Arama

Diller arasındaki benzerliklerin dil ailelerinin oluşumundaki önemi nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 12 Ekim 2011 Gösterim: 39.506 Cevap: 7
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
25 Aralık 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Diller arasındaki benzerliklerin dil ailelerinin oluşumundaki önemi
EN İYİ CEVABI fadedliver verdi
Diller
İnsanlık tarihinin büyük bir bölümü boyunca, dillerin dağılımı kesintili ve bölük pörçük olmuş, insan grupları dağıldıkça, diller de birbirinden uzaklaşmış ve çoğalmıştır. Günümüzdeki dil haritasının temelleri, avcılık ve meyve toplama etkinliğini okuma yazma bilinmeyen uzun döneminde atılmış, ama sonraki bin yıllarda gerçekleşen köklü değişiklikler ve büyük göçler sonucunda, yeniden biçimlenmiş ve belirlenmiştir. Yazı sistemlerinin, daha sonrada baskı makinesi ve radyonun bulunmasıyla, insan dili daha önce içinde bulunduğu zaman ve mekan sınırlamalarından kurtulmuştur. Günümüzdeyse, zaten var olan karmaşık iletişim ağlarına uydu ve internet iletişimlerinind eklenmesiyle insan ırkı, ilk kökenlerinden bu yana ilk kez tek bir topluluk halini almaktadır.
Sponsorlu Baglantilar
Diller Arasındaki İlişki

Günümüzde en çok kullanılan yöntemlerden biri dilleri altı büyük dil ailesi (ya da büyük benzerlik alanları) halinde ele almaktır. Söz konusu ailelerin her biri bir coğrafi bölgeye yayılır ve sözcük dağarcığı bakımından benzerlikler göstermelerinin yanısıra, bazıları dilbilgisi kuralları bakımından da benzeyen bir “dil öbeği” oluştururlar. Aradaki ilişki, İspanyolca ve İtalyanca’da olduğu gibi bazen çok yakın ve açıktır, bazen de uzak bir ikişkidir ve ancak sistemli bir karşılaştırmayla saptanabilir. Bu altı alanın dışında kalan dillere “ilintisiz diller” adı verilir; ama bunalrın bazıları kendi içlerinde daha dar dil aileleri oluştururlar (sözgelimi dravid dili ve ural dili). Bazı uzmanlar da ilintisiz dilleri aslında söz konusu altı dil alanı içinde yer aldıklarını (sözgelimi Japonca ve Korece’nin Altay dilleri ailesinden oluğunu söylenebilir) ileri sürmektedir ama aradaki bağ tam anlamıyla saptanmış değildir.
Dil ailesi teriminin geleneksel olarak kullanılmasına karşın, dillerin bu aileler içinde insan ailesindeki bireyler gibi tek başlarına birer varlıkları olduğunu sanmamak gerekir. İngilizce’nin ne olduğu apaçık birşey gibi görünmektedir ama iki kişinin bildiği İngilizce bile özdeş değildir, hiç bir zaman da olmamıştır. Ayrıca herhangi bir başka dilin İngilizceen ya da İngilizce’nin bir başka dilden bir öge almasını engelleyen bir mekanizma yoktur, İngilizce ve Fransızca yaklaşık bin yıl birbirleriyle rekabet etmişlerdir ama bu süre içinde ikiside öylesine değişikliğe uğramış ve birbirlerinden o kadar çok şey almışlardır ki, tarihleri birbirlerinden ayrılamaz hale gelmiştir. Ayrıca hiç kimse, bu dillerden birinin tarihsel oalrak şu ya da bu yazılı metinle bağdaştığını söyleyemez; çünkü konuşulan dil kesintisiz bir uzanışla çağdaş İngilizceden anglosaksoncaya ve fransızcadan halk Latincesi’ne ulaşmakla kalmamakla, onları da aşarak öteki Hint-Avrupa dillerinin ilkbiçimleriyle ortak bir noktaya varmaktadır. Büyük dil aileleri arasında da bağlar olduğu ve art arda gelen kuşakların gerçekleştirdiği değişiklikler sonucunda bu karşılıklı ilişkinin günümüzde ortadan kalkmış olduğu düşünülebilir. Gerçekten, bütün insan dillerinin en uzak geçmişteki ortak bir kökenden kaynaklandıklarını söyleyebilir. Ama bu, soyut bir düşünce olmaktan öteye gidemez.
Bir dil ile öteki arasındaki sınırları belirlemek, Avrupa’daki ulus devletlerde görüldüğü gibi bir dil standartlaşması yoksa, daha güç bir sorun oluşturur. Sözgelimi ancak birkaç dilin ancak standartlaşmış olduğu Afrika’da birbirleriyle ilişkili dillerin lehçeleri kesin olmayan sınrıları olmayan bir süreklilik gösterir: Bu yüzden de, kaç tane Afrika dili olduğu sorusu kesin oalrak yanıtlanamaz. Nitekim bu dillerin sayısının 1.000 -2.000’in üstünde olduğu ileri sürülmektedir. Aynı biçimde, eskiden Batı Avrupa’da bir roman ve germen lehçeleri zinciri varken iletişim ve haberleşmenin gelişmesi “standart lehçeler” aracılığıyla yapılaan resmi eğitim, Avrupa’daki ulus devletlerin dilsel bütünlük sağlamalarını sağlamıştır. Radyo ve televizyon çağındaysa, Avrupa’daki herhangi bir büyük dili oluşturan lehçeler, birbirinden her zamankinden daha fazla yaklaşmıştır.
Bazı diller, milyonlarca insan tarafından konuşulur; bazılarıysa yalnızca çok küçük toplulukalrın dilidir. Sonunculara örnek olarak Kalahari çölünde yaşayan San halkının dili ya da Avustralya’daki yerli halkların dilleri gösterilebilir. Ama bu dillerde, daha yaygın diller kadar karmaşık bir yapıdadırlar; dilbilgisi sistemleri de çok karmaşık ve ayrıntılıdır.

Dünya yüzeyinde yaklaşık 6000 tane farklı dilin konuşulduğu bilim adamlarınca söyleniyor. Daha önceki zamanlarda elbette daha az dil konuşulmaktaydı. Bundan 2000 yıl önce İngilizceden, Fransızcadan bahsetmek mümkün değildi. Diller nesilden nesile değişmeden aktarılmaz. Her zaman ufak değişimler olmaktadır. Böylece diller evrim geçirirler. Bazen de insan toplumlarının hareketlerine göre yalıtık kalan, veya farklı dil konuşmak zorunda kalan toplumların dillerinin evrimi daha da hızlanır. Kısa süre içinde farklı bir dil oluşur.

Dünya üzerindeki diller yapı bakımından üçe ayrılırlar.

  • Bükünlü diller: Kelimeler cümle içinde değişik görevlere göre farklılığa uğrar. Arapça, Almanca, Latince dilleri örnek olarak gösterilebilir.
  • Eklemeli diller: Sözcükler değişikliğe uğramazlar, fakat aldıkları ön veya son eklerle farklı görevlere kulanılırlar. Türkçe, Macarca gibi diller eklemeli diller grubundadır.
  • Tek heceli diller: Sözcükler tek hecelidir, ek almazlar. Vugulama ve tonlar önemlidir. Çince tek heceli bir dildir.
Diller, sözcüklerin kökeni; gramer gibi özellikleri bakımından incelendiğinde ortak bir dilden türemiş olduğu kabul edilenler aynı dil ailesi içinde dahil edilmiştir. Genel olarak kabul edilen dil aileleri şunlardır:
  • Hint Avrupa dil ailesi
  • Hami-Sami dil ailesi
  • Ural-Altay dil ailesi
  • Çin-Tibet dil ailesi
  • Bantu dil ailesi
  • Kafkas dil ailesi
Hint Avrupa dil ailesi

Hint Avrupa dil ailesi iki büyük gruba ayrılır. Asya kolu ve Avrupa kolu... Bunlardan ayrı olarak Ermenice, Yunanca ve Arnavutça da bu dil ailesindendir. Eski Anadolu dilleri (Hititçe vb.) de Hint-Avrupa dillerindendir.

Avrupa kolunda başlıca 4 grup vardır:

  • İtalik grubu: İspanyolca, Portekizce, İtalyanca, Fransızca, Rumence...
  • Germen grubu: İngilizce, Almanca, İsveççe, Danca, Felemenkçe...
  • Slav grubu: Rusça, Bulgarca, Sırpça, Boşnakça, Lehçe...
  • Kelt grubu: İrlanda dili, Gal dili...

Asya kolu Hint grubu ve İran grubu olmak üzere ikiye ayrılır.
Hint kolunda Hindistan'da konuşulan bir çok dil vardır. Sansktirtçe de bu öbekte yer alır. İran kolunda Farsça, Kürtçe, Osetçe, Gorani gibi diller vardır. İrani dillerden Farsça, Kürtçe ve Zazaca'nın bazı sözcüklerini karşılaştıralım:

Türkçe Zazaca Kürtçe Farsça
göz çım çav çeşm
kaş buri bıru ebru
kol bazi bask bazu
isim name nav nam
yapmak kerdene kırın kerden

Hint Avrupa ailesinde bulunan dillerin aynı kökten gelmiş olmaları neredeyse kesin gibidir. Çeşitli karşılaştırmalar bunu net bir şekilde ortaya koymaktadır. İlk Hint Avrupa dilinin Kafkasya bölgesinde konuşulduğu sanılmaktadır. Doğu ve Batı öbeği olarak yaklaşık 5500 yıl önce ayrışmaya başladığı söylenmekle beraber başka görüşler de vardır.
Hint Avrupa dillerinden bazılarının sayılara verilen isimleri karşılaştıracak olursak hepsinin ortak yanını görebiliriz.

türkçe: bir iki üç dört beş altı
italyanca: uno due tre quattro cinque sei
ispanyolca: uno dos tres cuatro cinco seis
franszıca: un deux trois quatre cinq six
ingilizce: one two three four five six
almanca: eins zwei drei vier fünf sechs
yunanca: ena tio tria tesera pende eksi
sanskritçe: eka dva tri catur panca sas
kürtçe: yek du se çar penç şeş
farsça: yek du seh cahar panc şaş

Ural Altay dil ailesi

Ural grubunda Macarca, Fince ve Samoyetçe vardır.
Altay grubunda ise Türki diller ve Moğaolca ile beraber kesin olmamakla birlikte Japonca ve Korece de vardır. Bu dil ailesinin ortak kökenden gelme olasılığı Hint Avrupa dil ailesine göre daha düşüktür.
Altay dillerinin karşılaştırmalı sözcük çalışmalarından pek fazla sonuç alınamamaktadır. Aynı anlama gelen sözcüklerin fonetik benzerlikleri pek yoktur. Fakat bu diller gramer olarak benzeşmektedir.

Türkçenin lehçesi kabul edilen fakat esasında ayrı bir dil olan Çuvaşça ve YakutçaTürkçe'ye en yakın dildir. Moğolca ve Türkçe arasındaki ilişki bu diller sayesinde anlaşılır.

Türki diller şu şekilde sıralanır:
Oğuz grubu: Türkiye Tükçesi, Azerice, Türkmence...
Uygur grubu: Uygurca, Özbekçe...
Kıpçak grubu: Tatarca, Kazakça, Kırgızca, Kırım-Tatarcası...

Farklı lehçelerden örnekler:
türkçe: Atın yürüyüşleri için hangi sözler var?
azerice: Atın yerişi üçün hansı sözler bar?
türkmence: Atın yörüşleri turında nindi süzler bar?
kazakça: Atın' cürisin sıypattaydın kanday sözler bar?
kırgızca: Attım cürüşü cönündö kanday atayın terimder bar?
özbekçe: Atnın' yürişleri üçün kanday sözler bar?
uygurca: Atnın' mengiş ve yörigişleri toğısında kandak atamlarılar bar?

Türkiye türkçesine en yakın lehçe Azeri kehçesidir. Diğer lehçeler bazen hiç anlaşılmaz. Hatta farklı bir dil zannedilebilir. Fakat bütün gramer kuralları neredeyse aynı olduğundan ve sözcüklerin çoğu ortak kökenli olduğundan farklı bir lehçe çok kısa sürede öğrenilebilir.

Hami Sami Dil Ailesi

Bu dil ailesinin üç öbeği vardır:
  • Sami dilleri (semitik diller): Arapça, İbranice, Aramca...
  • Mısır dilleri: Eski Mısır dili, Kıpti dili...
  • Berberi dilleri
Bu diller de diğer diller gibi çeşitli şekilde evrimleşerek bugünkü durumuna gelmiştir. Bilinmeyen bir geçmişte (tahminen 5000-7000 yıl önce) bu diller, (en azından semitik diller) tek bir dil halindeydi. Arapça ve İbranice yoktu.

Arapça ve İranice'nin bazı kelimeleri karşılaştırılırsa fonetik benzerlik kolaylıkla görülebilir:
Türkçe Arapça İbranice
oğul ibn bin
alem 'alem 'olem
göz 'ayn 'ayin
barış selam şalom
ben ene eni
yıl sene şene
üç selase şloşe
dört erba'a erba'a
beş xamse xamişe

Kafkas Dil Ailesi

Güney Kafkas grubu: Gürcüce, Lazca, Megrelce...
Kuzeybatı grubu: Abhazca, Adige dili, Kabardey dili...
Kuzeydoğu grubu: Çeçence, İnguşça

Bir karşılaştırma:

türkçe lazca megrelce gürcüce
bir ar arti enti
iki jur jiri ori
üç sum sum sami
dört ot'xo ot'xo ot'xo
beş xut' xut' xut'

Dillerin çeşitliliği ve yakınlığı-akrabalığı konusuna bilimsel yaklaşmak gerekir. Resmi ideolojiler veya çeşitli dogmalar bilimsellik kaygısı tanımadan kendilerince bir şeyler uydururlar fakat bunların bilimsel bir değeri yoktur. Dillerin akrabalığında alınacak kıstaslar gramer, sentaks gibi genel yapılar ile temel sözcüklerin fonetik-morfolojik olarak benzeşmesi gibi kıstaslardır. Karşılaştırılacak sözcükler en az değişme ihtimali olan ve başka dillerden gelme olasılığı zayıf olan sözcüklerden seçilmelidir.
Alıntı
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
25 Aralık 2008       Mesaj #2
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Diller
İnsanlık tarihinin büyük bir bölümü boyunca, dillerin dağılımı kesintili ve bölük pörçük olmuş, insan grupları dağıldıkça, diller de birbirinden uzaklaşmış ve çoğalmıştır. Günümüzdeki dil haritasının temelleri, avcılık ve meyve toplama etkinliğini okuma yazma bilinmeyen uzun döneminde atılmış, ama sonraki bin yıllarda gerçekleşen köklü değişiklikler ve büyük göçler sonucunda, yeniden biçimlenmiş ve belirlenmiştir. Yazı sistemlerinin, daha sonrada baskı makinesi ve radyonun bulunmasıyla, insan dili daha önce içinde bulunduğu zaman ve mekan sınırlamalarından kurtulmuştur. Günümüzdeyse, zaten var olan karmaşık iletişim ağlarına uydu ve internet iletişimlerinind eklenmesiyle insan ırkı, ilk kökenlerinden bu yana ilk kez tek bir topluluk halini almaktadır.
Sponsorlu Bağlantılar
Diller Arasındaki İlişki

Günümüzde en çok kullanılan yöntemlerden biri dilleri altı büyük dil ailesi (ya da büyük benzerlik alanları) halinde ele almaktır. Söz konusu ailelerin her biri bir coğrafi bölgeye yayılır ve sözcük dağarcığı bakımından benzerlikler göstermelerinin yanısıra, bazıları dilbilgisi kuralları bakımından da benzeyen bir “dil öbeği” oluştururlar. Aradaki ilişki, İspanyolca ve İtalyanca’da olduğu gibi bazen çok yakın ve açıktır, bazen de uzak bir ikişkidir ve ancak sistemli bir karşılaştırmayla saptanabilir. Bu altı alanın dışında kalan dillere “ilintisiz diller” adı verilir; ama bunalrın bazıları kendi içlerinde daha dar dil aileleri oluştururlar (sözgelimi dravid dili ve ural dili). Bazı uzmanlar da ilintisiz dilleri aslında söz konusu altı dil alanı içinde yer aldıklarını (sözgelimi Japonca ve Korece’nin Altay dilleri ailesinden oluğunu söylenebilir) ileri sürmektedir ama aradaki bağ tam anlamıyla saptanmış değildir.
Dil ailesi teriminin geleneksel olarak kullanılmasına karşın, dillerin bu aileler içinde insan ailesindeki bireyler gibi tek başlarına birer varlıkları olduğunu sanmamak gerekir. İngilizce’nin ne olduğu apaçık birşey gibi görünmektedir ama iki kişinin bildiği İngilizce bile özdeş değildir, hiç bir zaman da olmamıştır. Ayrıca herhangi bir başka dilin İngilizceen ya da İngilizce’nin bir başka dilden bir öge almasını engelleyen bir mekanizma yoktur, İngilizce ve Fransızca yaklaşık bin yıl birbirleriyle rekabet etmişlerdir ama bu süre içinde ikiside öylesine değişikliğe uğramış ve birbirlerinden o kadar çok şey almışlardır ki, tarihleri birbirlerinden ayrılamaz hale gelmiştir. Ayrıca hiç kimse, bu dillerden birinin tarihsel oalrak şu ya da bu yazılı metinle bağdaştığını söyleyemez; çünkü konuşulan dil kesintisiz bir uzanışla çağdaş İngilizceden anglosaksoncaya ve fransızcadan halk Latincesi’ne ulaşmakla kalmamakla, onları da aşarak öteki Hint-Avrupa dillerinin ilkbiçimleriyle ortak bir noktaya varmaktadır. Büyük dil aileleri arasında da bağlar olduğu ve art arda gelen kuşakların gerçekleştirdiği değişiklikler sonucunda bu karşılıklı ilişkinin günümüzde ortadan kalkmış olduğu düşünülebilir. Gerçekten, bütün insan dillerinin en uzak geçmişteki ortak bir kökenden kaynaklandıklarını söyleyebilir. Ama bu, soyut bir düşünce olmaktan öteye gidemez.
Bir dil ile öteki arasındaki sınırları belirlemek, Avrupa’daki ulus devletlerde görüldüğü gibi bir dil standartlaşması yoksa, daha güç bir sorun oluşturur. Sözgelimi ancak birkaç dilin ancak standartlaşmış olduğu Afrika’da birbirleriyle ilişkili dillerin lehçeleri kesin olmayan sınrıları olmayan bir süreklilik gösterir: Bu yüzden de, kaç tane Afrika dili olduğu sorusu kesin oalrak yanıtlanamaz. Nitekim bu dillerin sayısının 1.000 -2.000’in üstünde olduğu ileri sürülmektedir. Aynı biçimde, eskiden Batı Avrupa’da bir roman ve germen lehçeleri zinciri varken iletişim ve haberleşmenin gelişmesi “standart lehçeler” aracılığıyla yapılaan resmi eğitim, Avrupa’daki ulus devletlerin dilsel bütünlük sağlamalarını sağlamıştır. Radyo ve televizyon çağındaysa, Avrupa’daki herhangi bir büyük dili oluşturan lehçeler, birbirinden her zamankinden daha fazla yaklaşmıştır.
Bazı diller, milyonlarca insan tarafından konuşulur; bazılarıysa yalnızca çok küçük toplulukalrın dilidir. Sonunculara örnek olarak Kalahari çölünde yaşayan San halkının dili ya da Avustralya’daki yerli halkların dilleri gösterilebilir. Ama bu dillerde, daha yaygın diller kadar karmaşık bir yapıdadırlar; dilbilgisi sistemleri de çok karmaşık ve ayrıntılıdır.

Dünya yüzeyinde yaklaşık 6000 tane farklı dilin konuşulduğu bilim adamlarınca söyleniyor. Daha önceki zamanlarda elbette daha az dil konuşulmaktaydı. Bundan 2000 yıl önce İngilizceden, Fransızcadan bahsetmek mümkün değildi. Diller nesilden nesile değişmeden aktarılmaz. Her zaman ufak değişimler olmaktadır. Böylece diller evrim geçirirler. Bazen de insan toplumlarının hareketlerine göre yalıtık kalan, veya farklı dil konuşmak zorunda kalan toplumların dillerinin evrimi daha da hızlanır. Kısa süre içinde farklı bir dil oluşur.

Dünya üzerindeki diller yapı bakımından üçe ayrılırlar.

  • Bükünlü diller: Kelimeler cümle içinde değişik görevlere göre farklılığa uğrar. Arapça, Almanca, Latince dilleri örnek olarak gösterilebilir.
  • Eklemeli diller: Sözcükler değişikliğe uğramazlar, fakat aldıkları ön veya son eklerle farklı görevlere kulanılırlar. Türkçe, Macarca gibi diller eklemeli diller grubundadır.
  • Tek heceli diller: Sözcükler tek hecelidir, ek almazlar. Vugulama ve tonlar önemlidir. Çince tek heceli bir dildir.
Diller, sözcüklerin kökeni; gramer gibi özellikleri bakımından incelendiğinde ortak bir dilden türemiş olduğu kabul edilenler aynı dil ailesi içinde dahil edilmiştir. Genel olarak kabul edilen dil aileleri şunlardır:
  • Hint Avrupa dil ailesi
  • Hami-Sami dil ailesi
  • Ural-Altay dil ailesi
  • Çin-Tibet dil ailesi
  • Bantu dil ailesi
  • Kafkas dil ailesi
Hint Avrupa dil ailesi

Hint Avrupa dil ailesi iki büyük gruba ayrılır. Asya kolu ve Avrupa kolu... Bunlardan ayrı olarak Ermenice, Yunanca ve Arnavutça da bu dil ailesindendir. Eski Anadolu dilleri (Hititçe vb.) de Hint-Avrupa dillerindendir.

Avrupa kolunda başlıca 4 grup vardır:

  • İtalik grubu: İspanyolca, Portekizce, İtalyanca, Fransızca, Rumence...
  • Germen grubu: İngilizce, Almanca, İsveççe, Danca, Felemenkçe...
  • Slav grubu: Rusça, Bulgarca, Sırpça, Boşnakça, Lehçe...
  • Kelt grubu: İrlanda dili, Gal dili...

Asya kolu Hint grubu ve İran grubu olmak üzere ikiye ayrılır.
Hint kolunda Hindistan'da konuşulan bir çok dil vardır. Sansktirtçe de bu öbekte yer alır. İran kolunda Farsça, Kürtçe, Osetçe, Gorani gibi diller vardır. İrani dillerden Farsça, Kürtçe ve Zazaca'nın bazı sözcüklerini karşılaştıralım:

Türkçe Zazaca Kürtçe Farsça
göz çım çav çeşm
kaş buri bıru ebru
kol bazi bask bazu
isim name nav nam
yapmak kerdene kırın kerden

Hint Avrupa ailesinde bulunan dillerin aynı kökten gelmiş olmaları neredeyse kesin gibidir. Çeşitli karşılaştırmalar bunu net bir şekilde ortaya koymaktadır. İlk Hint Avrupa dilinin Kafkasya bölgesinde konuşulduğu sanılmaktadır. Doğu ve Batı öbeği olarak yaklaşık 5500 yıl önce ayrışmaya başladığı söylenmekle beraber başka görüşler de vardır.
Hint Avrupa dillerinden bazılarının sayılara verilen isimleri karşılaştıracak olursak hepsinin ortak yanını görebiliriz.

türkçe: bir iki üç dört beş altı
italyanca: uno due tre quattro cinque sei
ispanyolca: uno dos tres cuatro cinco seis
franszıca: un deux trois quatre cinq six
ingilizce: one two three four five six
almanca: eins zwei drei vier fünf sechs
yunanca: ena tio tria tesera pende eksi
sanskritçe: eka dva tri catur panca sas
kürtçe: yek du se çar penç şeş
farsça: yek du seh cahar panc şaş

Ural Altay dil ailesi

Ural grubunda Macarca, Fince ve Samoyetçe vardır.
Altay grubunda ise Türki diller ve Moğaolca ile beraber kesin olmamakla birlikte Japonca ve Korece de vardır. Bu dil ailesinin ortak kökenden gelme olasılığı Hint Avrupa dil ailesine göre daha düşüktür.
Altay dillerinin karşılaştırmalı sözcük çalışmalarından pek fazla sonuç alınamamaktadır. Aynı anlama gelen sözcüklerin fonetik benzerlikleri pek yoktur. Fakat bu diller gramer olarak benzeşmektedir.

Türkçenin lehçesi kabul edilen fakat esasında ayrı bir dil olan Çuvaşça ve YakutçaTürkçe'ye en yakın dildir. Moğolca ve Türkçe arasındaki ilişki bu diller sayesinde anlaşılır.

Türki diller şu şekilde sıralanır:
Oğuz grubu: Türkiye Tükçesi, Azerice, Türkmence...
Uygur grubu: Uygurca, Özbekçe...
Kıpçak grubu: Tatarca, Kazakça, Kırgızca, Kırım-Tatarcası...

Farklı lehçelerden örnekler:
türkçe: Atın yürüyüşleri için hangi sözler var?
azerice: Atın yerişi üçün hansı sözler bar?
türkmence: Atın yörüşleri turında nindi süzler bar?
kazakça: Atın' cürisin sıypattaydın kanday sözler bar?
kırgızca: Attım cürüşü cönündö kanday atayın terimder bar?
özbekçe: Atnın' yürişleri üçün kanday sözler bar?
uygurca: Atnın' mengiş ve yörigişleri toğısında kandak atamlarılar bar?

Türkiye türkçesine en yakın lehçe Azeri kehçesidir. Diğer lehçeler bazen hiç anlaşılmaz. Hatta farklı bir dil zannedilebilir. Fakat bütün gramer kuralları neredeyse aynı olduğundan ve sözcüklerin çoğu ortak kökenli olduğundan farklı bir lehçe çok kısa sürede öğrenilebilir.

Hami Sami Dil Ailesi

Bu dil ailesinin üç öbeği vardır:
  • Sami dilleri (semitik diller): Arapça, İbranice, Aramca...
  • Mısır dilleri: Eski Mısır dili, Kıpti dili...
  • Berberi dilleri
Bu diller de diğer diller gibi çeşitli şekilde evrimleşerek bugünkü durumuna gelmiştir. Bilinmeyen bir geçmişte (tahminen 5000-7000 yıl önce) bu diller, (en azından semitik diller) tek bir dil halindeydi. Arapça ve İbranice yoktu.

Arapça ve İranice'nin bazı kelimeleri karşılaştırılırsa fonetik benzerlik kolaylıkla görülebilir:
Türkçe Arapça İbranice
oğul ibn bin
alem 'alem 'olem
göz 'ayn 'ayin
barış selam şalom
ben ene eni
yıl sene şene
üç selase şloşe
dört erba'a erba'a
beş xamse xamişe

Kafkas Dil Ailesi

Güney Kafkas grubu: Gürcüce, Lazca, Megrelce...
Kuzeybatı grubu: Abhazca, Adige dili, Kabardey dili...
Kuzeydoğu grubu: Çeçence, İnguşça

Bir karşılaştırma:

türkçe lazca megrelce gürcüce
bir ar arti enti
iki jur jiri ori
üç sum sum sami
dört ot'xo ot'xo ot'xo
beş xut' xut' xut'

Dillerin çeşitliliği ve yakınlığı-akrabalığı konusuna bilimsel yaklaşmak gerekir. Resmi ideolojiler veya çeşitli dogmalar bilimsellik kaygısı tanımadan kendilerince bir şeyler uydururlar fakat bunların bilimsel bir değeri yoktur. Dillerin akrabalığında alınacak kıstaslar gramer, sentaks gibi genel yapılar ile temel sözcüklerin fonetik-morfolojik olarak benzeşmesi gibi kıstaslardır. Karşılaştırılacak sözcükler en az değişme ihtimali olan ve başka dillerden gelme olasılığı zayıf olan sözcüklerden seçilmelidir.
Alıntı
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
3 Ocak 2009       Mesaj #3
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
l Diller arasındaki benzerliklerin dil ailelerinin oluşumundaki önemi nedir?
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
3 Ocak 2009       Mesaj #4
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Dünyada konuşulan dillerin tamamı bir Dil Ailesine mensuptur. En doğru sınıflandırma, kökene göre yapılmış olan ‘dil aileleri’ sınıflandırmasıdır. Yani aynı dil ailesine mensup dillerin, aynı kökenden, belki de aynı ilkel dilden türediği kabul edilir.
Çoğu dilin yazılı tarihi çok kısa olduğu için, çok az dilin kesin kökeni bilinmektedir. Dil ailelerinin belirlenmesi, uzun bilimsel çalışmalar sonucunda mümkün olmuştur.
Dil aileleri ağaç şeması olarak gösterildikleri için kendilerine dil ağacı da denir. Bu sebeple, alt bölümlerinde de dil kolları denir. Bazı diller, hiçbir kola bağlı değildirler ve bu yüzden onlara soyutlanmış diller denir. Örneğin Yunanca, Hint Avrupa Dil Ailesine mensup soyutlanmış bir dildir.
Kökenlerine göre temel dil aileleri şunlardır:
Konu başlıkları
1 Hint–Avrupa Dilleri Ailesi
1.1 Avrupa Kolu
1.2 Asya Kolu
2 Hami-Sami Dilleri Ailesi
2.1 Sami dilleri
2.2 Mısır dilleri
2.3 Libya ve Berber dilleri
3 Çin–Tibet Dilleri Ailesi
4 Bantu Dil Ailesi
5 Kafkas Dilleri
6 Ural–Altay dil grubu
6.1 Ural Dil Ailesi
7 Altay Dil Ailesi
8 Kaynakça
Hint–Avrupa Dilleri Ailesi

Avrupa Kolu
Germen dilleri: İngilizce, Almanca, Flemenkçe, İskandinav dilleri.
Roman dilleri: Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Portekizce, Rumence. (Bu kolun ana dili, Lâtincedir.)
Slav dilleri: Rusça, Sırpça, Lehçe, Bulgarca.
Baltık dilleri: Prusça (ölü bir dildir), Litvanca, Letonca.
Soyutlanmış diller: Yunanca, Arnavutça ve Keltçe.
Asya Kolu
Hint–İran dilleri: Sanskritçe, Hint dilleri, Farsça.ve kürtçe
Anadolu dilleri: Hitit dili, Lidya dili, Likya dili. (Bu diller artık kullanılmayan ölü dillerdir.)
Soyutlanmış diller: Ermenice
Hami-Sami Dilleri Ailesi
Sami dilleri
Arapça, İbranice, Aramice, Suriye ve Tunus dilleri, Habeş–Zenci dilleri ve ölü bir dil olan Akadca.
Mısır dilleri
Eski Mısır dili, Kıptî dili.
Libya ve Berber dilleri
Libya dili, Berber lehçesi.
Çin–Tibet Dilleri Ailesi
Çin, Tibet ve Burma dilleri.
Bantu Dil Ailesi
Orta ve Güney Afrika’da konuşulan Bantu dilleri.
Kafkas Dilleri
Abazca, Çerkezce, Çeçence, Lezgi, Gürcüce, Lâzca dilleri. (Bu dillerde ses sistemleri ve iç yapıları bakımından öteki dil ailelerine göre büyük farklılıklar vardır.)
Ural–Altay dil grubu
Ural Dil Ailesi
Fin–Ugur kolu: Fince, Lapça, Macarca, Ugurca.
Samoyet kolu: Samoyet dilleri.
Altay Dil Ailesi
Türkçe, Moğolca, Mançuca, Tunguzca, Korece ve Japonca.
Tanım
Doğal Dil İşleme, yaygın olarak NLP (Natural Language Processing) olarak bilinen Yapay zeka ve Dil bilimi alt kategorisidir.Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca gibi doğal dillerin (insana özgü tüm diller) işlenmesi ve kullanılması amacı ile araştırma yapan bilim dalıdır.
Dip Not:Ayrıca, NLP kısaltması ile anılan, (Neuro Linguistic Programming - Duygusal İletişim Planlama) dil ile iletişimin psikolojik yansılarını ve bu konu ile ilgili teknikleri kapsayan yeni bir alan daha vardır. Dil ile ilgileri olması açısından birbirine benzemekle birlikte çok farklı olan bu iki kavram birbirine karıştırılmamalıdır.
Uzman Sistemler ve Doğal Dil İşleme
NLP yani Doğal Dil İşleme, doğal dillerin kurallı yapısının çözümlenerek anlaşılması veya yeniden üretilmesi amacını taşır.Bu çözümlemenin insana getireceği kolaylıklar, yazılı dökümanların otomatik çevrilmesi, soru-cevap makineleri, otomatik konuşma ve komut anlama, konuşma sentezi, konuşma üretme, otomatik metin özetleme, bilgi sağlama gibi birçok başlıkla özetlenebilir. Bilgisayar teknolojisinin yaygın kullanımı, bu başlıklardan üretilen uzman yazılımların gündelik hayatımızın her alanına girmesini sağlamıştır. Örneğin, tüm kelime işlem yazılımları birer imla düzeltme aracı taşır. Bu araçlar aslında yazılan metni çözümleyerek dil kurallarını denetleyen doğal dil işleme yazılımlarıdır.
Batı dillerinde SAPI (Microsoft şirketinin konuşma sentezleyici üretmek amacı ile satışa sunduğu geliştirici program) tabanlı Konuşma sentezleyici bileşenleri, yazılımcıların multimedia (çoklu ortam) sunuları hazırlamaları için hizmete sunulmuştur.
Konuşma ve komut anlama yazılımları ise gelecekte insan ve bilgisayar arasındaki klavye, fare gibi veri girişi aygıtlarını ortadan kaldıracak yazılımlardır. Bu gelişmeler makine-insan iletişiminde yeni ve devrimci değişimlere yol açacak ve bilgisayarların daha çok insan tarafından kabul görmesine yol açacaktır.
Yapay Zeka ve Doğal Dil İşleme
Gelecekte, konuşma sentezleyiciler ve konuşma anlama alanındaki gelişmeler ve makine-insan iletişiminin gelişmesi, insanın makineden beklentilerini yükseltecektir. İnsanlar makinelerin kendisini anlamalarını isteyecek, karmaşık kullanımı olan makineler pazar bulamayacaktır. Giderek gelişen ve insanı anlayan makinelerin daha zeki olması insanın yaşam kalitesini yükselteceğinden, vazgeçilmez olması kaçınılmazdır. Zeki makine kavramı, yapay zeka çalışmalarının hızlanmasına yol açmıştır. Geleceğin en önemli sektörlerinden biri olan yapay zeka ile insanın iletişim kuracağı tek araç dildir.
Antropoloji, Dil Bilimi ve Düşünme
0.Yüzyıl ‘ın başlarında önemli bulguları değerlendiren antropoloji bilimi, insanın evrimini araştırırken Homo Sapiens’ten önceki türler olan Homo Habilis, Homo Erectus, Homo Neanderthalensis gibi erken dönem insanlarının gırtlak (larenks) gelişimlerininde konuşma ile ilgili mutasyonlar gördüler. Daha kollektif bir yaşam süren Erectus ve Neandertal gibi türlerde gırtlak bölümü, örneğin Pythecanthropus türüne göre çok daha gelişmişti. Kollektif (sosyal yardımlaşmaya dayalı) yaşam, gelişmiş bir iletişim gerektirmekteydi ve basit içgüdüsel sesler bu etkili iletişim için yeterli değildi.
Gelişmiş çok sayıda ses ancak gırtlak ve akciğerlerin gelişimi ile mümkündü. Evrimleşen akciğerler gırtlağa gelişmiş sesleri çıkarması için yeterli havayı sağlayana değin kafatası da evrimleşti ve inceldi, konuşma merkezlerini besleyecek çok sayıda sinirin geçebilmesi için yeterli bir açıklık oluştu, ses telleri ve damak ise konuşmaya uygun şekilde mutasyona uğradı.
Bu gelişimin sonucunda dili icad eden insan, çok daha önemli bir gelişimin eşiğine geldi. Daha önce tıpkı hayvanlar gibi görsel ve işitsel kavramlarla düşünen insan, dilkodları olan kelimeler ve şablonlar ile düşünmeye başladı. Böylece kavramların arasında dil aracılığı ile yeni bağlar kurdu ve soyut düşünme yeteneğini kazanarak kavramların arasında çok daha hızlı işlem yapmaya başladı. Doğal becerilerini ve deneyimlerini diğer insanlara dil sayesinde öğretti ve daha kollektif bir yaşam biçimine kavuştu.
Dil, insanoğlunun uygarlaşmasını sağlamakla kalmamış, onun zekasının doğada daha önce görülmemiş şekilde parlamasını sağlamıştır.Kültür dediğimiz insanlık birikimi, dil kullanan ve iletişim kuran insanın sosyalleşme sürecinin ürünüdür.
Dilin Matematik Modeli
Dilin işlenmek üzere çözümlenebilmesi için, matematik modelinin oluşturulması gerekmekteydi.
Genişletilmiş Geçiş Ağları
ATN Genişletilmiş Geçiş Ağları (Augmented Transition Network),Woods tarafından 1970 ve 1973 yılları arasında geliştirilmiş bir yaklaşımdır.
Genişletilmiş geçiş ağları (GGA) üç bileşenden oluşur:
En az başlangıç ve son (/s) durumları olan sonlu sayıdaki durumlar kümesi,
Belli bir metindeki mümkün olan harflerden oluşan alfabe (e),
Sonlu sayıdaki bir durumdan diğer bir duruma geçişi sağlayacak geçişler kümesi.
Genişletilmiş geçiş ağlarında, bir durumdan diğer bir duruma geçmek için gerekli harf okunur ve bu harf geçilecek olan duruma geçmek için gereken harfle karşılaştırılır; uygun ise diğer duruma geçilir. Geçiş ağlarında doğru bir yol, bir başlangıç durumundan başlayıp, son duruma ulaşan geçişler sağlandığında tamamlanır. Harflerin birbirine eklenmesiyle oluşan metin, ağın kabul etmesi için verilen metin ise, bu metin ağ tarafından kabul edilmiş demektir.
Yanda : “Bal” metnini kabul eden Genişletilmiş Geçiş Ağı.
Fonetik ve Fonoloji
Fonetik, konuşulurken, dil, gırtlak, ses telleri, damak, dişler ve dudaklar ile çıkarılan sesleri ve bu seslerin dil ile olan ilişkilerini tanımlamak için kullanılan bir terimdir.Doğal dillerde anlam ayırıcı olarak kullanılan en küçük ses fondur (phon ) dur. Fonetik terimi bu kökten gelmektedir.
Fon kavramı evrensel değildir ve her dilde farklı seslere kaşılık gelir. Farklı dillerdeki fonların tek ortak özelliği ayırıcı temel sesler olmalarıdır.Sesle ifade edilen dili, yani konuşmayı kaydetmek için yazı icad edilmişti.Konuşmayı yazı ile ifade etmek için ses birim veya fonları harflerle eşleştirmek gerekmekteydi. Bazı dillerde, örneğin Türkçe, Fince ve Japoncada, sesbirimler doğrudan harflere karşılık gelmektedir. Bu tip dillere fonetik diller denir.İngilizce, Almanca, Fransızca gibi dillerde ise Fonlar harflere kaşılık gelmezler.Bu yaklaşımın yerine uluslararası olarak geçerliliği olan fonetik bir alfabeses birimleri ifade etmek için kullanılır. Ses birimlerin simgesel olarak ifade edilmesi sonucu olusan simgeler fonem (phoneme)
olarak adlandırılır. Bir başka deyişle aslında fonemlerin seslendirilmesiyle ses birimler (phon) oluşur.
Dildeki ses birimler belirlenirken iki yaklaşım kullanılır.Bunlar,
Parçalı sesbirimler (segmental) ve,
Parçalarüstü ses birimler (supra-segmental, prosodic) dir.
Dilin Morfolojisi
Dil bilime terim olarak 1859 yılında August Schleicher tarafından kazandırılan morfoloji, dilde biçimi oluşturan ögelerin türlerini tanımlamak ve özetle dil bilgisi kuralları denen biçimsel ögelerin sınıflandırmasını yapmaktır.
Morfolojik Çözümlemede Analitik Yaklaşımlar
Doğal dil işleme çalışmalarında anlam bütünsel çözümleme yapabilmek için, bazı yaklaşımlar belirmiştir.Bu yaklaşımlar aşağıdaki süreçlerden oluşur.
Sözdizimsel (Sentaktik) Analiz
Yapay Konuşma
Morfolojik çözümleme aşamalarından sonra sözdizimsel kurgu veya yapay konuşma süreci ile yapay zeka ya veya uzman sistemlere iletişim becerisi kazandırılacaktır. Sözdizimsel çözümlemenin tersi süreçlerden oluşan birleştirme sürecinde, önceki süreçlerde ele geçen bilgi yine morfolojik kurallar dahilinde birleştirilir.
kaynak
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Eylül 2009       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı

türkçe hangi dil ailesine aittir


TÜRKÇE HANGİ DİL KÖKENE GİRER
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Kasım 2009       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
diller arasındaki benzerliklerin dil ailelerinin oluşumunda ki önemi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Kasım 2009       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
diller arasındaki benzerliklerin dil ailelerinin oluşumundaki önemi nedir
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Ekim 2011       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
DAHA KISA Bİ' CEVAAP .

Benzer Konular

20 Mayıs 2011 / Ziyaretçi Soru-Cevap
23 Aralık 2007 / Misafir Edebiyat
24 Eylül 2009 / ThinkerBeLL Edebiyat
29 Nisan 2016 / Misafir Cevaplanmış