Arama

Osmanlı aydınlarının 1. Meşrutiyet'ten beklentileri ne olmuştur?

Güncelleme: 30 Eylül 2010 Gösterim: 10.254 Cevap: 5
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Eylül 2009       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Osmanlı aydınlarının 1.meşrutiyetten beklentileri nelerdir ? teşk. ederim
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Eylül 2009       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
BENDE BU SORUYA Bİ AN ÖNCE CEVAP İSTİORUM TEŞEKKRLER
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Ekim 2009       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Osmanlı aydınlarının 1. Meşrutiyet'ten beklentileri ne olmuştur?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Ekim 2009       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
1.Meşrutiyet

Birinci Meşrutiyet, Osmanlı Devleti'nde 1876 yılında ilan edilen anayasal yönetime denir. I. Meşrutiyet biçiminde de yazılır.

Osmanlı Devleti’nin ekonomik sorunları, 17. yüzyıldan itibaren toprak kaybetmesi ve sürekli bütçe açığı vermesiyle başladı. Avrupa devletleriyle imzalanan serbest ticaret antlaşmalarıyla ülkeye giren mallardan düşük gümrük vergileri alınıyordu. Bu hem devletin gelirlerini azaltmış hem de yerli sanayinin gerilemesine yol açmıştı. Ekonomik sıkıntıların yanı sıra, özellikle 1789 Fransız Devrimi'nin etkisiyle yayılan özgürlükçü düşünceler ve ulusçuluk akımı, Osmanlı İmparatorluğu’nu da sarstı. Balkanlar'da 19. yüzyılda bağımsızlık talebiyle ayaklanmalar çıktı. Balkanlar'da ve Ortadoğu’da çıkar çatışmaları içindeki Avrupa devletleri ile Çarlık Rusya'sı da zaman zaman bu hareketleri desteklediler. Osmanlı sınırları içindeki Müslüman olmayan halkların durumlarının düzeltilmesi gerekçesiyle Osmanlı Devleti’ni reformlar yapmaya zorladılar. 1839’daki Tanzimat Fermanı ile 1856’daki Islahat Fermanı’nın ilanları bu tür koşullarda gerçekleşti.

Öte yandan 1860’larda bir aydın hareketi olarak Yeni Osmanlılar ortaya çıktı. Namık Kemal ve Ziya Paşa gibi aydınlar, Avrupa ülkelerindeki anayasal monarşilerden etkilenerek Osmanlı Devleti’nin meşrutiyetle yönetilmesi gerektiğini savundular. Osmanlı Devleti, 1850’lerden itibaren dış borç almaya başlamıştı ve 1870’lere gelindiğinde devlet hem ekonomik hem de siyasal bunalıma sürüklenmişti. Bu bunalım sırasında Mithat Paşa ve arkadaşları 30 Mayıs 1876'da Abdülaziz'i tahttan indirerek yerine V. Murat'ı geçirdiler. Ne var ki, V. Murat aydınların ve ilerici devlet adamlarının istediği reformları yapabilecek biri olmasına rağmen ruh sağlığı bozulduğu için tahtan inrildi. yerine II. Abdülhamit meşrutiyeti ilan edeceği sözünü vererek padişah oldu


Meşrutiyetin İlanı Abdülhamit tahta çıktığında Balkanlar’da ayaklanmalar başlamış, Çarlık Rusya'sı Osmanlılara bir ültimatom vermişti. Büyük Avrupa devletlerinin İstanbul’da toplanan bir konferansta Balkan sorununu tartıştıkları ve Osmanlı Devletinden reformlar yapmasını istedikleri sırada, II. Abdülhamit siyasal bir manevrayla 23 Aralık 1876'da Kanun-i Esasi’yi (anayasa) ilan etti. Böylece meşruti yönetime geçilmiş oluyordu.

1876 Anayasası olarak da bilinen Kanun-i Esasi, aslında padişahın egemenlik haklarına bir kısıtlama getirmiyordu. Yürütme yetkisini tümüyle elinde tutan padişah, sadrazam ve vekilleri (bakanları) istediği gibi atayıp görevden alabiliyordu. Meclisin vekiller üzerinde denetim yetkisi yoktu. Padişah, istediğinde meclisi kapatma ve yeniden seçimlere götürme yetkisine de sahipti. Ayrıca padişah, "kamu yararı için" gerekli gördüğü kişileri sürgüne gönderebilirdi.

Kanun-i Esasi uyarınca iki kanatlı bir parlamento oluşturuldu. Üyeleri seçim yoluyla belirlenen meclise Meclis-i Mebusan, üyeleri atama yoluyla belirlenen meclise de Âyan Meclisi deniyordu. İki meclisin oluşturduğu parlamento Meclis-i Umumi (Genel Meclis) olarak adlandırılmıştı. Âyan Meclisi'nin başkan ve üyeleri doğrudan padişah tarafından atanıyordu. Anayasaya göre Genel Meclis padişahın buyruğuyla kasımda açılıyor, mart başında çalışmalarını tamamlıyordu.


Meşrutiyetin Askıya Alınması II. Abdülhamid iç ve dış baskılar yüzünden meşrutiyeti ilan etmiş ve Mithat Paşa'yı sadrazam yapmıştı. Bundan dolayı ilk işi de, meşrutiyetin mimarı Mithat Paşa’yı sürgüne göndermek oldu. Ardından 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nı gerekçe göstererek Haziran 1877’de Meclis-i Mebusan’ın çalışmalarını durdurdu. Ocak 1878'de meclisi yeniden topladıysa da kendisine mecliste yöneltilen eleştiriler üzerine 13 Şubat 1878'de meclisi kapattı. Ama hiçbir işlevi olmayan Âyan Meclisi'ne dokunmadı. Birinci Meşrutiyet böylece sona erdi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Eylül 2010       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
osmanlı aydınlarının meşrıtiyetten beklentileri nelerdir
oyuncu_girl - avatarı
oyuncu_girl
Ziyaretçi
30 Eylül 2010       Mesaj #6
oyuncu_girl - avatarı
Ziyaretçi
O dönem de Osmanlı İmparatorluğu nda çıkan iç we dış karışıklıkların ancak meşrutiyet yönetimi ile çözülebileceğini düşünmüşlerdir. bu bakımdan o dönemin meşrutiyeti savunan aydınları yani jön Türkler'i 1. meşrutiyet ten osmanlı karışıklıklarını çözmesini beklemişlerdir. ikinci meşrutiyet ise awrupa dewletlerinin iç işlerine karışmasını önlemek amacıyla aydınların yeniden harekete geçmesi ile yeniden 1876 anayasasının(kanuniesasinin) yürürlüğe girmesiyle başlamıştır.

Benzer Konular

11 Aralık 2008 / Ziyaretçi Soru-Cevap
11 Şubat 2013 / Misafir Soru-Cevap
20 Kasım 2011 / Misafir Soru-Cevap
24 Eylül 2011 / Misafir Soru-Cevap