Arama

Suyun öz ısısının yüksek olmasının yararları nelerdir ?

Güncelleme: 14 Aralık 2011 Gösterim: 18.869 Cevap: 9
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Ekim 2009       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
suyun öz ısısının yüksek olmasının yararları nelerdir
Sponsorlu Bağlantılar
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
6 Ekim 2009       Mesaj #2
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

suyun öz ısısının yüksek olmasının yararları nelerdir

Su vücudumuzun vazgeçilmezi, yeri başka birşeyle doldurulamayan, bütün canlılar için en önemli doğal kaynaklardan biri ve insan hayatı için oksijenden sonra gelen en önemli öğedir.

Sponsorlu Bağlantılar
Yetişkin bir erkek vücudunun %60’ı, yetişkin bir kadın vücudunun %50-55’i sudan oluşmaktadır. Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhittin Tayfur’un “Su: İnsan Sağlığı ve Yaşamı İçin Önemi” başlıklı makalesinde yer alan bilgilere göre [1] yeni doğmuş bir bebeğin vücudundaki su oranı %75 kadardır ancak büyüme ile birlikte bu oran %60’a kadar düşebilmektedir.

İnsan vücudundaki su başlıca 2 bölümde bulunur. Bu bölümler hücre içi su ve hücreler arası sudur. Hücre içi su hücreler içinde bulunur ve toplam vücut suyunun 2/3’nü oluşturur. Buna karşılık hücreler arası su ise hücreleri kuşatır ve toplam vücut suyunun 1/3’nü oluşturur.

İnsan vücudundaki su eşit şekilde dağılmamıştır. Bazı dokularda (örneğin kemik, diş ve saç gibi) daha az miktardadır. Kandaki su miktarı %83 iken bu oran yağ dokusunda sadece %10’dur. [1]

İnsan Vücudundaki Doku ve Organların Su Bileşimi

Dokular Su miktarı (%)

Kan 83.0
Böbrek 82.7
Kalp 79.2
Akciğer 79.0
Dalak 75.8
Kas 75.6
Beyin 74.8
İnce barsak 74.5
Deri 72.0
Kemik 22.0
Yağ dokusu 10.0

İnsan Vücudunda Suyun Görevleri
Suyun vücutta önemli görevleri vardır. Su diğer elzem besin öğelerine benzemez ve vücutta fazla miktarda kimyasal değişime uğramaz. Buna karşın örneğin; proteinler sindirim sırasında parçalanırken suyun çoğunluğu vücutta değişime uğramaz. Su, vücutta fiziksel etkisine bağlı olarak görevlerini yerine getirmektedir. Buna göre su, vücutta bileşikleri çözebilir, kolloidal halde tutabilir ve taşıyabilir. Bunlara ek olarak geniş bir sıcaklık aralığında sıvı halini koruyabilmektedir. Bu özelliklerine bağlı olarak su, yaşam için gerekli binlerce tepkimenin oluşmasına uygun bir sıvı ortamı sağlamaktadır. Suyun vücuttaki başlıca görevleri şunlardır:

a) Çözücülük görevi: Su, katı maddeler için bir çözücüdür. Suda çözünen katı maddeler vücutta çözelti oluştururlar. Tüketilen besinler sindirilirken, çözelti içinde ince barsak duvarlarından taşınırken, hücre membranlarından geçerken suya gereksinim duyarlar. Suyun en dikkate değer görevlerinden birisi de kandaki bileşenler için çözücülük görevini üstlenmiş olmasıdır.

b) Taşıyıcılık görevi: Kan, idrar, ter ve hücre dışı sıvıların başlıca bileşeni sudur. Su kanın bileşenlerini taşır, çözünmüş besin öğelerini kandan hücrelere geçişini sağlar, hücreler içinde tepkimelerin oluşması için gerekli ortamı oluşturur, metabolik artıkları kana iletir ve idrar yoluyla atılmalarını sağlar. Atık ve zararlı maddeler hücrelerden ve vücuttan su ile atılırlar. Bu görevin aksadığı hallerde sorun olur. Su içmeyi unutan ya da ihmal eden kişilerde böbrek taşı oluşumu buna örnektir.

c) Vücut sıcaklığını koruma: Su, vücudun sıcaklık sistemini düzenleyici olarak görev almıştır. Vücutta besin öğelerinin sindirimi ve kullanılması, kasların kasılması endergonik tepkimelerdir ve bu işlemlerin sonunda yüksek miktarda ısı açığa çıkar. Bu sırada vücut sıcaklığını normal değerinde korumak gerekir. Örneğin; karışık besinlerden oluşan bir öğündeki besinlerin enerji miktarlarının %10-15 kadarı vücutta sindirim, emilme, taşınma ve metabolize olmaları için harcanır. Bu sırada vücutta bir ısı açığa çıkar. Yine kasların kasılmaları için kimyasal enerji mekanik enerjiye dönüştürülürken enerjinin sadece %25-30’u verimli kullanılır ve kalan %70-75’lik kısmı ise ısı olarak açığa çıkar. İşte bu gibi durumlarda su, üretilen ve açığa çıkan fazla enerjiyi tutar. Böylece açığa çıkan fazla ısının vücuttaki yapısal proteinleri ve enzimleri hasar uğratması engellenmiş olur.

Suyun sıcaklığını arttırmak için diğer sıvı maddelere göre daha fazla ısı gerekir. Çünkü suyun öz ısısı yüksektir. Suyun öz ısısı yüksek olduğu için soğuktan sıcağa ve sıcaktan soğuğa değişimi yavaştır. Diğer bir deyişle su, sıcaklıktaki değişme ile hemen bir değişime uğramaz. Suyun öz ısısının yüksek olması, vücudun hemen ısınmasını ve soğumasını önlemede yardımcıdır.

Kimyasal tepkimeler sonucu açığa çıkan ısı, vücut sıvılarına aktarılır. Deri yüzeyinden buharlaşma, radyasyon, iletme ile fazla ısı, su yardımı ile vücuttan çevreye verilir. Suyun deriden buharlaşması vücudun serinlemesini sağlayan bir mekanizmadır. Bunun bir sonucu olarak vücut sıcaklığı sabit bir seviyede tutulmaktadır.

d) Doku yağlama: Su, eklemlerde bulunan sıvının, hücre duvarları ve sıvı ile kaplı olan dokuların en büyük bileşenidir. Vücudun hareketli kısımları arasında yağlayıcı etki gösterir ve sürtünerek aşınmalarını önler. [1]

İnsan Vücudunda Su Dengesi
Vücutta oluşan zararlı artık maddeleri ve fazla ısıyı atmak için böbreklerden idrar, deriden ter, barsaklardan dışkı ve solunum yoluyla her gün vücuttan su atılmaktadır. Vücuttan yitirilen suyun yerine konması gerekir. Besinler ve içeceklerle alınan su ile vücuttan kaybedilen su miktarı dengede olmalıdır.
kaynak
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Ekim 2009       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
suyun öz ısısının yüksek olması nelere yol açar
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
18 Ekim 2009       Mesaj #4
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

suyun öz ısısının yüksek olması nelere yol açar


Canlıların vücudundaki su dengesindeki bozulma ağır fizyolojik bozukluklar ile sonuçlanabilir.

Suyun sıcaklığını arttırmak için diğer sıvı maddelere göre daha fazla ısı gerekir. Çünkü suyun öz ısısı yüksektir. Suyun öz ısısı yüksek olduðu için soğuktan sıcağa ve sıcaktan soğuğa değişimi yavaştır. Diğer bir deyişle su sıcaklıktaki değişme ile hemen bir değişime uğramaz. Suyun öz ısısının yüksek olması vücudun hemen ısınmasını ve soğumasını önlemede yardımcıdır. Kimyasal tepkimler sonucu açığa çıkan ısı vücut sıvılarına aktarılır. Deri yüzeyinden buharlaşma, radyasyon, iletme ile fazla ısı su yardımı ile vücuttan çevreye verilir. Suyun deriden buharlaşması vücudun serinlemesini sağlayan bir mekanizmadır. Bunun bir sonucu olarak vücut sıcaklığı sabit bir seviyede tutulmaktadır.

Suyun öz ısısı ve gizli ısısı bir çok bileşikten yüksektir ve bu nedenle su bir ısı taþýnma ortamı olarak kullanılır. Önemli bir miktarda enerji ısıtılmış suya verilir ve bu enerji besinlere taşınabilir (aktarılır). Suda ısıtılan besinler ısıyı yavaş yavaş alırlar. Su buharlaşmak için önemli bir ısı da alır. Bu durumda çevredeki ısıyı alır ve iyi bir soğutucu ajandır.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
31 Ekim 2009       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yüzey gerilimi nedir
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ekim 2010       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
suyun öz ısısı kaçtır bunu kimse yazmamış buda gerekiyor
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Ekim 2010       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
1.00 dır özıssııs
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
22 Ekim 2010       Mesaj #8
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

suyun öz ısısı kaçtır bunu kimse yazmamış buda gerekiyor

Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

1.00 dır özıssııs


Özısı, bir gram maddenin sıcaklığını 1 °C azaltmak için gerekli olan ısıdır. Formülde "c" ile simgelenir. Birimi gram başına, Kelvin başına Joule'dur. (J g–1 K–1)
  • Enerji denkleminde kullanımı: Q = m.cT
Maddenin ayırt edici özelliklerindendir.Her madde için farklıdır.


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Ekim 2011       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
suyun öz ısısının yüksek olmasının canlılara sağladığı faydaları nelerdir ? =)
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Aralık 2011       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
canlılara faydası yoktur zararı wardır Msn Happy

Benzer Konular

6 Haziran 2016 / Misafir Cevaplanmış
15 Aralık 2016 / Misafir Tıp Bilimleri
13 Ekim 2013 / Misafir Soru-Cevap
9 Aralık 2014 / Misafir Cevaplanmış