Arama

Taş kömürü nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 22 Temmuz 2015 Gösterim: 18.882 Cevap: 4
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
17 Aralık 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
yhaaaa taş kömürü nedir?????
EN İYİ CEVABI musty1225 verdi

Kömür bitki kökenli bir maddedir. Bu nedenle ana elemanı karbondur. Bitkilerin, bitkilerin zamanla ve sıcaklık-basınç altında, değişim geçirmesi sonucunda oluşmuştur. Kömür, karbon, hidrojen, oksijen ve azottan oluşan, kükürt ve mineral maddeler içeren, fiziksel ve kimyasal olarak farklı yapıya sahip bir maddedir.
Sponsorlu Bağlantılar
Kömür, nebatların bataklık alanlarda birikmesi sonucu oluşan tabakaların değişime uğraması neticesi meydana gelmiştir. Bu tabakalar üzerine çeşitli çökeltilerin birikmesi ve arz'ın hareketleri sonucu derinliklere gömülmüştür. Gömülmüş olan bu nebatlar; artan ısı ve basınca maruz kaldıklarında bünyelerinde fiziksel ve kimyasal değişikliğe uğrayarak kömüre dönüşürler. Bu proses milyonlarca yıl içinde gerçekleşerek kömürler organik olgunluklarına göre Linyit, Altbitümlü, Kömür, Bitümlü kömür ve Antrasit tiplerine ayrılırlar.
seperator

musty1225 - avatarı
musty1225
Ziyaretçi
17 Aralık 2008       Mesaj #2
musty1225 - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.

Kömür bitki kökenli bir maddedir. Bu nedenle ana elemanı karbondur. Bitkilerin, bitkilerin zamanla ve sıcaklık-basınç altında, değişim geçirmesi sonucunda oluşmuştur. Kömür, karbon, hidrojen, oksijen ve azottan oluşan, kükürt ve mineral maddeler içeren, fiziksel ve kimyasal olarak farklı yapıya sahip bir maddedir.
Sponsorlu Bağlantılar
Kömür, nebatların bataklık alanlarda birikmesi sonucu oluşan tabakaların değişime uğraması neticesi meydana gelmiştir. Bu tabakalar üzerine çeşitli çökeltilerin birikmesi ve arz'ın hareketleri sonucu derinliklere gömülmüştür. Gömülmüş olan bu nebatlar; artan ısı ve basınca maruz kaldıklarında bünyelerinde fiziksel ve kimyasal değişikliğe uğrayarak kömüre dönüşürler. Bu proses milyonlarca yıl içinde gerçekleşerek kömürler organik olgunluklarına göre Linyit, Altbitümlü, Kömür, Bitümlü kömür ve Antrasit tiplerine ayrılırlar.
seperator

Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
17 Aralık 2008       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Kömür

Vikipedi, özgür ansiklopedi



Coal magnify clip
Kömür


Kömür, katmanlı tortul çökellerin arasında bulunan katı, koyu renkli ve karbon bakımında zengin kayaç. Kömür torkugillerden gelmiştir.
Dünya nın çoğu bölgesinde bulunan kömüre, Yer’in yüzeye yakın bölümlerinde ya da çeşitli derinliklerde rastlanır. Kömür çok miktarda organik kökenli maddenin kısmi ayrışması ve kimyasal dönüşüme uğraması sonucunda oluşan bir çok madde içerir.
Bu oluşum sürecine kömürleşme denir.


Tarihçe

İlk olarak M.Ö. Çinliler tarafından kullanıldığı bilinmektedir. Kömür işletmeciliğine ait dökümanlar 12. yüzyıla aittir. Kömürün yoğun olarak kullanımı ise 18. yüzyılın ikinci yarısına rastlar. Özellikle gelişen sanayi ve endüstri kömür kullanımını arttırmış kömürü önemli bir mineral haline getirmiştir. Kömür demir-çelik sanaiinin hammaddesi olarak kullanılmış ve buharlı motorlarda yakıt olarak kullanılmıştır. Bugün çıkarılan kömürün büyük bölümü ise elektrik üretimi ve çeşitli alanlarda kullanılmaktadır.

Oluşumu

Kömür bataklıklarda uygun nem ve sıcaklığın oluşması ortamın asit miktarının artması gerekli organik maddelerin ortamda bulunmasıyla bozunmuş çürüyen bitkilerin su altına inmesi bataklığın zamanla üstünün örtülmesi gibi olaylar sonucu oluşur.
  • Deltalar (en kalın kömür damarlarının oluştuğu ortamlardır),
  • Göller nehirler (Göl kıyıları, kalın kömür damarlarının meydana geldiği uygun bataklık ortamlardır),
  • Lagünler (Deniz etkisinin olduğu ince kömür damarcıklarını meydana getirirler),
  • Akarsu taşma ovaları (İnce kömür damarcıklarını oluştururlar).
Jeolojik tarihte iki büyük kömür oluşum çağı vardır. Bunlardan daha eski olanı Karbonifer (345-280 milyon yıl önce) ve Permiyen (280-225) dönemlerini kapsar. Kuzey Amerika'nın doğusu ile Avrupadaki taşkömürü yataklarının çoğu Karbonifer döneminde; Sibirya, Asya’nın doğusu ve Avustralya'daki kömür yatakları Permiyen döneminde oluşmuştur. İkinci büyük kömürleşme çağı ise Kretase (tebeşir) Döneminde başladı ve Tersiyer dönemi sırasında sona erdi. Dünyadaki linyitlerin ve yağsız kömürlerin çoğu bu dönemde oluşmuştur. Kömürlerin türediği bitkilerden geriye çok az iz kalmıştır. Kömür katmanlarının altında ve üstünde yer alan kayaçlarda eğreltiotları, kibritotları,atkuyrukları ve birçok bitki fosiline rastlanabilir. Kömürler yoğunluk, gözeneklilik, sertlilik ve parlaklık bakımından farklılık gösterebilir. Genellikle kömür türleri bazı inorganik maddeler, genelliklede killer, sülfürler ve klorürler içerir. Bunlarda az miktarda civa, titan ve manganez gibi bazı elementlerede içerir.
Milyonlarca yıl önce bataklıkların dibinde kalan bitkiler, üzerindeki katmanların etkisiyle ısınıp sıkışarak kömürleşmiştir.

Sınıflandırma

Kömürler çeşitli şekillerde sınıflandırılabilir. Üç tip kömür vardır: antrasit, taş kömürü ve linyit.
Antrasit en değerli kömür türüdür %95 i karbondan oluşur. En sert kömür türü olup yandığında diğerlerinden daha fazla ısı verir. Taş kömürünün %70’i, Linyitin %50` sinden daha az bir kısmı karbondur. Kömürler organik olgunluklarına göre linyit, alt bitümlü kömür, bitümlü kömür ve antrasit tiplerine ayrılırlar. Linyit ve kısmen alt bitümlü kömürler genellikle yumuşak, kolayca ufalanabilen ve mat görünüştedirler. Bu tip kömürlerin ana özelliği göreceli olarak çok yüksek nem içerirler ve karbon içerikleri düşüktür. Antrasit ve bitümlü kömürler ise genellikle daha sert, dayanıklı, siyah renkli ve camsı parlak görünüştedirler. Göreceli olarak nem içerikleri daha düşük olup, karbon oranları daha yüksektir. Jeolojik olarak kömürlerin yaşları 400 milyon yıl ile 15 milyon yıl arasında değişir. Genellikle yaşlı kömürler daha kalitelidir. Kömürler mikroskobik homojen bileşenlerine göre çeşitli kayaç tiplerine de ayrılır. Bu sınıflandırma kömürün türediği malzemeyi ve kömürleşme süreçlerini ele aldığından, aslında genetik bir sınıflandırmadır. Bu sistemde kömür dört temel tipe ayrılır: vitren, klaren, düren ve füzen.
Bir başka sınıflandırma sistemi de kömürün ticari değerine yer verir madde içeriğine ve içerdiği katışıklar dikkate alınır.
Kömür çok eskilerden beri enerji üretiminde, sentetik boyaların çözücülerin, ilaçların hazırlanmasında ara madde olarak kullanılan çeşitli hoş kokulu maddelerin elde edilmesinde kullanılmaktaydı. Ayrıca kömürün yakılmasıyla elde edilen gazlardan yakıt olarak yararlanılır.

Kömürün gazlaştırılması

Kömürün gazlaştırılması işlemi 18. yüzyılda ortaya çıkmış bir düşüncedir. Kömürü gazlaştırıp özellikle doğal gaz ve petrolün yerini alması düşüncesi vardı ve bu çalışmalar 20 yüzyılın ikinci yarısında hız verilip özellikle 1972-75 yılları arasında yaşanan petrol krizinde hız verilmiş yeni projeler üretilmeye başlanmıştır. Değişik enerji kaynakları bulma çabaları çerçevesinde kömürün ham petrole benzeyen bir sıvı yakıta dönüştürülmesi çabalarına başlanmıştır.Bu amaçla uygulanmaya çalışılan bir yöntemde Proliz ve hidrojenlemedir. Bu yöntem yüksek basınç altında bir katalizör yardımıyla hidrojen ile kömürün tepkimeye sokulmasıyla gerçekleşir. II. Dünya Savaşı sırasında Almanya'da kömürün hidrojenlenmesi yaygın olarak kullanılan bir teknikti,ama bu üretim yöntemi petrolden benzin elde etmekten çok daha pahalıya mal olduğundan giderek ticari önemini yitirdi.

Odunkömürü [değiştir]

Öte yandan ağacın havasız ortamda yavaş yavaş kısmen yakılmasıyla elde edilen ve siyah barut üretiminde ve metallerin sert yüzeylerinin kaplanmasında kullanılan odunkömürü denir. Hammaddesi daha çok çam odunundan sağlanır...

Kok kömürü

Taşkömürünün havasız ortamda,bütün uçucu bileşenlerinin giderildiği yüksek sıcaklıklara kadar ısıtılmasıyla elde edilen özellikle bazı önemli ya da önemsiz işlemlerinde kullanılan malzemeye ise kok kömürü denir.

Havagazı

Hava gazı ilk kez 18. yüzyılın sonlarında ayrımsal damıtma yoluyla İngiltere'de üretildi. Hava gazı elektriğin dünyada yaygınlaşmasından önce sokakların aydınlatımasında,merkezi ısıtmada ve konutların ısıtılmasında yaygın olarak kullanıldı.Yerini zamanla doğal gaz almış olmasına rağmen doğal gazın giderek pahalıaşması üzerine kömürden gaz elde etmek için değişik yöntemler aranmaya başlandı.Üzerinde çalışılan yöntemlerden biride 1870 te geliştirilmiş olan kömürün toz halinde üretildikten sonra yüksek sıcaklıklarda hava ve buharla karıştırımasıdır.

Dünyada kömür

Bilinen kömür yatakları incelendiğinde, Güney ve Kuzey yarımküreler arasında önemli bir farklılık olduğu görülmektedir. Güney yarım küre kömür bakımından oldukça yoksundur. Bunun nedeni Devosiyen dönem ve daha önceki dönemlerin alçak ovalarında kömür yataklarını oluşturacak ölçüde kalın bitki depolarının birikmesine elverişli bitkisel yaşamın olmayışıdır. Dünya sıralamasında, en büyük kömür üreticisi ilk beş ülke Çin, ABD, Hindistan, Avustralya ve Güney Afrika'dır. 1991 yılında hazırlanmış tabloya göre bazı ülkelerin kömür rezervleri:
Ülke Linyit Bitümlü Altbitümlü Toplam Almanya 56.150.000 23.919.000 - 80.069.000 Amerika 31.963.000 112.668.000 95.929.000 240.560.000 Çin 18.600.000 62.200.000 33.700.000 114.500.000 SSCB 100.000.000 104.000.000 37.000.000 241.000.000 Türkiye 7.339.000 146.000 - 7.485.000
Türkiyede kömür


Türkiyede kömürün tarihçesi

Türkiye de ilk taşkömürü madenciliği Uzun Mehmet’in 1829 yılında Ereğli’de kömürü bulmasıyla başlamıştır. İlk fiilî üretim ise 1848 yılında Hazine-i Hassa tarafından havzanın Galata sarraflarına kiralanmasıyla gerçekleşmiş ve bu idare altında çok ilkel bir çalışma ile 40–50 bin ton civarında kömür üretilmiştir. Kırım Harbi’nin başlaması ile idare İngilizlere geçmiş, 1864 yılında ise devrin Kaptan-ı Deryası’na devredilmiş ve bir maden nazırlığı kurulmuştur. Bu devrede havzada büyük gelişmeler olmuş, tren ve dekovil hatları döşenmiş havzanın sınırları tespit edilmiş, kok, briket, ateş tuğlası ve çimento fabrikaları gibi tüketici tesisler kurulmuş ve üretim muntazam artışlarla 1907 yılında 735.000 ton’a erişmiştir. 1. Dünya Savaşı sırasında faaliyet tekrar gerilemiş savaşın sonunda ise havza Fransızlar tarafından işgal edilmiştir. Bu idare altında istihsal 1920 yılında 570.000 ton’a erişmiştir. Türkiyede antrasit içeren kömür yatağına rastlanmamıştır. En çok rastlanan kömür çeşidi ise linyittir. Türkiye linyit bakımından oldukça zengin bir ülkedir ve toplam 8,4 milyon ton linyit rezervine sahiptir. Fakat bu rezervin %68’inin ısıl değeri az olduğundan, üretilen linyitler genellikle termik santrallerde kullanılır. Çeşitli derinliklerdeki taşkömürü yatakları ile Ereğli Zonguldak havzası Türkiye nin en önemli taşkömürü havzasıdır. Taşkömürü rezervi ise toplam 1.35 milyar ton dur. Ayrıca hernekadar kalori degeri düşük olsada Elektrik Enerjisi Alanında Türkiye'nin en büyük linyit rezervi Afşin-Elbistan bölgesinde bulunmaktadır.. Türkiye'deki başlıca linyit yatakları:
  • Afşin Elbistan AEL(Afşin Elbistan Linyitleri)
  • Karaisalı (Adana)
  • Merzifon ve Suluova
  • Mengen (Bolu)
  • Kükürtlü
  • Eynez ve Işıklar (Soma-Manisa)
  • Uluçayır (Divriği-Sivas)
  • Gülşehir (Nevşehir)
  • Zonguldak
Quo vadis?
musasow - avatarı
musasow
Ziyaretçi
19 Şubat 2014       Mesaj #4
musasow - avatarı
Ziyaretçi
Antrasit kadar eski olmamakla beraber 200-250 milyon yıllık bir geçmişe sâhib olduğu tahmin edilmektedir. Karbon yüzdesi 80-90’ı bulur. taş kömürü çok güçlü bir kömür olduğu için ufacık parçası sobayı patlatmaya yeter
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
22 Temmuz 2015       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
TAŞ KÖMÜRÜ a Jeolojik zamanlar boyunca bitkilerin dönüşüme uğraması sonunda oluşan ve yüksek bir ısıl güç kazanan taşıllaşmış, mineral katı yakıt. (Antrasit dışında madenkömürlerinin tümüne "taşkömürü" adı verilir.) [Eşanl. MADEN- KÖMÜRÜ.]

—ANSİKL. Taşkömürlerinin sınıflandırılması. Taşkömürleri, bileşimlerindeki uçucu madde oranları, topaklaşma özellikleri (kok oluşumu) ya da şişme indislerine bağlı olarak çeşitli gruplara ayrılır:
1. yağsız taşkömürleri. Bunlara antrasitli taşkömürleri de denir; bileşimlerinde °/o 14'e kadar uçucu madde bulunur ve to- paklaşmazlar. iriliklerine göre konutlarda ya da sanayide kullanılırlar;
2. az yağlı ya da yarı yağlı taşkömürleri. Uçucu madde oranları % 12-22 arasında değişir; az da olsa topaklaşma özelliği taşırlar;
3. kısa alevli yağlı taşkömürleri. Uçucu madde oranı % 18-27 arasındadır. Metalürjide kullanılan sert kok, bu kömürlerden elde edilir;
4. yağlı taşkömürleri. Bileşimlerindeki uçucu madde oranı % 24-40 arasında değişir Daha yumuşak bir kok veren bu tür kömürler damıtıldıklarında çok miktarda gaz açığa çıkarırlar.
5. alevli yağlı taşkömürleri. Bileşimlerinde % 30’un üzerinde uçucu madde bulunan bu kömürler, gevrek bir kok verir, ancak yarı yağlı taşkömürleriyle karıştırıldıklarında kaliteli bir kokun elde edilmesini sağlarlar;
6. kuru alevli taşkömürleri. Uçucu madde oranları % 34-45 arasında değişen bu kömürler, topaklaşma özelliği taşımazlar.
Yağlı taşkömürleri kok"a dönüştürüle- bildiklerinden en çok tutulan kömürlerdir. Yağsız taşkömürleri konutlarda yakıt olarak kullanılır Alevli taşkömürleri, damıtma işlemine en elverişli olan kömür türleridir. ( KARBON KİMYASI.)
Yağlı ve alevli yağlı taşkömürlerine Amerika’da "bitümlü" taşkömür (bituminous coal) denir.

Taşkömürünün çıkarılması -* YATAKLARI İŞLETME* YÖNTEMLERİ, MADEN* OCAKLARI.

Dünya üretimi. Ortaçağ'ın sonundan itibaren Nevvcastle bölgesinde çıkarılmaya başlanan taşkömürü, XIX. yy.'ın son yıllarından beri büyük ölçekte üretilmektedir. 1875'te 250 Mt olan üretim (bunun % 80'i Avrupa’da gerçekleştirilmiştir) 1913’te 1 215 Mt'a yükselmiş (637 Mt’u Avrupada [Rusya dahil], 5(17 Mt'u ABD'de), ancak daha sonra 1937’de yeniden 1 137 Mt’a düşmüştür (% 45'i Avrupa'da, % 31’i Kuzey Amerika kıtasında, % 17’si de eski SSCB’de). 1960’tan sonra 2 000 Mt'a yaklaşmış, belli bir duraklamadan sonra petrol fiyatlarındaki artışa bağlı olarak yeniden yükselmeye başlamıştır (1990'da 3 575 Mt).
Yeni yataklar işletmeye açılırken diğer yataklarda üretim ya iyice düşmüş ya da durma noktasına gelmiştir. Gerçekte, maliyet fiyatları da havzadan havzaya değişmektedir: örneğin Avrupa'da bir maden işçisi günde ortalama birkaç ton taşkömürü çıkarırken, bu rakam ABD’de birkaç on tona erişebilmektedir (Midvvest'te 50 t). Bu rakamlara ancak açık ocak işletmeciliğinde ulaşılmaktadır. Amerikan üretiminin % 50’si, Rusya’nın üretiminin % 30'u (özellikle Asya'da), Çin üretiminin de önemli bir bölümü bu yolla sağlanmaktadır. Maden ocakları işletmeciliğinin en pahalı olanı, galerilerin vadi yamaçlarına açık ocak şeklinde açılması ya da kömürün kuyulardan çıkarılmasıdır. Damarların orta kalınlıkta (1,5-1,8 m), altyatay (Apalaş platosu) ya da hafifçe eğimli (Ruhr, Yorkshire) olması ve aynı zamanda durağan bir yapıda çökelmiş olarak bulunması, maden işletmeciliği açısından en elverişli olanıdır (özellikle faylı yatakların işletilmesi büyük bir özeni gerektirir). Ocak açma yoluyla yapılan işletme yeraltındaki kömürün % 40-60'ının, açık ocak biçiminde yapılan işletme en az % 80’inin kazanılmasını sağlar. Havzaların hepsinden aynı kalitede taşkömürü elde edilemez (kok taşkömürü, buharlı makinelerde kullanılan taşkömürü, kimya sanayisinde kullanılan alevli taşkömürü).

Çin ve Hindistan gibi kimi ülkeler dışında, kömür çıkarımında ulaşılan genel bir makineleşme, verimi büyük oranda artırmıştır. Bu bakımdan sanayileşmiş' ülkele- 11294 rin çoğunda, nitelikli maden işçilerinden
sayıca her zaman daha fazla olan niteliksiz işçilerin sayısı iyice azalmıştır: 19İ4’te ABD'de 700 QQ0 olan işçi sayısı 19-75'te 200 OOO'e, Büyük Britanya'da 1 100 OOO'den 300 OOO'e düşmüştür.

Kuzey Amerika’da, % 4,2’si Kanada'da olmak üzere 897 Mt taşkömürü üretilmektedir. İkinci Dünya savaşı sırasında 635 Mt'a ulaşan ABD üretimi, 50’li yılların başında 375 Mt'a dek düşmüş (demir-çelik ve dışsatım talebinin azalması, demiryollarının dizelleşmesi), ancak 1965'ten itibaren yeniden yükselmeye başlamıştır (1990'da 859 Mt); o tarihten bu yana da belli bir artış gözlenmektedir (dış talebin artması, termik santrallara yönelme). ABD'de üretilen taşkömü- rün büyük bölümü, Apalaş platosundan çıkarılır: Pennsylvania ve Ohio sınırında 150 Mt (kok kömürü), Batı Virginia, Kentucky ve Tennesseej sınırlarında 250 Mt (özellikle alevli taşkömürü). Batıdaki dağınık ve küçük havzalardaki üretim ile Alabama kömür ocaklarının üretimi (Birmingham) giderek ikinci sıraya düşerken, Midvvest'ten sağlanan üretim günden güne daha büyük bir önem kazanmaktadır (özellikle buharlı makinelerde kullanılan taşkömürlerinin elde edildiği büyük ocaklar). Öte yandan Kanada'da Maritime Provinces'ta üretim iyice azalmış, Alberta'da yeni ocaklar açılmaya başlanmıştır.
Buna karşılık 1955 yılından bu yana diğer bazı ülkelerde önemli artışlar gözlenmektedir: Polonya (97 Mt'dan 145 Mt'a), Avustralya (20 Mt'dan daha azken 160 Mt'a), Güney Afrika Cumhuriyeti (32 Mt' ,dan 175 Mt'a) ve Hindistan'da (39 Mt'dan 225 Mt'a). Rusya'da üretilen 333 Mt taşkö- mürünün çoğu Urallar'dan ve Sibirya' dan, Ukrayna'da üretilen 185 Mt’un büyük kısmı Donbas'tan, Kazakistan’da ise Ka- raganda bölgesinden elde edilir. Polonya'da üretilen kömürün tamamı Silezya’ dan çıkarılır. Avustralya'da dörtte üçü Yeni Güney Galler'den, geri kalanı da Que- ensiand'dan sağlanır. Güney Afrika Cumhuriyeti'nde, toplam üretimin üçte ikisi Transvaal'dan çıkarılır. Çin kömürünün büyük bölümü, genellikle açık ocak işletmeciliğinin uygulandığı Kuzey-Doğu Çin ile Kuzey Çin bölgelerinden elde edilir. Hindistan'ın en büyük taşkömürü yatakları ise, Damodar vadisinde bulunmaktadır.
Çin'de üretimin çok artmış olmasına (dünya üretiminin yaklaşık üçte biri) karşın taşkömürü üretimi, Japonya ve Batı Avrupa'da neredeyse sona ermek üzeredir. 1955'te Belçika'da 27,5 Mt olan üretim hemen hemen sona ermiş, Fransa'da 60 Mt'dan 10,5 Mt'a, Almanya'da 135 Mt'dan 76,5 Mt’a, Büyük Britanya'da 225 Mt'dan 93 Mt'un altına düşmüştür. Hollanda ve İtalya'da ise tamamen durmuştur. Ispanya'da da üretim önemsizdir.
Yüzyılın başından itibaren, özellikle Büyük Britanya'nın buharlı makineler için Cardiff'ten yaptığı kömür dışsatımıyla beslenen uluslararası etkin bir ticarete (90 Mt) tanık olundu. Büyük Britanya daha sonra kömür dışsatımını durdurdu. İki dünya savaşı arasında bu işi Polonya üstlendi. 1945'ten sonra ABD, uluslararası pazarda ilk sıraya yerleşti, ancak 60'lı yılların başından itibaren belli bir gerileme gözlendi. Süreç içinde demir-çelik sanayisinin, özellikle japon demir-çelik sanayisinin gelişmesi ve buna ek olarak termik santrallarda fuel-oil yerine yaygın olarak kömürün kullanılmaya başlanması, kömür ticaretini yeniden canlandırdı. 1967'de 67 Mt, 1981'de 174 Mt kömür deniz yoluyla taşındı. Avrupa'da ve AET'de (20 Mt) kendi aralarında, ABD'de ise Ontario'ya yönelik bölgesel hareketler ortaya çıktı. Ancak kömür, deniz yoluyla çok daha uzun mesafelere taşındı. Böyle- ce ABD'den Japonya'ya (20 Mt), Hamp- ton Roads'tan (11 Mt), ayrıca Ukrayna’daki Azak denizi limanları ile Gdânsk ve Gdynia gibi Polonya limanlarından Avrupa’nın batısına kömür taşınmaya başlandı. Ancak ABD'de çıkarılan kömür çok pahalıya mal oluyor, ayrıca madeni en uygun fiyata taşıyan büyük cevher gemileri Hampton Roads limanına giremiyor, Panama kanalını da kullanamıyorlardı. Bu nedenle İngiliz Kolombiyası'nda Prince Rupert’den ve ayrıca Yeni Güney Galler limanlarından Japonya'ya (24 Mt; dünyanın en önemli kömür taşıma yolu); Güney Afrika Cumhuriyeti’nde Richard's Bay'dan Avrupa'ya yeni deniz yolları kuruldu. Çin'in özellikle Japonya’ya kömür satmak istediğini de belirtmek gerekir.
Kömür sanayisinin yeniden canlanması, uzmanlara göre kömür üretimini kuşkusuz şimdiye dek hiç ulaşılmamış bir düzeye çıkaracak bir gelişmenin habercisi sayılmakta, bu gelişme, ayrıca rezervlerin dağılımıyla tam bir uygunluk göstermektedir: % 11 ’i Kuzey Amerika'da; % 11,5'i Avrupa'nın doğu kesimi ve Rusya'da (Rusya'daki rezervlerin çoğunun, ulaşımı çok zor olan Lena nehri yöresinde bulunduğu bir gerçektir), % 57'si Çin'de, % 5,6'sı Hindistan'da, % 4'ü Avustralya'dadır.

Türkiye taşkömürü üretimi .
Taşkömürü kurumu genel müdürlüğü (Türkiye). [TTK], tüzelkişiliği olan, çalışmalarında'özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir iktisadi devlet teşekkülü. İlgili olduğu bakanlık, Enerji ve tabii kaynaklar bakanlığı'dır. Devletin genel sanayi ve enerji siyasetine uygun olarak taşkömürü rezervlerini en iyi biçimde değerlendirmek ve ülkenin taşkömürü gereksinimini karşılayarak yurt ekonomisine katkıda bulunmak amacıyla, 8 haziran 1984 tarihli ve 233 sayılı Kanun hükmünde kararnameyle kuruldu. Merkezi Zonguldak'tadır. Kuruluşun başlıca görevleri şunlardır: kuruluş amacını gerçekleştirebilmek için her türlü arama, etüt, plan, proje ve programlar yapmak; taşkömürü üretimini sağlamak için gerekli her türlü yeraltı ve yerüstü sosyal ve sanayi tesisleri kurmak ve işletmek; taşkömüründen kok, briket gibi başka tür kömürler ile tüm ikincil ürünleri yapmak.
11 haziran 1937 tarihli ve 3241 sayılı yasa'yla Ereğli şirketi’nden alınan liman (Zonguldak), demiryolu ve madenlerle Kozlu ve Kilimli demiryollarının işletilmesi ve Havzadaki deniz işlerinin tekel altına alınması ve 30 mayıs 1940 tarih ve 3867 sayılı Ereğli kömür havzasındaki ocakların devletçe işlettirilmesi hakkındaki yasalarla Etibank'a ve Ereğli kömürleri işletmesi'ne verilmiş ya da devredilmiş bulunan ve 6974 sayılı yasa’yla TKİ kurumu'na geçen taşkömürü madenleri sanayi tesisleri, liman ve demiryollarını ve Ereğli limanı ile Ereğli-Armutçuk demiryolunu işletmek; taşkömürünü ve taşkömüründen elde edilen türevlerinin dışalımını ve dışsatımını yapmak; konu ile ilgili her türlü taşıma, yükleme ve boşaltma işlerini yapmak vb Kurumun merkez kuruluşu, Yönetim kurulu ve Genel müdürlük'ten oluşur. Etüt, plan-proje ve tesisler dairesi; Aramalar dairesi; İşletmeler dairesi başkanlıkları olmak üzere üç ana hizmet birimi vardır. Kuruluşa bağlı müesseseler ise Kozlu, Üzülmez, Karadon, Armutçuk, Amasra taşkömürü işletme müesseseleridir.

Kaynak: Büyük Larousse

Benzer Konular

11 Mayıs 2015 / theprincess Soru-Cevap
21 Ekim 2012 / Misafir Soru-Cevap
28 Aralık 2013 / Misafir Soru-Cevap
3 Kasım 2009 / Ziyaretçi Soru-Cevap
24 Şubat 2012 / _Yağmur_ Coğrafya