Arama

İnsan popülasyonunda durum nedir ve özellikleri nelerdir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 1 Mayıs 2010 Gösterim: 6.520 Cevap: 3
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
14 Aralık 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
ACİL CEVAPLAYIN NLÜTFEN
EN İYİ CEVABI Keten Prenses verdi
EKOLOJİK DEĞİŞİMLER
Ekoloji doğal varlıkların yapı ve özellikleri ile arasındaki karşılıklı ilişkileri araştıran bilim dalıdır. Bu karşılıklı ilişkilerde insanlar ile diğer canlılar arasında önemli bir fark vardır. Diğer canlılar çevre koşullarına uyum sağlamak zorunda kaldıkları halde insanlar kısmen de olsa bu koşulları kontrolleri altına almışlardır. Aslında insanların bu davranışları çok doğaldır. Çünkü onlarla diğer canlılar gibi çevreyle sürekli etkileşim halindedir. Ayrıca insanın diğer canlılardan farkı çevre koşullarını kendi istekleri doğrultusunda değiştirirken çevreyi etkilemeleri ve köklü ekolojik değişmelere yol açmalarıdır. Diğer değişle doğayı tahrip etmeleridir.
Sponsorlu Bağlantılar

2.1. Populasyonların Yapısı ve Değişimleri: Populasyonun belli bir bölgede , belli bir zaman içinde yaşayan ve karşılıklı ilişkiler içerisinde bulunan aynı türe ait bireylerin oluşturduğu topluluğa denir. Popülasyonu oluşturan bireylerin sayısal durum ile genetik ve ekolojik özellikleri popülasyonun yapısını oluşturur.
Bir popülasyonun yapısına etki eden çeşitli faktörler vardır. Bunlar yoğunluk, dağılım ve yayılmadır.
Doğada her canlı türüne her yerde rastlanmaz. Belli bir ortamı tercih ederek orada yaşayan canlı türleri olduğu gibi değişik yerlerde yaşayanları da vardır. Doğal ortama göre bu ekolojik yerleşikliğin yanı sıra , bir de coğrafi dağılım söz konusudur. Her topluluğun harita üzerinde belli bir dağılış düzeni vardır. Ancak bu oran sabit değildir. Dağılış sıcaklık , besin, aydınlık,jeoloji,avcılar ve bitki örtüsü gibi etmenlerle daralıp genişleyebilmektir.
Bir popülasyonun yaşadığı bölgede, birim alana düşen birey sayısı popülasyonun yoğunluğunu belirler. Popülasyonun oluşturan bireyler her yerde aynı bulunmazlar. Türler genellikle ihtiyaçlarını daha iyi karşıladıkları yerlerde yoğunlaşırlar. Örneğin dünyanın her yerinde eskiden orada yer almayan türlerin bugün yaşadığı görülmektedir. Avrupalı keşifler ve sömürgeciler yeni keşfettikleri topraklara sevdikleri hayvan ve bitkileri de götürüp çoğaltırlardı. İsteyerek yapılan bu davranış o türlerin oralarda yayılmasına neden olmuştur. Bu yüzdendir kişimdi Arjantin de kunduzlar ,Yeni Zelanda da geyikler yaşamaktadır.
Popülasyonun bir yayılma şekli de meyve kasaları, posta torbaları veya çeşitli eşyalarla bilmeden başka yerlere taşınmasıyla gerçekleşmektedir. Özellikle hamam böcekleri bu şekilde dünyanın her yerine taşınmışlardır.

2.2. Populasyonun Büyümesi: Belli bir zaman süresi içinde populasyondaki birey sayısı o populasyonun büyüklüğünü gösterir. Populasyonların büyüklükleri üç temel etkenin kontrolünde kalır. Bu etkenler doğum, ölüm ve göçlerdir. Ortamın taşıma gücünün yetersiz olduğu durumlarda ölüm ve göç faktörü olumlu, doğum faktörü ise olumsuz etki yapar. Ancak ortamın taşıma gücü yeterli ise doğum faktörü olumlu etki yapar. Çünkü meydana gelen yeni bireyler populasyonun büyümesine yol açar.
Hastalık ve avcılık gibi faktörler etki etmektedir. Özellikle çevre sorunları bireylerin sağlıklı yaşamlarını etkilemektedir. Örneğin serçelerin doğadaki ömrü yaklaşık 7-8 yıldır. Uygun laboratuar koşulları sağlandığında bu yaşam süresinin 11 yıla kadar uzadığı saptanmıştır. Ancak çevre koşulları nedeni ile serçelerin doğal yaşam sürelerini bile tamamladıkları görülmüştür.
İnsanoğlu tarih boyunca kendi menfaatleri doğrultusunda bazı türlerin sayısını azaltmış veya çoğaltmıştır. Örneğin kendisine zarar veren yılan, hamam böceği gibi türleri azaltmaya çalışırken , sığır ,tavuk , koyun gibi türleri çoğalmıştır. İnsanların bu etkisi de populasyonun büyümesine ve küçülmesine etki etmektedir.

2.3.İnsan Populasyonu ve Nüfus Artışı Problemi: Mikroorganizmalara ve böcek türlerine göre insan türünün nüfus artışı az gibi görülmektedir. Ancak insan populasyonu sürekli ve yavaş bir artış göstermektedir. 18. y.y. da 1 milyar olan insan nüfusu bugün 5 milyarı aşmıştır.
Günümüzde dünya nüfusunun artışını iki grupta incelemek mümkündür. Birinci grupta gelişmiş ülkeler olarak bilinen grup yer alır. Bu grup belli aşamalardan geçip ölüm ve doğum oranları kısmen dengelenmiştir.
İkinci grup ise gelişmekte olan ülkeler, bu grupta tıp ve çevre sorunlarının çözülmemiş olması nedeniyle ölüm oranı azda olsa azaldığı halde doğum oranı yüksektir.
Dünya nüfusunun hızla artması ekolojik sorunları da beraberinde getirecektir. Çünkü nüfus artışı yoğunluğun artmasına , barınma ihtiyacının doğmasına yol açar. Bu ihtiyacı karşılamak için her gün yeni ormanlar kesilmektedir. Son derecede sınırlı olan doğal kaynaklar hızla tüketilmektedir. Nüfusun ihtiyacını karşılamak için teknolojide meydana gelen gelişmeler çevreyi kirletmekte doğal yaşamı tehdit etmektedir.
Yurdumuzdaki nüfus artışı gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırıldığında , gelişmekte olan ülkelerden bile yüksek olduğu görülür. Bizdeki yıllık ortalama nüfus artışı 1955-1960 yıllarında %2,85; 1965-1970 yıllarında %2,52; 1975-1980 yıllarında ise %2,5 dir. Bu oranlar dünya nüfus artışına göre oldukça fazladır. Nüfus artışı bu hızla devam ederse yakın gelecekte çok daha büyük sorunların ortaya çıkacağı bilinmektedir.
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
14 Aralık 2008       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
EKOLOJİK DEĞİŞİMLER
Ekoloji doğal varlıkların yapı ve özellikleri ile arasındaki karşılıklı ilişkileri araştıran bilim dalıdır. Bu karşılıklı ilişkilerde insanlar ile diğer canlılar arasında önemli bir fark vardır. Diğer canlılar çevre koşullarına uyum sağlamak zorunda kaldıkları halde insanlar kısmen de olsa bu koşulları kontrolleri altına almışlardır. Aslında insanların bu davranışları çok doğaldır. Çünkü onlarla diğer canlılar gibi çevreyle sürekli etkileşim halindedir. Ayrıca insanın diğer canlılardan farkı çevre koşullarını kendi istekleri doğrultusunda değiştirirken çevreyi etkilemeleri ve köklü ekolojik değişmelere yol açmalarıdır. Diğer değişle doğayı tahrip etmeleridir.
Sponsorlu Bağlantılar

2.1. Populasyonların Yapısı ve Değişimleri: Populasyonun belli bir bölgede , belli bir zaman içinde yaşayan ve karşılıklı ilişkiler içerisinde bulunan aynı türe ait bireylerin oluşturduğu topluluğa denir. Popülasyonu oluşturan bireylerin sayısal durum ile genetik ve ekolojik özellikleri popülasyonun yapısını oluşturur.
Bir popülasyonun yapısına etki eden çeşitli faktörler vardır. Bunlar yoğunluk, dağılım ve yayılmadır.
Doğada her canlı türüne her yerde rastlanmaz. Belli bir ortamı tercih ederek orada yaşayan canlı türleri olduğu gibi değişik yerlerde yaşayanları da vardır. Doğal ortama göre bu ekolojik yerleşikliğin yanı sıra , bir de coğrafi dağılım söz konusudur. Her topluluğun harita üzerinde belli bir dağılış düzeni vardır. Ancak bu oran sabit değildir. Dağılış sıcaklık , besin, aydınlık,jeoloji,avcılar ve bitki örtüsü gibi etmenlerle daralıp genişleyebilmektir.
Bir popülasyonun yaşadığı bölgede, birim alana düşen birey sayısı popülasyonun yoğunluğunu belirler. Popülasyonun oluşturan bireyler her yerde aynı bulunmazlar. Türler genellikle ihtiyaçlarını daha iyi karşıladıkları yerlerde yoğunlaşırlar. Örneğin dünyanın her yerinde eskiden orada yer almayan türlerin bugün yaşadığı görülmektedir. Avrupalı keşifler ve sömürgeciler yeni keşfettikleri topraklara sevdikleri hayvan ve bitkileri de götürüp çoğaltırlardı. İsteyerek yapılan bu davranış o türlerin oralarda yayılmasına neden olmuştur. Bu yüzdendir kişimdi Arjantin de kunduzlar ,Yeni Zelanda da geyikler yaşamaktadır.
Popülasyonun bir yayılma şekli de meyve kasaları, posta torbaları veya çeşitli eşyalarla bilmeden başka yerlere taşınmasıyla gerçekleşmektedir. Özellikle hamam böcekleri bu şekilde dünyanın her yerine taşınmışlardır.

2.2. Populasyonun Büyümesi: Belli bir zaman süresi içinde populasyondaki birey sayısı o populasyonun büyüklüğünü gösterir. Populasyonların büyüklükleri üç temel etkenin kontrolünde kalır. Bu etkenler doğum, ölüm ve göçlerdir. Ortamın taşıma gücünün yetersiz olduğu durumlarda ölüm ve göç faktörü olumlu, doğum faktörü ise olumsuz etki yapar. Ancak ortamın taşıma gücü yeterli ise doğum faktörü olumlu etki yapar. Çünkü meydana gelen yeni bireyler populasyonun büyümesine yol açar.
Hastalık ve avcılık gibi faktörler etki etmektedir. Özellikle çevre sorunları bireylerin sağlıklı yaşamlarını etkilemektedir. Örneğin serçelerin doğadaki ömrü yaklaşık 7-8 yıldır. Uygun laboratuar koşulları sağlandığında bu yaşam süresinin 11 yıla kadar uzadığı saptanmıştır. Ancak çevre koşulları nedeni ile serçelerin doğal yaşam sürelerini bile tamamladıkları görülmüştür.
İnsanoğlu tarih boyunca kendi menfaatleri doğrultusunda bazı türlerin sayısını azaltmış veya çoğaltmıştır. Örneğin kendisine zarar veren yılan, hamam böceği gibi türleri azaltmaya çalışırken , sığır ,tavuk , koyun gibi türleri çoğalmıştır. İnsanların bu etkisi de populasyonun büyümesine ve küçülmesine etki etmektedir.

2.3.İnsan Populasyonu ve Nüfus Artışı Problemi: Mikroorganizmalara ve böcek türlerine göre insan türünün nüfus artışı az gibi görülmektedir. Ancak insan populasyonu sürekli ve yavaş bir artış göstermektedir. 18. y.y. da 1 milyar olan insan nüfusu bugün 5 milyarı aşmıştır.
Günümüzde dünya nüfusunun artışını iki grupta incelemek mümkündür. Birinci grupta gelişmiş ülkeler olarak bilinen grup yer alır. Bu grup belli aşamalardan geçip ölüm ve doğum oranları kısmen dengelenmiştir.
İkinci grup ise gelişmekte olan ülkeler, bu grupta tıp ve çevre sorunlarının çözülmemiş olması nedeniyle ölüm oranı azda olsa azaldığı halde doğum oranı yüksektir.
Dünya nüfusunun hızla artması ekolojik sorunları da beraberinde getirecektir. Çünkü nüfus artışı yoğunluğun artmasına , barınma ihtiyacının doğmasına yol açar. Bu ihtiyacı karşılamak için her gün yeni ormanlar kesilmektedir. Son derecede sınırlı olan doğal kaynaklar hızla tüketilmektedir. Nüfusun ihtiyacını karşılamak için teknolojide meydana gelen gelişmeler çevreyi kirletmekte doğal yaşamı tehdit etmektedir.
Yurdumuzdaki nüfus artışı gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırıldığında , gelişmekte olan ülkelerden bile yüksek olduğu görülür. Bizdeki yıllık ortalama nüfus artışı 1955-1960 yıllarında %2,85; 1965-1970 yıllarında %2,52; 1975-1980 yıllarında ise %2,5 dir. Bu oranlar dünya nüfus artışına göre oldukça fazladır. Nüfus artışı bu hızla devam ederse yakın gelecekte çok daha büyük sorunların ortaya çıkacağı bilinmektedir.
Quo vadis?
ispermecet - avatarı
ispermecet
Ziyaretçi
14 Aralık 2008       Mesaj #3
ispermecet - avatarı
Ziyaretçi
1900 yılında 1.08 milyar olan insan nüfusu 2001 eylül ayında 6 milyar oldu.
Bugün ise 6.89 milyarMsn Disappointed

74.000 sene önce Toba volkanı patlaması sonucu 2000 evet sadece 2000 dolaylarında insan kalmış. Bunu önce genetikçiler buldu. Sonra 2 jeologun, Sumatra adasındaki Tobayı keşfetmesi sonucu insan sayısının bu sayıya düşmüş olabileceğini kabul edildi.

Çeşitli yıllara ait nüfusla ilgili bilgiler bende var bama 1000 den fazla kitabın arasında aramam gerek.Msn Cry Ya da afedersiniz sallayabilirim.
Bu son cümleden hoşlanmadım, aklımda doğru kaldıysa 12.000 sene önce 8 milyon homo sapiens varmış.

Ya gelecek?
2800 yılında bu olanaksız olan bu artış hızıyla insanların kütlesi dünyanın kütlesine eşit olacak. Yani dünya nifeden (çekirdek) atmosfere sadece insanlardan oluşacak. Vıcık vıcık solucan kümesi gibi.Msn Grin
3600 yılında insanların kütlesi güneş sistemine eşit olacak. Yani güneş Jüpiter, satürn hepsini yiyip insana dönüştüreceğiz.
Kaç sene sonra galaksimiz ve kaç yılında tüm evren, insan olacaktı unuttum.Msn Confused

Ama hiçbirşey alıştığımız düzende devam etmez tasalanmayın. Az kaldı.

Alıntılar: NASA
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Mayıs 2010       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Popölasyona etki eden faktörler nelerdir? Proje ödevim yardımcı olurmusunuz. TeşekkürlerMsn Happy

Benzer Konular

26 Şubat 2011 / Misafir Sanat
18 Mart 2012 / Misafir Cevaplanmış
24 Haziran 2017 / ThinkerBeLL Biyoloji
5 Ekim 2013 / Misafir Soru-Cevap
22 Nisan 2011 / Misafir Soru-Cevap