Arama

Ermeni meselesi hakkında bilgi verir misiniz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 2 Mart 2012 Gösterim: 5.926 Cevap: 9
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
16 Kasım 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
1.dünya savaşı sonunda ermeni sorunu ve sonuçları
EN İYİ CEVABI _Yağmur_ verdi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

ermenı meselesi hakkında kısaca bılgı verınız?


Ermeni Sorunu
Sponsorlu Bağlantılar
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Ermeni Sorunu Osmanlı döneminden başlayarak Cumhuriyet dönemine uzanan Türk devletleriyle Batı ülkelerin arasında siyasi bir yaklaşımla ele alınan Ermeni konusudur.
Osmanlı döneminde Ermeni vatandaşların hakları olarak sunulan; Daha sonra ise Birinci Dünya Savaşından sonra yaşanan Ermeni Kırımının Osmanlı Devleti'ndeki Ermenilerin devlet yönetimi tarafından kasıtlı ve emirler dahilinde öldürüldüğü ve bu sebeple olayların soykırım niteliğinde olduğunu iddiasi ile icerigi politik ve hukuksal acidan karmasiklasan ; bu yeni iddiaya iliskin olarak ise Türkiye Cumhuriyeti tarafindan yapilan "karsi iddia" ya da "aciklama" ile bu ölümlere "sistemli bir devlet politikası değil, savaş koşulları, hastalıklar, iklim, bölgedeki çete ve aşiretlerin saldırıları ve Ermeniler'in zorunlu göçünü kolaylaştıracak imkânların bulunmaması" gibi etkenlerin sebep olarak gösterilmesi ile bugünkü halini alan konudur.


Avrupa tarihinde kullanılan bu terim diplomatik çevreler ve zamanın popüler basın içinde Berlin Kongresi'inden başlayarak Şark Meselesi'nde olduğu gibi Ermenilerin Osmanlı İmparatorluğundaki konumlarıni ve benimsenen bakışı" ifade etmekteydi. Ancak Ermeni meselesi "beraber yaşadıkları komşu toplumlardan korunması ve Ermenilerin hak ve özgürlükleri" anlamında öne sürülmekteydi.
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
16 Kasım 2008       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
sözde ermeni soykırımı
Sponsorlu Bağlantılar
Quo vadis?
nur banu - avatarı
nur banu
Ziyaretçi
5 Mayıs 2009       Mesaj #3
nur banu - avatarı
Ziyaretçi
günümüzde de tekrar önem kazanmış olan ermeni meselesi ile ilgili ödev yapıyorum belli kaynaklardan belli görüşleri savunan yazılar elde ettim.. ama hepsi taraflı... ye o tarafı savunuyo ya bu tarafı.. bilgilerinizi benimle paylaşabilir misiniz...
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
5 Mayıs 2009       Mesaj #4
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Asya ve Avrupa kıtaları arasında köprü konumunda olan Türkiye, Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan boğazları, Ortaasya, Kafkasya ve Ortadoğu'daki doğal enerji kaynaklarının kesiştiği noktadaki jeopolitik konumuyla bütün dünyanın dikkatini çekmektedir.
Geçmişte Osmanlı devleti, bugün de Türkiye, bu jeopolitik ve jeostratejik konumundan dolayı çeşitli entrikaların çevrildiği bir alan olmuştur. Osmanlı devletini parçalayarak tarih sahnesinden silmek isteyen sömürgeci devletler, bu entrikalarında yüzlerce yıldır Türklerle dostça yaşayan Ermenileri kullanmışlardır.
Tarihte olduğu gibi günümüzde de, Ermeni toplumu üzerinden siyasi ve ekonomik çıkar sağlamaya çalışan ülkeler bulunmaktadır. Bazı ülkelerde Türkleri ve Türkiye'yi sözde soykırımla suçlayan anıtlar dikilmekte, bazı ülkelerde de soykırım iddiasını tanımaya yönelik kararlar parlamento gündemlerine getirilmekte, hatta kimi ülke parlamentolarında kabul edilmektedir. Gerçekte tarihçilere bırakılması gereken bu konular, siyasetçilerin elinde çıkar aracı haline dönüştürülmektedir.
Tarih boyunca Romalılar, Persler ve Bizanslılar tarafından Anadolu'nun bir yerinden diğerine sürülen, savaşlara itilen ve çoğu kez üçüncü sınıf vatandaş muamelesi gören Ermeniler, Türklerin Anadolu'ya girişlerinden sonra Türklüğün adil, insani, hoşgörülü, birleştirici anlayış ve inancından yararlanmışlardır. Bu ilişkilerin gelişme ve doruğa ulaşma çağı olan 19. Yüzyıl sonlarına kadar süren devir, 'Ermenilerin altın çağı' olmuştur. Osmanlı devletinin çalışan, liyakatli, dürüst ve becerili her vatandaşına sağladığı imkanlardan gayr-i müslimler içinde en çok faydalananlar Ermeniler olmuştur. Askerlikten, kısmen de vergiden muaf tutulurken, ticarette, zanaatta, çiftçilikte ve idari işlerde yükselme fırsatını elde etmişler ve devlete bağlı, milletle kaynaşmış ve anlaşmış olduklarından dolayı "millet-i sadıka' olarak kabul edilmişlerdir. Bu çerçevede Türkçe konuşan, ayinlerini bile Türkçe yapan bu topluluktan devlet kademelerinde önemli görevlere yükselenler, hatta Bayındırlık, Bahriye, Hariciye, Maliye, Hazine, Posta-Telgraf, Darphane Bakanlıkları, Müsteşarlıkları yapanlar olmuştur. Hatta Osmanlı devletinin meseleleri üzerinde Türkçe ve yabancı dillerde eserler de yazmışlardır.
Ancak Osmanlı devletinin zayıflamaya başladığı dönemlerde, hemen her konuda Avrupa'nın müdahalesi baş gösterince, Türk-Ermeni ilişkilerinde de bir bozulma başlamıştır. Batılıların özellikle misyoner din adamı kisvesinde, Osmanlı devleti içine soktuğu provokatörlerin faaliyetleriyle Ermeniler; dini, kültürel, ticari, sosyal ve siyasi açılardan Türk toplumundan uzaklaştırılmaya çalışılmıştır. Böylece, çoğu defa Türklerin zararlı çıktığı trajik olaylar başlamış, Doğu Anadolu'da başlatılan ve İstanbul'a kadar yayılan isyan hareketlerinde binlerce Türk ve Ermeni hayatlarını kaybetmiştir.
Birinci Dünya Savaşı sırasında ise; Osmanlı askeri olarak düşmanlara karşı savaşan veya geri hizmetlerde çalışan Ermenilere karşılık, Ermenilerin önemli bir kısmı düşman kuvvetlerinin yanında Türklere karşı savaşmıştır. Cephe gerisinde de komitacı Ermeniler kadın, çocuk, yaşlı ayrımı yapmaksızın katliamlara girişmişler, yüz binlerce Müslüman'ın hayatına kastederek Doğu Anadolu'yu bir harabe haline çevirmişlerdir.
Devletin bunları yatıştırmak ve durdurmak için aldığı tedbirler istismar edilmiş ve dış devletlerin tahrik ve vaatleriyle Ermeniler, bin yıl refah içinde yaşadıkları ülkeyi parçalamaya çalışmışlardır.
Anadolu dışında kurulan Hınçak, Taşnak, Ramgavar, Hınçak İhtilal Komitesi, Silahlılar Cemiyeti, Ermenistan'a Doğru Cemiyeti, Genç Ermenistan Cemiyeti, İttihat ve Halas Cemiyeti ve Karahaç Cemiyeti gibi örgütler, halkı silahlı ayaklanmaya sevk etmişlerdir.
Osmanlı devleti, Birinci Dünya Savaşı içinde, Ermeni isyanının yoğun olduğu Doğu Anadolu'da, bir yandan cephede Rus ordularıyla ve Rusların yanında yer almış olan Ermeni kuvvetleriyle savaşmak zorunda kalmıştı. Diğer yandan da cephe gerisinde Türkleri katleden, Türk köy ve kasabalarını yakıp yıkan, ordunun ikmal tesislerine ve konvoylarına saldıran Ermeni çeteleri ile mücadele etmek zorunda kalmıştır.
Ayrıca hem cephede hem de cephe gerisinde savaşmak durumunda bırakılmasına rağmen, 9-10 ay, cephe gerisindeki önemli tehlikeyi 'mahalli tedbirlerle' çözüme ulaştırmaya çalışmıştır. Bu arada, 24 Nisan 1915'te, cephe gerisinde faaliyette bulunan Ermeni komitecilerine yönelik bir operasyon yapmış ve vatana ihanet eden 2345 komiteciyi tutuklamıştır.
Komitecilerin dışında özellikle Rus sınırına yakın bölgelerdeki Ermeni halkın da devlete isyan halinde olduğunu görünce, son çareye başvurmuş ve bölgedeki Ermenilerden sadece isyan hareketine karışanları savaş bölgesinden alıp, ülkenin emniyetli bölgelerine 'sevk ve iskâna', o dönemdeki ifadesiyle 'tehcir'e tabi tutmuştur. Bu uygulama ile aynı zamanda her şeyden önce cephe gerisinde iç savaş ortamında bulunan Ermeni halkın can güvenliği sağlanmıştır. Çünkü Ermenilerin bölgedeki Türklere yaptıkları katliam ve mezalimin karşılığını müslüman halk da vermeye başlamıştı.
Ermenistan ile bir takım siyasi ve ekonomik çıkarlar için Ermenileri kullanan bazı devletler, yer değiştirme uygulamasını ve 24 Nisan'daki tutuklamaları bir 'soykırım' gibi göstermek ve dünya kamuoyunu bu konuda ikna etmek için yoğun bir propaganda faaliyetine girişmişlerdir(1).
Oysa Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra, Osmanlı devletini işgal eden devletlerden İngilizler, aralarında Osmanlı siyasi ve askeri liderleriyle önde gelen aydınların da bulunduğu 143 kişiyi 'Ermeni olaylarında savaş suçu işledikleri' gerekçesiyle tutuklayarak Malta adasına sürmüş ve hapsetmiştir. Suçlamalarla ilgili olarak Osmanlı, ABD ve İngiliz arşivlerinde geniş çaplı araştırmalar yapılmıştır. Buna rağmen, Malta'daki tutuklular hakkında iftiraları kanıtlayacak deliller mahkemeye sunulamamıştır. Sonuç olarak Malta'daki tutuklular, kendilerine hiçbir suçlama dahi yöneltilmeden ve duruşma yapılmadan 1922'de serbest bırakılmışlardır.
Ancak Türkleri sözde soykırımla suçlama gayretleri durmamış; Malta'daki yargılama sürecinde İngiliz basınında Osmanlı Hükümeti'ni sözde soykırım ile suçlayan ve bu konuyu ispata yeltenen bazı uydurma belgeler yayınlanmıştır. Söz konusu belgelerin General Allenby komutasındaki İngiliz İşgal Kuvvetleri tarafından Suriye'deki Osmanlı Devlet Dairelerinde ortaya çıkarıldığı iddia edilmiştir. Ancak, İngiliz Dışişleri Bakanlığı tarafından sonradan yapılan soruşturmalar, İngiliz basınına verilen bu belgelerin İngiliz ordusu tarafından ele geçirilen belgeler olmayıp, Paris'teki Milliyetçi Ermeni Delegasyonu tarafından müttefik delegasyonlara gönderilen yazılar olduğu anlaşılmıştır(2).
Bütün bu gerçeklere rağmen, sözde soykırım iddialarını gündemde tutmak için olağanüstü gayret sarf eden Ermeni komiteleri, terör eylemlerine yönelmişlerdir. 1965'ten sonra, çeşitli ülkelerdeki Ermenilerin, Türkiye aleyhine başlattıkları karalama kampanyasıyla dünya ve Türkiye kamuoyunda varlığını hissettiren sözde Ermeni Sorunu, 1970'li yıllardan itibaren yurtdışındaki Türk temsilciliklerine yönelik terör eylemlerine dönüşmüştür.
Gurgen (Karekin) Yanikan adlı bir yaşlı Ermeni'nin 27 Ocak 1973'de ABD'nin Santa Barbara kentinde, Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ile Konsolos Bahadır Demir'i katletmesiyle başlayan "Bireysel Ermeni Terörü", 1975'den itibaren tıpkı 1915 öncesinde olduğu gibi "Örgütlü Ermeni Terörü"ne dönüşmüştür. Yurtdışındaki Türk görevliler, diplomatlar, elçilikler ve kuruluşlarına yönelik Ermeni saldırıları, kısa sürede hızlı bir tırmanma göstererek yoğunluk kazanmıştır.
Ermeni teröründe, Türkiye'deki iç huzursuzluğun zirveye çıktığı 1979 yılından itibaren büyük bir artış gözlenmeye başlanmıştır. Ermeni teröristler, 21 ülkenin 38 kentinde, 39'u silahlı, 70'i bombalı, biri de işgal şeklinde olmak üzere toplam 110 terör olayı gerçekleştirmişlerdir. Bu saldırılarda 42 diplomatımız ile 4 yabancı hayatını kaybederken, 15 Türk ve 66 yabancı uyruklu kişi de yaralanmıştır(3).
Ermeni terör örgütleri, dış dünyanın tepkileri üzerine 1980'li yıllarda taktik değiştirerek, PKK terör örgütü ile işbirliğine girmişlerdir. 1984 yılında PKK sahneye çıkarılmış ve Asala-Ermeni terörü geri plâna çekilmiştir. Belgeler, Bekaa ve Zeli kamplarında ASALA ile PKK militanlarının birlikte eğitim gördüklerini ortaya koymuştur.
Türk güvenlik güçlerinin PKK terörü ile mücadelede başarı sağlamasının ardından Ermeni komiteleri, sözde iddialarını Ermenistan devletinin açık desteği ve Ermeni Diasporası aracılığıyla sürdürmeye devam etmektedirler. Çeşitli ülke parlamentolarından 'sözde Ermeni Soykırımı'nı kabul eden yasaların ve önerilerin çıkmasını sağlamaya çalışarak, asılsız iddialarını dünya kamuoyuna kabul ettirmeye çalışmaktadırlar.
Amaçları, sözde iddialarını tüm dünyaya 'tanıtmak', Türkiye'yi bu temelsiz iddiaları 'tanımak' zorunda bırakmak, sözde soykırımdan dolayı Türkiye'den "tazminat" ve "toprak" almak ve "Büyük Ermenistan" rüyasını gerçekleştirmektir.
SEDEPH - avatarı
SEDEPH
Ziyaretçi
5 Mayıs 2009       Mesaj #5
SEDEPH - avatarı
Ziyaretçi
Ermeni meselesi / Ermeni Soykırımı için TIKLAYINIZ
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Ocak 2011       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ermenı meselesi hakkında kısaca bılgı verınız?
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
6 Ocak 2011       Mesaj #7
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

ermenı meselesi hakkında kısaca bılgı verınız?


Ermeni Sorunu
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Ermeni Sorunu Osmanlı döneminden başlayarak Cumhuriyet dönemine uzanan Türk devletleriyle Batı ülkelerin arasında siyasi bir yaklaşımla ele alınan Ermeni konusudur.
Osmanlı döneminde Ermeni vatandaşların hakları olarak sunulan; Daha sonra ise Birinci Dünya Savaşından sonra yaşanan Ermeni Kırımının Osmanlı Devleti'ndeki Ermenilerin devlet yönetimi tarafından kasıtlı ve emirler dahilinde öldürüldüğü ve bu sebeple olayların soykırım niteliğinde olduğunu iddiasi ile icerigi politik ve hukuksal acidan karmasiklasan ; bu yeni iddiaya iliskin olarak ise Türkiye Cumhuriyeti tarafindan yapilan "karsi iddia" ya da "aciklama" ile bu ölümlere "sistemli bir devlet politikası değil, savaş koşulları, hastalıklar, iklim, bölgedeki çete ve aşiretlerin saldırıları ve Ermeniler'in zorunlu göçünü kolaylaştıracak imkânların bulunmaması" gibi etkenlerin sebep olarak gösterilmesi ile bugünkü halini alan konudur.


Avrupa tarihinde kullanılan bu terim diplomatik çevreler ve zamanın popüler basın içinde Berlin Kongresi'inden başlayarak Şark Meselesi'nde olduğu gibi Ermenilerin Osmanlı İmparatorluğundaki konumlarıni ve benimsenen bakışı" ifade etmekteydi. Ancak Ermeni meselesi "beraber yaşadıkları komşu toplumlardan korunması ve Ermenilerin hak ve özgürlükleri" anlamında öne sürülmekteydi.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
6 Ocak 2011       Mesaj #8
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Başka Bir Kaynaktan Ermeni Sorunu

ERMENİ SORUNU NEDİR ?
Osmanlı devleti zayıflamaya başlayıp, hemen her konuda Avrupa'nın müdahalesine maruz kalınca, Türk - Ermeni ilişkilerinde de bir bozulma devri başlamıştır. Batılı ülkeler Osmanlı devleti'ni bölerek bölgesel çıkarlarına ulaşabilmek için Ermeniler'i Türk toplumundan koparmayı hedeflemişlerdir.
Özellikle Avrupa'nın bazı büyük devletleri "ıslahat" adı altında bir yandan Osmanlı devleti'nin iç işlerine karışırken, bir yandan da Ermeniler'i, Osmanlı yönetimi'ne karşı teşkilatlandırmışlardır.
Böylece ülke içinde ve dışında teşkilatlanan ve silahlanan Ermeni komiteleri ile Ermeni kiliseleri'nin kışkırtıcı faaliyetleri sonucunda, Ermeni toplumu yavaş yavaş Türkler'den uzaklaşmaya başlamıştır.
Türkler'in iyi tutumuna karşın, yabancı devletlerle ittifak etmek suretiyle Türkler'le mücadeleye başlayan Ermeniler, batı'nın desteğini alabilmek için kendilerini "ezilen bir toplum" olarak göstermeye ve "Anadolu üzerindeki egemenlik haklarını Türkler'in gasp ettiği"ni dile getirmeye başlamışlardır.
Islahat fermanı ile müslümanlar ve gayri müslimler eşit statüye getirilince ayrıcalıklarını kaybeden Ermeniler, 1877 - 1878 Osmanlı - Rus Savaşı sonunda, Rusya'dan "işgal ettiği doğu Anadolu topraklarından çekilmemesini, bölgeye özerklik verilmesini veya Ermeniler lehine ıslahat yapılmasını" talep etmişlerdir. Bu isteklerle birlikte Ermeni sorunu ilk kez ortaya çıkmaya ve uluslar arası bir şekil almaya başlamıştır.
Ermeniler, bu kez Ruslar ve İngilizler tarafından kullanılmaya başlanmış ve ingiltere'nin elinde, Rus yayılmacılığına karşı bir ileri karakol vazifesi görmüşlerdir. İngiltere ve Rusya tarafından tarih sahnesine sunulan Ermeni sorunu, aslında emperyalizmin Osmanlı imparatorluğu'nu yıkma ve paylaşma politikasının bir uzantısıdır.


"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
sedat_04 - avatarı
sedat_04
Ziyaretçi
18 Ocak 2012       Mesaj #9
sedat_04 - avatarı
Ziyaretçi
nedir?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Mart 2012       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ben ermeni meselesi ile ilgili bir dönem ödevi hazırlıyorum bana bir kaç kaynak söyleyebilir misiniz şimdiden teşekkürler

Benzer Konular

24 Mayıs 2011 / Misafir Cevaplanmış
19 Kasım 2011 / abdurezzak Soru-Cevap
9 Ocak 2009 / Ziyaretçi Soru-Cevap