Arama

Eski oyunlar ile günümüz oyunları arasındaki fark nedir? - Sayfa 3

En İyi Cevap Var Güncelleme: 1 Haziran 2015 Gösterim: 86.512 Cevap: 40
küb - avatarı
küb
Ziyaretçi
23 Nisan 2011       Mesaj #21
küb - avatarı
Ziyaretçi
ama yeni oyunları bilmek istiyorum
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Mayıs 2011       Mesaj #22
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ya lüffen bunun nasıl oynandığınıda yazın ya üffffff
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Ekim 2011       Mesaj #23
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ben ödevimi bulamazsam biterimmmmmmmmmmmmm
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Ekim 2011       Mesaj #24
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
eski oyunlr nlr ? bilen vr mı?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Kasım 2011       Mesaj #25
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
eski oyunlar:yağ satarım bal satarım ,bezden bebek, salıncak, misket, topaç, çember çevirme, çelik çomak, uzun eşek, körebe,yakan top, ip atlama , çivi, tüf tüf, birdirbir, gazoz, seksek, istop, saklambaç, mendil kapmaca aklıma gelen bu kadar.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Kasım 2011       Mesaj #26
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
eski oyunları bilen varmı offf performans ödevim acilen lazım?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Kasım 2011       Mesaj #27
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ödevimi yaptım her zaman bu sayfadan ödevimi yapıyorum ama daha çok bilgi istiyorum ve aynı şeyleri yazmayın lütfen
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Kasım 2011       Mesaj #28
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
japon oyunu arıyorum yardımcı olun lütfen şimdiden teşekkürler
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Kasım 2011       Mesaj #29
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
topaç anlamını yazar mısınız
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Kasım 2011       Mesaj #30
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yeni nesil çocukların ne kadar şanslı olduklarını ama yine de o eski oyunların nasıl kendilerini mutlu ettiklerinden bahsederler. Çivi, seksek, misket, dokuztaş, körebe, uzun eşek, lastik, yakar top oyunu…

Gerçekten de "nerede o eski oyunlar!" Hâlâ, oynayan var mıdır o oyunları ya da bilen?

Oysa bir hünerdir ipe basmadan atlamak, gizlendiği yerden yakalanmadan çıkmak ve sobelemek duvarı ya da üstü üste dizili 9 taşın hepsini serebilmek yere…

Takım kurarken "aldım verdim ben seni yendim" tekerlemesiyle ilerleyen çocuğun kalbindeki heyecanı hangi bilgisayar oyunu sağlayabilir ki…

Geçen zaman bugünümüzü mazi yaparken değerlerimizi de beraberinde götürdü sanki! Büyüklerimiz için oyun; gülmek, terlemek, kazanmak, yenildiğinde belki ağlamaktı.

Bol hareket içeren o eski oyunlar, hep özlenen olacak!

Peki neydi o oyunlar ve nasıl oynanıyordu? İşte, eskiden çocukların sıkça oynadığı oyunlar...

Çivi: Çamurda, çivi ile oynanan bir sokak oyunu. Oynayacağınız yerde çamur cıvık değil de, hamur kıvamında olur. Elinizde çiviyi, yerdeki çamura fırlatır ve saplatırsınız. Her atış arasına doğru bir çizgi çizilir. Amaç, rakibinin attığı noktayı çevrelemek ve onu dışarı çıkartmaktır.

İp atlamak: İki çocuk ellerinde tuttuğu ipi dairesel hareketler yaparak sallar. Ortada duran kişi, ipe basmadan olduğu yerde sekerek atlar. İpe bastığında yanar ve oyun ipi tutan diğer kişiye geçer.

Seksek: Tek ayak üzerinde oynandığı için bu oyunun adı seksek olmuştur. Yere tebeşirle kareler veya daireler çizilir. Çizgiler birbirini izleyecek şekildedir. Yere çizilen kare veya dairelere numaralar verilir. Numaralar genelde 1’den 8’e kadardır. Oyun iki şekilde oynanır. Birincisi, yassı bir taş parçası -genelde küçük bir mermer taşı kullanılır- çizgili alanların içine atılır ve oyuncu, tek ayağının üstünde çizginin üstüne gelmeyecek şekilde diğer kareye o taşı ayağı ile iterek ve sekerek taşır. Bu işlemi 8 numaralı kareli alana gelene dek yapar. Çift ayak olarak bastığı 8 no’lu kareden geri gelmek için 7 numaralı kareli alana tek ayak ile oyuna tekrar başlar ve oyunu 1 no’lu kareli alandan çıkana kadar sürdürür. Eğer öbür ayağı yere değer ya da boşlukların arasındaki çizgilere basarsa veya taşı diğer kareye geçirirken iki kere sektirirse yanar ve sıra diğer oyuncuya geçer.

Oyuncu, oyunu bitirdiğinde gözlerini kapar ve taşı 1’den 8’e kadar olan karelerden birinin içine çizginin üstüne gelmeyecek şekilde atmaya çalışır. Taş çizginin üstüne gelmeden karelerden birinin içine düştüğünde o kare oyuncunun kalesi olur! Ve oyuncu o alanda istediği kadar dinlenebilir. Yani çift ayakla basabilir. Diğer oyuncuların kale olarak alınan bölgeye ayağının veya taşının değmemesi gerekir. Aksi takdirde yanar.

İkinci oynama şekli ise atlayarak olur. Oyuncu, taşı çizginin üstüne gelmeyecek şekilde ilk önce 1 numaralı olan yere atar ve attığı taşın bölümüne basmadan 8 no’lu kareli alana kadar sekerek devam eder. Burada, 8 no’lu kareye geldiğinde iki ayağının üzerinde durur. Daha sonra tek ayak üzerinde geri dönmek için oyuna devam eder. 2 no’lu kareye geldiğinde taşı yine tek ayak üzerindeyken alır ve 1 no’lu kareye basmadan dışarı atlayarak çıkar ve birinci basamağı tamamlar. Oyun, 1-8 doğru atarak ilerleyip ikinci turda ise 8-1 doğru geri gidilir.

Dokuz Taş: 8 ya da 10 kişi ile oynanır. Öncelikle iki grup oluşturulur. Grup 4 veya 5 kişiden oluşur. Daha sonra ağır olmayan taşlar –genelde küçük mermer taşlar kullanılır- üst üste dizilir. Ebe olarak seçilen kişi, elindeki top ile belli bir uzaklıktan taşları devirir. Devirdiğinde hemen kaçması gerekir. Top bu defa diğer gruptadır ve ebe olan oyuncu ve ebe olanın bulunduğu gruptaki oyunculara taşları dizdirmemeye çalışır. Ebe ve grubundaki oyuncular, taşları vurulmadan dizdiğinde oyunu kazanır.

Not: Takım kurmak için iki kişi ortaya bir çizgi çeker ve o çizgi üzerinde "Alırım veririm, ben seni yenerim" tekerlemesiyle birbirlerine doğru sırayla ilerler. Son adımlara gelindiğini anlayan kişi –eğer sıra onda ise- "Aldım verdim, ben seni yendim" der ve takımını seçmeye hak kazanır.

Körebe: Oyuncunun gözleri bir mendil veya bir eşarp ile bağlanır. Oyuncunun etrafı görmediğinden emin olduktan sonra herkes gözü bağlanan kişi etrafında döner ve ona dokunur. Körebe onları yakalamaya çalışır, eğer birini yakalarsa onu yüzlerini ve kollarını yoklayarak tanımaya çalışır ve adını söyler. Yakaladığı kişinin adını yanlış söylerse Körebe olmaya devam eder, eğer doğru isim söylerse yakalanan Körebe olur.

Kibrit Oyunu: İki kişi ile oynanır. Kibrit kutusu, baş ve işaret parmakları ile tutularak döndürülüp havaya atılır. Kutu dik gelirse 10 puan kazanılır, yan kısmı üzerine düşerse 5 puan alınır. Dik ve yan gelmeden düşerse hak karşı tarafa geçer. En çok puan toplayan oyunu kazanır.

El Kızartmaca: Bir kişi ellerini açar diğeri de ellerini onun üzerine koyar. Elleri üstte olan kişi ebedir. Ebe, ellerinin üzerine vurulmadan ellerini kaçırmaya çalışır. Eğer diğer oyuncu eline vuramaz ise ebe o olur.

Beş Taş Oyunu: Oyun 5 seviyeden oluşur. Birler, ikiler, üçler, dörtler ve beşler. Oyuna birler seviyesi ile başlanır. Oyuncu, avucunun içindeki bulunan beş taşı serbest bir şekilde yere atar. –taşlar misket yuvarlaklığında ve çok hafif olmalıdır- Oyuncu, yerdeki taşlardan uygun olanını seçtikten sonra taşı havaya atar. Her attığında yerden bir taş alıp havaya attığı taşı avucunda yakalar. Yerdeki taşlar bitinceye kadar birler seviyesi böylece devam eder. Eğer havaya attığı taşı yakalayamaz veya yerden birden fazla taş alırsa oynama hakkı diğer arkadaşına geçer.

İkiler seviyesinde geçen oyuncu, aynı şekilde avucundaki taşları yere hafifçe bırakır. Oyuncu bu defa yerdeki taşları ikişerli olarak almaya çalışılır. Yani havaya bir taş atar ve yerden iki taş alıp havadaki taşı avucunda yakalar.

Üçler seviyesinde yine taşlar yere bırakılır. Taşın biri ele alınır ve diğer bir taş havaya fırlatıp diğer üçü tek seferde alınmaya çalışılır.

Dörtler seviyesinde, taşlar yere bırakılır. Taşlardan uygun olan bir tanesi havaya atılır ve yerde kalan dört taş bir seferde alınmaya çalışılır.

Son seviyede, aynı şekilde taşlar yere bırakılır. Burada oyun biraz daha zorlaşıyor tabi. Sol elin başparmağı ve işaret parmağının arası açık bir şekilde yere koyulur ve parmaklar yer ile teması kesmeden havaya kaldırılır. (Burada hangi eliniz pasif ise o elinizi yere koymanız gerekiyor. Çünkü sürekli kullandığınız eliniz ile taşı atıp yakalamanız gerekecek.) Oyuncu yerden bir tane uygun taşı eline alır ve rakip oyuncu da en son parmaklarının arasından geçecek taşı seçer. Oyuncu eline aldığı taşı havaya atar, attığı anda yerdeki seçilen taşı başparmağı ile işaret parmağı arasından geçirmeye çalışır. Birinci seferde taşı düzeltir. İkinci seferde taşı parmakları arasından geçirir. Eğer bu esnada taşı başka bir taşa çarptırır veya havaya attığı taşı kapamazsa sıra rakip oyuncuya geçer. Kazanırsa, taşların tamamını avucunun içinde toplar ve hafifçe yukarı doğru taşları atıp iki elinin tersini birleştirerek, taşların hepsini toplamaya çalışır. Avucunun tersinde en çok taş kalan oyuncu galip gelir.

Bom Oyunu: Oyuncular daire şeklinde yere otururlar. Birinci oyuncu "1" diye bağırır, ikinci oyuncu iki diye saymaya devam eder. Beş ve beşin katlarında "BOM" diye bağırılır. Oyun çok hızlı oynanır ve duraksayanlar, yanlış yerde "BOM" diyenler ve bom demeyi unutanlar elenir.

Üç Taş Oyunu: Yere bir kare çizilir ve karenin içine artı işareti çizilir. İki kişi ile oynanan "Üç Taş Oyunu"nun amacı, kesişme noktalarına yerleştirilen taşlar ile yatay, dikey ya da çapraz yönde bir sıra oluşturmaktır. Oyuncular taşlarını sırayla ve teker teker boş kesişme noktalarına yerleştirir. Sonra her oyuncu sırayla bir taşını komşu bir boş noktaya geçirir ve üçlü bir sıra oluşturmaya çalışır. Taşlarıyla ilk sırayı oluşturan oyuncu galip gelir. Oyuncu taşları yatay, dikey veya çapraz sıra halinde dizebilir.

Evcilik Oyunu: "Evin hanımı" çamurdan yemekler yapar, erkek ise yemekte kullanılmak üzere çalı çırpı ve ot gibi çeşitli malzemeleri toplar ve eve getirir. Gazete ve kullanılmayan kağıtlar para yerine geçer. Bakkal amca, yerlerden topladığı bisküvi, çikolata ambalajlarının içini taşlarla doldurur ve bakkalında ürün satmaya hazır olur. Yalancıktan olan her şey, çocukların büyüklerini taklit ettiği diğer yaşam biçimi ile devam eder.

İsim Şehir Oyunu: Oyunculardan birisi içinden A’dan Z harfine kadar saymaya başlar. Saymaya başladığında diğer oyunculardan birisi "dur" der. Durduğu anda hangi harfte kaldıysa o harf ile başlayan "İsim, Şehir, Bitki, Hayvan, Film, Artist, Meyve" adı bulunur. (Seçenekleri oyuncular istediği kadar çoğaltabilir.) İlk bitiren kişi 50'ye kadar sayar. Diğer oyuncular bu süreye kadar bilgileri tamamlayabilir. Daha sonra puanlamaya geçilir. Aynı şeyi yazan oyuncular o maddeden 5 puan farklı yazanlar 10 puan alırlar. Bir şey bulup, yazamadığı madde için ise sıfır alır.

İskemle Kapma Oyunu: Halk arasında sandalye kapmaca olarak da bilinen bu oyun çok eğlencelidir. Her yaştan insanın oynayabileceği bir oyundur. Birkaç adet sandalye yan yana dizilir. Sandalye sayısı oyuncu sayısından bir azdır. Oyuncular herhangi bir müzik eşliğinde dans etmeye başlarlar ve müzik durduğunda herkes sandalye kapmaya çalışır. Ayakta kalan oyun dışı kalır ve her oyuncu çıkmasında bir sandalye çıkartılır. Böylece en son kalan oyunu kazanmış olur.

Birdir Bir Oyunu: Oyunun başında bir ebe seçilir. Ebe öne doğru eğilerek ellerini dizlerinin üzerine koyar. Diğerleri bir kaç metre arayla sıra oluşturur ve oyuncular sırayla koşarak eğilmiş duran ebenin üzerinden ellerini sırtına bastırıp bacaklarını açarak atlarlar. Dengesini kaybeden ebe, yine ebedir. Ya da düşen oyuncu "yanmış" sayılır ve ebe olur.

Aç kapıyı bezirgan başı: Bezirgan başı oyunu bezirganbaşı tekerlemesi ile ebe seçilir. Oyuncular seçilen iki ebe'nin kolları altından tekerleme eşliğinde geçerler. Başta verilen isimleri bilemeyenler ebelerin arkalarına geçerler ve 2 farklı takım oluşturulur. Ardından ortaya bir çizgi çizilir ve 2 takım çizinin gerisine ip ile kim düşecek çekişmesi yapar. Rekabet bilincini geliştiren eğitsel bir oyundur.

Saklambaç: Her yerde oynanabilen bir oyundur. Seçilen ebe, duvara ya da seçilen alana kolunu koyar ve yüzünü kolunun üzerine kapayarak saymaya başlar. Burası, ebenin bir anlamda kalesidir! Ebe, 10’ a kadar saydıktan sonra "Sağım, solum, önüm, arkam saklanan sobedir, sobe" der ve saklanan oyuncuları bulmaya çalışır. Oyuncuyu gördüğü anda yüzünü kapattığı alana eli ile vurarak "sobe" demesi gerekiyor. Oyuncular, ondan önce kalesini sobeler ise ebe yine ebe olur.

Köşe Kapmaca: Birkaç kişiyle oynanan oyunda ebe, diğer oyunculara göre ortada bir yerde durur. Oyuncular, ebeye yakalanmadan, birbirleriyle "köşelerini" sürekli değiştirir. Değiştirme sırasında ebeye yakalanan oyuncu, köşesini kaybeder ve kendisi ebe olur.

Misket: Oyun için küçük bir çukur ve misket gerekiyor. Oyuncuların, belirli bir uzaklıktan sırayla kuyuya misket ile birer el atış yapmasıyla oyun başlar. Eğer oyuncunun attığı misket, kuyuya girerse puan alır ve bir atış hakkı daha kazanır. Eğer misket çukura girmezse sıra diğer oyuncuya geçer. Bir oyuncunun misketi kuyuya girdiğinde, kuyudan en fazla bir karış uzaklıktan ya yerden ya da diğer elini destek alarak diğer rakibin misketini vurmayı çalışır, bu şekilde ek puan alır. İkinci puan alma yolu ise oyuncu kuyudaysa ve diğer oyuncunun misketi kuyudan bir karıştan daha yakın mesafedeyse rakip oyuncunun misketini kuyuya alır, en fazla üç atışta rakibin misketini kuyunun dışına atarsa puan kazanır. Belirlenen puana ilk gelen oyuncu oyunu kazanır.

Yakar top oyunu: Birinci takımdaki iki kişi, 5-6 metre uzaklıkta karşılıklı olarak durur ve ortalarında duran rakip takımın elemanlarını top ile vurmaya çalışır. Topu atan takımın amacı, ortada duran ve topa vurulmamaya çalışan takımın elemanlarını elle attıkları topla vurmaktır. Şayet, ortadaki oyunculardan vurulan oyun dışı kalır. Topu atan takım, diğer takımın tüm elemanlarını vururlarsa ortada oynamaya hak kazanır, vuramazlar ise atıcı olmaya devam ederler. Not: Ortada duran takımın elemanları, topu havada yakalar ve tutarsa bir can kazanır. Ne kadar çok can kazanırsa o kadar ortada oynamaya devam eder.

İstop: İstop’ta oyuncular bir daire oluşturur. Oyunu başlatmak için oyunculardan biri ebe olur. Ebe, oyunculardan birinin adını söyleyerek topu havaya atar. Top yere düşerken, adı söylenen oyuncu topu havada yakalarsa, başka birinin adını söyleyerek topu yeniden havaya atar. Topu havada tutamayan oyuncu, topu yerden eline aldığında "İstop!" diye bağırır. Kaçışan oyuncular "İstop" dendiği anda oldukları yerde durmak zorundadır. Bu durumda ebe, duran oyunculardan birini topla vurmaya çalışır. Vurulan oyuncu bir puan kaybeder ve ebe olur. Beş kez vurulan kişiye bir ceza verilir. Oyuncunun bir eşyası saklanır ve oyuncu o eşyayı ip uçları ile bulur.

Lastik Atlama: Genelde kız çocukların oynadığı bir oyundur. Uzun bir don lastiği ve bol sayıda kızla oynanır. İki kız çocuğu belli bir uzaklıkta karşı karşıya durur ve ayak bileklerinde don lastiği vardır. Birler, İkiler, Üçler, Dörtler ve Beşler olmak üzere seviyeleri vardır.

Yağ Satarım Bal Satarım Oyunu: Oyuncular çember oluşturup yere çökerler. Ebe elinde bir mendille "yağ satarım, bal satarım, ustam ölmüş ben satarım" tekerlemesini söyleyerek, çemberin etrafında dolaşır. Daha sonra mendili istediği birinin arkasına koyar ve koşmaya başlar. Mendili bıraktığı kişi arkasına konulan mendili fark ettiğinde, ebenin peşinden koşmaya başlar. Eğer ebe, yakalanmadan onun yerine oturursa, diğer oyuncu ebe olur, yakalanırsa tekrar ebe olur.

Benzer Konular

30 Mart 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
11 Ocak 2014 / Misafir Soru-Cevap
5 Mart 2015 / Saqo KoLiq Cevaplanmış
25 Mayıs 2015 / Misafir Cevaplanmış