Arama

Aşıklık nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 5 Aralık 2014 Gösterim: 20.280 Cevap: 9
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
20 Aralık 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Aşıklık nedir?
Aşıklık gelenekleri nelerdir?
EN İYİ CEVABI Misafir verdi
bu asıklık nedir? degilki yaaa
Sponsorlu Bağlantılar
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
20 Aralık 2008       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
AŞIKLIK GELENEĞİ
Hazırlayan: Tuğba Başpınar
Ankara Çağrıbey Anadolu Lisesi
10 TM-D

Sponsorlu Bağlantılar




ÂŞIK EDEBİYATI

Âşık, Türk Halk Edebiyatında XVI. yy ın başından itibaren görülen şair tipidir. Âşığın şairlik gücünü rüyasında pirin sunduğu “âşk badesini içmekle ve sevgilisinin hayalini görmekle kazandığına inanılır. Rüya da genellikle âşık adayının karşısına bir sevgili veya saz çıkmaktadır. Rüyaların süsü ak sakallı bir derviş ve bazen bir bazen üç dolu bardaktır. Bardağın rüyada tas halinde görülmesine de sık sık rastlanır. Ozanlara rüyada sunulan tasların içindeki mayilere aşk dolusu denir. Fars Edebiyatının etkisiyle bâde adını da almaktadır. Bunlar; erlik, pirlik ve âşk badesi diye adlandırılırlar.





Âşıklarımız genellikle bir usta âşığın yanında yetişirler. Ondan hem usta deyişlerini hem de sanatın icrasına ilişkin yol ve yöntemleri öğrenirler. Âşık meclislerinde, kahvelerde bu ustaların sanatlarını icra ediş biçimlerini yeterince kavradıktan sonra, ustalaşan ozanlarda kendilerine çırak alırlar ve gelenek bu şekilde devam eder.





Âşık, bilgi, duygu ve becerisini yaptığı atışmalarda gösterir. Atışmalardaki amaç; yarışmak ve kazanmaktır. Atışmalarda en az iki âşık karşı karşıya gelir. Mecliste bulunan saygın bir kişinin ya da usta bir ozanın ayak söylemesiyle atışma başlar. Ayağa uygun dörtlük söyleyemeyen âşığın yenilgisiyle atışma sona erer.





Âşık Edebiyatının başlıca unsurlarından birisini hikâye anlatma oluşturur. Saz şairleri içerisinde geleneğe bağlı olanların çoğu âşık meclislerinde hikâye anlatırlar. Bir kısım usta saz şairleri ise, bir yandan usta malı halk hikâyeleri anlatırken bir yandan da kendi düzdükleri hikâyeleri anlatırlar. Çıldırlı Âşık Şenlik, Ercişli Emrah, Sabit Müdami geleneğe bu yanıyla katkıda bulunmuş saz şairleridir.





Tunguzların Şaman, Moğol ve Baryatlar’ ın Bo veya Bugue, Yakutların Oyun, Oğuzların Ozan dedikleri bu geleneğin temsilcileri toplumun yaşam biçimlerini düşünce ve duygularını, olaylara bakış açılarını şiirleriyle dile getirmişlerdir.
Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Köroğlu, Dadaloğlu, Karacaoğlan, Erzurumlu Emrah, Ercişli Emrah, Dertli, Aşık Veysel bu geleneğin en önemli temsilcileri olmuştur.
Aşıklık geleneği Anadolu coğrafyasında bugün de canlı olarak yaşatılmaktadır.





AŞIKLIK GELENEKLERİ
Bir toplulukta eskiden olmalarından ötürü saygın tutulup,kuşaktan kuşağa iletilen kültürel kalıntılar,alışkanlıklar,bilgi,töre ve davranışlar olarak ifade edilen aşıklık geleneği diğer kültür değerlerinde olduğu gibi,belirli bir işlevi yerine getirmek,bir ihtiyacı karşılamak üzere geleneksel kültürün yarattığı kültür değeridir.Halk şiirinde aşıkların şiirlerini dörtlük düzenine göre söylemesi gelenektendir.Yine dörtlük düzeninde hece ölçüsünü ve bu ölçünün yedili,sekizli, onbirli olanlarını kullanmaları geleneğin belirgin örneklerindendir.





Aşıklık geleneklerini şu şekilde sıralamak mümkündür:

1)Mahlas Alma

2)Rüya Sonrası Aşık Olma. (Bade içme)

3)Usta - Çırak

4)Atışma - Karşılaşma

5)Leb - değmez (dudak değmez)

6)Askı (muamma)

7)Dedim - Dedi Tarzı Söyleyiş

8)Tarih Bildirme

9)Nazire Söyleme

10)Saz Çalma.






1)Mahlas Alma

Mahlas,şairlerin yazdıkları şiirlerde asıl adlarının yerine kullandıkları takma ada denir.Halk edebiyatında mahlas geleneğe bağlı uygulanan bir kuraldır. Aşıkların çoğunun asıl ismi unutulmuş,mahlasları isim olarak kullanılır olmuştur.Dadaloğlu'nun asıl adı Veli,Sümmani'nin Hüseyin,Gevheri'nin Mehmet vb.'dir.Aşık geleneğe uygun olarak kullanacağı mahlası şu yollarla alır:

a)Mahlasını Kendi Seçerek Alma:
-Adını,soyadını mahlas olarak kullanır.

-Yaşayışına ve sanatına uygun olarak kendi seçtiği herhangi bir ismi mahlas olarak kullanır.


b)Bir Usta Aşıktan İmam, Pir Ya Da Mürşitten Alma.
- Usta aşık çırağı sınava tabi tutar.

- Usta aşık çırağının durumuna göre bir mahlası uygun görür.

- Şeyh ve pirin manevi tesiriyle mahlas alır.


c) Rüyasında bade içerken alma.





2)Rüya Sonra Aşık Olma (Bade İçme)

Rüya motifi Türk Halk Edebiyatında sıkça karşımıza çıkan bir motiftir.Genellikle halk hikayelerinde yer alan bu motif bazı aşıkların hayat hikayeleri içinde de görülmektedir.Aşıklar aşıklığa başlamayı ya da yetişip usta aşık olmayı geleneksel bir unsur olarak gördükleri iki önemli yol,usta yanında yetişme ya da rüyada bade içerek badeli aşık olmaya bağlarlar.

Bade,şerbet,su gibi içilecek bir mai olabileceği gibi elma,nar,ekmek,üzüm gibi herhangi bir yiyecek de olabilir.Aşık edebiyatında bade içme rüya motifi bir gelenek icabıdır. İnanışa göre aşık olmak için ya usta yanında yetişmek ya da mutlaka "pir" elinden bade içmek gerekir.
Bade aşığa;
  • - Bir pir tarafından,

    - Üçler tarafından,

    - Beşler tarafından,

    - Yediler tarafından,

    - Kırklar tarafından verilir.





3)Usta - Çırak

Aşık edebiyatında yüzyıllar boyu yaşatılan geleneklerin en önemlilerinden biri de usta çırak geleneğidir.Aşıklar genellikle bir usta aşığın yanında onun çırağı olarak yetenekler ölçüsünde olgunlaşırlar.Gelenek gereği icracılık ve aşığın şairlikteki ustalığı için üstat da denilen bir aşığın yanında ders almaları gerekmektedir.Genç aşığın ustasının yanında çok büyük bir sabır göstermesi gerekmektedir. Sabrın sonunda çırak ustasının hayır duasını alarak tek başına halk önüne çıkma iznine kavuşur.





4)Aşık Karşılaşmaları:

Atışma,aşıkların dinleyenler karşısında,deyişme sırasında birbirini iğneleyici fakat mizah çerçevesi içinde söyleşmeleridir.Karşılama,aşıkların rakibine üstün gelmek için soru cevaplı tarzı seçmesi yada onu mat etmenin yollarını aramasıdır.Aşıkların doğaçlama, karşılıklı olarak belirli bir kural çerçevesinde söyleşmelerine "atışma" denir.Atışma, en az iki aşığın dinleyici huzurunda karşı karşıya gelerek birbirlerini sazda ve sözde belli kurallar çerçevesinde denenmeleri esasına dayanır.





5)Leb - Değmez
Aşıkların ustalıklarını sergilemek için bir nevi söz hüneri olarak başvurdukları bir biçimdir.İçinde (B,P,M,V,F) dudak ve diş-dudak sesleri bulunmadan söylenilen şiir demektir.Aşıkların dudakları arasına iğne koyarak yarıştıkları bir atışma biçimidir.





6)Askı (Muamma)

Muamma,halk şiirinde bir kimsenin ya da varlığın adını gizleyen şiir demektir.Aşık edebiyatında muammanın özel bir önemi vardır.Aşıklarca muamma düzenlemek ya da bir muammayı çözmek bilgi ve zeka ister."Murat Uraz" muammanın uygulanışını şu şekilde anlatmaktadır:

Kahvelerde muamma teşhir edildiği gecelerde;sigara ve nargile içilmez,kimse sesli konuşmaz,herkes intizam içinde oturur. Halk şairi tarafından hazırlanmış muamma büyük ve uzaktan okunabilecek bir yazı ile kağıda yazılır ve tahtaya yapıştırılır.Tahtaya bir milimetre kalınlığında bal mumu sürülür.

Aşıklar nöbetle kahveye gelenlere işine ve halk arasındaki derecesine göre ağırlamalar söylerler.Ağırlanan kişi de ağırlığına göre muammanın etrafındaki bal mumu sürülmüş tahtaya para yapıştırır.Muammayı kim çözerse paraları alır ve muammayı tertipleyen aşık da bir taksim çıkarırdı.Şayet bu muamma birkaç gece kahve duvarında asılı kalır,kimse tarafından da çözülmemiş olursa sahibi olan aşık bunun ne olduğunu söyler ve bütün paraları alırdı.






7)Dedim - Dedi Tarzı Söyleşi

Halk şiirinde yaygın olarak kullanılan bir biçim olup koşma ve semailerdeki aşık ve sevgilinin (dedim-dedi ifadesine bağlı) karşılıklı söyleşmeleridir.





  • 8)Tarih Bildirme
  • Aşık,kıtlık,yangın,sel felaketleri,salgın hastalık,önemli savaşlar vb. toplumu yakından ilgilendiren sosyal hayatla ilgili olaylarla kendi doğum tarihini şiirlerinde tarihi birer belge olmasını istemiş ve genellikle ilk yada son dörtlükte bazen de ara yerde tarih belirtmiştir.





9)Nazire Söyleme
Nazire,bir şairin şiirini diğer bir şair tarafından aynı uyak ve ölçüde benzer bir biçimde yazma demektir.

10)Saz Çalma
Saz,aşık için ilhamı kamçılayan bir alet olup aşıklık geleneğinin en önemli unsurlarından biridir.






Bazı Aşıklarımız ve Şiirlerinden Örnekler :

Köroğlu :
Kimisi pınar başında
Kimisi yolun dışında
Al giyen on beş yaşında
İlle mavili mavili
Kimisi dağlarda gezer
Kimisi incisin dizer
Al giyen bağrımı ezer
İlle mavili mavili
Kimisi odun devşirir
Kimisi kahvesin pişirir
Al giyen aklım şaşırır
İlle mavili mavili
Köroğlu’m der ki n’olacak
Taktir yerini bulacak
Mavilim kaldı alacak
İlle mavili mavili





Dostlar beni hatırlasın

Ben giderim adım kalır
Dostlar beni hatırlasın
Düğün olur bayram gelir
Dostlar beni hatırlasın

Can kafeste durmaz uçar
Dünya bir han, konan göçer
Ay dolanır yıllar geçer
Dostlar beni hatırlasın

Can bedenden ayrılacak
Tütmez baca, yanmaz ocak
Selam olsun kucak kucak
Dostlar beni hatırlasın...

AŞIK VEYSEL






Karacaoğlan :

Ala gözlü benli dilber
Sen d’olasın benim gibi
Zülfün sökük boynun bükük
Sen d’olasın benim gibi
Bahçende güller bitmesin
Dalında bülbül ötmesin
Kapından cerrah gitmesin
Sen d’olasın benim gibi
Gül yerine diken bitsin
Kuş yerine baykuş ötsün
Gözün yaşı sele gitsin
Sen d’olasın benim gibi
Karac’oğlan der mert gibi
Yanar yüreğim od gibi
Bir ok yemiş boz kurt gibi
Sen d’olasın benim gibi
Son düzenleyen ahmed; 20 Aralık 2009 12:59
Quo vadis?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Aralık 2009       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
bu asıklık nedir? degilki yaaa
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
8 Aralık 2009       Mesaj #4
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

bu asıklık nedir? degilki yaaa

Âşıklık geleneğinde sazlı, sazsız, doğaçlama, yazarak ya da birkaç özelliği birden taşıyıp geleneğe bağlı şiir söyleyenlere âşık, bu söyleme biçimine âşıklık-âşıklama, âşıkları yönlendiren kurallar bütününe âşıklık geleneği denir. Aşıklık geleneği yüz yıllardır süre gelen, canlılığından, dinamimzminden ödün vermeden hala ilk günkü canlılığını koruyan, ılık esintilerle içimizi okşayan manevi bir kültürdür.
Aşıklık içimizden gelen bir duygudur. Sadece içimizden gelen duyguları yazılı ifade alarak halka hitabederiz.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Aralık 2009       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bu aşıklık nedir değilllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll lllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll lllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll lllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll lllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllki,
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Aralık 2009       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
aşıklık nedir
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
20 Aralık 2009       Mesaj #7
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

bu aşıklık nedir değilllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll lllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll lllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll lllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll lllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllki,

Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

aşıklık nedir

Âşıklık geleneğinde sazlı, sazsız, doğaçlama, yazarak ya da birkaç özelliği birden taşıyıp geleneğe bağlı şiir söyleyenlere âşık, bu söyleme biçimine âşıklık-âşıklama, âşıkları yönlendiren kurallar bütününe âşıklık geleneği denir. Aşıklık geleneği yüz yıllardır süre gelen, canlılığından, dinamimzminden ödün vermeden hala ilk günkü canlılığını koruyan, ılık esintilerle içimizi okşayan manevi bir kültürdür.
Aşıklık içimizden gelen bir duygudur. Sadece içimizden gelen duyguları yazılı ifade alarak halka hitabederiz.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Ocak 2011       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bu aşıklık değil aşıklık geleneği
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Nisan 2011       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Âşık, Türk Halk Edebiyatında XVI. yy’ ın başından itibaren görülen şair tipidir. Âşığın şairlik gücünü rüyasında pirin sunduğu “âşk badesini” içmekle ve “sevgilisinin hayalini” görmekle kazandığına inanılır. Rüya da genellikle âşık adayının karşısına bir sevgili veya saz çıkmaktadır. Rüyaların süsü ak sakallı bir derviş ve bazen bir bazen üç dolu bardaktır. Bardağın rüyada tas halinde görülmesine de sık sık rastlanır. Ozanlara rüyada sunulan tasların içindeki mayilere aşk dolusu denir. Fars Edebiyatı’nın etkisiyle bâde adını da almaktadır. Bunlar; erlik, pirlik ve âşk badesi diye adlandırılırlar.





Âşıklarımız genellikle bir usta âşığın yanında yetişirler. Ondan hem usta deyişlerini hem de sanatın icrasına ilişkin yol ve yöntemleri öğrenirler. Âşık meclislerinde, kahvelerde bu ustaların sanatlarını icra ediş biçimlerini yeterince kavradıktan sonra, ustalaşan ozanlarda kendilerine çırak alırlar ve gelenek bu şekilde devam eder.





Âşık, bilgi, duygu ve becerisini yaptığı atışmalarda gösterir. Atışmalardaki amaç; yarışmak ve kazanmaktır. Atışmalarda en az iki âşık karşı karşıya gelir. Mecliste bulunan saygın bir kişinin ya da usta bir ozanın ayak söylemesiyle atışma başlar. Ayağa uygun dörtlük söyleyemeyen âşığın yenilgisiyle atışma sona erer.





Âşık Edebiyatının başlıca unsurlarından birisini hikâye anlatma oluşturur. Saz şairleri içerisinde geleneğe bağlı olanların çoğu âşık meclislerinde hikâye anlatırlar. Bir kısım usta saz şairleri ise, bir yandan usta malı halk hikâyeleri anlatırken bir yandan da kendi düzdükleri hikâyeleri anlatırlar. Çıldırlı Âşık Şenlik, Ercişli Emrah, Sabit Müdami geleneğe bu yanıyla katkıda bulunmuş saz şairleridir.





Tunguzların Şaman, Moğol ve Baryatlar’ ın Bo veya Bugue, Yakutların Oyun, Oğuzların Ozan dedikleri bu geleneğin temsilcileri toplumun yaşam biçimlerini düşünce ve duygularını, olaylara bakış açılarını şiirleriyle dile getirmişlerdir.
Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Köroğlu, Dadaloğlu, Karacaoğlan, Erzurumlu Emrah, Ercişli Emrah, Dertli, Aşık Veysel bu geleneğin en önemli temsilcileri olmuştur.
Aşıklık geleneği Anadolu coğrafyasında bugün de canlı olarak yaşatılmaktadır.






AŞIKLIK GELENEKLERİ

Bir toplulukta eskiden olmalarından ötürü saygın tutulup,kuşaktan kuşağa iletilen kültürel kalıntılar,alışkanlıklar,bilgi,töre ve davranışlar olarak ifade edilen aşıklık geleneği diğer kültür değerlerinde olduğu gibi,belirli bir işlevi yerine getirmek,bir ihtiyacı karşılamak üzere geleneksel kültürün yarattığı kültür değeridir.Halk şiirinde aşıkların şiirlerini dörtlük düzenine göre söylemesi gelenektendir.Yine dörtlük düzeninde hece ölçüsünü ve bu ölçünün yedili,sekizli, onbirli olanlarını kullanmaları geleneğin belirgin örneklerindendir.





Aşıklık geleneklerini şu şekilde sıralamak mümkündür:

1)Mahlas Alma

2)Rüya Sonrası Aşık Olma. (Bade içme)

3)Usta - Çırak

4)Atışma - Karşılaşma

5)Leb - değmez (dudak değmez)

6)Askı (muamma)

7)Dedim - Dedi Tarzı Söyleyiş

8)Tarih Bildirme

9)Nazire Söyleme

10)Saz Çalma.






1)Mahlas Alma

Mahlas,şairlerin yazdıkları şiirlerde asıl adlarının yerine kullandıkları takma ada denir.Halk edebiyatında mahlas geleneğe bağlı uygulanan bir kuraldır. Aşıkların çoğunun asıl ismi unutulmuş,mahlasları isim olarak kullanılır olmuştur.Dadaloğlu'nun asıl adı Veli,Sümmani'nin Hüseyin,Gevheri'nin Mehmet vb.'dir.Aşık geleneğe uygun olarak kullanacağı mahlası şu yollarla alır:

a)Mahlasını Kendi Seçerek Alma:
-Adını,soyadını mahlas olarak kullanır.

-Yaşayışına ve sanatına uygun olarak kendi seçtiği herhangi bir ismi mahlas olarak kullanır.

b)Bir Usta Aşıktan İmam, Pir Ya Da Mürşitten Alma.
- Usta aşık çırağı sınava tabi tutar.

- Usta aşık çırağının durumuna göre bir mahlası uygun görür.

- Şeyh ve pirin manevi tesiriyle mahlas alır.

c) Rüyasında bade içerken alma.





2)Rüya Sonra Aşık Olma (Bade İçme)

Rüya motifi Türk Halk Edebiyatında sıkça karşımıza çıkan bir motiftir.Genellikle halk hikayelerinde yer alan bu motif bazı aşıkların hayat hikayeleri içinde de görülmektedir.Aşıklar aşıklığa başlamayı ya da yetişip usta aşık olmayı geleneksel bir unsur olarak gördükleri iki önemli yol,usta yanında yetişme ya da rüyada bade içerek badeli aşık olmaya bağlarlar.

Bade,şerbet,su gibi içilecek bir mai olabileceği gibi elma,nar,ekmek,üzüm gibi herhangi bir yiyecek de olabilir.Aşık edebiyatında bade içme rüya motifi bir gelenek icabıdır. İnanışa göre aşık olmak için ya usta yanında yetişmek ya da mutlaka "pir" elinden bade içmek gerekir.
Bade aşığa;

- Bir pir tarafından,

- Üçler tarafından,

- Beşler tarafından,

- Yediler tarafından,

- Kırklar tarafından verilir.





3)Usta - Çırak

Aşık edebiyatında yüzyıllar boyu yaşatılan geleneklerin en önemlilerinden biri de usta çırak geleneğidir.Aşıklar genellikle bir usta aşığın yanında onun çırağı olarak yetenekler ölçüsünde olgunlaşırlar.Gelenek gereği icracılık ve aşığın şairlikteki ustalığı için üstat da denilen bir aşığın yanında ders almaları gerekmektedir.Genç aşığın ustasının yanında çok büyük bir sabır göstermesi gerekmektedir. Sabrın sonunda çırak ustasının hayır duasını alarak tek başına halk önüne çıkma iznine kavuşur.





4)Aşık Karşılaşmaları:

Atışma,aşıkların dinleyenler karşısında,deyişme sırasında birbirini iğneleyici fakat mizah çerçevesi içinde söyleşmeleridir.Karşılama,aşıkların rakibine üstün gelmek için soru cevaplı tarzı seçmesi yada onu mat etmenin yollarını aramasıdır.Aşıkların doğaçlama, karşılıklı olarak belirli bir kural çerçevesinde söyleşmelerine "atışma" denir.Atışma, en az iki aşığın dinleyici huzurunda karşı karşıya gelerek birbirlerini sazda ve sözde belli kurallar çerçevesinde denenmeleri esasına dayanır.





5)Leb - Değmez
Aşıkların ustalıklarını sergilemek için bir nevi söz hüneri olarak başvurdukları bir biçimdir.İçinde (B,P,M,V,F) dudak ve diş-dudak sesleri bulunmadan söylenilen şiir demektir.Aşıkların dudakları arasına iğne koyarak yarıştıkları bir atışma biçimidir.





6)Askı (Muamma)

Muamma,halk şiirinde bir kimsenin ya da varlığın adını gizleyen şiir demektir.Aşık edebiyatında muammanın özel bir önemi vardır.Aşıklarca muamma düzenlemek ya da bir muammayı çözmek bilgi ve zeka ister."Murat Uraz" muammanın uygulanışını şu şekilde anlatmaktadır:

Kahvelerde muamma teşhir edildiği gecelerde;sigara ve nargile içilmez,kimse sesli konuşmaz,herkes intizam içinde oturur. Halk şairi tarafından hazırlanmış muamma büyük ve uzaktan okunabilecek bir yazı ile kağıda yazılır ve tahtaya yapıştırılır.Tahtaya bir milimetre kalınlığında bal mumu sürülür.

Aşıklar nöbetle kahveye gelenlere işine ve halk arasındaki derecesine göre ağırlamalar söylerler.Ağırlanan kişi de ağırlığına göre muammanın etrafındaki bal mumu sürülmüş tahtaya para yapıştırır.Muammayı kim çözerse paraları alır ve muammayı tertipleyen aşık da bir taksim çıkarırdı.Şayet bu muamma birkaç gece kahve duvarında asılı kalır,kimse tarafından da çözülmemiş olursa sahibi olan aşık bunun ne olduğunu söyler ve bütün paraları alırdı.





7)Dedim - Dedi Tarzı Söyleşi

Halk şiirinde yaygın olarak kullanılan bir biçim olup koşma ve semailerdeki aşık ve sevgilinin (dedim-dedi ifadesine bağlı) karşılıklı söyleşmeleridir.






8)Tarih Bildirme
Aşık,kıtlık,yangın,sel felaketleri,salgın hastalık,önemli savaşlar vb. toplumu yakından ilgilendiren sosyal hayatla ilgili olaylarla kendi doğum tarihini şiirlerinde tarihi birer belge olmasını istemiş ve genellikle ilk yada son dörtlükte bazen de ara yerde tarih belirtmiştir.





9)Nazire Söyleme
Nazire,bir şairin şiirini diğer bir şair tarafından aynı uyak ve ölçüde benzer bir biçimde yazma demektir.

10)Saz Çalma
Saz,aşık için ilhamı kamçılayan bir alet olup aşıklık geleneğinin en önemli unsurlarından biridir.






Bazı Aşıklarımız ve Şiirlerinden Örnekler :

Köroğlu :
Kimisi pınar başında
Kimisi yolun dışında
Al giyen on beş yaşında
İlle mavili mavili
Kimisi dağlarda gezer
Kimisi incisin dizer
Al giyen bağrımı ezer
İlle mavili mavili
Kimisi odun devşirir
Kimisi kahvesin pişirir
Al giyen aklım şaşırır
İlle mavili mavili
Köroğlu’m der ki n’olacak
Taktir yerini bulacak
Mavilim kaldı alacak
İlle mavili mavili





Dostlar beni hatırlasın

Ben giderim adım kalır
Dostlar beni hatırlasın
Düğün olur bayram gelir
Dostlar beni hatırlasın

Can kafeste durmaz uçar
Dünya bir han, konan göçer
Ay dolanır yıllar geçer
Dostlar beni hatırlasın

Can bedenden ayrılacak
Tütmez baca, yanmaz ocak
Selam olsun kucak kucak
Dostlar beni hatırlasın...
AŞIK VEYSEL






Karacaoğlan :

Ala gözlü benli dilber
Sen d’olasın benim gibi
Zülfün sökük boynun bükük
Sen d’olasın benim gibi
Bahçende güller bitmesin
Dalında bülbül ötmesin
Kapından cerrah gitmesin
Sen d’olasın benim gibi
Gül yerine diken bitsin
Kuş yerine baykuş ötsün
Gözün yaşı sele gitsin
Sen d’olasın benim gibi
Karac’oğlan der mert gibi
Yanar yüreğim od gibi
Bir ok yemiş boz kurt gibi
Sen d’olasın benim gibi

Son Düzenleyen ahmed; 20-12-2009 @ 11:59.


--------------------------------------------------------------------------------


08-12-2009 #3 (mesaj-linki)
Misafir bu asıklık nedir? degilki yaaa

--------------------------------------------------------------------------------


08-12-2009 #4 (mesaj-linki)
_KleopatrA_
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı
bu asıklık nedir? degilki yaaa

Âşıklık geleneğinde sazlı, sazsız, doğaçlama, yazarak ya da birkaç özelliği birden taşıyıp geleneğe bağlı şiir söyleyenlere âşık, bu söyleme biçimine âşıklık-âşıklama, âşıkları yönlendiren kurallar bütününe âşıklık geleneği denir. Aşıklık geleneği yüz yıllardır süre gelen, canlılığından, dinamimzminden ödün vermeden hala ilk günkü canlılığını koruyan, ılık esintilerle içimizi okşayan manevi bir kültürdür.
Aşıklık içimizden gelen bir duygudur. Sadece içimizden gelen duyguları yazılı ifade alarak halka hitabederiz.

--------------------------------------------------------------------------------


13-12-2009 #5 (mesaj-linki)
Misafir bu aşıklık nedir değilllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll lllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll lllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll lllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll lllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllki,

--------------------------------------------------------------------------------


20-12-2009 #6 (mesaj-linki)
Misafir aşıklık nedir

--------------------------------------------------------------------------------


20-12-2009 #7 (mesaj-linki)
_KleopatrA_
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı
bu aşıklık nedir değilllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll lllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll lllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll lllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll lllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllki,


Misafir adlı kullanıcıdan alıntı
aşıklık nedir

Âşıklık geleneğinde sazlı, sazsız, doğaçlama, yazarak ya da birkaç özelliği birden taşıyıp geleneğe bağlı şiir söyleyenlere âşık, bu söyleme biçimine âşıklık-âşıklama, âşıkları yönlendiren kurallar bütününe âşıklık geleneği denir. Aşıklık geleneği yüz yıllardır süre gelen, canlılığından, dinamimzminden ödün vermeden hala ilk günkü canlılığını koruyan, ılık esintilerle içimizi okşayan manevi bir kültürdür.
Aşıklık içimizden gelen bir duygudur. Sadece içimizden gelen duyguları yazılı ifade alarak halka hitabederiz.

--------------------------------------------------------------------------------


10-01-2011 #8 (mesaj-linki)
Misafir bu aşıklık değil aşıklık geleneği

--------------------------------------------------------------------------------
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Aralık 2014       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Aşk size ne ifade ediyor?