Arama

Bitkilerin Linne sınıflandırmasına göre sınıflandırması nasıl olur?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 2 Nisan 2011 Gösterim: 15.308 Cevap: 9
sheitean - avatarı
sheitean
Ziyaretçi
25 Şubat 2009       Mesaj #1
sheitean - avatarı
Ziyaretçi
bı bıtkının linne sıstemıne göre yani (buyukten kucuge dogru) Alem>şube>sınıf>takım>familya>cins>tür şeklinde istiyorum hayvan olanını buldum ama bıtkı olanını bulamadım ve bıde bunların latınce anlamlarını ıstıyorum ama latınce okdarda onemlı deıl
EN İYİ CEVABI ÖĞRENCİ verdi
linnaeus canlıları sınıflandırırken çalışmasını hangi temel prensiplere dayandırmıştır
Sponsorlu Bağlantılar
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
25 Şubat 2009       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Bitkilere verilen ilk ad - Cins ve Tür - Linnaeus sistemi

Sponsorlu Bağlantılar





Bitkilere verilen ilk ad, cinsini belirler ve günümüzde büyük harfle yazılarak ayırt edilir. İkinci ad, bitkinin türünü belirler ve küçük harfle yazılır.
Linnaeus sistemine göre, soğan gibi kökü olan türdeki düğünçiçeğinin Latin dilindeki adı, Ranunculus bulbosus olarak bilinir. Burada Ranunculus sözcüğü düğünçiçeği kar-şılığındadır. Bulbosus ise soğan gibi kök veren türü belirler, isveçli bili-madamı hiç kuşkusuz yeryüzündeki tüm bitkileri adjandıramamıştı. Günümüzde, bitkinin Latince adının arkasından bilimadamının adının yazılması gelenekleştirilmiştir. Örneğin, yukarıda adı verilen çiçek, Ranunculus bulbosus Linnaeus olarak yazılır. Ama Linne'nin ünü öylesine yaygındır ki, kısaca "Linn" ya da yalnızca "L" harfinin eklenmesi yeterlidir.
Linne, bazı bitkileri yanlış cinslere yerleştirerek yanlışlıklar da yapmıştı. Bu örneklerde, kendi adı parantez içine alınarak, daha sonra doğru sınıflandırmayı bulan kişinin adı eklenir. Linne, sarı nilüfer çiçeğine Nymphaea lutea adını vermişti. Smith adında bir başka bilimada-mı, aynı bitkiyi Nuphar cinsi içinde sınıflandırdı. Buna göre, sarı nilüfer çiçeğinin Latince adı Nuphar lutea Smith olarak yazılır. Böylelikle, -bir bitkinin Latince adının yazılışında tümüyle sınıflandırma öyküsü anlatılmış olmaktadır.
Linne'nin çalışmaları her ne kadar daha önceki bilimadamlarının bilgilerine dayanırsa da, katkıları değer biçilmez niteliktedir. Bitkilerin sınıflandırılması, bazı düzeltmeler ve eklemelere karşın geniş çapta Linne'nin izinde gelişmiştir. Yerel bitki adlandırılmalarının getirdiği karışıklığı önleyen bu sınıflandırma, dünya çapında kabul edilmiştir. Lin-ne'den bu yana mikroskobun gelişmiş modelleri ve ileri laboratuvar çalışmaları, bitki dünyasıyla ilgili pek çok bilgi edinmemizi sağlamıştır. Yeryüzünün uzak köşelerine ulaşan keşif çalışmalarıyla yepyeni türler bulunmuştur. Günümüzde artık bitkiler biçim ve yapılarına göre, çok daha doğru sınıflandırmalara sokulmaktadır. Yeryüzünde ilk göründük leri tarihten ilk oluşum kaynaklarına kadar tüm özellikleri bu sınıflandırmaların kapsamı içine alınabilmektedir.

kaynak 11
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
25 Şubat 2009       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI VE CAROLUS LİNNAEUS
1707 yılında İsveç’te doğdu.Babası papazdı.
İleriki yıllarda botanik dalında önemli ilkeler ortaya koyacağını bilirmişçesine,daha çocukken bitkilerle ilgilenmeye başlamıştı.
Asıl adı Carl Linne idi.Carolus Linnaeus ise Latinceleştirilmiş adıdır.
Lund,sonra Uppsala Üniversite’sinde eğitim görerek tıp diplomasını aldı.Botanik dalında çalışmaları Olof Celsius’un teşvikiyle olmuştu.
1732 yılında bitki örtüsünü incelemek için,Uppsala Bilim Akademisi tarafından Laponya’ya gönderildi.
Bu geziden sağladığı bilgileri ‘Laponya’nın Bitki Örtüsü’ adıyla yayınladı.
Linne daha o yıllarda kendi kendine bir sistem icat etmiş,dünyadaki bitki ve hayvan türlerini kapsayan kataloglar oluşturmuştu.
1735 yılında ‘Doğa Sistemi’(Systema natuare),1737 yılında ‘Bitki Cinsleri’ adlı eserleri ile botanik dünyasında adını duyurdu.
Systema natuare geniş kapsamlı bir çalışmadır.Eşey organlar temel alınarak sınıflandırma sistemine yer verilmiştir.
1736 yılında çıktığı gezi ile İngiltere ve Fransa’da çeşitli botanikçilerle tanışıp bilgi alış verişinde bulundu.
1738 yılında ülkesine döndü.Kısa bir süre sonra evlendi.
1741 yılında Uppsala Üniversite’sinin Botanik Kürsü’sünde göreve başladı.
‘İsveç’in Bitki Örtüsü’,’İsveç’in Hayvan Varlığı’ ve ‘Botanik Felsefesi’ gibi yapıtlara imza attı.
***** ***** ***** ***** ***** *****
1753 yılında ‘Bitki Türleri’(Species plantarum) adlı yapıtı ile büyük bir üne ulaştı.
Bu eserinde botaniğe olduğu kadar bütün doğa bilimlerine de önemli katkı sağladı.
8.000 kadar bitki türüne ‘ikili adlandırma’ sistemini uyguladı.
Pratikte büyük kolaylıklar sağlayan bu sistem,bütün canlıların iki tane adla adlandırılmasına dayanıyordu:
Birincisi canlının cinsini,ikincisi ise türünü belirtiyordu.
Hayvanlar dünyasını 6 kategoriye ayırmıştı:
1-Memeliler,2-Sürüngenler,3-Kuşlar,4-Balıklar,5-Böcekler,6-bu beş sınıf dışında kalan herşey için,solucanlar.
1761 yılında kendisine İsveç soyluluk ünvanı verildi.Bundan sonra Carl von Linne adını kullanmaya başladı.
***** ***** ***** ***** ***** *****
Linnaeus,kendisini aşırı derecede üstün gören bir kişiliğe sahipti.
Övünmeyi o kadar ileri götürmüştü ki,dünyaya o güne dek kendisinden daha büyük botanikçinin gelmediğini ileri sürmüştü.
Bulduğu sınıflandırma sisteminin,bilim dünyasının en büyük başarısı olduğunu sık sık açıklıyordu.
Onun bu gibi övünmelerine şüpheyle bakan kişileri affetmez,adlarını zararlı otlara vereceğini söylerdi.
Linnaeus’un bir diğer aşırı özelliği ise sekse olan yoğun ilgisiydi.
Bazı çiftkabuklular ile dişilerin cinsel organları arasındaki benzerlik onun ilgisini çok çekiyordu.
Bir midye türünün belli bölümlerine vulva,labia,pubes,anüs ve himen gibi isimler vermişti.
Bitkileri sınıflandırmasını üreme organlarının doğasına göre yapmıştı.
Bir de bu bitkilere aşırı seviyede insanlara özgü cilveler yakıştırmıştı.
Çiçekler ve çiçek davranışları için yaptığı açıklamalarda ‘rastgele cinsel ilişki’,’kısır metres’ ve gerdek yatağı’ gibi benzetmeler yapardı.
Bu durumda elbette birçok kişi kendisini yadırgıyordu.
***** ***** ***** ***** ***** *****
Ancak sınıflandırma sistemi olağanüstü güzeldi.
Linnaeus’tan önce bitkilere oldukça uzun ve açıklayıcı adlar veriliyordu.Örneğin fındık domatesi şöyle yazılırdı:
Physalis amno ramosissime ramis angulosis glabris foliis dentoserratis.
Linnaeus bu uzun ismi Physalis angulata haline getirdi.
O günlerde adlandırma konusundaki tutarsızlıklar bitkiler aleminde pekçok karmaşa yaratıyordu.
Bir botanik uzmanı,’Rosa sylvestris alba cum rubore folio glabro’ ile,
‘’Rosa sylvestris inodora seu canina’ olarak adlandırılan diğerinin aynı bitki olup olmadığından emin olamıyordu.
Linnaeus onu Rosa canina olarak sadeleştirdi ve karışıklığı sonlandırdı.
***** ***** ***** ***** ***** *****
Linnaeus’un sistemi düzenleme açısından son derece uygundur.
Bunun yerine ikame edilecek başka bir sistem bugüne dek bulunamamıştır.
Önceleri sınıflandırma sistemleri genellikle kişilerin kendilerine kalmış bir şeydi.
Örneğin hayvanlarda şu şekilde kategoriler vardı:Vahşi-evcil , karada yaşayan-suda yaşayan , büyük-küçük.
Veya Buffon,hayvanları insana faydaları açısından sınıflandırmıştı.
Linnaeus canlıların tümünü fiziksel niteliklerine göre sınıflandırma işine kendisini adamıştı.
Doğal olarak bu iş yıllarca devam etti.
Systema Naturae ‘in(Doğa Sistemi) 1735 yılındaki ilk baskısı 14 sayfaydı.
12.baskısı ise 3 cilt ve 2.300 sayfayı buldu. Böylece 13.000 kadar bitki ve hayvan türü adlandırılmıştı.
O zamanlar bilim dünyasında bu konuda daha kapsamlı başka eserler de vardı.
Örneğin İngiliz botanik bilgini John Ray yıllar önce yazdığı 3 ciltlik ‘Bitkilerin Tarihi’ kitabında 18.600 adet bitki türü sınıflamıştı.
Ama Linnaeus’un tutarlılık,düzen,basitlik ve güncellik gibi özellikleri daha üstündü.
***** ***** ***** ***** ***** *****
Bitki ve hayvanlar dışında minerallerin ve hastalıkların sınıflandırılması ile de uğraştı.
Linnaeus botanik bilgini,araştırmacı ve öğretmendi.
Ama her insan gibi elbette onun da hataları vardı.
O günlerde denizciler ve hayali geniş diğer gezginler,gördüklerini abartılı olarak anlatırlardı.
Linnaeus bu öykülere inanır,sisteminde efsanevi hayvanlara ve canavar tipi insanlara da yer verirdi.
Örneğin dört ayak üstünde yürüyen ve konuşamayan vahşi insana ‘Homo ferus’ adını vermişti.
Gene sisteminde kuyruklu insan anlamında ‘Homo caudatus’ yer alıyordu.
Buna rağmen balinalar ile inekler, fareler ve karada yaşayan diğer bazı hayvanlar arasındaki ilgiyi görmüştü.
Böylece onların Dörtayaklılar takımına ait olduğunu ilk saptayan kişi olmuştu.
Daha sonraki yıllarda bu ilişki Memeliler olarak değiştirildi.
1774 yılında bir felç geçirdi,4 yıl sonra öldü.
KAYNAKLAR:
A Short History of Nearly Everything
AnaBritannica
Quo vadis?
sheitean - avatarı
sheitean
Ziyaretçi
25 Şubat 2009       Mesaj #4
sheitean - avatarı
Ziyaretçi
yalnız ben sıralama istiyorum öle istemiyorum
SEDEPH - avatarı
SEDEPH
Ziyaretçi
25 Şubat 2009       Mesaj #5
SEDEPH - avatarı
Ziyaretçi
Linnaeus Taksonomisi

John Ray'in ölümünden iki sene önce Carolus Linnaeus (1707-1778) doğmuştur. Yapıtı Systema Naturae yaşamı sırasında on iki baskı yapmıştır. (1. baskı: 1735) Linnaeus modern sınıflandırma için bilinen en iyi metodu tanıtmış ve sistematik zooloji, sistematik botanik ve bilinen diğer sistematik türlerini oluşturmuştur.
Linnaeus, John Ray'in türler hakkındaki yaklaşımını benimsemiştir. Her türün iki latince kelimeden oluşan bir birim ile adlandırılmasını önermiş ve bu kullanımda ısrar etmiştir. Bu iki kelimelik yapının ilk kelimesi, yaşam formunun ait olduğu cinsin ismidir. İkinci kelime ise o cinsin değişik türlerini belirtmek için kullanılan ve türün genel özelliklerine bağlı olarak seçilmiş bağımsız bir kelimedir. Bu yaklaşım günümüzde kullanılan iki kelimelik isimlendirme için temel teşkil etmiştir. Bu iki kelimelik isimler, türlere ait bilimsel isimler veya türlerin sistematik isimleridir. Türlerin ayırt edilmesini daha da kolaylaştırmak için iki kelimelik isimlendirme kullanılmaktadır. Bilimsel adların doğru yazılması için; cins isimleri büyük harfle başlamalı, tür isimleri ufak harfle başlamalı, yazar ismi ve yayın notu eklenmelidir.
Linnaeus'dan önce, bazen tanımlayıcı bir sıfat içeren bazen ise farklı birçok kelimeden oluşan isimlendirme kullanılıyordu. Bilim adamları aynı tür için farklı isimler de kullanabiliyorlardı. Bu adlandırma bilim dünyasında birçok karışıklığa neden oldu. Linnaeus'un sistemi, bitki ve hayvan türlerine verilen bu farklı isimlendirmeleri bir standarda ve kolay anlaşılan bir şekle kavuşturdu. Linnaeus sistemini, cins, takım, sınıf gruplarını ekleyerek daha da geliştirdi.
Linnaeus sistemi, organizmaları gruplar hiyerarşisi içinde düzenleyerek çalışır. Her grup kendinden daha alt basamaktaki grupları içerir. Kolayca bilinen iki kelimelik bilimsel isim diğer altı basamak ile de tanımlanabilir.
Taksonomide en fazla kullanılan takson basamakları şunlardır:
  • Domain
  • Âlem
  • Filum/Şube (Hayvanlar) ya da Bölüm (Bitkiler)
  • Sınıf
  • Takım
  • Familya
  • Cins
  • Tür
  • Alttür
  • Varyete
  • Kültivar
  • Form
  • Klon
  • Hibrid
Ancak daha geniş bir şekilde takson basamakları şöyle yazılabilir:
Yukarıdaki sıralamadan da görüldüğü üzere takson basamaklarında alt seviyelere inildikçe ortak özellikler artmakta ve bu nedenle bazen ön eklerle ara basamaklar da oluşturulabilmektedir. Örnek olarak;
  • Âlem (regnum)
  • Alt âlem (subregnum)
  • Üst bölüm/Üst şube (superdivisio)
  • Bölüm/Şube (divisio)
  • Alt bölüm/Alt şube (subdivisio)
  • Sınıf (classis)
  • Alt sınıf (subclassis)
  • İnfra sınıf (Infraclassis)
  • Üst takım (superordo)
  • Takım (ordo)
  • Alt takım (subordo)
  • İnfra takım (Infraordo)
  • Familya (familia)
  • Alt familya (subfamilia)
  • Oymak (tribus)
  • Alt oymak (subtribus)
  • Cins (genus)
  • Alt cins (subgenus)
  • Seksiyon (sectio)
  • Alt seksiyon (subsectio)
  • Seri (series)
  • Alt seri (subseries)
  • Tür (species)
  • Alt tür (subspecies)
  • Varyete, çeşit (varietas)
  • Alt varyete, (subvarietas)
  • Form (forma)
  • Alt form (subforma)
  • Kültivar (cultivars)
vikipedi
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
25 Şubat 2009       Mesaj #6
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
Pratikte sadece cins (genus), tür (species), varyete ve form ile ilgili taksonlar kullanılır. (Diğer karmaşık taksonlar bir bitkinin tanısı için gereklidir ve daha ziyade bilim adamları ile bu işin profesyonellerince kullanılır.)
Örneğin Kızılçamı ele alalım.

Bu ağaç ;
Fanerogam şubesinden
Gymnospermae (açık tohumlular) alt şubesinden
Coniferae (kozalaklılar) sınıfından
Pinales takımından
Pinaceae (çamgiller) familyasından
Pinus (çamlar) cinsinden
Brunia (kızıl) türundendir.
Biz bu ağacı Kızılçam ya da sistematikteki ismi ile Pinus brutia olarak tanımlıyoruz.
************************************************************************
Bir başka örnek daha verelim: Karameşe;
Angiospermae (kapalı tohumlular) alt şubesinden
Dicotyledonea (iki çenekliler) sınıfından
Archichlamydeae alt sınıfından
Fagales (kayınlar) takımından
Fagaceae (kayıngiller) familyasından
Quercus (meşeler) cinsinden
Sessiliflora türündendir.
Bitkilerin tanımında daima en az iki isim yan yana söylenir, (insanların, adı soyadı gibi) Bunlardan ilki cinsi (genus) olup büyük harfle yazılmaya baslar, ikincisi tür veya nevi (species) ismi olup küçük harfle başlayarak yazılır. Latince olduğunu belirttiğimiz bu sözcükler hemen hemen Türkçe'de olduğu gibi okunur.
Küçük Ayrıntıları:
Ae = e,
Au=Av,
C=Se,
Ch =k,
Oe=ö,
Ph=f,
Phy=fi
Sc=Ss,
Sch=Sk (ya da Şe)
S=(bazen)
Z, J=ye
olarak okunur.
Bir de dikkat edilirse isimlerin sonlarına gelen eklentiler taksonlara göre değişiklikler gösterir.
Bunlar:
Şubelerde (Divisio) : ae (Fanerogamae) => e okunur.
Alt şubelerde ae (Gymnospermae) => e okunur.
Sınıflarda : ae (Coniferae) => e okunur.
Alt sınıflarda : eae / ae => ea okunur.
Takımlarda ales: eae => ales okunur.
Alt takımlarda eae => ea okunur.

Familyalarda Oldeae / eae
Alt familyalarda oideae / eae eklentilerini alır.
Türün altındaki taksonlarda ise türün arkasına; Mutasyonlarda mut. Varyetelerde var.
Melezlerde iki bitkinin arasına X işareti konur.
ÖRNEK: Pallasiyana kara çamı : Pinus nigra var. pallasiana
Şeneriyana kara çamı : Pinus nigra var. pallasiana Şeneriana
ÖĞRENCİ - avatarı
ÖĞRENCİ
Ziyaretçi
20 Mart 2009       Mesaj #7
ÖĞRENCİ - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
linnaeus canlıları sınıflandırırken çalışmasını hangi temel prensiplere dayandırmıştır
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
20 Mart 2009       Mesaj #8
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Alıntı
Keten Prenses adlı kullanıcıdan alıntı

Bitkilere verilen ilk ad - Cins ve Tür - Linnaeus sistemi






Bitkilere verilen ilk ad, cinsini belirler ve günümüzde büyük harfle yazılarak ayırt edilir. İkinci ad, bitkinin türünü belirler ve küçük harfle yazılır.
Linnaeus sistemine göre, soğan gibi kökü olan türdeki düğünçiçeğinin Latin dilindeki adı, Ranunculus bulbosus olarak bilinir. Burada Ranunculus sözcüğü düğünçiçeği kar-şılığındadır. Bulbosus ise soğan gibi kök veren türü belirler, isveçli bili-madamı hiç kuşkusuz yeryüzündeki tüm bitkileri adjandıramamıştı. Günümüzde, bitkinin Latince adının arkasından bilimadamının adının yazılması gelenekleştirilmiştir. Örneğin, yukarıda adı verilen çiçek, Ranunculus bulbosus Linnaeus olarak yazılır. Ama Linne'nin ünü öylesine yaygındır ki, kısaca "Linn" ya da yalnızca "L" harfinin eklenmesi yeterlidir.
Linne, bazı bitkileri yanlış cinslere yerleştirerek yanlışlıklar da yapmıştı. Bu örneklerde, kendi adı parantez içine alınarak, daha sonra doğru sınıflandırmayı bulan kişinin adı eklenir. Linne, sarı nilüfer çiçeğine Nymphaea lutea adını vermişti. Smith adında bir başka bilimada-mı, aynı bitkiyi Nuphar cinsi içinde sınıflandırdı. Buna göre, sarı nilüfer çiçeğinin Latince adı Nuphar lutea Smith olarak yazılır. Böylelikle, -bir bitkinin Latince adının yazılışında tümüyle sınıflandırma öyküsü anlatılmış olmaktadır.
Linne'nin çalışmaları her ne kadar daha önceki bilimadamlarının bilgilerine dayanırsa da, katkıları değer biçilmez niteliktedir. Bitkilerin sınıflandırılması, bazı düzeltmeler ve eklemelere karşın geniş çapta Linne'nin izinde gelişmiştir. Yerel bitki adlandırılmalarının getirdiği karışıklığı önleyen bu sınıflandırma, dünya çapında kabul edilmiştir. Lin-ne'den bu yana mikroskobun gelişmiş modelleri ve ileri laboratuvar çalışmaları, bitki dünyasıyla ilgili pek çok bilgi edinmemizi sağlamıştır. Yeryüzünün uzak köşelerine ulaşan keşif çalışmalarıyla yepyeni türler bulunmuştur. Günümüzde artık bitkiler biçim ve yapılarına göre, çok daha doğru sınıflandırmalara sokulmaktadır. Yeryüzünde ilk göründük leri tarihten ilk oluşum kaynaklarına kadar tüm özellikleri bu sınıflandırmaların kapsamı içine alınabilmektedir.

kaynak 11

Alıntı
Keten Prenses adlı kullanıcıdan alıntı

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI VE CAROLUS LİNNAEUS
1707 yılında İsveç’te doğdu.Babası papazdı.
İleriki yıllarda botanik dalında önemli ilkeler ortaya koyacağını bilirmişçesine,daha çocukken bitkilerle ilgilenmeye başlamıştı.
Asıl adı Carl Linne idi.Carolus Linnaeus ise Latinceleştirilmiş adıdır.
Lund,sonra Uppsala Üniversite’sinde eğitim görerek tıp diplomasını aldı.Botanik dalında çalışmaları Olof Celsius’un teşvikiyle olmuştu.
1732 yılında bitki örtüsünü incelemek için,Uppsala Bilim Akademisi tarafından Laponya’ya gönderildi.
Bu geziden sağladığı bilgileri ‘Laponya’nın Bitki Örtüsü’ adıyla yayınladı.
Linne daha o yıllarda kendi kendine bir sistem icat etmiş,dünyadaki bitki ve hayvan türlerini kapsayan kataloglar oluşturmuştu.
1735 yılında ‘Doğa Sistemi’(Systema natuare),1737 yılında ‘Bitki Cinsleri’ adlı eserleri ile botanik dünyasında adını duyurdu.
Systema natuare geniş kapsamlı bir çalışmadır.Eşey organlar temel alınarak sınıflandırma sistemine yer verilmiştir.
1736 yılında çıktığı gezi ile İngiltere ve Fransa’da çeşitli botanikçilerle tanışıp bilgi alış verişinde bulundu.
1738 yılında ülkesine döndü.Kısa bir süre sonra evlendi.
1741 yılında Uppsala Üniversite’sinin Botanik Kürsü’sünde göreve başladı.
‘İsveç’in Bitki Örtüsü’,’İsveç’in Hayvan Varlığı’ ve ‘Botanik Felsefesi’ gibi yapıtlara imza attı.
***** ***** ***** ***** ***** *****
1753 yılında ‘Bitki Türleri’(Species plantarum) adlı yapıtı ile büyük bir üne ulaştı.
Bu eserinde botaniğe olduğu kadar bütün doğa bilimlerine de önemli katkı sağladı.
8.000 kadar bitki türüne ‘ikili adlandırma’ sistemini uyguladı.
Pratikte büyük kolaylıklar sağlayan bu sistem,bütün canlıların iki tane adla adlandırılmasına dayanıyordu:
Birincisi canlının cinsini,ikincisi ise türünü belirtiyordu.
Hayvanlar dünyasını 6 kategoriye ayırmıştı:
1-Memeliler,2-Sürüngenler,3-Kuşlar,4-Balıklar,5-Böcekler,6-bu beş sınıf dışında kalan herşey için,solucanlar.
1761 yılında kendisine İsveç soyluluk ünvanı verildi.Bundan sonra Carl von Linne adını kullanmaya başladı.
***** ***** ***** ***** ***** *****
Linnaeus,kendisini aşırı derecede üstün gören bir kişiliğe sahipti.
Övünmeyi o kadar ileri götürmüştü ki,dünyaya o güne dek kendisinden daha büyük botanikçinin gelmediğini ileri sürmüştü.
Bulduğu sınıflandırma sisteminin,bilim dünyasının en büyük başarısı olduğunu sık sık açıklıyordu.
Onun bu gibi övünmelerine şüpheyle bakan kişileri affetmez,adlarını zararlı otlara vereceğini söylerdi.
Linnaeus’un bir diğer aşırı özelliği ise sekse olan yoğun ilgisiydi.
Bazı çiftkabuklular ile dişilerin cinsel organları arasındaki benzerlik onun ilgisini çok çekiyordu.
Bir midye türünün belli bölümlerine vulva,labia,pubes,anüs ve himen gibi isimler vermişti.
Bitkileri sınıflandırmasını üreme organlarının doğasına göre yapmıştı.
Bir de bu bitkilere aşırı seviyede insanlara özgü cilveler yakıştırmıştı.
Çiçekler ve çiçek davranışları için yaptığı açıklamalarda ‘rastgele cinsel ilişki’,’kısır metres’ ve gerdek yatağı’ gibi benzetmeler yapardı.
Bu durumda elbette birçok kişi kendisini yadırgıyordu.
***** ***** ***** ***** ***** *****
Ancak sınıflandırma sistemi olağanüstü güzeldi.
Linnaeus’tan önce bitkilere oldukça uzun ve açıklayıcı adlar veriliyordu.Örneğin fındık domatesi şöyle yazılırdı:
Physalis amno ramosissime ramis angulosis glabris foliis dentoserratis.
Linnaeus bu uzun ismi Physalis angulata haline getirdi.
O günlerde adlandırma konusundaki tutarsızlıklar bitkiler aleminde pekçok karmaşa yaratıyordu.
Bir botanik uzmanı,’Rosa sylvestris alba cum rubore folio glabro’ ile,
‘’Rosa sylvestris inodora seu canina’ olarak adlandırılan diğerinin aynı bitki olup olmadığından emin olamıyordu.
Linnaeus onu Rosa canina olarak sadeleştirdi ve karışıklığı sonlandırdı.
***** ***** ***** ***** ***** *****
Linnaeus’un sistemi düzenleme açısından son derece uygundur.
Bunun yerine ikame edilecek başka bir sistem bugüne dek bulunamamıştır.
Önceleri sınıflandırma sistemleri genellikle kişilerin kendilerine kalmış bir şeydi.
Örneğin hayvanlarda şu şekilde kategoriler vardı:Vahşi-evcil , karada yaşayan-suda yaşayan , büyük-küçük.
Veya Buffon,hayvanları insana faydaları açısından sınıflandırmıştı.
Linnaeus canlıların tümünü fiziksel niteliklerine göre sınıflandırma işine kendisini adamıştı.
Doğal olarak bu iş yıllarca devam etti.
Systema Naturae ‘in(Doğa Sistemi) 1735 yılındaki ilk baskısı 14 sayfaydı.
12.baskısı ise 3 cilt ve 2.300 sayfayı buldu. Böylece 13.000 kadar bitki ve hayvan türü adlandırılmıştı.
O zamanlar bilim dünyasında bu konuda daha kapsamlı başka eserler de vardı.
Örneğin İngiliz botanik bilgini John Ray yıllar önce yazdığı 3 ciltlik ‘Bitkilerin Tarihi’ kitabında 18.600 adet bitki türü sınıflamıştı.
Ama Linnaeus’un tutarlılık,düzen,basitlik ve güncellik gibi özellikleri daha üstündü.
***** ***** ***** ***** ***** *****
Bitki ve hayvanlar dışında minerallerin ve hastalıkların sınıflandırılması ile de uğraştı.
Linnaeus botanik bilgini,araştırmacı ve öğretmendi.
Ama her insan gibi elbette onun da hataları vardı.
O günlerde denizciler ve hayali geniş diğer gezginler,gördüklerini abartılı olarak anlatırlardı.
Linnaeus bu öykülere inanır,sisteminde efsanevi hayvanlara ve canavar tipi insanlara da yer verirdi.
Örneğin dört ayak üstünde yürüyen ve konuşamayan vahşi insana ‘Homo ferus’ adını vermişti.
Gene sisteminde kuyruklu insan anlamında ‘Homo caudatus’ yer alıyordu.
Buna rağmen balinalar ile inekler, fareler ve karada yaşayan diğer bazı hayvanlar arasındaki ilgiyi görmüştü.
Böylece onların Dörtayaklılar takımına ait olduğunu ilk saptayan kişi olmuştu.
Daha sonraki yıllarda bu ilişki Memeliler olarak değiştirildi.
1774 yılında bir felç geçirdi,4 yıl sonra öldü.
KAYNAKLAR:
A Short History of Nearly Everything
AnaBritannica

Alıntı
SEDEPH adlı kullanıcıdan alıntı

Linnaeus Taksonomisi

John Ray'in ölümünden iki sene önce Carolus Linnaeus (1707-1778) doğmuştur. Yapıtı Systema Naturae yaşamı sırasında on iki baskı yapmıştır. (1. baskı: 1735) Linnaeus modern sınıflandırma için bilinen en iyi metodu tanıtmış ve sistematik zooloji, sistematik botanik ve bilinen diğer sistematik türlerini oluşturmuştur.
Linnaeus, John Ray'in türler hakkındaki yaklaşımını benimsemiştir. Her türün iki latince kelimeden oluşan bir birim ile adlandırılmasını önermiş ve bu kullanımda ısrar etmiştir. Bu iki kelimelik yapının ilk kelimesi, yaşam formunun ait olduğu cinsin ismidir. İkinci kelime ise o cinsin değişik türlerini belirtmek için kullanılan ve türün genel özelliklerine bağlı olarak seçilmiş bağımsız bir kelimedir. Bu yaklaşım günümüzde kullanılan iki kelimelik isimlendirme için temel teşkil etmiştir. Bu iki kelimelik isimler, türlere ait bilimsel isimler veya türlerin sistematik isimleridir. Türlerin ayırt edilmesini daha da kolaylaştırmak için iki kelimelik isimlendirme kullanılmaktadır. Bilimsel adların doğru yazılması için; cins isimleri büyük harfle başlamalı, tür isimleri ufak harfle başlamalı, yazar ismi ve yayın notu eklenmelidir.
Linnaeus'dan önce, bazen tanımlayıcı bir sıfat içeren bazen ise farklı birçok kelimeden oluşan isimlendirme kullanılıyordu. Bilim adamları aynı tür için farklı isimler de kullanabiliyorlardı. Bu adlandırma bilim dünyasında birçok karışıklığa neden oldu. Linnaeus'un sistemi, bitki ve hayvan türlerine verilen bu farklı isimlendirmeleri bir standarda ve kolay anlaşılan bir şekle kavuşturdu. Linnaeus sistemini, cins, takım, sınıf gruplarını ekleyerek daha da geliştirdi.
Linnaeus sistemi, organizmaları gruplar hiyerarşisi içinde düzenleyerek çalışır. Her grup kendinden daha alt basamaktaki grupları içerir. Kolayca bilinen iki kelimelik bilimsel isim diğer altı basamak ile de tanımlanabilir.
Taksonomide en fazla kullanılan takson basamakları şunlardır:

  • Domain
  • Âlem
  • Filum/Şube (Hayvanlar) ya da Bölüm (Bitkiler)
  • Sınıf
  • Takım
  • Familya
  • Cins
  • Tür
  • Alttür
  • Varyete
  • Kültivar
  • Form
  • Klon
  • Hibrid
Ancak daha geniş bir şekilde takson basamakları şöyle yazılabilir:
Yukarıdaki sıralamadan da görüldüğü üzere takson basamaklarında alt seviyelere inildikçe ortak özellikler artmakta ve bu nedenle bazen ön eklerle ara basamaklar da oluşturulabilmektedir. Örnek olarak;
  • Âlem (regnum)
  • Alt âlem (subregnum)
  • Üst bölüm/Üst şube (superdivisio)
  • Bölüm/Şube (divisio)
  • Alt bölüm/Alt şube (subdivisio)
  • Sınıf (classis)
  • Alt sınıf (subclassis)
  • İnfra sınıf (Infraclassis)
  • Üst takım (superordo)
  • Takım (ordo)
  • Alt takım (subordo)
  • İnfra takım (Infraordo)
  • Familya (familia)
  • Alt familya (subfamilia)
  • Oymak (tribus)
  • Alt oymak (subtribus)
  • Cins (genus)
  • Alt cins (subgenus)
  • Seksiyon (sectio)
  • Alt seksiyon (subsectio)
  • Seri (series)
  • Alt seri (subseries)
  • Tür (species)
  • Alt tür (subspecies)
  • Varyete, çeşit (varietas)
  • Alt varyete, (subvarietas)
  • Form (forma)
  • Alt form (subforma)
  • Kültivar (cultivars)
vikipedi

Alıntı
Hi-LaL adlı kullanıcıdan alıntı

Pratikte sadece cins (genus), tür (species), varyete ve form ile ilgili taksonlar kullanılır. (Diğer karmaşık taksonlar bir bitkinin tanısı için gereklidir ve daha ziyade bilim adamları ile bu işin profesyonellerince kullanılır.)
Örneğin Kızılçamı ele alalım.

Bu ağaç ;

Fanerogam şubesinden
Gymnospermae (açık tohumlular) alt şubesinden
Coniferae (kozalaklılar) sınıfından
Pinales takımından
Pinaceae (çamgiller) familyasından
Pinus (çamlar) cinsinden
Brunia (kızıl) türundendir.
Biz bu ağacı Kızılçam ya da sistematikteki ismi ile Pinus brutia olarak tanımlıyoruz.
************************************************************************
Bir başka örnek daha verelim: Karameşe;
Angiospermae (kapalı tohumlular) alt şubesinden
Dicotyledonea (iki çenekliler) sınıfından
Archichlamydeae alt sınıfından
Fagales (kayınlar) takımından
Fagaceae (kayıngiller) familyasından
Quercus (meşeler) cinsinden
Sessiliflora türündendir.
Bitkilerin tanımında daima en az iki isim yan yana söylenir, (insanların, adı soyadı gibi) Bunlardan ilki cinsi (genus) olup büyük harfle yazılmaya baslar, ikincisi tür veya nevi (species) ismi olup küçük harfle başlayarak yazılır. Latince olduğunu belirttiğimiz bu sözcükler hemen hemen Türkçe'de olduğu gibi okunur.
Küçük Ayrıntıları:
Ae = e,
Au=Av,
C=Se,
Ch =k,
Oe=ö,
Ph=f,
Phy=fi
Sc=Ss,
Sch=Sk (ya da Şe)
S=(bazen)
Z, J=ye
olarak okunur.
Bir de dikkat edilirse isimlerin sonlarına gelen eklentiler taksonlara göre değişiklikler gösterir.
Bunlar:
Şubelerde (Divisio) : ae (Fanerogamae) => e okunur.
Alt şubelerde ae (Gymnospermae) => e okunur.
Sınıflarda : ae (Coniferae) => e okunur.
Alt sınıflarda : eae / ae => ea okunur.
Takımlarda ales: eae => ales okunur.
Alt takımlarda eae => ea okunur.

Familyalarda Oldeae / eae
Alt familyalarda oideae / eae eklentilerini alır.
Türün altındaki taksonlarda ise türün arkasına; Mutasyonlarda mut. Varyetelerde var.
Melezlerde iki bitkinin arasına X işareti konur.
ÖRNEK: Pallasiyana kara çamı : Pinus nigra var. pallasiana
Şeneriyana kara çamı : Pinus nigra var. pallasiana Şeneriana

Alıntı
ÖĞRENCİ adlı kullanıcıdan alıntı

linnaeus canlıları sınıflandırırken çalışmasını hangi temel prensiplere dayandırmıştır

.
Quo vadis?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Nisan 2010       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı

bitkilerin siniflandirilmasi

lütfen yardıcı olun teşekkür ederim
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Nisan 2011       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bitkilerin sınıflandırma sistemlerindeki mekanik sistemlerin acıklaması

Benzer Konular

6 Ocak 2013 / Ziyaretçi Cevaplanmış
9 Mayıs 2016 / mutlu prens 26 Cevaplanmış
28 Mayıs 2008 / Misafir Edebiyat
22 Mart 2009 / gashme Soru-Cevap