Arama

Tarihten 10 önemli şahsiyetin biyografisini bulabilir miyim? - Sayfa 2

En İyi Cevap Var Güncelleme: 21 Ocak 2009 Gösterim: 12.022 Cevap: 11
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
21 Ocak 2009       Mesaj #11
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
İvan PAVLOV (1849-1936)
MsXLabs.org & Temel Britannica
pavlovfa2
Sponsorlu Bağlantılar
Kan dolaşımı, sindirim ve koşullu refleksler konusundaki deneysel çalışmalarıyla tanınan Rus fizyoloji bilgini İvan Petroviç Pavlov, Rusya'daki Rya­zan kentinde doğdu. Önce kilise okullarında din eğitimine başladı; ama bilime duyduğu ilgi daha ağır bastığı için din adamı olmaktan vazgeçerek 1870'te St. Petersburg Üniversitesi'ne (bugün Leningrad Devlet Üniversitesi) girdi. Bunu izleyen 10 yıl boyunca hayvanlar­da sinir sistemi fizyolojisine ilişkin deneyler yaptı. 1883'te St. Petersburg'daki Askeri Tıp Akademisi'nde tıp doktorasını tamamladı. Aynı kentte ve Almanya'da hayvanlar üzerin­de çeşitli deneyler yaptıktan sonra gene bu akademiye dönerek 1895'te fizyoloji profesö­rü oldu.
Pavlov'un en ünlü deneyi, köpeklerde ko­şullanmaya bağlı tükürük salgısı deneyidir. Bazı reflekslerin öğrenme yoluyla edinildiğini kanıtlayan Pavlov, doğuştan var olan içgüdü­sel reflekslerden ayırt etmek için bunlara koşullu refleksler adını vermişti.
Bu koşullu refleksleri incelemek üzere yap­tığı ünlü deneyinde, köpeklerine her yemek verişinde bir çıngırak çaldı. Yemeği gören köpeklerin tükürük salgısı doğal olarak artı­yordu. Çıngırak sesinin hemen ardından ken­dilerine yemek verilmesine iyice alışmış olan köpekler, uzun bir süre sonra artık yemek verilmese de yalnızca çıngırak sesini duyduk­larında bile tükürük salgılamaya başladılar. Kısacası, çıngırak sesine yanıt ya da tepki vermeye koşullandırılmış oldular. Pavlov bu konudaki deney ve kuramlarını Koşullu Ref­leksler ve Psikiyatri adlı kitabımla topladı.
Sindirim konusundaki araştırmalarını da Sindirim Bezlerinin Çalışması adlı bir kitapta derleyen Pavlov, daha sonra, beynin karma­şık fizyolojisi ile koşullanma arasında bağlantı kurmaya çalıştı. Koşullanma konusunda koy­duğu ilkelerden psikiyatri sorunlarının çözü­münde yararlanılabileceğine inanıyordu.
Bütün yaşamı boyunca pek çok ödül alan Pavlov, sindirim fizyolojisine ilişkin değerli çalışmaları nedeniyle de 1904 Nobel Fizyoloji ya da Tıp Ödülü'yle onurlandırıldı.
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
21 Ocak 2009       Mesaj #12
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Sir Isaac Newton


Sponsorlu Bağlantılar
Tarihten 10 önemli şahsiyetin biyografisini bulabilir miyim?
newton2003h
Sir Isaac Newton'da manik depresif bozukluk vardı
İngiliz fizikçi, matematikçi, astronom, mucit, filozof ve simyacı Isaac Newton, 1727 yılında yaş**ını yitirdi.

25 aralık 1642'de doğan Sir Isaac Newton'ın tarihteki en etkileyici bilim adamı olduğu düşünülür. Bilim devrimi ve bilimsel metod, onun adıyla anılır.

Bir çiftçi olan babası Newton doğmadan üç ay önce öldü. Daha küçük yaştayken annesi de başka bir adamla evlenip bulundukları bölgeden taşınınca anneannesi tarafından büyütüldü.

12 yaşında Grantham'daki King's School'a yazıldı. 1661'de Trinity Colleg'a girdi. Nisan 1665'te bu okuldan lisans derecesi aldı. Lisansüstü çalışmalarına başlayacağı sırada veba salgını yüzünden üniversite kapatıldı.

Salgından korunma amacıyla annesinin çiftliğine sığınan Newton, burada geçirdiği iki yıl boyunca en önemli buluşlarını gerçekleştirdi.

1667'de Trinity College'a öğretim üyesi olarak döndüğünde diferansiyel ve integral hesabın temellerini atmış, beyaz ışığın renkli bileşenlerine ayrıştırılabileceğini saptamış ve cisimlerin birbirlerini, uzaklıklarının karesi ile ters orantılı olarak çektikleri sonucuna ulaşmıştı.

Çekingenliği yüzünden, her biri bilimde devrim yaratacak nitelikteki bu buluşların çoğunu uzun yıllar sonra (örneğin türev ve integral hesabı 38 yıl sonra) yayımlamıştır.

Lisansüstü çalışmasını ertesi yıl tamamladı ve henüz 27 yaşındayken Cambridge Üniversitesi'nde matematik profesörlüğüne getirildi. 1671'de ilk aynalı teleskobu gerçekleştirdi, ertesi yıl Royal Society üyeliğine seçildi.

Royal Society'ye sunduğu renk olgusuna ilişkin bildirisinin eleştirilere hedef olması, özellikle Robert Hooke tarafından şiddetle eleştirilmesi üzerine tümüyle içine kapanarak, bilim dünyasıyla ilişkisini kesti.

1675'de optik konusundaki iki bildirisi yeni tartışmalara yol açtı. Hooke, Newton'ın makalelerindeki bazı sonuçların kendi buluşu olduğunu, Newton'un bunlara sahip çıktığını öne sürdü.

Bütün bu tartışma ve eleştiriler sonucunda 1678'de ruhsal bunalıma girdi. Ancak yakın dostu, astronom ve matematikçi Edmond Halley'in çabalarıyla altı yıl sonra bilimsel çalışmalarına geri döndü.

Cambridge Üniversitesi'nde Katolikliği yaygınlaştırma ve egemen kılma çabalarına karşı başlatılan direniş hareketine öncülük eden Newton, kral düşürüldükten sonra 1689'da üniversitenin parlamentodaki temsilciliğine seçildi.

1693'de yeniden ruhsal bunalıma girdi ve yakın dostları Samuel Pepys ve John Locke ile arası bozuldu. İki yıllık dinlenme döneminden sonra sağlığına yeniden kavuştuysa da bundan sonraki yaş**ında bilimsel çalışmaya eskisi gibi ilgi duymadı.

Daha sonra 1699'da Fransız Bilimler Akademisi'nin yabancı üyeliğine, 1703'de Royal Society'nin başkanlığına seçildi.

Gelmiş geçmiş bilim adamlarının en büyüklerinden biri olarak kabul edilen Newton, matematik ve fizikte çok önemli buluşlar gerçekleştirdi. Matematikte (a+b)ª ifadesinin üstel seriye açılımını veren genel iki terimli teoremini buldu.

Bilime en büyük katkısı ise mekanik alanında oldu. Merkezkaç kuvveti yasası ile Kepler yasalarını birlikte ele alarak kütleçekim yasasını ortaya koydu.

Newton hareket yasaları olarak bilinen eylemsizlik ilkesi, kuvvetin kütle ile ivmenin çarpımına eşit olduğunu ifade eden yasa ve etki ile tepkinin eşitliği fiziğin en önemli yasalarındandır.

İki uçlu duygulanım bozukluğu (manik depresif bozukluk) hastası olan Newton, depresif dönemlerinde çevresinden uzaklaşır, intihar düşünceleri içine girer, bitip tükenmek bilmeyen günah düşünceleri ile mücadele ederdi.

Bu dönemlerde uykusu, iştahı ve enerjisi bozulur; felaket temalı düşünceleri, hastalık sahibi olma ve kötülük görme hezeyanları olurdu.

Böyle zamanlarda dünyaya bir kuyruklu yıldızın çarpacağını ileri sürmesi, çalışmalarının engellendiği şeklinde sözleri ve benzeri olaylar sonucu akıl sağlığının bozulduğu ve kendisine güvenilemeyeceği şeklinde yargılara neden olmuştur.

Bu sürede çalışmaları da elbette olumsuz etkilenirdi. Üretkenliği azalır, başlayan çalışmaları yarım kalır, yeni bir çalışma içine girmesi uzun süreler alabilirdi.

Bu devrenin sonrasında bazen hipomani dönemine girerdi. Bu dönemlerde ise sabahlara dek çalışır, müthiş bir enerji içinde olur, düşünceleri adeta birbiri ardından uçuşurdu.

İnsanlarla ilişkileri artar, çok çeşitli faaliyetler içine girerdi. Buluşlarının çoğunu da hipomani dönemlerinde gerçekleştirirdi.

Başlıca eserleri

'Method of Fluxions' (1671), 'De Motu Corporum in Gyrum' (1684), 'Philosophiae Naturalis Principia Mathematica' (1687), 'Opticks' (1704), 'Arithmetica Universalis' (1707), 'An Historical Account of Two Notable Corruptions of Scripture' (1754)

Quo vadis?

Benzer Konular

1 Mart 2016 / Ziyaretçi Edebiyat
26 Mayıs 2010 / Misafir Cevaplanmış
11 Ocak 2012 / Misafir Soru-Cevap