Arama

İç Anadolu'nun Kurtuluş Savaşı'ndaki yeri ve önemi nedir? - Sayfa 3

En İyi Cevap Var Güncelleme: 11 Ocak 2012 Gösterim: 22.941 Cevap: 25
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Şubat 2010       Mesaj #21
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
acil 5dakikaya kadar iç anadolu bölgesinin kurtuluş savaşındaki yerini çok kısa bi şekilde yazar mısınızzzz???UNUTMAYIN KISA OLSUN.ACİLLLL......
Sponsorlu Bağlantılar
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
9 Şubat 2010       Mesaj #22
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

acil 5dakikaya kadar iç anadolu bölgesinin kurtuluş savaşındaki yerini çok kısa bi şekilde yazar mısınızzzz???UNUTMAYIN KISA OLSUN.ACİLLLL......

İç Anadolu Ulusal Kurtuluş Savaşı nda da oldukça önemli bir misyon yüklenmiştir. Kurtuluş Savaşında tayin edici bir rolü olan Sivas Kongresi, Ankara da ilk Büyük Millet Meclisi nin toplanması, bu bölgede gerçekleşen tarihsel öneme sahip olaylardır. İç Anadolu da bir kaç il dışındaki şehirlerde açık işgal yaşanmamasına rağmen, bölgede canlı bir direniş ruhu hakim olmuş, Ankara, Kayseri, Çorum, Niğde, Konya gibi iller Kurtuluş Savaşının önemli lojistik merkezlerinden olmuşlardır. Cumhuriyetle birlikte İç Anadolu siyasi merkez haline de gelir. Başta Ankara olmak üzere bölgede belli bir gelişme görülür, ama yine de taşra lığı, yoksulluğu pek değişmez.
Resmi verilere göre gelir dağılımı bozukluğu açısından Kürdistan dan sonra ikinci sıradadır. Ankara ve Kayseri gibi şehirlerde gecekondular yoksulluk içindedir, ya da bu şehirlerin yanıbaşındaki kasaba ve köylerde onyıllar öncesinin tablosu pek değişmemiştir. Geçim sıkıntısı kırsal kesimde yaşayan halk için çekilmez boyutlardadır. Bölge düzeyinde kırsaldan kent merkezlerine ve bölge dışına yoğun bir şekilde göç yaşanmaktadır. Bölge içinde en fazla göç Ankara yadır. Ankara bunun da bir sonucu olarak gecekondu mahalleleriyle çevrilmiştir.
Sponsorlu Bağlantılar
İşsizlik bölge düzeyinde çok fazla olup, resmi devlet verilerinde bu oran % 28 dir. Sanayileşme cılız, tarım kaderine terkedilmiş olunca, işsizliğin bu oranla olması da doğaldır.
Halk değerlerinin, halk kültürünün en canlı yaşadığı bölgelerimizin başında gelir İç Anadolu. Anadolulu olmanın çeşitli özelliklerinin en belirgin olduğu bölgedir diyebiliriz. Sanki biraz ortalarda, muhkem yerde olmak, dış etkilere karşı daha korunaklı hale getirmiştir İç Anadolu yu. Burjuva kültür, buralara ulaşmakta epey zorlanmış, halk değerleri çeşitli yörelerde oldukça canlı kalmıştır. İç Anadolu da bölgecilik değil, daha çok hemşehricilik vardır. Örneğin bir Karadenizli lik olgusu gibi İç Anadolu luk yoktur. İç Anadolu insanı için daha çok Sıvaslı, Konyalı, Çorumlu olmak ön plandadır. Ama Anadolu insanıyız kavramı en çok bu bölgede kullanılır. Onu kendi kimliklerinin tanımı olarak görürler.
OLİGARŞİNİN İÇ ANADOLU SU
Devletin başkenti bu bölgededir. Oligarşinin beynidir Ankara. Devlet kurumlarının merkezi, devleti yönetenler buradadır. Bu yüzden kente ve çevresine pek çok askeri birlik yerleştirilmiştir. Bu yüzden her türlü gerici, faşist örgütlenmenin İç Anadolu genelinde güçlendirilmesine hep özel bir önem verilmiştir. Kontrgerilla nın sivil savunma gibi çeşitli adlar altındaki teritoryal örgütlenmelerinin en yaygın olduğu bölgelerden biri de İç Anadolu dur.
Halkın devletle, mevcut ekonomik düzenle çelişkilerinin derin oluşu ve yaşanılan yoksulluk, onu sürekli olarak düzen dışı arayışlara itmiştir. Bölgede bu durum düzen partileri tarafından da kullanılmakta, özellikle FP yalan ve demagojileriyle var olan bu çelişkiyi oy kaynağı olarak değerlendirebilmektedir. Gerici, faşist örgütlenmeler özellikle Konya, Kayseri gibi şehirlerde yaygınlaştırılmıştır. Sivil faşistler dahi halkın yaşadığı yoksulluk ve çelişkiler nedeniyle kendilerini demagojik olarak yer yer kapitalizme veya devlete karşıymış gibi göstermektedir.
İç Anadolu, oligarşinin halkları birbirlerine düşürmeye yönelik provokasyonlarının en yoğun uygulandığı bölgelerimizin başında gelir. Bunlar, İç Anadolu tarihinin kara lekeleridir adeta. Elbette bu kara leke halkın değil, oligarşik devletin eseridir. İç Anadolu bölgesinde Türkmenler, Aleviler oldukça çok ve yaygındırlar. Tarih onların isyanlarıyla doludur. Devlete muhaliftirler. Devlet halkın bu siyasal özelliğinden hareketle mezhep çatışmalarını yaratmış, körüklemiş ve halkı bölerek, ezip sindirerek yönetmek istemiştir. Oligarşi, geçmişten bu yana bölgede sünni halkı kendisine yedekleme politikası izlemiş, düzenin geleceğini de bundan görmüştür. Bu nedenle hemen her şehirde bu politikayı hayata geçirmek için zemin yaratmaktadır. 80 öncesi Divriği de, Sivas ta yaşananlar, 93 te Sivas ta gerçekleştirilen katliam bu politikanın sonuçlarıdır.
İÇ ANADOLU BOZKIRLARINDA, DAĞLARINDA, ŞEHİRLERİNDE PARTİ-CEPHE NİN YOK EDİLEMEYEN, BÜYÜYEN SAVAŞI VARDIR
Oligarşinin tüm bu önlemlerine rağmen, İç Anadolu, başta da Ankara, devrimci hareketin doğuşunda, gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. 65 ler sonrası Mahirler, Ulaşlar, Cevahir ler, Denizler, Ankara da öğrencidirler. Ankara Fakülteleri pek çok devrimci gelişmeye ev sahipliği yapan bir okuldur... THKP-C nin bu kentte şekillendiğini söylemek yanlış olmayacaktır.
Ankara dan, Kayseri ye, Eskişehir e uzanır Parti-Cephe. Parti-Cephe nin o dönemki önderleri katledilir. Ama Cephe bitmez. Anadolu unutmaz Mahirler i. 72 sonrasında da Cephelilerin önderliğindeki mücadele, ülkenin her yanında olduğu gibi İç Anadolu da da yankısını bulur. Mahirlerin, THKP-C nin mirasını omuzlayıp savaşı sürdüren Devrimci Sol, devletin başkentinde de önemli darbeler vurur oligarşiye.
Devrimci Sol Ankara da beyninden vurur faşizmi. Ankara, Gün Sazak, Hulusi Sayın, İsmail Selen gibi faşist şeflerin, kontrgerillanın kurmaylarının cezalandırılışına tanıklık eder. Anadolu nun isyanı, Anadolu nun kurtuluş savaşı sürmekte, zulmedenler cezalandırılmaktadır. Hiç kuşku yok ki, Ankara zulmedenlerin en çok olduğu bir karşı-devrimci karargahtır. Bu nedenle, bu tür eylemlerin Ankara da olmasından daha doğal bir şey yoktur.
THKP-C Ankara da doğmuştur. Cepheliler, yıllarca, 72 de örgütsel yapısı dağıtılan partiyi yeniden örgütlemek hedefiyle mücadele ettiler. Partileşme düşünü gerçekleştirdiklerinde, DHKP-C nin kuruluşunu yine Ankara da ilan ettiler. Eski bir Adalet Bakanı nın, Mehmet Topaç ın cezalandırılması, DHKP-C nin de kuruluşunun ilanı olur. Parti-Cephe tarihinde Ankara yine önemli bir ana tanıklık etmiştir.
Tabii yalnız Ankara değildir bu savaşın tanığı. Dağları vardır İç Anadolu nun. Dağlarında Parti-Cephe nin gerillaları, şahanları vardır. Konya dan Eskişehir e Anadolu nun bozkırlarında da Parti-Cephelilerin önderlik ettiği mücadeleler vardır.
Kısacası, İç Anadolu, Anadolu nun halk kurtuluş savaşında, doğal ve kaçınılmaz olarak kilit bölgelerden biridir. Ankara MGK sıyla, Meclisiyle, hükümetiyle, Cumhurbaşkanıyla halklarımızı açlığa ve sefalete boğan, zulmeden, kan döken, oligarşinin savaş karargahıdır. Burası halka karşı alınan her türlü kararın merkezidir. Emperyalizm ve oligarşi faşist devletin beynini korumak için herşeyi yapacaklar, ama sonuçta halkın karşısında direnemeyeceklerdir.
İç Anadolu ve Ankara, savaşın zaferinin ilan edileceği yer olacaktır belki. Susurluk Devleti nin Meclisi yerle bir edildiğinde, Ankara kalesinde bağımsız, demokratik Türkiye nin bayrağı dalgalanmaya başladığında, halk kurtuluş savaşımız da zaferini ilan etmiş olacaktır
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Şubat 2010       Mesaj #23
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bende istiyorum hemen gönderirdseniz sevinirimmmm..
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
14 Şubat 2010       Mesaj #24
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

bende istiyorum hemen gönderirdseniz sevinirimmmm..

İç Anadolu Ulusal Kurtuluş Savaşı nda da oldukça önemli bir misyon yüklenmiştir. Kurtuluş Savaşında tayin edici bir rolü olan Sivas Kongresi, Ankara da ilk Büyük Millet Meclisi nin toplanması, bu bölgede gerçekleşen tarihsel öneme sahip olaylardır. İç Anadolu da bir kaç il dışındaki şehirlerde açık işgal yaşanmamasına rağmen, bölgede canlı bir direniş ruhu hakim olmuş, Ankara, Kayseri, Çorum, Niğde, Konya gibi iller Kurtuluş Savaşının önemli lojistik merkezlerinden olmuşlardır. Cumhuriyetle birlikte İç Anadolu siyasi merkez haline de gelir. Başta Ankara olmak üzere bölgede belli bir gelişme görülür, ama yine de taşra lığı, yoksulluğu pek değişmez.
Resmi verilere göre gelir dağılımı bozukluğu açısından Kürdistan dan sonra ikinci sıradadır. Ankara ve Kayseri gibi şehirlerde gecekondular yoksulluk içindedir, ya da bu şehirlerin yanıbaşındaki kasaba ve köylerde onyıllar öncesinin tablosu pek değişmemiştir. Geçim sıkıntısı kırsal kesimde yaşayan halk için çekilmez boyutlardadır. Bölge düzeyinde kırsaldan kent merkezlerine ve bölge dışına yoğun bir şekilde göç yaşanmaktadır. Bölge içinde en fazla göç Ankara yadır. Ankara bunun da bir sonucu olarak gecekondu mahalleleriyle çevrilmiştir.
İşsizlik bölge düzeyinde çok fazla olup, resmi devlet verilerinde bu oran % 28 dir. Sanayileşme cılız, tarım kaderine terkedilmiş olunca, işsizliğin bu oranla olması da doğaldır.
Halk değerlerinin, halk kültürünün en canlı yaşadığı bölgelerimizin başında gelir İç Anadolu. Anadolulu olmanın çeşitli özelliklerinin en belirgin olduğu bölgedir diyebiliriz. Sanki biraz ortalarda, muhkem yerde olmak, dış etkilere karşı daha korunaklı hale getirmiştir İç Anadolu yu. Burjuva kültür, buralara ulaşmakta epey zorlanmış, halk değerleri çeşitli yörelerde oldukça canlı kalmıştır. İç Anadolu da bölgecilik değil, daha çok hemşehricilik vardır. Örneğin bir Karadenizli lik olgusu gibi İç Anadolu luk yoktur. İç Anadolu insanı için daha çok Sıvaslı, Konyalı, Çorumlu olmak ön plandadır. Ama Anadolu insanıyız kavramı en çok bu bölgede kullanılır. Onu kendi kimliklerinin tanımı olarak görürler.
OLİGARŞİNİN İÇ ANADOLU SU
Devletin başkenti bu bölgededir. Oligarşinin beynidir Ankara. Devlet kurumlarının merkezi, devleti yönetenler buradadır. Bu yüzden kente ve çevresine pek çok askeri birlik yerleştirilmiştir. Bu yüzden her türlü gerici, faşist örgütlenmenin İç Anadolu genelinde güçlendirilmesine hep özel bir önem verilmiştir. Kontrgerilla nın sivil savunma gibi çeşitli adlar altındaki teritoryal örgütlenmelerinin en yaygın olduğu bölgelerden biri de İç Anadolu dur.
Halkın devletle, mevcut ekonomik düzenle çelişkilerinin derin oluşu ve yaşanılan yoksulluk, onu sürekli olarak düzen dışı arayışlara itmiştir. Bölgede bu durum düzen partileri tarafından da kullanılmakta, özellikle FP yalan ve demagojileriyle var olan bu çelişkiyi oy kaynağı olarak değerlendirebilmektedir. Gerici, faşist örgütlenmeler özellikle Konya, Kayseri gibi şehirlerde yaygınlaştırılmıştır. Sivil faşistler dahi halkın yaşadığı yoksulluk ve çelişkiler nedeniyle kendilerini demagojik olarak yer yer kapitalizme veya devlete karşıymış gibi göstermektedir.
İç Anadolu, oligarşinin halkları birbirlerine düşürmeye yönelik provokasyonlarının en yoğun uygulandığı bölgelerimizin başında gelir. Bunlar, İç Anadolu tarihinin kara lekeleridir adeta. Elbette bu kara leke halkın değil, oligarşik devletin eseridir. İç Anadolu bölgesinde Türkmenler, Aleviler oldukça çok ve yaygındırlar. Tarih onların isyanlarıyla doludur. Devlete muhaliftirler. Devlet halkın bu siyasal özelliğinden hareketle mezhep çatışmalarını yaratmış, körüklemiş ve halkı bölerek, ezip sindirerek yönetmek istemiştir. Oligarşi, geçmişten bu yana bölgede sünni halkı kendisine yedekleme politikası izlemiş, düzenin geleceğini de bundan görmüştür. Bu nedenle hemen her şehirde bu politikayı hayata geçirmek için zemin yaratmaktadır. 80 öncesi Divriği de, Sivas ta yaşananlar, 93 te Sivas ta gerçekleştirilen katliam bu politikanın sonuçlarıdır.
İÇ ANADOLU BOZKIRLARINDA, DAĞLARINDA, ŞEHİRLERİNDE PARTİ-CEPHE NİN YOK EDİLEMEYEN, BÜYÜYEN SAVAŞI VARDIR
Oligarşinin tüm bu önlemlerine rağmen, İç Anadolu, başta da Ankara, devrimci hareketin doğuşunda, gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. 65 ler sonrası Mahirler, Ulaşlar, Cevahir ler, Denizler, Ankara da öğrencidirler. Ankara Fakülteleri pek çok devrimci gelişmeye ev sahipliği yapan bir okuldur... THKP-C nin bu kentte şekillendiğini söylemek yanlış olmayacaktır.
Ankara dan, Kayseri ye, Eskişehir e uzanır Parti-Cephe. Parti-Cephe nin o dönemki önderleri katledilir. Ama Cephe bitmez. Anadolu unutmaz Mahirler i. 72 sonrasında da Cephelilerin önderliğindeki mücadele, ülkenin her yanında olduğu gibi İç Anadolu da da yankısını bulur. Mahirlerin, THKP-C nin mirasını omuzlayıp savaşı sürdüren Devrimci Sol, devletin başkentinde de önemli darbeler vurur oligarşiye.
Devrimci Sol Ankara da beyninden vurur faşizmi. Ankara, Gün Sazak, Hulusi Sayın, İsmail Selen gibi faşist şeflerin, kontrgerillanın kurmaylarının cezalandırılışına tanıklık eder. Anadolu nun isyanı, Anadolu nun kurtuluş savaşı sürmekte, zulmedenler cezalandırılmaktadır. Hiç kuşku yok ki, Ankara zulmedenlerin en çok olduğu bir karşı-devrimci karargahtır. Bu nedenle, bu tür eylemlerin Ankara da olmasından daha doğal bir şey yoktur.
THKP-C Ankara da doğmuştur. Cepheliler, yıllarca, 72 de örgütsel yapısı dağıtılan partiyi yeniden örgütlemek hedefiyle mücadele ettiler. Partileşme düşünü gerçekleştirdiklerinde, DHKP-C nin kuruluşunu yine Ankara da ilan ettiler. Eski bir Adalet Bakanı nın, Mehmet Topaç ın cezalandırılması, DHKP-C nin de kuruluşunun ilanı olur. Parti-Cephe tarihinde Ankara yine önemli bir ana tanıklık etmiştir.
Tabii yalnız Ankara değildir bu savaşın tanığı. Dağları vardır İç Anadolu nun. Dağlarında Parti-Cephe nin gerillaları, şahanları vardır. Konya dan Eskişehir e Anadolu nun bozkırlarında da Parti-Cephelilerin önderlik ettiği mücadeleler vardır.
Kısacası, İç Anadolu, Anadolu nun halk kurtuluş savaşında, doğal ve kaçınılmaz olarak kilit bölgelerden biridir. Ankara MGK sıyla, Meclisiyle, hükümetiyle, Cumhurbaşkanıyla halklarımızı açlığa ve sefalete boğan, zulmeden, kan döken, oligarşinin savaş karargahıdır. Burası halka karşı alınan her türlü kararın merkezidir. Emperyalizm ve oligarşi faşist devletin beynini korumak için herşeyi yapacaklar, ama sonuçta halkın karşısında direnemeyeceklerdir.
İç Anadolu ve Ankara, savaşın zaferinin ilan edileceği yer olacaktır belki. Susurluk Devleti nin Meclisi yerle bir edildiğinde, Ankara kalesinde bağımsız, demokratik Türkiye nin bayrağı dalgalanmaya başladığında, halk kurtuluş savaşımız da zaferini ilan etmiş olacaktır
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Şubat 2010       Mesaj #25
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
iç anadolunun kurtuluş günleri
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Ocak 2012       Mesaj #26
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ankaranın yeri ve önemi?

Benzer Konular

4 Ocak 2014 / türkçeci Soru-Cevap
28 Şubat 2013 / kelebek_kiss Soru-Cevap
2 Mayıs 2013 / Ziyaretçi Soru-Cevap
28 Nisan 2011 / Misafir Soru-Cevap
10 Aralık 2012 / Misafir Cevaplanmış