Arama

Fibrokist nedir, hangi bitkide kullanılır?

Güncelleme: 5 Mart 2012 Gösterim: 3.528 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Şubat 2010       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
fibrokist için hangi bitki kullanılır
Sponsorlu Bağlantılar
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
12 Şubat 2010       Mesaj #2
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

fibrokist için hangi bitki kullanılır

Fibrokist Nedir???

Sponsorlu Bağlantılar
Kistik fibrozis kalıtsal (ailevi geçiş gösteren) bir hastalıktır. doğumdan itibaren birden çok organımızı etkileyerek bu organlarda fonksiyon (işlev) bozukluklarına yol açar. kistik fibroziste esas olarak etkilenen organlarımız dış salgı bezlerinin bulunduğu organlarımızdır. akciğer, pankreas, barsak, ter bezleri dış salgı bezlerinin en çok yer aldığı organlardır. normalde dış salgı bezlerinin ince ve akışkan salgısı vardır. bu salgılar ile akciğerlerin temiz ve sağlam kalması sağlanır; toz ve yabancı cisimler, mikroplar bu akıcı salgı ile atılabilirler. kistik fibrozisli hastalarda ise bu salgıların kıvamı artmış olup, akcı özelliğini kaybederler.
bu sebeple kistik fibrozisli hastaların balgam çıkarması güçleşmiştir. küçük hava yollarının balgamla tıkanması sonucu akciğer rahatsızlıkları oluşur (öksürük, hırıltı, zatüre, bronşit gibi). pankreas denilen organımız ağızdan alınan besin maddelerinin sindirilerek vücuda yararlı hale gelmesini sağlayan dış salgılar (enzimler) salgılarlar. kistik fibrozisli hastaların büyük çoğunda bu salgıların hastalık nedeniyle salınamaması veya kanallardaki tıkanıklıklar nedeniyle barsaklara akamaması sonucu alınan besinler sindirilemez. bol miktarda, kötü görünüşlü-yağlı, fazla sayıda, pis kokulu dışkı oluşur, hastalarda karın şişliği ve gaz oluşur, tedavi edilmezse yeteri kadar kilo alamaz ve büyümeleri geri kalır.
yine hastaların ter bezlerindeki bozukluk nedeniyle terleri normal çocuklara göre daha tuzludur. fazla tuz kaybetmeleri özellikle sıcak ve kuru havalarda fazla terleme sonucu çocuğu susuz bırakıp sorun oluşturabilir. böyle durumlarda önerildiği şekilde tuz ve sulu gıdaların fazla alınması gerekir.

Kistik fibrozisin nedeni nedir?

insanı oluşturan her özelliğin (saç-göz rengi, boy, organ fonksiyonları gibi) belirlenmesinden sorumlu yapı taşlarına “gen” denilmektedir. bu yapı taşlarımız annemiz ve babamızdan bize aktarılır. her özelliğimiz biri anneden biri babadan aktarılan iki genle belirlenir.
bir bebekte kistik fibrozisin ortaya çıkması için hem annenin hem babanın hasta yapı taşının (genin) bir araya gelmesi gerekir. anne hastalık bulgularını göstermez. çünkü iki yapı taşından biri sağlamdır. baba da hastalık belirtilerini göstermez, ondada iki yapı taşından biri sağlamdır. bu anne ve babaya “taşıyıcı” (hastalık genini taşıdıkları için) denilmektedir. taşıyıcı anne ve babadan doğacak her bir çocukta dörtte bir ihtimalle hasta olacaktır.
anne ve baba taşıyıcı olduğunda çocukların hasta olma ihtimali
bir hasta çocuğun olması ondan sonra doğacak üç çocuğun hasta olmayacağı anlamına gelmez. hasta çocuktan sonrada her çocuk dörtte bir ihtimalle hasta doğar. hasta çocuk doğumdan beri hastadır. hastalık bulaşıcı değildir.
anne karnında hastalığın tanımlanması
bebek anne karnında iken gebeliğin belirli haftalarında anne karnından alınan su veya başka örneklerle tanısı konur. bu işlemin hem anneye hem de bebeğe zararı ihmal edilecek kadar azdır. bebeğin hasta olduğu saptanırsa ailenin izni ile düşük yapılır.
belirtiler
akciğerler ile ilgili olanlar (solunum sistemi ile ilgili)

sık ve uzun süreli öksürük
fazla miktarda balgam
sık tekrarlayan hırıltı soluma
zatürre ve bronşit gibi sık tekrarlayan akciğer enfeksiyonları
nefes alıp vermede zorlanma
oynarken çabuk yorulma, nefes daralması
düzelmeyen sinüzit ve nazal pdip


Tanısı nasıl konur ?

kistik fibrozisli hastaların çok değişik şikayetleri olabilir. hastalarda ter testi denilen terde tuz yüksekliğini gösteren test ile tanı konur. tanı konan hastaların genlerine (yapı taşlarına) bakılarak bozukluğun yeri bulunmalıdır.

bazı aileler çocuğun terinin fazla tuzlu olması nedeniyle, bazı aileler ise hasta kardeşlerinin olması nedeniyle başvururlar. tanı almış hasta kardeşi olanlarda anne karnında hastalık tanısı konarak ailenin isteği ile düşük yapılır, bebek hasta değilse doğurtulur.
beslenme büyüme
hasta bebeklerin beslenmelerinde anne sütü uygun bir gıdadır. ancak bu bebeklerin büyümesi için normal bebeklerden daha fazla gıdaya (enerjiye) ihtiyaçları olması nedeniyle ek mama verilebilir. mamalar ve diğer besinlerle beslenirken daha fazla enerji ve uygun mamaların verilmesi için hastaların diyet bölümünce izlenmesi gerekir. gerektiğinde yemeğe yüksek enerji mamalar eklenir.
kistik fibrozisli hastaların a, d, e, k vitaminlerini emilimlerinde bozukluk olduğundan bu vitaminlerin doktorun önerdiği şekilde alınması gerekir.
tuz kayıplarının sıcak ve kuru havalarda fazla olması nedeniyle hastanın susuz ve tuzsuz kalmaması için önerilen miktarda fazla su ve tuz almaları gerekir. bulundukları ortamın nemlendirilmesi yararlı olur.
barsaklardan besinlerin emiliminin artırılması için eksik olan enzimlerin ağızdan alınması gerekir. alınacak enzim miktarı yaşa ve kiloya bağlı olmayıp enzim eksikliğine bağlıdır. genellikle alınacak enzim miktarı hastadan hastaya değişir ve karın şişliğini, kakanın sıklığını-kötü kokusunu azaltmaya ve kilo alımına göre ayarlanır. enzimler beslenmeden önce verilir, çiğnemeden yutulur. ağızda uzun süre kalırsa dişeti ve dili rahatsız eder. besinlerle karıştırılarak verilebilir. besinlerle karıştırıldıktan sonra 30 dakikadan fazla bekletilmez.

akciğerlerle ilgili rahatsızlıkların tedavisi
kistik fibrozisli hastalarda zatürre ve bronşit gibi hastalıklar sık görülür. hastanın öksürmesi, balgamının artması, erken yorulması, iştahının azalması, kilo alamaması veya kilo kaybetmesi, ateş, huzursuzluk, soluk alıp vermesinin hızlanması, halsiz olması, daha az oyun oynaması akciğer hastalığının belirtisi olabilir. bu şikayetler olduğunda doktoru aranarak önerilere uyulmalı, muayene sonunda önerilen antibiyotik tedavisine önerilen miktarda, önerilen şekilde ve önerilen sürede devam edilmelidir.
hastaların balgamlarının söktürülmesi amacıyla fizyoterapistin gösterdiği şekilde çocuğun göğsüne, çocuk değişik pozisyonlarda iken vurulmalıdır. bu işlem günde en az iki öğün yapılmalıdır. akciğer rahatsızlığı olduğunda bunun sayısı arttırılır. balgam çıkarmasını kolaylaştırmak için önerilen balgam söktürücü ilaçlar kullanılır. gerektiğinde tedaviye nefes açıcı ilaçlar eklenir.
çocukların bulundukları ortamın %50 oranında nemlendirilmesi uygun olacağından buhar makinesi kullanılır. tozlu ve sigara içilen ortamlarda bulunmamaları, evde sigara içilmemesi gerekir.
hasta ve gripli kişilerden uzak durmaları uygun olur.
kızamık, suçiçeği gibi önemli hastalıkları geçirirken doktorlarının haberi olmalıdır.
aşı takvimleri normal çocuklarda olduğu gibidir. ilave olarak grrip, h. influenza ve pnömokok aşılarının yapılması uygun olur.
normal okula devam edebilirler.
her türlü sporu yapabilirler (dalma hariç), ortamında toz ve duman olmayan, çok ağır iş gücü gerektirmeyen her türlü işte çalışabilirler. hareketle balgam sökmeleri kolay olacağından istirahate zorlanmamalıdır.



kaynak: prof. dr. nural kiper (hacettepe üniversitesi tıp fakültesi çocuk sağlığı ve hastalıkları ad)
göğüs hastalıkları ünitesi ve çocuk solunum yolu hastalıkları ve kistik fibrozis derneği

_kelebek_ - avatarı
_kelebek_
Ziyaretçi
5 Mart 2012       Mesaj #3
_kelebek_ - avatarı
Ziyaretçi
Kistik fibrozis kalıtsal (ailevi geçiş gösteren) bir hastalıktır. doğumdan itibaren birden çok organımızı etkileyerek bu organlarda fonksiyon (işlev) bozukluklarına yol açar. kistik fibroziste esas olarak etkilenen organlarımız dış salgı bezlerinin bulunduğu organlarımızdır. akciğervirgulll pankreasvirgulll barsakvirgulll ter bezleri dış salgı bezlerinin en çok yer aldığı organlardır. normalde dış salgı bezlerinin ince ve akışkan salgısı vardır. bu salgılar ile akciğerlerin temiz ve sağlam kalması sağlanır; toz ve yabancı cisimlervirgulll mikroplar bu akıcı salgı ile atılabilirler. kistik fibrozisli hastalarda ise bu salgıların kıvamı artmış olupvirgulll akcı özelliğini kaybederler.
bu sebeple kistik fibrozisli hastaların balgam çıkarması güçleşmiştir. küçük hava yollarının balgamla tıkanması sonucu akciğer rahatsızlıkları oluşur (öksürükvirgulll hırıltıvirgulll zatürevirgulll bronşit gibi). pankreas denilen organımız ağızdan alınan besin maddelerinin sindirilerek vücuda yararlı hale gelmesini sağlayan dış salgılar (enzimler) salgılarlar. kistik fibrozisli hastaların büyük çoğunda bu salgıların hastalık nedeniyle salınamaması veya kanallardaki tıkanıklıklar nedeniyle barsaklara akamaması sonucu alınan besinler sindirilemez. bol miktardavirgulll kötü görünüşlü-yağlıvirgulll fazla sayıdavirgulll pis kokulu dışkı oluşurvirgulll hastalarda karın şişliği ve gaz oluşurvirgulll tedavi edilmezse yeteri kadar kilo alamaz ve büyümeleri geri kalır.
yine hastaların ter bezlerindeki bozukluk nedeniyle terleri normal çocuklara göre daha tuzludur. fazla tuz kaybetmeleri özellikle sıcak ve kuru havalarda fazla terleme sonucu çocuğu susuz bırakıp sorun oluşturabilir. böyle durumlarda önerildiği şekilde tuz ve sulu gıdaların fazla alınması gerekir.



Kistik Hastalık (Fibrokistik meme hastalığı)

Kadınlarda en çok görülen meme kitlesi sebebidir. Bu kistlerin içleri sıvı dolu olup adet öncesi dönemde sıvı miktarı artar, memede gerginlik ağrı ve hassasiyet ortaya çıkar. Her iki memede de yaygın olup büyüdüklerinde yuvarlak düzgün hareketli sertçe kitleler halinde ele gelirler. Genellikle menopozdan sonra kaybolmaya başlarlar.

Yağ bezeleri (Lipomlar)

Değişik büyüklükte tek, ağrısız, yuvarlak değişik büyüklükte meme kitleleridir. İçerisinde yağ dokusu bulunur. Vücudun birçok yerinde de görülebilirler.

Fibroadenomalar

Daha çok gençlerde görülen, genellikle tek, yuvarlak, oval, sert, hareketli, çoğu zaman ağrısız meme kitleleridir. Tesadüfen farkedilirler.

Papilloma ( intraduktal papilloma)

Meme başı arkasındaki ana süt kanalı duvarında gelişen siğil benzeri yapılardır. Meme başından kanlı bir akıntıya neden olurlar.

Travma sonucu oluşan kitleler

Kaza, çarpma, sonucu meme dokusu içinde kan toplanarak (Hematom) , veya yağ dokusunun parçalanması sonucu yağlı dokuda sertleşme (Yağ nekrozu) gelişerek kitle hissi verebilirler. Bu durumlarda meme cildinde de kızarıklık, ateş, ağrı hissi olabilir.

Meme başı akıntıları

Birçok kadın yaşamı boyunca meme başı akıntılarla karşılaşmıştır. Bu tek veya her iki memede olabilir. Bunların çoğunluğu önemsiz akıntılardır. Berrak ve az miktarda bir meme başı akıntısı normal kabul edilir ve herhangi bir inceleme gerektirmezler. Devamlı ve bol miktarda olması incelemeyi gerektirir.

Meme başından koyu kıvamlı ve renkli akıntılar mutlaka araştırılmalıdır. Koyu sarı yeşil akıntılar iltihaba bağlı olabileceği gibi, kanlı akıntılar süt kanalı papillomlarına veya meme kanserlerine bağlı olabilirler.

Emzirme dönemi memeden süt gelmesi doğaldır. Ancak diğer zamanlarda kendiliğinden memeden süt gelmesi (Galaktore) doğal olmayıp mutlaka araştırılmalıdır.

Kötü Huylu kitleler

Meme basitçe:

1. Süt yapımını sağlayan bezlerin oluşturduğu LOBÜLLER

2. Sütün boşaltılmasını sağlayan kanallar ( DUKTUSLAR)

3. Bu dokuların arasını dolduran bağ dokularından oluşmuştur.

Memenin kötü huylu kitleleri bu oluşumlardan gelişebilirler.

Süt kanallarından: İNTRADUKTAL KANSERLER ( en sık)

Lobüllerden: LOBÜLER KANSERLER

Ara dokulardan ( nadir )

Meme kitleleri:

Ele gelen kitleler (Palpabl) Kendi kendini muayene veya hekim

muayenesi ile tesbit edilir.

Ele gelmeyen kitleler (Nonpalpabl) Mammografik taramalar sırasında tespit edilirler. Bu nedenle belirli bir dönemden sonra meme muayenesi yanında periyodik olarak radyolojik inceleme de önerilmektedir.

Meme Kitleleri nasıl değerlendirilir?

1.Palpasyon (Elle muayene) : Kişinin kendi kendini veya hekim tarafından yapılan elle muayenedir.

2.Aspirasyon ( iğne ile sıvı çekme): Hekim tarafından yapılır. Memedeki kitle içine enjektörle girilir ve eğer sıvı varsa enjektör içine çekilir. Bu yötemle kitlenin kist veya katı olup olmadığı tesbit edilmiş olur. Aynı zamanda alınan sıvı patolojik incelemeye gönderilir. Kistik kitleler bu yöntemle boşalırlar ve aynı zamanda tedavi edilmiş olunurlar.

3.İnce iğne aspirasyon biyopsisi: Yukarıdaki yöntemde kitlede eğer sıvı yoksa katı kitleden enjektöre hücre emilir, bu hücreler cam üzerine püskürtülüp patoloji uzmanı tarafından incelenir.

3.Mammografi: Memenin röntgen ile incelenmesidir. Erken dönemde meme kitlelerinin tanısını sağlar. Kitlenin iyi veya kötü huylu olduğunu belirleyebilir. Bazen kitle ele gelmeden tanı koydurabilir.

4.Ultrasonografi: Memenin ses dalgaları ile incelenmesini sağlar. Memedeki kitleleri, kitlenin kistik veya katı olup olmadığını belirlemede faydalıdır.

5.Biyopsi: Kitlenin lokal veya genel anestezi ile cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Kitle tamamen (exizyonal) veya kısmen (insizyonal) olarak çıkarılıp patojik incelemeye gönderilir.

Memede kitle tespit edildiği zaman hekim bu yöntemlerin bir veya birkaçını uygulayarak kitleyi incelemeye alır, ve kesin tanıya varılır.

Meme kanserlerinin belirtileri nelerdir.?

Meme başında çatlamalar, yaralar, sertlik , içeri çekilme,

Meme başından kanlı akıntı gelmesi,

Meme başının asimetrik şekil bozukluğu,

Meme şeklinin bozulması, asimetrik görünüm, çukurlaşma, tümsekleşme, ele gelen ağrısız veya ağrılı kitleler,

Meme cildinin renk şekil yapı değişiklikleri, portakal kabuğu görünümü alması, kabalaşma,

Meme üzerinde yaralar ortaya çıkması,

Meme cildinde damarlarda belirginleşmeler, kızarıklık, ateş, şişlik

Koltuk altında ele gelen kitleler, v.s.

Bu belirtilerden herhangi birisi tek başına meme kanseri olarak değerlendirilemez. Diğer bulgular ve incelemelerle birlikte ancak kesin bir tanıya varılabilir.

Meme kanserlerinde tedavi

1. Cerrahi Tedavi

2. Radyoterapi

3. Kemoterapi

4. Hormonal tedavi

Cerrahi tedavi ve radyoterapi vücudun bir bölümünü ilgilendiren tedavi yöntemleri olduğundan lokal tedavi, kemoterapi ve hormonal tedavi tüm vücüdu ilgiledirdiği icin sistemik tedavi olarak kabul edilir. Bu tedavi yöntemlerinden hangilerinin uygulanabileceği birçok faktörlere bağlıdır. Bunlar arasında tümorün tipi, tanı konulduğunda hastalığın yayılım dururmu, yaş ve hastalık hikayesi sayılabilir. ayrıca tedavi konusunda kişinin tercihleri ve yaşam biçimi de önem taşır. Ancak küratif tedavi yöntemi seçimi esas olmalıdır.

Periyodik meme bakımı

1. Her ay kendi kendini muayene

2. Yılda bir kez hekim muayenesi, (eğer daha önce geçirilmiş meme hastalığı varsa 3 ayda bir )

3. Mammografi : 40 yaşından sonra 2 senede bir, 50 yaşından sonra yılda bir yapılmalıdır.

---------- Mesaj tarihi 23:21 ---------- Önceki mesaj tarihi 23:19 ----------

Kistik fibrozis kalıtsal (ailevi geçiş gösteren) bir hastalıktır. doğumdan itibaren birden çok organımızı etkileyerek bu organlarda fonksiyon (işlev) bozukluklarına yol açar. kistik fibroziste esas olarak etkilenen organlarımız dış salgı bezlerinin bulunduğu organlarımızdır. akciğer, pankreas, barsak, ter bezleri dış salgı bezlerinin en çok yer aldığı organlardır. normalde dış salgı bezlerinin ince ve akışkan salgısı vardır. bu salgılar ile akciğerlerin temiz ve sağlam kalması sağlanır; toz ve yabancı cisimler, mikroplar bu akıcı salgı ile atılabilirler. kistik fibrozisli hastalarda ise bu salgıların kıvamı artmış olup, akcı özelliğini kaybederler.
bu sebeple kistik fibrozisli hastaların balgam çıkarması güçleşmiştir. küçük hava yollarının balgamla tıkanması sonucu akciğer rahatsızlıkları oluşur (öksürük, hırıltı, zatüre, bronşit gibi). pankreas denilen organımız ağızdan alınan besin maddelerinin sindirilerek vücuda yararlı hale gelmesini sağlayan dış salgılar (enzimler) salgılarlar. kistik fibrozisli hastaların büyük çoğunda bu salgıların hastalık nedeniyle salınamaması veya kanallardaki tıkanıklıklar nedeniyle barsaklara akamaması sonucu alınan besinler sindirilemez. bol miktarda, kötü görünüşlü-yağlı, fazla sayıda, pis kokulu dışkı oluşur, hastalarda karın şişliği ve gaz oluşur, tedavi edilmezse yeteri kadar kilo alamaz ve büyümeleri geri kalır.

yine hastaların ter bezlerindeki bozukluk nedeniyle terleri normal çocuklara göre daha tuzludur. fazla tuz kaybetmeleri özellikle sıcak ve kuru havalarda fazla terleme sonucu çocuğu susuz bırakıp sorun oluşturabilir. böyle durumlarda önerildiği şekilde tuz ve sulu gıdaların fazla alınması gerekir.


Kaynak: Fibrokist nedir, hangi bitkide kullanılır?

Benzer Konular

8 Mart 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
26 Nisan 2014 / Misafir Soru-Cevap
21 Ekim 2011 / Misafir Soru-Cevap
15 Şubat 2012 / Misafir Arşive Kaldırılan Konular