Arama

Osmanlı donanmasının oluşturulmasında neler etkili olmuştur? - Sayfa 2

En İyi Cevap Var Güncelleme: 10 Mart 2012 Gösterim: 11.983 Cevap: 25
emot9 - avatarı
emot9
Ziyaretçi
7 Şubat 2010       Mesaj #11
emot9 - avatarı
Ziyaretçi
Birçok liman kentinin olması olabilir
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Şubat 2010       Mesaj #12
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
osmanlı devleti, donanma ile ilk kez orhan bey döneminde karesioğulları'nın alınması ile tanıştı. bu dönemde karamürsel'de pek de etkili olmayan bir tersane kurulmuştur.
asıl etki, kanuni döneminde osmanlı'ya katlan barbaros ile turgut reis'in fetihleri ve çalışmalarıdır. akdeniz'de birçok yer ele geçirildi (rodos), bazı yerler kuşatılmasına rağmen alınamadı. (1565 malta) ayrıca preveze deniz savaşı ile osmanlı akdeniz'deki üstünlüğü tamamen kendine çekti. bunun yanı sıra cerbe deniz savaşı ile haçlılar bir kez daha yenilgiye uğratıldı. ayrıca hint deniz seferi yapıldıysa da, istenen başarı elde edilemedi.
Sponsorlu Bağlantılar
sokullu mehmet paşa döneminde kıbrıs alındı ve akdeniz'e ulaşan ticaret yollarının güvenliği sağlandı. kıbrıs'ın kaybedilmesi üzerine bir haçlı donanması oluşturuldu ve osmanlı donanması inebahtı savaşı'nda büyük bir yenilgiye uğradı.

osmanlı donanması toplamda dört kez yakılmıştır:
1571 inebahtı faciası,
1770 çeşme faciası,
1827 navarin faciası,
1853 sinop faciası,

özetle, en parka dönemlerini 16. yüzyılda yaşadı. 16. yüzyılda yaşanan inebahtı savaşı'nda büyük bir kayıp yaşansa da, donanma 12 ay gibi sürede tekrar toparlandı. ancak 16. yüzyıldan sonra 16. yüzyıldaki üstünlüğü asla ele geçiremedi. bunda avrupalı devletlerin gelişmeleri, osmanlı'nın deniz gücüne eski önemi vermemesi, daha çok karada savaşabilmesi gibi etkenler vardır. kimi dönemler tekrar güçlense de, avrupalı denizci devletler karşısında istenen başarı elde edilemedi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Şubat 2010       Mesaj #13
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
fadedliver adlı kullanıcıdan alıntı

OSMANLI DONANMASI
Osmanli denizciliginin temelinde, Anadolu Selçuklu Devleti, Aydinogullari ve Karesi Beyligi gibi komsu devlet ve beyliklerin teknik ve tesirleri bulunmaktadir. Gerçekten, Osmanli Beyligi gelisip denizlere ulastigi ve kiyi sahibi oldugu zaman, komsu Türk beyliklerinin gemilerinden istifade etmisti. Nitekim Rumeli'ye de bu beyliklerin gemileri ile geçmisti. Bununla beraber Osmanlilarin ilk zamanlarda küçük de olsa Karamürsel, Edincik ve Izmit'te tersane kurduklari bilinmektedir. Gelibolu'nun fethinden sonra burada bir tersane kurularak denizcilik yolunda ilk önemli adim atilmis oluyordu. Bundan baska Saruhan, Aydin ve Mentese beylikleri gibi denizde kiyisi olan beylikler, Osmanli Devleti'nin idaresine girince, onlarin tersanelerinden de istifade edilmisti. Böylece daha ilk dönemlerden itibaren tarih sahnesinde önemli rol alip hizmet yapacak olan muazzam bir devletin donanmasinin temelleri atilmis oluyordu. Gibbons'un ifadesine göre, Osmanlilardan önce Ege sahillerine yerlesmis bulunan Türklerden de Latinler gibi Akdeniz'de korsanlik yâpanlar vardi. Bunlar, Venedik ve Cenevizlilerin ticareti ile Yunanistan ve adalarda kalmis olan Latin prenslerinin hakimiyetleri için tehlike teskil etmeye baslamisti. Bu korsanlar daha sonra Osmanli donanmasinin hizmetine alinmislardi. Osmanli donanmasi, özellikle Yildirim Bâyezid zamaninda büyük bir gelisme göstermisti. Bu arada Sakiz ve Egriboz adalari ile Yunanistan'in dogusuna akinlarda bulunulmustu. Bu yüzden Venedikliler, Ceneviz gemileri ile birleserek Çanakkale Bogazindan içeri girmislerdi. Fakat Saruca Pasa komutasindaki on sekiz parçadan meydana gelmis olan Osmanli donanmasina yenilmislerdi. Buna karsilik Rodos sövalyeleri ve yeni gemilerle takviye edilen Venedikliler, Osmanli donanmasini maglup ettikleri gibi onu yakmislardi.
Osmanli donanmasinin ikinci ciddi çatismasi Çelebi Sultan Mehmed zamaninda meydana gelmisti. Çali Bey komutasindaki Osmanli donanmasi, Ege'de Naksos dükaligina ait adalari vurduktan sonra 1415'te Venediklilerle savasti. Bu savasta Çali Bey sehid olmus, donanma da yok olurcasina zayiat verip maglub olmustu. Bu maglubiyetler, Osmanli denizciliginin gelismesini yavaslatmissa da, devletin büyüyüp gelismesinde, donanmaya olan ihtiyaci açikça ortaya koymustur. Bu anlayis, iyi bir donanmaya sahib olmak için gerekli çalismalarin hizlandirilmasina sebep olmustur. Nitekim Sultan II. Murad döneminde donanma, Karadeniz'de Trabzon Rum Imparatorlugu'nu tehdid edecek bir güce ulasmisti. Ayni donanma, Fâtih Sultan Mehmed zamaninda ve Istanbul'un fethi sirasinda Baltaoglu Süleyman Bey komutasinda önemli roller oynamisti. Bununla beraber henüz Venedik donanmasiyla boy ölçüsecek bir güce ulasamamisti. Bu sebeple Istanbul'un fethini müteakip, donanmanin daha da gelismesi için çalismalar yapildigi ve hatta Fâtih'in Trabzon seferi sirasinda Osmanli ordusuna denizden büyük destek sagladigi görülmektedir.
Osmanli harp gemileri, Gelibolu ile Istanbul tersanelerinden baska Karadeniz, Marmara ve Akdeniz sahillerindeki birçok iskele ve mevkide yapilirdi. Donanmaya olan ihtiyaç sebebiyle bu hariç tersanelerde yapilacak gemilerin sayi ve çesitleri, hükümet tarafindan o mahallin kadilarina bildirildigi gibi bunlarin insa müddeti de tayin edilirdi. Bunlarin insasi için icab eden malzeme ile mühendis ve ustalar, ya mahallinden tayin olunur veya gönderilirdi. Onyedinci asrin ortalarina kadar her sene kirk tane kadirga yapilmasi kanundu. Daha sonraki tarihlerde bu kanun terk edilerek yavas yavas kalyon tipi gemilerin insasi ehemmiyet kazanmisti.
Osmanlilarin, kurulustan itibaren XVI. asir sonlarina kadar kullandiklari gemilerin esasini çekdiri sinifindan gemiler teskil etmekteydi. Kürekle hareket eden gemiler, genellikle çekdiri sinifindandi. Bununla beraber yelkenli gemiler de vardi. Buna göre Osmanli donanmasinda biri kürekli ve yelkenli, digeri de sadece yelkenli olmak üzere iki çesit gemi bulunuyordu. Çekdirilerin en küçük gemisine Karamürsel, en büyügüne de Bastarde denirdi. Bastarde, kaptanin bindigi otuz alti oturakli en büyük savas gemisi idi ki, her oturaginda bes ila yedi kürekçi bulunurdu. Gemi mevcudu kürekçi, savasçi, topçu vs. ile birlikte sekiz yüz kadardi. Bunlardan baska gerek ince donanmada, gerekse büyük donanmada kullanilan gemilerden bazilari sunlardir: Uçurma, Varna bes çifteleri, Aktarma, Çete kayigi, Celiye, Kütük, Kancabas, Sayka, Sahtur, Çekelve, Kirlangiç, Firkate, Mavna, Kadirga. Yelkenlerle hareket eden gemilere gelince bunlar da iki ve üç direkli olarak iki kisimdi. Salope, Brik ve Uskuna iki direkli; Kalyon, Firkateyn ve Korvet üç direkli idiler.
Kaynak: Osmanli tarihi

ilgili mesajı inceleyiniz
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Şubat 2010       Mesaj #14
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
hoşgörü ve politika
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Şubat 2010       Mesaj #15
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
hoşgörü ve politika
MeLiSSiA - avatarı
MeLiSSiA
Ziyaretçi
23 Şubat 2010       Mesaj #16
MeLiSSiA - avatarı
Ziyaretçi
osmanlı deletinin donanması ve osmanlı donanmasının özellikleri ni yazarmısınız lütfen çok acil

ama lütfen kısa olsun ! ? ..
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Nisan 2010       Mesaj #17
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı

osmanli donanmasi olusturulmasinda

Arkadaşlar!Siz kısaca yani 2-3 tane neden sölyin yeter.Bu şekilde uzun paragraflar yamanıza gerek yok.Bize kitabımızda verilen yer 1 satır..
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
1 Nisan 2010       Mesaj #18
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
barney adlı kullanıcıdan alıntı

osmanlı donanmasının oluşturulmasında neler etkili olmuştur?

Osmanlı Donanması - Donanma-yı Hümayun

Osmanlı Devleti’nde ilk donanma Karesi Beyliğinin alınmasıyla başlamıştır.
* İlk Osmanlı tersanesi (gemi inşa ve tamir etme yeri) Yıldırım Bayezıt devrinde Gelibolu’da açılmıştır.

* Osmanlı Devleti ilk deniz savaşını Çelebi Mehmet zamanında Venediklilerle yapmıştır.
* Osmanlı denizciliği Fatih zamanında büyük gelişmeler göstermiştir.
* Osmanlı denizciliği Kanuni zamanında altın çağını yaşamıştır. Bu dönemde tersaneler Gelibolu, Süveyş, İstanbul ve Rusçuk’ta idi.
* Osmanlı donanmasında Kalyon, Kadırga ve Fırkateyn adı verilen gemiler bulunurdu.
* Donanma komutanına Kaptan-ı Derya denirdi. Donanmadaki diğer komutanlara Reis, donanma askerlerine ise Levent adı verilirdi.


Bazı Osmanlı Gemileri
kissadanhisseler k78OsmanliKadirgasiFOTO25
Osmanlı donanmasında kullanılmış olan gemiler ilk devirlerde kürekli iken daha sonraki tarihlerde yani on altıncı asırdan itibaren aralarına az miktarda da olsa nakliyat için yelkenli gemiler karışmış ve on yedinci yüzyıl sonlarında yelkenliler esas olmuştur.

Osmanlı donanmasının kürekli kısmı en başta kadırga olarak belli başlı kalite, firkate, kırlangıç vesaire gibi türleri vardı; bunlar tek anbarlı idi. Bu gemilerden en büyüğü olan kadırga yelken devrine kadar Osmanlı donanmasının esasını teşkil etmişti.
Kadırgalar gayet uzun ve ensiz olup boyları kırk beş ile elli metre arasında idi. Yirmi beş oturağı olup sağ ve sol küreklerinden her birini dörder beşer kürekçi çekerdi. Osmanlı kadırgaları bilhassa on yedinci yüzyılda pek hafif ve süratli olup mahir kürekçilerle pek serî manevra yaparlardı; kadırgaların yüz doksan altı kürekçisi ile yüz cenkçisi ve üç topu vardı.
Yine kadırga envaından olup fakat ondan daha büyük olan Baştarde nin oturağı yirmi altı ile otuzdu; kürekçisi beş ilâ yedi kat yani beş ile yedi arasında idi. Kaptan Paşa baştardesinin boyu ise yetmiş veya yetmiş iki zira yani elli iki ile elli beş metre arasında idi. Bunun her küreğini yedi kürekçi çekerdi; kürekçi adedi beş yüzdü; baştardede kürekçiden başka iki yüz on altı cenkçi, topçu vardı. Bütün mürettebat mevcudu sekiz yüz kadardı; Kaptan paşa baştardesinden başka bir de baştarde-i hümayun denilen pâdişâh baştardesi vardı. Padişah, baştarde ile denizde gezmeye çıkacak olursa baştardenin dümenini tersane kethüdası tutardı.
Kürekli gemilerden olan kalite kadırgadan küçük olup on dokuz ile yirmi dört arasında oturağı vardı; boyu otuz üç zira yani vasati olarak yirmi beş metre kadardı. Takip ve karakol hizmetinde kullanılırdı ve baş tarafında topu vardı. Bundan daha küçük olarak on ilâ on yedi oturaklı hafif donanma çekdirisi vardı; her küreğini ikişer, üçer kişi çekerdi. Hafif donanmadan olup büyük nehirlerde de kullanılırdı.
Osmanlı donanmasının hafif kısmından bir de kırlangıç denilen ve firkateden küçük olan bir gemi vardı ;bunlar muharebede karakol hizmetlerinde ve sığ yerlere ihraç hareketinde, muhabere işlerinde kullanılırdı; bütün mürettebatı mevcudu yüz kadardı.
Osmanlı donanmasında mavna denilen kadırgadan yüksek ve daha geniş iki katlı bir gemi daha vardı. Yirmi altı oturaklı olup boyu kadırgadan daha kısa idi. Her küreğini yedi kürekçi çekerdi; bütün mevcudu altı yüz olup top adedi büyük küçük yirmi dört kadardı.
Bütün bu kürekli gemilerin hepsine birden çekdiri ismi verilip bu saydıklarımızdan daha küçük olarak çok sayıda çeşitleri vardı.
Osmanlı donanmasında yelkenli yürüyen büyük küçük anbarlı gemilerin çeşitleri ve faaliyetleri asıl on sekizinci asırda başlamakta ise de on altıncı asır başlarından itibaren tedrici surette artmış olan kalyondan da kısaca bahsetmek îcabetmektedir.
Kalyon, üç direkli büyük, iki ve üç anbarlı harp gemilerindendi. İki anbarlıların altmış ilâ seksen ve üç anbarlıların seksen ile yüz on arasında topu vardı. Vasati olarak kalyonun boyu otuz üç, otuz dört metre kadardı; Osmanlılar ilk defa göğe adıyla ikinci Bayezid zamanında kalyon yapmışlarsa da bunu saff-ı harpte yani muharebe gemisiKanunî Sultan Süleyman zamanında Venediklilerin karaka denilen gemileri nevinden kalyon
olarak kullanmamışlardır; bunun boyu takriben yirmi üç metre kadardı. yaptırıldı, bin beş yüz ilâ iki bin tonilato hacminde olan bu kalyonun rüzgârsız havada gitmemesi nedeniyle kadırgaya ehemmiyet verildi, fakat on yedinci yüzyıl sonlarına doğru kalyon esas oldu.

II. Bayezid Dönemi Osmanlı Donanması

Sultan Mehmed devrinde ehemmiyet kesbetmeye başlayan Osmanlı donanmasıAkdeniz'de en kuvvetli donanması olan Venedik cumhuriyeti donanmasından fazla ise de henüz onlar kadar üstün denizcileri yoktu ; fakat on beşinci asır sonuyla on altıncı asır baştanlarında Venediklilerle başa baş gelmeğe başlamışlardı. adetçe
II. Bayezid devrinde adedi fazla olan donanmanın yeni inşasında değişiklik yapıldı. Bilhassa Venedikliler ve onların müttefikleriyle yapılan ve uzun süren deniz savaşlarında Osmanlı donanmasının noksanları görülmüş ve bunların düzeltilmesine çalışılmıştır. Nitekim II. Bayezid zamanında Venedik gemileriçekdiri, kalyon ve güğe denilen ve çekdiri ile kalyon arasındaki iki katlı iki gemi yapılmıştır. Bunların beheri o zamanın parasıyla yirmi beş bin altına çıkmıştı. 27 rebiulâhır 893 (1488 Nisan) tarihli bir gemi levazım defterinde Osmanlı donanmasıbarça, ağribar, kadırga, kalite, mavna ve top gemisi ve dört adet de kalyon bulunmaktadır. Sultan Bayezid daha sonra iki güğe yaptırıp bunların idaresini Kemal ve Burak Reis'lere vermişti. Yine Sultan Bayezid İnebahtı seferinden dönerken Preveze sancakbeyi Mustafa Bey'e Venedik gemileri tarzında kırk kadar top mavnası yaptırmasını emreylemişti. Denizcilikten alınan tecrübeler neticesinde Venedik gemileri örnek yapılıyordu.
tarzında arasında

XVI. Yüzyıl Ortalarına Kadar Osmanlılarda Denizilik

Osmanlı devletinin ilk zamanlarında İzmit, Gemlik taraflarının ve daha sonra Karesi ili'nin elde edilmesi bu küçük beyliği tabii olarak denizle alâkadar etmiş, mükemmel bir donanmaya malik olan Karesi beyliği gemilerinden de istifade edilerek Rumeli'ye geçilmiş ve daha sonra da yani XIV. yüzyıl sonlarında (1390) Gelibolu'da, ehemmiyetli bit tersane vücuda getirilmiştir.
Bu ilk devirler Osmanlı denizciliğinin acemilik zamanı olup denizde pek kuvvetli ve yetenekli olan Venediklilerle boy ölçüşecek kudrette değildi; bununla beraber bazı başarısızlıklara rağmen günden güne tecrübeli bir Osmanlı denizciliği vücuda gelmekteydi; çünkü boğazlara ve Rumeli'ye de sahip olan Osmanlıların bu tarafa geçmek için düşmandan emin olacak bir donanmaya sahip olmaları zarurî idi; nitekim Varna muharebesine geldiği sırada Boğaz tarafının düşman donanması tarafından kapandığını duyan II. Sultan Murad, yolunu değiştirerek İstanbul Boğazına gelip külliyetli bir para mukabilinde Ceneviz gemileriyle o tarafa geçmişti.
II. Murad zamanındaki donanma Trabzon imparatorluğunu denizden tehdit edecek kadar çoğalıp deniz harekâtına alışmıştı. İstanbul muhasarasında da Osmanlı donanması manevrasında muvaffak olamamakla beraber adetçe 300 parçadan fazla idi.
Fatih Sultan Mehmed İstaubul'u aldıktan sonra burayı Akdeniz'den gelecek bir tehlikeye karşı muhafaza için Çanakkale boğazını tahkim etmekle beraber donanmaya da ehemmiyet verdi, ve bu sayede imroz, Limni, Taşoz, Semadirek, Midilli, Ağrıboz adaları alındı, Sakız ve Sisam vergiye bağlandı. Bu suretle Anadolu sahilleri emniyet altına girdi. Fatih devrinde Rodos muhasara edildi. Venedik ve müttefikleriyle yapılan muharebeler evvelkilere nazaran daha müsait geçti; Osmanlı hükümeti galip vaziyette anlaşmalar imzaladı.
Akdeniz'de korsanlık eden Türk levendleri reislerinden meşhur Kemal Reis'in Osmanlı devleti hizmetine girmesi donanmada yeni bir canlılık vücuda getirdi; Akdeniz'de İspanya sahillerine kadar gidildi.
II. Bayezid devrindeki gemicilik daha fazla gelişti; Memlûklerle yapılan muharebede Hersekzade kumandasıyla mühim bir donanma İskenderun sahillerine kadar gönderilmişti. Yavuz Sultan Selim, donanmaya çok ehemmiyet verdi; o tarihe kadar Osmanlıların asıl tersanesi olan Gelibolu'dan başka Haliç'te de mükemmel bir tersanenin esasını kurdu; gemiler yaptırdı. Karadaki büyük zaferleriyle eşit olmak üzere denizcilikte de Akdeniz hâkimiyetini elde etmek istiyordu. Fakat ömrü yetmedi; oğlu Sultan Süleyman, Akdeniz'de İspanyollarla daimî surette mücadele halinde bulunan ve müstakil Cezayir beyi olan Barbaros Hayreddin'i devlet hizmetine çağırdı ve gelir gelmez onu donanmaya umum kumandan yaptı; Hayreddin Paşa'ya ait Cezayir beyliğini yine ona ona verdi. Tersaneyi yeni tesisat ve ilâvelerle genişletti. Bu suretle bu büyük denizci Osmanlı devleti hizmetine girdikten ve bir takım muvaffakiyetlerden sonra İspanyolların meşhur denizcisi ve Akdeniz hâkimi Andrea Dorya'ya, Preveze'de vurduğu darbe ile dehasını gösterdi; Osmanlı devleti hizmetine girdikten ve bir takım muvaffakiyetlerden sonra; Osmanlı devleti bu suretle karadaki hâkimiyetine ilâveten deniz hâkimiyetini de elde etti.
Osmanlı hükümeti karada olduğu gibi denizde de yardım etmek suretiyle Fransa krallığını büyük bir tehlikeden kurtardı; bu yardım Fransa kralı I. Fransuva'nın düşmanı olan Alman imparatoru V. Şarl (Şarlken)'ın vefatından sonra da devam etti. Batı Akdeniz sularına giden Barbaros Nis'i aldı; Turgut Reis ve kaptan Piyale Paşa da Fransızlara yardım etmek suretiyle aradaki ittifaka uyuldu.
Osmanlı donanması yalnız Gelibolu ve İstanbul'da yapılmayıp Karadeniz, Marmara denizi ve Akdeniz'deki inşaat tezgâhlarında da yapılırdı; Karadenizde Sinop, Çayağzı, Kefken adası, Rumeli sahilinde Varna, Burgaz, Ahyolu ve Tuna kenarında Rusçuk, Marmara denizinde İzmit, Gemlik, Edincik, Karabiga ve Ege denizinde bazı adalarla Edremit, Ayasuluğ (Selçuk), Milas (Küllük), Akdeniz'de Bodrum, Antalya, Alâiye ve Rodos adası bunlardan bir kısmıdır.
Osmanlılar gemi levazımatı olan yelken, halat, zift, kürek, tel, gemi demiri vesaireyi tedarik için ocaklık olarak teşkilâta sahip olduklarından gerek gemi yapmak ve gerek bunların eşyasını tedarik hususunda asla sıkıntı çekmezlerdi.
Başlangıçtan XVI. yüzyıl sonlarına kadar Osmanlılarda donanmanın esası çekdirikadırga olup bu o devirde Osmanlıların en ileri savaş gemisi idi; bunlardan başka donanma olarak mavuna, kalite, perkende ve küçük olarak İşkampavye, Firkete, Karamürsel, Kütük isimlerinde gemiler ve kayıklarla bir de Çardak ile Gelibolu arasından çalışan ve tımarlı sipahi ve atlı sınıfını nakleden at gemileri vardı. Bu asırlarda Osmanlı donanması çektiri türünden yani kürekli sınıfından sınıfındandı.
Bir kadırganın boyu bodoslama arasında 55 ve 56 zırâ yani 42 metre olup 24 oturaklı idi. Her oturağında 4 kürekçisi bulunuyordu ve mevcut kürekçisi 196 idi. 100 kadar cenkçi kaptan, yelkenci, kalafatçı, dümenci ve sairesiyle kadırga mevcudu 330 kişiyi bulurdu. 13-14 topu vardı. Mavuna kadırgadan büyük olup her küreğini yedişer kişi çekerdi; 150 cenkçisi, 24 topu vardı. Kalite ve perkende ve diğerleri kadırgadan küçüktü; işkampavya haberci gemisi idi.
Kaptan paşanın bindiği daha büyük kadırgaya baştarde adı verilirdi; kaptan paşa
denize çıktığı vakit 36 oturaklı olan bu kadırgaya binerdi; her oturağında 5 ilâ 7 kürekçisi vardı. Paşa baştardesinin mevcudu kaptan ve 500 kürekçi, 216 cenkçi, topçu ve sair gemicileriyle birlikte 800 kadardı.

devamı için> Osmanlı Donanması - Donanma-yı Hümayun

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Aralık 2010       Mesaj #19
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
osmanlı devleti, donanma ile ilk kez orhan bey döneminde karesioğulları'nın alınması ile tanıştı. bu dönemde karamürsel'de pek de etkili olmayan bir tersane kurulmuştur.
asıl etki, kanuni döneminde osmanlı'ya katlan barbaros ile turgut reis'in fetihleri ve çalışmalarıdır. akdeniz'de birçok yer ele geçirildi (rodos), bazı yerler kuşatılmasına rağmen alınamadı. (1565 malta) ayrıca preveze deniz savaşı ile osmanlı akdeniz'deki üstünlüğü tamamen kendine çekti. bunun yanı sıra cerbe deniz savaşı ile haçlılar bir kez daha yenilgiye uğratıldı. ayrıca hint deniz seferi yapıldıysa da, istenen başarı elde edilemedi.
sokullu mehmet paşa döneminde kıbrıs alındı ve akdeniz'e ulaşan ticaret yollarının güvenliği sağlandı. kıbrıs'ın kaybedilmesi üzerine bir haçlı donanması oluşturuldu ve osmanlı donanması inebahtı savaşı'nda büyük bir yenilgiye uğradı.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Aralık 2010       Mesaj #20
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı

kadirga denilen kurekli gemiler ile ilgili daha fazla bilgi istiyorum


daha fazla

Benzer Konular

11 Şubat 2014 / Misafir Soru-Cevap
24 Ekim 2011 / Misafir Soru-Cevap
21 Nisan 2013 / misafir Soru-Cevap
22 Nisan 2014 / Misafir Cevaplanmış