Arama

Mehter takımının müzik aletleri nelerdir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 25 Kasım 2013 Gösterim: 27.332 Cevap: 4
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Şubat 2010       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
mehter takımı müzik aletleri
EN İYİ CEVABI _KleopatrA_ verdi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

mehter takımı müzik aletleri


Mehteran (Osmanlı Askeri Bandosu)
Sponsorlu Bağlantılar
Osmanlı Askeri Bandosu Tarihi

Bütün İslam devletlerinde hükümdarlık alametlerinden biri olan tablhane ( mehterhane ), Osmanlı Devleti'ne Türkiye Selçuklu Devleti'nden geçmiştir. Selçuklu Sultan'ı III. Alaeddin Keykubat, Osman Gazi'ye 1299'da beylik alameti olarak sancak ile beraber davul v.s de göndermişti.

Osmanlı Devleti'nin istiklalinin başlangıcı da kabul edilen bu tarihten itibaren nevbet vurulurken ( çalınırken ) Fatih Sultan Mehmet Han'a kadar bütün padişah'lar, Şelçuklu hükümdarına hürmeten ayağa kalkarlardı. Fatih Sultan Mehmed Han; “ İki yüzyıl evvel vefat etmiş bir padişaha ayağa kalkmak lüzumsuzdur.” diyerek, mehter çalınırken ayağa kalkma adetini kaldırmıştır.

Yüzyıllar boyunca Osmanlı askerini coşturup, düşmana korku veren mehterhane, 15 Haziran 1826'da yeniçeri ve diğer kapıkulu ocaklarıyla beraber ikinci Mahmud Han tarafından feshedildi. Mehterhanenin öneminden dolayı yerine Avrupa'da olduğu gibi Mızıka-yı hümayun isminde askeri mızıka teşkilatı kuruldu.
Ahmed Muhtar Paşa ve Celal Esat ( Arseven ), mehteri yeniden canlandırmak amacı ile 1911'de yeni bir takım kurdular. Bu takım 1914 yılında teşkilatlandırılarak, mehterhane-i hakani adını aldı. Mehterhane-i hakaninin kurulduğu, Birinci Dünya Harbinde orduyla birleştirildi.İstiklal harbinde de hizmet veren Mehterhane-i Hakani Cumhuriyetin ilanından sonra mehteri feshetti. 1952 yilinda donemin Genel Kurmay Baskani Nuri Yamut bir Ingiltere gezisinde Iskoc gayda takimini gorur ve bu olay tarihi mehterin yeniden hatirlanmasina vesile olur.Simdilerde bir cok il,ilce belediyesinin ve askeriyenin mehter takimlari vardir. Bunlardan biride kultur bakanliginin 1992 yilinda kurdugu ' Istanbul Tarihi Turk Muzigi Toplulugu"dur.
Mehterin Bu Günü
Yüzyıllar boyunca Osmanlı askerini coşturup zaferden zafere koşturan , düşmana korku veren mehterhane , 15 Haziran 1826 da Yeniçeri ve diğer Kapıkulu ocaklarıyla beraber 2. Mahmud Han tarafında ilgâ edildi. Mehterhanenin önemine binâen yerine mızıka-yu hümâyûn isminde bir askerî mızıka teşkilatı kuruldu.

Fakat bu değişiklik yalnız şehirlerde ve görünüşte olmuş, kırlarda, ve Ordunun temelini yapan milletin aziz varlığı içinde, bağrında,Mehter sazlarının ve yiğitliğin sembolü olan davul ve zurna her zaman yerini korumuş ve çağımıza kadar rahatça kendinden, benliğinden hiçbir şey kaybetmemiştir. Ahmet Muhtar Paşa ve Celal Esat (Arseven) , tarafından 1911 yılında "Mehterhane-i Hakanî" adıyla yeniden kuruldu. 1914 te kuruluş tamamlandı. 1.Dünya savaşında Başkumandan vekili Enver Paşanın emriyle teşkilat orduya tamim edildi.

İstiklal Savaşında da mehterhane hizmet vermiştir. 1935 yılına kadar tarihi Türk mûsikîsini dinleten askeri müze mehter takımı devrin savunma bakanı Zekai APAYDIN tarafından saltanat alâmeti sayılarak ve aslına nazaran kifayetsizlik gerekçesiyle tekrar lağvedilmiştir. Tarihe karıştığı sanıldığı bir sırada mehterin tekrar ihyası 1952 yılına rastlar. Londra ya yapılan bir seyahatleri sırasında , Zamanın Genel Kurmay Başkanı Nuri YAMUT un İskoç gayda takımlarını görmeleri tarihi mehter takımını hatırlamalarına neden olmuş ve memlekete dönüşlerinde yine askeri müze bünyesinde olmak üzere Tarihi mehter takımının kurulmasını emir vermişlerdir.
Ciddî tarihi araştırmalar sonunda Mehter Takımı 1953 yılında tekrar , tarihinde üçünce defa olmak üzere altı katlı olarak kurulmuştur. Kurulmuştur ve bir tevâfuktur ki 29 Mayıs 1953 tarihinde İstanbulun Fethinin 500. yıldönümü merasimine iştirak ederek hayata dönmüştür. Zamanla yedi ve daha sonra da sekiz kata çıkarılan Mehter bölüğü , Askeri müze müdürü Ülvay Sabahattin DORAS ın İd.Ks.A.0572-3-68 sayılı , 24 Haziran 1968 gün gerekçeli teklifiyle , Genel Kurmay Başkanlığının Hrb.T.0572-1-68 İDA ve 10 Temmuz 1968 gün sayılı Genel Kurmay Başkanlığının onayından geçen emriyle , dokuz katlı Mehter aslına uygun olarak kıyafetleriyle kurulmuştur.
mht03129d963rn2




Osmanlı Askeri Bandosu


Mehter takımı sadece savaş zamanında düşmanları etkilemek amaçı ile çalınmaz. Mehter Takımı her gün padişahın bulunduğu yerde; yani padişah seferde ise çadırın önünde, değilse saraydaki muayyen yerinde ikindi namazından sonra nevbet vururdu. Bundan başka yatsı namazından sonra üç fasıl mehter çalınıp padişah'a dua edilir, sabaha karşı divan halkını namaza kaldırmak için yeniden nevbet vurulurdu. Ayrıca, Yedikule, Eyyub ( Bugünki Eyüp ), Kasımpaşa, Galata, Tophane, Beşiktaş, Anadoluhisarı, Üsküdar ve Kızkulesi'nde aynı saatlerde mehterhane çalınırdı. Buralarda vazife gören mehterlerin mevcudu bin kadardı. Devlet merkezlerinin dışındaki kalelere de muayyen vakitlerde mehterhane çalınırdı. Ayrıca sadrazamların, derya kaptanlarının, vezirlerin, beylerbeyilerin mehter takımları bulunurdu. Bilhassa sefer zamanlarında askeri çoşturmak ve düşmanın maneviyatını bozmak konusunda mehterlerin büyük hizmeti ve faydası olmuştur.

Hükümdar'a ait mehterhane 12 kat, yani her aletten 12 tane çalınırdı. Diğerleri ise, çalındığı yerin seviyesine göre yedi katlı veya dokuz katlı olurdu. Padişah sefere giderse, mehter takımı iki misline çıkarılırdı. Köseler yalnız padişahların mehterhanelerinde bulunur, sadrazam ve sair vezirlere ait mehterlerde bulunmazdı. Hükümdar sefere gittiği zaman, padişah mehterhanesi saltanat sancaklarının altında durup çalınırdı. Sefer esnasında önce padişahın, yoksa serdar'ın mehterhanesi ve sonra üç tuğlu paşaların yani vezirlerin, daha sonra ikişer tuğluların ( beylerbeyilerin ) mehterhanelerinin çalınmaları kanundu. Muharebe zamanında düşmana yaklaştığı zaman mehterin sesi arttırılır, bu sırada davul çalandı “ Yekdir Allah Yek ” ( Tekdir Allah Tek ) diye bağırırlardı.






Mehter Takımı

TUĞLAR

Türkler'de, hükümdarlık, vezirlik, beylerbeyilik, sancak beyliği gibi askeri görev ve memuriyet işareti olarak kullanılmıştır.
Osmanlılarda dönemlere göre sayısı değişmekle birlikte; Padişahın yedi tuğu, Sadrazamların beş tuğu, Vezirlerin üç tuğu, Beylerbeyinin iki tuğu, Sancak Beylerinin ve Mirlivaların birer tuğu bulunurdu.

mh021303e4aop3



çorbacıbaşı


Mehterin yürüyüşü sırasında en önde yürüyen kişidir.
Osmanlılarda dönemlere göre sayısı değişmekle birlikte; Padişahın yedi tuğu, Sadrazamların beş tuğu, Vezirlerin üç tuğu, Beylerbeyinin iki tuğu, Sancak Beylerinin ve Mirlivaların birer tuğu bulunurdu.


mhr08bv7



Sancaklar


Ordunun gurur timsali olan bayrağa verilen addır. Osmanlıların kullandığı ilk sancak Selçuklu Hükümdarı II. Giyaseddin Mesud'un Osman Gazi'ye gönderdiği Ak Sancak'tır.

Osmanlı Ordusu'nda çeşitli dönemlerde her askeri birliğin ve ortaların ayrı ayrı sancakları bulunmaktaydı. Hatta Padişahın, ordu üst rütbeli görevlilerinin de kendilerine ait sancakları mevcuttu. Hepsinin şekil ve renkleri farklı idi. Osmanlı Sancakları içinde en kutsal ve önemli olan Sancak-ı şeriftir.

mhr0913222e9ia8


Zurnazen (Ser zurnazen)


Mehterde Zurna çalanlara verilen isimdir. Zurna da bize has bir müzik aleti olma özelliğini halen korumaktadır. Mehterin kaldırıldığı her dönemde Zurna davulla beraber halkın gönlündeki yerini her zaman korumuştur.

Yüzyıllardan beri bütün düğün ve kutlamalarımızdaki yerini hala korumaktadır.

mhr05133197enj8


Boruzen (Ser nefiri)


Mehterde boru çalanlara verilen isimdir. Boruda Dünyada bütün orkestralarda, müzik gruplarında mızıka takımlarında kullanılmıştır ve halen kullanılmaktadır.

mh01aw2


Zilzen (Ser zincirî)


Mehterde Zil çalanlara verilen isimdir. Mehter de yüzyıllardır kullanılmakta olan Zil bu gün de tüm askeri ve sivil bandolarda ve orkestralarda kullanılmaktadır.

mhr01up7


Davulzen (Ser tebbal)

TEBBAL : Mehterde Davul çalanlara verilen isimdir. Davul; Türklerin çok eskiden beri kullandıkları baş çalgıdır. Kaynağı Orta Asya'dır. Davul, Selçuklu Türkleri'nce Anadolu'ya getirilmiş, Osmanlı Türkleri aracılığıyla da Avrupa'ya yayılmıştır.

Davullar çeşitli büyüklükte olabilirler. Büyüğüne Kaba Davul, küçüğüne Cura Davul ya da Davulbaz denir. Güney Doğu Anadolu da büyük davula Nağara denilmektedir.

mhr0713594cevu7


Cevgen

Mehterde ucunda küçük ziller bulunan bir sopa şeklinde müzik aletini kullananlara verilen isimdir . Bu müzik aleti de sadece Mehtere has bir müzik aletidir. Başka yerde kullanılmaz.

mhr0413654b3mv8


Kös

Mehterde Kös çalan kişiye verilen isimdir. Daha önceleri Kös sadece padişah mehterlerinde kullanılırdı. 3.Selim diğer mehterlere de Kös konulmasına izin vermiştir.
3. Selim zamanından bu yana tüm mehterlerde Kös bulunur. Kös Mehterin yürüyüşü sırasında Mehterin gerisinde bir at sırtında taşınırdı

mhr02136eeb1cv6


Nakkarezen (Ser nakkarezen)

Nakkare (Kudüm) ağızları deri kaplı , birbirine bağlı farklı büyüklükte iki çömlekten oluşan bir çalgı olup mehterde bunu çalanlara Nakkarezen ismi verilmektedir.
Gövdenin yüksekliği 30cm. küçük gövdenin çapı 11-14 cm , büyük gövdenin çapı 24-28 cm dir. Nakkare halen günümüzde de kudüm ismi ile tasavvuf musikisinde kullanılmaktadır.

mhr06137896bgn4





_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
11 Şubat 2010       Mesaj #2
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

mehter takımı müzik aletleri


Mehteran (Osmanlı Askeri Bandosu)
Sponsorlu Bağlantılar
Osmanlı Askeri Bandosu Tarihi

Bütün İslam devletlerinde hükümdarlık alametlerinden biri olan tablhane ( mehterhane ), Osmanlı Devleti'ne Türkiye Selçuklu Devleti'nden geçmiştir. Selçuklu Sultan'ı III. Alaeddin Keykubat, Osman Gazi'ye 1299'da beylik alameti olarak sancak ile beraber davul v.s de göndermişti.

Osmanlı Devleti'nin istiklalinin başlangıcı da kabul edilen bu tarihten itibaren nevbet vurulurken ( çalınırken ) Fatih Sultan Mehmet Han'a kadar bütün padişah'lar, Şelçuklu hükümdarına hürmeten ayağa kalkarlardı. Fatih Sultan Mehmed Han; “ İki yüzyıl evvel vefat etmiş bir padişaha ayağa kalkmak lüzumsuzdur.” diyerek, mehter çalınırken ayağa kalkma adetini kaldırmıştır.

Yüzyıllar boyunca Osmanlı askerini coşturup, düşmana korku veren mehterhane, 15 Haziran 1826'da yeniçeri ve diğer kapıkulu ocaklarıyla beraber ikinci Mahmud Han tarafından feshedildi. Mehterhanenin öneminden dolayı yerine Avrupa'da olduğu gibi Mızıka-yı hümayun isminde askeri mızıka teşkilatı kuruldu.
Ahmed Muhtar Paşa ve Celal Esat ( Arseven ), mehteri yeniden canlandırmak amacı ile 1911'de yeni bir takım kurdular. Bu takım 1914 yılında teşkilatlandırılarak, mehterhane-i hakani adını aldı. Mehterhane-i hakaninin kurulduğu, Birinci Dünya Harbinde orduyla birleştirildi.İstiklal harbinde de hizmet veren Mehterhane-i Hakani Cumhuriyetin ilanından sonra mehteri feshetti. 1952 yilinda donemin Genel Kurmay Baskani Nuri Yamut bir Ingiltere gezisinde Iskoc gayda takimini gorur ve bu olay tarihi mehterin yeniden hatirlanmasina vesile olur.Simdilerde bir cok il,ilce belediyesinin ve askeriyenin mehter takimlari vardir. Bunlardan biride kultur bakanliginin 1992 yilinda kurdugu ' Istanbul Tarihi Turk Muzigi Toplulugu"dur.
Mehterin Bu Günü
Yüzyıllar boyunca Osmanlı askerini coşturup zaferden zafere koşturan , düşmana korku veren mehterhane , 15 Haziran 1826 da Yeniçeri ve diğer Kapıkulu ocaklarıyla beraber 2. Mahmud Han tarafında ilgâ edildi. Mehterhanenin önemine binâen yerine mızıka-yu hümâyûn isminde bir askerî mızıka teşkilatı kuruldu.

Fakat bu değişiklik yalnız şehirlerde ve görünüşte olmuş, kırlarda, ve Ordunun temelini yapan milletin aziz varlığı içinde, bağrında,Mehter sazlarının ve yiğitliğin sembolü olan davul ve zurna her zaman yerini korumuş ve çağımıza kadar rahatça kendinden, benliğinden hiçbir şey kaybetmemiştir. Ahmet Muhtar Paşa ve Celal Esat (Arseven) , tarafından 1911 yılında "Mehterhane-i Hakanî" adıyla yeniden kuruldu. 1914 te kuruluş tamamlandı. 1.Dünya savaşında Başkumandan vekili Enver Paşanın emriyle teşkilat orduya tamim edildi.

İstiklal Savaşında da mehterhane hizmet vermiştir. 1935 yılına kadar tarihi Türk mûsikîsini dinleten askeri müze mehter takımı devrin savunma bakanı Zekai APAYDIN tarafından saltanat alâmeti sayılarak ve aslına nazaran kifayetsizlik gerekçesiyle tekrar lağvedilmiştir. Tarihe karıştığı sanıldığı bir sırada mehterin tekrar ihyası 1952 yılına rastlar. Londra ya yapılan bir seyahatleri sırasında , Zamanın Genel Kurmay Başkanı Nuri YAMUT un İskoç gayda takımlarını görmeleri tarihi mehter takımını hatırlamalarına neden olmuş ve memlekete dönüşlerinde yine askeri müze bünyesinde olmak üzere Tarihi mehter takımının kurulmasını emir vermişlerdir.
Ciddî tarihi araştırmalar sonunda Mehter Takımı 1953 yılında tekrar , tarihinde üçünce defa olmak üzere altı katlı olarak kurulmuştur. Kurulmuştur ve bir tevâfuktur ki 29 Mayıs 1953 tarihinde İstanbulun Fethinin 500. yıldönümü merasimine iştirak ederek hayata dönmüştür. Zamanla yedi ve daha sonra da sekiz kata çıkarılan Mehter bölüğü , Askeri müze müdürü Ülvay Sabahattin DORAS ın İd.Ks.A.0572-3-68 sayılı , 24 Haziran 1968 gün gerekçeli teklifiyle , Genel Kurmay Başkanlığının Hrb.T.0572-1-68 İDA ve 10 Temmuz 1968 gün sayılı Genel Kurmay Başkanlığının onayından geçen emriyle , dokuz katlı Mehter aslına uygun olarak kıyafetleriyle kurulmuştur.
mht03129d963rn2




Osmanlı Askeri Bandosu


Mehter takımı sadece savaş zamanında düşmanları etkilemek amaçı ile çalınmaz. Mehter Takımı her gün padişahın bulunduğu yerde; yani padişah seferde ise çadırın önünde, değilse saraydaki muayyen yerinde ikindi namazından sonra nevbet vururdu. Bundan başka yatsı namazından sonra üç fasıl mehter çalınıp padişah'a dua edilir, sabaha karşı divan halkını namaza kaldırmak için yeniden nevbet vurulurdu. Ayrıca, Yedikule, Eyyub ( Bugünki Eyüp ), Kasımpaşa, Galata, Tophane, Beşiktaş, Anadoluhisarı, Üsküdar ve Kızkulesi'nde aynı saatlerde mehterhane çalınırdı. Buralarda vazife gören mehterlerin mevcudu bin kadardı. Devlet merkezlerinin dışındaki kalelere de muayyen vakitlerde mehterhane çalınırdı. Ayrıca sadrazamların, derya kaptanlarının, vezirlerin, beylerbeyilerin mehter takımları bulunurdu. Bilhassa sefer zamanlarında askeri çoşturmak ve düşmanın maneviyatını bozmak konusunda mehterlerin büyük hizmeti ve faydası olmuştur.

Hükümdar'a ait mehterhane 12 kat, yani her aletten 12 tane çalınırdı. Diğerleri ise, çalındığı yerin seviyesine göre yedi katlı veya dokuz katlı olurdu. Padişah sefere giderse, mehter takımı iki misline çıkarılırdı. Köseler yalnız padişahların mehterhanelerinde bulunur, sadrazam ve sair vezirlere ait mehterlerde bulunmazdı. Hükümdar sefere gittiği zaman, padişah mehterhanesi saltanat sancaklarının altında durup çalınırdı. Sefer esnasında önce padişahın, yoksa serdar'ın mehterhanesi ve sonra üç tuğlu paşaların yani vezirlerin, daha sonra ikişer tuğluların ( beylerbeyilerin ) mehterhanelerinin çalınmaları kanundu. Muharebe zamanında düşmana yaklaştığı zaman mehterin sesi arttırılır, bu sırada davul çalandı “ Yekdir Allah Yek ” ( Tekdir Allah Tek ) diye bağırırlardı.






Mehter Takımı

TUĞLAR

Türkler'de, hükümdarlık, vezirlik, beylerbeyilik, sancak beyliği gibi askeri görev ve memuriyet işareti olarak kullanılmıştır.
Osmanlılarda dönemlere göre sayısı değişmekle birlikte; Padişahın yedi tuğu, Sadrazamların beş tuğu, Vezirlerin üç tuğu, Beylerbeyinin iki tuğu, Sancak Beylerinin ve Mirlivaların birer tuğu bulunurdu.

mh021303e4aop3



çorbacıbaşı


Mehterin yürüyüşü sırasında en önde yürüyen kişidir.
Osmanlılarda dönemlere göre sayısı değişmekle birlikte; Padişahın yedi tuğu, Sadrazamların beş tuğu, Vezirlerin üç tuğu, Beylerbeyinin iki tuğu, Sancak Beylerinin ve Mirlivaların birer tuğu bulunurdu.


mhr08bv7



Sancaklar


Ordunun gurur timsali olan bayrağa verilen addır. Osmanlıların kullandığı ilk sancak Selçuklu Hükümdarı II. Giyaseddin Mesud'un Osman Gazi'ye gönderdiği Ak Sancak'tır.

Osmanlı Ordusu'nda çeşitli dönemlerde her askeri birliğin ve ortaların ayrı ayrı sancakları bulunmaktaydı. Hatta Padişahın, ordu üst rütbeli görevlilerinin de kendilerine ait sancakları mevcuttu. Hepsinin şekil ve renkleri farklı idi. Osmanlı Sancakları içinde en kutsal ve önemli olan Sancak-ı şeriftir.

mhr0913222e9ia8


Zurnazen (Ser zurnazen)


Mehterde Zurna çalanlara verilen isimdir. Zurna da bize has bir müzik aleti olma özelliğini halen korumaktadır. Mehterin kaldırıldığı her dönemde Zurna davulla beraber halkın gönlündeki yerini her zaman korumuştur.

Yüzyıllardan beri bütün düğün ve kutlamalarımızdaki yerini hala korumaktadır.

mhr05133197enj8


Boruzen (Ser nefiri)


Mehterde boru çalanlara verilen isimdir. Boruda Dünyada bütün orkestralarda, müzik gruplarında mızıka takımlarında kullanılmıştır ve halen kullanılmaktadır.

mh01aw2


Zilzen (Ser zincirî)


Mehterde Zil çalanlara verilen isimdir. Mehter de yüzyıllardır kullanılmakta olan Zil bu gün de tüm askeri ve sivil bandolarda ve orkestralarda kullanılmaktadır.

mhr01up7


Davulzen (Ser tebbal)

TEBBAL : Mehterde Davul çalanlara verilen isimdir. Davul; Türklerin çok eskiden beri kullandıkları baş çalgıdır. Kaynağı Orta Asya'dır. Davul, Selçuklu Türkleri'nce Anadolu'ya getirilmiş, Osmanlı Türkleri aracılığıyla da Avrupa'ya yayılmıştır.

Davullar çeşitli büyüklükte olabilirler. Büyüğüne Kaba Davul, küçüğüne Cura Davul ya da Davulbaz denir. Güney Doğu Anadolu da büyük davula Nağara denilmektedir.

mhr0713594cevu7


Cevgen

Mehterde ucunda küçük ziller bulunan bir sopa şeklinde müzik aletini kullananlara verilen isimdir . Bu müzik aleti de sadece Mehtere has bir müzik aletidir. Başka yerde kullanılmaz.

mhr0413654b3mv8


Kös

Mehterde Kös çalan kişiye verilen isimdir. Daha önceleri Kös sadece padişah mehterlerinde kullanılırdı. 3.Selim diğer mehterlere de Kös konulmasına izin vermiştir.
3. Selim zamanından bu yana tüm mehterlerde Kös bulunur. Kös Mehterin yürüyüşü sırasında Mehterin gerisinde bir at sırtında taşınırdı

mhr02136eeb1cv6


Nakkarezen (Ser nakkarezen)

Nakkare (Kudüm) ağızları deri kaplı , birbirine bağlı farklı büyüklükte iki çömlekten oluşan bir çalgı olup mehterde bunu çalanlara Nakkarezen ismi verilmektedir.
Gövdenin yüksekliği 30cm. küçük gövdenin çapı 11-14 cm , büyük gövdenin çapı 24-28 cm dir. Nakkare halen günümüzde de kudüm ismi ile tasavvuf musikisinde kullanılmaktadır.

mhr06137896bgn4





Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Mart 2010       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
nakkarrezen kaç yaşında
bekirr - avatarı
bekirr
VIP VIP Üye
3 Aralık 2012       Mesaj #4
bekirr - avatarı
VIP VIP Üye
Tam bir mehter takımında "kös, davul, nakkare, halile, çevgan, nefir, zurna, boru, zil" gibi nefesli ve vurmalı çalgılar yer alırdı. Mehter takımının büyüklüğü tam takım hâlindeki sazların tekrarlayan sayısına göre ölçülür, "altı kat", "yedi kat", "dokuz kat" olarak isimlendirilirdi. Fatih Sultan Mehmet döneminde Mehterhane-i Hâkâni ya da Mehterhane-i Hümâyûn dokuz kat olarak düzenlenmişti. Daha sonraları Hünkâr Mehteri her bir sazdan 12'şer adet bulunan "on iki katlı" olmuştur. Hatta Evliya Çelebi'ye göre 22 deve'nin taşıdığı 80 adet kös denilen yarım kubbe biçiminde, gök gürültüsünü andırır ses çıkartan çift taraflı davullar vardı.

"Mehterân-ı Tabi u Alem" adıyla anılan "Mehterhane-i Hü- mâyûn"un personel kadrosunu "Mehterân-ı Alem" (ya da "Alemdârân-ı Hassa") denilen "Sancaktar Bölüğü" ile "Mehterân-ı Tabü" denilen "Çalıcı Mehteran Takım" oluşturmaktadır.
"Mehterân-ı TabI" ("Mehteran-ı Fasıl" da) denilen 16 kişilik Zurnacılar Bölüğü, 8 kişilik Nakkareciler Bölüğü, 16 kişilik Tabbal Bölüğü, 7 kişilik Zilciler Bölüğü, 12 kişilik Borucular Bölüğü, 5 kişilik Kös Bölüğü olmak üzere 6 bölüğe ayrılmıştı. Her iki sınıfın toplam personel sayısı 17. yüzyılda da 250'ye ulaş¬mıştı. Topkapı Sarayı'nm Demirkapısı'nda her gece üç fasıl çalarak Hünkâr'a dua ederler, sabaha üç saat kala üç fasıl daha çalarak Dîvân erkânını namaza kaldırırlardı.


kaynak: 99 soruda Osmanlı
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Kasım 2013       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ZURNAzurna
Sipsili ağaçtan yapılan Türk borusudur. mehterin temel müzik aletidir.sesi canlı , heybetli ,duygulu ve kıvraktır. mehterde kaba zurna kullanılır.
Direk üflemeli çalgıların en yaygın ve hemen hemen en sevileni olan zuma ailesi, davul ile ayrılmaz bir bütün gibidir


kösKÖS

Bakır büyük bir kase ile üzerine gerilmiş deriden oluşan iki tahta tokmak ile çalınan müzik aletidir. Farklı büyüklüklerde yapılan kösler at kösü , deve kösü ve fil kösü olarak adlandırılır.

Savaşların en önemli müzik aletlerindendir. Osmanlı ordusunun mohaç ve çaldıran seferlerine 500 kös ile gittiği bilinmektedir.



DAVULdavul

Davul, silindir biçiminde olup tahta veya .madeni kasnağıı;ı iki yanına gerilmiş derilerin bağlanmasından meydana gelir. Omuza asılacak kaytanı ile vurulmasında kullanılan tokmak ve incedeğnekten ibarettir (Şekil 3-3). Mehterde ve halk arasında çalınan davullar,o bu şekilde tokmak ve değnekle çalınır. Hando ve boru-trampet takımlarında kullanılan davullar ise ,qeğneksiz olarak yalnız, ör:ı tarafına tokmakla vurularak çalınır. Davul, çok uzaklardan duyulabilecek bir ses gücüne sahiptir. Uzaktan çalarak gelen, bir takım.ın yaklaştıkça ilk duyulan çalgısı davuldur.o Davul, mehterhanelerde usulleri en iyi vurabilen bir çalgıdır. Ses kudretini iyi belirtmesinden dolayı insanın taşıdığı en güçlü çalgılardan biridir.


nakkareNAKKARE

Üzerine deri gerilmiş iki bakır kaseden oluşur. Önceleri yerde bağdaç kurularak çalınan nakkare y ürüyüş halinde bele bağlanarak çalınırdı.

Günümüzde ise göğüse dayalı olarak çalınmaktadır.Ana usulün , usül aralarını doldurur. Ezgiye canlılık katar.Mehterde atların nal seslerini ifade eder.Zahme adı verilen iki küçük bagetle çalınır.


ZİL

Zil en eski Asya Türkçesinde, çeng, çang gibi adlar taşırdI. Zile, sanç ve zenç de denilirdi. Zil çalanlara zilci , zençci ve zilzen gibi adlar verilmiştir. Ziller, bakır ve kalay karışımında yapılır. mehter zili
Zillerin kenarları tam birer daire şeklindedir. Sağ elde ve sol elde birer tane bulundurarak ikisinin birbirlerine vurulması suretiyle özel bir tını elde edilir. Zil çalgısı ilk olarak çeng adıyla, Kaşgarlı Mahmut'un 11 nci yüzyılda yazmış olduğu Divan-ı Lugat-it Türk' de geçer. çeng ve çang olarak Osmanlı metinlerinde, 16 ncı yüzyıldan sonra sık sık rastlanır. Böylece Türk Müziği'nde 1000 yıla yakın olan geçmişi ortaya çıkmış oluyor.
Diğer bir adıyla Çampara denilen ve Avrupa adıyla da (Cymbales Turgues) adını taşıyan bu zillerin en iyisi bugün de Türkiye de yapılmakta ve dış ülkelere istanbul'dan ihraç edilmektedir.


çevgenÇEVGEN
Bir metre uzunluğundaki değneğin uç kısmına geçirilmiş bir hilalin etrafına dizilmiş 8-10 çıngıraktan oluşur.Ritim tutmaya yarar.
Çevgen Mehterde okuyucuların kullandığı müzik aletidir.Osmanlı döneminde çevgenler Mehter içinde kullanılmaz , Yeniçeri ocağında habercilerin duyuru aracı olarak kullanılırdı.19. yy. Mehterinde Arif-i Paşa albümünde yer alan mehter gravüründe çevgen mehterin içine girmiş ,okuyucudan ziyade dualarda kullanılmış ve Mehterbaşı'nın davetinde rol almıştır.1911'den sonra çevgen okuyucuların mehter içinde marşlara söz ile eşlik edilmesinde aktif olarak kullanılmıştır. Yeniçeri ocağında toplantı esnasında kapıya asılan çevgen, odaya girilmeyeceğini ve içeride önemli bir karar alındığını belli eden bir unsur olarakta kullanılmıştır.

TROMPET

Bakırdan yapılmış üflemeli çalgıdır.Bir ağızlık ve kendi üzerine kıvrılmış silindir biçimindeki borudan oluşur. Ağız kısmı kâse benzeri konik biçimdedir. Ses rengi parlak ve çınlayan niteliktedir. Korno gibi trompet de çalma ilkeleri bakımından aynıdır. Trompetin öteki üflemeli çalgılardan önemli bir farkı, üfleme sırasında iki ya da üç kez ses düzenlemesi yapılabilmesidir.

Benzer Konular

24 Şubat 2017 / Misafir Cevaplanmış
11 Şubat 2012 / emrecan Soru-Cevap
22 Ocak 2009 / Ziyaretçi Soru-Cevap
19 Ocak 2010 / Misafir Soru-Cevap
11 Mayıs 2013 / Misafir Soru-Cevap