Arama

Veterinerlik hakkında bilgi verir misiniz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 6 Şubat 2013 Gösterim: 15.449 Cevap: 5
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Ekim 2009       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
BANAVETERENERLİK İLE BİLGİVERİRMİSİNİZ
EN İYİ CEVABI fadedliver verdi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

BANAVETERENERLİK İLE BİLGİVERİRMİSİNİZ

Veteriner Hekim ve Veteriner Hekimlik
MsXLabs.org & Temel Britannica
Sponsorlu Bağlantılar

Tıbbın uygulama alanı olan hekimlik, insan hastalıklannın ön­lenmesi, tanısı ve tedavisiyle ilgilenir; veteri­ner hekimliğin uğraşı alanı ise hayvan hasta­lıktandır. Bugün birçok ülkede veteriner he­kimlik, tıpta olduğu gibi özel eğitim gerekti­ren bir uzmanlık dalıdır. Veteriner hekim unvanı ve çalışma izni de yalnızca bu eğitim­den geçerek diploma almış kişilere tanınır. Oysa yüzyıllar boyunca hasta hayvanlann tedavisi, çiftçiler, çobanlar, nalbantlar ve seyisler gibi hayvan bakımıyla uğraşan kişile­rin elindeydi. Bu insanlar, ustadan çırağa âktanlan bilgilerin, geleneksel halk kültürü­nün ve kendi deneyimlerinin ışığında hayvan­lann dertlerine çare bulmaya çalışırlardı.
18. yüzyılın ikinci yansında ilk veterinerlik okullarının kurulmasıyla, veteriner hekimlik bir bilim dalı olarak gelişmeye başladı. Önce Fransa'daki Lyon kentinde, ardından Hanno­ver, Stockholm ve Bologna gibi öbür Avrupa kentlerinde kurulan bu okullann en az 200 yıllık bir geçmişi vardır. Avrupa'dan bir yüzyıl sonra Türkiye'de de, özellikle ordudaki
atlann sağlığını korumak amacıyla askeri okullarda veterinerlik sınıflan açıldı. 1910'da bu sınıflardan Askçri Baytar Mektebi adıyla ayn bir okul doğdu (çünkü o zamanlar veteri­nerlere "baytar" denirdi). 1921'de Mülkiye Baytar Mektebi ile birleşen bu okul, bugünkü Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nin de çekirdeğidir. Günümüzde, hayvancılığa öteden beri büyük önem veren Türkiye'deki veteriner fakültelerinin sayısı yediyi bul­muştur.

Veterinerlik Eğitimi
Veteriner olmak isteyenler her şeyden önce hayvanlan sevmeli ve onlarla iyi anlaşabilme-lidir. Aynca biyoloji, kimya, fizik ve matema­tik gibi bilim dallarında zorlu sınavlann uygu­landığı bu eğitim oldukça uzun ve güç, çalış­ma koşulları da genellikle ağırdır. Gene de veteriner fakülteleri birçok ülkede büyük rağbet görür ve bu mesleği seçenler pek çok alanda çalışma olanağı bulurlar.
Veterinerlik eğitiminin süresi Türkiye'de ve Avrupa ülkelerinin çoğunda beş, ABD'de yedi yıldır. Öğrenciler daha çok at, sığır, koyun, keçi, köpek, kedi ve tavuk gibi evcil hayvanların bakımını ve beslenmesini, anato­misini (vücut yapısını), fizyolojisini (vücudun ve organların işleyişini), patoloji ve mikrobi­yolojisini (hastalıkları ve nedenlerini) öğre­nirler. Daha ileri sınıflarda, hasta hayvanların tedavisi ve ameliyatı konusunda eğitim görür­ler. Bu arada, balıklar ya da hayvanat bahçe­lerinde beslenen hayvanlar gibi daha az bili­nen türler konusunda bilgilerini artırırlar. Kuramsal dersleri başanyla tamamlayan öğ­renciler, fakülte kliniklerine ya da hayvan hastanelerine getirilen hasta hayvanların ba­kımıyla ilgilenerek ve hastanelerde staj yapa­rak uygulama alanında deneyim kazanırlar.

Meslek ve Çalışma Alanları
Yeni mezun olan veterinerlerin bir bölümü, kamu kuruluşlarında ya da özel kliniklerde pratisyen hekim olarak çalışmaya başlar. Ge­nellikle deneyimli veterinerlerin yanında sür­dürülen bu asistanlık döneminde, hayvanların genel sağlık sorunlarıyla ve bütün hastalıkla­rıyla ilgilenirler. Bazıları ise, diploma aldık­tan hemen sonra ya da pratisyen olarak yeterince deneyim kazandığında belirli bir uzmanlık alanı seçer. Örneğin kimisi çiftlik hayvanlarının, kimisi hayvanat bahçelerinde­ki ender türlerin, kimisi de evlerde beslenen küçük hayvanların hastalıkları konusunda uz­manlaşır.
Daha başka olanaklar da vardır. Çünkü, hayvan sağlığını korumanın dışında, evcil hayvan soylarının ıslahı, hayvansal üretimin artırılması, salgın hastalıkların önlenmesi ve hayvansal besinlerin insan sağlığı açısından denetlenmesi gibi birçok konuda veterinerle­re görev düşer. Bu yüzden, isteyenler veteri­ner fakültelerinde öğretim görevlisi olarak çalışmayı, isteyenler de ilaç ve gıda sanayisi kuruluşlannda ya da devlet eliyle kurulmuş araştırma enstitüleri ile laboratuvarlarında görev almayı seçebilirler. Kuduz, ruam ve şap hastalığı gibi tehlikeli hayvan hastalıklarının yayılmasını önlemek, aşı ve serumlan hazırla­mak bu enstitülerdeki veterinerlerin göre­vidir.
Pratisyenliği seçen bir veteriner hekimin günleri, en az doktorlarınki kadar yoğun bir çalışma temposu içinde geçer. Özel kliniklerde çalışanlar, küçük ev hayvanlarının muaye­ne ve tedavisini bu kliniklerde yaparlar. Ama bazen, çok hasta olan hayvanlara bakmak üzere evlere ya da at, sığır gibi büyük hayvanları muayene etmek üzere çiftliklere gitmeleri gerekir. Örneğin trafik kazası geçir­miş bir köpeğin ya da doğum yapmak üzere olan bir ineğin yardıma gereksinimi vardır. Kullanılan ilaç ve araçların çoğu, doktorların insanlar için kullandıklarıyla aynıdır. Örneğin yaralı bir hayvanın kemiklerinde kırık olup olmadığını anlamak için röntgen filmi çekilir, yaralar dikilir, gerekiyorsa ameliyat uygulanır ve bulaşıcı hastalıklara karşı aşı yapılır. Vete­rinerlerin görevi her şeyden önce hasta hay­vanları iyileştirmek ve sağlıklı hayvan soyları­nın yetişmesini sağlamaktır. Ne var ki, tedavi edilemeyecek kadar yaşlı ya da iyileşemeye­cek kadar ağır hasta olan hayvanların acı çekmesini önlemek üzere yaşamlarına son vermek de gene veterinerlere düşer. Hayvan­ların yavrulamasını engellemek için sahipleri­nin isteğiyle yapılan kısırlaştırma ameliyatları da özellikle ev hayvanlarına çok sık uygu­lanır.
İlaç önermek ve ameliyat yapmak dışında, hayvanların hastalıklardan korunması ve sağ­lıklı yaşaması konusunda sahiplerini bilgilen­dirmek de veterinerlerin görevidir. Örneğin, köpek yavrularını gençlik hastalığı ya da leptospiroz gibi ölümcül ve tehlikeli hastalık­lara, atları tetanosa, koyunları da bütün sürüyü sarabilecek salgın hastalıklara karşı aşılamak gerekir. Ayrıca çiftliklerdeki beslen­me ve barınma koşullarını iyileştirecek öneri­ler getiren bir veteriner, hem hayvanların sağlığını güvenceye alır, hem de bu hayvan­lardan sağlanan ürünlerin niteliğini ve mikta­rını artırır.

__________________
Mesajın devamı için Veteriner Hekim
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
5 Ekim 2009       Mesaj #2
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

BANAVETERENERLİK İLE BİLGİVERİRMİSİNİZ

Veteriner Hekim ve Veteriner Hekimlik
MsXLabs.org & Temel Britannica
Sponsorlu Bağlantılar

Tıbbın uygulama alanı olan hekimlik, insan hastalıklannın ön­lenmesi, tanısı ve tedavisiyle ilgilenir; veteri­ner hekimliğin uğraşı alanı ise hayvan hasta­lıktandır. Bugün birçok ülkede veteriner he­kimlik, tıpta olduğu gibi özel eğitim gerekti­ren bir uzmanlık dalıdır. Veteriner hekim unvanı ve çalışma izni de yalnızca bu eğitim­den geçerek diploma almış kişilere tanınır. Oysa yüzyıllar boyunca hasta hayvanlann tedavisi, çiftçiler, çobanlar, nalbantlar ve seyisler gibi hayvan bakımıyla uğraşan kişile­rin elindeydi. Bu insanlar, ustadan çırağa âktanlan bilgilerin, geleneksel halk kültürü­nün ve kendi deneyimlerinin ışığında hayvan­lann dertlerine çare bulmaya çalışırlardı.
18. yüzyılın ikinci yansında ilk veterinerlik okullarının kurulmasıyla, veteriner hekimlik bir bilim dalı olarak gelişmeye başladı. Önce Fransa'daki Lyon kentinde, ardından Hanno­ver, Stockholm ve Bologna gibi öbür Avrupa kentlerinde kurulan bu okullann en az 200 yıllık bir geçmişi vardır. Avrupa'dan bir yüzyıl sonra Türkiye'de de, özellikle ordudaki
atlann sağlığını korumak amacıyla askeri okullarda veterinerlik sınıflan açıldı. 1910'da bu sınıflardan Askçri Baytar Mektebi adıyla ayn bir okul doğdu (çünkü o zamanlar veteri­nerlere "baytar" denirdi). 1921'de Mülkiye Baytar Mektebi ile birleşen bu okul, bugünkü Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nin de çekirdeğidir. Günümüzde, hayvancılığa öteden beri büyük önem veren Türkiye'deki veteriner fakültelerinin sayısı yediyi bul­muştur.

Veterinerlik Eğitimi
Veteriner olmak isteyenler her şeyden önce hayvanlan sevmeli ve onlarla iyi anlaşabilme-lidir. Aynca biyoloji, kimya, fizik ve matema­tik gibi bilim dallarında zorlu sınavlann uygu­landığı bu eğitim oldukça uzun ve güç, çalış­ma koşulları da genellikle ağırdır. Gene de veteriner fakülteleri birçok ülkede büyük rağbet görür ve bu mesleği seçenler pek çok alanda çalışma olanağı bulurlar.
Veterinerlik eğitiminin süresi Türkiye'de ve Avrupa ülkelerinin çoğunda beş, ABD'de yedi yıldır. Öğrenciler daha çok at, sığır, koyun, keçi, köpek, kedi ve tavuk gibi evcil hayvanların bakımını ve beslenmesini, anato­misini (vücut yapısını), fizyolojisini (vücudun ve organların işleyişini), patoloji ve mikrobi­yolojisini (hastalıkları ve nedenlerini) öğre­nirler. Daha ileri sınıflarda, hasta hayvanların tedavisi ve ameliyatı konusunda eğitim görür­ler. Bu arada, balıklar ya da hayvanat bahçe­lerinde beslenen hayvanlar gibi daha az bili­nen türler konusunda bilgilerini artırırlar. Kuramsal dersleri başanyla tamamlayan öğ­renciler, fakülte kliniklerine ya da hayvan hastanelerine getirilen hasta hayvanların ba­kımıyla ilgilenerek ve hastanelerde staj yapa­rak uygulama alanında deneyim kazanırlar.

Meslek ve Çalışma Alanları
Yeni mezun olan veterinerlerin bir bölümü, kamu kuruluşlarında ya da özel kliniklerde pratisyen hekim olarak çalışmaya başlar. Ge­nellikle deneyimli veterinerlerin yanında sür­dürülen bu asistanlık döneminde, hayvanların genel sağlık sorunlarıyla ve bütün hastalıkla­rıyla ilgilenirler. Bazıları ise, diploma aldık­tan hemen sonra ya da pratisyen olarak yeterince deneyim kazandığında belirli bir uzmanlık alanı seçer. Örneğin kimisi çiftlik hayvanlarının, kimisi hayvanat bahçelerinde­ki ender türlerin, kimisi de evlerde beslenen küçük hayvanların hastalıkları konusunda uz­manlaşır.
Daha başka olanaklar da vardır. Çünkü, hayvan sağlığını korumanın dışında, evcil hayvan soylarının ıslahı, hayvansal üretimin artırılması, salgın hastalıkların önlenmesi ve hayvansal besinlerin insan sağlığı açısından denetlenmesi gibi birçok konuda veterinerle­re görev düşer. Bu yüzden, isteyenler veteri­ner fakültelerinde öğretim görevlisi olarak çalışmayı, isteyenler de ilaç ve gıda sanayisi kuruluşlannda ya da devlet eliyle kurulmuş araştırma enstitüleri ile laboratuvarlarında görev almayı seçebilirler. Kuduz, ruam ve şap hastalığı gibi tehlikeli hayvan hastalıklarının yayılmasını önlemek, aşı ve serumlan hazırla­mak bu enstitülerdeki veterinerlerin göre­vidir.
Pratisyenliği seçen bir veteriner hekimin günleri, en az doktorlarınki kadar yoğun bir çalışma temposu içinde geçer. Özel kliniklerde çalışanlar, küçük ev hayvanlarının muaye­ne ve tedavisini bu kliniklerde yaparlar. Ama bazen, çok hasta olan hayvanlara bakmak üzere evlere ya da at, sığır gibi büyük hayvanları muayene etmek üzere çiftliklere gitmeleri gerekir. Örneğin trafik kazası geçir­miş bir köpeğin ya da doğum yapmak üzere olan bir ineğin yardıma gereksinimi vardır. Kullanılan ilaç ve araçların çoğu, doktorların insanlar için kullandıklarıyla aynıdır. Örneğin yaralı bir hayvanın kemiklerinde kırık olup olmadığını anlamak için röntgen filmi çekilir, yaralar dikilir, gerekiyorsa ameliyat uygulanır ve bulaşıcı hastalıklara karşı aşı yapılır. Vete­rinerlerin görevi her şeyden önce hasta hay­vanları iyileştirmek ve sağlıklı hayvan soyları­nın yetişmesini sağlamaktır. Ne var ki, tedavi edilemeyecek kadar yaşlı ya da iyileşemeye­cek kadar ağır hasta olan hayvanların acı çekmesini önlemek üzere yaşamlarına son vermek de gene veterinerlere düşer. Hayvan­ların yavrulamasını engellemek için sahipleri­nin isteğiyle yapılan kısırlaştırma ameliyatları da özellikle ev hayvanlarına çok sık uygu­lanır.
İlaç önermek ve ameliyat yapmak dışında, hayvanların hastalıklardan korunması ve sağ­lıklı yaşaması konusunda sahiplerini bilgilen­dirmek de veterinerlerin görevidir. Örneğin, köpek yavrularını gençlik hastalığı ya da leptospiroz gibi ölümcül ve tehlikeli hastalık­lara, atları tetanosa, koyunları da bütün sürüyü sarabilecek salgın hastalıklara karşı aşılamak gerekir. Ayrıca çiftliklerdeki beslen­me ve barınma koşullarını iyileştirecek öneri­ler getiren bir veteriner, hem hayvanların sağlığını güvenceye alır, hem de bu hayvan­lardan sağlanan ürünlerin niteliğini ve mikta­rını artırır.

__________________
Mesajın devamı için Veteriner Hekim
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
31 Mart 2011       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
nasıl çıktı yaparım
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Mayıs 2011       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
benim bir performans ödevim var ama ben veteriner olucam ama ben nasıl çalıştıkların ne yaptıklarını bilmiyorum Msn Sad
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Aralık 2012       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
veterinerlik zor meslek gayret cesaret devamlılık ister tavsiye etmem
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Şubat 2013       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
kardeşlerim canlarım,. okuması ve çalışması çok zor olan bir bölüm. ayrıca kazancı da hekimden hekime değişir. 300 başlık büyükbaş işletmesinde vt hek olarak çalışan abiimiz 6500 lira alıyor. komşum vbet hek ise niğdeden bir çiftlikten işletme müdürü olarak istendi 12000 lira maaş teklif edildi. daha çok kazandığı için kabul etmedi. ortalama bir hekim günlük 25 tohumlama yapar. tohum başı 50 liradan atsa ki , 150 lira olan tohumlarda var. siz hesap edin. ama imkanınız warsa baska bölüme gidin başınızı yakmayın Msn Grin

Benzer Konular

3 Kasım 2014 / Ziyaretçi Soru-Cevap
24 Mayıs 2011 / Misafir Cevaplanmış
10 Kasım 2010 / Misafir Soru-Cevap