ergenliğin son dönemi, fiziksel gelişimin tamamlandığı, ilişkilerde çatışmaların azaldığı, karar vermede zorlukların azaldığı ve kişisel olgunluğun arttığı bir dönemdir. Bağımsızlık, kendi kararlarını verme, seçim yapma konusunda çelişkileri azalır. Karşılaşılan sorunlarla başa çıkmada daha gerçekçi ve amaca yönelik çözümler üretebilir. İş ve meslek seçimi ile ilgili kararlar, kaygıyı arttıran bir durum olarak gündemde olsa da, genç bununla başa çıkabilecek olgunluğa erişmiştir. Kendi ilgi ve yeteneklerini tanımakta, kendi yolunu seçmek konusunda daha kararlı ve cesur davranabilmektedir. Cinsel çatışmalar azalmıştır. Yaşam değerleri ile ilgili sorgulamalar artmış , toplumsal sorunlara bakış açısında gelişmeler olmuş , toplumsal konulara ilgi artmıştır. Bu dönem tanrı inancı ve dini değer ve öğretilerin de sorgulandığı bir dönemdir. Bütün bu sorgulamalar ( yaşam değerleri, gelecekten beklentiler, toplumsal değerler ) bireyin kendi kişiliğini sentez edişi ve birey olarak kendi tavır ve tutumlarını belirlemek için gayretlerdir. Kişi ben imajını kafasında netleştirdikçe ,ergenliğin de sancıları azalarak sona erer. Bu artık gençlik döneminin başlamasının işaretidir

Benzer Konular

29 Mayıs 2016 / Misafir Cevaplanmış
19 Kasım 2012 / Misafir Soru-Cevap
25 Aralık 2009 / cartedor Soru-Cevap
15 Haziran 2016 / memet gozluk Cevaplanmış
2 Ekim 2012 / BÜSRA Taslak Konular