Arama

Batı Karadeniz'de hangi madenler çıkar?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 24 Şubat 2010 Gösterim: 8.656 Cevap: 4
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
27 Aralık 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
batı karadenizdeki madenler
EN İYİ CEVABI Keten Prenses verdi

BATI KARADENİZ HAVZASININ MADEN KAYNAKLARI POTANSİYELİ,
Sponsorlu Bağlantılar
İŞLETEBİLİRLİĞİ, BEKLENTİLER VE ÖNERİLER

ÖZET
Batı Karadeniz Havzası, Üretilebilir maden kaynaklan bakımından büyük bir zenginlik
göstermektedir. Ancak bu hammaddelerden yararlanılması düşük bir düzeyde
kalmaktadır. Öte yandan az miktarlarda üretilen bu zenginliklerin efektif bir şekilde
kullanılmadığı görülmektedir. Sanayinin genel gidişi, maliyeti düşük olan dış
kaynaklara yönelme şeklinde kendini göstermektedir. Bu tebliğde, havzanın hammadde
potansiyeli, sanayinin beklentileri ve mevcut durum ele alınacaktır.


Havzada bilinen madencilik hammaddeleri, yıllar süren incelemeler ve sayısız raporla
harcanan emeğe göre verimli bir şekilde, yeterince veya hiç değerlendirilmemektedir.
Sorunlar tek yönlü olmayıp muhtelif boyutları bulunmaktadır. Serbest pazar
ekonomisinin ortaya çıkardığı sorunlardan biri olan rekabet koşulları, globalleşme ile
daha yoğun bir şekilde hissedilmektedir. Hiçbir destek alamayan özel sektör
madenciliği, bir yandan rödavans kıskacı, öte yandan mekanizasyonun sağladığı düşük
maliyetli dış pazar kaynaklarından dolayı erimektedir. Oysa özelleştirme devletin
benimsediği bir politika olmasına rağmen, madencilikte yeterli bir altyapıya
kavuşamamıştır. Bunun sonucu madencilikten anlamayan ve ilk yatırım düşünmeyen
müteşebbisler, rödavansla aldıkları sahalardan yüksek kar uğruna ya kalitesiz
hammadde üretmekte ve bunu pahalıya satmaya çalışmakta; ya da aldıkları sahaları çok
düşük randımanla çalıştırmaktadırlar. Havza madenciliği bu tanımlara uymaktadır.
Bilindiği gibi havzadaki sahaların işletmesi hakkı T.T.K. Genel Müdürlüğüne, yani
devlete ait olmasına rağmen, son zamanlarda yapılan, imtiyaz sahası sınırlamaları
dışarıda kalan sahalar için ruhsat alınabilmesi imkanı getirmiştir. Buna rağmen alınan
ruhsatlar, madenciliğe olan ilgi düzeyinin yetersizliğini göstermektedir. Bunun diğer bir
boyutu sanayinin talepleri ve küçük işletmecinin Dünya fiyatları ile rekabet
edememesidir. İzleyen bölümlerde havzada mevcut maden kaynakları, içerikler ve
sanayinin beklentileri ele alınacak, bazı önerilerde bulunulacaktır. Şekil l'de Havzanın
yer altı potansiyeli genel olarak görülmektedir.
2. ENERJİ HAMMADDELERİ
2.1 Taşkömürü
Karbonifer havzasında üretilen bu önemli hammadde, bir takım işlemlere tabi tutularak
sanayiye verilmektedir. Tüketilmesi gereken en önemli sektör Demir-Çelik olması
gerekirken koklaşabilme özelliği aranılan bu hammaddenin gereken kaliteyi
tutturamaması bu pazarın tam anlamıyla kaybedilmesine yol açmıştır. Ucuz gibi
görünen ithal kömüre yönelen Demir-Çelik sektöründen boşalan pazarı enerji sektörü
doldurmuştur. Çizelge l'de 1991-1999 yılları arasında taşkömürü üretim ve tüketim
karşılaştırmaları görülmektedir. Daha önceleri üretilen kömürün külü sorun olurken,
günümüzde bu durum önemini kaybetmiştir. Hatta kömürün yüksek kalorifık değeri
kullanıldığı yerde sorun yarattığından, şistle karıştırılarak satışa sunulmaktadır Ancak
Karabük Demir-Çelik Fabrikalarının talebi devam etmektedir. Gerçekte sektöre değil,
ülkemize pahalıya mal olan ithal kömür yerine koklaşabilir kömürün bulunduğu
damarlardan alınan tüvönanın düşük kül rejiminde yıkanması halinde kömür
dışalımımız azalacaktır. Diğer bir yol, her yıl programlanan miktarda kömürü
T.T.K.'nm yurtdışından alarak Demir-Çeliklere satmasıdır ki, bundan her kesim
kazançlı çıkabilir. Kömür böylelikle Demir-Çeliklere hem daha ucuza mal olur, hem de
T.T.K.'nın kâra geçmesi bile mümkün olur. Ancak taşkömürü ithalatının serbest
bırakılması bu yolu kapatmıştır.
Öte yandan T.T.K.'nın, kömür üretimini olumsuz yönde etkileyen durumları
bulunmaktadır. Gerekli yatırımlar, yeterli miktarlarda yapılmamaktadır Üretim
alanlarının derinleşmesi ile ortaya çıkan sorunlar bulunmaktadır Ancak 1999'un sonuna

Çizelge 1. 1991 -1999 Yılları Arası Taşkömür Üretim ve Tüketim Karşılaştırması
YDLLAR
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
SATILABİLİR ÜRETİM
(Ton/Yıl)
ARMUTÇUK
266.080
344.055
316.486
287.087
-
-
-
228.031
211.322
KOZLU
652.344
480.573
451.402
490.076
401.073
454.338
634.345
415.912
392.864
ÜZÜLMEZ
586.915
617.006
688.710
726.018
765.537
823.301
690.256
509.078
445.622
KARADON
1.068.095
1.175.623
1.150.559
1.160.513
1.081.565
1.154.457
995.531
847.459
786.797
AMASRA
188.276
211.470
181.631
174.855
-
-
-
135.635
110.068
SEKTÖRLERE GÖRE SATIŞLAR
(Ton/Yıl)
DEMİR ÇELİK
849.981
710.001
691.087
700.526
650.289
532.065
360.638
189.253
210.389
ENERJİ
841.926
1.278.468"
1.279.079
1.465.647
1.177.935
1.377.845
1.919.669
1.486.817
1.473.388
ULAŞTTRMA
9.529
10.233
10.206
7.959
4.444
10.639
7.490
6.407
6.446
GIDA
116.790
120.773
119.693
132.369
85.406
111.808
45.504
173.604
154.632
DİĞ.SANAYİ
478.304
442.741
278.884
227.874
167.470
143.257
145.789
-
-
MUH. MAHALLİ
352.123
358.632
308.489
161.989
207.213
182.330
169.864
132.115
139.619
İŞÇİ ADETLERİ
(Ortalama)
YERALTI
18.338
17.003
16.592
14.427
13.348
13.028
12.277
11.684
10.898
YERÜSTÜ
12.877
12.492
11.837
9.537
8.172
7.375
6.397
5.722
5.250
TOPLAM
31.215
29.495
28.429
23.964
21.520
20.403
18.674
17.406
16.148
TİCARİ
MALİYET
(TL/TON)
1.036.779
1.630.088
3.146.644
6.938.030
10.900.208
16.140.702
28.837.066
30.953.792
79.112.485

doğru alınan yeraltı işçileri üretimin artırılması yolunda doğru .bir politikadır. Fakat bunun
yanısıra uygulanan resen emeklilik, yerüstü yan üretim ve hizmet birimlerindeki kalifiye usta
ve işçi kaybını artırmıştır. Bu durum işlerin aksamasına ve maliyetlerin artmasına neden
olacaktır. Ayrıca küçülme yönünde çalışmaların yapıldığı kuruma ani işçi alımı, müesseseleri
hazırlıksız yakalamıştır. Bu işçilerin eğitimi ve istihdam edilecekleri panoların hazırlıklarının
bitmemiş olması bir müddet darboğaza girileceğinin işaretleridir. Kuruma alınan işçilere sayı
olarak bakıldığında, Zonguldak'ta kurulacak sektörlerden hiçbirinin taşkömürü işletmelerinin
istihdam kapasitesine ve ücret seviyesine erişemeyeceği görülmüştür. Bunun yanısıra
tamamen dışa bağlı bir enerji politikasının her zaman iflas edeceğini zaman içinde
görmekteyiz. Siyasi ve ekonomik herhangi bir dış kesinti, ülkemizde hayatın felç olmasına
yol açacaktır.
Taşkömürü havzasında son yapılan araştırmalara göre belirlenmiş olan rezerv bilgileri ve son
60 yıldır üretilen kömür miktarı ile ilgili veriler Şekil 2'de görülmektedir. Buna göre yılda 5
milyon ton üretim yapılması halinde, bu rezerv bilgilerine göre yüzlerce yıl yetecek kadar
kömür miktarı bulunmaktadır.
Şekil 2. Taşkömürü Havzasının Rezerv Bilgileri (1940-1999).
Kurumda üretimi ve verimliliği artırmak için 8. Kömür Kongresinde önerilen konuların ne
oranda gerçekleştiği ve buna göre yeni önerilerin neler olabileceği konusu aşağıda ele
alınmıştır. Bu öneriler evvelce olduğu gibi yine, kısa, orta ve uzun vadeli işler diye üç grupta
incelenecektir. (Keskin, 1992).
2.1.1 Kısa Vadeli İşler
• Kül içeriği yüksek olan yerlerdeki üretim azaltılmamıştır; çünkü kömürün satıldığı
sektörler, yüksek kalorili kömürü yakmaya uygun değildir. Bu nedenle kömüre şist bile
katılıp miks yapılarak örneğin Çatalağzı Termik Santralına %75'e varan kül oranlarında
kömür sevkedilmektedir.
• Yeni alınan işçilerle üretime hazır alanlara işçi tertip edilmektedir. Ocak içi işçilikler
artırılmış, ocak dışı işçilikler resen emeklilikle azaltılmıştır.
• Kazı teşvik primi için çok iyi niyetli çabalar vardır Bu konuda hazırlanan tasarı, yönetim
kurulunda ele alınarak hayatiyete geçirilmeyi beklemektedir Bir işyerinde yalnızca ceza
uygulanmasının işçinin gayrete getirilmesinde yeterli olmadığı görülmektedir.

• Alınan bilgilere göre işbaşı meslek eğitimi aralıksız ve aksatılmadan sürdürülmektedir.
Ancak Eğitim Müdürlüğü eskiden olduğu gibi ayrı bir birim olmak ve kadrosu
güçlendirilmelidir.
• Ocak içi taşımada 5 tonluk vagonlara, kuyu taşımacılığında hızlı kafes ve skip
sistemlerine geçilmektedir.
• Sözleşmeli personel yasasındaki koşulların uygulanmasında gelebilecek sakıncalara karşı
teknik personel, devlet memuriyeti güvencesine kavuşturulmuştur. Ancak disiplin
kurallarının uygulanmasında çaba sarf edilmelidir.
• Burada yeni bir öneri yapılacaktır. Bu öneri, gün içinde uygulanan vardiye sayısının
bilhassa üretimde çalışan birimler için 4 vardiyeye çıkarılması, taşıma ve yan servislerde
8'er saatlik 3 vardiye sistemine devam edilmesi olacaktır. Böylelikle zaman kayıplarından
kaynaklanan üretim düşüklüğünün önüne geçilecektir.
2.1.2 Orta Vadeli İşler
• Damar içi hazırlıklarının hızlandırılması çabası, yeni alınan işçilerle ivme kazanacaktır.
• Ayak boylarının kısaltılması yönünde büyük çabalar vardır. Böylelikle ayakların komple
çalışması mümkün olmaktadır.
• Güç koşullu damarlarda uygulanan pnömatik patlatma tekniği yaygınlaşmaktadır.
• Hidrolik direk uygulaması, yatırım gerektirdiğinden ve bazı frenleyici etkenler nedeniyle
henüz istenen düzeye ulaşmamıştır.
• Puantaj yaygın biçimde bilgisayarla yapılmalıdır.
• Kredi temini için Avrupa Birliği normlarına uygun işletmecilik yapılmalıdır. Bilhassa
galerilerde kuplu çalışma ve kömürde ilerlemelerde belli aralıklarla radyoaktivite analizi
çalışmaları ağırlık kazanmalıdır.
2.1.3 Uzun Vadeli İşler
• Büyük hazırlıklar delici makinalann uygulanması ile çoğu yerde ivme kazanmıştır. Ancak
yatırımlar yetersiz kaldığından yaygınlaşamamıştır. Ancak burada yapılacak diğer bir
öneri, hizmet alımı müessesesinin kurulmasıdır. Bu çalışma sayesinde özel sektördeki
şirketlere, kuracakları uzman ekiplerle tıpkı, büyük hazırlıklardan kuyularda olduğu gibi,
lağımlar ve arakat hazırlıkları da ihale edilmelidir. Bu sayede madencilikte büyük önemi
olan büyük hazırlıklar özelleştirilerek daha kısa sürede tamamlatılacaktır.
• Yeni ihraç tesisleri kurulması aşamasında, bu faaliyetler hızlandırılmalıdır.
• Taşta ilerlemede gerekli teçhizatın teminiyle halen ayda 35 m olan ortalama ilerlemeler 70
m'nin üzerine çıkacaktır.
• Havalandırma,
erken uyarı ve izleme
sistemleri Japon yardımlarıyla hızla
iyileştirilmektedir. Ayrıca, bilgisayarlı kart uygulamasına geçilmesi de önemli bir
yeniliktir.
• Kömür hazırlama tesislerinin her bölgenin yanında kurulması ve merkez lavuarının
kaldırılması yönünde komisyon çalışmaları yapılmaktadır. (Işbitiren, 2000)
2.2. Metan Gazı ve Petrol
Metan gazı, kömüre bağlı olarak oluşmuştur. Bu nedenle kömür damarları yanında ve kömür
damarlarını kesen fayh arazilerde sıkışma sonucu birikebilmektedir. Değerlendirilmesi için
yeterli yatırım yapılmamakta, özel sektör de gazı daha kolay elde edebileceği sığ sahalara
yatırım yapmayı tercih etmektedir. Yine de havzada 2000 m'lere kuyu delmekte olan Data Su

Sondajları A.Ş. gibi özel şirketler, yabancı ortaklan ile birlikte pilot kuyu açarak araştırma
yapmaktadır. Bu tip kuyular bilhassa kaçak ihtimalinin düşük olduğu ve işletmenin henüz
girmediği sahalarda açılmaktadır. Böylelikle üretilen gazın değerlendirilmesi yanı sıra, etkin
bir metan drenajı ile ilerki üretim çalışmalarında kömür işletmecisini olumsuz yönde
etkileyebilecek grizu tehlikesinin de önüne geçilmiş olacaktır. Metan ve parafin grubu
gazların tabakalar içinde çok farklı şartlar ve miktarlarda tutulduğu gözönünde bulundurulursa
çok küçük bir saha için bile kesin rezerv belirtmek oldukça güçtür. Çok sayıda sondaja gerek
duyulmaktadır. Kaynak olan hazneyi ve bu haznenin basıncını bulmak ve yine belirlenecek
boşlukluluk, geçirimlilik gibi parametreler ışığı altında karar vermeyi gerektiren bir dizi
maliyeti yüksek, sabırlı ve özverili çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Havzada, daha önce
yapılmış bir ön çalışmaya göre 50 - 200 milyon m
3
metan gazı rezervi olduğu iddia
edilmektedir (Türk, 1987).
T.P.A.O.'nın havzada gerçekleştirdiği petrol ve doğal gaz amaçlı derin sondajlar, 1985 - 1988
yıllan arasında yapılmıştır. Bunlar 3800 m'ye inilen ULUS-1 sondajı, 3200 m'e inilen
BARTIN-1 sondajı ve Çaycuma-Filyos arasında 4320 m'e inilen FİLYOS-1 sondajıdır.
M.T.A.'nın yapmış olduğu etüdlere göre yörede petrol oluşumu için elverişli anakaya,
haznekaya ve örtükaya özelliklerini taşıyan toplam 4500 m'lik bir istif bulunmaktadır.
Şimdiye kadar yapılan etüdlerde bölgede muhtelif yerlerde asfalt ve petrol emarelerine
rastlanmıştır. Bu emareler Bolu-Sünetgölü çevresinde, Zonguldak Gökgöl mağarasının
yakınında ve Kandilli Taşkömürü İşletme galerilerindedir. Ancak Kozlu - 560 kotundaki
galerilerde bulunan petrol emareleri ile ilgili Batman Rafinerisi raporu Çizelge 2'de
görülmektedir. Bu emarelerin bulunduğu bölgenin jeolojik yapısı incelendiğinde sızan ve
kusma şeklinde kendini gösteren parafın ağırlıklı petrolün Vizeen kireçtaşlarının meydana
getirdiği domlardan ve faylarla sınırlanmış antiklinalden, basıncın düştüğü çatlaklar boyunca
ilerleyen bir yayılma gösterdiği sanılmaktadır. Yeni kuyunun bulunduğu sahada en az 2000
m'e inen bir arama sondajı yapılmalıdır. Evvelce aynı yerde yapılan kuyu yeri sondajı 1000
m'e kadar delinmiş olup, yetersizdir. Ayrıca Fatih Sitesinde yapılan 2000 m derinlikli 3
sondaj aynı jeolojik yapı içerisinde açılmamıştır. Bu nedenlerle farklı bir bulguya ulaşılması
muhtemeldir.
Çizelge 2. Kozlu -560 Kotundan Çıkartılan Ham Petrol Emaresinin Bellibaşlı Özellikleri
Özelliğin Cinsi
Hararet
Gravite
S.P.S. Gravite
API. Gravite
Koku
Renk
Katı içeriği
Gaz içeriği
Fiziksel Davranışı
Değeri
68°F
0.826 GRV
0.829 GRV
39.18 GN
Benzin Kokusu
Sarı-Koyu Yeşil
Mikronize kömür kırıntıları;
kükürt yok
Metan bileşimleri
Isı artışında sıvı
Isı düştüğünde katı
irdelemesi
N.Ş.A. çok iyi bir kalori
değeri
Parafın petrolü
Parafin petrolü
Hafif petrol grubunda
Benzin oranı yüksek
Parafin petrolü
Yolu üzerinde kömürü
kesen süreksizlikler var
Bölgenin yapısına uygun
Parafinden kaynaklanan katı
haldeki bitüm içeriği

3. ENDÜSTRİYEL HAMMADDELER
3.1 Şiferton
Bilhassa kömür damarlarına bitişik olarak oluşan şiferton hakkında 1947 yılından beri bir çok
araştırma yapmış ve sonuçlar dönem dönem rapor haline getirilmiştir. Kömür stamplarmda ve
kuplarda şiferton bulunan yerler genellikle işlenmiştir. Tüm bu verilere dayanılarak bölgeler
itibariyle saptanmış olan şiferton rezervleri Çizelge 3'de sunulmuştur (Haner, 1998) Ateş
tuğlası yapımında kullanılan şifertonda istenmeyen maddeler demir oksitleri ve alkali
oksitlerdir. Bunların sanayide kabul edilebilir oranları, eldeki hammaddeye göre kıyaslanması
için Çizelge 4'te verilmiştir.
Çizelge 3. Bölgelere Göre Saptanmış Şiferton Rezervleri
BÖLGE ADI
1. FÎLYOS IRMAĞININ BATISI
1.1 KİLİMLİ - KARADON
1.2 KIRAT
1.3 0NTEMMUZ
TOPLAM
2. FILYOS IRMAĞININ DOĞUSU
2.1 AMASRA-GÖMÜ
2.2 AMASRA - TARLAAĞZI
2.3 TARLAAĞZI - GÜRLEK
2.4 AZDAVAY
2 5 BARTIN - KAZPINAR
2.6 KURUCAŞİLE
2.7 PERIT OVASI
TOPLAM
GENEL TOPLAM
TAHMİNİ REZERV
REZERV (ton)
6.185.130
150.000
750.000
7.085.130
1.500.000
10.000.000
675.000
2.000.000
17.816.917
5.000.000
1.000.000
37.991.917
45.077.047
161.695.000
Çizelge 4. Mevcut Şiferton
içerikler
% Si0
2
% AI2O3
% Fe
2
0
3
Ateşte zayiat (mineral
suyu ve kömürden
kaynaklanan)
SK
Alkali Oksitler
çerikleri ve Sanayinin istekleri
Havzanın Üretilebilir
Şifertonunda (%)
41-53
34-46
1-8
15-25
28-35
" 0,3-1,0
Sanayinin isteklerinde
(%)
50>
40<
2>
20>
30<
0,8>
3.2 Döküm Kumu
Çevre malzemelerinin incelenmesi sonucu döküm kumu özelliklerine sahip malzemelerin
bulunduğu görülmektedir. Demir - Çelik Fabrikaları tarafından istenen malzeme özellikleri
Çizelge 5'te verilmiştir. Bu özelliklere uygunluk Westfalien - A yaşlı kumtaşlarında
görülmektedir. İstenen fiziksel özellikleri veren tabakalar, bölge litolojisine bakıldığında

farklı farklı boyut gruplarında kalın ve gevşek tabakalanmalar olması nedeniyle
bulunmaktadır. Ayrıca bu sahadan alınan numunenin Çizelge 6'da görülen kimyasal analizini
Ereğli Demir-Çelik Fabrikaları yapmış ve döküm kumu olabileceğine dair rapor
alınmıştır.(Haner, 1993)
Çizelge 5. Döküm Kumunun Demir Çelik Fabrikaları Tarafından Aranılan Fiziksel ve
Kimyasal Özellikleri
Kimyasal Özellikler
Sİ0
2
A1
2
0
3
Fe
2
0
3
CaO +MgO
Na
2
0 + K
2
0
Ateşte Zayiat
' Rutubet
% 75<
% 10-25
%6>
%3>
%2>
%6>
%5>
Fiziksel Özellikler
Boyut
+1 mm
1 -0,1 mm
- 0,1 mm
Bulunma Yüzdesi
%3>
% 85<
%12>
Çizelge 6. Westfalien -A Yaşlı Kumtaşlanna Ait Kimyasal Analiz Sonuçları
3.3 Kuvarsitler, Kuvars Kumları
Göldağ kuvarsitleri ve bunların aşınıp, yer yer depolanmasından oluşan Apsien Yaşlı Velibey
kumtaşlan ve kuvars kumları havzada çok yaygın bir malzemedir. Batıda Alacaağzı ve
Kandilli yöresinden Kurucaşilenin güneybatısına kadar geniş bir alana yayılmıştır. Bir takım
özellikleri ile ayırt edilen 6 tabakadan meydana gelmiştir. Aşağıda, ferro alaşımları ve cam
sanayisinde kullanılabilecek malzemede istenen kimyasal ve fiziksel özellikler belirtilmiştir.
Çizelge
SİO2
(%)
>97
7. Ferro Alaşımları Sanayis
AI2O3
(%)
2>
Fe
2
0
3
(%)
1>
K
2
0
(%)
Eser
»i İçin Ku
Na
2
0
(%)
o,ı>
Hamlaca
MgO
(%)
Eser
c Kuvarsitin Kimyasal Öze
CaO
(%)
0,2>
P
2
0
5
(%)
Eser
S
(%)
Eser
likleri
A.Z.
Eser
Ferro alaşımları sanayisinde kullanılacak malzemede aranan fiziksel özellikler ise sert ve
kompakt olması, 1000°C'de parçalanmaması ve hacimce genleşmenin küçük olmasıdır. Cam
sanayisinde kullanılacak malzemenin aranan kimyasal özellikleri Çizelge 8'de verilmiştir
Fiziksel ve Litolojik özelliklere bakıldığında, bünyesinde kalsedon, opal ve kyanit olmaması,
kolayca dağılabilen bir özellik taşıması ve taneciklerinin 25 - 200 meş aralığında olması
gerektiği görülür.
Çizelge 8.
Si0
2
(%)
>98
Cam Sanayisinde Kul!
A1
2
0
3
(%)
l>
Fe
2
0
3
(%)
o,ı>
anılacak Kuvarsitin K
Ti0
2
(%)
1>
MgO
(%)
Eser
myasal Özellikleri
CaO
(%)
Eser
Mn
2
0
(%)
Hiç
Cr
2
0
3
(%)
Hiç
Malzeme homojen bir dağılım göstermelidir. Havzada yer yer kalmlaşan bu 6 farklı seviyeden
alınan numunelerle ilgili kimyasal analiz sonuçlan Çizelge 9'da sunulmuştur.
305
Page 10
Çizelge 9 Kuvarsit ve Kuvars Kumlarına Ait Kimyasal Analiz Sonuçları
Alındığı Yer
1. Tabaka
2 Tabaka
3 Tabaka
4. Tabaka
5. Tabaka
6 Tabaka
SiO,
(%)
97,03
98,01
98,05
96.38
98.27
95.47
A1
2
0
3
(%)
1,19
0,46
0,086
1,38
0,30
1,12
Fe
;
0
3
(%)
0,71
0,191
0,315
1,18
0,309
2,25
Tı0
2
(%)
0.084
0,035
0,054
0,080
0,059
0,067
CaO
(%)
0,03
0,03
0,03 "
0,03
0,03
0,03
MgO
(%)
0 06
0,01
0,03
0,05
0,02
0,08
Na
2
0
(%)
0,05
-
-
-
-
0,08
K,0
(%)
0,27
0,06
0,14
0,14
0,07
-
Cr
2
0
3
(%)
0,002
0,001
0,001
0,002
0,007
0,004
0,008
0,005
0,014
-
0,007
0,044
K.K.
(%)
0,57
0.30
0,51
0.74
0,40
0,75
3.4 Dolomit
Havzada Demir-Çelik Fabrikalarına hammadde olabilecek özellikte dolomitlere belli başlı iıç
yerde rastlanmaktadır. Bunlardan ilki Ereğli - Alaph - Ormanlı sahasıdır. 1981 yılındaki
prospeksiyon çalışmaları ile bir adet ruhsat önerilen sahada 30 m kalınlıkta 10 km
2
'lik alanı
kaplayan dolomitin MgO tenoru % 21,75 olarak bulunmuştur
İkinci önemli saha da, Bartın - Boğaz mevkisindedir Özel sektör tarafından Demir-Çelik
fabrikaları için üretim yapılmıştır. MgO tenörü % 18 -19 arasında değişmektedir
Üçüncü saha, Kurucaşile'nin güneyindeki genişliği 500 m, uzunluğu 6-7 km'i bulan yerdir
MgO tenörü % 19-21 arasındadır. MTA bu sahada Ereğli Demir-Çelik Fabrikası için on
étudier yapmış ve daha sonra bu saha ilgili fabrikaya devredilmiştir.
3.5 Mermer
Kireçtaşları metomorfik etkilerle rekristalize kireçtaşı ve mermer haline dönüşmektedir. Bu
şekilde Ereğli, Kurucaşile ve Cide civarında blok veren mermer oluşumlarına rastlanmakta,
bunlardan bir kısmı işletilmektedir.
3.6 Kireçtaşları
Zonguldak yöresinde oldukça yaygın ekonomik nitelikte kireçtaşlarına rastlanılmaktadır
Özellikle Vizeen, Jura ve Barremien Yaşlı Kireçtaşları inşaat malzemesi ve toz kireç
yapımına elverişlidir. Devrek'te toz kireç üreten bir fabrika üretim yapmaktadır
3.7 Feldispat
Çevredeki granit intrüzyonlarına bağlı olarak gelişen pegmatit ve aplitler Mengen - Dirgine
civarındadır.
3.8 Çimento Hammaddeleri
Yörede bazı çimento fabrikaları hammaddelerini yakın çevrelerinden temin etmektedir
M.T.A , Araç'ta çimento hammaddeleri etüdleri yapmıştır
3.9 Tuğla - Kiremit Toprağı
Özellikle Bartın Çayının aktığı alüvyoner sahada Eosen Flişlerinden kaynaklanan Tuğla
Kiremit toprağının oldukça bol bulunması bu sektörün gelişmesini sağlamıştır.

4. METALİK HAMMADDELER
4.1 Alüminyum Cevheri (Boksit)
Oolitik - pizolitik tipte cevherleşme gösteren şedimanter kökenli oluşumlardır. Zonguldak'in
güneyinden başlayarak doğu - batı istikametinde uzanan Vizeen yaşlı dolomitik kireçtaşları
ve Velibey kumtaşları tarafından örtülmektedir. Kireçtaşlarının aşındığı kesimlerde Kokaksu
- Sapanlıdere - Aydındere - Erikli - Rüzgarlımeşe - Güdüllü civarında mostra vermektedir
En önemli zuhur Kokaksu'da bulunmaktadır. Gerek örtü, gerekse mostradan gerçekleştirilen
sondajlarla ve yarmalarla cevher kalınlığının 10 m'ye ulaştığı saptanmıştır. Yapılan sondajlı
aramalar sonucu 7,8 milyon ton görünür rezerv bulunmuştur. Bunun 4 milyon tonu yumuşak -
toprağımsı, 3,8 milyon tonu sert boksittir. Bu sahada etüdlerin tamamlanmasından sonraki
yıllarda özel bir madencilik şirketi tarafından işletmecilik yapılmış, 5000 ton kadar sert boksit
İngiltere aracılığıyla Rusya'ya ihraç edilmiştir. Ancak günümüzde işletilmemektedir
Kokaksu boksitlerinden alman numunelerde yapılan kimyasal analiz sonucu içeriğinin % 30 -
56 A1
2
0
3
, % 5 - 3 6 Si0
2
ve % 14 - 25 Fe
2
0
3
olduğu belirlenmiştir. Sabanlıdere
boksitlerinden alman numunelerin kimyasal analizinde ortalama % 53,58 AI2O3, % 11,49
SİO2 ve % 26,11 Fe
2
03; Eğridere boksitlerinin kimyasal analizi sonucunda ise ortalama %
51,10 A1
2
0
3
, % 15,72 Si0
2
ve % 21,81 Fe
2
0
3
belirlenmiştir.
Boksitin kullanıldığı belli başlı yerler, alüminyum üretimi, refrakter malzeme üretimi ve
çimento sanayisidir. Alüminyum üretimi için kullanılacak cevher hidrarjilit ise en az % 50
AI2O3, monohidratik boksit ise % 55 Al
2
03 tenörü aranmaktadır. Silis tenoru için katı ve kesin
sınırlamalar vardır. Monohidratik boksitlerde en çok % 3 - 5 Si0
2
tenörüne izin
verilmektedir.
Trihidratik boksitlerde silis tenörü daha fazla olabilir. Demir tenörü için katı bir sınırlama
yoktur. % 20 - 25 Fe
2
03 tenörleri dahi cevher kalitesini bozmamaktadır. İkinci önemli
kullanım olan refrakter malzeme sanayisinde ateşe dayanıklılığı etkileyen Ca ve Fe gibi
bileşenlerin tenörleri düşük olmalıdır. Ülkelere göre değişik tenörlü boksitlerin kullanıldığı
görülmektedir. Üçüncü kullanım alanı olan çimento sanayisinde çabuk sertleşen çimento
türleri üretiminde kullanılan boksitin Si0
2
tenörü % 10 - 12 arasında olmalıdır. Sanayide
kullanımı mümkün olan havza boksitlerinde bütün yatağın istenen tenor ilişkilerini
göstermediği hallerde, sahanın çeşitli yerlerindeki farklı tenörde cevherlerin harmanlanması
ile isteğe uygun ortalama cevher elde edilmesi düşünülebilir.
4.2 Manganez
Ereğli, Devrek ve Tosya ilçeleri civarında manganez zuhurları bulunmaktadır. Manganez
tenörü % 40'a kadar yükselen bu oluşumların rezervi birkaç bin ton kadardır Ereğli -
Kızlamba - Gözügören'deki oluşumlarda M.T.A.'nın 10 ayrı yerde yaptığı toplam 428 m
sondajla bu sahanın etüdü tamamlanmıştır. Görünür + muhtemel olmak üzere 18 800 ton % 8
- 36 Mn içeren bir rezerv saptanmıştır. Bu yörede Keşkek - Aydınlar - Avatlar -
Karacapmar'daki zuhurların oluşumu Volkano - Sedimenter olup, Üst Kretase Volkanik
serileri içinde yer almaktadır. Örtülü bir primer yatağın bulunması oldukça kuvvetlidir.
5. SONUÇLAR
Bölgede madencilik açısından büyük bir potansiyel olmasına rağmen zengin olan bu
kaynaklar, yatırımsızlık, altyapı eksikliği, makinalaşmama, dünya madenciliği ile rekabet
edememe gibi sorunlar nedeniyle yeterince değerlendirilmemektedir. Son zamanlarda kömür

de dahil zenginleştirme masraflarından kaçılarak maliyeti düşürme yoluna gidilmektedir. Bu
nedenle tüvönan talep edecek sektörlere yönelik üretim ağırlık kazanmıştır. Özel sektörün
yatırımları yetersizdir. Devletin bu sektördeki üstünlüğü devam etmektedir.
Bu durumlar gözönünde bulundurularak başlangıç olarak, Avrupa Birliğinin normlarına
uyularak yabancı sermaye girişinin sağlanması, maliyeti düşürücü mekanizasyonun
yaygınlaştırılması, özel madencilik uygulamalarını belli kişilerin tekelinden kurtarıp işinin
ehli kişi ve kuruluşlara fırsat tanınması, yurtiçi madencilik kredilerinin günün koşullarına gore
artırılması ve alınmasının kolaylaştırılması, devlet sektöründeki madenciliği daha verimli hale
getirmek için bildiri içindeki önerilerin uygulanması, yabancı şirketlerin çalışmalarına
kolaylıklar sağlanması, hammaddelerden konsantre veya mamul madde elde etmeyi ve
istihdamı artıracak tesislerin maden işletmelerinin yakınında kurulması gerekmektedir. Bu
koşulların sağlanmasıyla havzadaki yeraltı zenginliklerinin ülke ekonomisine olumlu
katkılarını görmek mümkün olacaktır.


Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
27 Aralık 2008       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.

BATI KARADENİZ HAVZASININ MADEN KAYNAKLARI POTANSİYELİ,
Sponsorlu Bağlantılar
İŞLETEBİLİRLİĞİ, BEKLENTİLER VE ÖNERİLER

ÖZET
Batı Karadeniz Havzası, Üretilebilir maden kaynaklan bakımından büyük bir zenginlik
göstermektedir. Ancak bu hammaddelerden yararlanılması düşük bir düzeyde
kalmaktadır. Öte yandan az miktarlarda üretilen bu zenginliklerin efektif bir şekilde
kullanılmadığı görülmektedir. Sanayinin genel gidişi, maliyeti düşük olan dış
kaynaklara yönelme şeklinde kendini göstermektedir. Bu tebliğde, havzanın hammadde
potansiyeli, sanayinin beklentileri ve mevcut durum ele alınacaktır.


Havzada bilinen madencilik hammaddeleri, yıllar süren incelemeler ve sayısız raporla
harcanan emeğe göre verimli bir şekilde, yeterince veya hiç değerlendirilmemektedir.
Sorunlar tek yönlü olmayıp muhtelif boyutları bulunmaktadır. Serbest pazar
ekonomisinin ortaya çıkardığı sorunlardan biri olan rekabet koşulları, globalleşme ile
daha yoğun bir şekilde hissedilmektedir. Hiçbir destek alamayan özel sektör
madenciliği, bir yandan rödavans kıskacı, öte yandan mekanizasyonun sağladığı düşük
maliyetli dış pazar kaynaklarından dolayı erimektedir. Oysa özelleştirme devletin
benimsediği bir politika olmasına rağmen, madencilikte yeterli bir altyapıya
kavuşamamıştır. Bunun sonucu madencilikten anlamayan ve ilk yatırım düşünmeyen
müteşebbisler, rödavansla aldıkları sahalardan yüksek kar uğruna ya kalitesiz
hammadde üretmekte ve bunu pahalıya satmaya çalışmakta; ya da aldıkları sahaları çok
düşük randımanla çalıştırmaktadırlar. Havza madenciliği bu tanımlara uymaktadır.
Bilindiği gibi havzadaki sahaların işletmesi hakkı T.T.K. Genel Müdürlüğüne, yani
devlete ait olmasına rağmen, son zamanlarda yapılan, imtiyaz sahası sınırlamaları
dışarıda kalan sahalar için ruhsat alınabilmesi imkanı getirmiştir. Buna rağmen alınan
ruhsatlar, madenciliğe olan ilgi düzeyinin yetersizliğini göstermektedir. Bunun diğer bir
boyutu sanayinin talepleri ve küçük işletmecinin Dünya fiyatları ile rekabet
edememesidir. İzleyen bölümlerde havzada mevcut maden kaynakları, içerikler ve
sanayinin beklentileri ele alınacak, bazı önerilerde bulunulacaktır. Şekil l'de Havzanın
yer altı potansiyeli genel olarak görülmektedir.
2. ENERJİ HAMMADDELERİ
2.1 Taşkömürü
Karbonifer havzasında üretilen bu önemli hammadde, bir takım işlemlere tabi tutularak
sanayiye verilmektedir. Tüketilmesi gereken en önemli sektör Demir-Çelik olması
gerekirken koklaşabilme özelliği aranılan bu hammaddenin gereken kaliteyi
tutturamaması bu pazarın tam anlamıyla kaybedilmesine yol açmıştır. Ucuz gibi
görünen ithal kömüre yönelen Demir-Çelik sektöründen boşalan pazarı enerji sektörü
doldurmuştur. Çizelge l'de 1991-1999 yılları arasında taşkömürü üretim ve tüketim
karşılaştırmaları görülmektedir. Daha önceleri üretilen kömürün külü sorun olurken,
günümüzde bu durum önemini kaybetmiştir. Hatta kömürün yüksek kalorifık değeri
kullanıldığı yerde sorun yarattığından, şistle karıştırılarak satışa sunulmaktadır Ancak
Karabük Demir-Çelik Fabrikalarının talebi devam etmektedir. Gerçekte sektöre değil,
ülkemize pahalıya mal olan ithal kömür yerine koklaşabilir kömürün bulunduğu
damarlardan alınan tüvönanın düşük kül rejiminde yıkanması halinde kömür
dışalımımız azalacaktır. Diğer bir yol, her yıl programlanan miktarda kömürü
T.T.K.'nm yurtdışından alarak Demir-Çeliklere satmasıdır ki, bundan her kesim
kazançlı çıkabilir. Kömür böylelikle Demir-Çeliklere hem daha ucuza mal olur, hem de
T.T.K.'nın kâra geçmesi bile mümkün olur. Ancak taşkömürü ithalatının serbest
bırakılması bu yolu kapatmıştır.
Öte yandan T.T.K.'nın, kömür üretimini olumsuz yönde etkileyen durumları
bulunmaktadır. Gerekli yatırımlar, yeterli miktarlarda yapılmamaktadır Üretim
alanlarının derinleşmesi ile ortaya çıkan sorunlar bulunmaktadır Ancak 1999'un sonuna

Çizelge 1. 1991 -1999 Yılları Arası Taşkömür Üretim ve Tüketim Karşılaştırması
YDLLAR
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
SATILABİLİR ÜRETİM
(Ton/Yıl)
ARMUTÇUK
266.080
344.055
316.486
287.087
-
-
-
228.031
211.322
KOZLU
652.344
480.573
451.402
490.076
401.073
454.338
634.345
415.912
392.864
ÜZÜLMEZ
586.915
617.006
688.710
726.018
765.537
823.301
690.256
509.078
445.622
KARADON
1.068.095
1.175.623
1.150.559
1.160.513
1.081.565
1.154.457
995.531
847.459
786.797
AMASRA
188.276
211.470
181.631
174.855
-
-
-
135.635
110.068
SEKTÖRLERE GÖRE SATIŞLAR
(Ton/Yıl)
DEMİR ÇELİK
849.981
710.001
691.087
700.526
650.289
532.065
360.638
189.253
210.389
ENERJİ
841.926
1.278.468"
1.279.079
1.465.647
1.177.935
1.377.845
1.919.669
1.486.817
1.473.388
ULAŞTTRMA
9.529
10.233
10.206
7.959
4.444
10.639
7.490
6.407
6.446
GIDA
116.790
120.773
119.693
132.369
85.406
111.808
45.504
173.604
154.632
DİĞ.SANAYİ
478.304
442.741
278.884
227.874
167.470
143.257
145.789
-
-
MUH. MAHALLİ
352.123
358.632
308.489
161.989
207.213
182.330
169.864
132.115
139.619
İŞÇİ ADETLERİ
(Ortalama)
YERALTI
18.338
17.003
16.592
14.427
13.348
13.028
12.277
11.684
10.898
YERÜSTÜ
12.877
12.492
11.837
9.537
8.172
7.375
6.397
5.722
5.250
TOPLAM
31.215
29.495
28.429
23.964
21.520
20.403
18.674
17.406
16.148
TİCARİ
MALİYET
(TL/TON)
1.036.779
1.630.088
3.146.644
6.938.030
10.900.208
16.140.702
28.837.066
30.953.792
79.112.485

doğru alınan yeraltı işçileri üretimin artırılması yolunda doğru .bir politikadır. Fakat bunun
yanısıra uygulanan resen emeklilik, yerüstü yan üretim ve hizmet birimlerindeki kalifiye usta
ve işçi kaybını artırmıştır. Bu durum işlerin aksamasına ve maliyetlerin artmasına neden
olacaktır. Ayrıca küçülme yönünde çalışmaların yapıldığı kuruma ani işçi alımı, müesseseleri
hazırlıksız yakalamıştır. Bu işçilerin eğitimi ve istihdam edilecekleri panoların hazırlıklarının
bitmemiş olması bir müddet darboğaza girileceğinin işaretleridir. Kuruma alınan işçilere sayı
olarak bakıldığında, Zonguldak'ta kurulacak sektörlerden hiçbirinin taşkömürü işletmelerinin
istihdam kapasitesine ve ücret seviyesine erişemeyeceği görülmüştür. Bunun yanısıra
tamamen dışa bağlı bir enerji politikasının her zaman iflas edeceğini zaman içinde
görmekteyiz. Siyasi ve ekonomik herhangi bir dış kesinti, ülkemizde hayatın felç olmasına
yol açacaktır.
Taşkömürü havzasında son yapılan araştırmalara göre belirlenmiş olan rezerv bilgileri ve son
60 yıldır üretilen kömür miktarı ile ilgili veriler Şekil 2'de görülmektedir. Buna göre yılda 5
milyon ton üretim yapılması halinde, bu rezerv bilgilerine göre yüzlerce yıl yetecek kadar
kömür miktarı bulunmaktadır.
Şekil 2. Taşkömürü Havzasının Rezerv Bilgileri (1940-1999).
Kurumda üretimi ve verimliliği artırmak için 8. Kömür Kongresinde önerilen konuların ne
oranda gerçekleştiği ve buna göre yeni önerilerin neler olabileceği konusu aşağıda ele
alınmıştır. Bu öneriler evvelce olduğu gibi yine, kısa, orta ve uzun vadeli işler diye üç grupta
incelenecektir. (Keskin, 1992).
2.1.1 Kısa Vadeli İşler
• Kül içeriği yüksek olan yerlerdeki üretim azaltılmamıştır; çünkü kömürün satıldığı
sektörler, yüksek kalorili kömürü yakmaya uygun değildir. Bu nedenle kömüre şist bile
katılıp miks yapılarak örneğin Çatalağzı Termik Santralına %75'e varan kül oranlarında
kömür sevkedilmektedir.
• Yeni alınan işçilerle üretime hazır alanlara işçi tertip edilmektedir. Ocak içi işçilikler
artırılmış, ocak dışı işçilikler resen emeklilikle azaltılmıştır.
• Kazı teşvik primi için çok iyi niyetli çabalar vardır Bu konuda hazırlanan tasarı, yönetim
kurulunda ele alınarak hayatiyete geçirilmeyi beklemektedir Bir işyerinde yalnızca ceza
uygulanmasının işçinin gayrete getirilmesinde yeterli olmadığı görülmektedir.

• Alınan bilgilere göre işbaşı meslek eğitimi aralıksız ve aksatılmadan sürdürülmektedir.
Ancak Eğitim Müdürlüğü eskiden olduğu gibi ayrı bir birim olmak ve kadrosu
güçlendirilmelidir.
• Ocak içi taşımada 5 tonluk vagonlara, kuyu taşımacılığında hızlı kafes ve skip
sistemlerine geçilmektedir.
• Sözleşmeli personel yasasındaki koşulların uygulanmasında gelebilecek sakıncalara karşı
teknik personel, devlet memuriyeti güvencesine kavuşturulmuştur. Ancak disiplin
kurallarının uygulanmasında çaba sarf edilmelidir.
• Burada yeni bir öneri yapılacaktır. Bu öneri, gün içinde uygulanan vardiye sayısının
bilhassa üretimde çalışan birimler için 4 vardiyeye çıkarılması, taşıma ve yan servislerde
8'er saatlik 3 vardiye sistemine devam edilmesi olacaktır. Böylelikle zaman kayıplarından
kaynaklanan üretim düşüklüğünün önüne geçilecektir.
2.1.2 Orta Vadeli İşler
• Damar içi hazırlıklarının hızlandırılması çabası, yeni alınan işçilerle ivme kazanacaktır.
• Ayak boylarının kısaltılması yönünde büyük çabalar vardır. Böylelikle ayakların komple
çalışması mümkün olmaktadır.
• Güç koşullu damarlarda uygulanan pnömatik patlatma tekniği yaygınlaşmaktadır.
• Hidrolik direk uygulaması, yatırım gerektirdiğinden ve bazı frenleyici etkenler nedeniyle
henüz istenen düzeye ulaşmamıştır.
• Puantaj yaygın biçimde bilgisayarla yapılmalıdır.
• Kredi temini için Avrupa Birliği normlarına uygun işletmecilik yapılmalıdır. Bilhassa
galerilerde kuplu çalışma ve kömürde ilerlemelerde belli aralıklarla radyoaktivite analizi
çalışmaları ağırlık kazanmalıdır.
2.1.3 Uzun Vadeli İşler
• Büyük hazırlıklar delici makinalann uygulanması ile çoğu yerde ivme kazanmıştır. Ancak
yatırımlar yetersiz kaldığından yaygınlaşamamıştır. Ancak burada yapılacak diğer bir
öneri, hizmet alımı müessesesinin kurulmasıdır. Bu çalışma sayesinde özel sektördeki
şirketlere, kuracakları uzman ekiplerle tıpkı, büyük hazırlıklardan kuyularda olduğu gibi,
lağımlar ve arakat hazırlıkları da ihale edilmelidir. Bu sayede madencilikte büyük önemi
olan büyük hazırlıklar özelleştirilerek daha kısa sürede tamamlatılacaktır.
• Yeni ihraç tesisleri kurulması aşamasında, bu faaliyetler hızlandırılmalıdır.
• Taşta ilerlemede gerekli teçhizatın teminiyle halen ayda 35 m olan ortalama ilerlemeler 70
m'nin üzerine çıkacaktır.
• Havalandırma,
erken uyarı ve izleme
sistemleri Japon yardımlarıyla hızla
iyileştirilmektedir. Ayrıca, bilgisayarlı kart uygulamasına geçilmesi de önemli bir
yeniliktir.
• Kömür hazırlama tesislerinin her bölgenin yanında kurulması ve merkez lavuarının
kaldırılması yönünde komisyon çalışmaları yapılmaktadır. (Işbitiren, 2000)
2.2. Metan Gazı ve Petrol
Metan gazı, kömüre bağlı olarak oluşmuştur. Bu nedenle kömür damarları yanında ve kömür
damarlarını kesen fayh arazilerde sıkışma sonucu birikebilmektedir. Değerlendirilmesi için
yeterli yatırım yapılmamakta, özel sektör de gazı daha kolay elde edebileceği sığ sahalara
yatırım yapmayı tercih etmektedir. Yine de havzada 2000 m'lere kuyu delmekte olan Data Su

Sondajları A.Ş. gibi özel şirketler, yabancı ortaklan ile birlikte pilot kuyu açarak araştırma
yapmaktadır. Bu tip kuyular bilhassa kaçak ihtimalinin düşük olduğu ve işletmenin henüz
girmediği sahalarda açılmaktadır. Böylelikle üretilen gazın değerlendirilmesi yanı sıra, etkin
bir metan drenajı ile ilerki üretim çalışmalarında kömür işletmecisini olumsuz yönde
etkileyebilecek grizu tehlikesinin de önüne geçilmiş olacaktır. Metan ve parafin grubu
gazların tabakalar içinde çok farklı şartlar ve miktarlarda tutulduğu gözönünde bulundurulursa
çok küçük bir saha için bile kesin rezerv belirtmek oldukça güçtür. Çok sayıda sondaja gerek
duyulmaktadır. Kaynak olan hazneyi ve bu haznenin basıncını bulmak ve yine belirlenecek
boşlukluluk, geçirimlilik gibi parametreler ışığı altında karar vermeyi gerektiren bir dizi
maliyeti yüksek, sabırlı ve özverili çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Havzada, daha önce
yapılmış bir ön çalışmaya göre 50 - 200 milyon m
3
metan gazı rezervi olduğu iddia
edilmektedir (Türk, 1987).
T.P.A.O.'nın havzada gerçekleştirdiği petrol ve doğal gaz amaçlı derin sondajlar, 1985 - 1988
yıllan arasında yapılmıştır. Bunlar 3800 m'ye inilen ULUS-1 sondajı, 3200 m'e inilen
BARTIN-1 sondajı ve Çaycuma-Filyos arasında 4320 m'e inilen FİLYOS-1 sondajıdır.
M.T.A.'nın yapmış olduğu etüdlere göre yörede petrol oluşumu için elverişli anakaya,
haznekaya ve örtükaya özelliklerini taşıyan toplam 4500 m'lik bir istif bulunmaktadır.
Şimdiye kadar yapılan etüdlerde bölgede muhtelif yerlerde asfalt ve petrol emarelerine
rastlanmıştır. Bu emareler Bolu-Sünetgölü çevresinde, Zonguldak Gökgöl mağarasının
yakınında ve Kandilli Taşkömürü İşletme galerilerindedir. Ancak Kozlu - 560 kotundaki
galerilerde bulunan petrol emareleri ile ilgili Batman Rafinerisi raporu Çizelge 2'de
görülmektedir. Bu emarelerin bulunduğu bölgenin jeolojik yapısı incelendiğinde sızan ve
kusma şeklinde kendini gösteren parafın ağırlıklı petrolün Vizeen kireçtaşlarının meydana
getirdiği domlardan ve faylarla sınırlanmış antiklinalden, basıncın düştüğü çatlaklar boyunca
ilerleyen bir yayılma gösterdiği sanılmaktadır. Yeni kuyunun bulunduğu sahada en az 2000
m'e inen bir arama sondajı yapılmalıdır. Evvelce aynı yerde yapılan kuyu yeri sondajı 1000
m'e kadar delinmiş olup, yetersizdir. Ayrıca Fatih Sitesinde yapılan 2000 m derinlikli 3
sondaj aynı jeolojik yapı içerisinde açılmamıştır. Bu nedenlerle farklı bir bulguya ulaşılması
muhtemeldir.
Çizelge 2. Kozlu -560 Kotundan Çıkartılan Ham Petrol Emaresinin Bellibaşlı Özellikleri
Özelliğin Cinsi
Hararet
Gravite
S.P.S. Gravite
API. Gravite
Koku
Renk
Katı içeriği
Gaz içeriği
Fiziksel Davranışı
Değeri
68°F
0.826 GRV
0.829 GRV
39.18 GN
Benzin Kokusu
Sarı-Koyu Yeşil
Mikronize kömür kırıntıları;
kükürt yok
Metan bileşimleri
Isı artışında sıvı
Isı düştüğünde katı
irdelemesi
N.Ş.A. çok iyi bir kalori
değeri
Parafın petrolü
Parafin petrolü
Hafif petrol grubunda
Benzin oranı yüksek
Parafin petrolü
Yolu üzerinde kömürü
kesen süreksizlikler var
Bölgenin yapısına uygun
Parafinden kaynaklanan katı
haldeki bitüm içeriği

3. ENDÜSTRİYEL HAMMADDELER
3.1 Şiferton
Bilhassa kömür damarlarına bitişik olarak oluşan şiferton hakkında 1947 yılından beri bir çok
araştırma yapmış ve sonuçlar dönem dönem rapor haline getirilmiştir. Kömür stamplarmda ve
kuplarda şiferton bulunan yerler genellikle işlenmiştir. Tüm bu verilere dayanılarak bölgeler
itibariyle saptanmış olan şiferton rezervleri Çizelge 3'de sunulmuştur (Haner, 1998) Ateş
tuğlası yapımında kullanılan şifertonda istenmeyen maddeler demir oksitleri ve alkali
oksitlerdir. Bunların sanayide kabul edilebilir oranları, eldeki hammaddeye göre kıyaslanması
için Çizelge 4'te verilmiştir.
Çizelge 3. Bölgelere Göre Saptanmış Şiferton Rezervleri
BÖLGE ADI
1. FÎLYOS IRMAĞININ BATISI
1.1 KİLİMLİ - KARADON
1.2 KIRAT
1.3 0NTEMMUZ
TOPLAM
2. FILYOS IRMAĞININ DOĞUSU
2.1 AMASRA-GÖMÜ
2.2 AMASRA - TARLAAĞZI
2.3 TARLAAĞZI - GÜRLEK
2.4 AZDAVAY
2 5 BARTIN - KAZPINAR
2.6 KURUCAŞİLE
2.7 PERIT OVASI
TOPLAM
GENEL TOPLAM
TAHMİNİ REZERV
REZERV (ton)
6.185.130
150.000
750.000
7.085.130
1.500.000
10.000.000
675.000
2.000.000
17.816.917
5.000.000
1.000.000
37.991.917
45.077.047
161.695.000
Çizelge 4. Mevcut Şiferton
içerikler
% Si0
2
% AI2O3
% Fe
2
0
3
Ateşte zayiat (mineral
suyu ve kömürden
kaynaklanan)
SK
Alkali Oksitler
çerikleri ve Sanayinin istekleri
Havzanın Üretilebilir
Şifertonunda (%)
41-53
34-46
1-8
15-25
28-35
" 0,3-1,0
Sanayinin isteklerinde
(%)
50>
40<
2>
20>
30<
0,8>
3.2 Döküm Kumu
Çevre malzemelerinin incelenmesi sonucu döküm kumu özelliklerine sahip malzemelerin
bulunduğu görülmektedir. Demir - Çelik Fabrikaları tarafından istenen malzeme özellikleri
Çizelge 5'te verilmiştir. Bu özelliklere uygunluk Westfalien - A yaşlı kumtaşlarında
görülmektedir. İstenen fiziksel özellikleri veren tabakalar, bölge litolojisine bakıldığında

farklı farklı boyut gruplarında kalın ve gevşek tabakalanmalar olması nedeniyle
bulunmaktadır. Ayrıca bu sahadan alınan numunenin Çizelge 6'da görülen kimyasal analizini
Ereğli Demir-Çelik Fabrikaları yapmış ve döküm kumu olabileceğine dair rapor
alınmıştır.(Haner, 1993)
Çizelge 5. Döküm Kumunun Demir Çelik Fabrikaları Tarafından Aranılan Fiziksel ve
Kimyasal Özellikleri
Kimyasal Özellikler
Sİ0
2
A1
2
0
3
Fe
2
0
3
CaO +MgO
Na
2
0 + K
2
0
Ateşte Zayiat
' Rutubet
% 75<
% 10-25
%6>
%3>
%2>
%6>
%5>
Fiziksel Özellikler
Boyut
+1 mm
1 -0,1 mm
- 0,1 mm
Bulunma Yüzdesi
%3>
% 85<
%12>
Çizelge 6. Westfalien -A Yaşlı Kumtaşlanna Ait Kimyasal Analiz Sonuçları
3.3 Kuvarsitler, Kuvars Kumları
Göldağ kuvarsitleri ve bunların aşınıp, yer yer depolanmasından oluşan Apsien Yaşlı Velibey
kumtaşlan ve kuvars kumları havzada çok yaygın bir malzemedir. Batıda Alacaağzı ve
Kandilli yöresinden Kurucaşilenin güneybatısına kadar geniş bir alana yayılmıştır. Bir takım
özellikleri ile ayırt edilen 6 tabakadan meydana gelmiştir. Aşağıda, ferro alaşımları ve cam
sanayisinde kullanılabilecek malzemede istenen kimyasal ve fiziksel özellikler belirtilmiştir.
Çizelge
SİO2
(%)
>97
7. Ferro Alaşımları Sanayis
AI2O3
(%)
2>
Fe
2
0
3
(%)
1>
K
2
0
(%)
Eser
»i İçin Ku
Na
2
0
(%)
o,ı>
Hamlaca
MgO
(%)
Eser
c Kuvarsitin Kimyasal Öze
CaO
(%)
0,2>
P
2
0
5
(%)
Eser
S
(%)
Eser
likleri
A.Z.
Eser
Ferro alaşımları sanayisinde kullanılacak malzemede aranan fiziksel özellikler ise sert ve
kompakt olması, 1000°C'de parçalanmaması ve hacimce genleşmenin küçük olmasıdır. Cam
sanayisinde kullanılacak malzemenin aranan kimyasal özellikleri Çizelge 8'de verilmiştir
Fiziksel ve Litolojik özelliklere bakıldığında, bünyesinde kalsedon, opal ve kyanit olmaması,
kolayca dağılabilen bir özellik taşıması ve taneciklerinin 25 - 200 meş aralığında olması
gerektiği görülür.
Çizelge 8.
Si0
2
(%)
>98
Cam Sanayisinde Kul!
A1
2
0
3
(%)
l>
Fe
2
0
3
(%)
o,ı>
anılacak Kuvarsitin K
Ti0
2
(%)
1>
MgO
(%)
Eser
myasal Özellikleri
CaO
(%)
Eser
Mn
2
0
(%)
Hiç
Cr
2
0
3
(%)
Hiç
Malzeme homojen bir dağılım göstermelidir. Havzada yer yer kalmlaşan bu 6 farklı seviyeden
alınan numunelerle ilgili kimyasal analiz sonuçlan Çizelge 9'da sunulmuştur.
305
Page 10
Çizelge 9 Kuvarsit ve Kuvars Kumlarına Ait Kimyasal Analiz Sonuçları
Alındığı Yer
1. Tabaka
2 Tabaka
3 Tabaka
4. Tabaka
5. Tabaka
6 Tabaka
SiO,
(%)
97,03
98,01
98,05
96.38
98.27
95.47
A1
2
0
3
(%)
1,19
0,46
0,086
1,38
0,30
1,12
Fe
;
0
3
(%)
0,71
0,191
0,315
1,18
0,309
2,25
Tı0
2
(%)
0.084
0,035
0,054
0,080
0,059
0,067
CaO
(%)
0,03
0,03
0,03 "
0,03
0,03
0,03
MgO
(%)
0 06
0,01
0,03
0,05
0,02
0,08
Na
2
0
(%)
0,05
-
-
-
-
0,08
K,0
(%)
0,27
0,06
0,14
0,14
0,07
-
Cr
2
0
3
(%)
0,002
0,001
0,001
0,002
0,007
0,004
0,008
0,005
0,014
-
0,007
0,044
K.K.
(%)
0,57
0.30
0,51
0.74
0,40
0,75
3.4 Dolomit
Havzada Demir-Çelik Fabrikalarına hammadde olabilecek özellikte dolomitlere belli başlı iıç
yerde rastlanmaktadır. Bunlardan ilki Ereğli - Alaph - Ormanlı sahasıdır. 1981 yılındaki
prospeksiyon çalışmaları ile bir adet ruhsat önerilen sahada 30 m kalınlıkta 10 km
2
'lik alanı
kaplayan dolomitin MgO tenoru % 21,75 olarak bulunmuştur
İkinci önemli saha da, Bartın - Boğaz mevkisindedir Özel sektör tarafından Demir-Çelik
fabrikaları için üretim yapılmıştır. MgO tenörü % 18 -19 arasında değişmektedir
Üçüncü saha, Kurucaşile'nin güneyindeki genişliği 500 m, uzunluğu 6-7 km'i bulan yerdir
MgO tenörü % 19-21 arasındadır. MTA bu sahada Ereğli Demir-Çelik Fabrikası için on
étudier yapmış ve daha sonra bu saha ilgili fabrikaya devredilmiştir.
3.5 Mermer
Kireçtaşları metomorfik etkilerle rekristalize kireçtaşı ve mermer haline dönüşmektedir. Bu
şekilde Ereğli, Kurucaşile ve Cide civarında blok veren mermer oluşumlarına rastlanmakta,
bunlardan bir kısmı işletilmektedir.
3.6 Kireçtaşları
Zonguldak yöresinde oldukça yaygın ekonomik nitelikte kireçtaşlarına rastlanılmaktadır
Özellikle Vizeen, Jura ve Barremien Yaşlı Kireçtaşları inşaat malzemesi ve toz kireç
yapımına elverişlidir. Devrek'te toz kireç üreten bir fabrika üretim yapmaktadır
3.7 Feldispat
Çevredeki granit intrüzyonlarına bağlı olarak gelişen pegmatit ve aplitler Mengen - Dirgine
civarındadır.
3.8 Çimento Hammaddeleri
Yörede bazı çimento fabrikaları hammaddelerini yakın çevrelerinden temin etmektedir
M.T.A , Araç'ta çimento hammaddeleri etüdleri yapmıştır
3.9 Tuğla - Kiremit Toprağı
Özellikle Bartın Çayının aktığı alüvyoner sahada Eosen Flişlerinden kaynaklanan Tuğla
Kiremit toprağının oldukça bol bulunması bu sektörün gelişmesini sağlamıştır.

4. METALİK HAMMADDELER
4.1 Alüminyum Cevheri (Boksit)
Oolitik - pizolitik tipte cevherleşme gösteren şedimanter kökenli oluşumlardır. Zonguldak'in
güneyinden başlayarak doğu - batı istikametinde uzanan Vizeen yaşlı dolomitik kireçtaşları
ve Velibey kumtaşları tarafından örtülmektedir. Kireçtaşlarının aşındığı kesimlerde Kokaksu
- Sapanlıdere - Aydındere - Erikli - Rüzgarlımeşe - Güdüllü civarında mostra vermektedir
En önemli zuhur Kokaksu'da bulunmaktadır. Gerek örtü, gerekse mostradan gerçekleştirilen
sondajlarla ve yarmalarla cevher kalınlığının 10 m'ye ulaştığı saptanmıştır. Yapılan sondajlı
aramalar sonucu 7,8 milyon ton görünür rezerv bulunmuştur. Bunun 4 milyon tonu yumuşak -
toprağımsı, 3,8 milyon tonu sert boksittir. Bu sahada etüdlerin tamamlanmasından sonraki
yıllarda özel bir madencilik şirketi tarafından işletmecilik yapılmış, 5000 ton kadar sert boksit
İngiltere aracılığıyla Rusya'ya ihraç edilmiştir. Ancak günümüzde işletilmemektedir
Kokaksu boksitlerinden alman numunelerde yapılan kimyasal analiz sonucu içeriğinin % 30 -
56 A1
2
0
3
, % 5 - 3 6 Si0
2
ve % 14 - 25 Fe
2
0
3
olduğu belirlenmiştir. Sabanlıdere
boksitlerinden alman numunelerin kimyasal analizinde ortalama % 53,58 AI2O3, % 11,49
SİO2 ve % 26,11 Fe
2
03; Eğridere boksitlerinin kimyasal analizi sonucunda ise ortalama %
51,10 A1
2
0
3
, % 15,72 Si0
2
ve % 21,81 Fe
2
0
3
belirlenmiştir.
Boksitin kullanıldığı belli başlı yerler, alüminyum üretimi, refrakter malzeme üretimi ve
çimento sanayisidir. Alüminyum üretimi için kullanılacak cevher hidrarjilit ise en az % 50
AI2O3, monohidratik boksit ise % 55 Al
2
03 tenörü aranmaktadır. Silis tenoru için katı ve kesin
sınırlamalar vardır. Monohidratik boksitlerde en çok % 3 - 5 Si0
2
tenörüne izin
verilmektedir.
Trihidratik boksitlerde silis tenörü daha fazla olabilir. Demir tenörü için katı bir sınırlama
yoktur. % 20 - 25 Fe
2
03 tenörleri dahi cevher kalitesini bozmamaktadır. İkinci önemli
kullanım olan refrakter malzeme sanayisinde ateşe dayanıklılığı etkileyen Ca ve Fe gibi
bileşenlerin tenörleri düşük olmalıdır. Ülkelere göre değişik tenörlü boksitlerin kullanıldığı
görülmektedir. Üçüncü kullanım alanı olan çimento sanayisinde çabuk sertleşen çimento
türleri üretiminde kullanılan boksitin Si0
2
tenörü % 10 - 12 arasında olmalıdır. Sanayide
kullanımı mümkün olan havza boksitlerinde bütün yatağın istenen tenor ilişkilerini
göstermediği hallerde, sahanın çeşitli yerlerindeki farklı tenörde cevherlerin harmanlanması
ile isteğe uygun ortalama cevher elde edilmesi düşünülebilir.
4.2 Manganez
Ereğli, Devrek ve Tosya ilçeleri civarında manganez zuhurları bulunmaktadır. Manganez
tenörü % 40'a kadar yükselen bu oluşumların rezervi birkaç bin ton kadardır Ereğli -
Kızlamba - Gözügören'deki oluşumlarda M.T.A.'nın 10 ayrı yerde yaptığı toplam 428 m
sondajla bu sahanın etüdü tamamlanmıştır. Görünür + muhtemel olmak üzere 18 800 ton % 8
- 36 Mn içeren bir rezerv saptanmıştır. Bu yörede Keşkek - Aydınlar - Avatlar -
Karacapmar'daki zuhurların oluşumu Volkano - Sedimenter olup, Üst Kretase Volkanik
serileri içinde yer almaktadır. Örtülü bir primer yatağın bulunması oldukça kuvvetlidir.
5. SONUÇLAR
Bölgede madencilik açısından büyük bir potansiyel olmasına rağmen zengin olan bu
kaynaklar, yatırımsızlık, altyapı eksikliği, makinalaşmama, dünya madenciliği ile rekabet
edememe gibi sorunlar nedeniyle yeterince değerlendirilmemektedir. Son zamanlarda kömür

de dahil zenginleştirme masraflarından kaçılarak maliyeti düşürme yoluna gidilmektedir. Bu
nedenle tüvönan talep edecek sektörlere yönelik üretim ağırlık kazanmıştır. Özel sektörün
yatırımları yetersizdir. Devletin bu sektördeki üstünlüğü devam etmektedir.
Bu durumlar gözönünde bulundurularak başlangıç olarak, Avrupa Birliğinin normlarına
uyularak yabancı sermaye girişinin sağlanması, maliyeti düşürücü mekanizasyonun
yaygınlaştırılması, özel madencilik uygulamalarını belli kişilerin tekelinden kurtarıp işinin
ehli kişi ve kuruluşlara fırsat tanınması, yurtiçi madencilik kredilerinin günün koşullarına gore
artırılması ve alınmasının kolaylaştırılması, devlet sektöründeki madenciliği daha verimli hale
getirmek için bildiri içindeki önerilerin uygulanması, yabancı şirketlerin çalışmalarına
kolaylıklar sağlanması, hammaddelerden konsantre veya mamul madde elde etmeyi ve
istihdamı artıracak tesislerin maden işletmelerinin yakınında kurulması gerekmektedir. Bu
koşulların sağlanmasıyla havzadaki yeraltı zenginliklerinin ülke ekonomisine olumlu
katkılarını görmek mümkün olacaktır.


Quo vadis?
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
27 Aralık 2008       Mesaj #3
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
batı karadenizdeki dağlardaki madenlerimiz
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
27 Aralık 2008       Mesaj #4
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Alıntı
Keten Prenses adlı kullanıcıdan alıntı


BATI KARADENİZ HAVZASININ MADEN KAYNAKLARI POTANSİYELİ,
İŞLETEBİLİRLİĞİ, BEKLENTİLER VE ÖNERİLER

ÖZET
Batı Karadeniz Havzası, Üretilebilir maden kaynaklan bakımından büyük bir zenginlik
göstermektedir. Ancak bu hammaddelerden yararlanılması düşük bir düzeyde
kalmaktadır. Öte yandan az miktarlarda üretilen bu zenginliklerin efektif bir şekilde
kullanılmadığı görülmektedir. Sanayinin genel gidişi, maliyeti düşük olan dış
kaynaklara yönelme şeklinde kendini göstermektedir. Bu tebliğde, havzanın hammadde
potansiyeli, sanayinin beklentileri ve mevcut durum ele alınacaktır.


Havzada bilinen madencilik hammaddeleri, yıllar süren incelemeler ve sayısız raporla
harcanan emeğe göre verimli bir şekilde, yeterince veya hiç değerlendirilmemektedir.
Sorunlar tek yönlü olmayıp muhtelif boyutları bulunmaktadır. Serbest pazar
ekonomisinin ortaya çıkardığı sorunlardan biri olan rekabet koşulları, globalleşme ile
daha yoğun bir şekilde hissedilmektedir. Hiçbir destek alamayan özel sektör
madenciliği, bir yandan rödavans kıskacı, öte yandan mekanizasyonun sağladığı düşük
maliyetli dış pazar kaynaklarından dolayı erimektedir. Oysa özelleştirme devletin
benimsediği bir politika olmasına rağmen, madencilikte yeterli bir altyapıya
kavuşamamıştır. Bunun sonucu madencilikten anlamayan ve ilk yatırım düşünmeyen
müteşebbisler, rödavansla aldıkları sahalardan yüksek kar uğruna ya kalitesiz
hammadde üretmekte ve bunu pahalıya satmaya çalışmakta; ya da aldıkları sahaları çok
düşük randımanla çalıştırmaktadırlar. Havza madenciliği bu tanımlara uymaktadır.
Bilindiği gibi havzadaki sahaların işletmesi hakkı T.T.K. Genel Müdürlüğüne, yani
devlete ait olmasına rağmen, son zamanlarda yapılan, imtiyaz sahası sınırlamaları
dışarıda kalan sahalar için ruhsat alınabilmesi imkanı getirmiştir. Buna rağmen alınan
ruhsatlar, madenciliğe olan ilgi düzeyinin yetersizliğini göstermektedir. Bunun diğer bir
boyutu sanayinin talepleri ve küçük işletmecinin Dünya fiyatları ile rekabet
edememesidir. İzleyen bölümlerde havzada mevcut maden kaynakları, içerikler ve
sanayinin beklentileri ele alınacak, bazı önerilerde bulunulacaktır. Şekil l'de Havzanın
yer altı potansiyeli genel olarak görülmektedir.
2. ENERJİ HAMMADDELERİ
2.1 Taşkömürü
Karbonifer havzasında üretilen bu önemli hammadde, bir takım işlemlere tabi tutularak
sanayiye verilmektedir. Tüketilmesi gereken en önemli sektör Demir-Çelik olması
gerekirken koklaşabilme özelliği aranılan bu hammaddenin gereken kaliteyi
tutturamaması bu pazarın tam anlamıyla kaybedilmesine yol açmıştır. Ucuz gibi
görünen ithal kömüre yönelen Demir-Çelik sektöründen boşalan pazarı enerji sektörü
doldurmuştur. Çizelge l'de 1991-1999 yılları arasında taşkömürü üretim ve tüketim
karşılaştırmaları görülmektedir. Daha önceleri üretilen kömürün külü sorun olurken,
günümüzde bu durum önemini kaybetmiştir. Hatta kömürün yüksek kalorifık değeri
kullanıldığı yerde sorun yarattığından, şistle karıştırılarak satışa sunulmaktadır Ancak
Karabük Demir-Çelik Fabrikalarının talebi devam etmektedir. Gerçekte sektöre değil,
ülkemize pahalıya mal olan ithal kömür yerine koklaşabilir kömürün bulunduğu
damarlardan alınan tüvönanın düşük kül rejiminde yıkanması halinde kömür
dışalımımız azalacaktır. Diğer bir yol, her yıl programlanan miktarda kömürü
T.T.K.'nm yurtdışından alarak Demir-Çeliklere satmasıdır ki, bundan her kesim
kazançlı çıkabilir. Kömür böylelikle Demir-Çeliklere hem daha ucuza mal olur, hem de
T.T.K.'nın kâra geçmesi bile mümkün olur. Ancak taşkömürü ithalatının serbest
bırakılması bu yolu kapatmıştır.
Öte yandan T.T.K.'nın, kömür üretimini olumsuz yönde etkileyen durumları
bulunmaktadır. Gerekli yatırımlar, yeterli miktarlarda yapılmamaktadır Üretim
alanlarının derinleşmesi ile ortaya çıkan sorunlar bulunmaktadır Ancak 1999'un sonuna

Çizelge 1. 1991 -1999 Yılları Arası Taşkömür Üretim ve Tüketim Karşılaştırması
YDLLAR
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
SATILABİLİR ÜRETİM
(Ton/Yıl)
ARMUTÇUK
266.080
344.055
316.486
287.087
-
-
-
228.031
211.322
KOZLU
652.344
480.573
451.402
490.076
401.073
454.338
634.345
415.912
392.864
ÜZÜLMEZ
586.915
617.006
688.710
726.018
765.537
823.301
690.256
509.078
445.622
KARADON
1.068.095
1.175.623
1.150.559
1.160.513
1.081.565
1.154.457
995.531
847.459
786.797
AMASRA
188.276
211.470
181.631
174.855
-
-
-
135.635
110.068
SEKTÖRLERE GÖRE SATIŞLAR
(Ton/Yıl)
DEMİR ÇELİK
849.981
710.001
691.087
700.526
650.289
532.065
360.638
189.253
210.389
ENERJİ
841.926
1.278.468"
1.279.079
1.465.647
1.177.935
1.377.845
1.919.669
1.486.817
1.473.388
ULAŞTTRMA
9.529
10.233
10.206
7.959
4.444
10.639
7.490
6.407
6.446
GIDA
116.790
120.773
119.693
132.369
85.406
111.808
45.504
173.604
154.632
DİĞ.SANAYİ
478.304
442.741
278.884
227.874
167.470
143.257
145.789
-
-
MUH. MAHALLİ
352.123
358.632
308.489
161.989
207.213
182.330
169.864
132.115
139.619
İŞÇİ ADETLERİ
(Ortalama)
YERALTI
18.338
17.003
16.592
14.427
13.348
13.028
12.277
11.684
10.898
YERÜSTÜ
12.877
12.492
11.837
9.537
8.172
7.375
6.397
5.722
5.250
TOPLAM
31.215
29.495
28.429
23.964
21.520
20.403
18.674
17.406
16.148
TİCARİ
MALİYET
(TL/TON)
1.036.779
1.630.088
3.146.644
6.938.030
10.900.208
16.140.702
28.837.066
30.953.792
79.112.485

doğru alınan yeraltı işçileri üretimin artırılması yolunda doğru .bir politikadır. Fakat bunun
yanısıra uygulanan resen emeklilik, yerüstü yan üretim ve hizmet birimlerindeki kalifiye usta
ve işçi kaybını artırmıştır. Bu durum işlerin aksamasına ve maliyetlerin artmasına neden
olacaktır. Ayrıca küçülme yönünde çalışmaların yapıldığı kuruma ani işçi alımı, müesseseleri
hazırlıksız yakalamıştır. Bu işçilerin eğitimi ve istihdam edilecekleri panoların hazırlıklarının
bitmemiş olması bir müddet darboğaza girileceğinin işaretleridir. Kuruma alınan işçilere sayı
olarak bakıldığında, Zonguldak'ta kurulacak sektörlerden hiçbirinin taşkömürü işletmelerinin
istihdam kapasitesine ve ücret seviyesine erişemeyeceği görülmüştür. Bunun yanısıra
tamamen dışa bağlı bir enerji politikasının her zaman iflas edeceğini zaman içinde
görmekteyiz. Siyasi ve ekonomik herhangi bir dış kesinti, ülkemizde hayatın felç olmasına
yol açacaktır.
Taşkömürü havzasında son yapılan araştırmalara göre belirlenmiş olan rezerv bilgileri ve son
60 yıldır üretilen kömür miktarı ile ilgili veriler Şekil 2'de görülmektedir. Buna göre yılda 5
milyon ton üretim yapılması halinde, bu rezerv bilgilerine göre yüzlerce yıl yetecek kadar
kömür miktarı bulunmaktadır.
Şekil 2. Taşkömürü Havzasının Rezerv Bilgileri (1940-1999).
Kurumda üretimi ve verimliliği artırmak için 8. Kömür Kongresinde önerilen konuların ne
oranda gerçekleştiği ve buna göre yeni önerilerin neler olabileceği konusu aşağıda ele
alınmıştır. Bu öneriler evvelce olduğu gibi yine, kısa, orta ve uzun vadeli işler diye üç grupta
incelenecektir. (Keskin, 1992).
2.1.1 Kısa Vadeli İşler
• Kül içeriği yüksek olan yerlerdeki üretim azaltılmamıştır; çünkü kömürün satıldığı
sektörler, yüksek kalorili kömürü yakmaya uygun değildir. Bu nedenle kömüre şist bile
katılıp miks yapılarak örneğin Çatalağzı Termik Santralına %75'e varan kül oranlarında
kömür sevkedilmektedir.
• Yeni alınan işçilerle üretime hazır alanlara işçi tertip edilmektedir. Ocak içi işçilikler
artırılmış, ocak dışı işçilikler resen emeklilikle azaltılmıştır.
• Kazı teşvik primi için çok iyi niyetli çabalar vardır Bu konuda hazırlanan tasarı, yönetim
kurulunda ele alınarak hayatiyete geçirilmeyi beklemektedir Bir işyerinde yalnızca ceza
uygulanmasının işçinin gayrete getirilmesinde yeterli olmadığı görülmektedir.

• Alınan bilgilere göre işbaşı meslek eğitimi aralıksız ve aksatılmadan sürdürülmektedir.
Ancak Eğitim Müdürlüğü eskiden olduğu gibi ayrı bir birim olmak ve kadrosu
güçlendirilmelidir.
• Ocak içi taşımada 5 tonluk vagonlara, kuyu taşımacılığında hızlı kafes ve skip
sistemlerine geçilmektedir.
• Sözleşmeli personel yasasındaki koşulların uygulanmasında gelebilecek sakıncalara karşı
teknik personel, devlet memuriyeti güvencesine kavuşturulmuştur. Ancak disiplin
kurallarının uygulanmasında çaba sarf edilmelidir.
• Burada yeni bir öneri yapılacaktır. Bu öneri, gün içinde uygulanan vardiye sayısının
bilhassa üretimde çalışan birimler için 4 vardiyeye çıkarılması, taşıma ve yan servislerde
8'er saatlik 3 vardiye sistemine devam edilmesi olacaktır. Böylelikle zaman kayıplarından
kaynaklanan üretim düşüklüğünün önüne geçilecektir.
2.1.2 Orta Vadeli İşler
• Damar içi hazırlıklarının hızlandırılması çabası, yeni alınan işçilerle ivme kazanacaktır.
• Ayak boylarının kısaltılması yönünde büyük çabalar vardır. Böylelikle ayakların komple
çalışması mümkün olmaktadır.
• Güç koşullu damarlarda uygulanan pnömatik patlatma tekniği yaygınlaşmaktadır.
• Hidrolik direk uygulaması, yatırım gerektirdiğinden ve bazı frenleyici etkenler nedeniyle
henüz istenen düzeye ulaşmamıştır.
• Puantaj yaygın biçimde bilgisayarla yapılmalıdır.
• Kredi temini için Avrupa Birliği normlarına uygun işletmecilik yapılmalıdır. Bilhassa
galerilerde kuplu çalışma ve kömürde ilerlemelerde belli aralıklarla radyoaktivite analizi
çalışmaları ağırlık kazanmalıdır.
2.1.3 Uzun Vadeli İşler
• Büyük hazırlıklar delici makinalann uygulanması ile çoğu yerde ivme kazanmıştır. Ancak
yatırımlar yetersiz kaldığından yaygınlaşamamıştır. Ancak burada yapılacak diğer bir
öneri, hizmet alımı müessesesinin kurulmasıdır. Bu çalışma sayesinde özel sektördeki
şirketlere, kuracakları uzman ekiplerle tıpkı, büyük hazırlıklardan kuyularda olduğu gibi,
lağımlar ve arakat hazırlıkları da ihale edilmelidir. Bu sayede madencilikte büyük önemi
olan büyük hazırlıklar özelleştirilerek daha kısa sürede tamamlatılacaktır.
• Yeni ihraç tesisleri kurulması aşamasında, bu faaliyetler hızlandırılmalıdır.
• Taşta ilerlemede gerekli teçhizatın teminiyle halen ayda 35 m olan ortalama ilerlemeler 70
m'nin üzerine çıkacaktır.
• Havalandırma,
erken uyarı ve izleme
sistemleri Japon yardımlarıyla hızla
iyileştirilmektedir. Ayrıca, bilgisayarlı kart uygulamasına geçilmesi de önemli bir
yeniliktir.
• Kömür hazırlama tesislerinin her bölgenin yanında kurulması ve merkez lavuarının
kaldırılması yönünde komisyon çalışmaları yapılmaktadır. (Işbitiren, 2000)
2.2. Metan Gazı ve Petrol
Metan gazı, kömüre bağlı olarak oluşmuştur. Bu nedenle kömür damarları yanında ve kömür
damarlarını kesen fayh arazilerde sıkışma sonucu birikebilmektedir. Değerlendirilmesi için
yeterli yatırım yapılmamakta, özel sektör de gazı daha kolay elde edebileceği sığ sahalara
yatırım yapmayı tercih etmektedir. Yine de havzada 2000 m'lere kuyu delmekte olan Data Su

Sondajları A.Ş. gibi özel şirketler, yabancı ortaklan ile birlikte pilot kuyu açarak araştırma
yapmaktadır. Bu tip kuyular bilhassa kaçak ihtimalinin düşük olduğu ve işletmenin henüz
girmediği sahalarda açılmaktadır. Böylelikle üretilen gazın değerlendirilmesi yanı sıra, etkin
bir metan drenajı ile ilerki üretim çalışmalarında kömür işletmecisini olumsuz yönde
etkileyebilecek grizu tehlikesinin de önüne geçilmiş olacaktır. Metan ve parafin grubu
gazların tabakalar içinde çok farklı şartlar ve miktarlarda tutulduğu gözönünde bulundurulursa
çok küçük bir saha için bile kesin rezerv belirtmek oldukça güçtür. Çok sayıda sondaja gerek
duyulmaktadır. Kaynak olan hazneyi ve bu haznenin basıncını bulmak ve yine belirlenecek
boşlukluluk, geçirimlilik gibi parametreler ışığı altında karar vermeyi gerektiren bir dizi
maliyeti yüksek, sabırlı ve özverili çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Havzada, daha önce
yapılmış bir ön çalışmaya göre 50 - 200 milyon m
3
metan gazı rezervi olduğu iddia
edilmektedir (Türk, 1987).
T.P.A.O.'nın havzada gerçekleştirdiği petrol ve doğal gaz amaçlı derin sondajlar, 1985 - 1988
yıllan arasında yapılmıştır. Bunlar 3800 m'ye inilen ULUS-1 sondajı, 3200 m'e inilen
BARTIN-1 sondajı ve Çaycuma-Filyos arasında 4320 m'e inilen FİLYOS-1 sondajıdır.
M.T.A.'nın yapmış olduğu etüdlere göre yörede petrol oluşumu için elverişli anakaya,
haznekaya ve örtükaya özelliklerini taşıyan toplam 4500 m'lik bir istif bulunmaktadır.
Şimdiye kadar yapılan etüdlerde bölgede muhtelif yerlerde asfalt ve petrol emarelerine
rastlanmıştır. Bu emareler Bolu-Sünetgölü çevresinde, Zonguldak Gökgöl mağarasının
yakınında ve Kandilli Taşkömürü İşletme galerilerindedir. Ancak Kozlu - 560 kotundaki
galerilerde bulunan petrol emareleri ile ilgili Batman Rafinerisi raporu Çizelge 2'de
görülmektedir. Bu emarelerin bulunduğu bölgenin jeolojik yapısı incelendiğinde sızan ve
kusma şeklinde kendini gösteren parafın ağırlıklı petrolün Vizeen kireçtaşlarının meydana
getirdiği domlardan ve faylarla sınırlanmış antiklinalden, basıncın düştüğü çatlaklar boyunca
ilerleyen bir yayılma gösterdiği sanılmaktadır. Yeni kuyunun bulunduğu sahada en az 2000
m'e inen bir arama sondajı yapılmalıdır. Evvelce aynı yerde yapılan kuyu yeri sondajı 1000
m'e kadar delinmiş olup, yetersizdir. Ayrıca Fatih Sitesinde yapılan 2000 m derinlikli 3
sondaj aynı jeolojik yapı içerisinde açılmamıştır. Bu nedenlerle farklı bir bulguya ulaşılması
muhtemeldir.
Çizelge 2. Kozlu -560 Kotundan Çıkartılan Ham Petrol Emaresinin Bellibaşlı Özellikleri
Özelliğin Cinsi
Hararet
Gravite
S.P.S. Gravite
API. Gravite
Koku
Renk
Katı içeriği
Gaz içeriği
Fiziksel Davranışı
Değeri
68°F
0.826 GRV
0.829 GRV
39.18 GN
Benzin Kokusu
Sarı-Koyu Yeşil
Mikronize kömür kırıntıları;
kükürt yok
Metan bileşimleri
Isı artışında sıvı
Isı düştüğünde katı
irdelemesi
N.Ş.A. çok iyi bir kalori
değeri
Parafın petrolü
Parafin petrolü
Hafif petrol grubunda
Benzin oranı yüksek
Parafin petrolü
Yolu üzerinde kömürü
kesen süreksizlikler var
Bölgenin yapısına uygun
Parafinden kaynaklanan katı
haldeki bitüm içeriği

3. ENDÜSTRİYEL HAMMADDELER
3.1 Şiferton
Bilhassa kömür damarlarına bitişik olarak oluşan şiferton hakkında 1947 yılından beri bir çok
araştırma yapmış ve sonuçlar dönem dönem rapor haline getirilmiştir. Kömür stamplarmda ve
kuplarda şiferton bulunan yerler genellikle işlenmiştir. Tüm bu verilere dayanılarak bölgeler
itibariyle saptanmış olan şiferton rezervleri Çizelge 3'de sunulmuştur (Haner, 1998) Ateş
tuğlası yapımında kullanılan şifertonda istenmeyen maddeler demir oksitleri ve alkali
oksitlerdir. Bunların sanayide kabul edilebilir oranları, eldeki hammaddeye göre kıyaslanması
için Çizelge 4'te verilmiştir.
Çizelge 3. Bölgelere Göre Saptanmış Şiferton Rezervleri
BÖLGE ADI
1. FÎLYOS IRMAĞININ BATISI
1.1 KİLİMLİ - KARADON
1.2 KIRAT
1.3 0NTEMMUZ
TOPLAM
2. FILYOS IRMAĞININ DOĞUSU
2.1 AMASRA-GÖMÜ
2.2 AMASRA - TARLAAĞZI
2.3 TARLAAĞZI - GÜRLEK
2.4 AZDAVAY
2 5 BARTIN - KAZPINAR
2.6 KURUCAŞİLE
2.7 PERIT OVASI
TOPLAM
GENEL TOPLAM
TAHMİNİ REZERV
REZERV (ton)
6.185.130
150.000
750.000
7.085.130
1.500.000
10.000.000
675.000
2.000.000
17.816.917
5.000.000
1.000.000
37.991.917
45.077.047
161.695.000
Çizelge 4. Mevcut Şiferton
içerikler
% Si0
2
% AI2O3
% Fe
2
0
3
Ateşte zayiat (mineral
suyu ve kömürden
kaynaklanan)
SK
Alkali Oksitler
çerikleri ve Sanayinin istekleri
Havzanın Üretilebilir
Şifertonunda (%)
41-53
34-46
1-8
15-25
28-35
" 0,3-1,0
Sanayinin isteklerinde
(%)
50>
40<
2>
20>
30<
0,8>
3.2 Döküm Kumu
Çevre malzemelerinin incelenmesi sonucu döküm kumu özelliklerine sahip malzemelerin
bulunduğu görülmektedir. Demir - Çelik Fabrikaları tarafından istenen malzeme özellikleri
Çizelge 5'te verilmiştir. Bu özelliklere uygunluk Westfalien - A yaşlı kumtaşlarında
görülmektedir. İstenen fiziksel özellikleri veren tabakalar, bölge litolojisine bakıldığında

farklı farklı boyut gruplarında kalın ve gevşek tabakalanmalar olması nedeniyle
bulunmaktadır. Ayrıca bu sahadan alınan numunenin Çizelge 6'da görülen kimyasal analizini
Ereğli Demir-Çelik Fabrikaları yapmış ve döküm kumu olabileceğine dair rapor
alınmıştır.(Haner, 1993)
Çizelge 5. Döküm Kumunun Demir Çelik Fabrikaları Tarafından Aranılan Fiziksel ve
Kimyasal Özellikleri
Kimyasal Özellikler
Sİ0
2
A1
2
0
3
Fe
2
0
3
CaO +MgO
Na
2
0 + K
2
0
Ateşte Zayiat
' Rutubet
% 75<
% 10-25
%6>
%3>
%2>
%6>
%5>
Fiziksel Özellikler
Boyut
+1 mm
1 -0,1 mm
- 0,1 mm
Bulunma Yüzdesi
%3>
% 85<
%12>
Çizelge 6. Westfalien -A Yaşlı Kumtaşlanna Ait Kimyasal Analiz Sonuçları
3.3 Kuvarsitler, Kuvars Kumları
Göldağ kuvarsitleri ve bunların aşınıp, yer yer depolanmasından oluşan Apsien Yaşlı Velibey
kumtaşlan ve kuvars kumları havzada çok yaygın bir malzemedir. Batıda Alacaağzı ve
Kandilli yöresinden Kurucaşilenin güneybatısına kadar geniş bir alana yayılmıştır. Bir takım
özellikleri ile ayırt edilen 6 tabakadan meydana gelmiştir. Aşağıda, ferro alaşımları ve cam
sanayisinde kullanılabilecek malzemede istenen kimyasal ve fiziksel özellikler belirtilmiştir.
Çizelge
SİO2
(%)
>97
7. Ferro Alaşımları Sanayis
AI2O3
(%)
2>
Fe
2
0
3
(%)
1>
K
2
0
(%)
Eser
»i İçin Ku
Na
2
0
(%)
o,ı>
Hamlaca
MgO
(%)
Eser
c Kuvarsitin Kimyasal Öze
CaO
(%)
0,2>
P
2
0
5
(%)
Eser
S
(%)
Eser
likleri
A.Z.
Eser
Ferro alaşımları sanayisinde kullanılacak malzemede aranan fiziksel özellikler ise sert ve
kompakt olması, 1000°C'de parçalanmaması ve hacimce genleşmenin küçük olmasıdır. Cam
sanayisinde kullanılacak malzemenin aranan kimyasal özellikleri Çizelge 8'de verilmiştir
Fiziksel ve Litolojik özelliklere bakıldığında, bünyesinde kalsedon, opal ve kyanit olmaması,
kolayca dağılabilen bir özellik taşıması ve taneciklerinin 25 - 200 meş aralığında olması
gerektiği görülür.
Çizelge 8.
Si0
2
(%)
>98
Cam Sanayisinde Kul!
A1
2
0
3
(%)
l>
Fe
2
0
3
(%)
o,ı>
anılacak Kuvarsitin K
Ti0
2
(%)
1>
MgO
(%)
Eser
myasal Özellikleri
CaO
(%)
Eser
Mn
2
0
(%)
Hiç
Cr
2
0
3
(%)
Hiç
Malzeme homojen bir dağılım göstermelidir. Havzada yer yer kalmlaşan bu 6 farklı seviyeden
alınan numunelerle ilgili kimyasal analiz sonuçlan Çizelge 9'da sunulmuştur.
305
Page 10
Çizelge 9 Kuvarsit ve Kuvars Kumlarına Ait Kimyasal Analiz Sonuçları
Alındığı Yer
1. Tabaka
2 Tabaka
3 Tabaka
4. Tabaka
5. Tabaka
6 Tabaka
SiO,
(%)
97,03
98,01
98,05
96.38
98.27
95.47
A1
2
0
3
(%)
1,19
0,46
0,086
1,38
0,30
1,12
Fe
;
0
3
(%)
0,71
0,191
0,315
1,18
0,309
2,25
Tı0
2
(%)
0.084
0,035
0,054
0,080
0,059
0,067
CaO
(%)
0,03
0,03
0,03 "
0,03
0,03
0,03
MgO
(%)
0 06
0,01
0,03
0,05
0,02
0,08
Na
2
0
(%)
0,05
-
-
-
-
0,08
K,0
(%)
0,27
0,06
0,14
0,14
0,07
-
Cr
2
0
3
(%)
0,002
0,001
0,001
0,002
0,007
0,004
0,008
0,005
0,014
-
0,007
0,044
K.K.
(%)
0,57
0.30
0,51
0.74
0,40
0,75
3.4 Dolomit
Havzada Demir-Çelik Fabrikalarına hammadde olabilecek özellikte dolomitlere belli başlı iıç
yerde rastlanmaktadır. Bunlardan ilki Ereğli - Alaph - Ormanlı sahasıdır. 1981 yılındaki
prospeksiyon çalışmaları ile bir adet ruhsat önerilen sahada 30 m kalınlıkta 10 km
2
'lik alanı
kaplayan dolomitin MgO tenoru % 21,75 olarak bulunmuştur
İkinci önemli saha da, Bartın - Boğaz mevkisindedir Özel sektör tarafından Demir-Çelik
fabrikaları için üretim yapılmıştır. MgO tenörü % 18 -19 arasında değişmektedir
Üçüncü saha, Kurucaşile'nin güneyindeki genişliği 500 m, uzunluğu 6-7 km'i bulan yerdir
MgO tenörü % 19-21 arasındadır. MTA bu sahada Ereğli Demir-Çelik Fabrikası için on
étudier yapmış ve daha sonra bu saha ilgili fabrikaya devredilmiştir.
3.5 Mermer
Kireçtaşları metomorfik etkilerle rekristalize kireçtaşı ve mermer haline dönüşmektedir. Bu
şekilde Ereğli, Kurucaşile ve Cide civarında blok veren mermer oluşumlarına rastlanmakta,
bunlardan bir kısmı işletilmektedir.
3.6 Kireçtaşları
Zonguldak yöresinde oldukça yaygın ekonomik nitelikte kireçtaşlarına rastlanılmaktadır
Özellikle Vizeen, Jura ve Barremien Yaşlı Kireçtaşları inşaat malzemesi ve toz kireç
yapımına elverişlidir. Devrek'te toz kireç üreten bir fabrika üretim yapmaktadır
3.7 Feldispat
Çevredeki granit intrüzyonlarına bağlı olarak gelişen pegmatit ve aplitler Mengen - Dirgine
civarındadır.
3.8 Çimento Hammaddeleri
Yörede bazı çimento fabrikaları hammaddelerini yakın çevrelerinden temin etmektedir
M.T.A , Araç'ta çimento hammaddeleri etüdleri yapmıştır
3.9 Tuğla - Kiremit Toprağı
Özellikle Bartın Çayının aktığı alüvyoner sahada Eosen Flişlerinden kaynaklanan Tuğla
Kiremit toprağının oldukça bol bulunması bu sektörün gelişmesini sağlamıştır.

4. METALİK HAMMADDELER
4.1 Alüminyum Cevheri (Boksit)
Oolitik - pizolitik tipte cevherleşme gösteren şedimanter kökenli oluşumlardır. Zonguldak'in
güneyinden başlayarak doğu - batı istikametinde uzanan Vizeen yaşlı dolomitik kireçtaşları
ve Velibey kumtaşları tarafından örtülmektedir. Kireçtaşlarının aşındığı kesimlerde Kokaksu
- Sapanlıdere - Aydındere - Erikli - Rüzgarlımeşe - Güdüllü civarında mostra vermektedir
En önemli zuhur Kokaksu'da bulunmaktadır. Gerek örtü, gerekse mostradan gerçekleştirilen
sondajlarla ve yarmalarla cevher kalınlığının 10 m'ye ulaştığı saptanmıştır. Yapılan sondajlı
aramalar sonucu 7,8 milyon ton görünür rezerv bulunmuştur. Bunun 4 milyon tonu yumuşak -
toprağımsı, 3,8 milyon tonu sert boksittir. Bu sahada etüdlerin tamamlanmasından sonraki
yıllarda özel bir madencilik şirketi tarafından işletmecilik yapılmış, 5000 ton kadar sert boksit
İngiltere aracılığıyla Rusya'ya ihraç edilmiştir. Ancak günümüzde işletilmemektedir
Kokaksu boksitlerinden alman numunelerde yapılan kimyasal analiz sonucu içeriğinin % 30 -
56 A1
2
0
3
, % 5 - 3 6 Si0
2
ve % 14 - 25 Fe
2
0
3
olduğu belirlenmiştir. Sabanlıdere
boksitlerinden alman numunelerin kimyasal analizinde ortalama % 53,58 AI2O3, % 11,49
SİO2 ve % 26,11 Fe
2
03; Eğridere boksitlerinin kimyasal analizi sonucunda ise ortalama %
51,10 A1
2
0
3
, % 15,72 Si0
2
ve % 21,81 Fe
2
0
3
belirlenmiştir.
Boksitin kullanıldığı belli başlı yerler, alüminyum üretimi, refrakter malzeme üretimi ve
çimento sanayisidir. Alüminyum üretimi için kullanılacak cevher hidrarjilit ise en az % 50
AI2O3, monohidratik boksit ise % 55 Al
2
03 tenörü aranmaktadır. Silis tenoru için katı ve kesin
sınırlamalar vardır. Monohidratik boksitlerde en çok % 3 - 5 Si0
2
tenörüne izin
verilmektedir.
Trihidratik boksitlerde silis tenörü daha fazla olabilir. Demir tenörü için katı bir sınırlama
yoktur. % 20 - 25 Fe
2
03 tenörleri dahi cevher kalitesini bozmamaktadır. İkinci önemli
kullanım olan refrakter malzeme sanayisinde ateşe dayanıklılığı etkileyen Ca ve Fe gibi
bileşenlerin tenörleri düşük olmalıdır. Ülkelere göre değişik tenörlü boksitlerin kullanıldığı
görülmektedir. Üçüncü kullanım alanı olan çimento sanayisinde çabuk sertleşen çimento
türleri üretiminde kullanılan boksitin Si0
2
tenörü % 10 - 12 arasında olmalıdır. Sanayide
kullanımı mümkün olan havza boksitlerinde bütün yatağın istenen tenor ilişkilerini
göstermediği hallerde, sahanın çeşitli yerlerindeki farklı tenörde cevherlerin harmanlanması
ile isteğe uygun ortalama cevher elde edilmesi düşünülebilir.
4.2 Manganez
Ereğli, Devrek ve Tosya ilçeleri civarında manganez zuhurları bulunmaktadır. Manganez
tenörü % 40'a kadar yükselen bu oluşumların rezervi birkaç bin ton kadardır Ereğli -
Kızlamba - Gözügören'deki oluşumlarda M.T.A.'nın 10 ayrı yerde yaptığı toplam 428 m
sondajla bu sahanın etüdü tamamlanmıştır. Görünür + muhtemel olmak üzere 18 800 ton % 8
- 36 Mn içeren bir rezerv saptanmıştır. Bu yörede Keşkek - Aydınlar - Avatlar -
Karacapmar'daki zuhurların oluşumu Volkano - Sedimenter olup, Üst Kretase Volkanik
serileri içinde yer almaktadır. Örtülü bir primer yatağın bulunması oldukça kuvvetlidir.
5. SONUÇLAR
Bölgede madencilik açısından büyük bir potansiyel olmasına rağmen zengin olan bu
kaynaklar, yatırımsızlık, altyapı eksikliği, makinalaşmama, dünya madenciliği ile rekabet
edememe gibi sorunlar nedeniyle yeterince değerlendirilmemektedir. Son zamanlarda kömür

de dahil zenginleştirme masraflarından kaçılarak maliyeti düşürme yoluna gidilmektedir. Bu
nedenle tüvönan talep edecek sektörlere yönelik üretim ağırlık kazanmıştır. Özel sektörün
yatırımları yetersizdir. Devletin bu sektördeki üstünlüğü devam etmektedir.
Bu durumlar gözönünde bulundurularak başlangıç olarak, Avrupa Birliğinin normlarına
uyularak yabancı sermaye girişinin sağlanması, maliyeti düşürücü mekanizasyonun
yaygınlaştırılması, özel madencilik uygulamalarını belli kişilerin tekelinden kurtarıp işinin
ehli kişi ve kuruluşlara fırsat tanınması, yurtiçi madencilik kredilerinin günün koşullarına gore
artırılması ve alınmasının kolaylaştırılması, devlet sektöründeki madenciliği daha verimli hale
getirmek için bildiri içindeki önerilerin uygulanması, yabancı şirketlerin çalışmalarına
kolaylıklar sağlanması, hammaddelerden konsantre veya mamul madde elde etmeyi ve
istihdamı artıracak tesislerin maden işletmelerinin yakınında kurulması gerekmektedir. Bu
koşulların sağlanmasıyla havzadaki yeraltı zenginliklerinin ülke ekonomisine olumlu
katkılarını görmek mümkün olacaktır.

..
Quo vadis?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Şubat 2010       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
karadenizde cikan madenler

Benzer Konular

1 Mart 2011 / yağmur Cevaplanmış
17 Şubat 2010 / Ziyaretçi Soru-Cevap
23 Aralık 2013 / Ziyaretçi Soru-Cevap
20 Şubat 2014 / Misafir'mm Soru-Cevap
11 Nisan 2011 / Misafir Soru-Cevap