Arama

Allah Kur'an-ı Kerim'i niçin göndermiştir? - Sayfa 5

En İyi Cevap Var Güncelleme: 6 Nisan 2013 Gösterim: 90.531 Cevap: 48
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Mart 2011       Mesaj #41
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ALLAH:müslümanlar yani bizim dinimizdekiler,dinden daha fazla yararlansın ve faydalanabilsin diye ilahi(KURAN-I KERİM)'i göndermiştir.
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Mayıs 2011       Mesaj #42
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Şunların Kısa Ve Gereklisi Var Mı ? Din P. Ödevi İçin Lazım :/ Allah Tarafından Gönderilmesi diye bir başlııık en uygun metni yazarmısınızz ?? :/
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Aralık 2011       Mesaj #43
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yüce Allah’ın yeryüzüne hitabı olan Kur’an elbette bir amaç ve görevi ifa etmek üzere gönderilmiştir. Görevlerini de kendisi okuyanlarına göstermektedir. Şimdi Kur’an’dan hareketle gönderiliş/indiriliş amaçlarını ortaya koymaya çalışalım.
Allah yüce kitabımızı niçin gönderdiğini yine göndermiş olduğu kitaptaki ayetleriyle açıklıyor:
“Yâ eyyühennâsü gad câetküm mevıZatün min rabbiküm veşifâün lime fî Sudûrihim ve hüden ve rahmetun lil mü’minine.” (Yunus–57)
“Ey insanlar! Size Rabb’inizden bir öğüt, gönüllerin derdine bir şifa, müminlere bir hidayet ve rahmet gelmiştir.” Ayette ya eyyühellezine âmenu deyilmeyip te ya eyyühennâsu/Ey insanlar demesi ayrıca dikkate değerdir.
Kur’an-ı Kerim insanlığa yük ve sıkıntı olsun diye değil, doğru yola kılavuzluk etmek, ümit vermek, huzur ve mutluluk kazandırmak üzere öğüt, uyarı ve rahmet olarak gönderilmiştir. “Hâze beyânün linnâsi vehüden ve mevıZatün lil müttegîn (e) “Bu (Kur'an), bütün insanlığa bir açıklamadır; takvâ sahipleri için de bir hidayet ve bir öğüttür.” (3/Âl-i İmran–138)
Yâ eyyuhen nâsu kad câetkum mev'ızatun min rabbikum ve şifâun limâ fîs sudûri ve huden ve rahmetun lil mu'minîn(mu'minîne). (Yunus-57)
Ey insanlar, işte size Rabbinzden bir öğüt, gönüller derdine bir şifa ve mü'minler için bir hidayet ve rahmet geldi. (Yunus 57.)
“ Tâ hâ (1) Mâ enzelnâ aleykel gur’âne liteşgâ (2) İllâ tezkiraten limen yahşâ (20/Tâhâ–1,3) “Tâ. Hâ. Biz, Kur'an'i sana, güçlük çekesin diye değil, ancak Allah'tan korkanlara bir öğüt olsun diye indirdik.” (20/Tâhâ–1,3)
“Ve lekad yessernel gur’âne lîz zikri fe hel min muddekir(muddekirin). “
“Ve andolsun ki Biz, Kur'ân'ı, zikir için kolaylaştırdık. Buna rağmen tezekkür eden (ibret alan) var mı?” (54/Kamer–17)
1.Muttakilere Rehberlik Etmek:
Muttaki, Allah korkusuyla kendini günahlardan uzak tutarak Allah’ın azabından korunan ve böylelikle Allah’tan gereğince sakınan, O’na saygıda kusur etmeyen kimsedir.
“İşte bu kitap, kendisinde hiç şüphe yoktur; muttakiler için hidâyet (yol gösterici) ‘dir. Onlar (muttakiler) ki gayba iman ederler ” (el- Bakara, 2/1-2)
“Ey Muhammed! Biz, Allah'a karşı gelmekten sakınanları Kuran ile müjdeleyesin, inat eden bir topluluğu da uyarasın diye, onu senin dilin ile (indirip) kolaylaştırdık.” (Meryem Suresi 97)
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Ocak 2012       Mesaj #44
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kur'an Niçin Gönderilmiştir ?
İmtihan adalet ölçüsüne göre yapılır. Bir öğretmen, imtihandaki adalet ölçüsü, tatbikatı, uygulamayı ister.. Aynen bunun gibi, Allah kullarını imtihan için öğrencilerine tatbikat yaptırması gerekir. Tatbikat ise, öğretici bir muallim ve onun elinde de bir kitap/ders notlarının olmasıyla gerçekleşir. İşte insanlık camiasının hayat okulundaki muallimleri peygamberler, ders notları ise semavî kitaplardır.

“Bir peygamber göndermedikçe kimseye azap etmeyiz”(İsra, 17/15 ) mealindeki ayet, bu gerçeğe dikkati çekmektedir.

-Ayrıca, şu koca evrenin yaratılmasının elbette bir çok gayesi vardır. Her tarafı hikmetlerle donatılmış evrenin gayesiz, abes, lüzumsuz olduğunu tasavvur etmek için deli olmak lazımdır. Bu gayelerin başında her şeyden önce Allah’ın kendini tanıtması ve kullarından bunu öğrenmelerini istemesidir. “Cinleri ve insanları beni tanımaları ve bana kulluk etmeleri için yarattım”(Zariyat, 51/56) mealindeki ayette bu hakikate işaret edilmiştir. Kulların bu tanıma ve kulluk işini öğrenmesi de muallimsiz ve kitapsız olamaz..

-Allah’ın isim ve sıfatlarını yansıtan, onları ders veren, sonsuz ilim ve kudretini yansıtan, mücessem bir Kur’an olan kâinat kitabıdır. Kâinat kitabının derin manalarını, ince nakışlarını, yüce Yaratıcıyı tanıtan mesajlarını öğrenmek için, onu ders veren bir muallime ihtiyaç vardır. Aksi takdirde, bir kitap ne kadar harika olursa olsun, onun manaları bilinmiyorsa ve onu ders veren bir muallimi de yoksa, onun boş bir tomar kâğıttan farkı yoktur.

Tıpkı bunun gibi, Kâinat kitabını en ince güzellikleriyle ders veren, Yaratıcı ile olan bağlarını anlatan, onun yaratılış gayesini açıklayan Kur’an gibi bir kitap ve Hz. Muhammed gibi bir muallim olmasaydı, kâinat kitabının bu ince sırları anlaşılabilir miydi? Nitekim, Kur’an’a ve Hz. Muhammed(a.s.m)’e kulak vermeyenler, materyalistçe düşünceleriyle, evreni anlamsız, gayesiz, hedefsiz bir kukla olarak telakki ettikleri gibi, insanları da nereden gelip, nereye gideceği, niçin geldiği ve niçin bir müddet sonra kaybolup gideceği bilinmeyen bir zavallı olarak görürler. İşte bu yanlış anlayışların düzeltilmesi için bir Kitap ve o kitabın Muallimi gereklidir.


Kur'an'a göre kitapların gönderiliş amacı anlaşmazlığa düştükleri konularda insanlar arasında hükmedilmesi, (el-Bakara, 2/213), insanlar arasında adaletin yerine getirilmesi (el-Hadid, 57/25), ayrılığa düşülen konuların açıklanması ve inanan insanlar için yol gösterici ve rahmet olması (en-Nahl, 16/64), insanları karanlıktan aydınlığa çıkarıp onları Allah'ın yoluna iletmek (İbrahim, (4/1), zulmedenleri uyarmak ve güzel davrananları müjdelemektir (el-Ahkaf, 46/12).


Allah Teâlâ'nın insanları irşad etmeleri için gönderdiği peygamberlere, insanlığa tebliğ etmek üzere indirdiği kitablar. Semavî kitablara aynı zamanda "ilahî kitablar" veya "Kütüb-i Münezzele"de denir. Bu kitablar lafız ve manâ itibariyle Allah'ın kelamıdır. Allah tarafından peygamberlerine tebliğ edip açıklamaları için gönderilen kitablar; ya suhuf (sahîfeler) veya elvah (levhalar) içinde yazılı olarak, veyahut da vahiy çeşitlerinin her türlüsüyle lafız ve manâlarıyla birlikte müdevven veya müdevven olmayarak gönderilir. Müdevven olmayanlar, gönderilen peygamberlerin bildirdiği şekilde yazdırılarak bir araya getirilir.


Semavî kitablar; hacim itibariyle ister büyük ister küçük olsun, gerek tedvin edilmiş olarak gönderilsin, gerek tedvin edilmeden indirilsin; kendisi ile gönderilen peygamberin içinde bulunduğu milletin diliyle indirilir. Çünkü Allah her millete çeşitli asırlarda birer peygamber göndermiştir. Hiçbir millet yoktur ki, onların içinde Allah'ın azabıyla korkutan bir peygamber gelip geçmesin” (el-Fâtır, 35/24); "Ve li-küll-i ümmetin resûl..." (Yunus, 10/47); "Biz her peygamberi, kendilerine iyice açıklasın diye yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik..." (İbrahim, 14/4). İlâhi kitapların bazılarında i'câz özellikleri bulunur. Kur'an-ı Kerim ise pek çok i'câz özelliklerini içermektedir.


Semavî Kitab, Hz. İbrahim'e sahifeler içinde, Hz. Musâya elvah (levhalar) üzerinde yazılı olarak indirilmiştir. Hz. Muhammed (s.a.s)'e Kur'an-ı Kerim peyderpey (tedricen) çeşitli vahiy şekilleriyle lafızlar olarak indirilmiş, Hz. Peygamber (s.a.s) de bunları sırasına göre vahiy katiblerine yazdırmıştı.


Semavî Kitabların hepsi şu noktaları zikretmede ittifak etmişlerdir:


1- İman ve Tevhid'in esaslarını bildirmede birleşirler.


2- Allah Teâlâ, zat ve sıfatlarında tektir. O, yegane Halık (Yaratıcı) ve müessirdir. Allah'dan başkasına ibadet edilmez.


3- Namaz, Zekat, Oruç gibi ibadet asılları. Bunların şekilleri değişik olabilir. (el-Enbiyâ, 21/73; el-Bakara, 2/183).


4- Zina, adam öldürme, hırsızlık gibi ırz, namus, can ve mal haklarına tecavüz haram ve büyük günahtır.


5- Bütün hayırlar ve güzel ahlâk esasları emredilir.


6- Hz. Muhammed (s.a.s)'in Allah'ın Rasûlü olarak geleceğini ve sıfatlarını haber verirler.


7- Allah yolunda can ve mal ile cihada teşvik etmektedirler.


Yüce Allah, önceki kitablarda indirdiği esas ve bilgilerin pek çoğunu Kur'an-ı Kerim'de indirmiştir. el-Mâide süresinin 48. âyeti bu hususa işaret eder: (Ya Muhammed), sana da kendinden önceki kitabları tasdik edici ve onlar üzerine bir kontrolcü (gözetleyici) olmak üzere bu kitabı indirdik. O halde onlar arasında Allah'ın indirdiği ile hükmet ". O halde Kur'an-ı Kerim kendisinden önce indirilen kitabların değiştirilmeden gelen kısımları ile tahrif edilerek batıl karıştırılmış kısım ve âyetleri üzerinde bir şahid ve bir kontrolcü ve mihenk taşıdır.


Kur'an-ı Kerim kendisinde bildirilen hakikatlerin önceki ilâhi kitablarda da indirildiğini söylemiştir: "Şurası bir gerçektir ki, Kur'an âlemlerin Rabbinin indirdiğidir. Allah'ın azabıyla korkutanlardan olman için onu (ey Muhammed), senin kalbine apaçık bir Arapçayla Cibril-i Emin indirmiştir. O daha önceki (peygamber)lerin kitablarında da vardır (zikredilmisti)" (eş-Şuârâ, 26/192-196) "Öncekilerin kitabları (zübüril-evvelîn)" lafzının mefhumuna, suhufu İbrahim, Tevrât, Zebûr ve İncil girer.


İnsanlar, kendilerine Allah'ın ahkâmını tebliğ eden peygamberlere muhtaç oldukları gibi, onlara indirilen semavî kitablara da şu bakımlardan muhtaçtırlar:


1- Peygamberlere indirilen semavî kitablar, aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, ümmetlerin dinin akaidini, ilke, gaye ve ahkamını tanıma ve tarif etmede müracaat ettikleri kaynaktır. Ümmetler, Allah'ın şeriatının hükümlerini tanımada, Allah'ın emrettiği farzları ve nehyettiği haramları açıklamada, fazilet ve güzel ahlâkı, edep ve terbiye kurallarını, Allah'ın uyarılarını, va'd ve va'dini beyan edip insanları doğru yola çağırmada ve öğüt alıp ve öğüt vermede Allah'ın kitabına baş vuracaklardır. Peygamberin vefatından sonra ümmetin alimleri, beşer hayatında karşılaşılan müşkillerin şer'i hükmünü istinbat için Allah'ın indirdiği kitaba bakacaktır.


2- Peygamberin vefatından sonra ona vahyedilmiş olan ilâhî kitab, insanların ihtilaf ettikleri her bir meselede başvuracakları âdil bir hakemdir. Çünkü bu, en âdil ve en iyi hakim olan Allah'ın kelâmıdır. Yüce Allah bu hususu şöyle belirtir: İnsanlar (Hz. Âdem zamanında) tek bir ümmetti. Bunu müteakiben Allah onlara müjdeleyen ve korkutan peygamberler gönderdi. Onlarla birlikte insanlar arasında ihtilaf ettikleri şeylerde hükmetmek için hakk ve gerçek olan kitablar indirdi... (el-Bakara, 2/213).


Bir ümmet arasında indirilen ve yazılmış olan kitab, tevhid esaslarını ve dinin akaid, adab ve ahkâmını korur. Ümmet içinde bir semavî kitabırı değiştirilmeden kalması, aralarında yaşayan peygamberin durması anlamındadır. Diğer insanlar gibi peygamberler de ölürler. Peygamberlerin ölümünden sonra semavi kitabın durması olmasaydı, dinin aslından sapacak kadar ümmetin ihtilafları büyürdü. İnsanların tabiatı icabı, nefis ve hevalarının arkalarında sürüklenmelerinin azaltılması, dini anlayış ve ictihadlarda ihtilafların durdurulması için yazılı bir ilâhi kitabın bulunması lazımdır.


İlâhi Kitab, nazil olduğu yer ve zamandan ne kadar uzaklaşılırsa uzaklaşılsın, dinin yayılması ve insanların irşâd edilmesinde peygamberin davetinin etki ve kabiliyetini taşır. Son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.s)'in tebliğ ettiği evrensel İslamın yayılması ve kabul ettirilmesinde Kur'an-ı Kerim'in çok büyük etki ve hizmetleri olmuştur.


Allah Teâlâ, işte bu sayılan ve bunlardan başka bir takım sebeplerle peygamberlerine kitablar indirmiştir. Onlar da bunları tebliğ edip açıklamışlardır. Hz. Peygamber (s.a.s), arkasında insanlık için bir nur ve hidayet rehberi olan Kur'an-ı Kerim'i bırakmıştır.


Varlıkları ile insanlık alemine şeref vermiş olan Peygamberler, çok önemli olan elçilik ve peygamberlik görevini yerine getirebilmek için, kendilerine Yüce Allah tarafından talimat verilmiş olması gerekir. İşte bu talimat, Peygamberlere Semavi kitablarla verilmiştir. Semavi kitablar, Yüce Allah'ın insanlar üzerinde uygulanacak birer kutsal kanunudur. Allah, insanlara haklarını ve görevlerini bu kanunlar yolu ile bildirmiştir. Peygamberlerin dünyadaki hayatları geçicidir. Peygamberlerin ümmetlerine bildirdikleri İlahi hükümlerin devamı, ancak bu kitablar sayesinde mümkün olmuştur. Eğer bu kitablar olmasaydı, insanlar yaratılışlarındaki hikmetten, üzerlerine düşen görevlerden, kavuşacakları ahiret nimetlerinden ve felaketlerinden habersiz kalırlardı. Yaşayışlarını düzene sokacak İlahi prensiplerden mahrum kalırlardı. Özellikle kutsal ayetleri okumak, onlara ibadet etmek, onlardan öğüt almak ve onlarla gerçeği anlayıp tehlikeli görüşlerden kurtulmak şerefinden ve mutluluğundan uzak kalmış olurlardır.


Kur'an'ın insanlara bildirdiği emirler ve yasaklar, açıkladığı hikmet ve gerçekler pek çoktur. Bunlar temel olarak inançlara, ibadetlere, muamelata, ahlaka, Allah'ın Yüce kudretini gösteren üstün san'at eserlerine, ibret alınacak olaylara ve diğer şeylere aittir. Bunları şu şekilde özetleyebiliriz:


1) Kur'an-ı Kerim, insanlara Yüce Allah'ın varlığını, birliğini, büyüklüğünü, hikmetlerini ve kudsiyetini bildirir. Öyle ki, felsefi görüşlere sahib olanların parlak sözleri onun yanında pek sönük kalır.

2) Kur'an-ı Kerim, insanları ilim ve irfana, ibretle bakıp düşünmeye çağırır. Gaflet içinde yaşamaktan insanları engeller. İnsanlara, Yüce Allah'ın hikmet ve kudretini gösteren büyük eserlerine bakmalarını öğütler.

3) Kur'an-ı Kerim, önceki devirlerde insanlara gönderilmiş olan peygamberlerin bir kısmı ile ilgili bilgi verir. Yüksek görevlerini nasıl başardıkları ve bu görevler uğrunda ne kadar zorluklara katlandıklarını bildirir. Bütün insanların son Peygambere uymalarını emreder.

4) Kur'an-ı Kerim, geçmiş ümmetlere ait ders alınacak en büyük ibret sahnelerini ve tarihi olayları bildirir. İnsanları bunlardan ibret almaya çağırır. Peygamberlere karşı çıkıp isyan eden günahkar kavimlerin çok korkunç akıbetlerini haber verir.

5) Kur'an-ı Kerim, insanlara daima uyanık bir ruha sahib olmalarını ve Hak'dan gafil bulunmamalarını emreder. Nefislerin arzularına uyarak din ve faziletten yoksun kalmamalarını öğütler. Dünyanın maddi yarar ve zevklerine dalıp da, manevi hazlardan ve ahiret nimetlerinden mahrum kalmanın büyük bir felaket olacağını bildirir.

6) Kur'an-ı Kerim, müslümanlara, dinlerine sımsıkı sarılmalarını ve daima hakkı savunmalarını öğütler. Düşmanlarına karşı da, daima kuvvetli bulunmalarını, her türlü korunma vasıtalarını hazırlamak için çalışmalarını hatırlatır. Gerektiği zaman savaş meydanlarına atılmalarını, din ve namuslarını, yurdlarını, maddi ve manevi varlıklarını hem canları hem de malları ile korumalarını emreder.

7) Kur'an-ı Kerim, medeni ve sosyal hayatın bir düzün ve huzur içinde yürümesi için gereken esasları ve kuralları bildirir. İnsanların birtakım hak ve görevleri korumalarını ve gözetmelerini ister.

8) Kur'an-ı Kerim, hem şahıslara, hem de cemiyetlere, selamet içinde kalmaları için adaleti, doğruluğu, alçak gönüllü olmayı, sevgiyi, merhameti, iyilik etmeyi, bağışlamayı, edeb gözetmeyi, eşitliği ve bu gibi yüksek huyları tavsiye eder. İnsanları zulümden, hainlik etmekten, büyüklenmekten, cimrilikten, intikam duygularından, katı yürekli olmaktan, çirkin söz ve işlerden, zararlı olan içki ve yiyeceklerden alıkor. Yapılması, yenip içilmesi helal veya haram olan şeyleri bildirir.

9) Kur'an-ı Kerim, Yüce Allah'ın bu alem için koymuş olduğu tabiî kanunları hiç kimsenin değişteremeyeceğini anlatır. Herkesin bu kanunlara göre davranışlarını ayarlamaları gereğine işaret eder. İnsanlara, çalışmalarının meyvesinden başka birşey elde edemeyeceklerini hatırlatır. İnsanları çalışıp çabalamaya teşvik eder.

10) Kur'an-ı Kerim, Yüce Allah'ın: "Yapınız - Yapmayınız" diye emirlerini ve yasaklarını benimseyip gereğince hareket eden mü'minler için verilecek dünya ve ahiret nimetlerini ve elde edecekleri başarıları müjdeler. İman etmeyenlere de hazırlanmış bulunan kötü akıbetleri, Cehennemin azab şekillerini hatırlatır. Kur'an-ı Kerim, bütün bu açıklamaları ile insanları, yaratılışlarındaki yüksek gayeden haberdar ederek ona iletmek ister.


Kaynak: Allah Kur'an-ı Kerim'i niçin göndermiştir?
Karmakarışık - avatarı
Karmakarışık
Ziyaretçi
20 Mart 2012       Mesaj #45
Karmakarışık - avatarı
Ziyaretçi
Tam olarak anlayamamışsınız galiba.Allah Kur'an-ı Kerim'i yanlış yola sapmış insanları doğru yola yönlendirmek için indirmiştir.Msn Rose
_COLT_ - avatarı
_COLT_
Ziyaretçi
20 Mart 2012       Mesaj #46
_COLT_ - avatarı
Ziyaretçi
Islamiyeti mesru kilmak icin gonderilmistir...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Şubat 2013       Mesaj #47
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
rica etsem , biraz hızlı bulur musunuz...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Şubat 2013       Mesaj #48
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kur'an, bu dünyanın ve bu hayatın kitabıdır. Ve o, insanlar, inançlarım ve yaşadıkları hayatı kendisine göre düzenlesinler diye gönderildi. O, belirli amaçlar (bazı gün ve gecelerde, ölüye vs.) için okunsun diye değil, koyduğu ilkelere göre yaşansın diye gönderildi Bu ilkelerin içinde belli gün ve gecelerde okuma, Ölüye okuma, sevap kazanmak için okuma yoktur. Zira, o diriler için gönderilmiştir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Nisan 2013       Mesaj #49
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Allah Kur'an-ı Kerim'i insanlar ondan kainatı anlasınlar diye indirmiştir. Yani ben de bu kadarını biliyorum..
Msn Happy

Benzer Konular

29 Aralık 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
11 Nisan 2013 / Misafir Soru-Cevap
27 Mayıs 2014 / Ziyaretçi Cevaplanmış
6 Mart 2011 / Misafir Soru-Cevap
10 Nisan 2014 / misafir Cevaplanmış