Arama

Osmanlı Devleti teokratik midir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 13 Ekim 2014 Gösterim: 7.035 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Ekim 2010       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Osmanlı Devleti teokratik midir değil midir?evetse neden?hayırsa neden?AÇIKLAYINIZ!
EN İYİ CEVABI ener verdi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

Osmanlı Devleti teokratik midir değil midir?evetse neden?hayırsa neden?AÇIKLAYINIZ!


Osmanlı İmparatorluğu "teokratik" bir devlet de­ğildi. bir "Şeriat Devleti" idi. "Şeriat" yani "dini hu­kuk" ise bütün dinlerde az veya çok, dar veya geniş vardır. "İslam şeriatı" olduğu gibi, İsa'nın, Musa'nın da "şeriatları" vardır.
Sponsorlu Bağlantılar

Teokrasi, bir siyasi toplumda "hüküm sahibi" olan zatın, haiz bulunduğu "emretme" salahiyetini, bir "zati hak ve yetki" (droit propre) olarak ve "doğru­dan doğruya ilahi kaynaktan" yani "Tanrı'dan" alma­sı (bunun böyle görülmesi ve kabul edilmesi) halidir. İktidar bu toplumlarda, tabiatiyle ümmetten veya mil­letten gelmez. Milli irade diye bir kavram da yoktur. Feodal (yahut onun uzantı ve kalıntıları üzerine ku­rulmuş) sosyopolitik düzenlerde olduğu gibi, iktida­rın kaynağı ve iintikali bir "mülkiyet" meselesi de de­ğildir. Teokraside, iktidar, hükümdar (=hükümran) olan kişiye, "aracısız olarak Tanrı tarafından" tevdi edilmiş, yani diğer bir ifadeyle hükümdarı Tanrı tayin etmiş ve yetkilendirmiştir. Eski toplumların bazıların­da böyle bir izaha ve inanca ihtiyaç görülmüştü. Bu­nun kökü totemlere kadar dayanır. Hükümdarın kur­tun, aslanın ve hatta eski Japon imparatorları gibi "gü­neşin oğlu" olarak kabulü gibi... Aynı zamanda hü­kümdar da olan peygamberler, teokrasinin en açık örneğini verirler, İslam'da halife ise, Cenâb-ı Hakk'ın değil, fakat Hz. Peygamber'in vekilidir. İktidarı, hâşâ doğrudan doğruya Cenâb-Hakk'tan almamıştır. Hatta Hz. Peygamber'den de almamıştır. Nisa Suresi'nin 59. ayet-i kerimesi'nde "-Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Resule itaat edin. İçinizden buyrultu sa­hibi olanlara da..." buyurulmuştur. İslam'da "monar­şi" de yoktu. Halife seçimle gelir. Halifeyi "ehl-ülhâl ve'l-akd" olan kimseler "ümmetin en yüksek meclisi" sıfatıyla seçerler. Seçilmenin şartları vardır ama, yu­karıda zikredilen âyet-i kerime'de olduğu gibi, hali­fe "ümmetin içinden biri'dir. Ve seçilen zata "biat" (bey'a) edilir, yahut edilmez de... Hilafetin "irsen intikali" bahsini ve "biat edilmemiş bazı ha­lifeler" konusunu bu yazıya sığdıramayız.



Halife, Kur'an, Sünnet ve diğer kaynakların gereklerine göre hükmedecektir. Yani şeriate (dini hukuka göre hükmedecektir. Uygulayacağı hukukun ilahi kaynaklı olması, halifeye "uluhiyet" veya "uluhiyetin intikalinden önce, Osmanlı Dev­leti, nasıl bir "teokrasi" değil, fakat gene de dini hukuk uygulayan bir "şeriat devleti" idiyse, hilafet­ten sonra da öyle olmuştur. Hilâfetin Osmanoğullan'na ne getirdiği ise, ayrı bir meseledir.



Laikliğe gelince: bunu öz ve sade olarak, kısaca Din ve dünya işlerinin birbirinden ayrılması" diye ifa­de etmek kolaydır ve adet olmuştur. Ancak ilmi bir tartışmada, laiklik böyle ifadeye devam edilirse, bundan bir anlam ve sonuç çıkmaz. Din işi, dünya işi ne demektir? Kısaca " iş' ne demektir! Şeriatte mevcut mesela "muamelat" ve "ukubat" hüküm­leri "Din işi" midir, yoksa "Dünya işi" mi? Bu, açık­lanmadan, "ilmi tartışma" olmaz.



Kısaca söyleyelim: Laik devlet, kendi hukuk dü­zenindeki herhangi bir kuralı "sırf din gereği" ola­rak bu düzene dahil etmeyen ve "müeyyidelendirmeyen" devlet demektir. Laiklik bir "hukuk prob­lemi"dir. "Hukuk kaynağı" ve "hukuk tekniği" meselesi olarak tartışılmalıdır. Gerçi en modern hukuk düzenlerinde de, dinlerle müşterek olan ku­rallar vardır hele suçlar bahsinde... Fakat bu kural­lar, o düzenlere "sırf, sadece, münhasıran birer din emri" olarak değil, din emir ve gereklerinden "tec­rit edilmiş-soyutlanmış" ve sadece birer "sosyal zaruret" olarak girmişlerse, o devlet bir "Laik Devlet" ve onun hukuk düzeni de "laik"tir.



"Din işi, dünya işi" işte bu "iş 'tir efendim. Ha­vanda su döğmek için değildir.

kaynak
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
29 Ekim 2010       Mesaj #2
ener - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

Osmanlı Devleti teokratik midir değil midir?evetse neden?hayırsa neden?AÇIKLAYINIZ!


Osmanlı İmparatorluğu "teokratik" bir devlet de­ğildi. bir "Şeriat Devleti" idi. "Şeriat" yani "dini hu­kuk" ise bütün dinlerde az veya çok, dar veya geniş vardır. "İslam şeriatı" olduğu gibi, İsa'nın, Musa'nın da "şeriatları" vardır.
Sponsorlu Bağlantılar

Teokrasi, bir siyasi toplumda "hüküm sahibi" olan zatın, haiz bulunduğu "emretme" salahiyetini, bir "zati hak ve yetki" (droit propre) olarak ve "doğru­dan doğruya ilahi kaynaktan" yani "Tanrı'dan" alma­sı (bunun böyle görülmesi ve kabul edilmesi) halidir. İktidar bu toplumlarda, tabiatiyle ümmetten veya mil­letten gelmez. Milli irade diye bir kavram da yoktur. Feodal (yahut onun uzantı ve kalıntıları üzerine ku­rulmuş) sosyopolitik düzenlerde olduğu gibi, iktida­rın kaynağı ve iintikali bir "mülkiyet" meselesi de de­ğildir. Teokraside, iktidar, hükümdar (=hükümran) olan kişiye, "aracısız olarak Tanrı tarafından" tevdi edilmiş, yani diğer bir ifadeyle hükümdarı Tanrı tayin etmiş ve yetkilendirmiştir. Eski toplumların bazıların­da böyle bir izaha ve inanca ihtiyaç görülmüştü. Bu­nun kökü totemlere kadar dayanır. Hükümdarın kur­tun, aslanın ve hatta eski Japon imparatorları gibi "gü­neşin oğlu" olarak kabulü gibi... Aynı zamanda hü­kümdar da olan peygamberler, teokrasinin en açık örneğini verirler, İslam'da halife ise, Cenâb-ı Hakk'ın değil, fakat Hz. Peygamber'in vekilidir. İktidarı, hâşâ doğrudan doğruya Cenâb-Hakk'tan almamıştır. Hatta Hz. Peygamber'den de almamıştır. Nisa Suresi'nin 59. ayet-i kerimesi'nde "-Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Resule itaat edin. İçinizden buyrultu sa­hibi olanlara da..." buyurulmuştur. İslam'da "monar­şi" de yoktu. Halife seçimle gelir. Halifeyi "ehl-ülhâl ve'l-akd" olan kimseler "ümmetin en yüksek meclisi" sıfatıyla seçerler. Seçilmenin şartları vardır ama, yu­karıda zikredilen âyet-i kerime'de olduğu gibi, hali­fe "ümmetin içinden biri'dir. Ve seçilen zata "biat" (bey'a) edilir, yahut edilmez de... Hilafetin "irsen intikali" bahsini ve "biat edilmemiş bazı ha­lifeler" konusunu bu yazıya sığdıramayız.



Halife, Kur'an, Sünnet ve diğer kaynakların gereklerine göre hükmedecektir. Yani şeriate (dini hukuka göre hükmedecektir. Uygulayacağı hukukun ilahi kaynaklı olması, halifeye "uluhiyet" veya "uluhiyetin intikalinden önce, Osmanlı Dev­leti, nasıl bir "teokrasi" değil, fakat gene de dini hukuk uygulayan bir "şeriat devleti" idiyse, hilafet­ten sonra da öyle olmuştur. Hilâfetin Osmanoğullan'na ne getirdiği ise, ayrı bir meseledir.



Laikliğe gelince: bunu öz ve sade olarak, kısaca Din ve dünya işlerinin birbirinden ayrılması" diye ifa­de etmek kolaydır ve adet olmuştur. Ancak ilmi bir tartışmada, laiklik böyle ifadeye devam edilirse, bundan bir anlam ve sonuç çıkmaz. Din işi, dünya işi ne demektir? Kısaca " iş' ne demektir! Şeriatte mevcut mesela "muamelat" ve "ukubat" hüküm­leri "Din işi" midir, yoksa "Dünya işi" mi? Bu, açık­lanmadan, "ilmi tartışma" olmaz.



Kısaca söyleyelim: Laik devlet, kendi hukuk dü­zenindeki herhangi bir kuralı "sırf din gereği" ola­rak bu düzene dahil etmeyen ve "müeyyidelendirmeyen" devlet demektir. Laiklik bir "hukuk prob­lemi"dir. "Hukuk kaynağı" ve "hukuk tekniği" meselesi olarak tartışılmalıdır. Gerçi en modern hukuk düzenlerinde de, dinlerle müşterek olan ku­rallar vardır hele suçlar bahsinde... Fakat bu kural­lar, o düzenlere "sırf, sadece, münhasıran birer din emri" olarak değil, din emir ve gereklerinden "tec­rit edilmiş-soyutlanmış" ve sadece birer "sosyal zaruret" olarak girmişlerse, o devlet bir "Laik Devlet" ve onun hukuk düzeni de "laik"tir.



"Din işi, dünya işi" işte bu "iş 'tir efendim. Ha­vanda su döğmek için değildir.

kaynak
misafir - avatarı
misafir
Ziyaretçi
13 Ekim 2014       Mesaj #3
misafir - avatarı
Ziyaretçi
osmanlı devleti feodal bır devlet mıdır? hayırsa neden?

Benzer Konular

24 Temmuz 2016 / Misafir Cevaplanmış
6 Nisan 2010 / ThinkerBeLL Osmanlı İmparatorluğu
27 Nisan 2011 / Misafir Soru-Cevap
19 Aralık 2016 / Misafir Soru-Cevap
24 Mart 2009 / ThinkerBeLL Osmanlı İmparatorluğu